Enflasyon, Faiz, Neden ve Sonuç
Talep
enflasyonundan maliyet enflasyonuna gidiş ve faiz artışı
Talep artar
arz karşılık
verecek kadar hızlı artmazsa
fiyatlar
yükselmeye başlar
bu
yükseliş devam ederse enflasyona dönüşür
bankalar mevcut faizle mevduatı tutamaz
olurlar
faizler,
enflasyona paralel olarak artmaya başlar
faizler artınca finansman maliyetleri
yükselmeye yönelir
maliyet artışları fiyatlara yansır
fiyatlar yükselir
enflasyon hızlanır
faizler tekrar artmaya başlar
Özet: Talep artışıyla başlayan gelişmede enflasyon (talep
enflasyonu) ilk neden ve faiz artışı sonuçtur. Bu zincir devam ettiğinde
faizlerdeki artış finansman maliyetlerini artırmaya başlayınca bu kez faiz
neden, maliyet enflasyonu sonuç olmaya başlar.
Geçici Çözüm: Zincirleme neden – sonuç ilişkilerinde çözüm ilk
nedeni bulup onu çözmekten geçer. Burada ilk neden artan talebe arzın yanıt
verememesidir. O halde çözüm iki yoldan birisiyle olur: İlk çözüm yolu; arzı (üretimi)
artırmak veya ithalatla talebi karşılamaktır. Bu, zaman veya döviz yetersizliği
yüzünden mümkün olmayabilir. İkinci çözüm yolu; Faizi artırmak ve bu yolla talebi
kısmaktır. Bunun da büyümeyi düşüreceği dikkate alınmalıdır.
Kur artışından maliyet enflasyonuna geçiş ve faiz artışı
Ülke riskleri artar
kur yükselir (yerel
para değer kaybeder)
ithal girdiler
pahalı hale gelir
ithal girdiye dayalı üretim maliyetleri
yükselmeye başlar
üretici maliyet artışlarını fiyatlara
yansıtır
bu yükseliş devam ederse fiyat artışları enflasyona dönüşür
kur artışını ve enflasyonu frenlemek için
faizler artırılır
faizler artınca finansman maliyetleri
yükselmeye yönelir
firmalar tekrar fiyatları
artırırlar
enflasyon hızlanır
faizler tekrar artmaya başlar
Özet: Ülke riskinde artışla başlayan gelişmede kur artışı ilk
neden, maliyet enflasyonu artışı zincirleme neden ve faiz artışı sonuçtur. Bu
zincir devam ettiğinde faizlerdeki artış finansman maliyetlerini artırmaya
başlayınca bu kez kur atışıyla birlikte faiz artışı da neden olmaya ve maliyet
enflasyonu sonuç olmaya başlar. Bir başka ifadeyle nedenler ve sonuçlar
zincirleme görünümle birbirinin yerini almaya yönelir.
Geçici Çözüm: Neden – sonuç ilişkilerinde çözüm ilk nedeni bulup
onu çözmekten geçer. Burada ilk neden artan riskler nedeniyle kurdaki
yükseliştir. O halde çözüm iki yoldan birisiyle olur: İlk çözüm yolu; riskleri
azaltmaya çalışmaktır. Bu, eğer risk artışı içeriden kaynaklanıyorsa mümkündür
ama eğer dışarıdan kaynaklanıyorsa her zaman mümkün olmayabilir. İkinci çözüm
yolu; Faizi artırmak ve bu yolla döviz girişini artırarak kuru dengelemeye
çalışmaktır. Bu da sonuçta sıcak parayı çekecek bir adım olacağı için
sürdürülebilir bir yaklaşım değildir.
Enflasyon
düşerken faiz de düşer
Enflasyon çeşitli nedenlerle
düşebilir. Her şeyden önce enflasyona neden olan gelişmelerde tersine
değişimler ortaya çıkarsa enflasyon düşebilir. Mesela talepte bir düşüş olursa,
arzda ve ihracatta bir değişme olmadığı sürece enflasyonda düşüş başlar. Arzda
bir artış olursa talepte bir değişiklik olmadığı durumda enflasyon düşüşe
geçer. Ülke riskinde gerilemeler olur ve ülkenin parası diğer paralara karşı
güçlenmeye başlarsa enflasyon düşmeye başlar. Bazı tür krizlerde enflasyon
düşer, tam tersine deflasyon ortaya çıkabilir. Bunlara ek olarak enflasyonun
düşmeşine etkili olabilecek baz etkileri de olabilir. Baz etkisi;
karşılaştırmaya konu olan iki dönemden ilkinde herhangi bir nedenle oran ya da
sayılar üzerinde ortaya çıkan aşırı bir yükseliş veya düşüşün karşılaştırılan
dönemlerin sonuçları üzerinde yarattığı etkidir. Bir örnekle açıklayalım. Geçen
yılın ilk aylarında kurlardaki artış sonucu Haziran ayında aylık enflasyonun
yüzde 2,6 gibi çok yüksek bir ortanda geldiğini düşünelim. Bu aylık artış,
endeksi 2,6 puan artırmış olur. Bu yılın Haziran ayında kurlar aynı sıçramayı
göstermediği, başkaca da bir olumsuz etki olmadığı için aylık enflasyonun yüzde
0,3 geldiğini varsayalım. Bu durumda geçen yılın Haziran ayına ait yüzde 2,6’lık
enflasyon oranı endeksten çıkacak yeni gelen yüzde 0,3’lük oran endekse girecek
ve 12 aylık enflasyon 2,3 puan düşmüş olacaktır.
İşte bütün bu nedenlerle
enflasyonda ortaya çıkacak düşüş faizlerde de düşüşe yol açar. Bankalar
enflasyonun çok üzerinde faiz vermek istemez. İnsanlar da eğer enflasyonun
düştüğünü görürse reel faizin (enflasyondan arındırılmış faiz) pozitif olması
kaydıyla daha düşük faizlere razı olabilirler.
Sonuç
Gerek talep enflasyonu gerekse
kur artışı kaynaklı maliyet enflasyonunda eğer nedene bağlı bir çözüm
bulunamıyorsa sonuçtan giderek yani faizi artırarak zaman kazanılır, böylece
geçici çözüm sağlanır. Bu kazanılan zaman içinde enflasyona neden olan
sorunların çözümü için sistemi düzeltecek yapısal değişikler yapılmaya
başlanmalıdır. Eğer bu önlemler alınmazsa sorun kısa vadede çözülmüş olmakla
kalır.
Baz etkisiyle düşen enflasyona
öteki düşüşlerden daha titiz yaklaşmak gerekir. Çünkü baz etkisiyle düşen
enflasyon bir süre sonra bu kez ters baz etkisiyle yükselebilir.
Bu akıl yürütmenin tek zayıf
noktası kısa vade meselesidir. İktisatçıların kısa vade anlayışıyla
siyasetçilerin kısa vade yaklaşımı birbirini tutmaz. İktisatçılara kısa vade
gibi görünen süreler siyasetçilere uzun vade gibi görünür. O nedenle, imkânsız
olduğu defalarca söylense ve kanıtlansa bile, faizi düşürerek enflasyonu
düşürmek siyasetçiye çok çekici gelir.
Hocam teşekkürler yazınız için. Türkiye şartlarında dövizin ekonomiyi sarsmaması için reel fazin ne kadar olması gerekir? Enflasyon oranı üzerinde kalması gerektiğini biliyoruz. Ancak bu ne kadar üzerinde olmalı? Şu anki güncel risk durumumuza göre yorumlarsanız memnun olurum.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilTürkiye'de reel faizinin bugünkü koşullarda en az risk puanı kadar olması uygun olur. CDS primi 350 bp dolayında olduğuna göre 3,5 puan uygundur diyebiliriz.
Hocam enflasyon + 3,5 mu yoksa net yıllık 3,5 mu ? sevgiler
SilReel faiz en az CDS kadar olmalı. BU durumda faiz = enflasyon + CDS olmalı.
Silnominal faiz = enflasyon + reel faiz
Silreelfaiz = CDS olursa
nominal faiz = enflasyon + CDS olur.
1+r=(1+f)/(1+e)
Silsene 1981 aityo ders hocamız sayın Atilla Bağrıaçık neden sonuç zincirleme etkisini anlatımının bir benzerini sizde okuyunca yılların çabuk geçtiğini günü kurtarmaya çalışırken geleceğin heba edilişini politikacı seçimlerimizin ne kadar önemli olduğunu ülkenin geleceğinin borçlanarak eridiğini malesef yaşayarak öğrendik. sayın eğilmez emeklerinize sağlık bilgilendirmek için yazdığınız her yazı aslında ders. anlamak isteyenlere...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilGüzel bir paylaşım olmuş. Eskilerden bugüne kadar. Teşekkürler
SilHocam çok güzel özetlemişsiniz..elinize kaleminize sağlık..
YanıtlaSilSağ olun
SilBu kadar güzel ve özet yazı olamaz NOKTA. saygılarımla...........
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilElinize sağlık hocam öncelikle.
YanıtlaSilBizim ülkenin bu durumda yapması ilk gereken şey yapısal reformlar herkesin ezberlediği gibi. Bizim bu konuda ilk adım atmamız gereken alan hukuk alanı mı? Malum, bana da mantıklı gelen hukukun, mal-mülk korunmasından tutun da bir sürü başlık için şüphe edeceği bir ortamda kimse yatırım yapmak istemez.
Buna karşı bir kesim de şöyle düşünüyor; "Hukukun tam uygulanamadığı yerde kimse bir şey yapmak istemez madem VW neden Türkiye'de fabrika kurmayı düşünüyor? " Sorusunu sorarak, aslında hukuk konusunun da o kadar önemli değilmiş demeye çalışıyor. Belki benim verdiğim tek bir örnek ancak sizin de bu konu hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum.
Hukuk önemsiz olsaydı Türkiye AB'ye girmek için tam üyelik müzakerelerine başladığı dönemde rekor yabancı sermaye girişi başlar mıydı? Sonra 4 yıl geçip de Türkiye ilişkiyi soğutunca yabancı sermaye girişi üçte bire düştü.
SilKaldı ki hukuk meselesi sadece yabancı sermaye için değil bizim yerli sermaye için de önemli değil mi? Hakkını doğru dürüst arayamayacağını düşünen insan yatırım yapar mı? Yapmıyor zaten.
İşçi açısından yeni bir hukuksuzluk ise işten çıkarılma ve işe iade sürecidir.
Silİş hukukundan bütün kararlar işçi yararına alınır.
Son çıkarılan arabuluculuk yasası ile;
1-Arabuluculuk yapan avukatın doğru bilgi verme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Burada arabulucu avukat el altından firma ile anlaşarak hatta rüşvet alarak işçiyi uyarmıyor.
2-Fesih bildirimi başlangıç tarihi alınmakta ve işverenin inisiyatifine bırakılmaktadır.
3-Fesih bildiriminden başlayarak 30 gün içinde arabulucuya başvurmak gerekiyor. Eğer başvurmazsa hakdüşürücü süre yürürlüğe giriyor.
4-Buradan işçinin haksızlıktan dolayı yargılanıp iş hakkının verilmesi arabulucuya başvuru ve zamanında başvuru ilkesine bağlanıyor.
5-İşçi uyarılmadığı takdirde hakkını kaybedebiliyor.
6-İşçi avukat tutarsa 3-4 bin maliyeti karşılamak durumunda kalıyor. Sonuçta işini alma garantisi yoktur.
7-işe iade mahkeme kararı ile bağlanmasına rağmen kesinlik arzetmiyor.
8-Bir başka engel ise işçinin kazandığı dava için işverene noter aracılığı ile başvurması ve zamanında başvurması gerekiyor.
9-Tazminat ve diğer haklarını araması da yine aynı prosedüre tabidir.
10-İşçi davayı kaybederse şirketin avukatının masrafını ödemek zorunda kalıyor.
Bu konu hakkında yazacağım bir çok olay olmasına rağmen işçinin tazminat ve işe iade konusunda bu kadar prosedüre maruz bırakılması hukuk eli ile yapılmaktadır.
Bu olayların mahkemelerde nasıl cereyan ettiğini bilen bizzat hakimlerdir. İşçinin nasıl mağdur edildiğini gören hakimlerdir. Hukukun araçları işveren lehine kullanılıyor
Bunlara onlar ses çıkarmayacakta kim çıkaracak?
Sayın Hocam, MB politika faizinin düşmesi her durumda bankaların özellikle ticari kredi faizlerinin düşmesini sağlar mı?
YanıtlaSilAyrıca YP mevduatları 19 temmuz haftasında 217 milyar 769 milyon dolara yükselmiş. Faiz ve enflasyon düştükçe mevduat faizi de düştüğüne göre vatandaş neden TL'de kalsın? Haliyle bu durumda YP mevduatları artmaya devam etmez mi? Bu artış da dolar kurunu diğer sebeplerle birlikte düşünülünce artırmaz mı?
Bu dediklerinizde haklısınız. O nedenle ben hep diyorum ki faiz, sorunu çözmez, geçici zaman kazandırır. Eğer o kazandığımız zamanda yapacak esaslı bir reform programımız yoksa bir süre sonra her şey tersine döner.
SilTeşekkürler hocam. Bekleyip göreceğiz.
SilBen bu yılın son yarısının da gözden çıktığını düşünüyorum. Hazır seçim de yokken (şimdilik) adım atılmazsa bir daha hiç atılmaz, ekonomi kendi haline bırakılır artık nereye savrulursak.
Hocam politika faizi düştüğünde mevduat faizleri de düşeceğinden TL'de kalmak istemeyenlerin dolar talebi oluşturacağı ve bu sebeple USD/TRY paritesinde doların yükseleceği algısı oluşmuştu (her ne kadar piyasa 300 baz puanı satın aldı ve fiyatladı dense de) .Ancak tam tersi oldu. Bu durumu nasıl izah ediyorsunuz ? Eğer para TL mevduat veya BİST veya dolara gitmediyse nerede ? Dolar üzerindeki baskı ile (eğer varsa) bu seviyede durması ne kadar süre ile bu sürdürülebilir ve faydası var mıdır ?
SilÇok faydalı ve açıklayıcı bir yazı olmuş hocam.
YanıtlaSilKasımdan sonra, ters baz etkisi ihtimali artıyor anladığım kadarıyla.
Evet öyle görünüyor.
SilBir rivayete göre Hocam yurt dışından çok ithal edilen ürünlerin yedek parça Vs ikamesini yaratıp itahalati kesmek için çalışmalar başlatılmış yanlız bugün girdi metal Vs bile yabancı menseili ürün yerli sertifikalı hammadde uretimiiz yok iken Bunu nasıl yapıcaz bir fikriniz varmıdır Hocam tsk
YanıtlaSilMaalesef bir fikrim yok. Geçen gün büyük bir yapı markete gittim bir şey almak için bütün reyonlara baktım. Sanayi ürünleri içinde bir tane Türk malı yok.
SilHocam şu an ülkemizdeki maliyet enflasyonu değil midir? Faizleri düşürmek kağıt üstünde mantıklı değil mi?
YanıtlaSilŞu an ülkemizde maliyet enflasyonu var ama bu maliyet enflasyonu yüksek faizden değil kur yüksekliğinden kaynaklanıyor. Yazıda anlattım. Faizi düşürürseniz ve başka bir ley yapmazsanız bir süre sonra kur yükselir ve yine maliyet enflasyonu oluşur.
SilDeğerli hocam merhaba, konudan biraz farklı olarak konut sektöründeki problemin çözümüne yönelik görüşlerinizi merak ediyorum. Gayrimenkul Fonu'nun devlete (vatandaşa) ek külfet oluşturmadan kurulması ve sektörü bir nebze rahatlatması mümkün olabilir mi? Böyle bir model var mıdır? Saygılar, sevgiler
YanıtlaSilBöyle bir model olması için devletin elinde maliyetsiz kaynak olması lazım. Yoksa o fon bizim vergilerle kurulacak ya da borçla kurulacak demektir. Her ikisi de topluma yük getirir.
SilÖyleyse hocam, "kamu borcu az, borç özel sektörün ve vatadandaşın" söyleminde bulunanların da bunu iyi bir gösterge olarak ileri sürmesi pek mümkün değil. İnşaat ve enerji sektörü borç krizi içinde. Fon ile kurtulacaklarsa ortaya şu çıkacak demektir: Borcu ödemezlerse fon sayesinde kurtulacaklar ve senelerce yaptıkları borç bir gecede kamunun borcu olacak.
SilNeden inşaat şirketlerinin bencilce ve yalnızca kendi ceplerini doldurmaya yönelik girişimlerini vatandaşı ezmekten başka işe yaramayacak bir "fon" hamlesi ile çözelim ki!
SilAnkara, İstanbul, İzmir, Antalya... Ülkenin en güzel toprakları, inşaat sektörünün ekonominin lokomotifi olduğu bahanesiyle kayırılması neticesinde çarpık yapılarla dolduruldu. Bu güzelim şehirler çirkinleştikçe birtakım güruhların ceplerinden dolarlar, avrolar, liralar taşmaya başladı.
Uyarlayıcı bekleyişlerle, habire ve yersiz şekilde bina diktiler sağa sola. Yüz bin lira bile etmeyecek konutlara yedi haneli tutarlarda değer biçtiler.
Gün geldi, o sözde milyonluk evlerin fiyatları yarı yarıya azaldı nerdeyse ve inşaatçıların o nahoş sesleri ülkeyi inletmeye başladı. Konut talebi o şaşalı günlerdeki gibi olmayınca ağlayıp sızladılar, devletten destek beklediklerini söylediler.
Bu fon denilen üç harfli kavramdan, illetten başka bütçenin genellik ve birlik ilkelerini böylesine paramparça eden hangi uygulama var Türkiye'de?
Gayrimenkulle ilintili tüm şahıslar, kurumlar, yatırımcılar, her ne haltsa artık, bugüne kadar sömürdükleriyle yetinsinler ve seslerini kessinler.
teşekkürler
YanıtlaSilhocam sizden ders alarak yetişmeyi ne çok isterdim. Blog unuzu açtığınız günden beri takip ederim.Ondan öncede radikalde takip ederdim.İyi ki varsınız Elinize sağlık .Verdiğiniz analitik yaklaşımla ufkumuzu açtığınız için şükranlarımı sunarım.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilPratik olarak herkesin anlayacağı bir dille açıklamışsınız hocam. Enflasyonun cok dusuk olduğur Almanya, Japonya gibi ülkelerde faizlerin ne kadar düşük olduğu oradaki enflasyon seviyesine çok yakın seyretmesi bu yüzden... Teşekkürler
YanıtlaSilSağ olun.
Silhocam elinize basiniza saglik yine binbir emek ve zaman harcayarak bizlerin istifademize ucretsiz sundugunuz bu aciklayici ve bilgilendirici yazi icin cok tesekkur ederim. bundan fazlasini talep etmek hakkimiz degil ama bunlari grafiklerle yazmaniz ve ulkemizin sartlari musait degil fakat birde bu acaib ekonomik sartlarda faiz duserken doviz altin nasil dusuyor aciklasaniz ne guzel olurdu. saygilar iyi gunler
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilDöviz yalnızca iç nedenlerle yükselmemişti. ABD ile ilişkilerin bozulması, S 400'ler, ambargo endişeleri vs de etkiliydi. Şimdi hepsi bir araya geldi. Yani Trump'ın açıklamaları sonrası bu endişeler azaldı. Fed'in ve AMB'nin para politikasını gevşetme eğilimi de dünyadaki likiditenin bizim gibi ekonomilere yönlenmesini sağlıyor. Kurdaki esas gerileme bunlardan dolayı oluyor. O sırada faiz de düşürüldüğü için ikisi arasında bağ kuruldu.
hocam size katılmıyorum. piyasalar endişelerinin azaldığı hissiyatını düşündürtmek için kurlar faiz indirimine rağmen düşürüldü. düşmedi çünkü kurların düşmesi için bana bir tek sebep bile gösteremezsiniz. fed in faiz indirmesi çok saçma ve abes olur. abd tüm gelişmiş diğer ekonomilerden olumlu ayrışmaya devam ediyor. eğer fed faiz indirirse zaten küresel çapta çok yükselmiş olan finansal kaldıraçlar hızla kırılmaya başlayacaktır. yeni bir küresel çapta finansal kriz çıkması isteniyorsa fed faizleri indirsin. ayrıca ambargo kararlarını abd başkanı değil senato ve kongre veriyor. o risk hala devam ediyor. hani şunu söyleseniz anlarım: hükümet yani iktidar abd ye fıratın doğusu ya da d.akdenizde bazı tavizler vermiş olabilir ya da london city den izin alarak faiz indirdiği için kurlar zıplamadı hatta biraz daha gevşedi. hocam şunu yazamıyorsunuz bu iktidarı küresel sermaye seviyor. iyi anlaşıyor. içeride halkı çok iyi kandırabiliyor. geleceği bugünden pazarlayarak sermayenin türkiye ve hinterlandında sürekli önünü açıyor. brunson tecrübesiyle sermayeye karşı gelinmeyeceğini tekrar öğrendiler. özellikle de ana akım görsel yazılı medyayı da kullanarak içeriyi sakin tutmayı başarıyor. siz de gayet iyi biliyorsunuz ki bizim gibi dış finansmana aşırı bağımlı ekonomide faizlerin düşürülmesi mutlak kur yükselişleri yaratır. bu değişmeyecek bir kanundur. bu kanunu ancak kurları zıplatacak olan merkezle gizli anlaşma yaparak bazı tavizler vererek engelleyebilirsiniz ki böyle yapıldığından çok ama çok eminim. maalesef siz bunları yazamayınca ben yazmak istedim çünkü muhtemelen sizin kariyeriniz bunları dile getirmeye ciddi engel teşkil ediyor.
SilAdsiz 17:16 özellikle…
Sil""" hükümet yani iktidar abd ye fıratın doğusu ya da d.akdenizde bazı tavizler vermiş olabilir ya da london city den izin alarak faiz indirdiği için kurlar zıplamadı hatta biraz daha gevşedi. hocam şunu yazamıyorsunuz bu iktidarı küresel sermaye seviyor. iyi anlaşıyor. içeride halkı çok iyi kandırabiliyor. geleceği bugünden pazarlayarak sermayenin türkiye ve hinterlandında sürekli önünü açıyor."""
Bölümüne aynen katiliyorum. Cok dogru bir tespit ve analiz.
Sayın hocam;sizce iktisat mı siyaseti belirler yoksa siyaset mi iktisatı?
YanıtlaSilİkisi de birbirini etkiler.
SilHocam bugunku gerceklite cevap vermenizi rica edecegim bi sorum var.
SilFaizi sabit tutalim. Dovizdeki artis ya da azalis 100 puan olsun.Bunun kac puani ulkemizin etkisi ile gerceklesiyor? Kac puani disaridaki etkiyle olusuyor.?
Selam Numan bey,
SilTL fiyat hareketlerinin yüzde 60 dan fazlası Türkiye nin iç etkileri ile gerçekleşiyor.
En büyük nedeni, TL pazarında işlem hacminin çok büyük kısmını Türkiye'de Türk karar alıcılar yapıyorlar. Bana göre ana etkendir bu.
Diğer etken ise yurt-içi yurt-dışı bağlantılarını kuran kanalların işlem hacimlerinin zayıflatılmasıdır. Arada arbitraj yapabilecek kadar hacim, finansal enstrüman veya TL nin konvertibil olmasını daha rahatlacak düzenlemeler yapılmıyor, aksine son zamanlarda bir miktar daraltıldı.
Bana göre bugün kü gerçeklikte bu sorunun cevabı böyledir.
Hocam, siz iktisat eğitimini nerede aldınız allasen? Marmara üniversitesinin henüz kurulmamış olan iktisadi bilgiler yüksek okulundan mezun olmadığınız çok belli. Faiz sebep enflasyon sonuçtur, bu da böyle biline :)
YanıtlaSilElbette öyledir. O zaman indirsinler faizi sıfıra kurtulalım enflasyondan deyince herkes niçin kaçıyor?
SilBiz de dolarları aldık, o günü bekliyoruz hocam. Valla yaparlar mı yaparlar bunlar :))
SilEylül sonu ekim ortası para kuyruklarını seyredersiniz artık,Lastik öyle böyle patlak değil keten yırtmış.Bana kalırsa fazla tamah etmeden önlem almak zamanı....
Sil:)
SilHocam maaşların bu şekilde giderse asgari ücret maaşları 200 dolar seviyesine girer. Yabancı yatırımcıya bir davet söz konusu olabilir mi (ucuz işçi açısından )
YanıtlaSilUcuz emek onlarca nedenden sadece birisi.
SilSuanda Turkiyede asgari ucret seviyesi Cinin bir cok sanayilesmis eyaletindeki asgari ucret seviyesinden dusuk
SilHocam öyleyse kura bağlı maliyet enflasyonundan kurtulmak için ithal ikameci yaklaşımla kendi öz kaynaklarımızla yerli üretimi arttırmak çözümün bir ayağı diyebilir miyiz? Bu şekilde üretimi arttırmak aynı zamanda talep enflasyonunu da çözücü bir etki yaratır mı?
YanıtlaSilGeçici ve seçici olursa olabilir ama her malda bunu yaparsak pahalıya mal ederiz.
SilHocam, daha iyi açıklanamazdı, elinize sağlık.
YanıtlaSilSiyasetçilerin bu yazıyı çerçeveletip her gün en az bir kere okumaları gerekir.
Son yıllarda yaşadığımız enflasyonist ortamı ortadan kaldırmak için atılan ciddi bir yapısal adım göremiyorum, ne yazık ki. Siyasetçilerimiz hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam ediyor ve günü kurtarmakla meşguller. Sanırım planlarını bir sonraki para bolluğuna kadar durumu idare etmeye göre yapıyorlar.
Vatandas halinden memnun. Talep yok, istek olsa tepkisini net bir sekilde gosterse siyasetci yapisal reform yapar. Yapmak zorunda
SilFaiz düşüşü tek başına bir anlam ifade etmez. Merkez Bankası bankaların tüm likidite taleplerine cevap vermeyebilir. Bankalar hiç likidite talep etmeyebilir zira bankanın kasasında boş boş duran para bankaya zarar yazar. İktidarın tek düşüncesi ekonomiyi hızlandırarak artan bütçe açıklarını kapamak ki yine çılgın projelerini uygulayabilsin ayrıca istihdam yaratmak suretiyle kendisine kızgın kitlenin büyümesini önlesin. İktidar 17 yıldır akan suyu boş verimsiz alanlara sevk etmenin nasıl bir darbe vurduğunu anlayamadı. Kendine uluslararası bir oyun oynandığını zannediyor veya öyle işine geliyor. Dost ve düşman listemiz habire değişiyor.
YanıtlaSilSorulması gereken soru faizler aşağı düşünce müteşebbisler bankalara koşup kredi çekip doğru alanlarda yatırım yapacak mı? İnsanlar ev, beyaz eşya, araba almaya başlayacaklar mı? Bunlar olmazsa faizleri isterseniz 0'a düşürün iktidarın beklentisi gerçekleşmeyecektir. Bkz. Japonya.
Faiz uzerinden para politikasi uygulamalari
SilFiyat istikrarinin oldugu ulkelerde isler.
Bu yollla ekonomiye merkez bankasi oncu veriler ve gercek durum tespiti uzerinden degerlrmelerle yon verir.
Buyumenin dusecegi dustugu issizligin artmaya basladigi enflasyonun da dusmeye basladigini goren merkez bankasi faiz silahi ile indirimler gerceklestirir ve bu sorunlari onler ekonominin dengeye gelmesini saglamaya yardimci olur hatta cogu zaman tek basina basarili bile olabilir.
Tam tersi durumda ise,
Buyumenin yukseldigi ekonominin isindigi issizligin dustugu emek maliyetlerinin isgucu maliyetlerinin artacak olmasi sonucu talep yonlu canliligin da eklenmesi sonucu enflasyonun arttigi aratacak olmasini tespit eder ve faizleri peyder pey bir program dahilinde arttirir ekonomiyi sogutmaya stabilize etmeye balonlarin olusmasini engellemeye calisir.
Butun bunlar fiyat istikrarinin ve saglikli veri kayit akisinin oldugu ekonomilerde olur.
Cok defa yazdim yazmakta beis gormuyorum.Ornek olsun diye
Mesela ABDde buyumeyi destekleyen olumlayan istenilen uzun yillarin ortalama dogal enflasyonu %2.2.5dir
ABD icin ortalama dogal buyume potansiyeli %2.5dir
Issizlik icin dogal issizlik orani uzun yillar ortalamasi %5(+0.5-0.5) kabul edilir
simdi Fed boyle bir ABD ekonmisinde Faizleri 3.75-400 de tutar.
Diyelim ki ABD de enflasyon yukseldi issizlik dusmeye basladi o zaman 4de tutugu faizleri 25 baz puan arttirir gerekirse bu arttirimlara devam eder.
Tam tersi olarak enflasyon dusuyor buyume dusme egilimi gosterdi bu sefer de aradaki reel faizi gozeterek indirimlere baslar.
Mesela 1999da ABD ekonomisi iyi durumdaydi issizlik %3.8-3.9 bandina gelmisti enflasyonda alarm vermiyordu hatta yeni bilisim tek. sayesinde dusuktu buyume gayet yerindeydi ama o donemki merkez bankasi baskani faizleri arttirdi cunku aciklamasinda issizlik, tarihi dusuk bir seviyede dogal hedefleedigimiz issizlik oranin epey altinda eger faizleri arttirmassak maliyet ve talep yonunden enflasyonla karsilasabiliriz. Iscilik maliyetleri artar bu hem enflasyona hem buyumeye hem de cari dengeye zarar verir
Kisaca ne bizim gibi fiyat istikrarinin olmadigi yuksek voltajli enflasyona sahip ulkalerde ne de enflasyonun deflasyon bandinda dolandigi ki bu da bir fiyat istikrarsizligidir Japonya gibi ulkelerde merkez bankasi eliyle para politikasinin faiz butonu, likidite hareketleri pek fazla ise yaramayabilir. Yarasa bile yan etkisi verdigi yarardan daha fazla olabilir.
Fiyat istikrari gelismis ulkeler icin %1.98 ile %2.5 arasinda ki rakamdir %2.2dir
biz gibi ulkelerde GOUlerde ise %4un alti ile %2.5 arasi makul gorulur o da ortalama %3.5 gibi bir rakama tekabul eder.
Turkiyenin yakalamasi gereken band ENflasyonda %3.5dir Politika faizinde de %6 dir buyume de %5-5.5 bandi bize uygun olandir.
Bilgiler icin cok tesekkurler. Bu konuda cok sinirli bilgisi olan biri olarak sorum cok basit ise lutfen mazur gorun.
YanıtlaSilFaizlerin finansman maliyetleri uzerindeki arttirici olma etkisinin temel sebepleri nedir?
İşletmeler çoğu zaman günlük operasyonlarını yönetmek ya da yatırımlarını yapabilmek için dış kaynağa ihtiyaç duyarlar. Diyelim ki A işletmesi 100TL'lik bir yatırım yapmak istiyor ve finansman ihtiyacını 1 yıllık banka kredisi yolu ile karşılıyor. Faizlerin %20 olduğu ortamda vade sonunda bankaya 120TL, %10 olduğu ortamda ise 110TL geri ödüyor. Görüldüğü üzere yüksek faiz oranı işletmeye yüksek finansman maliyeti getiriyor.
SilTeşekkürler.
SilFirmalar krediyle çalıştığı için krediyi ne kadar ucuza bulurlarsa o kadar maliyetleri düşer.
Yanitlariniz icin cok tesekkurler, gayet mantikli. Saygilar!
SilKura bağlı enflasyon etkisini bir nebze ama sürdürülebilir şekilde hafifletmek için tarımsal ve hayvansal gıda ihtiyacının ithalat yerine yerli üretimle karşılanma oranını artırmaya yönelmenin sanayi ürünleri ihtiyaçlarının yerli üretimle karşılanması çabalarına göre daha öncelikli olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü tarımsal üretimi artırma için mevcut ve elde edilebilir varlıklar sanayi üretimin geliştirmek için gereken teknoloji, makine ve teçhizat gibi varlıklardan daha kolay amade hale getirilebilir.
YanıtlaSilBugün Tcmb repo ihalesiyle %19,75 faizle 6 milyarlık para vermiş.9 milyar teklif gelmiş. Neden hem ihale oluyor hem de 19.75 faiz oluyor?
YanıtlaSilMerkez Bankası haftalık borç verirken repo ihalesi yapıyor. Burada ihale faizi belirlemek için değil repo karşılığı alınacak senedi ve karşılığında MB nin vereceği bor. miktarını belirlemek için yapılıyor.
SilHarika özet.Yinede anlamazlar.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, anlaşılır ama uygulanamayabilir. Çünkü siyasetin bakış açısıyla bizimki farklıdır.
SilTebrik ederim hocam. Mekanizma çok güzel özetlenmiş. Biraz finansal okuryazarlığı olan herkesin anlayabileceği şekilde ifade edilmiş.
YanıtlaSilTek dikkatinizi çekmek istediğim konu elbette sizin de bildiğiniz gibi finansman maliyetinin (faiz) toplam fiyat içerisindeki yeri bildiğiniz gibi birebir değildir ve bu da malın fiyatını revize ederken oluşacak olası enflasyonist etkisini sınırlı kılar diye düşünüyorum (Örneğin bu bizim firmada %5 seviyesinde (NS oranı)).
Saygılarımla
Teşekkürler.
SilDoğru diyorsunuz.
Sayın Mahfi Eğilmez,
YanıtlaSilSizi bu ekonomik kriz vesilesiyle tanıdım ve son 6 aydır makalelerinzi takip ediyorum. Öncelikle iktisat konusundaki okur yazarlığa verdiğiniz katkıdan dolayı teşekkür ederim.
Uzun süredir kafamı meşgül eden bir soru var, ama hiç bir ekonomi programında kafamdaki soru ve cevabıyla ilgili bir konudan bahsedildiğini duymadım. Ekonomi haber sitelerinden öğrendiğim kadarıyla dünyada tüm devletlerin yaklaşık 250 trilyon dolar borcu olduğunu ve bunun 1/3'nin gelişmekte olan ülkelere ait olduğunu biliyorum. Ayrıca son bir kaç yılda bu borcun çok arttığınıda duydum. Sorum şu ki tüm devletler borçlu ise alacaklı kimdir? Tabi ki alacaklıların bireysel ve kurumsal finans çevrelerinin olduğunu düşünüyorum. Yine bu borcun büyük bir kısmının alacaklısının çok küçük bir azınlığa ait olduğunuda düşünüyorum. Ülkemizin içinde bulunduğu durumu göz önüne aldığımızda bir kaç milyar doların bile önemli olduğu ve bunun gibi çok küçük meblağlar için bile tavizlerin verildiği bir dünyada trilyonlarca dolarları elinde bulunduran bu azınlık, gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler olsun farketmez, ülkelerin tüm yasal düzenlemelerine kendi çıkarları doğrultusunda etki etmezler mi? Sonuç itibari ile tüm dünya vatandaşları bu azınlık için, belkide adı konulmamış bir kölelik şeklinde, çalışıyor diyemezmiyiz. Ve bu durum her geçen gün daha da kötüleşmiyor mu? Bu konu hiç konuşulmuyor olması benim açımdan hayret verici bir durumdur. Konu ile ilgili düşünceleriniz çok merak ediyorum. Saygılarımla.
Çok teşekkür ederim.,
SilBurada bir sunum hatası var. Devletler borçlu ama alacaklı olanlar devletler değil. Yani Devletler tahvil çıkarıp borçlanıyor ama bu tahvili alanlar başka devletlerden daha fazla kişiler, özel kurumlar, bankalar vs. Yani alacaklılar sadece devletler değil.
250 trilyon doları aşan bu borç stokunun alacaklı tarafı küresel sermaye elitleridir. özellikle bir hanedanlık var ki; neredeyse %40 ını tek başına alacaklıdır. büyük bir sermaye hanedanlığıdır ve ülkemizin de borçlarının büyük kısmı bu hanedanlığadır.
SilRotschild ci arkadaş da damlamış hocam, yeni makaleye başlayabilirsiniz.
SilElinize sağlık hocam.
Teşekkürler ederim Hocam
YanıtlaSilSağ olun
SilSayın Hocam, emekli bir öğretmen olarak (sözelci) kitaplarınızı ve bloğunuzu okuyarak çok şey öğrendim. Çok selamlar.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
Silteşekkürler çok net anlatmışsınız ben bile anladım
YanıtlaSilEstağfurullah, sağ olun.
SilTalep artışının maliyet enflasyonuna sebep olması ekonominin zor algılanan yanlarından biri. Ben de bir şirket sahibi olsam "İşler çok iyi gidiyordu, mallar peynir ekmek gibi satılıyordu, nasıl oldu da battık?" diye düşünecektim herhalde.
YanıtlaSilEvet karmaşık bir konu o nedenle bu gibi durumlarda konuyu şematik olarak açıklamak yararlı.
SilHocam kısa ve net yazınız için çok teşekkürler. Yalnız ABD, Avrupa, İngiltere, Japonya Merkez Bankaları inanılmaz miktarda para bastı. Bilançolarını 5'e katladı. Şimdi bu ülkeler yine para basacaklarını ilan ediyorlar. Sormak istediğim şu: Yazınızda belirttiğiniz kurallar para basan ülkelerde 10 senedir işlemiyor. Hani bu ülkelerde nerede enflasyon? Sizin bu yazınızdaki teorilerin artık güncellenmesi gerekmiyor mu? Onca para basılıyor ama bu ülkelerde enflasyon oluşmuyor, para tüm dünyada varlıklara akıyor ve varlık fiyatları şiştikçe şişiyor. Demek ki bu teoriler rezerv para kullanan ülkeler için geçerli değil. Bu ortamda para politikası teorisi saçma bir noktaya doğru gitmiyor mu? Değersiz şeylerin değeri matbaada artırılıyor. Bu uygulamalar yüzünden önümüzdeki yıllarda, özellikle borsa ve özel sektör tahvillerinde, tarihin en büyük varlık balonu patlamalarını mı yaşayacağız?
YanıtlaSilTam tersine sistem gayet açık bir biçimde işliyor. Keynes'in ünlü bir likidite tuzağı hipotezi vardır. Faizler belirli bir düzeyin altına gelince para arzını ne kadar artırırsanız artırın ekonomi canlanmaz, enflasyon da oluşmaz. Tam olmasa da batıda buna benzer bir durum var. Öte yandan basılan bu paranın çok az miktarı basıldığı ülkede piyasaya çıkıyor. Gerisi bankalarda kalıyor veya yurt dışına daha yüksek faiz veren ülkelere gidiyor.
SilTeşekkürler Hocam. Bu durumda yazınızdaki teoriden ziyade likidite tuzağı teorisi işliyor. Basılan para kredi ve yatırım olarak piyasaya çıkamıyor. Bunu da yazınızdan öğrendim =) http://www.mahfiegilmez.com/2012/12/likidite-tuzag.html Merkez bankalarının bu deneyinin sonucunu çok merak ediyorum. Bu para anca varlık değerlerini şişiriyor. Dünya'da 13 trilyon dolarlık negatif getirili tahvil oluşmuş. Borsalar şirketlerin kar rakamlarıyla uyumsuz şekilde anlamsızca yükseliyor. Bakalım balon daha ne kadar şişecek.
SilHocam, bir short squeeze olabilir mi? Son iki haftadaki isler? Tl shortlayanalri kistirmak icin?
YanıtlaSilNe düşündükleri konusunda en ufak bir fikrim yok.
SilShortçular yanacak.
SilHocam merhaba,
YanıtlaSilKısa 2 sorum olacak gösterge faiz ile ilgili.
Gösterge faizi belirleyen faktörler nelerdir? Piyasada döviz kuru gibi mi şekilleniyor? Eğer kendi şekilleniyorsa devlet ben bu orandan borçlanmam daha düşük bir orandan borç alırım dediğinde ne oluyor?
İkincisi ise; devlet gibi güvenilir bir varlık gösterge faizden borçlanıyorsa, ödeme güçlüğü daha zayıf olan hane halkı ve diğer kurumların gösterge faizin altında bir orandan borçlanmasını bekleyemeyiz. Bu durumda gösterge faiz politika faizinden yüksek olmaz diyebilir miyiz?
Gösterge faiz: Vadesine 2 yıl kalmış ve 3 ayda bir kupon ödemeli olan alım satım olarak çok işlem gören Devlet Tahvilinin ikincil piyasadaki faizine verilen addır.
SilDevlet gösterge faizden borçlanmıyor, devlet, tahvil ve bonolarını ihaleyle satıyor, ödediği faiz bu ihalede oluşan faizdir. Gösterge faiz de bu ihale faizine göre ikinci elde alım satımlarda oluşuyor.
Kusura bakmayin.. Hic kimse bana gelismekte olan, ve icinde bulundugu özellikle ekonomik, siyasi, sosyal ve hukusal alanlar dahil, tariminin da yerle bir oldugu bir ülkede faizlerin önemli bir miktarda düsürülmüs olmasina ragmen Kur"un düsüsünün normal oldugunu izah edemez. Hele bu kadar borc ve korkunc dis finansal destege muhtac bir ülkede.
YanıtlaSilBen izah etmeye çalışayım o zaman. Bizdeki kur artışı anormaldi. Bir ülkenin kendi parasının dış değeri (kur), iç değerindeki kayba (enflasyon) göre belli olur. Eğer paranın dış değeri iç değerinden çok daha fazla düşmüşse burada dışarıdan kaynaklı bir gelişme söz konusu demektir. Türkiye'de TL'nin dış değeri son 3 yılda iç değerinden çok daha fazla düştü. Bunda Fed'in parasal sıkılaştırmaya geçmesi, ABD ile ilişkilerimizin bozulması gibi birçok dış sorun etkili oldu. Bugün işler tersine dönmüş görünüyor. Fed, bırakın parasal sıkılaştırmayı gevşemeye gidiyor (ki bu bize gelen dövizin artacağı ve kurun düşeceği anlamına geliyor) öte yandan ABD ile bozulmuş olan ilişkiler de düzeliyor gibi görünüyor. Bütün bu gelişmeler kur ile enflasyon arasında oluşan ve bu dış nedenlerden oluşan yapay farkın kapanmasına yol açıyor. İşte bu nedenlerle de faiz düşüşüyle kur düşüşü aynı zamanda olabiliyor. Ekonomide beklentiler, fiziksel olaylar kadar önemlidir.
SilHocam dolardan çıkan para tahvile giriyor. Faizler düşerken tahvillerin fiyatı yükseleceği için. Bunu tahvillerin fiyatının düşmesinden anlıyoruz.
SilDolardaki köpük dağılıyor.
Siladsız 01:30, ben adsız 17:16 yukarıda yazdıklarımı okuduysanız kurun düşüşünün nedenlerini yazdım. hocamız konumu gereği bunları yazamaz kendisini anlamamız lazımdır. hoşgörülü olmamız lazımdır. ancak türkiyenin iktisadı artık tamamen siyasaldır ve taviz verdikçe kurlar yükselmez reel olarak 0 faiz de verse kurlar yükselmez. ancak abd ambargolarıyla daha doğrusu akepeyi sürekli destekleyen küresel sermayenin efendileri bu destekleri keserse kurlar patlar. ekonomi tamamen şantaj aracı yapıldı. tekrar 7,21 tl lik doları görmek istemiyor Erdoğan çünkü bir daha görürse kur orada da durmaz akepe de iktidarda durmaz. bu kadar basit. bunu artık iktisat teknikleriyle açıklanması imkansızdır ben bunu açıklamaya çalışıyorum. normalde kurların şimdi sert şekilde yukarı yönlü olması gerekirdi.
SilNormalimiz yok ki bizim.
SilHocam kusura bakmayin ama, size katilmiyorum.. Siz bir iktisatcisiniz. süphesiz bizlerin göremedigi, bilmedigi verileri buluyor ve bir ekonomist olarak bilimsel verilerinizi de kullanarak kurguluyor yorumluyorsunuz.
SilDiyorsunuz ki."" Bir ülkenin kendi parasının dış değeri (kur), iç değerindeki kayba (enflasyon) göre belli olur.""
Yukarida belirtmeye calistim, siz iktisatcisiniz ve bizlerin göremediklerimizi görürsünüz ve görmek zorundasiniz ki biz siradan vatandaslardan farkiniz olsun.
Soruyorum simdi.. TL kuru ülke icindeki hangi enflasyon oranina göre belirlenir. Acikca söylermisiniz tüik"in enflasyon oranina siz gercekten inaniyormusunuz? iste siz bunu cikarip bizlere sunmaniz gerekmez mi? Tüik diyor %18, son 1 yildir sokaga cikiyoruz en az %30.. Ne olacak simdi.. TL kuru neye göre belirlenecek.? Tüikin gercek olmayan enflasyonuna göre mi. serbest ekonomi piyasasindaki reel duruma göre mi?. Ben siradan bir vatandas olarak kur dahil herseyin siyasi otorite tarafindan baskilandigini görebiliyorum.
Siz gercekten bunu görmüyor ya da göremiyormusunuz. iktisatcinin görevi sadece önüne gelen rakamlara göre mi yorum yapmaktir. Kafada hic bir soru olusmazmi hocam?
Hele.. ""Eğer paranın dış değeri iç değerinden çok daha fazla düşmüşse burada dışarıdan kaynaklı bir gelişme söz konusu demektir."" aciklamaniz tam da dis mihraklar zihniyetini animsatiyor.
Yani ülke icinde iktisadi ve ekonomik olarak hersey dogal seyrinde, paranin degeri olmasi gerektigi gibi.. hersey güllük gülistanlik..Gel gör ki TL nin dis degeri son 3 yilda degerinden cok fazla dis mihraklar tarafindan düsürüldü öyle mi? kim yapti Hocam. Ülkenin tüm ekonomik degerleri güclüyse bu parayi disaridan hangi güc yada siyasi olay 3 misli düsürebilir. Bu bu kadar kolay mi?
Hocam milli gelir 9 bin dolara düsmüs. Her türlü veri dip yapmis. 400 milyar batik kredi var. Konut ve ototmotiv sektörü cökmüs. özellikle istanbulda basinizi bir yukari kaldiriniz. Tüm insaatlar Durmus vaziyette. Bunun sonu kiyamet. piyasalarda tik yok. insanlar nakitlerini döviz hesabina baglamis bekliyorlar.. Bankalarda tüketim dahil diger piyasalar icin verecek kredi parasi mi kalmis. 400 milyari batmis. kime yeni kredi verecekler de piyasa canlanacak.. 400 milyari batiranlara mi?
Adsiz 17:16 ya katiliyorum. Türkiye serbest ekonomi politikasindan cikmis siyasetin emrine girmistir ne oldugu belli olmayan bir garabet vaziyettedir.
Hocam tabii ki sizin gibi degerli iktisatcilar kalkip kiyamet tellalligi yapmayacaklar.. Fakat insanlar da salak degil yani artik. Bircok seyi görebiliyor izleyebiliyorlar. Her ne olursa olsun iktisatcilar bize bizim göremedigimiz gercekleri anlatabilmelidirler.
Demem odur ki.. Yandas kanallari ve Cumhurbaskanini dinledigim zaman Türkiye muhtesem. Kur da düsüyor..Zenginligin ve refahin doruklarindayiz.. Dis mihraklari da gömdük.. Sonra sokaga cikiyorum her 5 dükkandan birisi kapali ve kiralik tabelali. özellikle istanbulda caminda bu kadar satilik tabelasi yazan konut dönemi hatirlamiyorum. Ama Dolar düsüyor yasasin.. Bilmem anlatabildim mi?
29.07.2019 15.13 ün yorumu önemli.
YanıtlaSilİktidar bugün düşük faiz düşük kur politikasından çok şey bekliyor. Bence beklememeli . %60 lık devalüsyon 4.00--->7.20 travmasını atlatmak çok kolay değil. O dönemde ve sonrasında milyonlarca aile bu işten olumsuz etkilendi. Başta otomotiv, inşaat olmak üzere tüm sektörler darbe yedi. Finans sektöründe ciddi batık kredi oluştu.
Herkeste bir güven bunalımı var. Trump ne kadar bizden yana gözükse de Olası bir s400 krizinde aynı şey yaşanır mı tedirginliği var. Bu da insanları yatırım yapmaktan alıkoyuyor. Bunu artan döviz hesaplarından görmek mümkün...Bırakın borçlanmayı yatırım yapmayı, Insanlar eline geçen 3 kuruşla gidiyor dolar alıyor.
İktidar toplum psikolojisini çok iyi okuyordu kazandığı seçimlerden belli ama bu noktada aynı başarıyı gösteremedi.
İnsanlardaki güven bunalımını iyi okuyamadı..
Dış kaynak olmadığı sürece bizim bu girdaptan çıkmamız mümkün değil. Hükümet bunu görmek istemiyor ya da şuanda olası bir kur yükselişinin işleri daha da kötüleştireceğini düşünüyor.
Oysaki bugünkü konjonktürde ,kontrollü bir devalüasyonla dış kaynak girişi başlatılmalı. Zaten dış kaynak girişi başladıktan sonra denge mekanizmaları çalışacak...
Bugün kontrollü devalüasyon yapmayan, yarın kontrolsüz devalüasyon yapmak zorunda kalır.
Faiz indirim süreci hızla devam ettirilmeli ve kontrollü devalüasyonun ardından imfsiz dış kaynaklı kalkınma süreci başlatılmalı...
Eğer hükümet, vatandaşı dolardan çıkartayım doları 4.50 ye düşüreyim ordan ucuz dolarları toplayıp merkez bankasına kar ettireyim gibi bir plan içindeyse de bu çok kötü bir plan.
Çünkü vatandaş, dolardan çıkmak bir yana dolar indikçe dolar toplamaya başlıyor.Iktidar bugün 5.60 tan sattığı dolarları yarın 5.80 den 6.00 dan almak zorunda kalabilir ve ciddi zararlar yazabilir...
Ayrıca ihracat sektörünün de darbe yemesine sebep olur.Zaten bitik vaziyetteki yerli üreticinin daha da bitmesine sebep olur çünkü vatandaş ,ithalat ucuzlayınca yabancı üreticinin ürünlerine yönelir..
Dolar 4.50 olunca ne olacak? İhracatçımız yerli üreticimiz bitecek ama biz dolar düştüğü için sanal bir gsyih büyümesi yaşamış olacağız.
Çünkü
Dolar bazında gsyih=
Milli gelir (tl olarak)/ 1 doların tl karşılığı
Olduğu için dolar ne kadar düşük olursa biz de büyümüş görüneceğiz. Görüntüde evet ama gerçekte reel sektör bitecek ve işsizlik artacak..
Çin bizi kişi başına düşen gsyih de geçti. Türkiye olarak kişi başı gsyih de 80. Sıralara kadar düştük.kişi başına düşen milli gelirde 12 yıl geriye gittik.
Borçla, cari açıkla gelen büyüme, büyüme değildir geldiği gibi gider.
Eğer bizler üretim odaklı bir kur politikasını hedeflemezsek kişi başına düşen milli gelirdeki erozyon , orta ve uzun vadede hızlanacak.
Kontrollü bir Düşük faiz yüksek kur geçişi yapmazsak yabancı yatırımcıyı çekmemiz ve üretim odaklı büyümeyi sağlamamız mümkün olmaz.
Üretim üretim üretim...
Ne üretimi heryerde arz fazlası var,büyümek için gereken tüketim,tüketim,tüketim..
Silçok güzel bir özet olmuş.Hükümetin istediği düşük faiz,optimum kur dengesi bence.Kısa vadede enflasyonu kontrol altına almayı sağlamlaştırmadan kur un zıplamasına müsade etmeyecekler gibi görünüyor.Faizler %15 civarına düştüğünde kur un ipini yavaştan bırakacaklardır bence..
SilAdsız 14:04
SilSen kurunu bu kadar düşük tutarsan,hem üretemezsin hem de ürettiğini satamazsın üretmeden tüketmek olmaz arkadaşım.
Düşük faiz yüksek kura geçilince bak bakalım hem iç hem de dış talep nasıl artacak...Çünkü senin malların Çin mallarından ucuz hale gelecek, fabrikaların tam kapasite üretime geçecek.
Ülkede üretim artınca tüketim de artacak. İşsiz insanların neyi tüketmesini bekliyorsun ki?
Hocam faiz indirim sürecininin uzamasının büyümeye nasıl bir olumsuz yansıması olabilir?
YanıtlaSilMesela yatırımcıların ve tüketicilerin faizler daha da inecek diye tüm yatırımlarını , ev araba alımlarını ertelemesi gibi..
O da işin başka yanı.
SilOlumlu gibi görünen bu enflasyon ve faiz düşüşleri yalancı bir baharmıdır eğerki yalancı bir baharsa işler hangi zaman aralığında terse döner.
YanıtlaSilYılsonuna kalır mı bakacağız.
Siladsız enflasyon-faiz düşüşleri geçici çünkü üretimi artırmadan bunlar düşüyor. sıcak para sahipleri karar veriyor senin enflasyonuna ve faizlerine. çünkü üretimin yetersiz ve arz açığın var talebin normal düzeyde olduğunu varsayarsak. bu arz açığını üretimi artırmakla değil ithalatı artırmakla kapatıyoruz. bu da döviz girişlerine bağlılık yaratıyor. döviz girişleri olursa enflasyon-faiz inişe geçiyor aksi halde tersine hızla yükselmeye başlıyor. olay budur. kısacası geçici ve yalancı bahar yaşıyoruz.
SilYanlış ekonomi politikası sonucu üretim bitirilir dışardan borçlanılır daha ucuza ürün alınır ve ekonomi dışa bağımlı tüketime geçer borç artar ödemek için yeni krediler derken riskler ortaya çıkar kur üzerinde baskı oluşturur ekonomi artık kırılgan olur ve her türlü saldırıya riske açık olur.
YanıtlaSilBorçlanma maliyeti enflasyonu tetikler enflasyon kur üzerinde baskı yapar ve kur baskısı faizleri yükseltir. Sonuç enflasyon kur faiz sarmalına döner.
Bunu düzeltmek için yapısal refor dediğimiz ekonomi politikasında yeniliklere ihtiyaç vardır yada doğrulara doğru politikalara ihtiyaç duyulur.
Bizdeki yapılan ise yapısal reform değil yine siyasi olarak günü kurtarma paketleri açıklanır kur baskılanır kamu bankaları ile satışlar yapılır devamında faiz üzerinde yine kamu bankaları ile düşük faizle işlemler yapılır kağıt üzerinde enflasyon düşürülür tanıdık biri tuik başkanı yapılır.
Sonuç aynı noktadan uzaklaşılmaz sadece makyajlanmış veriler kalır. Dışarıda ekonomik sıkıntı uzunca süre devam etmez sosyal patlamalar intiharlar işyeri yakmalar ve sonunda isyan dalgası başlar.
Ekonomi canlanamaz süreç uzar ve uzayan süreç daha fazla hasar bırakır sonunda keşke ekonomik kriz olsaydıda böyle uzamasaydı 2001 krizi gibi önlemler alıp tekrardan başlasaydık ve şimdiye kadar yol almış olurduk denir.
Dünyada ekonomik üretim içn savaş varken bizde hala daha kur düşük olsun diyenler var. ABD sürekli Çin bilerek düşük kur politikası ile büyüyor diye şikayetçi bilerek kuru düşük gösteriyorlar diye şikayet ederken. Bizde sanki yüksek teknoloji üreten ülkeyiz gibi düşük kur bağımlısı ola inşaatçı lar var kolay kredi alıp inşaat yapma heveslileri. Maalesef artık yüksek kur politikası bizim gibi gelişmemiş ekonomilerde zorunlu olduğunu anlayacaklar.
Bu vesile ile ekonominize göre kur olur sizin kur düzeyinize göre üretim ve üretim ize göre enflasyon olur.
Hocam geçen "Modern Monetary Theory" diye bir şey gördüm. Devletlerin borcunu ödemek için karşılıksız para basmasını öneriyordu. Temelini anlamadım ama bu şekilde bir sistem kurulabilir mi?
YanıtlaSilPara zaten karşılıksızdır.
SilParanın karşılığı özgürlüktür.
SilDevlet okullarında matematik ve fizik ogretiminin ne kadar kötü olduğunu bir bilseniz. Ders veren öğretmen branşına hakim degil, öğrenci zaten bu derslere öcü gibi bakıyor, okul idarelerinin de bu durum umrunda bile değil.Zaten hesap soran da yok. Anne babalar yav zaten biz de anlamiyorduk, diyip işin içinden çıkıyor. Egitim ciddi bir iştir. Ciddi insanlarla ve disipliner şekilde yapılır. Kuvvetli matematik bilgisi olmayan kisiden nasıl ekonomist olacak. Olacak iş mi?
YanıtlaSilİyi matematik bilenler de var aralarında. Ama ne yazık ki programlar az bilene göre ayarlanıyor.
SilHocam talep artışı dediğiniz bu talebi arttıranlar kimler halk mı hükümet mi suriyeliler mi?
YanıtlaSilHepsi
SilCOĞRAFYA KADERDİR ARKADAŞLAR...
YanıtlaSilORTADOĞUDA DOĞDUK BAHTSIZ KADERIMIZI YASIYORUZ.
Hala Faizle ugrasip yolsuzlukla ugrasmayanlar var.
Faiz haram deyip yolsuzluga goz yumanlar var.
İsrail de Ortadoğuda
Siladsız 22:45 coğrafi olarak Ortadoğu olmak değil beyin olarak Ortadoğulu olmak kötüdür.
SilCografyada etkiliyor beyni
SilBİZİ NEDEN ETKİLEMİYOR YA DA MAHFİ BEYİ.
SilOnu bana degil kendine ve Mahfi beye soracaksin.
SilSn. Mahfi Eğilmez,
Silistinalar kaideyi bozmaz. israil, bir ve biricik istisna; Bu israil bu civarda ABD-Avrupa olmasa fazla tozamaz(dı)
Benim bildigim Israil halki neredeyse tum dunyadan goc eden musevi halkinin ozellikle de "Dogu Avrupa"kokenli tandansli musevilerin goc etmesiyle olusmus bir halktir Israil toplumu. Yani kokenleri universal aldiklari kultur universal hatta Avrupa-Amerika.
SilHocam ordada yolsuzluk var topragindanmidir nedir hak dininin Neden indiginin kanıtı heralde ama iflah olmuyorlar sonumuz Belli
YanıtlaSilMahfi hocam yüksek lisans yapmak istiyorum bunu icin ön hazırlık olarak neler yapabilirim? Şimdiden çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilHangi konuda? Ekonomi mi?
SilEvet hocam ekonomi alanında.
SilÖn hazırlık olarak, eğer vakıf üniversitesine başvuruyorsanız, ücretini hazır ediniz.
SilDiplomanız, diploma henüz basılmadıysa üniversiteden çıkış kağıtları lazım olur, el altında iki tane bulunsun.
Ayrıntılı transkript.
Güvendiğiniz size referans olabilecek 2 hocanızdan referans mektubu.
Bunun yanında, Tc Kimlik fotokopisi, Vesikalık fotoğraflar, Askerlik ile ilişiği olmadığına dair belge, ikametgah adresi, sabıka belgesi istenen evraklar arasındadır.
Bunları ön hazırlık olarak toplayarak işe başlayabilirsiniz.
Çok teşekkür ederim hocam bilgilendirdiğiniz için.
SilHocam iyi günler;
YanıtlaSilPara birimleri arasındaki ilişkiyi anlatan bir yazınız var mı veya önereceğiniz bir kaynak vs. Yani neden bir para birimi diğeri karşısında değer kazanır veya kaybeder. Neden genelde kıstas alınan paralar Dolar veya Euro ve neden ortak bir değer (mesela altın vb.) kullanılmıyor kullanılmıyor. TL değer kazanırsa ihracat düşüyor. TL değer kaybederse ihracat artıyor ama bu sefer de mal üretimi için gereken ithal girdi maliyeti artıyor olması lazım. Gerçekten karışık geliyor bana para birimleri arasındaki ilişki...
Kardeş, google dan ekonomiye giriş yaz, çıkan iki üç linki oku, cevapların yarısı orada.
SilHocam peki neden bu faiz indirimi oradan önce kimse bu kadar faizin şu kadarı fazla demedi,futbol yorumcuları maç bitince her türlü yorumu yapıyor maç başlamadan aynı şeyleri ongoremiyorlar evetfutbolcularin özel durumlarını teknik direktörler daha iyi biliyor ekonomide de mi öyle? Ben yapılan yorumları futbol yorumculuğuna benzetiyorum
YanıtlaSilBende senin gibi düşünüyorum kardeş,
SilReis dışında kim bilebilir bu ekonomiyi? Gerisi futbol yorumcusu.
At yarışında bile yılların yorumcuları koşu esnasında şaşırıp kalabiliyor, şampiyon olur dedikleri atların yarış hallerine şaşırıyorlar.
Hocam merhabalar, yazınız için çok teşekkür ederim iki sorum olacaktı
YanıtlaSil1) "Bankalar mevcut faizle mevduatı elinde tutamaz" ne demek orasını tam anlamadım
2)Ülkemizdeki enflasyon talebe bağlı mıdır yoksa maliyet enflasyonu mudur ? Şimdiden teşekkür ederim
Dolar düşmeye devam ediyor. Cari fazla veren ülkeler finans yönünden o kadar güçlü ki, kendi ülkelerindeki ihracatın azalmaması için bizi fonluyorlar çünkü bizde devalüasyon olursa ihracatları azalır ithalatları artar.. Ama olan bizim üretim sektörümüze oluyor.
YanıtlaSilBöyle giderse, TCMB eylülü beklemeden ara toplantıyla bir 4 puanlık daha indirim yapmalıdır acil olarak.
Madem cari fazlalı ülkeler bizi fonluyor o zaman eyvallah fonlamaya devam etsinler. Bu durumda toparlanma sürecimiz, önce iç piyasadan başlar sonra hem iç hem de dış piyasa şeklinde yürür.
Düşük faiz yetmez eksi faiz de isteriz :)
Cari fazla veren ülkenin beleş faizli parası leziz,yemeyen keriz.
Size söylemiştim yabancılar köşeye sıkıştı diye :) Biz faiz indirimlerine devam edelim bakın daha neler olacak.. 2025 GSYİH'mız en az 1.4 trilyon dolar olacak.
2025 te gsyih 650 milyar dolarda kalırsa öp de başına koy...
SilSelam 13.40 kardeşim,
SilBende duydum ki, Almanya'da Merkel gizli bir plan hazırlıyormuş. Bu plana göre Alman markalar üretebilsinler, ayakta kalabilsinler diye, alman ürünlerini almamız koşulu ile Türkiye de yaşayan herkese yıllık 1500'er Euro para vereceklermiş.
O zaman Türkiye 2 trilyonluk ekonomi olacak, selam ve dua ile.
Çok hoş.
Silbu ülkeyi düze çıkarmak için yapılacak iki şey var ilki üretim üzerine yoğunlaşmak ikincisi devlet kadrolarındaki dönmelerden kurtulmak yeter bu dönmelerden çektiğimiz adamlar kuruluştan bu yana ülkeyi sömürüyor
YanıtlaSilSelam 16.55 sevgili kardeşim,
SilBen de o dönmelere çok gıcık oluyorum. Tabi bu yaptığımız ırkçılık veya ayrımcılık ile karıştırılmasın!, biz işini düzgün yapan, devletine dinine milletine sahip olanları kastetmiyoruz, bir kısım dönmeyi kastediyoruz, her zaman ülke aleyhine çalışan.
arkadaşlar işin temel sırrı para sisteminde gibi görünüyor. bizler gidip mesela ticari bir bankadan kredi talep ediyoruz. bankada kredi kartı üzerinden bu talebi okeyliyor. biz bu krediyi kullandıktan sonra vadesi geldiğinde ödeme yapıyoruz. ancak dikkkat edilirse bizlere para nakit banknotlar olarak verilmiyor. ortada bankacılık sisteminin yarattığı sanal bir para var ve biz kredi kartları üzerinden sanal değerle gerçek değeri satın alıyoruz. sonra da banka gerçekte var olmayan bir sanal değeri yani verdiği sanal borcu gerçek para olarak geriye istiyor. burada borç gerçek ama borç yaratan kredi mekanizması sanaldır. mesela dünya GSMH si 87 trilyon dolar olup dünyanın borç stoku 258 trilyon dolardır. oysa 258 trilyon dolarlık mal ve hizmet üretimi yoktur. ama borcun alacaklıları bu 258 trilyon doları gerçek banknotlar yani para olarak geriye isteyeceklerdir. fakat piyasalarda asla 258 trilyon dolarlık banknot hacmi yoktur. burada çok fena bir parasal oyun vardır. zenginlik ve ekonomik büyüme önemli ölçüde sanallaştırılmış ama buna karşın borçlar gerçek hale sokulmuştur. kısacası yakında devasa bir borç krizi ve çok ciddi nakit darlıklarıyla karşılaşacağız gibi görünüyor. tarihte görülmemiş boyutta sömürü yapılmaktadır.
YanıtlaSilOrtalıkta fena bişiler dönüyor ama hayırlısı be kardeş, sana da hak veriyorum, elindeki bilgi ile bu kadar çıkabilmiş, buna da şükür.
SilHocam merhaba, internet çağında neden zamanla yükselecek gibi bir çıkarımda bulundunuz.Tepkilerin çok hızlı olması gerekmiyor mu?Dolar düşüyor yanlış tahminler mi var?
YanıtlaSilMahfi Hocam, teşekkürler. Şu cümlede aklım karıştı: Mesela talepte bir düşüş olursa, arzda ve ihracatta bir değişme olmadığı sürece enflasyonda düşüş başlar. "arzda ve ithalatta" mı olmalı? İhracat ile enflasyondaki düşüş arasında ilişki kuramadım. Levent Konyar
YanıtlaSilİhracat artarsa içeride satılacak mal azalacağı için fiyatlar yükselebilir.
SilHocam bence bütün sorular enflasyon tanımını bilmemizden kaynaklanıyor.İlk zamanlardaki gibi aşırı fiyat artışları olmadığı için zaman geçtikçe enflasyon düşüyor çünkü enflasyonun tanımı fiyat değişimi hayat pahalılığı değil.Hayat pahalılığı halen daha var.Neden var asgari ücret yetmiyor belki geçmişe göre daha az yetiyor ama fiyatlar belki 2 seneye göre hızlı artmadığı için enflasyon düşüyor.
YanıtlaSilFed 25 baz puan faiz indirdi. Bu faiz indirimleriyle ilgili beklentiler, ters köşe oluyor . Bizde de aynısı oldu faiz düşünce , dolar yükselecek diye beklendi ama tam tersi oldu.
YanıtlaSilNeden? Çünkü faiz indirimi o ülkenin ekonomisinin, dolayısıyla parasının güçlenmesine sebep olduğu için faiz indirimlerinde o ülke parası değer kaybına uğramıyor.
Yok o ondan değil. Beklentiler Fed'in 0,25 puan faiz indirmesine ek olarak gelecekte de faiz indirimine devam edileceği yolunda açıklama yapmasındaydı. Bu açıklama gelmeyince beklentiler karşılanamamış oldu ve dolar prim yapmaya başladı.
SilHocam fed faiz indiriminin etkileri nedir Türkiye ve avrupaya göreceli etkileri ne olacaktır tşk
YanıtlaSilKısa süreli olumlu etkisi olur.
SilHocam bizim merkez faiz indirdi TL değer kazandı,
YanıtlaSilAmerikan FED indirdi, dolar değer kazandı,
O zaman faiz enflasyona sebep olan bir şey, Reiz haklı değil mi?
adsız 18:05 siz sürekli aklınızı reisinizi haklı çıkarmaya şartlandırmış olduğunuzdan dolayı ve iktisat bilginiz olmadığı için olayları algılayamıyorsunuz. piyasalar fed in faiz indirimini zaten fiyatlamıştı öncesinde. daha çok fed in ileriye dönük para politikası açıklamalarına odaklanmıştı. orada bu faiz indiriminin bir parasal genişleme yapılacağı anlamı taşımadığını açıkça belirtti fed yetkilileri. bu yüzden de dolar yine bir yükseliş eğilimi görülmeye başladı ki zaten bu faiz indirimi gereksizdi zira abd ekonomisi güçlü seyrediyor.avrupa-japonya gibi gelişmişlerden giderek olumlu yönde ayrışıyor.
SilBugün ülkemizdeki en büyük ekonomik sorun, tuikin halkın yaşadığı enflasyonu doğru tespit edememesine bağlı olarak ücretlilerin alım gücünün azalmasıdır.
YanıtlaSilBu durum ülke insanındaki güveni zedelemektedir zaten tüketici güven endeksindeki azalma da bunu göstermektedir. 1990 lı yıllarda hiper enflasyon vardı ama hükümetler hiçbir zaman ücretliyi enflasyona ezdirmedi. Bu da insanımızın devlete ve ekonomiye güvenini diri tuttu. İnsanlar tasarruf moduna girmedi hiçbir zaman.
Mevcut İktidar ise, bütçeyi (ücretliye düşük zam yapmak için)ve iş insanlarını kurtarmak için (faizi düşürebilmek amacıyla ) tuikin manipülatif olarak enflasyonu düşük göstermesine izin veriyor ve ücretliler için durum her geçen gün kötüye gidiyor.
Rakamlarda manüplasyonun sonu felakettir. Yunanistan bunu yaptı ve bedelini çok ağır ödedi. Biz bunu yapmayalım ve bedel ödemeyelim. Kurumlarımız gerçek verileri kamuoyundan saklamasın ,gerçek veriler objektif olarak açıklansın ve her kurum bu verilere göre önlem alsın.
O zaman göreceksiniz insanlarımız daha çok para harcayacaklar ve büyümemiz artacak vergi gelirlerimiz artacak.
Hocam sene sonu için Dolar ve Euro tahminleriniz nedir?
YanıtlaSilDolar ve Euro tahminim yok. Bu ortamda tahmin yapılamayacağı için yaklaşık 2 yıldır kur tahmini açıklamıyorum.
SilHocam Merhabalar , yeni kitabınız 2019 yılında çıkacağını paylaşmıştınız ne zaman satışa çıkacak ve içerik ile ilgili bilgi verirseniz sevinirim ? Yeni kitabınızı okumayı merakla bekliyorum.İyi çalışmalar...
YanıtlaSilEylül ayında çıkacak. An itibariyle kapağı hazırlanıyor. Ekonomide geçen kavram ve kurumların açıklandığı bir rehber kitap olacak
SilMahfi hocam sizin ileri görüşlülüğünüze güveniyorum. kaz dağlarındaki 4 milyar dolarlık altınla ülkemizin hangi açığını kapatabiliriz. ekonomiyi yoluna sokar mı faydası ne ölçüde olur acaba
YanıtlaSilBasından izleyebildiğim kadarıyla onda biri bize onda dokuzu işletmeci yabancı şirkete ait getiri olacak. Kaz dağlarının çevresel, sosyal ve turistik yararını karşılayacak bir getiri söz konusu değil anladığım kadarıyla.
SilAma tabi asıl olarak fizibilite raporunu ve ayrıntıları bilmeden yorum yapmak çok da doğru olmaz.
faizler dahada düşecek kelimesi yakın zamandaki ihtiyaçların ötelenmesine sebep olurmu .....enflasyonun 13.9 a revizyonu hesaplanırken baz etkileri göz önünde bulundurarakmı hesaplanıyor sizdeki karşılığı ne ...makul real faiz kelimesi ekonomin gidişine göre ayar verecez demekmi makul real faizden siz ne anlıyorsunuz
YanıtlaSilFaizler daha da düşecek demek, ihtiyaçların ötelenmesine sebep olmaz mı? Hem de nasıl olur.
SilAraba, ev gibi büyük ihtiyaçları olanlar, daha düşük faiz ödemek için beklemeye geçerler.
Değerli Hocam ; biz ögrencilere ve okurlariniza önerebilecegiz sizin de hayatiniza etki eden ,yon veren kitapları bir liste halinde bizimle de paylaşırsanız çok memnun oluruz.
YanıtlaSilSevgiler...
Blog içinde farklı dönemlerde yazılan yazılarda bulabilirsiniz.
SilBorsa düştü.(Borsadan çıkış var)
YanıtlaSilFaiz arttı.(Faizden çıkış var)
Dolar düştü.(Dolardan çıkış var)
E bu para nereye gitti?
Bekle görüceksin kardeşim
Silenflasyon-faiz ,uzay-zaman ayni seyin farkli iki goruntusu
YanıtlaSilTüketim odaklı çözümlerle hiçbir yere varamayız.
YanıtlaSilÜretimi, özellikle ihracat ağırlıklı sektörleri desteklemeliyiz.
0.99 faizli kredi ,keşke üretim yapacaklara verilseydi.
Konut ve otomotiv satışlarını arttırmak için uğraşmak bizim enerjimizi tüketiyor. Kurun düşük olması sebebiyle üretemeyen,işsizliği artan bir ülkede bu satışların düşmesi çok normal...
Yani normal olan 2017 2018 rakamları değil 2019 rakamlarıdır...
Üretimi desteklemek için yapılması gereken şey faizleri hızla indirip kontrollü devalüasyon yapmaktır.
Faiz indirim sürecini uzatarak da insanların yatırımlarını daha da ertelemelerine sebep oluyoruz .insanlar faizler daha da düşecek diye bekletecekler yatırımları bu sefer.. Bu süreç hızla tamamlanmalı..
İktidar, reel sektöre her türlü kredi desteğini verdi.Hatta kgf ile birçok batık krediyi üstüne de aldı.
Severiz sevmeyiz o başka konu.
Devalüasyonun olumsuz etkilerinin sorumlusu, bundan sonra tedbir almayan reel sektör olacaktır. Acil devalüasyon ve dış kaynaklı kalkınma şart tıpkı 2001 sonrası gibi.
Eğer Abd-Çin ticaret savaşı büyürse, Çin ,Abd tahvillerinden çıkıp bizim gibi gelişmekte olan ülke tahvillerine yönelecek ve bizlerin devalüasyon yapmasını engelleyecek.Abd pazarındaki kaybını diğer ülkelerde gidermek için elinden geleni yapacak..
Hocam konut kredisi faiz oranlarında büyük indirim yapıldı ama reel faiz hala 19,75. Konut kredisi faizi 12,25 dersek aradaki bu uçurum fark ne olacak? Görev zararı dedikleri bu mudur?
YanıtlaSilReel faiz 19,75 değil o dediğiniz TCMB'nin politika faizi. Reel faizi hesaplamak için şu formülü kullanmanız gerekir
SilReel Faiz = (1 + Net Nominal Mevduat Faizi) / (1 + 1 Yıl Sonra Beklenen Enflasyon Oranı) - 1
Bu şu an için şöyle ( 1 + 0,17) / (1 + 13) - 1 = 0,035 Yani yüzde 3,5.
Görev zararı kamu bankalarının mevduata ödedikleri faizden (maliyetten) düşük faizle kredi vermesiyle doğan farktır. Bunun olması için devletin talimatı gerekli
Mayıs 2019 itibariyle son 12 aylık cari açık 2.5 milyar dolara indi. Mayıs 2018 de bu rakam 58 milyar dolardı.
SilYani bundan sonra cari dengeye geçiyoruz hatta dış borcun iç borca çevrilmesiyle ve düşük faiz politikası sayesinde uzun süre cari fazla da verebiliriz.
Bu da kurun bundan sonra artış ihtimalini çok zayıflatıyor.
Yani Maliyet enflasyonu olmayacak.
Tüketici güven endeksi çok düşük olduğu için uzun bir süre talep enflasyonu da olmayacak.
Yani bundan sonraki süreçte tek haneli enflasyonla gideceğimiz kesin gibi. Bu durumda 12.25lik faiz, enflasyonun çok üstünde kalacağı için kamu zararı yazma durumu olmayacak hatta insanlar ceza ödeyip kredilerini düşük faizli kredilerle yenileyecek...
O zaman riskli bir talimat verilmiş oluyor.
SilHocam, Reis ekonomi gündemini belirliyor.
YanıtlaSilAdam bir faiz-enflasyon, neden-sonuç tartışması başlattı,
tüm ekonomistler atladı.
Hocam, nacizane bir tavsiye, siz bilirsiniz ama gençler bilemeyebilirler.
Bizim siyasetçiler 5kağıtçıdır, her konuyu çok iyi bilirler, bildikleri iyiyi tercih etmezler,
kimse merak etmesin, "faiz sebep, enflasyon sonuçtur" diyen şahıs bunun tersi olduğunu
herkes kadar iyi biliyor.
Ben işletme mühendisliğini kazandığım ilk sene İTO da staj yapmıştım, orada rahmetli bir abimiz vardı, çok görmüş geçirmiş, şimdi milyar dolarlık olan insanların nasıl piyasa spekülasyonları yaptıklarını, siyasetçiler ile ilişkilerini, çok ama çok iyi görmüş kişilerdendi.
Bir gün Kumkapıya içmeye gittik, evladım dedi;
Bizim esnaf tek kağıtçıdır, aldığı sattığı, sermayesi bellidir, elindeki tek kağıt ile oynar.
Bizim büyük iş adamları, tahtakale tüccarları iki kağıtçıdır, Alinin külahını veliye, velininkini ona buna koyar, işini döndürür, parayı dışarı çıkarır getirir, kambiyo ile oynar, malı zarar diye akrabaya aktarır, hileli iflas eder, sonra tekrar çıkar, adamına göre dürüst davranır adamına göre mafya ile iş yapar, ama sonunda elindeki iki kağıt bellidir, hareketi bellidir derdi.
Bizim borsacılar tam üç kağıtçıdır. Her türlü puştluğu yaparlar. Vururlarsa iyi vururlar, ama piyasada etleri butları bellidir.(Aslen Adanalı büyük tanınmış çok sevilen bir sermaye sahibi, 70lerde ülkedeki limonların büyük bir yüzdesini tarla fiyatını biraz yükselterek, hallere gelmeden toplamış, Kıbrıs açıklarına çekmişler malı, sonra gıdım gıdım oradan piyasaya sürmüşler, limon bildiğiniz limon, fiyatı 8e 9a katlayıp piyasaya yedirmişler. Bizimki bastırmış, müdürüne kasa limon ile ödeme yaptıklarını yakalamış, müdürü o dönem 400 kasa mı ne vermiş buna da. Der ki o 400 kasayı Haliç e hale bir götürdüm, halciler yamyam gibi üstüme saldırdı, ertesi gün o paraya Üsküdardan bir daire almıştım. )
Ama siyasetçiler, bunların hepsine birden rahmet okutur, anneleri galatada çalışmışlardan beterdir, dini, atayı birbirine vurur, hakkı hukukla harman eder, gün gelir salağa yatar, arkadan seni oyar derdi.
Şimdi bu laflarını hiç unutmadım.
Reis'in işi siyaset hocam. Sizin işiniz ekonomi uzmanlığı.
Siz nasıl okuduklarınız ile kendi profesyonel kurallarınızı harmanlayıp, tecrübeniz ile tüm Türkiye'ye hitap edebiliyorsanız, Tayyip Erdoğan da siyasette aynıdır.
Bilmiyor diye kimse kendini harap etmesin, her şeyi sizlerden daha iyi biliyor. O lafı ederken tüm ekonomistlerin atlayacağını ve aksine konuşacağını en iyi bilen kişi odur.
Sorun belki onu küçümseyerek eleştiren okuyuculardadır, çok küçümsemeyin kimseyi, hakkını verin, ona göre de çalışın, kazanmaya odaklanın. Ama mutlaka kendi işinizin erbabı olun.
Biz, İstanbul bebesiyiz hocam, sizin kadar olmasa da eski İstanbullulardan ders aldık. Şimdi istanbuldan çok uzaktayım, sizin gibi İstanbul'da emek vermeyi çok isterdim, benim mesleği memlekette yapma imkanım yok malesef ama kalbimiz sizle.
(Son hatırlatma: Reis de Kasımpaşadan çıkmış bir İstanbul çocuğu, muhitlerimiz farklı olsa bile, İstanbul'un taşına toprağına bulaşmış bir adam. Son 30 - 40 yıllık siyasetçiler arasından İstanbullu tek lider sanırım, bu onu çok farklı kılıyor. Canlar, cananlar, Reisi küçümsemeyin lütfen.)
Sayin,
SilAdsız 3 Ağustos 2019 23:29
yalakalik yandaslik...
gorevlerini kotuye kullanan olsun olmasin hepsini bir torbaya koyup gorevini yapiyor deyip 5 kagitcilik yapiyor, caliyor ama calisiyor demek mantigi dupeduz etik olmayan insani olmayan yaklasimlarla
iyi gostermeye calismanin inanin faydasi yok. Sadece yalakalik..
Adam en basindan beri ben bop baskaniyim (ulkemizin zarar gorecegi projenin baskaniyim) diyor,
Tarimi hayvanciligi yok edecegim herseyi ithal edecegim diyor,
Koylu yumurta bile satamaz yasak diyor,
Dagdan koylu bile ot toplayamaz,ustalik belgesi alacaksin diyor (ama Kaz daglarini, Salda gollerini, kuzey ormanlarini, adalarimizi vermek... yabanciya peskes... hepsi kendilerine serbest)
Urettirmeyecegim diyor,
Yaptirmayacagim diyor,
Sizi sefil edecegim diyor,
Yapisal reformlara kesinlikle karsiyim diyor,
Fabrikalari satip; sadece belediye isleri tuvalet yol isleri yapacagim ve bunu da deli dumrul gecenden gecmeyenden.... diyor,
Saraylar ucaklar gemicikler diyor...
Bir tane ulke icin faydali bir sey yapmayacagim diyor..
Heryer imam hatip , cahillik tam gaz !!!
Son agac kesilene , son gol kuruyana kadar devam diyor...
Sen oturmus diyorsun ki,
gorevini yapiyor cok akilliymis kucumsemeyin filan...
Biz kucumsemiyoruz ki !!!
Tehlike cok buyuk !!!
Su uzay bilim caginda,
bizim Allah askina soyleyin
padisahla saraylarla gemiciklerle bademlerle ...
ne isimiz var ?
Allah askina birisi izah etsin !!
Ne isimiz var ?
Ya bu yasadiklarimiz sig bir saka veya bir kabus ruya !!!
Yeter artik cekilmiyor...
Uyanin uyanin artik diyoruz !!!
Menfaati icin her seyi feda eder demekten kasit... Aklini bile kiraya verir boyleleri.
SilUnknown4 Ağustos 2019 23:50,
SilSiz sayın 23.29 un yazısını nasıl okudunuz anlamakta zorluk çekiyorum.
Bence ülkede bir tehlike var hem de çok büyük bir tehlike var, sizin gibi okuduğunu
anlayamayanlar. Okumamışların ne olduklarını biliyoruz ama okuduğunu zannedenler ciddi bir sorun.
Sn 23.29 resmen siyasetçilere küfür etmiş, bunu nasıl anlamadınız?
Ayrıca size de siyasetçiyi küçümsemeyin, her tercihini bilerek ve isteyerek yapıyor dikkatli olun diyor, sizin yazdığınızın aynısını zarifçe yazmış.
Daha ne yazsın? Veya başka bir dil ile siyasetçi sizi suya götürür susuz getirir demiş. Siz de evet tepemizdeki siyasetçi aynısını yaptı diye yazıp yazara yalaka diye hakaret etmişsiniz. Garip bizim insan gerçekten garip.
Okuduğunu anlamak her şeyin başı.
Sayin
SilAdsız 5 Ağustos 2019 14:46
Galiba anlamayan siz olmussunuz.
Gercekten sorunumuz sizin gibi yeni neslin okudugunu kesinlikle ve kesinlikle anlaMAMAsi..
Gercekten cok yazik !!!
Kimin neyi savundugunu bile goremeyecek derecede bu tiplum nesil korelmis ise biz ne yapalim ?
Kimi uyaralim ?
Kime anlatalim ?
Okudugunu anlamak herseyin basi dogru demissiniz.
Yukarda diger arkadasin bahsettigini gercekten anlamayan sizsiniz.
Kisaca yazisinin ozeti:
Adam Reisi savunarak o isini yapiyor. Siz aldirmayin isinize gucunuze bakin, Reis isini bilir diyor. Bunu acikca yazmis.
Sirf laf olsun diye yazi yazmissiniz.
Adam Reisin cok iyi siyasetci oldugunu savunmus.
Zaten Reis diye hitap etmesi onu ornek alip giptayla bakmasi cok acik.
Hadi bunlari gectik:
Herhalde begenmiyor olsa son paragrafta ovguler duzmezdi degil mi ? Yalakalik cok acik secik ortada..
Bak son paragrafta da ne demis :)))
(Son hatırlatma: Reis de Kasımpaşadan çıkmış bir İstanbul çocuğu, muhitlerimiz farklı olsa bile, İstanbul'un taşına toprağına bulaşmış bir adam. Son 30 - 40 yıllık siyasetçiler arasından İstanbullu tek lider sanırım, bu onu çok farklı kılıyor. Canlar, cananlar, Reisi küçümsemeyin lütfen.)
23:29 İtiraf et,sende siyasetçisin.
YanıtlaSil" Sigara içmeye devam eden vatandaş, hükümet politikalarına destek veren gönüllü vergi mükellefleridir "!
YanıtlaSilHocam aciklama icin tesekkurler,
YanıtlaSilTalep enflasyonundaki ilk adimdan "Talep Artar"dan oncesi de "Parasal Genisleme" degil mi?
Merkez Bankasinin elindeki parasal araclardan ekonomik iyilesme beklemek Friedman'in soylediklerine ters dusmuyor mu? Yani parasal genisleme Cantillion etkisinden oturu ucretli calisan kesimi daha fakirlestirecek gecici bir goz boyama degil midir?
https://fee.org/articles/the-cantillon-effect-because-of-inflation-we-re-financing-the-financiers/
Hocam Avustura Ekonomi Okulu ve saglam para hakkindaki goruslerinizi cok merak ediyorum. Bitcoin, siyasetten, politik/cografik risklerden etkilenmeyen gercek bir para.
Hocam yazınız çok güzel, sadece ve açıklayıcı. Çok teşekkürler.
YanıtlaSilTalebi karşılayamayan bir arz her zaman tüketim toplumu olmanın getirdiği, üretimin azaldığı bir kısır döngüye girdiğimizin göstergesi değil mi? Üretim toplumundan tüketim toplumuna dönüşmekle büyüyen bir ekonomi olmak yolunda nasıl yol katedebiliriz ki? Sürekli tüketen bir topluma "dönüştürülmüş" olmak, psikolojik ve sosyolojik olarak ayrıca irdelenmesi gereken bir konu da aynı zamanda. Öyle değil mi?
hocam saygılar tüm yazılarınızı takip etmeye çalışan biri olarak, bu haftaki gelişmeler ışığında kafam çok karıştı ve size danışmak istedim. Nasıl oldu da bu hafta hem mb faizleri düşürürken hem dolar kuru düştü hem borsa düştü ? Bunun bir izahı teorisi var mı yoksa kısa süreli bir olay mı?
YanıtlaSilİktisatçıların uzun vade diye tanımladıklarını, siyasetçiler ne olarak tanımlar?
YanıtlaSilhocam sizden öğrendim ekonomiyi öğrenciniz değilim ama kitaplarınızı okuyarak öğrendim büyük adamsınız.
YanıtlaSil