Dış Ticaret ve Turizmde Son Durumumuz

Dış Ticaretin Durumu

2020 yılında TL yüzde 25’e yakın değer kaybı yaşadığı halde ihracat yüzde 6,2 azalmış, ithalat ise yüzde 4,4 artmıştı. Bu gelişme, ilk bakışta; ‘ülkenin parası dış değer kaybına uğrarsa ihracatı artar, ithalatı azalır’ şeklinde formüle edilen genel kabule aykırıydı. Konuya biraz daha ayrıntılı baktığımızda bu farklı durumun bizim mal sattığımız ekonomilerin durumunun kötüleşmesinden kaynakladığı anlaşılabiliyordu. Durumu kötüleşene ekonomiler fiyat ucuzlasa bile talebi düşürdükleri için bizim ihracatımız azalmıştı. Buna karşılık bizim ekonomimiz 2020 yılında düşük hızda da olsa büyümeye devam ettiği için, artış hızında düşüş olsa da, ithalat artmaya devam etmişti.

İlk çeyrek dış ticaret verileri 2020 yılında ihracatta yaşanan olumsuzluğun artık geride kalmaya başladığını gösteriyor (Kaynak: (TÜİK, Dış Ticaret İstatistikleri, Mart 2021.)


Tablo, 2021’in ilk çeyreğinde USD/TL kurundaki yüzde 11 oranındaki değer kaybıyla birlikte ihracatın yüzde 17,2 arttığını gösteriyor. 2021 yılının Ocak – Mart aylarını kapsayan dönemde sanayi üretiminde yüzde 10 dolayındaki artış, imalât sanayiinde kapasite kullanım oranının yüzde 75’ler düzeyinde istikrar kazanması ilk çeyrek büyümesinin yüksek geleceğini gösteriyor. Kurdaki artışın devam etmesine karşın ithalattaki düşüşün beklenenden yavaş gitmesinin nedeni yüksek giden büyümenin ithal mallara talep yaratmasıdır.

İlk çeyrekte dış ticaret açığında görülen yüzde 15,2 oranındaki gerileme, petrol fiyatlarındaki artış, turizm gelirlerindeki düşüş gibi olumsuz etkileri kısmen giderecek bir gelişme olarak ortaya çıkıyor.

Turizmin Durumu

2020 yılı, yaşanan Covid-19 salgını nedeniyle birçok alanda ama en çok da turizm alanında ekonomimize darbe vurmuş, 2021 yılında, hastalığı önleyici aşı uygulaması ve hastalığa karşı ilaç geliştirilmesi ile salgının büyük ölçüde atlatılacağı beklentisi 2021 yılında turizmde durumun normale döneceği umudunu yeşertmişti. Aşağıdaki tabloda 2021 yılının ilk üç ayında Türkiye’ye gelen turist sayısı önceki üç yılla karşılaştırmalı olarak gösteriliyor (Kaynak: TÜİK, Turizm İstatistikleri.)

Salgın 2020 yılı Mart ayında ortaya çıktıktan sonra turist sayısı ve dolayısıyla turizm gelirlerinde hızlı düşüşler yaşanmış, gelen turist sayısı 2019 yılına göre 51,9 milyondan 15,8 milyona, turizm gelirleri de 34,5 milyar dolardan 12,1 milyar dolara gerilemişti.

2021 yılının ilk çeyreğinde (Ocak – Mart) gelen turist sayısı 2,6 milyon olmuş. Bu, 2019 yılına göre 4 milyonun üzerinde bir düşüşü gösteriyor. Turizm gelirlerinde de 2020 yılının ilk çeyreğinde 2019 yılının aynı dönemine göre 528,5 milyon dolarlık bir gerileme söz konusu.  Dikkat edileceği üzere turizm gelirindeki azalma turist sayısındaki gerilemeye göre düşük kalmış görünüyor. Buna karşılık toparlanma olması beklenen 2021 yılının ilk çeyreğinde turist sayısı 2019 yılının ilk çeyreğine göre 3 milyon dolayında azalırken turizm geliri de 1,6 milyar dolar düşmüş bulunuyor.

Tablonun tek olumlu yanı gelen turistlerin kişi başına harcamasının artmış olmasıdır. 2021 yılının ilk çeyreğinde gelen turistlerin kişi başına harcaması ortalama 943 dolarla önceki yılların hepsinin üzerinde bir ortalamaya ulaşmış durumdadır. Bunun bizim herhangi bir çabamızdan değil, Antalya gibi ‘her şey dâhil’ sistemlerin olduğu kentlere giden turist sayısının ciddi oranda azalmasına karşılık bu sistemin geçerli olmadığı İstanbul gibi kentlere giden turist sayısındaki azalmanın daha sınırlı olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. 

Bu veriler, eğer koşullarda bir değişme olmazsa, turizm gelirlerimizin bu yıl da oldukça düşük kalacağını gösteriyor. Buna karşılık aşının yaygınlaşması, yıl ortasından itibaren başarılabilir de vaka sayısı hızla düşürülebilirse turizm gelirlerimizde, eski yıllardaki kadar olmasa da toparlanma görülebilir.


Yorumlar

  1. Husamettin Cindoruk2 Mayıs 2021 11:51

    Turizm gelirlerimizdeki artisin kura farkedilir duzeyde olumlu bir etkisi olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdilik öyle görünmüyor. İkinci yarı önemli.

      Sil
    2. Turizm ile gelen döviz gelirinin nasıl piyasadan toplandığına göre kura etkisi olumlu veya olumsuz olur.

      MB veya bankalar turistlerin getirdiği gerçek dövizleri toplama yoluna giderse, kurları artırır.

      i0f1FE84RgN%Un3l

      Sil
    3. Üstad merhaba, 2020 yılı ülkelerin GSMH ve KBG sıralamalarını içeren bir yazı gelecek mi?

      Sil
    4. Her ekonomist konuşuyor, dolar şöyle olacak böyle olacak diye, youtube da bakıyorsun adamlar ağızlarını 15 16 liradan açıyorlar. Ama gerçekler farklı. Böyle ekonomistler oldukça millet ekonomistleri dinlemez. Hele biri var, adam 3 yıldır dolar 12 lira olacak diyor. Abi atarsın da bu kadar mı atarsın? Sallamanın da bir adabı vardır.

      Sil
  2. Mahfi hocam bu kadar az bütçe ile bu kadar güzel bir yerde tatil yapamaz turist yazık bize insanların haftalık cep harçlığı ile ülkemizde kral gibi yaşamasını izliyoruz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yerel paranın iyi yönetilememesi ne yazık ki böyle bir etki yaratıyor.

      Sil
    2. ne zaman kur arttığı için ihracat artmış örnek verebilir misiniz hocam?

      Sil
    3. Selam 0911,
      Şuradaki yazıda kur arttığı zamanlarda ihracatın da arttığı yılları görebilirsiniz.

      https://www.mahfiegilmez.com/2018/03/tl-deger-kaybederse-ihracat-artar.html

      FrMi760qCsm4%o6*

      Sil
  3. Hocam her gün blogunuzu ziyaret edip bir şeyler yazmış mısınız diye kontrol ediyorum. Görüşleriniz ve verdiğiniz bilgiler çok önemli ve kıymetli. İyi ki varsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam 1302, hepimiz öyleyiz diye düşünüyorum,

      Mahfi bey'in yazılarını uzun süredir okurum, son 4-5 yıldır ise ülkede düzenli takip ettiğim tek kişi Mahfi bey, yazılarını okuduğum ikinci kişi Korkut Boratav.

      Önceden çok yazar okur, haber sitelerine bakardım. 5 sene kadar önce bilgisayar ve mobil cihazlarıma bir yazılım yükledim -Ücretsiz çok var-. Hangi sitede ne kadar zaman geçirdiğimi raporluyor bana. Haftalık rapora göre zamanı düzenlerim. Süre bittiğinde uyarır ve sonraki haftaya kadar kapatır.

      Misal, 5 yıl önce gördüm ki twitterda ülkedeki gelişmeleri okumak için haftada 6 saatten fazla zaman verirmişim. Benim için çok fazla bir süre. Son 4 yıl tüm sosyal medya ortalamam haftalık ~30 dk.

      Tüm internet siteleri için haftalık ortalamam 1 saat, bunun yüzde 90 üzeri Mahfi beyin sitesi.
      Bugün pazartesi, ben hocamızın sitesinde 28 dakika yorum yazmışım, bu yorum hariç. Geriye 40+dakikam kaldı.

      Böyle zaman kısıtlaması kaliteli içerikleri filtrelemeyi sağlıyor. Çok yorum yapan insan var, politize oluyorlar, bilerek politize olmuş ekonomik yorumu verirken, kendileri bilmeden de hatalı bilgi veriyorlar. Hükümet veya halkın yaptığı yanlışları kendi hataları ile meşrulaştırıyorlar. İnsanları kendileri bile bilmeden uyutuyorlar.

      Mahfi hocamız, bir konuyu yazdığında sözünün nereye gittiğini, kullanıdığı kelimelerin anlamını bilerek yazar. Az da olsa politik bir yorum yaptığında, sözünü bilerek söyler.

      Türk akademi ve basın ortamında, yaptığı işin kılcallarına, en temellerine hakim insan bulmamız çok zordur. Ortamın doğası gereği böyledir. Para-Ekonomi-Finans-Sosyoloji konularında, akademik ünvan ile profesyonel yazan insanların, yaptıkları işin temelindeki en azından matematik, istatistik, muhasebe, veri toplama gibi konuların işleri ile ilgili kısımlarına hakim olmaları beklenir. Altyapıları olmayınca, Prof, Rektör, Dekan vs ünvanlar ile insanlara hatalı bilgiler veriyorlar, daha kötüsü hata yaptıklarını bilmiyorlar.

      Misal, 128 Milyar dolar (miktar daha düşük) meselesini, Haluk Bürümcekçi hesaplamadan, ben kendi uzmanlık alanımdaki bilgilerim ile, para miktarını bilmeden Türk insanının servetinin hükümet eli ile yurtdışına aktarılacağını, çıkarılan servetin büyük kısmının(hepsi değil) kamuya borç olarak geri döneceğini yazdım. Sn Bürümcekçi, kayıtlara nasıl yansıdığını gösterdi. Bir araştırmacı, muhasebesel yöntemi anlattı. [ Delil bulup, söyleyip yazamadıkları servetin sahiplik değiştirip ülkeye başka bir sahiplik ile geri dönmesi. Bu delili bulmak savcıların işi.] Çok yazar işi magazinselleştirdi, sulandırdı, hatalı bilgi aktardı, politize etti, sonuçta teknik ve gerçek olan bir durum halka anlatılmadı. Halbuki, siyasal islam ve benzerinin hakimiyet kurduğu topraklara bakarsanız, İran, Irak, Afganistan, Libya, Suriye, Filistin, Mısır da aynısı son 50 yıldır aynen Türkiyedeki gibi olur. Kozmik odaları gider, ordu politize olur, siyasete kim hangi söylem ile gelirse gelsin politik istikrar bozulur, ülke içi kutuplaştırılır, ülkelerin kendi servetleri beceriksiz politik sistemlerini ayakta tutmak için kullanılır, ekonomik verim düşürücü yatırımlar, vergi dağıtımı adaleti bozulur...

      Halbuki yapılanlar basittir, yapılanlardan kurtulmak da basittir, iki tane uzman, biri yakın ortadoğu tarihçisi, diğeri ekonomist/finans uzmanının beraber mesai harcayıp bilgi üretecekleri ortam olsa, halk başına geleni anlar. Servet gitmiş, sözde uzmanlar yapılanları meşrulaştırıp, halkın tepki vermesini engelliyorlar.

      Mahfi bey gibi, çizgisi belli, ne yazdığını bilen insanların varlıkları bir toplum için çok önemlidir.

      23sfLQ4PiS7Xa&1M

      Sil
  4. Kur artınca ihracat artar söylemi tamamen hatalıdır, ihraç ettiğimiz ürünlerinde yüzde 70 ini ithal edip ihraç ediyoruz dolayısıyla fiyat avantajı maliyet dezavtajı olunca bişeyi değiştirmiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamen hatalı değildir ama kurun dışındaki diğer koşullara da bakmak gerekir.

      Sil
    2. kur artmasa dış ticaret açığı daha fazla olacak. Hem mevcut koşullar hem de kur düşüklüğü birarada yaşanırsa daha kötü bir tablo ortaya çıkar. Çünkü diğer koşullardaki gelişmeler fiyat düşüşünün yaşatacağı pozitif etkiden daha fazla negatif etkiye sahip oluyor. Bir de ithal girdileri biraraya getirip satıyoruz ama yine az da olsa bir kar payı konulup satılıyor. Malın maliyeti 50 dolarsa 60 dolara sattığında yine pozitif sonuç çıkar ortaya diye düşünüyorum.

      Sil
    3. ihracat yapan bir şirkette çalışan olarak soruyorum, neden hatalı değildir? İhraç ettiğimiz şeyi zaten ithal edip işçilik ekliyoruz sadece. Bize bir avantaj değil tamamen dezavantaj sağlıyor volatil olmasından dolayı nasıl fiyatlayacağımız konusu sürekli değişiyor.

      Sil
    4. tamamen hatalıdır =) sebebi de yukarıda yazmaktadır =), fiyat da maliyet de benzer artıştadır. varsa herhangi rakamsal bir kanıt buyrunuz efenim... Dolar kuru arttı haydi ihracat zamanı sözü tamamen zırvadır.

      Sil
    5. Selam 1301,

      Ekonomiye olan etkinin çok değişkenli yapısından dolayı,
      parası değer kaybeden ülkenin ihracatı artar sözü,
      MB bağımsız, ticari ortakları ile ilişkilerin stabil olduğu durumlar ve zamanlar geçerli.
      Ürünler, teknoloji, politika, hanehalkı gelirleri, üretim seviyeleri sabit iken bir zaman boyunca geçerlidir.

      Temel ekonominin giriş cümlelerinden birisi, yani liseyi yeni bitirmiş bir gence ilk kavramları verirken eğitim amaçlı kullanılıyor. Ekonominin çetrefilli yapısını bilmeyen bir zihne temel kavramları aktarmak için eskiden birileri tercih etmiş kullanmayı, kullanmışlar.

      Uymadığı misalleri yazmaya gerek yok, o kadar çoktur ki kitaplar dolusu yazmak yetmez.

      Aksi durumda, herkes parasının değerini düşürür, malları diğerine satarken Rabbena hep bana der, Ardından beriki de; biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar der, eninde sonunda bunlar birbirlerine dalarlar :)

      Ara yolu bulduk mu?

      O1UTm^mV7NQf4@Dt

      Sil
    6. Anonim 17:01, sizden bir ricam olacak, su yazinin altina yazdiginiz seyleri yazinin en basina yazar misiniz?

      Atlarken kolaylik olsun.

      Sil
  5. Kişi başı harcamanın artışında dolar endeksinin de etkili olabileceğini düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  6. Hocam sosyal liberalizm hakkında düşünceleriniz nelerdir?

    YanıtlaSil
  7. Kurun yükselmesi ihracatı çok arttırmış ithalatı az arttırmış ve dış ticaret açığını da %15 azaltmış. 2020 yılındaki %25 lik kur artışı hemen 2020 yılına yansımaz. Burada 2021 ve 2020 kıyaslanmasına bakmak lazım.

    Buradan görülüyorki devalüasyon sayesinde dış ticaret açığı azalmış ve turizm kaybının 2 milyar dolarlık kısmını telafi etmiş.

    Kurun yükselmesi, çok büyük olasılıkla dış ticaret açığını ve cari açığı kapatır. Cari açık kapanana kadar yüksek kur politikasına devam etmemiz gerekir . Aksi takdirde rezervlerimizi kaybetmeye devam ederiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüksek kur politikası diye bilinçli bir politikamız yok. Risk artırıcı her adımımız zaten kurları yükseltiyor.

      Sil
    2. AB, yeni ekonomi hareketlendirme paketi ile ekonomiyi hareketlendirecek. 800 milyar Euro dan başlar ise, bizim ihracatımıza etkisi olur, Türkiyenin AB ihracatının yüzde 10 ile 15 artması gerekir.

      Bu günler, ekonomi geleceği için kritik zamanlar, AB ile ilişkilerin en iyi olması gereken günler. Türk hükümeti hiç bir işe yaramasa Türk ekonomisi daha iyi durumda olur. Ama Türk hükümeti ilişkileri bozuyor.

      23 Nisan çocuklarını ülkeye başkan yapsak, Türk ekonomisi bu günleri büyüyerek atlatır. 3 koyun verdiğinizde, birini kesip yiyen, birini kaybeden, diğerini hastalıktan öldüren, üstüne maaş alan bir hükümet var. Bizim milletin adam sendeciliği hükümeti ayakta tutuyor.

      W#r%TV338DY0b5d&

      Sil
  8. Hocam ikinci çeyrekte turizmde işlerin biraz daha olumlu seyredeceği görüşündeyim. Zira bazı Avrupa ülkeleri mayıs ve haziran aylarını işaret ediyordu, Türkiye gibi ülkelere turizm için. Şu an Rusya, Ukrayna vs.'den gelenler dışında ekstra bir turizm hareketliliğimiz yok, Avrupalıların yokluğunu çekiyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence bu yılın ikinci yarısından önce Avrupalılardan pek umut yok.

      Sil
  9. Hocam borç çevirme nedir? Borcu borçla kapatmak mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Borç çevirme oranı = Borçlanma Miktarı / Borç Ödeme Miktarı (Anapara + Faiz)

      Sil
    2. Hocam şu an dış borç çevirme oranı %109. 100 dolar borç ödüyoruz, 109 dolar borçlanıyor muyuz?

      Sil
  10. Kerem İNANIR3 Mayıs 2021 00:37

    Rusya uçuşları Haziran ayına kadar askıya aldı, bakalım, en çok turist gelen yerden bu sene ne kadar turist gelecek ?
    Ama turistle ekonomi ne kadar düzelir hocam :((
    Yazınız için teşekkürler, ellerinize sağlık 🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Turistle cari açık düşeceği için ekonomiye olumlu katkısı olur.

      Sil
  11. Hocam yazı için teşekkürler. Turizm gelirlerimizdeki düşüş ile beraber mevcut durumdaki ekonomik görünümdeki bozulmanın etkisiyle yıl sonuna doğru yüksek döviz kurları ve yüksek enflasyon oranları görmeye başlarız muhtemelen. Toparlanma birkaç yıl sürecek gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yıl toparlanamazsak sonrası daha karışık olabilir.

      Sil
  12. Hangi Coine yatirim yapayim?
    Alt Coinlerde favori coininiz var midir?
    Pump yapacak coinler 1000X kar yapabilecegim bir coin oneriniz var mi?

    YanıtlaSil
  13. Ticaret dengesi kolonuna başlık olarak yüzde koyulmuş ancak altına mutlak değerler de belirtilmiş, ayrıca bence bu sayılar ihracat - ithalat olup negatif olursa daha doğru bir görünüm olur diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başlığı düzelttim. İthalatı negatif yazma tercihi ise pek yapılmıyor.

      Sil
  14. ticaret dengesi ile cari açık aynı mıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır. Ticaret dengesi cari açığın en büyük parçasıdır. Buna ek net olarak turizm geliri, sigorta gelirleri, taşımacılık gelirleri vb de cari dengenin parçalarıdır.

      Sil
    2. Cari denge= turizm gelirleri -dışarıya bizden gidenlerin harcamaları+ihracat-ithalat+gelen yabancı yatırımları-yurtdışına giden yatırımlar- hiç hatam yoksa .

      Hiç hatam yoksa affet beni gibi bir şeydi işte sondaki ::))

      Sil
  15. Hocam merhaba,
    Tablodaki birimler sehven hatalı yazılmış olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ticaret dengesi başlığında (%) olmaması lazımdı, düzelttim.

      Sil
  16. Hocam turizm sektöründe yanlış yapılan bir uygulama 2000 sonrası ülkeyi ucuz destinasyon durumuna düşürdü. Herşey dahil sistem çok yanlış bu sistemde oteller para kazanması için çok sayıda tusrit ağırlaması gerekiyor yani sürümden kazanması gerekiyor bunun içinde büyük oteller yapılması gerekiyor ve birçok tarım alanı dahil yok ediliyor. Ayrıca çalışanlar köle olarak bildiğiniz amele olarak görülüyor. Bunun sebebide kaldır koy topla temizle işler bundan ibaret olması.

    Bu sistem hem inanılmaz maliyetli yeme içme temizlik ulaşım haberleşme petrol dopalgaz gibi enerji israfı oluşturuyor. Hemde ülkeye turist getiren seyahat acentalarına kölelikten başka birşey değil. Acentalar sattığı tur fiyatının yarısını otele veriyor kalanı acenta da hemde bukadar ucuz ülkeyi pazarlamak içinde uğraşıyor tek başına fiyatla satış yapıyorlar.

    Corona bahanesi ile herşey dahil sistem yasaklanmalı bu enflasyon maliyetlerinide yukarı çekiyor çok aşırı israf söz konusu çok yüksek düzeyde insan geldiği halde kişi başına harcamadan yerlerde sürünüyoruz.

    Emin olun yurt dışına çalışan insanlar tırcı kamyoncu bile yurt dışında normal lokantada yemek yediğinde bundan fazla para ödüyor sadece yeme içme ile daha fazla ödeme yapılıyor.

    28 dolara otel odası satılıyor bukadar komik rakama karşı herşey dahil yeme içme yatma aklınıza gelen herşey üzerine hizmette hepsi bu fiyatın içinde. Bugün avrupaya gittiğinizde 10 euro dan aşağı sigara almıyorsunuz yemek yediğinizde 10 euro bu fiyata kal altı yaparsınız açık büfe değil. Almanyada 7 günlük sadece konaklama çok basit bir yerde kaldığınızda 700 euro. Bir kahve 2 euro vb. Biz otellere para kazandıracaz döviz getirecek diye insanımızı ucuz işçi fabrikadan ucuza mal almak için üreticiyi ucuz fabrika çiftçimizi otellere köle yapıyoruz.

    Biz bu iktisadi sapkınlıkla zaten gelişemdyiz insanımızı geliştirmeyiz avrupa'da okutamayız türkiyede gelişmesine imkan sağlayamaz bunu konuşacak araştıracak bir tane iktisatçımızda yok maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam,
      Malesef şikayet ettiğiniz konular ilerde de karşımıza daha büyük olarak karşı çıkacak.

      Sorunu mikro ölçekten Türkiye ye az turist geldiği yıllardan beri alır isek;
      - Türk halkı örgütlenip, toplum kurumlarını kuramıyor.
      - STK kurulsa, bile kamu karar alıcıları ve ülke geri kalanındaki sermaye örgütleri ile iletişimleri kurulmuyor.
      - Turizm bölgesindeki yerli halk, yapılacak olan turistik yatırımları kararlarına dahil edilmiyor.
      - Yerel halkın turizm üzerinde uzmanlaşma imkanı olamıyor, rakip ülkelerin turizm sistemleri yerel halk temsilcileri yerinde görüp inceleme imkanı bulunmuyor.
      - Konu ile ilgili üniversite birimleri ile iletişimler ve bölgesel çalışmalar yapılmıyor.
      - Tüm yatırım kararları merkezi olarak ankaradan, konunun uzmanı olmayan kimselerce yapılıyor.
      - İşi iyi bilen sermaye yerine ankara ile bağı kuvvetli olan sermaye yatırımlara geliyor.
      - Gelen sermayenin, aldığı yatırım yetkisi sebebi ile maliyeti aşırı yüksek oluyor, ölçek ekonomisine geçemiyor veya yerel koşullara en uygun tesisleri kuramıyor.
      - Sermayenin Ankara merkez ile ilişkisi olması sebebi ile turizm işini bilen sermaye de giremiyor.

      Sonuçta, ucuza bir - iki haftalık yemek yeme, içilme, kuş gibi sahilde güneşlenme yerine dönüyor tesisler.

      Bunlar çözülmez.

      ElUs45Fh%kntU%kj

      Sil
    2. Turizm bizde maalesef yanlış anlaşıldı en baştan Turgut Özal döneminden itibaren yeşil dolar getiren insancıklar olarak görüldü.

      Şirket isimleri vermek istemiyorum ancak Turgut Özal tanıdıklarına otel açtırdı devlet kredisi verirdi zamanında ve dolar gelsin diye kumarhaneleri açtırdı bu garip yapı siyaset mafya ilişkisini inanılmaz boyutlara taşıdı. Birçok mafya kara parayı otellerde kazandığını gösterip resmileştirme yeri oldu.

      Bunlara devlet izin verdi ve elinde sermaye olanlar oteller açtı kumarhane ve eğlence mekanları açtı eski sahiplerini bilirim birçoğu kaçakçılık ve uyuşturucudan kazandığı paralarla bu işlere girdiler.

      Turizm teşvik kanunu çıkarıldı dahada desteklendi devlet eli ile ve hala bu kanun yürürlükte inanılmaz bir para trafiği var buralarda. Çok garip yapılaşmalara sebep oldu maalesef en başından beri yeşil dolarcıların ve mafyaların tezgahı oldu.

      Daha fazlasında var yazmak istemiyorum. Kısaca bizde turizm mezunu binlerce hatta milyonlara ulaşan insan sayısı var ancak bunlar eğitimli yani parasız iş bulmak için okumuş insanlar işi biliyorlar ama sermayesi olmayan kesim.

      Size küçük bir anımı anlatayım hayatında otel görmemiş bir otel sahibi antalyada 5 yıldızlı otel aldı zamanında ve terlikleri ile restaurant ta personeli denetliyor açık büfeye fazla malzeme koymayın az az koyun yemek saatlerini uzun tutmayın gibi saçma sapan düşüncelerle müşteri arasında geziyordu.

      Turizmde verilen award ödülleri gibi birçok ödülde para karşılığı alınıyor otel sahibi parayı bastın mı ödül veriliyor bizde bu işlerin içindeyiz.

      Kimse antalacaksınız bunları bugün turizmden gelmiş dedikleri yönetici bile kusura bakmayın eksi fen kapı kapı dolaşıp yazıcı ve daktilo gibi aletleri otellere satıyordu. Neyse zaten otel sahiplerine bakın çoğunun bu meslekle alakası yok eski siyasetçi mafya kaçakçı piyasa tokatçısı birçoğu siyasete yakın olan kişiler

      Sil
  17. Turk Lirasinin %25 kaybini salt bu kayip uzerinden degerlendirerek cari dengeyi analiz yaparsak hataya duseriz.
    Turk lirasi %25 deger kaybettmistir ancak ic fiyat enflasyonu nedir sorusu bu baglamda hakli bir sorudur. Dahasi gectigimiz yilda Basat ulke para birimlerinin(euro dollar) ic enflasyonu ile bize benzer rakip ayni mal ve hizmet uretip sattigimiz ulkelerin ic enflasyonu da bu hesabin icerinde olmasi gerekiyor.
    Bu baglamda saltTL develuasyonu orani uzerinden analiz hatalidir.
    Cunku bu develuasyonun oncesi ve sonrasi vardir. O oncesi ve sonrasini belirleyen etmen ve kosullarin adi da Enflasyondur. Daha lokal degerlendirirsek sayet Basat ulkeler para birimlerinin birikimli enflasyonu ile bize benzer ulkelerin para birimlerinin birikimli enflasyonu ile bizim birikimli enflasyonumuz arasindaki farktir biriken birikmis olan farkliliktir.
    Yani bizim "Ic BirikimliEnflasyonumuz" ile Bu ulkelerin "ic birikimli enflasyonu"arasindaki fark zaten otomatikman bir denge diyalektik cercevesi esliginde develuasyonik sureclerin tabanini olusturmaktadir.
    Bundan oturu TLnin deger kaybi aslinda bir dogal diyalektigin sonucudur. Bu baglamda hem literaturde hem de makro iktisadi deneyimler isiginda Develuasyonik surecler dahilinde yerli paranin deger kaybettigi ulkelerin cari dengede basarili olmasinin(bu aciksa kapanis dengeyse fazlalik vs) iki temel noktasi ve bir de finansal sureci vardir. O da 1) Develuasyonik surec oncesi ve sonrasinda Fiyat istikrari ve dusuk enflasyon kosullari 2)Mali develuasyon Butce disiplini denge 3)Doviz Fiyatinin Ulkenin Tahvil faizinden oransal olarak fazla artmasi

    Bilindigi uzere Fiyat istikrari dahilinde dusuk enflasyon kosullarinda yasayan bir ulkede herhangi bir nedenle ulke para biriminin yabanci para birimleri karsisinda deger kaybetmesi dusuk enflasyonun yarattigi avantaj; kurun dusuk geciskenligi nedeniyle maliyet baskisi daha az olmakta ve cari dengeye etkisi yuksek enflasyonlu bir ulkedeki develuasyonik durumdan daha fazla ve daha uzun vadeli Olur.
    Yine Boyle develuasyonik surecler yasayan bir ulkenin hemen akabinde butce dengesine yonelmesi bazi mali develuasyonlar yapmasi luks tuketim vs uzerinde vergi artislari yapmasi gelir-gider dengesi uzerindeki yapiyi denklik uzerinden hatta imkan varsa fazlalik uzerine kurgulamasi develuasyonik surecin cari dengeye katkisini percinlemektedir. Dahasi Kur eksenli olusabilecek bir enflasyon surecini ve olusabilecek enflasyonun develuasyonun yaratacagi avantaji yok etmesini de kirmaktadir.
    Doviz fiyatlarindaki artisin ulkenin tahvil faizleri piyasa faizlerinden oransal olarak daha cok olmasi ulkede imalat sanayinin yatirimlarinin gelismesine etki edebilecek bir faktordur.

    Dolayisiyla Turk lirasindaki deger kaybini enflasyon olgusu yemis bitirmistir diyebiliriz. Bu nedenle TLde deger kaybi neden cari dengeyi kapatmiyor ihracati arttirip ithalati azaltmiyor sorusunun anlami kalmiyor. Bir de bunun uzerine pandemik kosullarin olusturdugu cercevede zaten hepsinden kotusunu sagliyor.


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam,

      Türk MB bu dönemde, malesef ekonomik gerçeklere göre hareket etmedi.

      Enflasyon seviyesinden bağımsız olarak kurlar üzerinde finans mantığı ile kurlar üzerinde hareketler yaptı. MB-Kamu Bankaları-Hazine üçgeninde finansal döviz hareketleri yaptılar. Bir de türev ürünler kullandılar. Ekonomistler veya ekonomiyi düşünen bir MB liderliği, daha geniş kapsamı ile ülke ekonomi konularını düşünen bir liderlik bunu yapmazdı, yaptırmazdı. Belli ki Türk MB içindeki finans bilgisi güçlü kadroların hesaplamaları ile hareket ettiler.

      Yazık oldu, çünkü Kovid süreci, finans mantığı ile konuyu inceleyen bir ekip ile çözülemez, çözülemedi de. Bu tarz ekipler enflasyon maliyet hesaplarını da uygulama aşamasında bilmezler, modelleyemezler, kendi maliyetlerinin enflasyon üzerindeki etkisini ve kendi kendini besleyen yüksek maliyet olgusunu modelleyemezler.

      Merkez Bankacılığı ciddi bir birikim gerektiren, farklı disiplinlerin teknik çalışma gruplarının olduğu bir yapıdır. Malesef, Türk MB nın yaptığı finans işini yabancı MB yöneticileri bir kaç yıl öncesinden anladılar. Basına konuşmadılar, ancak onlar ile yakın çalışan ekonomi çevreleri Türk MB'nın yaptığını onlardan öğrendi, incelediler. Türk MB bir kaç kere ortodoks çözümleri uygulaması için de uyardılar.

      Netice de, Türk MB büyük MB ile swap yapamadı, onlar Türkiye'de ne döndüğünü iyi anlamışlardı, kurallar net idi, TR ile swap yapmaya yanaşmadılar.

      Şimdi, Türk MB yabancı para rezerv durumu ile gardı açılmış durumda. Türk MB insiyatifi kendi dışındaki piyasaya verdi. Piyasa TR MB'ye çökmek isterse çökebilir.

      Piyasa oyuncuları TR MBye çökerse, sizin bahsettiğiniz enflasyon farkları bir gecede, bir günün saniyeden düşük bir anında 0 olur.

      TR Yerli oyuncuları, o gün olursa, o değerin altına inmesine iş doğaları gereği izin veremezler, TR MB da açıkları düşürmek için kuru daha yukarı itmek zorunda kalır, piyasa oyuncuları da MB toparlayana kadar kazancı maksimuma çıkarmak için yukarı iter. Öyle bir durumda, yine saniyenin bir anı kadar kısa bir sürede TL fiyatı olması gereken denge değerinin yüzde 100 ile yüzde 150 üzerine çıkabilir (sonra iner ama epey heyecan yaptırır).

      Şu anda kimse dokunmuyor. Kendi halinde. Dokunurlarsa olur.

      G$WuNV!^#ru8e7rt

      Sil
    2. Tesekkur ederim kiymetli yorumlariniz icin.
      Para Politikasi ciddiyet birikim ve olgunluk isteyen bir surectir. Makro bir bakis acisi ister. Uzun vadeli modellemeci bir anlayis uzerinden kurgulanir. Dunyadaki MB baskanlarina baktigimiz vakit cogu deneyimli yasam ve is akademik tecrubeye sahip kisilerdir.
      Bizde maalesef Merkez bankaciligi son 10 yildir finansal analiz teknikler ile dar kapsamli gunu kurtarici anlayisla ele alinmaktadir. Bu anlayis MB bagimsizliginin olmamasindan daha tehlikeli bir anlayistir.
      Hos yeri geldiginde Merkez bankaciligi finansal bakis ve anlayistan da yeri geldiginde yararlanabilir hatta finansal piyasalari bilen muhendishane mikro anlayisli mbaci kadrolar dahi istihdam edebilir ancak bu bir politika anlayisi yonetimi olmamalidir. Oldugu taktirde piyasa profesyonellerinin oyuncagi kuklasi olursun. Merkez bankaciligi kapsamli makro iktisadi bakis gerektiren bir istir politikadir makro anlayis ister. Para politikalari ve teorilerini bilen literature hakim takip eden modelleme kurabilen kisilerin yapabilecegi istir.

      Yukarida yazdigim konuyu da mikro anlayistan cok makro anlayisla literatur vemakro ekonomik ulke saha deneylerine dayanarak yazdim.
      Yani TLnin deger kaybetmesi develuasyonik surecinin neden cari dengeyi olumlamayacagini olumlamasi icin hangi sartlarin olmasi gerektigini ve ya olusturulmasi gerektigini yazmaya calistim.
      Sizin enflasyonunuz %25 ise yerli paraniz yabanci paralar karsisinda %27 deger kaybetmesinin bir anlami yok. Zaten kafadan diger ulkelerle olan birikimli enflasyon farkiniz develuasyona neden olmustur ve varsa avantajiniz olusan enflasyon dongusu ve yerli paradan mala ve hizmete kacis hasebiyle oransal olarak da bu olgu avantajinizi yemis bitirmis hatta kemirmistir.

      Ancak sizin enflasyonunuz ornegin cok uzun yillar %2.5 larda gezinir bir sekilde yerli paraniz yabanci paralar karsisinda %10 deger kaybeder iste o aradaki %7.5lik fark makro ekonomik baglamda avantajiniz olur ve cari dengeniz icin olumlu surece girmenize neden olabilir. Hele bir de dogru makro ekonomik mali politikalar uygularsaniz cari dengenize katkisi daha saglam ve uzun vadeli olabilir hatta kalici bile olabilir.

      Sil
  18. Çok değerli hocam sattığımızdan fazlasını satın aldıkça TL nin uzun dönemde ve kalıcı olarak değerini koruması mümkün mü? Bu tablo aslında döviz değer artışının kök nedenlerinden biri değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam 1542,

      TL özelinde günümüz koşulları için konuşur isek; uzun dönemde değerini kalıcı olarak korumaz.

      2003-2007 arası dönemde de cari açıklar verdik, TL değerini korudu, dışardan döviz bazlı yatırım geldi. O dönem AB ile ilerleyen görüşme süreci, TLye destek oldu.

      Cari dengeler, kök sebeplerden biri, akışkan bir değer, her sene değişir.
      Bir de cari dengenin niteliği var. Acaba, cari açık verirken servet, kaynak transferi de var mı? Kalıcı mı?

      Yoksa, içerdeki insan ve sermaye kaynağı ile daha yüksek teknoloji üretimi için, katma değeri düşük ürünlerin üretiminden vazgeçmek için mi cari açık veriliyor?

      Acaba, dış yatırımlar ile mal ticaretinden verilen açık kapanıyor mu?

      Çok boyutlu, zihin jimnastiği olsun diye yazdım yukardakini, sizin dediğiniz ülkelerin yüzde 98ine uyar.

      6Rf*6kDLTcQicaKR

      Sil
    2. Cehaletimi bağışlayın, "6Rf*6kDLTcQicaKR" bu kodlar nedir nasıl çıkar ne işe yarar?

      Sil
    3. O kodlarda ismim var, başka arkadaşlar da yazıyor, eskiden askerdik, hepimiz farklı ülkelere dağıldık, birbirimizi tanımak için bunu yaptık.

      Üzerimizde telsiz, telefon, sinyal verici cihaz olmadan Afganistan, Türkmenistan, Hazar Denizi, Dağıstan, Çeçenya, Rusya hattından gençken çok geçer, yollarda gecelerdik. Aramızda hep şifreler olurdu. Misal, A köyünden B köyüne giderken yoldaki ağacın bir tarafına 6 tane taş koyardım. O yöndeki 6. ağacın altında telsiz var, telefon var, veya silah var anlamına gelirdi. Veya Rus sınırlarında termal kameralar olur, kameraya yakalanmayan pelerinler ile techizatı gömdüğümüz yeri işaret eder. Oradan kalma aramızdaki alışkanlık. Bazen de çok sevdiğim bir yazı, internet sayfası var ise onun kısaltılmış linkini paylaşıyorum.

      Yu0^tY0HTD^HdiY5

      Sil
  19. Hocam bu covid-19 belası yaşanmamış olsaydı sizce Türkiye gsyhsı 800-900 milyar dolar seviyelerini görebilir miydi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam;

      Türk ekonomisi 2017 yılından ülke rejimi değişikliğinden itibaren düşüş gösterecek.
      Kovid olmasa idi, belki arada bir ölü kedi zıplaması yapardı.

      5 yıl önce yeni yönetim rejimi ile ben Türk ekonomisinde düşüş ve zayıf verimlilik olacağını biliyordum, ancak, son 4 yıl benim bile tahminimden daha hızlı bir düşüş gösterdi.

      Türkiye ekonomik dengesine ulaşana kadar düşecek. Ekonomik denge nerede oluşur?
      Bence, AB üyelik sürecinin resmi olarak sonlandırılmasından sonraki zaman diliminde denge seviyesi oluşacak.

      d^o2Dcp$*8EMm!e0

      Yeni Türkiye doğdu, ancak bu çocuğun adı konulmadı. Çocuğun adının konulması, dünyaya tanıtılması lazım. AB'nin kendi politik bürokrasisinin işleyiş hızına bağlı olarak çocuğun adı konur. Türkiye tarafında yapılacak pek fazla bir şey yok, yapılması gerekenler bu tarafta yapıldı. Başkanlık sistemi en büyük ve en zor politik kilometre taşı idi, aşıldı.

      Sil
    2. Göremezdi çünkü Tuik'in enflasyonu düşük açıklamasından dolayı gsyih tl olarak artamamaktadır. Tl olarak artamadığı için devalüasyonla dolar bazlı milli gelir düşüşü çok daha hızlı olmaktadır.

      Geçenlerde bir finans kuruluşu Tlnin olması gerekenden %30 değerli olduğunu söyledi. Yani doların gerçek değerinin 11 tl olduğunu söylüyor.

      Dolar 11 tl olduğunda 5.000/11=454 milyar dolarlık bir gsyih söz konusu olacak. Bu şekilde kişi başı gelir de 5300 dolara düşecek ve biz kişi başı gelirde ilk 100 ün dışında kalmış olacağız..
      Çinin kişi başı geliri 11.000 dolara geldi.

      Dolar bazlı gelirin düşüş hızını (gerçek enflasyon-tuik enflasyonu)farkı belirler. Bu da şimdilik % 30lardadır.

      Yani Dolar bazlı gsyih miz her yıl % 25 kadar düşmektedir.

      Eğer yeni gelecek iktidar, Tuik'in gerçek verileri açıklamasını sağlarsa, o zaman gsyih Tl olarak , en az devalüasyon oranı kadar büyür ve Dolar bazlı Gsyihdeki azalma durur.

      Bundan başka gelirimizi düşüren başka bir durum yoktur.


      Sil
  20. 17:30 da yazdığım yoruma delil olarak Avrupa Birliği Komisyonu Başkanının 2 dk lık Türkiye ile ilgili AB Parlamentosu açılış konuşmasının vidyosunu ekliyorum.

    https://www.youtube.com/watch?v=PiD_vKvbSl0

    Başkan düzeyinde bu konuşmanın yapılmasının anlamı, AB tam üyelik rüyası işinin bittiğinin ispatıdır. Türkiye tarafında ne yapılırsa yapılsın bu iş olmayacak. Başkan, yumuşak bir tarz ile Türkiye'yi ucuz üretim yeri olarak kullanma hedefini birliğe vermiş oldu.

    Başkanın konuşması uzun dönemli kurların TR bölgesini AB üreticileri için cazip üretim yeri yapacak seviyede düşük olması mesajını deklare ediyor.

    İşin Türkiye tarafında yapacak pek bir şey yok. AB'nin kendi bürokrasisi içinde TR'i tam üyelik görüşmeleri sürecinden çıkarıp, TR ile nasıl bir iş birliği yapmak istediklerini açıklamaları zamanına kadar Türk ekonomisi, dış ticareti için ciddi bir yorum yapma ihtiyacı bulunmuyor.

    Türkiye bu ara dönem içinde, ister teknoloji ihracatı üretimine ağırlık versin, ister turizm gelirlerini artırıcı işler yapsın, isterse şimdiye kadar yaptığı gibi koyversin bu 3 seçeneğin vuku bulması ülke ekonomik geleceği için - günlük yorumlar dışında- ciddi bir fikir vermeyecektir.

    Çocuğun adı konduktan sonra, net bir resim ortaya çıkar. O zamanki Türk yönetimi ve AB tutumlarına göre net bir gelecek projeksiyonu oluşur.

    96iQEeh6a1%LumvR

    YanıtlaSil
  21. hocam kripto para ethereum un kurucusu vitalik buterin bugün dünyanın engenç kendi çabasıyla dolar milyarderi olan kişisi oldu sanal cüzdanında 33k etc si varmış,şuanda 1etc 3bin $ın üstünde..ethereumun 2023 de 125bin doların üstüne çıkması öngörülüyor bloomberg in tahminine göre .1aydır bu çocuğu araştırıyorum,20nin üzerinde spor arabadan oluşan bir koleksiyonu var ayrıca çocukken pilot olmak istiyormuş,bir mig-21 ve su-25i vardı geçen hafta 1adet hurda f-18 aldı mısırdan,7 kanadalı uçak uzmanından oluşan bir ekip tutmuş 20milyon dolara yenilemesi için uçagı..birtane de sıfır f-35 almak için lockheed martin şirketine başvurmuş geçen ay,hani şu parasını ödediğimiz halde bize verilmeyen!aldığı cevap 2sene içinde hayalet özelliği olmayan ticari 1e1 replikasının kendisine satılacağı yönünde bir haber okudum,ayrıca tam bir drone fanatiği enson iha koleksiyonu yapacağını okudum,belki birkaç bayrakdar satarız oğlana döviz girmiş olur memlekete,aman damat harçamasın uğur parası yapsın bence..size sorum şu:biz bu oğlanı aylık 128 milyon dolar maaşla,merkez bankasının başına getirsek tl yi sanal para haline getir,ismini tcc koy mesela ve dünya piyasasına yeni coinin diye sür desek beşiktaşa messi transfer etmek gibi gerçekten bize bir faydası olurmu?yoksa sürünmek biz çılgın türklerin makus talihi mi ne dersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türk ekonomi camiasında hala işin spekülasyon olduğu, temelsiz olduğunu düşünen insanlar var.
      Bitcoin özelinde meseleye bakıyorlar. Bitcoin bu teknolojinin ilk örneği, büyük bir adım idi. kendi fiziki kısıtlamaları, teknik sorunları var. Her teknolojide bu vardır. Zaman ile bu sorunları çözen yenileri üretilir.

      Goldman-Sach'ın Bitcoin eleştirilerini takip etmek güzel fikirler verecektir.

      Bilemeyiz, belki bitcoin tamamen biter ancak yerine daha güçlü rakipleri gelir.
      Etherium, günlük hayattaki sorunlara çözüm üretmek üzere ticarileştiriyor.
      Visa, American Express gibi kurumların kendi altyapılarında yaptıkları çalışmalar var.

      Bitcoin eleştirebilmek için, cüzdanlardan nasıl aktarıldığını, protokollerin detaylarını, üretimini, üretim detaylarını, kısıtlarını, kapasitesini, teknolojinin üretimini iyi bilmek lazım. Türkiyede ben halka açık bilgiler sunan böyle bir uzman bulamadım. Hal böyle olunca, Türkiye'de ciddi bilgi birikimi olmadığı aşikar.

      Şu anda milyonlarca uzman bu konu üzerinde çalışıyorlar, güven unsuru olan hayatın her alanında kullanılacak bir teknoloji, şu anda emekleme aşamasında. Dünya genelinde, yüz milyarlarca dolar arge harcamaları için bütçelendi.

      BitCoin piyasa değerinin 1 trilyona çıkması, Ethereum kurucusunun milyarlar sahibi olması, gelecek kullanım alanının büyüklüğünden, bu ikisi özelinde olmasa bile toplu olarak daha yüksek değerlere ulaşacaktır.

      Yapılan yatırımlara bakarsak, beklenen dönüşlerin bir iki sene içinde 5 trilyon dolarlık piyasa hacmine ulaşması beklenir.

      Hg9fE#&b4rTd1xnv

      Sil
  22. Hocam merhaba, 24 yaşındayım ve siyaset ve politika ile ilgilenmek istiyorum. Hangi kitapları okumalıyım nereden başlamalıyım yardımcı olabilir misiniz ?

    YanıtlaSil
  23. 2001krizi mali krizdir borç ertelemelerini yeniden yapılandırma hikayelerini bıraksınlar ki şu anda yine en iyi durumda olan bankalar bakın bakalim 2021 yılı kar miyaparlar zararmi kıyamet geçici sume altı yapmakla gidiyor banklar bırakın karı zararları 100 milyarı geçerse sasirmayin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam, bankaların zarar etmesi istenmediği sürece zarar açıklatılmaz. Yasa ile değişiklikler yapılır.

      Misal, kötü kredi tanımı 90 gün gecikmeli krediden 180 güne çıkarılırsa sorunlu kredi miktarı değişir.
      Başka bir misal, hükümet yeni bir kamu bankası kurar, bankaların elindeki sorunlu kredileri bu banka satın alır. Tüm bankaların bilançoları temizlenir.

      O zararlar, uzun vadeye yayılır, kamulaştırılır, temizlenir :)

      5K7o%QqoPiVOyk92

      Sil
  24. kıymetli bilgilerinizi bizlerle paylaştıgınız için müteşekkirim hocam. 25 yaşında büsbütün ümidini yitirmiş bir genç olarak keşke vaktiyle bu ülkeye güvenmek hatasına düşmeyerek işçi babanın öğrenci oğlu olarak doğru seçimler yaparak yurtdışına "legal" yollarla gidecek birikim ve donanımı sağlasa idim diyerek ah vah ediyor kafamı duvarlara vuruyorum fakat nafile, keşke bu ülkenin ekonomisi ve halkı böyle olmasaydı. bu ülkenin potansiyeli vardı her şeye rağmen .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam,
      Ümit kaybedecek bir durum bulunmuyor.

      Kendi mesleğiniz var ise, yurtdışına çıkabilirsiniz. Kovid sonrası güzel fırsatlar sunacaktır. Ülke seçiminizi yapın, çalışma izinlerine odaklanın, bir de orada geçerli mesleklerin sertifikaları.

      Benim bildiğim şu misaller var.

      55 yaşında asker kökenli bir arkadaş, hem ordu hem de orduya bağlı bir bankanın teknoloji güvenlik altyapısında çalışmıştı. Taşındı. Şimdi 60+ yaş üzerinde ve çok mutlu. Bilgi ve tecrübesinin zirve yaptığı yaşlarda Türkiyede kimse ona iş vermiyordu.

      50 küsür yaşında bir kadın arkadaşım, iyi yemek yapar, boş durana kadar gitmek istediği ülke mutfağı üzerine çalıştı, online sertifikalar aldı, aşcı oldu, kendine kolay diye küçük bir pizza dükkanı bile açtı. Kovid sürecinde online siparişlere yetişemiyordu, daha büyük bir yeri ikinci şube olarak açtı.

      Başka bir arkadaşım, o da 50 yaş üzerinde, farklı bir işi vardı, işini yapana kadar taksi şöförü olmak istedi, sevdi de işi, bir firmada kendi aracı ile özel müşterilere hizmet veriyordu. Kovid sürecinde işleri bitince, online sipariş dağıtım ağına girdi, evlere kargo paketleri dağıtıyor. Seviyor ve mutlu.

      Ben o kadar askerlik yaptım, tüm doğu anadolu sınır karakollarını bilirim, genç yaşta emekliye ayrıldım. 25 yaşında kafatasım askerde parçalandı, kafamda titanyum var, gözümün birinin retinası yırtıldı yamuk görürüm, kulağımın tekinin zarı ve içindekiler yok o kulağım hiç duymaz yürürken sallanırım, omurgam zedeli kilo almak beni mahfeder. Sizin geç dediğiniz yaşta toprak altında da olabilirdim. 30+ yaşında ayrıldım, bulunduğum ülke yasaları farklı isim/soyisim kullanmama izin veriyor, o isimle vatandaşlığa da geçtim, en büyük bankalardan birinde Vice President olarak çalışıyorum. Bende 25 yaşında sivil hayatta işe girecek ne donanım vardı? 800 metreden adam vururduk, helikopterden atlardık, dağ bayır gezerdik, ne öğrendiysem 25 sonrasında öğrendim.

      Çıkmadık candan ümit kesilmez.

      Bizim Türk milleti yerinde otursaydı, şimdi Çinin komşusu olarak asyada kös kös oturuyorduk. Gidin istediğiniz batı ülkesine, bizim Anadolu Türklerinin beyni bulandı, rahat battı bunlara. Saçma sapan hurafelerin peşinden gidiyorlar, onlar için de yapacak bir şey yok artık. Yıl olmuş 2021 hala adam 1400 yıl öncesine takılmış kalmış. Ne yapacan? Ben mi kurtaracam, anlatsan da anlamaz. Anlamaları için birinin bunları süngü veya topla ile dürtmesi lazım. 100 yıl önce Yunan dürttü, Cumhuriyet kurdular. Rahata erdiler, şimdi yine dürtülmek istiyorlar.

      Etrafımda farklı ülkelerden çok insan var, özellikle dedeleri ülkeyi terkedenler dedelerinin cesaretini kutsuyor, ölmüş ise adlarını yaşatıyorlar, iyi ki gitmiş diyorlar. Bakın yurtdışındaki Ermenilere? Dedeleri Anadolu çocuğu hepsinin. din ve ırktan bağımsız Anadolunun çok yaman insanları da vardır, cesaret etmişler gitmişler, kendilerini bulmuşlar, torunları Amerikan başkanına soykırım dedirtti, peki Anadolu da kalanlar ne yaptı? Kös kös baktı.

      #zuA2Rkp$VF1D530

      Sil
    2. Umutsuz olacak bir şey yok, ülkemizde de her şey var.

      AHaber açın, izleyin. Dünyanın en güzel yerinde en başarılı hükümeti tarafından tüm zorlamalara karşın ne kadar güzel işler yapıyormuşuz. Meyveyi tane ile avrupalı bizi kıskanıyor, merkelin beyni bulanıyor, ingiltere ayrıldı avrupa batıyor, güç türkiyeye geçiyor...

      Sil
  25. Sayın Eğilmez,
    İhracatın FOB ithalatın ise CIF hesaplanması karşılaştırmada sorun yaratmaz mı? İhracatta CIF / CF oranı bu karşılaştırmayı etkileyecek boyutta mıdır?
    Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İhracat FOB ile alınıyor çünkü bizim elimize geçen gelir ihraç malının gemide teslim fiyatıdır. Buna karşılık ithalat CIF ile alınıyor çünkü bizim ödediğimiz bedel odur. Buna karşılık ödemeler dengesinde bunlar ayrıştırılıp başka kalemlerde izleniyor. O nedenle ödemeler dengesinde ihracat da ithalat da FOB alınıyor.

      Sil
  26. Sayın hocam şimdi arşivleri karıştırdım da 3 yıl önce şöyle bir haber yapılmıştı:
    "Avusturya merkezli Araştırma Merkezi Uluslararası Ekonomi (FIW) kurumu, özellikle Blockchain teknolojisinin dış ticarette uygulanmasının etkilerini inceleyen en son politika özetini yayımladı. Rapora göre, Blockchain teknolojisi dış ticareti hızlandırıp masrafları azaltabilir." Görünen o ki biz işin sadece al-sat kısmında lider olduk.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yurtdışında BlockChain ile emlak piyasasında aracı olan emlakçı, tapu, avukat, resmi kurumlar, alıcı ve satıcının bankaları, noter, vergi dairesi, kredi veren banka vs gibi aracılar arasında güvenin tesis edildiği, güvenli bilgi paylaşımı yaptığı, ardından da kamu ile emlak sahibi arasındaki emlak vergisi prosedürünü ortadan kaldıran bir projenin hazırlanmasında emek verdim.

      Bir kere al-sat yapılan bir milyon TL bedelli bir gayrimenkulde, gayrimenkul hayatı boyunca TL fiyatı ile 65 bin TL ile 95 bin TL tasarruf sağlıyor.

      Eğer daire bir den fazla el değiştirirse, her el değişimi 40 bin civarında ek masrafı ortadan kaldırıyor.

      Büyük ihtimalle 2 yıla kadar kullanılmaya başlar.

      $69ypa6wpbRzxDs8

      Sil
    2. Çok güzel bir haber bu. Bu ve benzeri blockchain altyapısını kullanan uygulamaların yaygınlaşması dileklerimle.

      Sil
  27. Hocam 2016'dan beri her yazınızla daha bir aydınlanıyorum. İzninizle 12 seneye nirvanadayım. Çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  28. Hocam dedikleriniz de haklısınız gerçekten şunu da eklemek isterim ki oldu da olumlu bir tablo çizdi turistler gelse bile ne değişecek ki yine günü kurtarmaya yönelik bir hamle olacağı kanısındayım bizim için asıl olan uzun vadeli ve sağlam kararlar almamız yapısal reformlar eğitim kalitesini arttırma adaleti sağlamak gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Turist gelirse bakan söyledi, en azından turistin gördüğü tüm türkler aşılanacak. yoksa millet aşıyı rüyasında görür.

      Sil
  29. Devalüasyon sayesinde ihracatın ithalatı karşılama oranı %77den %82'ye çıkmış. Dış ticaret açığı kapanmış. Bu sürecin devam ettirilmesi gerekir.

    Milyonlarca İnsan, korona olmuş işlerinden güçlerinden olmuş, milyonlarca insanın işyeri kapanmış, çekler senetler devlet tarafından ertelenmiş, borçlular ödeme yapmayacak ama alacaklılar da alacağını alamayacak kredilerini ödeyemeyecek.


    Böyle bir ortamda faiz arttırılır mı hiç? Faizin Enflasyon +0,75 düzeylerine yani 18 düzeylerine çekilmesi gerekir. TCMB şimdi faiz düşürmeyecekse ne zaman düşürecek ?

    Haa dolar ,2001'deki gibi fırlar mı? Fırlamazz. Çünkü serbest kur rejimindeyiz...Her kademede satıcılar devreye girecek ve bu durum doların aşırı yükselmesini engelleyecek.

    Eğer 2001'deki gibi çıpalanmış olsaydı, ya da 6,80 baskılaması devam ediyor olsaydı o zaman %30 %40 lık yıkıcı yükselişler olurdu. şimdi böyle bir sıçrama olması mümkün değil Çünkü şu ortamda baskılama yok.

    Baskılamanın olmadığı yerde patlama olmaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de doğru yazdın kardeş, elimde dövizler senin dediklerinin olması için bekliyorum, yanlış anlama, vatan millet için kademe satıcısıyım.

      Son 2 yıl sağolsun, senin gibi trollere de iyi ekonomi öğretti, yanlış bilgi de olsa, trollük işine bilgi katıyorsunuz.

      Sil
  30. Tcmb'nin en kötü kararı, faizi burada bırakmaktır. Bu şu anlama gelir: Sayın piyasa biz yokuz sen istediğin gibi takıl.

    Doları 15 tl de yapabilirsin 5 tl de yapabilirsin çünkü biz faizi değiştiremiyoruz.

    Ancak bunun yerine 0.25 puanlık bile artış ya da azalış olursa , piyasaya şu mesaj verilmiş olur.:
    Sayın piyasa biz buradayız paranın patronu biziz. Eğer doları olağan dışı hoplatırsan ya da düşürürsen, müdaheleyi yersin ve terste kalırsın!!!..

    İşte buyüzden para politikası kurulunun , faizi değiştirme niyeti yoksa bile ben burdayım demek için 0.25 puan değiştirmeli bu durum hem piyasanın güven kazanmasını hem de Tcmbnin faiz değiştirebileceğinin görülmesini sağlar .

    Ben ppk yerinde olsaydım hiç değişiklik niyetim yoksa bile 0.25 puan değiştirir, bir sonraki toplantıda tersi yönde 0.25 puan değiştirirdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB sizin deyişinizle en kötü kararı verdi.

      Sil
    2. Dolara bakıyoruz, yerinde duruyor, hatta düşmüş. Demek ki karar piyasalar tarafından olumlu algılanmış. Faizler almış başını gitmiş. MB 2-3 puan indirmesi lazımdı.

      Sil
    3. Bence 10 puan indirmesi lazımdı.

      Sil
    4. Bakın dünyalar değerlisi Mahfi hocam da benim gibi düşünüyor, faiz düşmeliydi.
      Ekran görüntüsünü aldım Hocam :)
      Sizi hükümet karşıtı olarak suçlayan olursa hemen göstericem görüntüyü.

      Sil
    5. Evet en kötü kararı aldılar. 25 baz puanlık bir değişim hiçbirşey kaybettirmez, tam tersi itibar kazandırırdı...

      Sil
    6. Sayın faiz kararı 04.02 kusura bakmayın ama son cümlede yazdığınız şakkadanak bi 10 milyar dolar daha satıp, çil yavrusu gibi dağıtmaya benzemiş.

      Sil
    7. Anonim 19:44
      Google'a ironi yazıp aratsana bi

      Sil
  31. Hocam takıntılardan nasıl kurtulabiliriz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok zordur bu. Tek yolu ön yargılardan sıyrılmaktır.

      Sil
  32. Hocam 3 yıldır sizi takip ediyorum. Sağ olun. Kitaplarınızı okudum. Şu an iyi bir ekonomi bilgim var. Sizin sayenizde. Var olun. Her şey için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  33. Hocam, hükümet muhalefete, özel olarak Chp ye yalan üretim merkezi diye çizgi film yapmış. Siz ekonomistlerin çizgi film kahramanı olmanız da yakındır diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  34. Hocam öncelikle konumuzla alakalı olmayarak bir soru sormak istiyorum. Monetaristlerin kurallı para arzı artışı kuralına göre örneğin büyüme %7 ise para arzı artışıda %7 olmalı gibi bu durumda teoride olan pratikte nasıl oluyor onu merak ediyorum sonuçta para arzo %7 arttığında kanuni karşılık oranına bağlı olarak yaratılan kaydi para bunun birkaç katı şeklinde meydana gelecek. Cevabınız için teşekkür ediyorum. Mülakat öncesi bir tek geriye makro ekonomi kitabınız kaldı okumadığım böyle güzel akıcı eserleriniz için bir maliyeci olarak bir teşekkürü daha borç bilirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Para arzı artışı önceki yıl enflasyonu + büyüme kadar olursa Enflasyonun nedeni olmaz.

      Sil
  35. hocam Tüik Enag'a dava acmis. Haber sitesinde ne icin actigi yazmamis maalesef

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siyasal islamcı geçmişi olmayan ancak, siyasal islamın yerleşmesi için çalışanlarca vitrine konan Sn Turgut Özal, İTO yönetimine baskı yapar. Dönemin askeri istihrabatı adına çalışan bir uzman İTO'nun araştırma biriminde görev almaktadır. 80 darbesine rağmen ordudan atıl(a)mayan bir vatansever ordu mensubu, ona gerekli güveni verir. İTO'nun baskıyı kabul etmemesi için sivil farklı örgütleri de hareketlendirir. Ve İTO enflasyon verilerini yayınlamaya devam eder.

      Kozmik oda gitti, bakalım, ENAG'ı kim koruyacak? Vatandaş sahip çıkmaz, belki bürokraside hala kırıntı vatansever kalmış ise, onlar tepki verir.

      7Q0#aa%kLnz1w7Y9

      Sil
  36. hocam kanımca geçen senenin ilk 3 ayıyla bu senenin ilk 3 ayını karşılaştırmak hata olur. Çünkü geçen sene covid-19 salgını mart ayından sonra patlak verdi yasaklar keza öyle. yani 2020 ilk 3 ayı covidsiz bir turizm sektörü vardı

    YanıtlaSil
  37. Hocam merhabalar ) Ben ekonomist değilim mühendislik okuduğum için yıllardır bu turizm konusu ile ilgili bir konu kafama takılıyor. Öncelikle Dünyada en çok turist çeken ülkelerin yine bu dünya düzeninde Gelişmiş emperyalist ülkeler olduğunu görüyoruz. Örneğin türk lirasının değeri düştükce ülke güvenliği de aynı orantida azalıyor ve yoksullasma beraberinde ahlaki yozlaşmayi getiriyor ve turizm içeriği bu girdiye bağlı olarak değişiyor. Parası değersiz olduğu ve ülkenin güvensiz olduğu venuzella, Kolombiya gibi ülkelerde turizm geliri yine düşük oluyor. Turizm gelirini etkileyen en önemli faktörün ülke güvenliği olduğunu düşünüyorum. Deniz ve sex turizmi bizi daha çok Kolombiya Küba ve Filipinler gibi örneklere götürüyor ve bence bu bilinçli yapılıyor. Tarihimizin eserlerimizin Londra Paris Berlin müzelerinde sergilenmesi bile bunun göstergesi değil mi? Bizde turizm bir nevi sömürgecilik gibi yürütülüyor.

    YanıtlaSil
  38. Hocam merhaba 17 yaşındakilere mühendis olmak isteyenlere öneriniz varmı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mühendis olun, en geçerli mesleklerden biridir.

      Sil
  39. hocam merhaba Türkiye'nin 2020 yılı tamamı ve 2021 yılının ilk üç aylık döneminde; gerçekleştirdiği dış ticaret rakamlarını, hangi sektörlerde ticaretin yoğunlaştığını ve hangi ülke ya da ülke grupları ile yoğun ticari faaliyetlerde bulunulmuştur

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ödev araştırma sorusu gibi duruyor.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi