Herkesin Sorduğu Sorular ve Yanıtları 2

Almanya Bizden Kötü Durumda mı?

Son günlerde yurt dışında yaşayan ve Türkiye’ye ziyarete gelen yurttaşlarımız kanalıyla Almanya’nın battığı, bizim daha iyi durumda olduğumuza ilişkin bir şehir efsanesi yayıldı. Aşağıda iki ülkenin başlıca ekonomik göstergelerini karşılaştıran bir tablo sunuyorum (kaynak: IMF, World Economic Outlook Database, April 2022.)


Tablo birbirine çok yakın nüfusa sahip olan iki ülkeden Almanya’da kişi başına gelirin 51 bin dolar düzeyinde olduğunu Türkiye’de ise 8 bin dolar düzeyinde olduğunu ortaya koyuyor. Böylece ortaya atılan iddianın ne kadar anlamsız olduğu yalnızca bu göstergeyle bile ortaya çıkıyor.

Tabloda yer alan IMF tahminlerinde katılmadığım bazı noktalar var, onlara değineyim. 2022 yılında Türkiye’nin yıllık ortalama büyüme oranının yüzde 2,7’den yüksek olacağını (yüzde 4 dolayında) tahmin ediyorum. Eğer bu tahminim doğru çıkarsa GSYH’miz 700 – 750 milyar dolar düzeyine, kişi başına gelirimiz de 9.000 dolara yakın bir düzeye yükselir.

Kur Korumalı Mevduat, Kurun Yükselişini Durdurur mu?

Kur korumalı mevduat bir çeşit endekslemedir. Hazine, mevduat faizlerinin düşük kaldığını ve bu nedenle insanların dövize yöneldiğini görünce bu uygulamayla dövizden TL’ye geçişi özendirmek istemiştir. Ne var ki bu uygulama bir devleti devlet yapan en temel ilkelere aykırıdır. Bir devlet, kendi yurttaşından yabancı parayla borç almaz ve yapacağı işleri de yabancı para üzerinden tanımlamaz. Bu, bastığı ve kullanılmasını istediği yerli paraya kendisinin de itibar etmediği anlamına gelir. Kendi bastığı parayı, yabancı paralara endekslemiş olan devlet, yurttaşlarının dövizle sözleşme yapmasını yasakladığında tutarsız olur.

Risklerin yüksek olduğu ve giderek yükseldiği bir ortamda Merkez Bankası faizini düşük tutabilmek için girişilen kur korumalı mevduat hesabının bugüne kadar yarattığı maliyet; milyarlarca dolarlık döviz satışı + Hazine’ye gereksiz yere yüklenen ek faiz maliyeti (adına kur koruması ödemesi desek de bu bir faiz ödemesidir) olarak karşımıza çıkıyor. Kur korumalı mevduat hesabı asıl olarak kuru düşük tutmak ve dolayısıyla enflasyona yansımasını önlemek amacıyla getirildiği halde kısa süreli olumlu etkisi dışında amacına ulaşamadı. 17 Aralık 2021’de USD/TL kuru 16,50 idi. Kur korumalı mevduat uygulaması yürürlüğe girdiğinde (21 Aralık 2021) kur 12,56’ya gerilemişti. Kur bugün 16,38. Kur korumalı mevduat uygulaması 5 aylık sürede başlangıçta olumlu etki yaratmış olsa da sonradan etkisini kaybetmiş görünüyor. Bunun nedeni kur korumalı mevduat uygulamasının tek başına Türkiye’nin çok sayıdaki riskini çözecek nitelikte bir araç olmamasındandır. Esasen Türkiye’nin risklerini tek başına çözebilecek bir araç da yoktur. Kur korumalı mevduat uygulamasının önümüzdeki dönemler için bankaların ödemesi gereken faizin bir bölümünü Hazine’ye yükleyerek yarattığı finansman sıkıntısı da işin bir başka yanını oluşturuyor. Başlangıçta bunu tam olarak anlayamayan kişiler bunları görmeye başladıkça kurda görülen olumlu değişim yeniden tersine dönüyor.

Enflasyona Endeksli Bono Enflasyonu Düşürür mü?

Herhangi bir göstergeyi enflasyona endekslemek o anki enflasyonu kabul etmek, hatta onaylamak anlamına gelir. Bu bonoları alacak olanlar artık onun altında bir enflasyona değil üstündeki enflasyon oranlarına bakarlar, beklentileri yükselişe odaklı olarak şekillenmeye başlar. Beklentiler ise önünde sonunda gerçekleşmeyi belirler. Öte yandan devlet çıkardığı borçlanma senedini enflasyona endekslediği anda herkes bu yolu izlemeye yönelir ve fiyatları, kiraları vb. gelecekteki enflasyon beklentisine endekslemeye başlar. İnsanlar bunu fiiliyatta yapmasa bile zihinlerinde yapmaya başlarlar. Bunun sonucunda enflasyon iyiden iyiye yerleşir ve beklentiler kırılamaz hale gelir (yerleşmiş enflasyon[i]).

Enflasyona endeksli bono gibi uygulamalar, tıpkı kur korumalı mevduat uygulamasında olduğu gibi başlangıçta olumlu etkiler yaratır ve bazı düzelmeler getirir. Ne var ki bu olumlu etkiler, kur korumalı mevduat uygulamasından da gördüğümüz gibi, süre uzadıkça ve başka önlemlerle desteklenmedikçe kaybolmaya yüz tutuyor. Riskler devam ettiği sürece bu geçici düzelmeler orta vadede daha da bozucu etkilere yol açıyor. O nedenle başlangıçta görülen düzelmelerin kalıcı olacağını düşünmek doğru olmaz.

Türkiye Bu Durumdan Nasıl Çıkabilir?

Türkiye’nin her şeyden önce bir veya iki buluşla kur ve enflasyon sorununu çözme yaklaşımını bırakıp bir program çerçevesinde çıkış aramaya yönelmesi gerekiyor. Kur-enflasyon-kur sarmalından çıkabilmenin tek yolu sosyal, siyasal ve ekonomik riskleri düşürmekten geçiyor.[ii] Mucize çıkışlar aramak zaman ve para kaybından başka sonuç vermiyor. Bilimde mucizelere yer yoktur.



[i] Yerleşmiş enflasyon ya da atalet enflasyonu (inflation inertia); ekonomideki mal ve hizmet fiyatlarının sözleşmeler yoluyla bir fiyat endeksine bağlandığı ve o endeksteki harekete göre ayarlandığı durumu gösterir. Bu şekilde oluşan yerleşmiş enflasyonu kırmak ancak ve ancak beklentilerin iyileşmesiyle mümkün olabilir. 

[ii] Bunları Yapısal Reformlar ve Türkiye başlıklı kitabımda anlattım (Remzi Kitabevi, 2022.) 

Yorumlar

  1. Sayın Hocam,

    Mevcut program gelişmiş ülkelerin faizleri sabit tuttuğu ya da düşürdüğü bir dönemde uygulansaydı daha farklı sonuçlara yol açması mümkün müydü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben başka birisiyim, ihracatın artışı programsızlıktan mı? elbette bir program var, o da ihracat. Arkadaşımız da diyor ki eğer ülkede refahın olduğu dönemde bu şekilde bir program uygulansaydı, uzun adam o zaman üretim, yatırım, istihdam, ihracat deseydi farklı sonuçlara yol açar mıydı diyor.

      Sil
    2. Ben de daha başka birisiyim.
      İhracat artışı uzun yıllar süreklilik gösterirken, ithalat artışı da süreklilik gösteriyor.
      İthalat, ihracat miktarının üzerinde hep cari açık veriyor.
      Uzun vadeli ihracatın kök sebebi, ülkedeki işçiliğin ucuzlaması.
      Yukardaki tabloda hoca eklemiş,
      6-7 bin dolar maaş alan Alman mühendis yerine, 700-800 dolar maaş alan Türk mühendise sanayi çizimlerini vermek Almanya tarafında refahı artırır.

      Artan ihracatımız, yabancı ülke refahını artırmaya gidiyor. Türkiyede refah artmıyor.

      İhracata bağımlı hale gelen sanayi, rekabet edemeyince, daha ucuz işçiye ihtiyaç duyuyor.
      Devlet de Suriye, Afganistan, Pakistan dan ne bulduysa daha ucuza sanayiye destek için ülkeye sokuyor.
      Kayış kopmuş, tüm pakistan ve afganistanı türkiyeye bile doldursan, ülkeyi ihracat lideri yapmaz. Hamaliye ihracatı bunlar.

      Sil
    3. Ben en başka biriyim.

      Diğer ülkelerin faizleri indirdiği dönemde, Türkiyenin AB sürecinde ilerlediği dönemde,
      Türk hükümeti elindeki avucundaki büyük KİT lere yatırım yapıp dünya ile rekabet edebilir hale getireceğine, parayı verene sattı.

      Bir örneği TürkTelekom. Teknoloji yatırımı yapacağına, siyasi rant için banka kredilerini Lübnanlı bir siyasetçi iş adamına peşkeş çekti. Onlar da borç batağını Türk bankalarına yıktı.

      Diğer tüm KİTler bir şekilde yağma hasanın böreği gibi satıldı.

      Şimdi gelelim günümüze.
      Hükümete akacak KİT satışı parası kalmadı.
      Hükümete akacak ucuz yabancı para kredisi kalmadı.
      Hükümete akacak yabancı yatırımcı dövizi kalmadı.

      Ne kaldı?
      Baldırı çıplakları ucuza çalıştırıp, ihracattan gelecek parayı yemek kaldı.
      Ülkedeki baldırı çıplakların sayısı az gelince de Suriye, Afganistan, Pakistandan baldırı çıplak ithal etti.

      Olay budur.

      Eskiden halkın plana değil, pilava ihtiyacı vardır denmiştir.
      Şimdi ise plan yoktur, pilav kalmamıştır, düzeltme iradesi heç gelmemiştir.

      Ortalık ucuz baldırı çıplak kaynamaktadır, örnek isteyen Bebek Sahiline baksın.

      Sil
    4. Ben bambaşka biriyim.
      Çok uzatmaya gerek yok, 20 yıldır dünya para içinde yüzerken, biz parayı betona gömdük. Hala da gömmeye devam ediyorlar. Kasabalı zihniyeti gelişmişliği, çağdaşlığı, zenginliği koca koca betonlar dikmek, yollar köprüler yapmak zannediyor. Sonuç: gösteriş ekonomisi. Hoca'nın dediği gibi program mrogram yok ortada. Yedik içtik, parayı (hatta torunlarımızın parasını) tükettik.

      Sil
    5. Başka birileri kardeşlerim yeter artık vurmayın,
      0940 daki adamcağız öldi.

      0940 kardeşimiz, siz de anlayın artık, bunların derdi ortada ne varsa yiyip içmekti.
      dünya da ne olursa olsun, ekonomi yönetimi "bi elimde cımbız bi elimde ayna umurumda mı dünya" modunda, kendi alemlerinde gezen insanlar.
      ortada para varse yerler, para yoksa borçlandırıp yerler. Bunların mantık bu.
      Çok basit.
      program mrogram yok, bam bam bam yeme var.

      Sil
    6. Ucuz iş gücü için ülkemize sokulan yabancı uyruklu kişiler nerede çalışıyor? İşim gereği organize sanayi bölgelerindeki fabrikalar ile çalışıyorum çalıştığım global veya ulusal şirketlerin hiçbirinde bu tip insanlar ile karşılaşmadım. Bu tip firmalarda kalite standarti onemlidir. Göçmenlerin BIrakin eğitim durumunu Ortak dilin olmadığı bu insanlara ne öğretebilir ve karşılığını alabilirsiniz bilemiyorum. Bu insanlar büyük ölçekli firmalardan ziyade daha çok küçük ölçekli merdiven altı diye tabir ettiğimiz firmalarda çalışıyorlar. Ülke ekonomisine etki eden bu firmalarda calismadiklari için bu denli göçmen akışı neye hizmet edecek yarın öbür gün hepbirlikte gorecegiz

      Sil
  2. Yine çok güzel bir yazı, ellerinize sağlık hocam

    YanıtlaSil
  3. Gerçekler acıdır yüreğinize kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  4. merhaba,
    İstikrar ve güven ortamı oluşturulmadığı süre böyle gider. İnsanlar her gün "bugün ne değişecek acaba" korkusuyla başlıyor güne.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet maalesef beklentiler de hep olumsuz.

      Sil
    2. Hocam bu adamların hiç mi bildiği bir şey yok. Size göre ya çok cahiller ya da hainler!? Böyle bir sonuca getiriyorsunuz.

      Sil
  5. Hocam yorumlarınızda ekonominin kasten böyle kötü yönetildiği ve oluşan kaos ortamı sonrası ohal şartlarında seçime gitme ihtimalinin amaçlanmasını hesaba katıyormusunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır. Ben kesin olarak bilmediğim, doğrulamadığım konularda yazmam.

      Sil
    2. 2017 başkanlık seçimine bakarsanız, sorunuzun cevabını bulursunuz.
      2017 seçiminde ne olmuşsa, yenisinde de o olacak.

      Sil
  6. Hukuki ve ekonomik öngörülebilirlik sağlanmadıkça, Anayasamız da yazılı insan haklarına dayalı laik, demokratik, sosyal ve hukuk devleti ilkelerine göre liyakat sahibi yöneticiler tarafından yönetilmediğiniz sürece ülkemizde ne ekonomik ne de sosyal iyileşme olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı düşüncedeyim. İyileşme sağlansa da sürdürülemez.

      Sil
    2. hocam mevcut yönetim ben hukuku tanımıyorum diyor siz daha fazla hukuk diyorsunuz bu nasıl olacak?

      Sil
  7. Kıymetli hocam merhaba! Yine ufkumuzu bin beş yüze katlayan bir yazıya rast geldim, teşekkür ederim. Var olun! Bir musibet bin nasihatten iyiymiş ya... Nasihatlere kulak tıkamaları herkesin malumu! Ben -içim yana yana- musibeti bekliyorum, gelsin artık!!! Her gün zam haberi görmekten gına geldi, değirmen ne zamandan itibaren taşıma suyla dönmeyecek? Zor bir soru belki, farkındayım. Yalnızca tahmininizi merak ediyorum.
    Alakanız için şimdiden teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, doğru adımlar atılmadığı sürece iyiye değil kötüye gidecek işler.

      Sil
  8. Mahdut gayretsiz2 Haziran 2022 10:38

    Hocam KKM nin su ana kadar 120 milyar Tl maliyeti olduğu hesaplandi. Bu para ile yüzlerce fabrika/okul/sağlık ocağı vs. yapilabilridi. Yani bu para tüm topluma hizmet olarak paylastirilabilrdi. Bu KKM ile para bir avuç zengine örtülü faiz olarak aktarıldı. Yazık değil mi bu ülkeye, bu ülkenin yatağa aç giren çocuklarına...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef öyle ve daha devam ediyor. Hazine, hiç üzerine vazife olmayan bir yük üstlendi.

      Sil
  9. Mahfi bey elinize sağlık, çok teşekkür ederim güzel makaleleriniz için. Bültene abone olmak istiyorum. Hata veriyor, kontrol edebilir misiniz. Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef google kaynaklı sorunları çözemiyoruz. Bildirsek de bir gelişme olmuyor. Ben twitterda yeni makale yazınca birkaç kez duyuruyorum.

      Sil
  10. Hocam öncelikle teşekkür ederim. Enflasyona endeksli bononun bankalar üzerinde de olumsuz etkileri olabileceği ve mevzuatlar oldukça düşüreceği söyleniyor. Bu konuda ne dersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani mevduattan bonoya kayış olursa ekonomiye bir yararı olmaz. Hatta özel sektöre kredi olabilecek mevduat kamuya kaynak olunca daha verimsiz işlere harcanır.

      Sil
    2. Kesinlikle katılıyorum hocam.Kısa vadede kurda 2-3 tl lik bir düşüş olacaktır ama bence.

      Sil
  11. hocam elinize sağlık güzel bir yazı.

    YanıtlaSil
  12. Sonunu düşünen kahraman olamaz !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonunu düşünmeyen de rezil olabilir.

      Sil
    2. Sn 11:01,
      O laf, söz de değil laf, düşünmeyen insanları gaza getirip yönlendirmek için uydurulmuş bir laf.
      Ben söz yazayım:
      Hesap bilmeyen kasap, ne satır bırakır ne masat.
      Görünen köy klavuz istemez.
      Eşek hoşaftan ne anlar.
      Bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir.

      Sil
    3. Sonunu düşünmeyen kahraman olamaz! Aptallar sonunu düşün (e)mez o halde aptallar kahraman; kahramanlar aptaldır! Hiç mi mantık dersi almadınız . Böyle bir mantık olabilir mi? Herkesin beynini zehirleyin sonra da çık işin içinden. Bakalım öylemi? Şimdi diyelim ki Allah korusun evinizde yangın çıktı ve içerde aileniz, sevdikleriniz veya farketmez birileri veya bir canlı var diyelim. Içeri girip kurtarmazsanız sonuç belli; ölüm! Ama içeri girseniz sizin de ölme riskiniz var. Şimdi bu durumda kurtarma ihtimali ve ölüm riski olmak üzere iki durum söz konusu. Bu iki durumdan birini seçersiniz. Şimdi bu durumda adamın içeri girip evin icindekileri kurtarmasi kendi canını düşünmediği için kahraman ilan ediyorsunuz ama öte yandan adamın kurtarma ihtimalini görmezden geliyorsunuz. Şimdi bu durumda adamı harekete geçiren şey kurtarma ihtimali midir yoksa kendi canını riske atıp kurtarma düşüncesinin daha baskın olması mıdır? Şimdi kahramanımız sonunu nasıl düşünmemiştir. Aptalca mı hareket etmiştir yoksa kendi canını riske atıp kurtarma ihtimalini mi düşünmüştür? Böyle saçmalık olur mu?

      Sil
  13. Hocam çok aydınlatıcı bir yazı olmuş teşekkürler. Anladığım kadarıyla günü kurtarmak için aldıkları her karar daha fazla batmamıza yol açıyor. Görünen o ki bunlar iktidarda kaldığı sürece riskler artmaya krizler yaşanmaya devam edecek. Sonuçta hep birlikte yoksullaşacağız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Zaten yoksullaşıyoruz. Gelir dağılımı hızla bozuluyor.

      Sil
    2. Merhabalar,

      bu konuda güzel bir yazi da Dünya'da Fatih Özatay'dan geldi bugün.
      https://www.dunya.com/kose-yazisi/isgucunun-gsyhden-aldigi-pay-serbest-dususte/659597

      Saygilarimla

      Sil
    3. Yaşlanıyoruz ve yoksullaşıyoruz. Normal de tam tersi olması gerekirdi diye düşünüyorum.

      Sil
  14. Hocam, son dönemde enflasyona endeksli bono'dan vazgeçildiği, enflasyona endeksli mevduat üzerinde çalışıldığı söyleniyor. Bunun anlamının faizleri enflasyonun üzerine çıkartmak olduğu çok açıkken her şeyi yutmaya hazır olan milletimizin bir bölümüne müthiş ve mucizevi bir buluş olarak pazarlanacağı kesin ama böyle bir şey yaparlarsa muhtemelen büyük bir iflas dalgası ve ani duruş ile karşılaşırız diye düşünüyorum. Sizce böyle bir şey yapma olasılıkları var mı? Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu ilk kez duyuyorum. Faizin arkasına dolanma yöntemleri. Yaparlarsa şaşırmam. Ama o zaman bütün mevduat oraya kayar ki bu da bankaların ucuz kaynaklarını yok eder. Bankalar zor duruma düşebilir. Bilmem bunu tercih ederler mi?

      Sil
    2. Politaka faizi ile enflasyona endeksli mevduat arasinda oluşacak farkı aynı kim deki gibi hazine ustlenirse bankalar için bir zorluk olmaz diye düşünüyorum tabii hazine ( yani tüm millet ) çok büyük sıkıntılara girer

      Sil
  15. TC nin sorunu sizin gibi işini bileni değil de gözlerinde ışıltı yansitani koltuğa getirmesidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TC de liyakat sorunu her zaman vardı kardeşim, merak buyurmayınız.

      O herifin de gözünde ışıltı filan yok, gözünün feri gitmiş, hiç bir işten anlamayan birisi o.

      Bakanlık personelini toplamış, "bundan sonra ne proje, ne projeksiyon, ne başka bir çalışmaya gerek yok, saraydan bize gelecek, biz duyurusunu yapacağız" demiş. Benzeri bir lafı da halka da söylemişliği var.

      Böyle biridir. Ortaokul mezunu bir kişinin yapabileceği bir işi vardır.
      Onun patronunun da mezuniyeti lise seviyesidir zati.
      Klasik Türk patronu, kendinden daha donanımlı birini işe almıyor malum.
      Ama büyük patron kim derseniz, kimse bilmiyor.

      Sil
  16. Merhaba hocam,
    Son günlerde sıkça konuşulan ''Enflasyona Endeksli Tahvil veya Bono'' finansal enstrümanı çıkartılacak olursa algı yönetimi amacıyla 21 Aralık'taki gibi yüksek miktarda piyasaya döviz satışı gerçekleşebilir mi? Mevcut ekonomik tehlikelerin içerisinde; hazine rezervleri, dış-iç borçlanma kalemleri, enflasyon vb. riskler varken bu senaryo ortaya konulabilir mi?
    Saygılar,

    YanıtlaSil
  17. hocam öncelikle emeğiniz ve paylaşımlarınız için teşekkür ederim. 94 krizi benzeri bir kriz beklentiniz var mı? hatırlayacağınız üzere o dönemlerde cari açık/gsmh oranı 3.77 ulaşmıştı ve kriz oldu. yine bu seviyelere ulaşabilirmi veya daha erken bir sistemsel riskle karşı karşıyamıyız..?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Kriz çıkarsa 94 krizinden kötü olur.

      Sil
    2. Şuan kriz var ve şuana kadar Türkiye böyle bir kriz görmedi zaten. Şuanki krizle biz 20.yüzyıl Türkiye ekonomisine geri dönüyoruz. Eğer gsyihteki erime durdurulamazsa geçmiş olsun. Milli gelir sürekli düşmüş. Daha ne kriz olacak ki başka? öbür türlü taş devrine döneriz herhalde.

      Milli gelirimizin de büyük bölümünü kaybederek istikrara girme yoluna girdik büyük ihtimalle. Venezuela gibi. Venezuelada şuan enflasyon düşüyor. Ama bir de milli gelirine bakın.

      Sil
  18. Hocam merhabalar,

    Yazınız için çok teşekkürler.

    Bu GSYH rakamları son 5-6 senedir yaşadığımız ve son bir senede arşa çıkan fakirleşmeyi yansıtmıyor bence.

    Öncelikle ülkede katma değer üreten fakat nüfusa dahil olmayan 5-10 milyon mülteci var. Bunları da dahil etseler kişi başı gelirimiz %5-10 dusuk cikar.

    İkincisi de kuru çok ciddi baskılıyorlar ve bir patladığında dolar üstünden gelirimizde ciddi azalış olacak kur farkından dolayı. Ülke aşırı derecede pahalılaştı, enflasyon kuru ciddi şekilde geçti. İngilterede 0.6 euroya süt varken bizde süt 1.2 euro oldu. Mayıs ayı dış ticaret açığı ve merkez bankası rezervleri de bunu destekler nitelikte, kur olması gerekenden ciddi şekilde daha düşük. Bunu da artık 2-3 aydan fazla sürdürebileceklerini sanmıyorum.

    Imf raporundaki gibi kişi basi milli gelirimizin en fazla 8000 dolar cikacagini dusunuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Haklısınız, mültecileri dahil edince kişi başına gelir yüzde 10'a yakın düşüyor. Türkiye'nin içinde bulunduğu durum sürdürülebilir bir durum değil.

      Sil
    2. Hocam su dahil, temel gıda maddelerinin fiyatları Avrupa fiyatlarının üzerine çıktı.
      Almanya'da 12 Euro ile aldığım bebek mamasına burada 350 TL ödüyorum.
      Süt de bana orada pahalı gelmiyor, burada aşırı yüksek geliyor hele de gelire oranlayınca.
      Koskoca istanbul taşıma su ile dönüyor, kaç yüz km öteden koca şehire tırlarla su mu taşınır?
      Şehirde su kaynağı yokmuş. Taşıması, deposu, eve getirmesi büyük maliyet.

      Dün manavda gördüm, meyvenin üzerine kağıt 5TL asmış, paranın üzerine de Yarım Kilo yazmış. Esnaf espri olsun, paranın değeri kağıttan düşük diye yapmış ama cuk diye de oturmuş.
      Parayı pul etmişler hocam.

      Sil
  19. Hocam çok faydalı bir makale olmuş ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  20. Seçime 1 yıl kala tek çözüm var o da soğutma. Onu da göze almak zor. Artık çok az hareket alanı kaldı.

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seçim yılı ekonomiyi soğutamazlar, soğutmayacaklar.
      Süper bono mono ile içeriyi idare ederken, dışardan da swapla cari dengeyi bir şekilde seçime kadar finanse edecekler.

      Esnafa bir süper kamu affı çıkar, 10 milyon oy potansiyeli kuzuya döner.
      Emekli, memur ve asgari ücretliye de sene başında basar, parayı.

      Yeter bunlar seçimi kazanmaya.

      Sil
  21. Yine harika bir makale hocam kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  22. Türkiye ve sınırları içinde yaşayanlar ağır travmalar yaşamadıkça bu ülke düzelmez. Yapısal reformlarda kurtarmaz çünkü artık zehir vücuda yayılmıştır herkes bu kokuşmuşluğa alışmış sevmiştir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türk insanı ağır travmaları normal yaşam şekli sandığı için dediğiniz olsa da algılayamayabilirler.

      Sil
    2. Selam Adsız 1502,

      Ağır travma ile neyi kastediyorsunuz bilemedim, ancak, türkiye halkını ağır bir travma da düzeltmez, eski düzeni devam eder.
      Türkiyenin yapısı böyledir, TC yıkılıp, yeni bir devlet dahi kurulsa yapı değişmeyecektir.

      Sil
  23. Hocam ekonomi kaynama noktasına gelince buharlaşmaya başlarmı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buharlaşsa en azından mesela borçlardan kurtuluruz. Öyle bir şey olmuyor.

      Sil
    2. Mahfi hocam buharlaşsa dış borçlardan nasıl kurtulucaz?
      Borcu olan vatandaşın bi şekilde borcu enflasyona eritilir de, döviz borcu kaya gibi durur yerinde.

      Sil
  24. Türkiye ABD çizgisine tekrar girmedikçe hiçbir yapısal reform Türkiye'yi kurtaramaz. Türkiye ABD çizgisine girerse yapısal reforma gerek kalmaz.

    Tekrar batı eksenine girmediğimiz sürece ulusalcı ekonomiden başka bir çözüm yok. Teknokrat ekonomistlik ABD ekseninde işe yarıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye, hiçbir dönemde bugünkü kadar ABD ekseninde olmadı.

      Sil
    2. Örnek verebilir misiniz?

      Türkiye çözüm sürecinde mi daha fazla ABD eksenindeydi yoksa şuan günümüzde mi daha fazla ABD ekseninde?

      Emin misiniz?

      Ben bunu yazarken herhangi bir taraf tutarak yazmıyorum onu da belirteyim öncelikle. Bazı şeyleri gözlemliyorum, inceliyorum ve benim ulaştığım sonuç bu. Türkiye ABD'yi dinlemiyor. 15.07.2016'dan sonra her şey değişti.

      Ama merak ettim. Siz neye dayanarak böyle bir şey söylüyorsunuz. Mümkünse örnek verin.

      Sil
    3. Veremem. Bazı konularda örnek vermek mümkün değil.

      Sil
    4. Revize edilen BOP projesindeki yerini kaybetmemek için bütün tükürdüklerini yalayıp Suudi Arabistan'dan BAE'ne, Mısır'dan İsrail'e ilişkileri düzeltebilmek adına kırk takla atmak, Doğu Akdeniz'deki hakları rafa kaldırıp sondaj gemilerini limana çekmek, Biden'la ilişkileri yoluna koyabilmek için lobi şirketlerine milyonlarca dolar akıtmak gibi çeşitli örnekler sayılabilir. Bugün iktidar, dışarıdan bakıldığında ABD'den uzak duruyormuş gibi bir hava yaratmaya çalışıyorsa bunun tek sebebi Biden'a ulaşamıyor olmalarıdır. Biden'ın bir telefonuna bakar. ABD'nin bu iktidarla ilgili sahip olduğu bilgi ve belgeler, Halk Bankası davası, Zerrab'ın ifadeleri v.s orada dururken Türkiye'nin ABD'yi dinlememesi gibi bir durum söz konusu bile değildir...

      Sil
  25. Hocam Koç başkan sizi dinlemedi,Jesuyu getirdi,seneye takımdan beklentileriniz düştümü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Jesus, Löw'den iyi bence. Kartal olsa daha iyiydi ama Jesus iyi işler yapabilir.

      Sil
  26. Peki hocam ben bu konuda ne yapabilirim? Protestolara mı katılayım? Hakkımı savunan derneklere mi üye olayım? Milletvekilliğine adaylığımı mı koyayım? İki kolum bağlı ailemle evde ölmeyi mi bekleyeyim? Ne yapayım? Kişisel olarak bu gidişata dur diyebilmek için ne yapmam gerek? Açıkçası çıldırmak üzereyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizlerin yapabileceği şey oy kullanmak.

      Sil
    2. Kripto imza ile yorum yazan iktidar partisinden siyasete girin önerisi yaptı.
      1 yıldır düşünüyorum, dediğine hak verdim.
      Akıllı ve bilgili insanların iktidarın içinde yer alması lazım.

      Sil
  27. Peki hükümet bu bonoyu çıkarır mı sizce? Sonuçta yanlış olan ne varsa yapmakta ustalar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çaresizlik her şeyi yaptırabilir. Ne demişler? 'Denize düşen yılana sarılır.'

      Sil
    2. Çıkarır, çıkarmak zorunda.

      Sil
  28. İstanbul’da hayat çok pahalı. Herkes “köyde yaşasam daha rahat geçinirim” diye düşünüyor ama kimse köyüne dönmüyor. Sonuç olarak “İstanbul’da hayat pahalı” önermesi doğru olmakla beraber, köyde yaşayanların “İstanbullular bizi kıskanıyor” demesini haklı çıkarmaz.

    YanıtlaSil
  29. Merhaba hocam. Çevremde gördüğüm kadarıyla herkesin birinci önceliği ekonomi. Ekonomiden bahsedilmeyen sohbet/tartışma neredeyse yok ancak içerik olarak tamamen boş veya ezber şeyler. Bu kadar işin içinde ama bir o kadar da alakasız. Her taraf cehalet. Merak ettiğim şudur hocam. Sizin yazılarınızı kaç kişi okuyor ve ne kadar dönüt alıyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Kardeş,
      Ekonomi yazarlığı işine mi giricen?

      Sil
    2. Benim yazılarımı çok okuyan var. Konusuna göre 25 bin ile 250 bin arasında değişiyor. Ama asıl okuması gerekenler okuyor mu onu bilmiyorum.

      Sil
    3. Hocam, 250 bin az geldi, nüfusa vurduğunuzda.
      Ülkenin en çok okunan ekonomi yazarısınız, okunma sayıları çok düşük.

      Asıl okuması gerekenlerin, malesef bu basit dili bile anlama kapasitesi yok.

      Okunma sayısı gerçekten çok çok az,
      10 bin okunma sayısını sadece Hazine ve Maliye bünyesinde çalışan memurların oluşturması gerek.
      Ekonomiye ilgi duyan halk,
      İktisat fakültesi öğrencileri,
      Akademisyenler,
      İlgili esnaf, memurlar, beyaz yakalılar ve öğretmenleri de düşündüğümüzde,
      ortalama sayının 1 milyon altında olmaması lazım.

      Sil
    4. Teşekkür ederim sayın Mahfi hocam.
      Sayın 18:43 hayır çok şükür sevdiğim bir işim var zaten ancak bu bilişim ve digital çağda bu kadar ezber ve içi boş muhabbet bile denemez seye maruz kalmak insanı çileden çıkarıyor

      Sil
  30. hocam sevgiler saygılar.. şok 3000 puan faiz artışı yapılırsa eğer ( çaresizlikten) bunun kur üzerine etkilerinin ağırlığı ne kadar olabilir..? yani enflasyonun hala altında olduğu için kur ve enflasyon takmaz mı yoksa beklentileri düzelteceğinden dolayı kuru baskılayabilir mi..?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 3000 puan faiz artışı yapsanız bütün şirketler elinizde kalır.

      Sil
  31. Hocam severek aynı zamanda üzülerek takip ediyoruz. Keşke ekonomi yönetimimiz sizin gibi bilgili kişilere emanet edilse biz kemer sıkmaya razıyız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Hocam kariyerinizin herhangi bir döneminde siyasi parti üyesi olmadan ekonomi ile ilgili bir bakanlık görevini kabul edermiydiniz?

      Sil
  32. Sağlık sistemi hizmet üretemiyor özel hastane ve kliniklere yönlendiriliyor, hukuk sistemi hizmet üretemiyor arabulucu ve hukuk dışı anlaşmalar devreye giriyor, finans sektörü hizmet üretemiyor finansal görünen enstrümanlar şok etkisi oluşturuyor. İktisadi sorunlara iktisadi çözümler uygulanmazsa sonuç için ne yapılmalı evresinde miyiz sizce yoksa çok mu olumsuz bir düşünce?

    YanıtlaSil
  33. Kaleminize sağlık hocam. KKM farklarının geliştirilmekte olan yerli/milli sanal para ile karşılanması gibi bir durum var mı ? Bu durumda mağduriyet boyutu hazine/vatandaş nezdinde nasıl değişir yahut değişir mi ?

    YanıtlaSil
  34. HOCAM TEK ÇARE FAİZLERİ ARTIRMAKMI.TEŞEKKÜRLER.

    YanıtlaSil
  35. Zor günlerin içindeyiz. Önümüz görülmüyor. Aydınlatıcı makaleleriniz için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  36. Hocam mrb.gerçekten mükemmel tespitler ve önemli bir konu.Herkes durumun sürdürebilirliğini ve bu sarmaldan çıkış yolunu merak ediyor.Enflasyon 70 lerde artmaya devam ediyor, Cari açık artıyor döviz kuru sürekli artıyor.Paramızın alım gücü eridikçe eriyor.Yılbaşında yapılan yüzde 40 ve 50 zamların kredibilitesi bitmek üzere.Ama anlaşılan temmuzda devlet ve işverenler zam yaparak alt kesimi rahatlatma yoluna gidecekler.Mevduat faizleri ortalama 15 seviyesinde kalsa bile artan enflasyon karşısında bankalar verdiği kredi faizlerini arttırmadan bu sene karlılıklarını koruyabileceklermi?Nitekim kredi faizlerini arttırmayada başladılar.Buna rağmen ticari yönde kredi teşvikleri devam etmekte.Bütün bu gelişmeler piyasada daha çok para talebi yaratacağını varsayarsak yüksek enflasyon hiper enflasyonmu olacak dersiniz?Sarmal dahada mı sarmallaşıyor?

    YanıtlaSil
  37. Hocam merhaba,hükümetler neden liyakat sahibi bir insanı ekonominin başına oturtmaz burdaki tek amaç yolsuzluk değildir bile bile lades neden olurlar bunun mantıklı bir açıklaması var mı düşünceleriniz nelerdir.Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  38. Hocam sizin gibi ekonomik terimler kullanarak olmasada çok kısa bir şekilde Kur Korumalı Mevduat Sistemini özetlemek istiyorum.
    Kur korumalı mevduat için size 3madde sıralayacam
    1. Kur korumalı mevduatta vatandaşın hiç bir şekilde zararı yoktur dolar eğer düşerse mevcut dolar miktarını gelen vade ile arttırır eğer ki yükselirse sabitlemiş olduğu miktardan sadece çok az olan vade getirisini alamaz
    Asıl olay 2-3 maddelerinde
    2.Kur Korumalı mevduatın devlete hiç bir şekilde zararı yoktur üzerine kar elde edilmektedir şöyle ki
    10000usd 14.50den sabitleyen banka vatandaşa 3ay sonra doların 15.50olduğu esna da ortalama yüzde 17gibi bir oranla vadesini eklemiştir anaparasına geriye kalan fark ise hazineden karşılanmıştır.peki ya hazine bankaya yatıran vatandaşın parasını aynı kurdan kendisi de sabitliyorsa ne olur biliyo musunuz?bu sefer banka elinde tuttuğu vadeli mevduata düşük oranla faizini verir ve bu düşük oranla faizi yüksekten başka müşterilerine satar.bu durumda banka kar elde eder.devlet ise yani hazine 14.50-15.50kur farkında ki ödemenin faizden geri kalan tutarını banka aracılığıyla vatandaşın hesabına öder.ortalama olarak 10000tl lik kur artışında banka bu paranın faiz ile 4-5binlik kuşamını öder geriye kalan hazineden karşılanır ve hazine bu işlemde bankanın faizi kendisine kar kalmış olur.daha özetlemem gerekirse kısacası banka yüzde 14ten bankalara verdiği parayı yüzde 17den geri almış olur ve kur korumalı sistem tamamen devletin ve hazinenin yararınadır çok üstün bir akıl işidir.
    3.Kur korumalı da üçüncü senaryom ise devletin pandemi ve sonrasında fazlaca bastığı parayı kur korumalı mevduatta eriterek zarar göstermesi ve arkasından bu paranın birilerinin cebine giriyor olması fakat bu çok düşük bir ihtimal

    Hocam siz bu yazımı daha güzel özetleyip yayınlarsanız sevinirim ikinci maddeyi iyi okuyun lütfen ve ne demek istediğimi anladınız sanıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gözleriniz ışıl ışıl parlıyor maşallah. Kahvahane muhabbetine döndürdünüz burayı. Vatandaşın (aslında parası olanın demek istiyorsunuz) zararı yok, bankanın zararı yok, hazinenin zararı yok, Merkez Bankasının zararı yok. Eee bu paralar nereden geliyor, kimin cebinden çıkıyor o zaman bir düşünün. Ortada 5 tane kap var, toplam 10 litre su var. Bazı kaplardaki su artarken diğerlerinden azalmaması mümkün mü? Ben 100.00 lira koydum, 6 ay sonra 150.000 lira aldım. Nereden geldi bu para bir düşün.

      Sil
    2. Bir bak bakayım yazdıklarından sen bir şey anladın mı?

      Sil
    3. Sistemi mantıklı düşünürsen anlarsın çok basit bir sistem aslında kur korumalar sayesinde banka düşüğe aldığı parayı pahalıya satıyor yani kur koruma sayesinde daha düşük vadeli mevduatlar tutuyor ve kredi olarak dağıtıyor yüksek faizli krediler yüzündende fiyat artışları ve enflasyon artıyor.sistemi savunmayıp sadece yukarıda fikirlerimi anlattım ama senin bi fikrin varsa aydınlat bizleri veya bana sistemi tam olarak anlat.bi kaç defa sakin kafayla oku anlayacağını düşünüyorum bu sefer

      Sil
  39. Ergün AÇIKGÖZ2 Haziran 2022 22:49

    Hocam teşekkür ederiz çözüm sizinde işaret ettiğiniz gibi yapısal reformlarda.

    YanıtlaSil
  40. ihracat geliri trnin senede 200 milyar dolar, cari açığımız olsa olsa max 40-50 milyar olur. Peki bu ortamda kuru niçin tutamıyorlar? İhracatın %40ı 80 milyar dolar ediyor. bunu anlayamıyorum. bunun bir hesabı var mı?

    YanıtlaSil
  41. Hocam merhabalar öncelikle biz fanileri aydınlatmaya devam ediyorsunuz. Size bir sorum olacak; Ülkemizdeki enflasyon haliyle ihracatçının ürettiği ürüne de yansıyorsa ve döviz bazı enstrümanlarla baskılanmaya çalışılıyorsa yabancıya bir süre sonra bizim ürünlerimiz pahalı gelmeyecek midir ? Bizdeki yüksek enflasyon ve bu enflasyona paralel artmayan kur karşısında yabancı alım yapmaya devam edecek midir ? Neticede adamın ülkesinde enflasyon %8 iken neden bizim ülkemizdeki %80 enflasyon maliyetine katlanmak istesin ?

    YanıtlaSil
  42. Hocam merhaba, yazılarınız ekonomik sorunların daha net anlaşılması konusunda hissedilenden daha çok çok katkı sağlıyor. Temelsiz iddiaların verilerle çürütülmesi gerekiyor ki, bu da kolaylıkla herkesin yapılabileceği bir şey değil. Bu nedenle veri üretilerek kamuoyuna sunmak çok önem arz ediyor. Selamlar...

    YanıtlaSil
  43. Hocam ben hekimim normal bir ülke vatandaşının bilmemesi gerektiği kadar ekonomi öğretti bu yanlış politikalar bize sizi severek takip ediyorum örnek aldığım bir büyüğüm görüyorum iyiki varsınız var olun

    YanıtlaSil
  44. Hocam fb voleybolu alınan türk ve yabancı genç ve gelecek vaat eden oyuncular nedeniyle izliyordum. Maalesef onu da beceriksiz yönetim elimizden aldı. m. boz, a. kalaç takıma transfer edilmiş t. b. yüzgenç gönderilmiş( takımda 1 maç oynamadan) Şans eseri eski takımda dövmeli, botokslu, ameliyatlı yoktu. Şimdi arapça ismini vücuduna kazıyan da var. Ben yönetici olsam estetik yaptıran kadın erkek sporcuyu takıma almam. Artık vb da seyretmem.A. Koç jesus değil ilahisini diriltse fb şampiyon yapmazlar. Ama sıra var denilmişti. O sıraya girebilmek için tavizleri vermişse başkan onu bilemem.Blogunuza saygısızlık aklımdan geçmez ama yazacak mecram yok hocam. Sağolasın

    YanıtlaSil
  45. Merhaba hocam, mevcut ekonomi yönetimi enflasyonla mücadele aracı olarak neden sadece kura müdahale ve kuru baskılayıcı tedbirler alıyor? Kurdaki yükselişlerin enflasyonu yükselten nedenlerden sadece bir tanesi olduğu sizin gibi birçok değerli ekonomist söylerken niçin ekonomi yönetimi diğer nedenlere kayıtsız kalıyor?

    YanıtlaSil
  46. Hocam türkiyede fiyatı çıkan bir şeyin geri inmesi imkansız diyorlar.Diyelim ki türkiye doğru adımları atmaya başladı,o zaman tl dolara göre değer kazanacak.O zaman tl cinsi fiyatlanan herşeyin fiyatının düşmesi gerekmiyor mu?

    YanıtlaSil
  47. Hocam açıklamanız gayet net, anlaşılır ve Ekonomide Analiz kitabınızdaki gibi ekonomik terimleri havada bırakmadan anlamını da yazarak açıklıyorsunuz. Değinmek istediğim nokta şu ki ekonomi yönetimindekiler çözümü uygulamak istemiyorlar. Türk halkının elinde döviz tutması onların nasılsa dövizleri var bu halka bir şey olmaz rahatlığı veriyor ve tüm politikaları yurt dışından döviz gelmese de biz içeride TL basar geçinir gideriz havası. Bence onlar artık TL'den çoktan vazgeçmişler, enflasyon ise umurlarında bile değil isterse yüzde 5 milyon olsun zerre gocunmazlar. Çünkü ne ülkeyi düşünürler ne Türk vatandaşını. Bunlar türk vatandaşını düşünse suriyeli, afganlıyı ülkeye yığmazdı, enflasyonu isteyerek körüklemezlerdi. Bunlarda art niyet var bence hocam. Saygılar,

    YanıtlaSil
  48. Hocam kaleminize sağlık. Faiz politikasında en başından beri tam tersi bir yöntem uygulansaydı, faiz enflasyonun üzerinde tutuldaydı, kurdaki hareket durmadıkça enflasyonda sakinleme mümkün olabilir miydi? Yoksa şu an %70lerdeki enflasyonla beraber bu düzeylerde faizleri mi yaşıyor olurduk?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?