Faiz Politikasından Niçin Sonuç Alamıyoruz?

2008 yılında başlayan küresel krizin yarattığı resesyon ortamından uzaklaşabilmek için gelişmiş ülkelerin uygulamaya yöneldiği düşük faiz ve parasal genişleme politikası 2021’den başlayarak enflasyonist baskıların artmasına yol açtı. 2008’i izleyen yıllarda gelişmiş ülkeler, paralarının rezerv para olmasının verdiği avantajı kullanarak bastıkları paraları, yatırım fonları aracılığıyla dünyada daha yüksek getiri veren gelişme yolundaki ülkelere yollamışlar, böylece enflasyonu oralara yaymışlardı. Ne var ki gelişmiş ekonomilerde enflasyonda farklı nedenlerle artış ortaya çıkınca faizler de yükseldi ve fonlar, kazanç/risk karşılaştırmasını risk ağırlıklı yapmaya yönelerek, gelişmekte olan ülkelere yolladıkları paraları yavaş yavaş geri çekmeye başladı. Bu dönüşlerle birlikte gelişmiş ülkelerde piyasaya daha fazla para çıkmaya başladı ve sonuçta para arzındaki bu artışlar mal fiyatlarında arz kaynaklı bazı artışlarla da birleşince enflasyonist baskı iyice yükseldi. Enflasyondaki artış gelişmiş ülkelerden ABD, Euro Bölgesi, Birleşik Krallık’ta merkez bankalarının faiz artırımlarına yol açtı. Gelişmiş ülkelerden yalnızca Japonya, uzun yıllardır enflasyon görmediği için, eksi faizle devam etme kararından vazgeçmedi.  

Benzer bir yaklaşımı gelişmekte olan ülkeler de gösterdi ve merkez bankaları yükselen enflasyona karşı faiz artırımına gittiler. Bunlar arasında Rusya, Brezilya, Endonezya, Hindistan gibi önemli ülkeler başı çekti.  

Türkiye’de merkez bankası, bu dönemde istikrarsız bir faiz politikası izledi: Kimi zaman faizin enflasyonun nedeni olduğu iddiasıyla enflasyonun yükselmesine aldırmayarak faizi düşürdü, kimi zaman tam tersini söyleyerek faizi yükseltti. TCMB’nin 2018 yılından bu yana faiz kararlarını ve Cumhurbaşkanı’nın faizle ilgili o dönemlerde söylediği sözleri içeren Reuters tarafından düzenlenmiş şemayı aşağıda paylaşıyorum (çeviriler bana ait.)

Şema, faiz politikası uygulamasının ve kararların ardındaki düşüncelerin ne kadar istikrarsız olduğunu net bir biçimde ortaya koyuyor.

Faiz politikasının enflasyonu düşürmekte başarısız olmasının ilk nedeni bu istikrarsızlıktır. İkinci nedeni faizi enflasyon kadar artıramama olgusudur. Eğer tedrici faiz artışları yapısal reformlarla desteklenmiş olsaydı enflasyonla mücadele için yeterli olabilirdi ama böyle bir destek olmaksızın tek başına faiz artırımıyla yola devam edilecekse bu artışın enflasyondan az olmaması gerekir.

Amaç “faizi artırdık, bakın işte o da enflasyona çare olamadı” demekse onu bilemeyiz. 



Yorumlar

  1. Öncelikle elinize sağlık mahfi bey. Üniversite 1.sınıftan bu yana yazılarınızı okuyorum birşeyler öğrenmek adına ve sevdiğim bir yazarsınız , diliniz anlaşılabilir geliyo bana. Lakin genel olarak şu faiz düşürmelerini bilerek yaptıklarını düşünüyorum yani oluşacak sonuçları herkes farkındaydı bence. Şu kötü gidişatın sonunda kim karlı çıkıcak ve hangi mantıkla bu yola soktular anlamış değilim. Basit düşünecek olursak ülkenin %60 işçi sınıfı yani bu sınıfa herhangi bir araç veya ev satışı yapılmadığı sürece çark nereye kadar dönücek. Bu oluşan fiyatların içerisinde hep nakiti olan kesim sayesinde gelindi bundan sonra fiyatlar artışa gitse bile kim neyden faydalanabilirki ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Bence faizleri düşürmenin böyle sonuçlanacağını Erdoğan öngöremedi. O, gerçekten faizin bir maliyet unsuru olduğunu ve faiz düşerse enflasyonun düşeceğini düşünüyordu sanırım. Faiz, gerçekten de bir maliyet unsurudur ama daha büyük maliyet unsuru kurdur ve faiz ile kur bizim gibi dolarizasyona maruz ülkelerde ters yönlü çalışır. Bence bunu göremedi, gördüğünde de iş işten geçmişti.

      Sil
    2. Tayyip ne denirse onu yapıyor. Kendi insiyatifinde yapılan birşey yok. Duyunu Umumiye muhtemetlerini de mi o çağırdı.

      Sil
    3. Değerli yazınız için teşekkürler Hocam.
      1977 Genel seçimlerinde, liderlerin TV’de kendilerine verilen birer saatlik süre içinde, özellikle, ekonomik görüş ve niyetlerini teybime de kaydederek her noktasına kadar dinledim. Çünkü bende, artık ailesini geçindirmek zorunda olan, asaletli bir devlet memuru idim. Ekonomiden anlamalı, dahası Türkiye‘nin ekonomik durumunu anlamalıydım. Konuşulanlardan hiçbir şey anlamadım, ama hiçbirinin ekonomiden pek anlamadığını net anladım. O günden bugüne; yazınızdaki şemayı görünce nedense Mehter takımını ve popüler marşını hatırladım. Ceddin deden neslin baban, iki ileri bir geri. Değişen bir şey yok. Sn. Hocam yazılarınızı takip etmeye başladıktan sonra emin olun ki, şu an ben bile onlardan çok daha fazla ekonomi bilgisine sahibim. Ama devlet devair işleriyle ilgili, hala kara cahilim çünkü şunu hiç anlamadım; K.Ö. (Koltuk öncesi) halktan yana gözüken istinasız bütün liderler, K.S. (Koltuk sonrası) asla halktan yana olmadılar. Acaba o koltuk arkasında bizim baktığımız yerden gözükmeyen bir şeyler mi? var. Oturan öğreniyor. Değerli yazınız için tekrar teşekkürler.

      Sil
    4. Adsız18 Eylül 2023 13:17,

      Herşeyden önce bilmeliyiz ki, Erdoğan ın arkasındakiler yeni bir rejim kuruyor.

      Hocamızın cevabı Mahfi Eğilmez18 Eylül 2023 13:49 doğrudur.

      Sn Erdoğan bu işlerden anlamaz, Sn Erdoğan'a faiz - enflasyon ilişkisini anlatanlar gelişmiş ekonomilerden, belli bir süre için uygulanmış durumu örnek gösterdiler.

      Sn Erdoğan bu işlerin önünü sonunu göremeyecek biridir, Sn Erdoğan iyi bir oy toplayıcıdır. Rejimin mimarlarının Sn Erdoğana vitrinde ihtiyacı var.

      Türk ortasınıfını bitirmeden yeni rejimi kuramazsınız, yapılan da ortasınıfı bitirmektir. Ortasınıfın güce ve toplumsal dönüşüm için kendi gücünün erişebildiği her yer topluma kapatılıyor, hukuk, siyaset, meclis, hükümet, kamu teşkilatı, belediye teşkilatları (yavaş yavaş) , ekonomik fırsat eşitliği, demokratik sivil toplum dernekleri, satın alma gücü.

      Sn Erdoğan'ın siyasi gücü de 2017 sonrasında bitmiştir. 2017 de halk Sn Erdoğan ın sunduğu plana hayır demiştir, sandık evet olarak açıklanmıştır. O tarihten sonra, Sn Erdoğan'ın kendi iradesini işine yansıttığına da inanmam, ona gücü kim vermişse ona emri de o verir.

      oGYpnS4N7VtjG#RCR5

      Sil
    5. Bu yazdıklarınız ile alakalı Dücane Cündioğlu'nun 17 eylül akşamı Youtube'deki canlı yayınını izlemenizi öneririm. 'Apolitik Düşünme' videosu.

      Sil
    6. Faiz Kur bağlantısını TR de 10 yaşında çocuk bile biliyor . Bilmeme mümkün değil 1976 tıdan ber millet Döviz Bürolarının kuyruklarında eğitim gördü.Yüksek Enflasyonla her kesin aklı iyece karıştı bütün yanlışların izinin silinmesi amaçlanıyor.

      Sil
    7. Merhabalar hocam, bence de işletmelerin sermayesi olmadan kredilerle işletme sermayesi yaptıklarını görenler; işletmelerin ödedikleri finansman giderini üretim maliyeti olarak gördükleri için faizi düşürürsek maliyetler de düşer olarak görüldüğü kanısındayım. (sanki başka değişken yokmuş gibi düşünülerek sadece o maliyeti düşürmeye çalışılmış gibi bir durum var )

      Sil
  2. Yine iyi bir yazı hocam,kaleminize sağlık devamlı sizi takip ediyorum.

    YanıtlaSil
  3. Yönetenler değişmedikçe pek umutlu değilim, ikditarın geçmiş karnesi çok kötü 2029 da artık bakalım ne olacak ama yine RTE kazanırsa 2035 de düzeltme başlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlış politikalarla devam ediyoruz o nedenle işimiz çok zor.

      Sil
    2. Hocam şimdiki iktidar bütün bütün kredilerini bitirdi o nedenle şimdiki yönetenler değişmedikçe o nedenle düzelme başlamaz şimdiki Muhalefet ile de olmaz yepyeni kadroların gelmesi gerekiyor.
      Ama toplum da istemiyor çok derin konular.
      İnsanımız bir kurtarıcı gelsin herşeyi kurtarsın diye bekliyor yazarken umutsuzladım canım sıkıldı.

      Sil
  4. Hocam bugünkü küresel anlamda yaşanan enflasyonist ortamda hala 2008 krizinin etkileri var mı??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. Hala para basmaya devam ediyor gelişmiş ülkeler.

      Sil
    2. Hocam Türkiyede hatalarımız nedeniyle Dünya ortalamasının çok üstünde enflasyona sahibiz fakat Dünyada mal fiyatları katlanarak arttı ve herşey FED in 0% enflasyonu %2 ye yükseltmek için faizleri arttırması ile başladı ABD de ve dünyada aşırı pahalılık oluşdu paranın alım gücü 2-3 misli düştü enflasyon işsizlik olmasın diye düşürülmüyor işsizliği düşürüp sosyal patlamalar yaratmak istemediler ama enflasyon nedeniyle mal fiyatlarını aşırı arttı pahalılık nedeniyle kimse bir şey almıyor alamıyor bu durum işsizliğe sebep olmayacakmı ? bu durum sosyal patlama zemini değilmi ? bu durumdan uzaklaşmak için sizce ekonomik olarak neler yapılmalı?
      Saygılar
      MAA

      Sil
  5. Güzel özetlemişsiniz Mahfi hocam, şema...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler ama şema bana ait değil, Reuters hazırlamış, ben İngilizce metinleri Türkçeleştirdim.

      Sil
  6. Hocam öyle bir söylem için fazla faiz artırdık. Mehmet Şimşek'in de böyle bir karara yanaşmayacağını düşünüyorum. (Gerçi olmaz dediğimiz ne varsa oluyor, siz de haklısınız.)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ferhan Şensoy'un dediği gibi "Her sabah acaba bugün beni şaşırtacak neler olacak diye uyanıyorum, bu kadar da olmaz ki diye yatıyorum..."

      Sil
    2. Artık sasirmamaya şaşırıyorum.

      Sil
  7. Sayın Hocam, şuan halen yanlış olan nedir ki? Para politikası istediğiniz gibi, faizler arttırılıyor ve büyük bir ihtimalle %40-45 e kadar çıkacak. Karamsar olmak istemiyorum, yeni ekonomi yönetimi bence bu işin üstesinden geleceğine inanıyorum, hele ki OVP'deki yapısal reformlar gerçekleştirilirse 2001 krizinden sonrasındaki gibi Türkiye'nin ayağa kalkacağına inanıyorum. Ama 1-1,5 sene sabretmemiz şart. Ayrıca RTE artık istediğini almıştır son döneminde işleri teknokratlara devrederek sakin bir yönetim sürdürmek isteyecektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlış olanı söyleyeyim. Gerçek enflasyon sizin de yaşadığınız gibi yüzde 120 - 130 arasında. Bizim Merkez Bankası'nın faizi yüzde 25. Bu, birinci yanlış. OVP'de yapısal reform denilen şeylerin hiçbiri yapısal reform değil. Bu, ikinci yanlış.

      Sil
    2. Yanlış olan şu adamlar 1900'lerin başında sanayileşmesini tamamlamış somurgesini kurmuş kendi halkı içinde yaptırımı olan bir anayasa yapmış düzen devam ediyor. Biz zamanlar tarım ülkesiydik hatta değildik. 1960'tan sonra güçlü olan her 10 yılda bir darbe yaptı. Yapılan anayasa kağıt üzerinde kaldı ortaya bugünkü durum cıktı

      Sil
    3. Yahu şurda yapılan çok basit faiz enflasyon denklemini kuramama hatasınıdamı 1960daki darbe yaptı herşeye bi kılıf buluyorsunuz zekanızı seviyim

      Sil
    4. Sayin adsız mahfi beyin yazılarını takip ediyorsan faiz-enflasyon denkleminin etkisi uzun vadede %10'u geçmez. Herşey faiz-enflasyon dengesi olsaydı. 2002den 2010 a kadar özelleştirmelere gerek kalmazdı. Eğer temel sağlam olmazsa bin ne kadar sağlam olursa olsun yıkılır. Zelensky ve esad ülkesini tek başına savunan kahraman (!)

      Sil
  8. Hocam bence bu olay şuna benziyor, barajın suları yükseldiğinde tahliye kapaklarını açıp yavaş yavaş boşaltmak lazım barajı normal seviyeye gelene kadar. Zamanında kapağı açmayıpta barajın patlamasına yıkılmasına sebep olduktan sonra kapakları açmak hiçbir işe yaramaz, çünkü artık baraj yoktur ortada selin gücüyle yıkılmış harabeler vardır.

    Grafikteki 2021 yılında "Kesinlikle faize karşıyız" dan sonra baraj patlamış bence, olay kontrolden çıkmış ve bugünlere gelmişiz.

    YanıtlaSil
  9. Hocam çok iyi yazmışsınız elinize sağlık. Hocam affınıza sığınarak tahvil fiyatları ile faiz oranı arasındaki ilişkiyi kısaca özetleyebilir misiniz? teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tahvil fiyatı artarken tahvil faizi düşer, tahvil fiyatı düşerken tahvil faizi artar.
      Diyelim ki 100 TL değerindeki tahvili 95 TL’ye aldınız. Bu durumda o tahvilin faizi ((100 – 95) / 95 =) % 5,3 olur. Tahvilin değerinin 97 TL’ye yükseldiğini düşünelim. Bu durumda tahvilin faizi ((100 – 97) / 95 =) % 3,2'ye düşmüş olur. Yani tahvil değer kazandıkça faizi düşer.

      Diyelim ki 100 TL değerindeki tahvili 97 TL’ye aldınız. Bu durumda o tahvilin faizi ((100 – 97) / 97 =) % 3,1 olur. Tahvilin değerinin 95 TL’ye düştüğünü varsayalım. Bu durumda tahvilin faizi ((100 – 95) / 97 =) % 5,2’ye yükselmiş olur. Yani tahvil değer kaybettikçe faizi yükselir.

      Sil
  10. SAYIN HOCAM NETİCE İÇİN BİRAZ ZAMAN GEREKMEZMİ.SONUÇTA 3 YILLIK OVP ÖNÜMÜZE SUNDU HÜKÜMET.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ben de onun için yazdım zaten. O OVP ile hiçbir şey olmaz.

      Sil
    2. Bu kaçıncı OVP acaba? Kaçı başarıya ulaştı? 20 yıl daha sabretsek herşey düzelecek yani. linkinide ekliyorum. https://www.sbb.gov.tr/orta-vadeli-programlar/

      Sil
  11. Dışarıya çıkıp valla biz şöyleyiz, böyleyiz, düzeltiyoruz , güven veriyoruz hadi biraz para getirin diyecektiniz ne patlattınız enflasyonu. Yav tam cilt cilt komedi ülkesi. Neresini anlatayım. Hocam madem bu ülke herşeye eyvallah diyo, ben olsam mevduatların bir kısmına el koyar müthiş rahatlarım. Hatta kahramanda olurum. Herşey yapabilirim bu ülkede. Herkes herşeye razı zaten. Sıkıntı varmı. Bence yok.

    YanıtlaSil
  12. SAYIN HOCAM HÜKÜMET ORKUN YASASINDAN KORKUYOR OLABİLİRMİ.HER YIL BÜYÜYEREK BAZI ŞEYLERİN ÜSTÜNÜ ÖRTTÜĞÜNÜ KAZANIM OLARAKMI GÖRÜYOR.

    YanıtlaSil
  13. Benim görüşüm; şu anda yeni vergiler ile birlikte talep enflasyonundan ziyade maliyet enflasyonu artmakta. Önümüzdeki aylarda gelecek olan elektrik, doğalgaz ve vergi zamları en az senelik %50lik bir enflasyon oluşturacak. Bu durumda faizlerin yükselmesi ve bu seviyeye gelmesi demek kötü ekonomi yönetiminin faturasının tamamen alt tabakadaki halka kesilmesi demek. Ne yaptıklarını bence kendileri de bilmiyorlar. Bu faiz oranlarıyla hala kredilere talep olduğu için M.Ş. kredi alımlarını zorlaştırmaya çalışıyor fakat aynı zamanda konut kredisi için hazırlıklar yapılıyor. Esnaflar çok düşük orandan kredi çekerken KKM ye para yatıran ve düşük de olsa ihracat yapan şirketler ucuz kredi bulabiliyorlar bu işin sonunda enflasyon düşmeden birileri zengin olacakmış gibi hissediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde iki enflasyon türü birbirini besleyerek artıyor.

      Sil
    2. Degerli Hocam,
      Sizin de sikca degindiginiz gibi,hem talep hem de maliyet enflasyonunu su anda birlikte yasiyoruz ve sonucunda artik enflasyondan ziyade tam olarak stagflasyonun icinde debeleniyoruz diyebilir miyiz(ozetle),
      Tesekkurler,

      Sil
  14. Sayın Eğilmez, herkesin bilincinde olduğu üzere dolu düzgün uçuruma doğru sürükleniyoruz. Birden bire toparlanmamız mümkün değil. Halkımızın yarısı da uçuruma sürüklenmemizi umursamıyor. Bunlar konuya sırf Dini açıdan bakıyorlar, uçuruma sürüklenmemizi de memnuniyetle seyrediyorlar. Bunlar Dindar (Sünni) ve Kindar bir nesil yetişmesini acilen istiyorlar. Benim düşüncem ilk adım olarak Tarikatların, Cemaatlerin, Dini Vakıfların ve Aşiretlerin etkilerinin çok azaltılmasıdır. Hükümetteki Bakanların büyük çoğunluğu Tarikat, Cemaat veya Aşiret bireyidir. Kaynaklarımızın büyük bir kısmı bunlara gidiyor, bunlara giden kaynaklarımızın, Ekonomiye, Eğitime, Sağlığa, Güvenliğe, Adalete, Sosyal alanlara aktarılması birinci hedefimiz olmalıdır. Bataklıktan kendimizi biraz çekebilmemiz için bunu gerçekleştirmemizi çok önemsiyorum, acaba yanılıyor muyum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanılmıyorsunuz, çok doğru tespitler.

      Sil
    2. tarikat,cemaat,aşiret,vb.topluluklar kendi içlerinde ticaret yaparlar topluluk dışından kişilerle iş yapmazlar hükümetin kaynaklarını kullandıkları için refah içindeler ben bu toplumları suçlamıyorum kendilerince uyanıklar bunlar hep refaha ulaşma toplulukları fakat yoksul olan devlet kaynaklarını kullanamıyan kesimde kendine bir yol çizmeli şu andaki yolları yanlış olduğu için yoksulluk yaşıyorlar.

      Sil
  15. "2008’i izleyen yıllarda gelişmiş ülkeler, paralarının rezerv para olmasının verdiği avantajı kullanarak bastıkları paraları, yatırım fonları aracılığıyla dünyada daha yüksek getiri veren gelişme yolundaki ülkelere yollamışlar, böylece enflasyonu oralara yaymışlardı." demişsiniz hocam ancak dolar başka ülkeye gittiğinde o ülkenin kuru düşer, ithalatı ucuzlayıp enflasyonu düşme eğiliminde olmaz mı? Özellikle Türkiye'nin son 20 yılındaki hikayede de tam olarak bu yok mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk zamanlar düşer tabii. Bizde de öyle olmuştu. Ama o paraları AVM yapımı, bina yapımı gibi verimsiz işlerde kullanırsanız ki birçok ülke gibi Türkiye de öyle yaptı enflasyon doğar.

      Sil
  16. hocam endeks çakılıyor, acil analiz :ddd

    YanıtlaSil
  17. Emeklerinize sağlık hocam konu daha başka nasıl böyle aspirin gibi anlatılırdı !

    YanıtlaSil
  18. Resmi faiz , resmi veya enag enflasyonunun 100 baz puan üzerinde ilan edilsin.

    YanıtlaSil
  19. Hocam saygılar. Kendimce teşhisler koymaya çalışıyorumda ülke hakkında. En son şuraya geldim. Galiba rahmetli yaşar nuri öztürkün meşhur allah ile aldatma kitabının giriş kısmındaki atatürk ün sözü, dünyanın bir kısmını belli bir süre aldatabilirsiniz fakat dünyanın tamamını sonsuza kadar aldatamazssınız. Sanırım konumuz buralardadır diyorum. Sizce hocam? 🙂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam pardon sözüsanırım churchil söylemiş

      Sil
  20. Hocam faiz artışı, bütçe dengesiyle desteklenmezse hiçbir işe yaramaz. 2024 te zorunlu durumlar dışında hiçbir yatırım yapılmayacağı açıklandı. Bu, olması gerekendi. Mehmet Bey ve Gaye hanım, enflasyonu düşürmeye kararlı görünüyor. Lütfen destekleyelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonu düşürmeye kararlı görünmekle enflasyon düşmez.

      Sil
  21. Hocam yazı için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  22. Olacakları şöyle görüyorum. Aralık sonuna kadar bu yönetim bir şekilde devam edecek, sonrasında belirttiğiniz gibi " işte faizlar arttı ama enflasyon düşmüyor, demek ki bu da çare değil " şeklinde söylemler ile bu yönetime bye bye denilip tekrar para muslukları açılacak, millete 3 aylık geçici refah varmış hissi uyandırılacak, seçime gidilecek, sonuç ne olursa olsun, seçim sonrası zehir zıkkım bile aranacak hale gelecek. Artık ondan sonra ne olur, bunu ömrümüz vefa ederse yaşayıp göreceğiz, ama göreceklerimizin beterin beteri olacağı muhakkak. Yazınız için teşekkürler Hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğiniz de artık eskisi kadar kolay değil. Musluklardan tısss diye ses gelebilir her an.

      Sil
    2. Bu dediğiniz olursa sonucu ülkemiz için felaket olur. En azından (kötünün iyisi de olsa) şuanki politikalar sürmeli. Umuyorum böyle bir hataya düşmezler.

      Sil
  23. Mahfi bey erbakan tandansli siyasal islamcilarin ekonomiye bakisi ozetle soyledir: " Eger yeterince namaz kilip oruc tutarsak kisi basi milli gelirimiz artar" . Eger islami kanunlara uyarsak Allah bize destek olacagi icin refah seviyemiz artacagi gorusunde. Saka yapmiyorum, dindar bir cevrede yetistigim icin biliyorum. Tahminim OVP makyaj sadece. Marttaki secim sonrasi eski duzene tekrar donecegimizi dusunuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ali Bey, eski düzene dönüş artık karar vermekle olacak bir şey gibi görünmüyor. Dünyadan dışlanmaya başlamış bir ülke artık Türkiye.

      Sil
    2. Sayın Ali Sarıkaya, o kadar bilimsel bir yorum yapmışsınız ki gerçekten çok daha iyi anlamamıza vesile oldu muhalefetin niye kazanamıyor olduğu.

      Teşekkürler

      Sil
  24. Hocam kaleminizd sağlık, Hocam iktidar seçime yakın yine ekonomide bir dönüş yapabilir mi? Mesela Bakan Şimşek ve TCMB Başkanlarını görevden alıp, faiz indirimi yapabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmişte oldu böyle şeyler, o nedenle olmaz diyemem.

      Sil
  25. eksik yapılan müdahele de en az yanlış yapılan müdahale kadar olumsuz etkileyecek.mesela müşterinin 100 TL krediye ihtiyacı var, ancak 100 TL ile yapabilecek yatırımını ama müşteriye 50 TL kredi verildi hem yatırım yarım kalacak hem de firma boşa borç ve faiz yüküne girecek.Faizi az arttırmak çok benzemese de bu bu örnekteki gibi etkisiz olacak. Saygılar.

    YanıtlaSil
  26. Değerli Hocam,

    Kanaatimce, iktidar, muhalefeti kontrol edip büyük belediyeleri almak istiyor.

    Şundan dolayı diyorum, muhalefeti kontrol ettikleri sürece ekonomik alanda faizi daha rahat yükseltebilecekler.

    Sizin her zaman bahsettiğiniz gibi, işsizlik ile iktidar oy oranı arasında ilişki var.

    Muhalefet son başkanlık seçimlerinde nispeten güçlüydü, düşük bile olsa iktidarın değişme ihtimali var idi, bu da iktidarı faizleri düşük tutma, işsizliği düşük tutma politikasına sevketti. Muhalefet tam anlamıyla kontrol edildiğinde, iktidar bu politikasından vazgeçebilir ve ekonomi alanında elini rahatlatabilir.

    Az önce, yıllara göre kamu memur/işçi oranlarına baktım. Hükümet, son bir kaç yılda, kamuya bağlı çalışan (ve nüfus) sayısında büyük artış kaydetmiş. Benim hileli olarak yazdığım 2017 2018 seçim sürecinde Türkiye tarihinin en büyük kamu istihdam oranı yakalanmış, işin doğasının ötesinde bir oran yakalanmış ve bu zamana kadar artarak devam etmiş.

    Yeni rejim bir şekilde kendine doğrudan bağlı nüfusu artırma politikasını açıkça gütmüş.

    Kanaatimce rejimin en büyük sıkıntısı iktidarı korumak için elinde tutmak zorunda kaldığı büyük nüfus ve muhalif çalışanların düşen gelirleri. Bu iki grup arasındaki kendi lehine dengeyi düşük faiz ile kontrol edebiliyor.

    Muhalefeti tam olarak kontrol edebildiği zaman, beslemek zorunda kaldığı nüfusu azaltacak, kontrol etmek zorunda kaldığı ekonomiyi rasyonelleştirebilecek hamleleri yapabilecek.

    Dikkat buyurursanız, düşük faiz politikaları İstanbul, İzmir ve Ankara Belediyeleri de gittikten sonra hız kazandı, keza muhalefetin, ülke tarihinde ilk kez, ülke nüfusunun yüzde 51lik kısmının belediyelerini yönettiği döneme denk geldi.

    Kritik başkanlık seçimi öncesinde de, örtülü olarak basın eliyle, toplum mühendisliği kapsamında muhalefeti kırmak için muhalif belediyelerin başkanları sürekli pohpohlandı.

    Bu çerçeveden bakınca, iktidarın kendince rahat ekonomik hamle yapabilmesi için iktidarını garantileyecek biçimde muhalefeti kontrol etmesi gerekli.

    Saygılarımla,
    wyyfx%wB9Mn$kdvXk%

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim hocam,

      Üstteki yorumda, memur sayısı ile ilgili verileri şuradan aldım, yıllıklar halinde verilmiş.

      https://www.sbb.gov.tr/kamu-istihdami/

      Y3S#GiUUg4*Ne$J&5w

      Sil
    2. 1997 yılında kendi param ile master yapmak için ingiltereye gittim akşamları lokantada çalışıyordum günde 25 pound alıyordum bir hafta sonra araba açık arttırmasından 100 pounda 2.el opel marka sorunsuz bir araç aldım ayni ucuzluğu daha önce staj için gittiğim almanyada da yaşamışdım bu ülkeler bilim teknoloji ve üretim ülkeleri nüfus artışı çok az Türkiyede ise durum ters nüfus artışı göç le birlikde çok fazla sırtımızda kambur maalesef bilim-teknoloji-üretim=knowhow+terk edilmiş işler+yapda nasıl yaparsan yap

      Sil
  27. Keynes'in dediği gibi:

    Hayat'da tek gerçek Ölümdür. Yani Ölüm canlılar için %100. Gerisi olabilir olmayabilir.

    Politikacı iyi kıvırır ve iyi konuşur, İkna kabiliyetleri yüksek; aslında SPK bunlara ceza kesmeli çünkü piyasayı alt-üst ediyorlar, manipulatif işlemlerden dolayı ama nerde o cesaret.

    Reuters ajansının grafiğini iyi tercüme etmişsiniz.

    Selamlar,

    Şenol.

    YanıtlaSil
  28. hocam kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  29. Hocam,
    Belki faiz politikamız olsaydı sonuç alırdık.

    YanıtlaSil
  30. Sayin hocam,
    Ezcumle,su an tam olarak bir stagflasyonun icindeyiz diyebilir miyiz,saygilar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyemeyiz, çünkü stagflasyon için enflasyon + sıfır büyüme olması lazım. Bizde büyüme % 4 dolayında olduğu için bizdeki durum yüksek enflasyonlu büyüme halidir.

      Sil
  31. Merhabalar, eski bir banka yöneticisiyim. Kendimce bende yazılar yazıyorum...Bana göre satın alma gücünü korumakla kastedilen FAİZ ile dini hassasiyeti olan insanların kastettikleri faiz kavramı arasında dağlar kadar fark var. Ama aynı şekilde ifade edilmesi bu kavramın politik malzeme haline gelmesine sebep oluyor. Ve mevcut çılgın politika az kalsın hepimizin satın alma gücünün sonu olacaktı. Sizin gibi kendi alanında kanaat önderi olabilecek değerli insanların, TR gibi yüksek enflasyonun her dönem tekrar etme olasılığı kaçınılmaz olan bir ülkede, bir daha böyle bir çılgınlık yaşanmaması adına, artık adına helal faiz mi denir ne denir bilmiyorum, bir kavram değişikliğine gidilmesinde önayak olmalı. Katılım bankacılığı terimlerinin dışına çıkacak bir kavrama ihtiyacımız var...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef bu dediğiniz hile-i şeriyye denilen ve kendini kandırmayı içeren bir yaklaşım olur. Faizin haramı vardır (tefeci faizi) ki 200 yıl öncesine kadar bu yaygındı. Bence haram olan budur. Ama günümüz bankacılık ve merkez bankası sisteminde tefeci faizi diye bir şey yok. Faiz enflasyon dolayında biraz altında ya da üstünde belirleniyor. Bunun haram olması mümkün değil. Bu tür bir faiz haramsa kâr da haram olur. Ama bunu yazdığınızda sizi linç eden bir zihniyet var. O insanlar meseleye mantıkla bakamıyorlar. O nedenle uğraşmak kolay değil.

      Sil
  32. Mahfi bey sizi uzun zamandır takip ediyorum, finansal okuryazar olma yolunda bize çok şey kattınız, teşekkürler, benim kanaatimce sayın cumhurbaşkanı faizin enflasyonun sebebi olduğuna inanıyor olabilir ama etrafındaki ekonomi takımı elbette böyle olmadığını biliyordu, düşük faiz politikası sayesinde ekonomiyi canlı tutup seçimlerde seçmen davranışını en çok etkileyen görece düşük işsizlik ve sanal bir ekonomik iyilik algısı yaratıp son seçimi kazandılar, tabi topluma büyük bir enflasyon bedeli ödeterek, şimdi sadece faizi artırıp ve dış kaynak bularak bu durumdan çıkılacağını düşünüyorlar, ama gerçek anlamda yapısal reformlar yapılmadan mevcut durumun iyiye gitmeyeceği kanaatindeyim, Saygılarımla, Okan Arıöz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız Okan Bey, bu durumdan çıkılamasa da durum idare edilebilir ama Türkiye bu yaklaşımla hiçbir zaman gelişmiş ülke olamaz. Çünkü gelişmişlik sadece büyüme, enflasyon, cari açık vb ye bakarak olmaz. Gelişmişlik demokrasiye, yargıya, bilime, eğitime göre belli olur.

      Sil
  33. enflasyonun düşmesi , enflasyonun negatif çıkması mı demek?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır o dediğiniz deflasyon. Enflasyon fiyatların artış hızıdır. Eğer Ocak ayında enflasyon % 7 çıkmış buna karşılık Şubat, Mert ve Nisan'da sırayla yüzde 5, 3, 2 çıkmışsa enflasyon düşüşe geçmiş denir. Fiyatlar artmaya devam etmektedir ama artış hızı azalmıştır.

      Sil
  34. sayın hocam türkiye EURO para birimine geçse ülkemizde enflasyon problemi kökünden çözülürmü acaba çok merak ediyorum bunu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konu sadece ekonomi olsa belki çözülür ama Euroya geçince bizim hukuk sistemimiz, demokrasimiz, eğitim sistemimiz, insan haklarına bakış açımız değişmeyecek ki. O nedenle problem eğer gelişmiş ülke olmaksa çözülmez.

      Sil
  35. hocam türkiye EURO para birimine geçse ülkemiz enflasyon sorunundan kurtulurmu.
    Çok merak ediyorum bunu.

    YanıtlaSil
  36. MB yüzde 5 faizlere artış yaptı, enflasyonun yüzde 8-9 olduğu ayda yüzde 5 faiz.

    Körler, sağırlar,
    Birbirini ağırlar.

    YanıtlaSil
  37. SAYIN HOCAM AYNI ANDA HEM FAİZ HEM ENFLASYON HEMDE DOLAR HEMDE BORSA NASIL YÜKSELIYOR.BUNUN İKTİSATTA BİR AÇIKLAMASI VARMI...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunların aynı anda yükselmesinin iktisatta bir açıklaması yok, çünkü bu olgu iktisadi olayların sonucu değil. Bunlar, enflasyonu, büyümeyi gerçekten farklı göstermenin sonuçları. Gerçek enflasyon eğer % 120 ise ve biz bunun yarısını gösteriyorsak ama insanlar yaşadıkları için gerçeği seziyorsa o zaman bu tür tuhaf, çelişkili davranışlar ortaya çıkması doğal.

      Sil
  38. Mahfi Bey, yazınız için teşekkürler. Üniversiteden itibaren blog yazılarınız ilk kaynağım oldu. Yine de her gün yeni bir politikayla anlamakta çok zorlanıyorum. Dün elimizdeki tüm altınları bozuk faize mi koysak diye düşünürken, iki gün öncede borca girip dolar/euro/altın mı yapsak diye konuşuyorduk. Paramızı eritmeden en doğru nasıl birikim yapabiliriz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız, kimse anlayamıyor. Çünkü burada gerçekler saklanıyor. Örneğin gerçek enflasyon eğer % 120 ise o zaman bankaların verdiği faizin ya da devlet tahvili almanın hiçbir anlamı kalmıyor. Böyle bir ortamda, zaman zaman düşse de borsa prim yapıyor. Ne var ki borsa ayrı bir uzmanlık gerektirdiği için bankaların önerdiği fonları araştırmakta yarar olabilir.

      Sil
  39. Elinizi öpeyim hocam biri aciklasin.simdi uzmanların beklentisi doğrultusunda faiz arttısi oluyor ama niye düşmüyor kur enflasyon ? Murat Muratoğlu "neden 400 veya 600 değilde 500 demiş ,bu seferde böyle sorgu başlıyor genel olarak siz uzmanlarin istediği gibi artış oluyor ama neden düşmüyor?tüm bu soruların cevabı "tutarlılık yok güven yok gibi soyut cümleler nedense bana pek ilmi gelmiyor bu işin formülünü kağıda dökecek bir yok mu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Defalarca söyledim, anlatmaya çalıştım. Bir daha söyleyeyim:
      Faiz, tek başına ekonomiyi alt üst edebilir ama tek başına ekonomiyi düzeltemez.
      Türkiye, enflasyon yükselirken faizi düşürerek üç yıl boyunca insanlar nezdinde ekonomiyi yönetemeyeceği imajı yarattı. Bu arada pek çok ekonomi dışı gibi görünen ama ekonomiyi, yatırımları, davranışları etkileyen bozulmaya yol açtı: Demokrasisi bozuldu, yargısı taraflı hale geldi, eğitimi son derecede geriledi, liyakate hiç dikkat etmeyen atamalarla devlet kadroları perişan edildi, ülke tarikatlar eline düştü vb. Bütün bunları faizi yüzde 5 artırarak düzeltmek mümkün mü? Elbette değil. Üstelik gerçek enflasyonun % 120 olduğu yerde MB faizi hala % 30.
      Tutarlılık yok, güven yok gibi cümleler aslında tam olarak bilimsel cümleler. Ekonominin yüzde ellisi beklentilerle şekillenir. Üreticiler, yönetime ve alınan önlemlere güven duymazsa gelecekte işlerin düzelmeyeceğini, enflasyonun daha da artacağını bekler ve ürünlerine zam yapar. Tüketiciler de gelecekte fiyatların daha da artacağını beklerse ihtiyacı olsun olmasın paradan kaçmak için mal satın almaya çalışır. İşte bunlar da enflasyonu yükseltir. O güveni sağlamanın yolu yukarıda değindiğim yapısal reformları yapmaktan geçer.

      Sil
  40. Hocam,
    Bizim yeni MB hanım, MB başkanı olmadan önce bi gazeteye yazı yazmış.
    Yazısında Amerikan Hazinesinin, Fed'e para verdiğini, Fed'in de dara düşen bankaları fonladığını açıkça belirtmiş.
    Bu tam tersi olmayacak mı? Yani Fed'den çıkan para Hazineye gitmiyor mu? Hazineden Fed'e borç senedi gitmez mi?

    Yazı burada.
    https://www.dunya.com/kose-yazisi/fed-4-ceyrekte-faiz-dusurmeye-baslayacak/692993

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız orada bir karışıklık var. Aslında Fed, Hazinenin daha önce çıkardığı ve sattığı tahvilleri satın alıyor ve bunları elinde tutan bankalara parasını ödüyor. Bu tahvillerin vadesi geldiğinde bunları Hazine'ye verip parasını alacak. Uygulama 2008'de başladığı için bir kısım tahvillerin vadeleri doluyor ve Fed bunları Hazineye vererek parasını geri alıyor. Hazinenin Fed'i fonlaması söz konusu değil, sadece tahvilllerin vadesi geldiğinde parasını bankalara ödeyeceğine Fed'e ödüyor.

      Sil
  41. 2018 Ağutos Ayında 3 TL Olan Dolar Kuru İlk etkisini 7,40 bandına çıkartarak göstermiş , 5 tl civarına oturmuştu , 2018 Ağustos ayında ilk müdahale ile Faiz silahını etkili bir şekilde çekselerdi , Şuanki karmaşık hale gelmeyecekti , Hata üstüne hata yapıldı , Çıkış yolu pek görünmüyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam tersini yaparak faizleri düşürdüler biliyorsunuz. Faiz silahını çekmeye çalışan Naci Ağbal da görevden alındı.

      Sil
    2. Murat Çetinkaya Mahfi Hocam ,2016-2019 , Ağbal 2020 lerdeydi ,zaten ağbal faizi artırsaydıda yolun yarısı katedilmişti

      Sil
  42. Mahfi Hoca'nın (Amaç “faizi artırdık, bakın işte o da enflasyona çare olamadı”demekse onu bilemeyiz.) cümlesi aslında ülkede sorunların neden kaynaklandığına dair ipuçları sunuyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomide türbülans görüyor musunuz

      Sil
    2. Mahfi Eğilmez ile okulda okuduklarımızın bir sentezine ulaşabilmek çok güzel bir şey.
      Bu blogda gün geçtikçe bu insanların çoğaldıklarını gördüm ve Mahfi Hoca'yı geçerlerse hiç şaşırmam. Buna kızacağını da hiç sanmam. O kişi ben değilim. Sadece sokaklarda keyif için gitar çalmış biriyim. Ama şimdi biliyorum ki aç kaldığım zaman şakır şakır para toplayabilirim.
      Ne alaka gitaristle iktisat ve faiz politikalarının. Çünkü o gitarı patlattığımda dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun bir iktisat profösöründen daha fazla para kazanıldığını bizzat yaşadım. Mahfi Hoca'ya bana umut aşıladığı için çok teşekkür ederim. Umut benim gerçek ismime çok benziyor. Evet gitaristte gidiyor. Dönebilmek için. Dönüşümüz muhteşem olacak.
      Devrim Utku Ataylan

      Sil
  43. Mahfi bey faizin her türlüsü haramdır. Asıl sorulması gereken bizde neden %30 avrupada %2.5 bunun sebebini düşünüp kalıcı olarak faizi %2.5 düşürecek çözümler üretirsek. Sorun çözülür diye düşünüyorum. Sonrasını politikacılar gibi sonra düşünelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Peki enflasyon kaybına faiz yerine enflasyon kaybı tazminatı dersek haramlıktan çıkar mı? Çünkü burada paradan para kazanmak değil kaybı tazmin söz konusudur.
      Faizin yüksek olmasının tek nedeni enflasyonun yüksek olmasıdır. Kimse durduk yere faizi, fiyatları, kiraları yükseltmez.

      Sil
    2. Söylediklerinize göre Faiz Avrupa'da haram olduğu için düşük.

      Sil
    3. Dinde domuz haram degilmi? Ülkemizde yetiştirilmesi, kesimi, işlenmesi urun içeriği belirtmek şartıyla serbest. Egerki zorlama olmaması şartıyla domuz örneğinde olduğu gibi evrensel doğruları yapsak bizde faiz %kaç olur.

      Sil
    4. İslam dininde her yasak için bir çıkış yolu bulunabilir. Faizin adını değiştirip kâr payı yaparsanız haram olmaktan çıkıyor. Zina da haram ama muta nikahı yaparsanız haramlıktan çıkıyor. Domuz eti de mecbur kalınırsa yenebiliyor diye biliyorum.

      Sil
  44. Evet dini yaşamak istemeyenler her yasağa bir kılıf buluyor.

    YanıtlaSil
  45. Hocam faizle endeks ilişkisini irdelediğiniz bir yazınızda ,aralarında negatif korelasyon olduğunu belirtmiştiniz. Bir süredir faiz artmasına rağmen BIST'te de TL bazlı yükseliş görüyoruz, daha önce bahsettiğiniz gibi bir ilişkiyi şu an göremiyor oluşumuzun nedeni nedir? Faizin arttırılıyor olmasına rağmen enflasyonun altında kalması mı, borsanın ekonomi yönetimi tarafından destekleniyor olması mı ya da başka bir sebep mi?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi