Resesyondaki Almanya

Uzun yıllar dünyaya örnek gösterilen ekonomilerden birisiydi Almanya. İkinci Dünya Savaşı sonrası birçok krizle karşılaştı, hepsini atlatmayı başardı. Dünya çapında pek çok markası var. Gerçek anlamda sanayileşmiş ülke dendiğinde akla gelen birkaç ülkeden birisi konumunda. Ne var ki bugün bu durumu sarsılmaya başlamış bulunuyor. Küresel kriz, ardından pandemi derken aldığı ağır darbeler sonucu Alman ekonomisi toparlanamadı. 2018 yılında Almanya’nın GSYH’si 3.974 milyar dolardı, sonraki iki yılda geriye gitti. 2021’de yeni bir atılımla 4.260 milyar dolar düzeyine ulaşan Alman ekonomisi 2022’de 4.072 milyar düzeyine geriledi. Bugün itibarıyla Almanya’nın kişi başına geliri 50 bin doların biraz üzerinde bulunuyor. GSYH’si 2023’ün ilk iki çeyreğinde yüzde 0,2 oranında küçülen Almanya’nın teknik olarak resesyona girdiğini söylemek mümkün.

Almanya’da enflasyon yüzde 6,1 düzeyinde bulunuyor. Bu oran, gelişmekte olan ülkeler için normal kabul edilse de Almanya gibi sanayileşmiş bir ülke için oldukça yüksek bir oran. Almanya aşağı yukarı 4 yıldır yüzde 6’nın üzerinde bir enflasyonla yoluna devam ediyor. Büyümenin beş çeyrektir düşüşte olduğu ve son iki çeyrekte küçülmeye döndüğü bir ülkede enflasyonun yüzde 6’nın altına indirilememesi enflasyonda inatçı bir biçimlenmenin ortaya çıktığını gösteriyor. Bunun nedenlerinden birisi ve en etkilisi kuşkusuz Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) resesyon endişesiyle faiz oranını artırmakta geç kalması ve yeterince sert davranamaması. AMB faizi an itibarıyla yüzde 4,25. Burada durum tam anlamıyla ‘aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık’ durumu. AMB faizi daha fazla artırsa enflasyon aşağıya dönecek ama bu kez ekonomi daha da küçülecek, faizi artırmasa enflasyonu düşüremeyecek, ne yapacağını şaşırmış durumda.

Almanya’da işsizlik oranı yüzde 5,7. İşsizlik oranı bir süre yüzde 5,5, sonra yüzde 5,6 olarak devam ettikten sonra son üç ayda 5,7’ye çıpa attı. Yüzde 5,7 Almanya için yüksek bir oran olmakla birlikte resesyon yaşayan bir ekonomi için normal bir düzey olarak kabul edilebilir.

Almanya’nın bütçe açığının GSYH’ye oranı yüzde 2,6. 2020’de pandemi sırasında yüzde 4,3’e yükselmiş ve yüzde 3’lük Maastricht Kriterini aşmıştı. O tarihten sonra düşüş başladı ve bugün kriteri tutturur noktaya geldi. Kamu kesimi borç stokunun GSYH’ye oranı yüzde 66,3. Bu oranla yüzde 60’lık Maastricht Kriterini tutturamıyor. Bununla birlikte 2013 yılında bu oranın yüzde 78 olduğunu dikkate alırsak gidişatın olumlu olduğu söylenebilir.

Almanya, bir ihracat ülkesi, o nedenle dış ticaret fazlası ce cari fazla veriyor. Bununla birlikte 2022’de cari fazlası ciddi bir gerileme gösterdi. 2021’de cari fazlası yüzde 7,7 iken 2022’de yüzde 4,2’ye geriledi. 2023 yılının gidişatı cari fazlanın 2022 yılına göre biraz artacağını yüzde 4,5 düzeyini geçeceğini gösteriyor.

Almanya’nın içine girdiği resesyondan çıkabilmesi için enflasyonun biraz daha yükselmesini, bütçe açığının biraz daha yükselmesini göze alarak maliye politikasında genişletici yönde değişiklikler yapmasında ve ekonominin canlandırılması için kamu harcamalarının artırılmasında yarar olabilir. Bununla birlikte IMF’nin 17 Temmuz 2023 tarihli Dördüncü Madde Konsültasyon Raporunda Almanya’nın maliye politikasını gevşetmeyeceği ve dezenflasyon politikasına devam edeceği vurgulanıyor. Aynı raporda reel kesim firmalarının yükselen faizlerden dolayı bazı sıkıntılarla karşılaşabilecekleri uyarısı yer alıyor.

Almanya ekonomisinin toparlanması en çok bizi ilgilendirir çünkü dış ticarette en önemli ortağımız konumunda.

Yorumlar

  1. Murat DAĞLIOĞLU7 Eylül 2023 17:44

    Yazınız için teşekkürler, elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıllardır Türkiye sürekli kriz içinde, bir türlü yakasını kurtaramadı.Çünku Türkiye bir çevre ülke, yani yeni sömürge. Bağımsızlığını kazanmadan hiç bir şey olmaz.

      Sil
    2. Hocam elinize sağlık. Birde ekonominin işleyiş biçimi değişiyor. Almanya’nın her şehrinde şehir merkezlerinde hayalet binalar oluşuyor. Çok büyük markalar merkezlerden çekildi

      Sil
    3. Sn Hocam değerli yazınız için teşekkürler. Bizi kıskanmanın sonu budur. Türkiye'de yapılanları zaten başka hiçbir ülke yapamaz. Kıskanmasınlar çalışsınlar onlarında olur.

      Sil
    4. "Türkiye sömürge ülkesi" demek sığlıktır. Sömürülecek neyi var.

      Sil
  2. Kötü gidişe rağmen bizi kıskanacak duruma düşmemişler hala
    Kaleminize sağlık Mahfi bey sağlıkla kalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bizdeki denizleri, güneşi, kumsalları kesin kıskanıyorlar.

      Sil
    2. Hocam, ekonomi yazılarınızı okuyarak bilgi edinmek istiyorum. Lüten politize olmadan objektif olarak gerçekleri bize aktarın. Ekonomide istikrarsızlık nasıl güveni sarsıyorsa, politize olmakta bilime güveni zedeliyor. (yazılarınıza yapılan yorumlardaki cevaplarınıza istinaden bunları yazdım)

      Sil
  3. Değerli Hocam,

    Güzel bir konu, bir kaç yorum ile Almanya'nın özellikle Merkel ile yaptığı hatalardan bahsetmiştim.

    Dünyanın en yüksek ihracatını yapma hedefine aşırı odaklı bir ekonomi yönetimleri oldu. İhracat rakamlarını siyasi arenada kullanmanın da acısını çekiyorlar.

    onları bu noktaya getiren hatalardan hemen aklıma gelenler şunlar.

    1. Almanlar, ucuz kredi ile klasik markalarına aşırı destek olup şişirdiler. Klasik Alman markaları krediye erişebilirken, rekabetçi Alman kobileri ucuz kredilere erişim sağlayamadı.

    2. İhracat kalemleri klasik markalardan geldiği için, klasik markalar satış sayılarını rekabetçi tutabilmek için aldıkları ucuz krediler ile Çin kobilerine yatırım yaptılar. (Aynı hatayı bi kaç hafta önce VW grubu da yaptı. 750M Euro ile Çinli EV araç üreticisine ortak oldu, VW elektrikli araç ve bataryaları Çinde üretilecek.)

    3. Kobilerin düşmesi, rekabetçi ürünlerde gerilemeye sebebiyet verdi.

    4. Türkiye ve Rusya iç işlerine AB yi de zorla karıştırıp, muhafazakar ve aşırı milliyetçi iktidarlara destek oldular. Karşılığında ucuz Türk iş gücü, ucuz Rus hammaddesi ile kendi ihracatlarını daha da yüksek seviyelere çıkardılar. Ucuz komşu kaynaklara erişim onların da siyasi ve ekonomik sıkıntılarını başlattı. Özellikle Rus yönetiminin palazlandıktan sonraki komşu ülkelere olan saldırganlığı, uluslar arası tepki ile beraber alman üretim maliyetlerini de yukarı çekti. Halbuki, AB kriterleri uyarınca komşu ülkelerin, özellikle Türkiyenin demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları üzerine gelişimi üzerine kaynaklarını kullanıp, Türkiyenin dönüşümüne destek olmaları kendileri açısından uzun vadeli fayda sağlarken, kısa vadeli, AB güdümünde kolay yönlendirilebilecek hükümete desteği tercih ettiler.

    5. Çalıştığım banka dahil uluslar arası bankalar, kritik Alman markalarının gelecek projeksiyonu sunamaması sebebiyle kredi musluklarını kısmaya başladı. Alman markaları için krediye erişim sorunlu yerel bankalara gitmeye başladı.

    6. AB ye kaynak aktarırken, AB den aldıkları kaynakları kendi ekonomik gelişimleri yerine, Çin Kobileri üzerinden dünya pazarlarına Alman markaları ile daha çok ihracat yapmak için kullandılar. Kendi kaynakları ile Çinli rakiplerini yarattılar.

    7. Hatalı komşu politikası sebebiyle, Türkiyede beslenmesine katkıda bulundukları hükümetin rusya gibi sağa sola sıcak çatışma oluşturma ihtimali onlar için daha büyük bir sorun iken, Putin e verdikleri destekten daha fazlasını şimdi Ukrayna'ya destek için kullanmak zorunda kalıyorlar. Olası bir Rusya savaş galibiyetinde tüm Ukraynalı mülteciler ile uğraşmak da zorundalar. Bu yüzden Ukrayna ya her koşulda destek olmak zorundalar ve bu da ekonomik kaynak demek.

    rk%BmF*pUkI@Uw87fM

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Paylaşım için teşekkürler.

      Sil
    2. Değerli hocam,

      Üstteki yoruma devam edersem, AB nin kendi öz değerleri ile Türkiye içinde hukuk, insan hakları, adil siyasi ortam, liyakata dayali yönetim isteyen gruplara hem teşkilat hem de maddi destek sunması Türk halkına borcudur.

      90lı yıllarda, malum bir siyasi hareketin yerel belediyelerden çaldığı paraları paravan şirketler ile Alman bankalarına aktarmasına, ordan bilmem ne hareketi para topladı, bilmem ne dini holdinge Türkler yardım topladı diye Türkiye ye aktarılmasına bizzat Alman devlet organlarınca izin verilmesi , türkiye insanı üzerine yapılan apaçık bir manipülasyondur. 90lı yıllarda Türk yargısınca Türkiye ayağında yakalanan siyasi veya bürokratik kişiler olmuşsa bile, paravan şirketlerce aktarılan paralar AB ülkelerince asla takip edilmemiştir. O paralar sonra geleceğin bakanları, başbakanı vs yetişecek diye yine Türkiyeye girmiş girmiş çıkmıştır.

      Daha da geri gidersek, Osmanlı tebâsı olan Ermenilere yapılanlar, Türk devlet geleneğinde planlanması imkansız olan hâdiselerdi. Dönemin Osmanlısında Alman başkomutan Otto Liman von Sanders ve osmanlıya getirdiği alman ekip bu planlama bilgisine sahip kapasitedeydi. Ayrıca, kendisi ve hükümeti bu yapılanların uluslar arası hukuki sonuçlarını çok iyi biliyorlardı. osmanlı ordusunda büyük bir etkisi var iken, bu bilinç ile, konu ile ilgili kararlarda Talat, Enver ve Cemal Paşaları bire bir etkilerken, hiç bir resmi ve politik düzleme de önerilerini delil oluşturacak şekilde direk taşımamıştır. Ancak, Osmanlı devlet haberleşme geleneğinde olmayan özgünlüğü ilerde şüpheli olacak şekilde bu konu üzerinde talat paşanın, yerel valilerle şifreli telgraflar kullanması, alman unsurların bazı kodlanmış mesajları taşımaları ve tapu kayıtlarındaki daha önce osmanlı geleneğinde hiç olmayan değişimler malesef geçmişte de ülkemiz insanı üzerinde ciddi etkiler bırakmıştır.

      Almanya maselef, geçmişte de, günümüzde de Türkiye üzerinde hep hatalı politik oyunlar oynamayı huy edinmiştir.

      vOtzb$CMNtt5^I5V&T

      Sil
    3. Sn Adsızlar Almanya yorumlarınızı dikkatle okuyor ve öğreniyorum, engin bilgileriniz için teşekkür ederim. Ne kadar detaylı ve bir hayli geçmişe kadar uzanan politik yorumlarınız var. Takdir etmemek elde değil. Duruma genel olarak ekonomik açıdan bakan bir göz için, Almanya güncel durumunun ana sebebi, "Rus doğal gazının kolay erişilebilme ve fiyat oynaklığı riski ile kıtada, Rusya ile, en fazla miktarda gaz alma anlaşması olan ülkenin Almanya olması" gibi gözükmüyor mu? sizce.

      Sil
    4. Yazdığınız çok detaylı analiz şu an ekonomik olarak güçlü olan tüm batı ülkeleri için de geçerlidir diyebilir miyiz? Dünyanın yaşadığı zorluklar ve her an savaş çıkacak durumu aslen ekonomik koşulların kontrol edilebilmesinden çıkmış olması mıdır acaba?

      Sil
    5. Sn Adsız8 Eylül 2023 11:41,

      Yazdığınız gibi Almanya Rus doğal kaynaklarına yüksek oranda bağlıdır.
      Diğer taraftan, başka batılı devletler, Almanya'yı düzenli olarak enerji kaynaklarını çeşitlendirmesi ve diğer doğal kaynak üreticisi ülkelerin payını adil seviyelere getirmesi konusunda G8 dahil çok platformda dile getirdiler.

      Almanya'nın bu politikası bilerek ve isteyerek Rus ağırlığını artırmak idi. Putin rejimi için önemli bir gelir sunup Ruslara avantaj sağlarken, ucuz doğal kaynağın getirdiği dengesiz Alman ihracat ürünleri, benzer ürünleri üreten ürün rakibi başka ülkelerin rekabetçiliğini kısıtlardı.

      Politik ve Ekonomik olarak Alman siyasetçilere ciddi avantaj sağlayan da bir durum. AB içinde de Alman ağırlığını artıran bir unsurdu.

      Sistemin Putin rejimi gibi sağlıklı düşünemeyen bir grup insana dayanması en büyük açıklarından birisiydi. O da patladı. Kırım Savaşında da Almanya, Rusyanın işgalini tanımak için en çok çaba sarfeden ülkedir. Putin'e büyük cesaret vermiştir.

      Ukrayna konusunda, AB her koşulda Ukrayna'ya destek olmak zorundadır. Aksi durumda, büyük bir mülteci akını, ardından da düzenli ordusu bozulmuş Ukraynalılardan önce gerilla birlikleri oluşacak, ardından onlar içinden terörize olmuş Ukraynalı grupların AB içinde silahlı ve bombalı eylemleri söz konusu olacak.

      AB, doğu sınırlarını bu tip sızıntılardan koruyamaz.

      İşler bu raddeye gelmeden aklı selim ile Putin ekonomik olarak küçültülmeliydi. 2002 yılında, bizden küçük ekonomisi olan Rusya bizi kaça katladı?

      Bana sorarsanız, yıllar önce yapılması gereken, Putin rejiminin doğal kaynaklarını AB üyesi Türkiye üzerinde katma değerli Kobi üretimlerine çevirip, AB markalarına TR üzerinden ara malı akması, AB üyesi Türkiyenin de güçlü bir üye haline getirilmesiydi.

      Keza, biz 2002 de hem istihbarat hem de saha ordusu olarak Rus ordusundan çok yetenekliydik. 90lı yıllarda Türk özel kuvvetler komutanlığı faaliyete geçtiğinde de komutan kadrosunun eski SSCB üye ülkeleri içinde ciddi faaliyet tecrübeleri olmuştu. basından gördüğümüz kadarı ile Suriye toprakları içinde, askeri operasyonlar için Ruslar ile anlaşıldığını, Ruslar ile haberleşildiğini okumak bile yüreklerimizi sızlatan üzücü hadiselerdir. Rusların, bizim askeri varlığımız var iken Suriye içine girmek haddi bile olmamalıydı. Hasbelkâder girmişse bedelini misliyle ödemeliydi.

      ^i^m0*yUf3e&UvyfCD

      Sil
    6. Sn Adsız 8 Eylül 2023 15:54
      Detaylı ve değerli görüşlerinize katılmamak elde değil. Öngördüğünüz gibi , şu an Rusya zaten misliyle bedelini ödüyor, Almanya da ona sırt verdiği için kendi payına düşen bedeli ödeyecek gibi gözüküyor. Bu arada, biz de çaktırmadan omuz verdiğimiz için payımıza düşen kısmı da çaktırmadan ödeyeceğiz.

      Sil
  4. Bilgilendirici yazınız için çok teşekkürler, ellerinize sağlık. Tek bir sorum var. Almanya bu uzun süren enflasyonu yaşarken her sektörden çalışanlarına enflasyon düzeyinde maaş artışları yapıyor mu, yoksa bizdeki gibi çalışanlar enflasyon altında zam alarak ekonomik olarak kötüleşiyorlar mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyona eşit artış yapıyorlar.

      Sil
    2. TR da yaşanan faizle ilgili yapısal sorunun bir benzerini orda da yaşıyorlar.

      Çalışanlar enflasyon düzeyinde maaş artışı alsa bile, hayatı pahalı hissediyorlar, şöyle ki, servet dağılımında çarpıklaşma oldu, varlık ve mal fiyatlarını şişirdi.

      özellikle gayrimenkul gibi 30 yıl vade ile, otomobil gibi 5-8 yıl vade ile alınan varlıklarda, hem varlık fiyatı artışı hem de faiz artışı birleşince, aylık kredisi ödeme oranı enflasyonun üzerine çıkmaya, maaşlar içindeki payı artmaya başladı. Alman ev/oto kredisi aylık ortalama ödemelerinden takip edebilirsiniz.

      Aynı zamanda günlük tüketim malzemelerin enflasyon ile artışı, orta sınıf Almanları sıkıntıya sokuyor, enflasyon üzerinde ücret artışlarına ve ek desteklere ihtiyaç duyuyorlar eski alım gücünü koruyabilmek için.

      Almanya da olmasak bile finans piyasasından gidişi takip edebiliyoruz.

      7 Eylül 2023 18:01 de yazdığım yorumda, ucuz Rus hammadde ve gazının kesilmesi firmaların ihracatını zorlarken, ister istemez işsizliğin artışına sebebiyet veriyor. Hükümet bu tip firmaları hala desteklerken, yaratıcı Alman firmaları ise kredi bulmakta zorlanıyor.

      Bu sefer Çin'deki atıl üretim kapasitesi Alman pazarına giriyor.

      Bu değişimler farklı ülkelerden de okunuyor. Misal, 2022- 23 yılında Alman arabalarının sigorta primleri dünya genelinde yükselmeye başladı. Niçin? Çünkü çok yan sanayi üretimi ile çine bağımlılar, Çin oto markaları pazar kazandıkça, iyi üretim yapan Çin kobilerinin ürünleri Çinli oto markalarına kayarken, Alman araçları daha düşük kalite parçalar ile üretilmeye başlandı. Daha sık arıza yapıyorlar, daha sık parça değişimine giriyorlar. Sigorta primleri artışı da yan maliyet olarak tüketicilere biniyor.

      Tarihte ilk kez Çin marka oto satışları Alman markalarını geçti. Buna niye özellikle vurgu yapıyorum, Almanların kilit endüstrisi olduğu ve ölçek ekonomisi sebebiyle satış miktarlarının kazançları aşırı etkilemesi sebebiyle. İşin ucu, bu markaları finansal olarak destekleyen Alman hükümetine geliyor.

      Almanların yukarda hocamızın yazdığı sıkılaştırmaya gitmesi, uzun vadeli olarak yaratıcı ve katma değeri yüksek üretimlerin ön plana çıkmasına, zombi klasik markaların küçülmesine veya bitmesine ihtiyacı var. Eğer gevşek politikalar ile giderlerse, bu yaşadıkları açmazı daha şiddetle yakın tarihte yine yaşamaları gerekecek.

      sVwI6ino6E1Q3*Qyf$

      Sil
  5. Ben Türkiye açısından sıkılaşma ve kredi musluklarının nerdeyse kapanmasından dolayı ithalatta yavaşlama Küresel ticaretten dolayıda ihracattada en azından yerinde sayma bekledikçe ikiside yukarı gidiyor ilk sorum bu hocam nasıl iş bu ihracata gidemeyen malın içeriye sunulup enflasyonu hafif düşürür diye beklentim vardı
    2.sorum ise Putin Türkiye gibi ülkelere ucuz enerji sunmaya devam edeceğiz diyor bu ucuz enerji tedarikcisi kim Tüpraş beklenti dahilinde sepete yüklüce ekledim ama onunda finansallarında yok bu kaymak kimin cebine giriyor
    Son sorum ise Türkiyede ben bir eksen değişikliği seziyorum yine aylardır Abd hakkında atan tutan yok ilişkiler sanki rayına girecek gibi son Dünya bankası Türkiyeye ek yatırım kararı sanki bu doğrultuda Sizce Küresel finans yine Türkiyeye akarmı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2. sorunuzun cevabı şudur, Ukrayna'ya savaş açtıktan sonra Batılı şirketler Rus gazını dünya piyasa fiyatlarının altında fiyatlandırdı. Bu onlara ciddi kazanç sağladı. savaş başladığı dönemde bir yorumumumda AB pazarı, Rus veya Arap petrolünü ayrıştıramaz yazarak, 3. parti ülkeler üzerinden rus petrolünün dünya piyasalarına gireceğini ve kazancın büyük kısmının bu aracı ülkelere toplanacağını yazmıştım.

      Putin, ucuz enerji sunmak istemiyor, ucuz enerji sunmaya mecbur bırakıldı. Bu da bir nevi savaşın onlara maliyeti veya doğal kaynağının yağmalanması.

      Bu şirketleri Türk piyasasından bulamazsınız, dünyadaki büyük dağıtıcıların hisselerini toplarsanız, temettü veya kendi hissesini almak şeklinde dağıttılar. Warren Buffett'ın şirketi bir tanesini yakaladı, ama o tip hakka sahip hisseleri de piyasa dışından satın alıyorlar.

      Birinci elden Rusyadan petrolü alıp dağıtanlar, özel şirketler, halka açık değiller. Bunların çoğu savaşta fiilen Ukrayna'ya destek veren ülkelerin şirketleri, sahipliklerini pek sorgulamayın, hepsi istihbaratçılarının üzerinden kurulmuştur. Ancak dünya piyasalarına büyük dağıtıcılar üzerinden petrolü verirler. Türkiyenin de mutlaka böyle bir yapılanması vardır, Ukrayna tarafına fiili destek veren ülkelerdeniz, şirket sahipliği eskiden olsa ya kozmik oda ya da özel kuvvetlerden bir şahıs üzerinden işlerini yürütürdü, şimdilerde de benzeri biri üzerinden gidiyordur.

      Kaymak, Türkiye özelinden konuşursam, o tip kişiler üzerinden yine ülke kamu faydasına girer. Ama dolambaçlı olur, bazen net hata noksan diye de görünebilir gelir hesabında, bazen bir sektöre büyüme olarak görünür.

      Kamu üzerinden bir şirkete kaymak akarsa, eski sayıştay, hazine ve maliyenin müfettiş kadrosu sağlam bir ekiptir, onların incelemelerine tertemiz, pürüzsüz şekilde sunulur. Atıyorum, ilgili kamu kurumu alım için ihaleye çıkmıştır, şartname hazırlanmıştır, Ahmet efendinin Kastamonu, Gürcistan bilmem neredeki şirketi şartnameye en uygun teklif verendir. O şirketin de muhasebesi düzgündür. O ihale ile kamuya kaymak gider, daha varsa, alım düşük gözüktüğü için vergisi yüksek çıkar öyle kamuya geçer, Ahmet efendi bi okul yaptırır Eğitim bakanlığına bağışlar gibi ... Ordan kaçak çıkmaz(dı eskiden). Süleyman Demirel, bildiğim kadarı ile bu tip işlerin çetelesini en iyi tutan Cumhurbaşkanlarındandı. bu tip şirketlerin onayı direk CB makamından verilir(di).

      uR&BxX4ZP$eLSD&C%Y

      Sil
  6. Sayin hocam daha kucuk bir ekonomi olmasina ragmen benzesir yapida olmasini bekledigim Hollanda Kralligi ekonomisine dair fikirlerinizi de paylasmaniz mumkun mudur?

    Tesekkurler, saygilar.

    YanıtlaSil
  7. Hocam merhabalar. Genç bir öğrencinizim. Kripto paralar hakkında bir kitap önerebilir misiniz ? Ayrıca bundan bağımsız bu sene finans lisansına başlayacağım. Mutlaka oku dediğiniz kitap var mıdır ? Şimdiden teşekkürler, saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomi kitaplarına ağırlık vermenizi öneririm. Makroekonomi, mikroekenomi. Mishkin'in Finansal Piyasalar kitabı iyi bir rehberdir.

      Sil
  8. Hocam o Almanya bu şartlara rağmen ekonomik getirisi olmayan askeri harcamaları muazzam ölçüde artıracağını açıkladı.

    Üstelik doğalgazı da Rusya’dan alamayınca daha pahalıya başka yerlerden toplamaya çalışıyor.

    Birileri geldi o verimli Alman ekonomisine resmen çöküverdi.

    Sizce bunun ekonomik bir çözümü olabilir mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Askeri harcamaları artırmak Mısır'da firavunların piramit yaptırması gibi. Çok az işe yarar ama harcamalar arttığı için geçici bir refah artışı sağlar.

      Sil
  9. Sayın Hocam. Bu durum nitelikli göçmen talebini olumlu veya olumsuz etkiler mi? Göç alması (özelde nitelikli iş gücü) bu durumu değiştirir mi? Bir korelasyon var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok net bir korelasyon olduğunu sanmıyorum ama açıkçası bu sezgisel bir yanıt, araştırmak lazım.

      Sil
  10. Sevgili hocam Fransa ekonomisinin dünü bugünü ve orta vadeli geleceği Fransanın lokomotifi olan lüks tüketim pazarı vs ab’nin geleceğinde büyük pay alacak olan fransız lüks marka aile şirketleri içinde bir öngörü analiz yapıp paylaşırmısınız? Bilgilendirici yazınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ona da bir bakalım. Belki Fransa, İngiltere ve diğer bazı ülkeleri topluca ele alırım.

      Sil
  11. Hocam yazınız için çok teşekkürler, emeğinize sağlık. Avrupa’da enflasyon ve faiz arttırımı ev fiyatlarını da çok yükseltti. Resesyon ve yüksek enflasyonda ev yatırım olarak hala mantıklı mı(Avrupa için), yoksa neler tercih edilebilir yatırım için?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun. Resesyonda ev fiyatları genellikle düşer ve almak mantıklı olur.

      Sil
  12. Hocam merhaba almanya merkez bankası peki reel enflasyonu mu paylaşıyor ? Bizdeki gibi tuik veya merkez bankasının açıkladığı oranlarla yaşadığımız enflasyonun farklı olması gibi durum var mı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Almanya'da insanlar bilinçli ve kamuoyu baskısı olduğu için ayrıca muhalefet de güçlü olduğu için enflasyon ve diğer göstergelerde farklı şeyler yayınlamak o kadar kolay değil.

      Sil
  13. Mahfi bey dünya kaynaklarının sonuna geldik diyebiliriz. Dünya bu krizden nasıl çıkar kimse israfı bırakıp tasarruf etmek istemiyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, sanki bu kez insanoğlunun aç gözlülüğü, kapitalizmin zirveye çıkardığı tüketim hırsı çok ağır sonuçlar yaratacak gibi duruyor.

      Sil
  14. Hocam sevgiler saygılar benim sorum şu olacaktı son yayınlanan ovp dolar kuru tahminleri artış gösterirken enflasyon tahminleri azalıyor dolar artarken enflasyonun düşmesi mümkün mü veya ne şekilde mümkün olabilir? Teşekkür ederim hocam saygılar.

    YanıtlaSil
  15. Merhaba hocam, üretimin Asya ülkelerine kaymasının ardından Avrupa'da gerileme olması kaçınılmazdı. Çin bütün dünyayı yutuyor. 10 yıl önce kimse tahmin etmezdi buraya varacağını.

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çin de duraklamaya doğru gidiyor.

      Sil
    2. Dünya doyuma ulaşıyor hocam. Daha basit hayatlara dönüş de kaçınılmaz olacak. İlüzyonun sonuna geliyoruz.

      Sil
  16. Muhterem Üstat Almanya ve genel olarak Avrupa geçtiğimiz yüzyılda 2 büyük savaş yaşadı , ikinci büyük savaşta denilebilir ki Avrupa genelinde üretim tesisi olarak taş üzerinde taş kalmadı , insan işgücü azaldı , savaş 1945 de sona erdi savaştan 8 yıl sonra Alman sanayi gücü Mercedes Benz 3 yeni model çıkardı , başta otomotiv olmak üzere sanayi ayağa kalktı , bugün savaşın yıkımını yaşamış bütün Avrupa ülkeleri her yönden bizden kat be kat ileride , sanayileşme için Alman iş gücüne ülkemizin insanları ile verdiğimiz desteği , gurbette kaybettiğimiz nesillerimizi hatırlayalım. Federal Alman Cumhuriyeti ile Alman Demokratik Cumhuriyeti birleşti Güçlü Federal Almanya , diğerini tabiri caiz ise ihya etti , ekonomik gücü buna yetti , Frau Merkel Almanya için doğru insandı Doğu Almanya dan geldi Batı normlarındaki Federal Almanya da önce bakan sonra şansölye oldu Adeta Avrupa yı da idare etti , Eminim ki Merkel şansölyeliği devrinde olsa Ukrayna Nato üyeliğinde ısrarcı olmaması için ikna edilecek başka formüller ile güvenliği sağlanacaktı , Şansölye Merkel Rus lideri Putin ile barışçı çözüme varabilecek bir liderdi. Bugünkü Avrupa ekonomik krizinde Ukrayna meselesinin payı büyüktür , Rusya nın da Avrupa ambargosuna ve yaptırımlara maruz kalmasının Alman ekonomisine verdiği zarar büyük ölçüdedir , sözün kısası Almanya bu ekonomik krizden de gerekli tedbirleri alarak çıkacak . Değerli tespitleriniz için teşekkürler Sayın Eğilmez.

    YanıtlaSil
  17. Merhaba hocam yazınız çok güzel, Almanya nın diğer Avrupa ülkeleri gibi sömürdüğü bir ülke ve bölge var mıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Almanya, İngiltere ve Fransa kadar sömürge sahibi bir ülke değil. Bununla birlikte ulaştığı sanayileşme düzeyiyle yakaladığı ihracatçı konumuyla diğer Avrupa ülkelerinin hepsine mal satan ve gelir elde eden ülke konumunda.

      Sil
  18. Almanya'nın ekonomik sorunlarını çözmek karmaşık bir süreç olabilir, ancak aşağıda bazı olası çözüm önerilerini bulabilirsiniz:

    1. **Maliye Politikası Değişiklikleri:** Alman hükümeti, ekonominin canlanması için maliye politikasında genişletici önlemler alabilir. Kamu harcamalarını artırarak, altyapı projelerine yatırım yaparak ve ekonomiyi teşvik edecek diğer projeleri finanse ederek ekonomiyi canlandırabilirler. Ancak, bu tür önlemler bütçe açığını artırabilir, bu nedenle dikkatli bir dengeleme gerekebilir.

    2. **Avrupa Merkez Bankası (AMB) İşbirliği:** AMB, enflasyonu kontrol altına almak ve ekonomiyi desteklemek için daha etkili politika adımları atabilir. Faiz oranlarını ayarlamak ve parasal politikaları düzenlemek, ekonominin sağlıklı bir toparlanmasına yardımcı olabilir.

    3. **Rekabetçilik Artırıcı Reformlar:** Almanya, işgücü piyasasında ve iş dünyasında rekabetçiliği artırmak için reformlar yapabilir. İşgücü piyasası reformları, işçi becerilerinin geliştirilmesi ve işverenlerin daha fazla esneklik kazanmasını sağlayabilir.

    4. **Yeşil Ekonomiye Geçiş:** Almanya, yeşil enerji ve sürdürülebilir teknolojiye yatırım yaparak ve çevre dostu politikaları teşvik ederek ekonomiyi canlandırabilir. Bu, aynı zamanda uzun vadeli sürdürülebilirlik için de önemlidir.

    5. **Dış Ticaretin Diversifikasyonu:** Almanya'nın dış ticaret fazlası, ekonomik dengesizliklere neden olabilir. Bu nedenle, Almanya'nın dış ticaretini daha fazla çeşitlendirmesi ve farklı pazarlara açılması önemlidir.

    6. **Eğitim ve İnovasyon:** Almanya, eğitim sistemini güçlendirmeli ve inovasyonu teşvik etmelidir. Bu, gelecekteki büyümeyi destekleyebilir.

    7. **Uluslararası İşbirliği:** Almanya, diğer ülkelerle ekonomik işbirliğini artırabilir ve uluslararası ekonomik krizlerle başa çıkmak için küresel düzeyde çalışabilir.

    Her ülkenin ekonomik koşulları ve zorlukları farklıdır, bu nedenle Almanya'nın karşılaştığı sorunları çözmek için alınacak önlemler özel duruma bağlı olarak değerlendirilmelidir. Bu öneriler, Almanya'nın ekonomik toparlanmasına yardımcı olabilecek genel stratejilerdir. imza:Chatgpt

    YanıtlaSil
  19. Şüphe yok ki, Pandemiden sonra neredeyse tüm ülkelerin ekonomileri negatif etkilendi. Çoğu ülkenin ekonomik dengesi az veya çok bozuldu. Şimdi bu süreci iyi yöneten ülkeler muhakkak ki daha az zararla bu küresel krizden sıyrılacak. Şimdi hal böyleyken insan düşünmeden edemiyor. Almanya gibi Dış ticaret açığı olmayan ekonomisi ve sanayisi zaten yıllardır oturmuş sağlam bir ülke yıllık %5-6 gibi bir enflasyon ile uğraşmaya çalışıyor ve henüz başarılı olamadı belki bir veya iki yıl alabilir normale binmesi, Şimdi kendi ülkemizi düşünelim. İçerisinden çıkılması gereken ekonomik kriz Almanya'nın durumu ile kıyaslanamayacak kadar büyük. Türkiye'nin bu krizi yönetebilmesi durumunda bence takdire şayan tarihi bir başarıya imza atmış olacaktır. Ama bu hükümetin başarısı mı yoksa hükümetin zaman zaman yanlış ekonomik politikalarına rağmen yılmadan arkasında duran halkın mı o tartışılır :)

    Saygılarımla
    Yunus

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru tespitler. Bizim Almanya'dan farkımız biz inatla yanlış ekonomi politikaları uyguladık.

      Sil
  20. Her hastanin krizden cikis recetesi farkli. Kimisi icin krizden cikmanin anahtari gevseme, kimisi icin daralma. Bence ekonomi bilimini heyecanli kilan sey de bu.

    Hocama bir not: Son 2-3 yilda ekonomi analizleri acisindan o kadar ice kapandik ki Turkiye disi bir konu gundeme gelmez oldu. Bu merak eksikligi tum gelismekte olan ulkelerin toplumlarinda vardir elbet ama biz son zamanlarda o kadar farkli politika degisimlerine maruz kaldik ki sanki tum ekonomi yazarlarindan sadece Turkiye ekonomisini degerlendirmelerini talep eder hale geldik. Umarim hocam Turkiye disi analizlerini de ara ara paylasmaya devam eder, bizi arastirmaya ve sorgulamaya sevk eder.

    YanıtlaSil
  21. Hocam yeni ovp den ne anladınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ortada bir program olmadığını.

      Sil
    2. Niyet var Hocam,yetmez mi?

      Sil
    3. Niyet bile yok anladığım kadarıyla.

      Sil
    4. Neye niyet neye kısmet.

      Sil
  22. Mahfi bey yazılarınızı çok severek okumaktayım, bir soru aklıma takıldı, faiz arttırımı sonrası yazınızda kısa ve orta vadede doların düşeceğini yazdınız fakat OVP ye göre dolar ilerleyen yıllarda ciddi artış söz konusu bunu nasıl değerlendirirsiniz, teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kısa vadede düştü biliyorsunuz: 28'lere dayanmış 26,8 lerdeyiz şimdilerde. OVP'de ciddi tutarsızlıklar var. Kur öngörüldüğü düzeyde olursa enflasyon düşmez. Ya da enflasyon düşecekse kur da düşer. Öte yandan OVP'de faizlerle ilgili bir açıklama yok. Eğer TCMB faizi artırmaya devam etmezse ne enflasyon düşer ne de kur. Benim öngörüm tabloda da öyle yer alıyor faizlerin artırılması varsayımına dayanıyor.

      Sil
  23. SAYIN HOCAM 3YILLIK OVP PROĞRAMINDA DOLAR KURUNUN YÜKSEK GÖSTERILMESINİN NEDENİ NEDİR.

    YanıtlaSil
  24. Almanya'nın ihracat odaklı ekonomisi var, bu açıdan kısmen benzeyen Çin ekonomisinde de benzer bir durum var. Sizce bu iki ekonomi bu durumla nasıl başa çıkacak? Ayrıca bu ekonomik belirsizliklerin Almanya'nın gelecekteki büyüme ve istihdam üzerindeki etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisinin durumu farklı. Almanya'yı Ukrayna savaşı ve Rusya'nın doğal gaz vermemesi etkiliyor. Çin ise aşırı borçlu bir özel kesimin karşılaştığı sorunları yaşıyor.

      Sil
  25. SAYIN HOCAM OVP PROĞRAMINDA GELİR GİDER DENGESİ 3YIL SONUNDA BİLE EŞİTLENEMİYOR.BİZE KAÇ YIL LAZIM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam son 3 yılda kaç yıl geriye gittik?

      Sil
  26. elektrik üzerine bütün dünyada arge çalışmaları çok yoğun sadece pc ve minik bir ev atölyesi ile gelişmiş arge çalışmaları yapılıyor elektrik=enerji olduğu için yakın gelecekde çok şey değişecek gelişmemiş ve gelişmekde olan ülkeler kendi ihtiyaçlarını temin edebilecekler bu sebeple sanayi ve enerji ihracatçı ülkelerinin pazarları ilerde yok olacak diyebilirim esasında ülkemizin en büyük ithalat kalemi enerji ithalatı olduğu (40%)Türkiye için iyi bir durum ortaya çıkacağını düşünüyorum.Bende elektromekanik üzerine kişisel arge yapan bir mekatronik mühendisim.

    YanıtlaSil
  27. Mahfi bey, size tek sorum var.

    Bu spesifik sorunun cevabını biliyor musunuz? (Ben bilmediğim için size soruyorum.)

    Almanya'daki şirketler, Almanya'daki bankaların verdiği kredilere "eroinman gibi" muhtaç mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden değildi ama pandemi sonrası öyle oldu.

      Sil
  28. Çok değerli Hocam,
    Kanımca zeka dolu (ki bu ifadeyi sizin için kullanmak haddim değil), ironik (anlayana), harika bir analiz. Soru şu olabilir; yapılan yorumlar da düşünerek, bir gün ülkemiz için bu oranları hiç konuşur muyuz? Kişi başı nominal GDP 50 bin USD’deyiz de, vah vah küçülmüşüz, işsizlik hala 5-6%, keza enflasyon. Yanıtı maalesef net. Bizim için rüya olan, bu ülkede zor dönemler.

    YanıtlaSil
  29. Mahfi Hoca, yetkililerden televizyonlarda ekonomimizin her çeyrek büyüdüğünü dinliyoruz. Dün Ekonomim’de Prof.Dr. Ahmet Kasım Han’ın yazısında okudum; 2012 yılında küresel servetten aldığımız pay %0,67 iken bu gün%0,23’e düşmüş. Buna bir yorum yazarsanız memnun olurum.

    YanıtlaSil
  30. Küreselleşme böyle birşey, zenginden alır fakire verir, Euro değerlendikçe, diğer ülkelerin alım gücü düşer ve Cari fazla veren ülkeler resesyona girer, küreselleşme düzgün uygulanırsa tüm ülkelerin cari dengeleri kurulur. Almanya, Avrupa Ekonomik Topluluğu kurarak hile yaptı ve Markın aşırı değerlenmesinin önüne geçti. Ama euro da sonunda ciddi değerlenme yaşadı. Resesyonun sebebi budur.

    YanıtlaSil
  31. Degerli hocam, Turkiye’nin gecmiste yasadigi ekonomik krizleri ve nasil atlatildigini veya nasil yonetildigini kaleme alsn bir yazi biz gencler icin cok kiymetli olacaktir. Emeginize saglik.

    YanıtlaSil
  32. Hocam Almanya'nın ekonomisi zorlu bir dönemden geçiyor. Bence gsyh'deki düşüş, yüksek enflasyon ve resesyon endişeleri, Almanya'nın ekonomik zorluklarla boğuştuğunu gösteriyor. Avrupa Merkez Bankası'nın faiz kararlarındaki tereddütler ve mali politikadaki kısıtlamalar durumu karmaşıklaştırıyor. Almanya'nın içinde bulunduğu ekonomik durum, dış ticaret ortağımız olmaları nedeniyle bizleri de yakından ilgilendiriyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi