Cari Açık Sorunu Bitti mi?

Cari açık 12 aylık olarak (Kasım 2023 – Kasım 2024) 7,4 milyar dolara geriledi. Geçen yılın aynı döneminde cari açık 38,7 milyar dolardı. Demek ki açıkta bir yılda 31,3 milyar dolarlık bir düşüş söz konusu olmuş. Geçen yılın tamamı 40,5 milyar dolarlık bir cari açıkla kapanmıştı. Aralık ayında genellikle ithalatta artış olur ama buna karşın açığın GSYH’nin yüzde 1’ine ulaşması bile olası görünmüyor (geçen yılın açığı GSYH’nin yüzde 3,6’sı idi.)


Cari açıktaki bu önemli gerilemede başlıca üç gelişme etkili olmuş görünüyor: (1) İhracat artışı. Geçen yıl Kasım sonunda 12 aylık ihracat toplamı 228,4 milyar dolar iken bu Kasımda 12 aylık ihracat 234,2 milyar dolara ulaştı. Demek ki bu yıl ihracatta 5,8 milyar dolarlık artış söz konusu olmuş. (2) İthalatta gerileme. Bu da iki nedenle ortaya çıktı: (i) Altın ithalatına kısıtlama getirildiği için altın ithalatında ciddi bir düşüş oldu. 2024 yılının ilk 11 ayında 111 ton altın ithal edildi. 2023 yılının aynı döneminde ithal edilen miktarı ise 319 tondu. (ii) Büyüme düştüğü için girdi ithalatında gerileme yaşandı. (iii) Petrol fiyatları 2024 yılında 2023 yılına göre artmadığı gibi bir miktar düşük bir düzeyde seyretti.

2024 yılının ilk 11 ayında mal dengesi (mal ihracatı – mal ithalatı) 50 milyar dolar açık vermiş bulunuyor. Buna karşılık hizmetler dengesi (turizm gelir ve giderleri, yabancı sermaye gelir ve giderleri, uluslararası bankacılık ve sigortacılık hizmetleri gelir ve giderleri, işçi gelirleri) 58 milyar dolar fazla sergilemiştir. Bu iki dengeyi kapsayan mal ve hizmet dengesi de sonuçta (58 – 50 =) 8 milyar dolar fazla vermiştir. 2023 yılının aynı döneminde mal ve hizmet dengesi 27,9 milyar dolar açık vermişti. Bu gelişmede turizm gelirlerimizin artmasının önemli etkisi olmuş görünüyor.

Hizmet dengesinin artıya geçirdiği dengeyi birincil yatırım kaynaklı gelir – gider dengesi bozmuş[i] ve karşımıza finanse edilmesi gereken 5,6 milyar dolarlık bir cari açık çıkmıştır.

Türkiye’ye bu dönemde gelen doğrudan yabacı sermaye yatırımı 9,6 milyar dolarlık bir miktarla sınırlı kalırken Türklerin yurt dışına yaptığı doğrudan yatırım tutarı 5,8 milyar dolara ulaşmıştır. Böylece net doğrudan yabancı sermaye yatırımı 3,8 milyar dolarla sınırlı kalmıştır. Portföy yatırımları[ii] bu dönemde Türkiye’ye yaklaşık 12,4 milyar dolarlık bir net yatırımın yapıldığını göstermektedir.

Diğer yatırımlar [iii] 7,3 milyar dolarlık pozitif katkı yapmış görünmektedir.

Bu işlemlerin sonucunda Kasım 2023 itibarıyla cari denge, sermaye hesapları ve finans hesabı dengesi şöyle çıkıyor:

Cari denge, Sermaye Hesapları ve Finans Hesabı Dengesi = -5.606 - 117 + 23.558 [iv]= 17.835  

Bu durumda finansman kalemlerinden sonra ortada 17,8 milyar dolarlık bir fazla söz konusu demektir. Bu fazlanın 2,1 milyar doları rezervlere eklenmiş 15,8 milyar doları ise nereye gittiği bilinemediği için net hata ve noksan kalemi olarak yazılmıştır.

Sonuç olarak Türkiye 2024 yılını cari açığın düşürülmesi açısından başarılı geçirmiştir. Ne var ki bu başarı ihracatın ve turizm gelirlerinin artmasının yanı sıra büyümenin feda edilmesinin, petrol fiyatlarının önceki yıla göre artmaması hatta az da olsa düşük seyretmesinin ve altın ithalatının kısıtlanmasının sonucu olarak ortaya çıkmıştır. 2025 yılında cari açığın bu şekilde sürdürülmesi pek mümkün görünmüyor.  



[i] Birincil Gelir Hesabı; emek, finansal ya da doğal bir kaynak sağlanması karşılığında elde edilen gelirler ile ödenen tutarları göstermekte olup, çalışanların ücretleri ile doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve diğer yatırımlara ilişkin yatırım geliri ve giderlerini içermektedir. İkincil Gelir Hesabı; yurt içinde (yurt dışında) yerleşik bir birim tarafından yurt dışında (yurt içinde) yerleşik bir birime karşılıksız olarak mal ya da hizmet gibi reel bir kaynak ya da finansal bir varlık sağlanması şeklinde tanımlanan transferleri içermektedir. 

[ii] Portföy yatırımları; menkul değerlere (hisse senetleri ile kamu ya da özel kuruluşlarca ihraç edilen bono ve tahvil ve diğer para piyasası araçları) yapılan yatırımları ifade etmektedir. 

[iii] Diğer yatırımlar; doğrudan yatırım, portföy yatırımları ve rezerv varlıklar dışında kalan tüm finansal hareketler bu başlık altında toplanmaktadır. 

[iv] Finans hesabı yurtiçine para girişi olduğu için yükümlülük artıran bir kalem olarak görülmekte ve ödemeler dengesinde eksi işaretle gösterilmektedir. Finansman ihtiyacını bulmak için hesap yaptığımızda ise artı işaretle ele alıyoruz.


Yorumlar

  1. Hükümetin olumlu performanslarından bahsetmeniz muhalif kitlenizde alerji yaratabilir hocam. Aman dikkat :)

    YanıtlaSil
  2. İşte nihayet . Güzel gelişmeler de oluyor bu ülkede.Tarafsız yorumlarınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyümenin düşürülerek cari açığın azaltılması sanıldığı kadar güzel bir gelişme değil ne yazık ki. Gelişmenin güzel olabilmesi veya öyle sayılması için büyüme düşürülmeden cari açığın düşürülmesidir.

      Sil
  3. Kaleminize sağlık.

    2021 Eylül ile 2023 Haziran arasında uygulanan negatif reel faiz politikası da bu dönemlerde cari açığın artmasına katkıda bulunmuştur diyebilir miyiz? Ucuza kredi imkanı bulan ve dövizin baskılanmasından da faydalanan büyük sermayedar kesimler bu dönemde malvarlıklarınının değer kazanmasından faydalanıp, hammadde ve ürün stoklarını artırarak daha da zenginleşmişler midir?

    YanıtlaSil
  4. Tam artık AKP'ye oy vermeyeceğim artık diye karar vermiştim, bu yazınızla bir şansı daha hak ettiklerini düşündüm hocam. Bakalım bu carı açık performansı sürdürülebilecek mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence yazıyı bir bütün olarak bir daha okuyun sonra kararınızı verin.

      Sil
  5. 2015 değil 2025 hocam.:) Yıllar çok hızlı geçiyor değil mi? Daha dün gibi 2015 , haklısınız karıştırmakta.

    YanıtlaSil
  6. Bu gözler Mahfi Hocamızın bir iktidar icraatini olumlayan yazısını da gördü ya. Artık hiç bir şeye şaşırmam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıyı bir kez daha özellikle büyüme ile cari açık ilişkisine dikkat ederek okuyun derim. Öte yandan ben siyasetçi değilim bir yerde olumlu bir şey varsa onu kim yapmışsa yapsın olumlu olduğunu söylerim. Kaldı ki siyasetçi olsam da aynı şeyi yaparım (o yüzden siyasetçi olamam.)

      Sil
  7. Hocam son parafgrafta, önce iktidara olumlu eleştiri yapıp, sonra "bu performansı sürdürmeleri zor" diyerek olumsuz eleştiri yapmışsınız.İki tarafı da memnun etmeye mi çalıştınız bu yazınızda acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçek neyse o. Ben siyasetçi değilim. Kimseyi memnun etmek gibi bir misyonum yok.

      Sil
    2. Herkes o kadar politize oldu ki, sizin gibi ekonomiye sadece bilimsel bakabilmeyi doğru algılamakta zorluk çekenler olabiliyor.

      Sil
  8. Çin 990 milyar dolar dış ticaret fazlası vermiş, bizim konuştuğumuz şeylere bak.
    Çin modeli uygulanmasına izin verilmedi bu ülkede.Sonuçları ortada.

    YanıtlaSil
  9. Merhaba Hocam,

    Cari açık yerini cari emanete bırakmış. Kapatan paranın çoğu bize ait değil.

    Tahterevalliye devam.

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  10. Müberra Küçükdemir14 Ocak 2025 17:53

    Kaleminize sağlık Üstad, kpss hazırlanan bir iktisat mezunu olarak yazılarınızı büyük keyifle okuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müberra Küçükdemir15 Ocak 2025 16:00

      Hocam affınıza sığınarak , sizden bendeki Annita'nın Laneti kitabınızı imzalamanızı rica ediyorum. Bana randevu vermeniz mümkün müdür?

      Sil
  11. Hocam elinize sağlık. Özetin özeti paket aynı, ambalaj farklı olmuş. Bilimden şaşmayacağız. Saygılarımla. Fatih. Demirtaş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, en doğru yol gösterici bilimdir.

      Sil
    2. Haklısınız hocam. "Bilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır" demişler.
      Saygılarımla.Fatih Demirtaş.

      Sil
    3. "Bilimsiz kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir." Ne güzel söylemiş Atam.

      Sil
    4. O sanatsız kalandı,eskiden.

      Sil
  12. Şu yukardan yapılan yorumlardan anlaşılan şey kimse okuduğunu anlamıyor herkes farklı noktalara çekiyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef öyle. Okumamak bir sorun ama okuduğunu anlamamak da ayrı bir sorun.

      Sil
    2. Bence Hocam bir önceki gerçek ötesi yazısına bağlamak için kasıtlı yazmış gibi yazıyı. Bazı insanlar halen bilimsel bağlamda sebep sonuç ilişkisi kurmak yerine, okuduğunu anlamadan, kendi inandığı gerçeklikler üzerinden, almak istendiğini alıyor sadece. Mantık süzgecinden geçirmeden başarı olarak atfediyorlar mevcut durumu. Daha önceki 2009-2015 yıllarında geçtiğimiz aynı süreçten geçiyoruz. Sonuç üretimsizleşme, tüketim ve rant ekonomisi. Eldeki kaynaklar tükenene kadar yine yeniden lale devri. Rezervler ve kaynaklar tükenince, yine yeniden enflasyon sarmalı.

      Sil
    3. Okuduğunu anlayıp kötü niyetli manipülasyon yapmak daha ayrı bir sorun.

      Sil
    4. Kötü niyetli manipülasyondan medet ummak ise zavallılık.

      Sil
  13. Hocam 15.8 milyar dolar yani yaklaşık 560 milyar lira nereye gitti? Bu paranın nereye gittiği neden bilinemiyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke yanıtlayabilsem ama TCMB'nin yanıtlayamadığı bir soruyu benim yanıtlamam mümkün değil. Bazı spekülasyonlar var mesela kaçak altın ithali gibi ama ne derece doğru bilmiyorum.

      Sil
    2. 15,8 milyar usd lik hata mı olur, hocam bu sımdıye kadar yazılan en yuksek en hata sanırım dımı

      Sil
  14. Hocam, ilk yorumları görünce bir kısım okurun yazıyı eksik anladığı ya da methiye tarzında yorumladığı görülüyor. Sanırım son paragraftaki "2025 yılında cari açığın bu şekilde sürdürülmesi pek mümkün görünmüyor" hükmünü açmak gerekiyor. Şahsen ben bu hükmünüze katılıyorum; çünkü faiz indirim döngüsüne geçilmesi 2025 yılında enflasyonla mücadele yerine büyümenin tercih edileceğini göstermektedir. Büyüyen Türkiye ekonomisi yapısal olarak mal ithalatını arttıracaktır. Ayrıca kur düzeyi ve uygulanan kur politikası da ihracatı ve turizmi engelleyici, ithalatı teşvik edici mahiyettedir. Önümüzdeki dönemde cari dengedeki iyileşmenin devamı için Türkiye ekonomisinin yavaş büyümeye devam etmesi gerekir. Büyümenin hızlanması, dış ticaret dengesini ve cari açığı olumsuz yönde etkileyecektir.

    YanıtlaSil
  15. Çocuğun cebine 200 TL verip 1 ekmek alması için bakkala yollamışım. Geldiğinde üstü başı yırtık, yüzü yara bere içinde, para üstünü düşürmüş, ayakkabıları kayıp ama elinde 1 ekmek var. Görünen o ki görevini tamamlamış. Başarılı..!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne olmuş köpek mi saldırmış yoksa birileri eşkiya gibi önünü mü kesmiş. Hem küçük çocuk yollanır mı bakkala telefonla sipariş verseydin ya.

      Sil
  16. Sanırım artık yazılarınıza ek dip notlar eklemeniz lazım :-)
    Okuduğunu anlamayanlara:
    1- Bu bir iktidar güzellemesi değildir.
    2- Kimseye yaranmak ya da kimseyi yermek amacı gütmemektedir.

    YanıtlaSil
  17. Net hata ve noksandaki değişimi anlayamadım.
    Portföy kısmındaki varlık edinimleri mevduat faizlerinden kaynaklı mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yurt dışında hisse senedi ve tahvil alımları.

      Sil
  18. Anlayamıyorum (iktisat eğitimim yok)

    Enflasyon çabuk yükseliyor, ama çabuk düşmüyor.

    Niye böyle?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Boşver anlamasanda olur.

      Sil
    2. Uçak da öyle değil mi? Çabuk yükselir ama düşüşü zaman alır.

      Sil
    3. Adsız 01.25
      Enflasyon çabuk yükselmesinin en büyük sebebi negatif faiz uygulaması. Bu uygulama tedarik zincirini oluşturan tüm kısımları hatta daha da öte türk lirasınına olan talebi sallandırdı aniden yüksek enflasyon belirdi. Bunun yavaşça düşmesinin sebebi gene piyasada tedarik zincirinde düşünün oluşan elementlerin binlerce farklı pozisyonu ve bağlaçları var hepsindeki fiyat değişimleri/kıpırdamanın durulması zaman alıyor. Örneğin marketten peynir alırkem sütü üreten çiftçinin aldığı yem ücretindeli değişiklik veya sütün fabrikada peynire çevrilirken kullanılan cihazın harcadığı elektiriğin oluşturduğu maliyetteki değişim. Aklınıza gelebilecek tüm pozisyonlardaki fiyat değişimi olası nihai ürününde enflasyona sebep veriyor. Haliyle durulması zaman alıyor

      Sil
  19. .cari açıktaki iyileşme iyi gibi görünsede, malesef önümzdeki günler icin issilik durgunluk ödenemeyen krediler gibi sıkıntılı günlerin habercisi gibi çünki yatırım ara malı hammade.ki ithalat yavaşlaması yavaşlayan bir ekonominin acı fren sesleri gibi geliyor bana turkiyeyi yuzde 1.2 gibi büyüme rakamlarının tatmin edecegini düşünmuyorumve nispeten enerji fiyatlarının katkısı ve altın kotasıda bizi hastayken tam saglıklı cekilemeyen bir kalp ekg si gibi şimdilik iyi gösteriyor..tamda sorumu burada sormak istiyorum hocam...zirveye vuran net hatanoksandan çıkan parayıda cari açiğa eklersek (ben önemli kısmının altın tacirleri tarafından yurt dışına çıkarıldgına inaninyorum) yinede cari acıkta iyi bir yıl gecirdik diyebilirmiyiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari açığı diğer konulardan soyutlarsanız iyi görünür ama işin içine büyümeyi de katarak bakarsanız kötü görünür.

      Sil
  20. Mahfi Hocam, yeni açıklanan evlilik ve çocuk yardımlarını nasıl buldunuz? Milletin evlenecek, çocuk yapacak hali kalmadı; bu sistemin iflasının itirafı anlamına gelmiyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonu çözememenin getirdiği, sistemi daha da bozacak önlemler.

      Sil
  21. Tarafsız objektif yazılarınız için teşekkür ediyoruz, siyasetin ve fanatizmin hayatın heryerine girdiği bir zamanda (yorumlardan anlaşılıyor) tarafsız kalmak ve gerçekleri yazabilmek, olacakları söyleyebilmek büyük sorumluluk.

    YanıtlaSil
  22. Mahfi Hocam, son yapılan yüksek oranlı köprü ve otoyol zamlarını nasıl yorumlamak lazım? Ekonomi yönetimi yapılan bu zamların lojistik maliyetleri dolayısıyla enflasyonu yükselteceğini bilmiyor mu? Ya da enflasyonla mücadelenin lafta kaldığını bir kez daha göstermiş olmuyor mu? Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüksek enflasyon yüksek kâr demektir.

      Sil
    2. Etkisi düşük. Alaattin Aktaş'ın hesaplamasına göre bu zamların enflasyon üzerinde fazla etkisi yok.

      Sil
  23. En iyi ihtimalle okuduğunu anlayamayan ya da anlamazlıktan gelerek trolleyen herkese ayrı ayrı cevap verecek sabrı bulmanız muazzam hocam. Yazı için de ayrıca teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun, ben onun da bir sosyal sorumluluk olduğunu düşünüyorum.

      Sil
  24. ihracatın 5-6 milyar dolar artması enflasyon yüzünden artan mal fiyatlarından geliyordur.İhracatcılarımız ya hiçbir gelişme gösteremiyor Ar-ge yapmıyor büyüyemiyor,yada en büyük pazarlarımız Ab Abd sıkıntıda ve uyguladığımız düşük döviz kuru meselesi adamlara akıllara zarar yükler getirmiş ihracatın bu tabloda 15-20 milyar dolar daha yüksek gelmesi beklenirdi,gerçi fiyatların yüksekliğinden oda Turizm geliri olarak kapanmış görünüyor.Şiir gibi tablo tam Türkiye'lik yakışanı yapmışız yine

    YanıtlaSil
  25. Hocam , bu konuda bilgim ve fikrim yok .2024 yılı için dolar kuru ortalama 50 TL , 2025 yılı için 70 TL olsa Excel tablosu nasıl olurdu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2025'de ortalama kur 70 TL olursa Excel tablosu yapmaya gerek kalmaz.

      Sil
  26. Birinci gelir hesabı bozmuş derken, Türkiye'deki yabancıların elde ettiği faiz veya temettüler mi negatife çevirmiş ? 8 milyar dolar fazladan, 5,6 milyar dolar eksiye tam olarak ne düşürmüş hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yabancıların geliri bizimkilerden fazla olmuş ve ara biraz daha açılmış.

      Sil
  27. Birbirinden güzel yorumları okuyunca bende yazmadan geçemedim. Benim başlıktaki sorunuza yazınızdan çıkardığım cevap cari açık sorununun bitmediği yönünde. Teknolojide enerjide bu kadar dışa bağımlı iken yurtiçin tasarruflar yetersizken günü kurtarmışız gibi geldi bana.

    YanıtlaSil
  28. Mahfi hocam vatandaşın hali ne olacak. Maaşlar yetmiyor biz ne yapacağız. Arabaya binemez olduk. Mazotun litresi 50 lira olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vatandaş borçlanacak.

      Sil
    2. 50 liralık benzin alıyoruz diyordu bazıları, onları bulup onlara sormak lazım.

      Sil
  29. Yüksek faiz ve vergilerle talep düşürüldü. Sanayi zayifladi. Altin kotasi filan derken iki çeyrek üst üste hafif küçülme yaşanması da cari dengeyi olumlu etkiledi. Ancak faizler düşürülüp de kurlara ayni baski sürdürülür ise cari dengedeki olumlu hava hizla bozulur ve cari açık yine yeniden hızla büyür. Çünkü talep giderek artar kredi genişlemesi büyür ithalat tekrar hizla yükselir ve döviz gereksinimi de paralel şekilde artar ve yukari yönlü baskı artar döviz tarafında. Kurlar serbest birakilirsa cari denge bozulmasi daha sınırlı olabilir ve sürdürülebilir sebiyede kalabilir. Fakat aynı anda yine hem faizi hem kuru ben belirlerim denilirse yandi gülüm keten helva.

    YanıtlaSil
  30. Hocam riskler artıyormu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet CDS primi yeniden 270'lere yükseldi.

      Sil
    2. 250'nin altı psikolojik sınır gibi.İnemiyoruz.

      Sil
  31. Merhaba
    Yurtdışı yerleşik şirketlerin kâr transferi, yatırım harcamalarının (yurtdışı) vs.cari açığa etkisi nedir. Böyle bir çalışma varsa verileri paylaşabilir misiniz. Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bulamadım. Bilen varsa yazarsa ben de öğrenmiş olurum.

      Sil
    2. Linki aşağıya bırakıyorum hocam.
      https://economicdataworldwide.org/emergingmarkets/turkey/tradedeficit/foreigncompaniesrelated/2024/fjbkfjnb_2564bhftymAsd

      Sil
  32. Hocam ülkedeki yoksulluk ve derin yoksulluk % kaçtır?
    Zenginler hangi ortamda servetlerine servet katmaktadır?
    Ülkede adaletli bir gelir dağılımı olsaydı yoksulluk ve derin yoksulluk tamamen bitirilebilir miydi?

    YanıtlaSil
  33. Hocam enflasyon Ocak da yüksek gelirse faizin artması gerekirmi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. % 6,7'den düşük geldiği sürece enflasyon yıllık bazda düşer.

      Sil
  34. Not: Trol değilim.

    Bu tür olaylarda bazen kafam karışıyor. Sizin tavsiyenizi öğrenmek isterim:

    Daron Acemoğlu'nun Atatürk'e eleştirel yaklaşması; iktisatçılığının kıymetini negatif etkileyen bir durum mudur?

    Daron beyi hedef gösterme niyetinde değilim, ismini açıkça belirttim çünkü yaşanan olay gizli-saklı değil, bizzat yazdığı kitapta Atatürk'ün eleştirdiği özelliklerinden bahsetmiş. [Daron bey yerine bir başka akademisyen de olabilirdi.]

    Olayı kişiselleştirme amacında değilim. Sadece; hem ülke çapında hem dünya çapında kıymetli çalışmalar yapan akademisyenlerin "çalışmalarının kıymeti" ile "Atatürk'e yönelik eleştirileri"ni birbirinden ayrı mı tutmak gerekir? Kafamın karıştığı yer tam olarak burası.

    Tavsiyenizi yazarsanız çok memnun olurum Mahfi bey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daron Acemoğlu'nun dediğini yorumlamak ve oradan sonuç çıkarmak bana düşmez. Ben Acemoğlu'nun Atatürk hakkındaki görüşlerine katılmıyorum. Bununla birlikte saygı sınırları içinde kalınmak ve hakaret içermemek kaydıyla herkesin, herkesi ve her konuyu eleştirebileceği görüşünü savunuyorum.

      Sil
    2. Atatürk'ü eleştirme hadsizliği fikir hürriyeti kapsamında değerlendirilemez.Bu görüşünüz beni çok üzdü. Atatürkçü bir kimliğiniz olduğunu sanıyordum.

      Sil
    3. Hiç merak etmeyin ben hepinizden daha fazla Atatürkçüyüm. Acemoğlu'nun görüşlerine katılmadığımı belirttim ama eleştiri hakkına saygım sonsuzdur.

      Sil
    4. Hocam 16:27'deki yorumun bir troll yorumu olduğu ol kadar belli ki... Çünkü en koyu Atatürkçüler bile eleştiriyi (hakarete varmadığı sürece) demokratik bir hak olarak görürler. Asıl eleştiriye tahammül edemeyip, eleştiriyi bir hadsizlik olarak görenler ise biatçılar, kör taassubçular ve kula kulluk edenlerdir. Her zaman olduğu gibi elma ile armut bilinçli olarak karıştırılmak istenmiş.

      Sil
  35. Gıda ihracatında dünya bize ambargo uygular mı?
    Haber başlıklarına bakar mısınız? Daha bunlar gibi niceleri var üstelik iç piyasada da tahşiş almış başını gitmiş :-( ne yiyecez ne içeceğiz??
    -Acilen Toplatıldı, Susamda 'Ölümcül' Tehlike
    -Almanya Türkiye'den Aldığı Narları Apar Topar Piyasadan Çekti
    -İspanya Sınırdan Çevirdi: Türkiye'den Gönderilen İncirde Korkutan Tehlike
    (kaynakları: gercekgundem.com)

    YanıtlaSil
  36. Sayın hocam yazılarınız okuyor ve takip ediyorum. Ekonomi alanında bir eğitim almadım ama son 3 yılda yaşanan gelişmeler hepimizi ekonomist yaptı! Yazınızda cari açık azaldı ama büyümeden feragat edildi demişsiniz.
    Şimdi soruyorum
    1.-) hem memura hem emekliye piyasa koşullarında zam verip bütçe açığını arttırmamak mümkün mü?
    2-) 1. Sorumda bütçe açığını arttırmamak mümkün elbette. Yine sizden okumuştum. Para basmak, borçlanmak, yeni vergi yada vergi oranı artışı yazmıştınız. Şimdi vergi artsa niye arttı oluyor. Borçlansa hazineye yük biniyor. Az maaş verse millet geçinemiyor. Para bassa enflasyon oluyor. Yani herkesi mutlu etmek nasıl olacak acaba
    3.) Rezerv artışı gerçek mi yoksa faiz indirimi ile beraber hem yüksek kur , hem azalan rezerv hem yüksek dolar etkisi olmayacak mı?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Suriyeliler Ülkelerine Dönerse Ekonomiye Etkisi Ne Olur?

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı