Büyük Sessizlik Kuramı
21 yaşındayken Pisa
Üniversitesinden fizik doktoru unvanı almış olan İtalyan asıllı Amerikalı
fizikçi Enrico Fermi (1901 – 1954) atom çağının mimarı olarak anılır. 1938
yılında faşizmin baskıları yüzünden İtalya’yı terk ederek ABD’ye yerleşti. Aynı
yıl uranyum ötesi elementlerin keşfi çalışmalarıyla Nobel Fizik ödülünü aldı.
Dünyanın ilk nükleer reaktörünün yapımı projesi olan Manhattan Projesinde lider
rollerden birini üstlendi. Buna ek olarak quantum teorisi de dâhil olmak üzere
fizik biliminin birçok alanına katkıda bulundu.
Fermi, evrende dünya dışında
uygarlıkların varlığı olasılığının yüksek olduğuna ilişkin tahminlere karşılık
bu tahminleri doğrulayacak kanıtların ya da herhangi bir iletişimin olmamasını
bir çelişki olarak ortaya koydu. Bu çelişkiye Büyük Sessizlik Kuramı ya da Fermi
Paradoksu adı veriliyor.
Bizim çocukluğumuzda uzay
hakkında bilgiler sınırlıydı. Henüz herhangi bir uzay teleskobu gönderilmemişti.
O nedenle uzaydaki yıldızlara, gezegenlere hızlı uzay gemileriyle
gidilebileceği sanılıyordu. O dönemde çekilmiş birçok film ve televizyon dizisi
gezegenler arası yolculuğu sanki Amerika’yla Türkiye arasındaki uçak yolculuğu
gibi gösteriyordu. İlk uzay teleskobu 1968’de gönderilmiş olsa da asıl olarak
1990’da gönderilen Hubble Teleskopu sayesinde uzayın birçok sırrı çözüldü. O
zaman anlaşıldı ki güneş sistemi dışındaki gezegenler gidilebilecek uzaklıktan
çok ötedelermiş. Bir başka ifadeyle ışık hızına bile ulaşılsa güneş sistemi
dışındaki gezegenlere ulaşmak zaman olarak mümkün değilmiş (ancak kara deliklerin
oluşturduğu solucan delikleri aracılığıyla ışık hızına ulaşılabilirse bu yolculukların
mümkün olabileceğine ilişkin görüşler var.)
Türkiye’de son yıllarda ortaya
çıkan sorunlar yüksek enflasyon, düşük büyüme gibi sorunlarla sınırlı değil.
Bunların yanı sıra gelir dağılımının hızla bozulmuş olması, orta sınıfın yok
olması çok büyük bir sorun olarak ortada duruyor. Nüfusun 17 milyonu Portekiz ortalamasında
yıllık gelire (kabaca 27 bin dolar), 17 milyonu Brezilya düzeyinde yıllık gelire (kabaca 10 bin dolar), 17 milyonu Tayland
düzeyinde (kabaca 7 bin dolar), kalan 35 milyonu da Ürdün düzeyinde (kabaca 4
bin dolar) yıllık gelire sahip durumda.
Buna karşılık örneğin özel
okulların yıllık ücretleri Portekiz’de yıllık 6 bin dolar, Brezilya’da 5 bin
dolar iken Türkiye’de 20 - 30 bin dolar dolayında bulunuyor. Özel okul ücretleri
yıllık kişi başına geliri Türkiye 4 katı dolayında olan Fransa, Almanya ve İtalya’da
20.000 dolar dolayında.
Eskiden Türkiye’de gelirler
düşüktü ama hayat Avrupa kadar pahalı değildi, bir başka ifadeyle satın alma
gücü yüksekti. Satın alma gücü paritesine göre kişi başına gelirimiz bugün de
yüksek gibi görünmekle birlikte bunun düşük tutulan kurdan kaynaklanan bir yanılsama
olduğunu biliyoruz. Kiralar, otomobil fiyatları, gıda maddeleri fiyatları Avrupa’dan
ve dünya ortalamalarından daha yukarıda. Bu gelişme, son on yılda ve özellikle
de faiz neden enflasyon sonuç yaklaşımının yaşama geçirildiği son birkaç yılda çok
daha görünür hale geldi.
Yaşamın giderek daha pahalı hale
gelmesine karşılık bu duruma ses çıkaranların sayısı fazla değil. Herkes
sessizce artan fiyatlara uyum sağlamaya çalışıyor. En fazla itiraz kişi başına
geliri nispeten Avrupa düzeyinde olanlardan çıkıyor. Tayland, Mısır düzeyinde
kişi başına gelire sahip nüfusun çoğunluğundan kendi aralarındaki itirazlar
dışında ses çıkmıyor. Bir bölümü bu durumu dünyada kendilerine verilmiş bir
sınav olarak, bir bölümü kader olarak kabullenip susuyor.
Büyük sessizlik kuramı bizim
buralarda böyle işliyor.
Hocam merhaba yazılarınızı yeni yeni okumaya başladım ve çok faydalı buluyorum biraz daha fayda kazanmak için size bir sorum olacak cevaplarsanız sevinirim şimdiden teşekkür ederim . Devalüasyon olma durumu nedir ? Ve zamanını bilmemiz mümkünmüdür ?
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilBilmek şimdilik mümkün değil.
Makarna ve ekmek fiyatlarına sınırlama gelir. Gerekirse devlet sübv.eder. Düşünsenize 2 yıl boyunca ekmek 15 tl , makarna 20 tl de kalacak. Oy patlaması olur
SilTeşekkür ederim sağlıcakla kalın
Sil"Büyük sessizlik kuramı" diye birşey yok. Halkın tarihsel hafızasında siyasi muhalefete güvensizlik yatıyor. Gerçek bir siyasi önderlik altında bu düzeni bir günde değiştirir.
SilSessiz kalmayı tercih ediyorum. Peki neden?
SilHocam kaleminize sağlık. Kafayı yiyorum insanlar emeklerinin karşlığını o kadar kolay ve sorgusuzca nasıl verir aklım almıyor. Çoğunluk sevmediği mutlu olmadığı işlerde çalışıyor zamanını emeğini satıyor bunun karşılığında bir kahveye bir elbiseye ayakkabıya çok abartılı fiyatlarla takas ediyor. Herkes kabullenmiş bu fiyatları en çok zoruma giden bu. Birileri bu fiyatlarla hiç zorlanmadan bir kahve dükkanı yatırımını 7-8 ayda amorti ediyor üstüne zenginliği ile trafikte canımıza kast ediyor. Ama millet o kadar duyarsız ki...
SilCehalet egemen olunca insanlar tepki vermeyi bilmiyor ya da baskı rejiminden dolayı çekiniyor.
YanıtlaSilİkisi de.
SilSadece karbonhidratla beslenen insan tepki veremez
SilBakınız,inek,koyun gibi canlılar otla beslenir,yaşamında zeka göremezsiniz.Aslan,kaplan,sırtlan gibi etle beslenenlerde akıllarını kullanma becerisini gösterirler.
SilHocam bu aralar , bilim teknoloji kitaplarına sardınız sanırım.
YanıtlaSilOndan değil, hep meraklıyım ama düz yolla sorunları anlatamayınca bir de bu yolla deneyeyim dedim.
SilHarika bir yazı olmuş Hocam. ama siz yeni bir yol bulma çalışmalarına başlayın :). Birde Bu toplum neden gerçekliğe değil, güce bağlı? sorusununun cevabını bulabileceğimiz bir yazı iyi olacaktır.
Sil"Bir başka ifadeyle ışık hızına bile ulaşılsa güneş sistemi dışındaki gezegenlere ulaşmak zaman olarak mümkün değilmiş."
YanıtlaSilHocam bu bilginiz hatalı. Karadeliklerin oluşturduğu wormhole'lar vasıtasıyla galaksiler arası seyahatler yapılabilir ışık hızına ulaşırsak.
Onu da ekleyelim.
SilAdsız 15.15 Solucan delikleri sadece bir teori. İspatlanmış bir şey değil.
SilKendini bilge sananlar da bilimi Interstellar'dan öğrenince bu kadar oluyor işte. Cahil tamam cahil de esas sıkıntı bu arkadaşlar. Sanırsın kendi gidip gelmiş solucan deliğinde :D
SilKaradelikler vs gibi kavramlar kanıtlanmış şeyler değil. Kanıtlanmadıkları gibi ne olduklarıda belli değil. Yani ulaşım amaçlı kullanılamazlar. Bırakın galaksilsr arası yolculuğu çok konuşulup onlarca belgesel çekilen Mars yolculuğu bile bugünlü teknoloji ile mümkün değil. Sadece algı amaçlı belgeselller çektiriyor Amerika. Bugğn Marsa gönderilecek bir uzay gemisi saddce içinde bulunan insanların su ihtiyaçlarını bile taşıyamaz. Çünkü o büyüklükte bir uzay aracını dünyadan kaldıramazsınız. Hsizlere anlatılan her şeyi sorgulayın.
SilHocam, 'Onu da şimdilik tam olarak eklemeyelim.' (Bkz. Anonim 'Adsız' kullanıcısının ilgili yorumu)
SilÇok fazla detaya girip, sizin iki farklı alandaki ilişki ve benzerlikleri kullanarak yaptığınız başarılı tasviri gereksiz yere uç bir noktaya çekmek istemem. Ancak, Adsız arkadaşımın oldukça eksik kalmış açıklamasını düzeltmek ve güncellemek isterim.
Solucan deliklerinden geçen bir cismin madde yapısını koruması, günümüz fizik bilgisine göre büyük ölçüde imkânsız kabul edilir. Teorik olarak geçilebilir solucan delikleri Kip Thorne gibi fizikçilerin çalışmalarıyla tanımlanmış olsa da, bu yapıların stabil kalabilmesi için egzotik madde gibi henüz keşfedilmemiş fiziksel koşullara ihtiyaç vardır. Ayrıca, böyle bir geçişte karşılaşılabilecek şiddetli gelgit kuvvetleri, yüksek enerjili radyasyon ve kuantum dalgalanmaları, maddenin yapısını bozacak düzeyde olabilir. Dolayısıyla, solucan deliklerinden geçişin mümkün olup olmadığı bilinmemekle birlikte, eğer mümkünse bile bir cismin bu süreçte bütünlüğünü koruyarak geçmesi günümüz teorilerine göre oldukça düşük bir ihtimaldir.
Mustafa Yüksel10 Mayıs 2025 21:43
SilSolucan delikleri teori ama ışık hızında seyahat pratik mi? :)
Türkiye’de yaşanan gelir dağılımı bozukluğuna dair güzel özet. İmam Gazali kaderi ibn-i Rüşt aklı ön plana çıkardı.
YanıtlaSil🙏
Sil"Eskiden Türkiye’de gelirler düşüktü ama hayat Avrupa kadar pahalı değildi, bir başka ifadeyle satın alma gücü yüksekti." Doğru tespit hocam. IMF Nisan'25 World Outlook raporunda satın alma paritesine GSYH'de 11. likten 12. liğe düşmüşüz.
YanıtlaSilAyrıca bu ölçümler kur düşük tutulduğunda pek bir anlam ifade etmiyor.
SilFakir olduk fakir
YanıtlaSilGalaksiler arası seyahatin imkansız olduğu 1990'larda çok önce biliniyordu. Fermi paradoksu zaten 1950 tarihli.
YanıtlaSilBilim adamları biliyor olabilir ama genel olarak bilinen bir şey değildi.
Silelinize sağlık
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam merhaba , bu ataletten kurtulmanın yolu üretimdir.Sizce en kısa zamanda üretim yapmak mümkün mü?
YanıtlaSilÜretim sorunu olduğu kesin ama asıl sorun yanlış ve bilim dışı politikalardır.
SilPortekiz'de özel okulların yıllık 6000 USD olduğuna inananlar için elimde satılık köprü var.
YanıtlaSilSon dönemde bu hata çok yapılıyor.Google'a "Portekiz'de özel okul fiyatları nedir?" diye sorup , karşısına çıkan ilk bilgiyi yazınca sonuç bu oluyor. Okul okul bakın bakalım. Ben rastgele beş okulun resmi internet sayfasına baktım sadece. Emin olun 6000 USD diye bir şey yok.
Bu arada Türkiye'de de bütün özel okullar 30.000 USD değil tabii ki.
Mahfi Hocam'ın yazdığı doğru. Bir örnek vermek gerekirse, Portekiz'in iyi özel üniversitelerinden biri olan CESPU'da bu yıl diş hekimliği lisans eğitimi yıllık 7631 euro, eczacılık 6359 euro. Şuradan ücretleri görebilirsiniz : https://www.cespu.pt/media/1203115/IUCS_Tabela-Emolumentos-2024_25_FINAL_28jun24_Site.pdf
SilAncak, Avrupa Birliği vatandaşı olmayanlar için ya da İngilizce eğitim veren bölümlerde fiyatlar yıllık 12-15 bin euroya kadar çıkabiliyor. Başka Portekiz özel üniversitelerinde de yıllık ücretler 3 bin eurodan başlıyor. Genelde %2 vade farkı ekleyip 12 taksitte ödemek mümkün.
Eindhoven da bir özel ilkokul ISE nin aylık ücreti bir kaç yıl önce 600 eur du. Gerisini hesap edebilirsin (belki)…
SilHocam bu özel okul konusuna değinseniz biraz.Sizin görüşünüz nedir? Özel okul bir gereklilik midir Türkiye'de artık?
YanıtlaSilEskiden çocuklar İngilizce veya bir yabancı dil öğrensin diye özel okula gönderilirdi şimdi bilim öğrensin diye gönderiliyor.
SilÖzel okula gönderme nedeni, parası yeten ebeveynin çocuğunu çağ dışı eğitmden aıyırma isteği.
SilDevlet okulunda çağ dışı ne öğretiliyor?
SilÖzel okula gönderme nedeni, parası yeten ebeveynin çocuğunu parası yetmeyen ebeveynin çocuğundan ayırma isteği.
SilCehalet ve kültürün din ile şekillendiriliyor olması insanları düşünmekten hakkı olanı istemekten ki bazen hakkı oldugunu bile düşünmekten alıkoyuyor. Temelden başlayıp insanlara en azından basit ekonomik bilgilerin öğretiliyor olması belki bir uyanış yaratacaktır ancak bu da uzun zaman alacak bir süreç. Fakirleştirilerek mecbur bırakılan toplumun ışık hızıyla uyanması ve bu büyük sessizliğin büyük bir haykırışa dönüşmesi gerekiyor yoksa halimiz duman
YanıtlaSilHocam (17x3)+51=102 milyon nüfus çıkıyor.
YanıtlaSilDüzelttim, teşekkürler.
SilSuriyelileri sayarsanız öyle zaten.
Sil"21 yaşındayken Pisa Üniversitesinden fizik doktoru unvanı almış olan İtalyan asıllı Amerikalı fizikçi Enrico Fermi ....."
YanıtlaSil-Enrico Fermi Pisa Universitesi'nde değil, Pisa'daki "Scuola Normale Superiore" de okudu.
-Buradan doktor ünvanı almadı, "Laurea" denilen bir ünvan aldı.(Bugünkü master'den biraz daha saygın ama Phd değil)
-İtalyan asıllı Amerikalı değil, direkt İtalyan, zira Amerika'ya geldiğinde nerdeyse 40 yaşındaydı.Vatandaşlık alsa da Amerika'da sadece 14 yıl yaşadı.
Teşekkürler bu bilgiler için.
SilSerbest piyasa ekonomisi degil mi hocam bu?
YanıtlaSilNoel baba gibi seylere inanan 51 milyon "insan" varsa bu grup kapitalizm duzeni tarafindan kullanilmayi hak etmiyor mu? Kapitalizm bu degil mi?
Bu ekonomi değil, akıl ve zeka.
SilHocam elinize sağlık, teşekkürler. Dördüncü paragrafta "17 milyon"dan biri 7 milyon olacaktı herhalde?
YanıtlaSilOradaki hatayı düzelttim, sağ olun.
SilArtık gerçekler bizden ışık hızıyla uzaklaşıyor . Bizler de birbirimizden ışık hızıyla uzaklaşıyoruz . Gerçekleri yakalamak için ışık hızının 2 katından hızlı gitmemiz lazım. O da bilinen doğa yasaları ile imkansız .
YanıtlaSilIşık hızı çok mümkün sanki:)
SilTespitlerinize tamamıyla katılıyorum. Ancak toplam Türkiye nüfusu hesaplarda tutmuyor, kalan 51 milyon yerine 34 milyon olmalıydı diye düşünüyorum.
YanıtlaSilDüzelttim, sağ olun.
SilAdsız 17:34 Hesap doğruydu. Hatta az bile yazıyordu. Niye düzelttirdin?
SilBu defaki yazınızı anlamakta biraz zorluk yaşadım. Giriş bölümünde verdiğiniz bilgi ile kuramın ekonomi ile ele alınışı biraz karışık geldi. Gelir düzeyine göre ülkelerle benzerlik gösteren grupların o ülke gelir düzeyinde olmasına rağmen harcama dezavantajını (özel okul ücreti) ortaya koymuşsunuz, sonrasında vardığınız itiraz yargısında konu iyice bulanıklaştı bende. Biraz fermuar usulu gibi ikinci okuyuşumu paragrafları aşağıdan yukarıya okudum, bilgiler daha iyi oturdu aklımda.
YanıtlaSil🙏
SilDeğerli Hocam,
YanıtlaSilYeni anlatma yönteminiz çok iyi, cümlelerinizdeki detaylara takılan yorumlara da bakınca, bizde herkese bir Hubble verebilsek de görebilse herkes diyeceğim ama, nereden bakacağını da bilemeyen nesiller yetiştirdik. Temelde eğitim o kadar geriye gitti ki, üniversite kalitemiz uluslararası düzeyde neredeyse kayboldu; ilk öğrenim için de az sayıda kalan üst düzey devlet ve özel okul arasında sıkıştı. Arz talep dengesizliğinin bu fiyat dengesizliğini oluşturduğunu düşünüyorum. Tam tersine özel okul sayısının artacağını ve talebe yanıt verebilenlerin sürekli olacağını göreceğiz. Hubble’ın gücünü ve vizyonunu kavrayan nesiller dileği ile.
🙏
SilToplum başına gelenlerin ve hızla süren fakirleşmenin sebebinin hukuk devleti olmaktan uzaklaşmak ve adaletsizlik olduğunu henüz idrak etmiş değil. O yüzden sebebini anlayamadığı şeye nasıl tepki vereceğini de bilmediği için susuyor
YanıtlaSilGeçmişte bu kadar suskun değildi.
SilYa hiç sormayın asgari ücretli 23 yıl öncesine göre çok fakirleşti(!)
Silasgari ücretli 2001'de 100$ alabilirken şimdi 500$ alabiliyor.142 kg ekmek alabilirken şimdi 320kg alıyor 6-12kg dana kuşbaşı alabilirken şimdi 34-40kg alabiliyor
Ercan Caner12 Mayıs 2025 00:29
SilHayır, fakirleşti diyorsak fakirleşti. Bunu araştırmadan doğru kabul edip buna göre yorum yapmalısınız.
2001 yılında çalışan nüfusun yüzde kaçı asgari ücret alıyordu, şimdi %50 ye yakını asgari ücret alıyor. Genel standardın aşağı doğru çekildiğinin farkında olmanız gerekiyor. Gini Katsayısı git gide kötüleşiyor derken bu ifade ediliyor.
SilHocam Portekiz düzeyinden daha üst bir gelire sahibim. Yıllardır fiyatlara bakmadan alışveriş yapan bir insanım. Bugün bir markete girdim (Muasır ile eş anlamlı ismi güya (!)) birkaç avuç siyah üzüm aldım. Bir dilim (tek yaşayan insanım) karpuz aldım (dilim 59.95 TL) yazıyordu. Geçerken bir tarttırayım dedim üzüm 241 TL, kapuza 121 TL yazdı. Kilosuyla değil tonuyla alacak gelirim olmasına rağmen protesto edercesine bıraktım. Çok çok büyük hatalar yapıldı (özellikle 2018-2023) ama bu ahlaksızlık ve arsızlık bazı insanlara yapıştı, artık kolay kolay bu huylarından vazgeçeceklerini sanmıyorum.
YanıtlaSilMaalesef
SilKarpuz ve üzümün zamanı mı? Zamanı gelince fiyatlar düşecek. Bu kadar basit
SilAdsız10 Mayıs 2025 18:19
Sil1 ton karpuz sadece 121.000 TL yapar. Bence o kadar da zengin değilsiniz.
Hocam şu an Dolar hesapları epey yanıltıyor. İçerde sürdürülmesi imkansız bir dengesizlik var. Son kez direnç gösteriyoruz gerçeklere karşı. Reform eşiğini geçtik. Tümden yenilenme gerekiyor.
YanıtlaSilTeşekkürler
Sağ olun.
SilMerhaba Mahfi Hocam. Yazı için emeğinize ve kaleminize sağlık.
YanıtlaSilFermi beyin göçüyle huzurlu çalışabileceği bir ülkeye gitmiş. Gençlerimiz de benzer arayış içindeler. İtiraz etmeyenler uzaylılar gelene kadar ses çıkarmayacaklar. Uzaylılar gelmeyeceğine göre, sessizlik bir veya iki nesil sürecek gibi gözüküyor. Saygılarımla
😊
SilHocam ekonomik anomalileri kabaca son yılı kabaca yaklaşan tehlikeyi inkar etmeye harcadık ve şimdi kanserin son evreleri gibi bir durum içindeyiz yani bir nevi çoklu organ yetmezliği gibi ve tedavi riskleri de çok riskler taşıyor haliyle,hocam benim sorum şu burdan maç doner mi sizce?
YanıtlaSilDöner. Yeter ki döndürmeye uğraşacak insanlar gelsin.
SilHocam bu durumdan nasıl çıkılacak kurları bıraksalar bugünkü fiyatları bile mumla ararız tekrar enflasyon çok yükselecek tekrar ücret zamları gündeme gelecek bu böyle bir kısır döngüde sürüp gidecekmiş gibi duruyor. Bundan kurtulmanın tek çıkar yolu bence yeni bir seçim, yeni bir iktidar, yeni bir hikaye den başka yolu yok gibi
YanıtlaSilÖyle görünüyor. Sorunları yaratanlar sorunları çözmek yerine büyütüyorlar.
SilSn eğilmez enflasyon 32-33 olabilir diyor.buna durumda faizlerde o seviyelere inecek demektir.
Sil*Bakan Şimşek' in açıklamalarına göre:geçen sene enflasyonun yüzde 44'e indi ve 20 puanlık ciddi bir düşüş oldu... Bu sene için hedefimiz 20'li rakamlar...
*temel mal enflasyonu ciddi bir şekilde düştü. Yüzde yirmi civarı. Gıda enflasyonu alkolsüz içekler dahil olmak üzere yüzde 36 civarı. *Hizmet enflasyonu yüksek seyrediyor. Burada da yüzde 55 civarı bir hizmet enflasyonu var...genel anlamda mal enflasyonuna baktığınız zaman yüzde 31 civarına inmiş durumda..
Mahfi hocam, Sermaye Piyasaları Konferansı 2 de ki konuşmanızı ararken youtube da sizin blog yazılarınızı yapay zeka ile seslendirmesini yapan iki kanala denk geldim. Siz neden spotify ve youtube a podcast şeklinde yüklemiyorsunuz?
YanıtlaSilBen yazmayı tercih ediyorum.
SilHocam yazmayı eskiden genelde köy kadınları tercih ederdi.Şehirli kadınlar ise eşarp , fular, veya şal kullanırlardı.
SilTeknoloji ilerlerken, hergun bulus ustune bulus yapilirken dunyanin bir anda otokrasi denen sacmaliga, orta cag zihniyetine donmesinin izahını bulamiyorum. Bu çağda bu dönüş inanilir gibi değil. Galileo dan tutunda Fransiz Devrimcilerine kadar hepsi boşa ölmüş gibi şuan...
YanıtlaSilBen de bulamıyorum.
SilHocam hala bulamadıysanız yardım edelim, birlikte arayalım.
SilHer işi ehline vermek lazım her ekonomistim diyene güvenirsen ve kimse itiraz etmezse olacağı bu.
YanıtlaSilHocam ülkede şöyle bir hava hissediyorum sanki herşey batmış bitmiş ve kabullenme evresi içindeyiz. Tek derdimiz biraz daha ömrümüzü uzatmak. Yoksa kimsenin bir şeylerin düzeleceğine bu durumdan çıkacağımıza inancı kalmamış tek beklenti biraz daha zaman kazanmak. BİZE UYAR :)
YanıtlaSilİşin ilginci çıkış yolu için aynı yerlere geliyor toplum.
SilBizim Mahalleye Ne Oldu?
YanıtlaSilVaktiyle bir yer vardı bu memlekette, adı Orta Mahalle’ydi. Ne zenginlik taşardı sokaklarında ne de derin bir yoksulluk. Ama herkesin başını sokacak bir evi, çocuklarını göndereceği düzgün bir okulu, ay sonunu getireceği bir maaşı vardı.
Orta Mahalle’de insanlar zengin değildi ama kimse aç da kalmazdı, ezilmezdi, aşağılanmazdı.
Hayat, kıt kanaat ama onurluydu.
Sonra ne mi oldu?
Şartlar değişti.
Orta Mahalle tabelalardan silindi. Ne alt mahallenin yoksulluğuna dâhil hissediyorlar kendini, ne üst mahallenin bolluğuna ulaşabiliyorlar.
Arada sıkışmış, suskun, yorgun bir kalabalık...
Eskiden Orta Mahalle sakinleri "Evimizi zor da olsa alırız." derdi. Şimdi ise "Kiramı nasıl ödeyeceğim?" diye uykusuz gecelere uyanıyor. Yine bir zamanlar "Çocuğu üniversiteye yollarız, okur bir şekilde." diyen Orta Mahalleliler, bugün "Kantin parasını nasıl vereceğim?" diye kara kara düşünüyor.
Ve en kötüsü: susuyor.
Neredeyse hiç ses yükselmiyor. İnsanlar birbirine fısıldıyor, yüksek sesle konuşmak istemiyor.
Orta Mahalle’de böyle bir hayat sürülüyor.
Mahalle hâlâ ayakta, ama orta katı yok. Sadece üst ve alt var artık. Aradaki merdivenler kaldırılmış.
Belki bir gün biri bu sessizliği bozar.
Belki bir gün merdivenler yeniden kurulur.
👍
SilMahfi Hocam, yıllardır kafamı kurcalayan bir soru var: Türkiye ekonomisi, bu verimsizlikle, bu maliyet yapısıyla, hele hele son dönemde iyice abarttığımız değerli TL politikasıyla ihracat seviyesini nasıl koruyabiliyor? Hayali ihracattan şüphelenmeli miyiz?
YanıtlaSilSanmıyorum. Biz ne kadar üretim yapmıyor gibi görünsek de aslında üretim yapan bir ekonomiyiz. Sorunumuz markamızın olmaması ve ürettiklerimizin vazgeçilmez ürünler olmaması nedeniyle ucuz kalması.
SilMahfi Hocam, siz de alt gelir gruplarından ümidi kestiniz sanırım?
YanıtlaSilKesmedim ama kesme noktasına doğru ilerliyorum.
SilHocam kesme noktanız, yani break-even point neresidir?
SilHocam merhaba bu bir eleştiri ve tespit yazısı olucak.Yanlışım varsa lütfen düzeltin beni.Düzeltin ki doğrusunu bilelim.
YanıtlaSil1950den sonra belki Ecevit hariç ve geldiği durum itibarıyla da Menderes hariç hemen hemen bütün iktidardakiler Amerikanın Ortadoğudaki valisi olmuştur ya da oluyordur. Bu öncelikle soğuk savaş döneminde bir zorunluluk mudur değil midir bilemem. Bu genel valiler ya da bizim cumhurbaşkanı ya da başbakan dediğimiz kişiler belki seçim zamanı çok sıkıştıkları zaman milliyiz yerliyiz halkın yanındayız deyip yalandan aldıkları birkaç aksiyonla aslında böyle olmadığını göstermekte ancak büyük resim sabittir ve bellidir. Şimdi biz aşağı yukarı 75 yıldır böyle bir yönetimin altında yaşıyoruz. Makam büyüklerimiz bu şartlarda çok da bağımsız politika izleyememekte.
Bunların üzerine G-20deki Arjantin gibi ülkemiz de popülist politikalardan çokça nasibini almaktadır. Halkımız da bilmiyorum belki ülkemize demokrasi tepeden inince ve biz de bunu içselleştirmek için gerekli bedeli daha önceden ödemeyince bu popülist politikaların da halkımıza tatlı geldiğini düşünmekteyim.
Ben Türkiyedeki insanların enflasyonun çok da düşmesinden taraf olduklarını düşünmüyorum hocam. İşçi esnaf emekli işveren hatta hükümetin. Bence bu belki biraz ağır olacak ama Türkiyede cehalet bence yok hocam Türkiyede olan şey maalesef ahlaksızlık. Ve bu hemen düzelecek birşey değil.
Hal böyle olunca belki hükümet insanlara istedikleri şeyi veriyordur diye düşünüyorum. Hükümetin görevi bu mudur diye soracak olursanız bağımsız bir hükümetin bu değildir diye cevap verebilirim sanırım. Siz nasıl değerlendirirsiniz bu durumu bilmiyorum.
Saygılar.
Dünya'nın süper gücü ve süper ekonomisi olan Amerika Birleşik Devletleri'nin ırk dağılımı şu şekilde:
Sil%60 oranında Avrupa kökenli İngiliz, İrlanda, Alman, Fransız, İtalyan, Hollandalı'lardan oluşuyor.
Şimdi soruyu şu şekilde sormalıyız:
Bu %60 genetik oran Hispanik veya Latino kökenli olsaydı, Amerika Birleşik Devletleri yine süper güç ve süper ekonomi olur muydu?
Bir tek şey söyleyeyim: Menderes hariç değil.
SilSöylediğinize katılıyorum hocam Menderes politikalarıyla belki değil ancak göreve gelme açısından seçilme açısından sonrakilerden çok daha bağımsız diye düşünüyorum hocam.
SilAmerika’yı ülkeye sokan adam . % 330 enflasyon la ülkeyi bıraktı.
SilMahfi Eğilmez11 Mayıs 2025 14:58
SilMenderes bu ülkenin yetiştirdiği en saygın politikacılardan biri değil midir?Neden hatırasına saygısızlık olarak addedilebilecek yorumlarda bulunuyorsunuz.
Türkiye 70’lerde ülke olarak fakirdi ama orta ve fakir halkın alım gücü daha dengeliydi. Maaşı kira ödemeye yeterdi. Mutfak harcamalarını yapardı. 1980-90’larda bu kesim daha da alım gücünü kaybetti. Ailelerde anne babaların ikisinin de çalışmaya başlaması gerekli oldu. Sonra 2000’lerde AKP geldi. İlk 10 yıl iyi idi. FED’in politikaları da etkiliydi bu dönemde. Döviz yıllarca düşük kaldı. 2013’ten sonra Bernanke kararları ile AKP özellikle çuvallamaya başladı. Uzun yıllar ucuz döviz de artmaya başlamıştı 2011’den sonra. AKP bundan sonra iflah olmadı. (Aslında baştan da öyleydi ama kerameti kendinde sandı, FED politikaları sayesinde ucuz döviz ilk 10 yıl avantaj sağladı. Enflasyon da dövizle bağlantılı olarak düşük kaldı. Ayrıca AB’ye giriş rüyası ve Derviş Politikalarımın rantını yedi bu dönemde.) 2013’ten sonra AKP hem demokrasi hem ekonomi alanında rotayı kırdı, çok başka bir şeye dönüştü. Tanınmaz oldu. Baskıları artırdı, özgürlükleri kıstı, ekonomi çok patinaj çekti. Bugün orta ve alt gelir grubu kirasını zor ödüyor, mutfak harcamalarını zor karşılar oldu. 70’lere göre çok daha kötü hale geldi. (70’lerde tabiki geçici olarak ambargolar nedeniyle kuyruklar oldu, halk siyasi olarak bölündü ama düşük gelirli halk, yine de gıdasını alıp, kirasını ödeyebiliyordu. ) AKP döneminde ayrıca Romanya, Endonezya, Malezya, Vietnam ve Polonya gibi ülkelere karşı da geri düştük. Tabi ki bu 24 yıl boyunca GSMH arttı ama benzerlerimize göre az arttı, geride kaldık. AKP’nin 24 yıllık karnesi toptan değerlendirildiğinde, zararı yararından çok olmuştur. Ayrıca çok büyük sorunlar ekonomik, demokratik, sosyal, siyasi açıdan birikti, basınç yaratıyor artık. AKP Türkiye’yi, Türkiye AKP’yi taşıyamaz hale geldi.
YanıtlaSilSon cümleniz çok çarpıcı.
SilMahfi Eğilmez11 Mayıs 2025 15:08
SilHocam kendisine ait değil maalesef. Yılmaz Özdil'e ait bu ifade.
https://sozcu.com.tr/gundem/yazarlar/28_04_2012/yilmazözdil/halipurmealimiz/hghghg_&trfh78hfh_yyf
Sayın 16.06, 12.10 ben. Hayatımda 3-5 Yılmaz Özdil makalesi ya okumuşumdur ya okumamışımdır. Üzerinden 13 yıl geçmiş, ilginç, ben de kullanmışım. Linki tekrar gönderirmisiniz tekrar, bu açılmıyor. Sözcü gazetesinde en son 2014 yılı makalelerine ulaştım.
SilBizden bu kadar oluyor be hocam. Adam uzman doktor olmuş halk da bunu meclise göndermiş. Söylemi 'halka döviz satışı yasaklansın' oluyor aynı mecliste. Bizi yüzyıllarca yapay zeka yönetmeli. Başka çıkışımız yok bu şartlarda.
YanıtlaSil😯
SilGeniş işsizlik %30'lara dayanmış durumda. Çalışma izni olmadan kaçak çalışan mülteciler engellense, bu oran ne olur bilmiyorum lakin şurası çok açık ki yatırımlar yetersiz kalıyor. Bu hükümetin bir şey yapacağı da yok. Çünkü aksi olsaydı geniş işsizlik bu kadar çok olmazdı. Bu yüzden bu hükümeti geçtim, acaba bundan sonraki hükümet madde madde ne yapmalı ki yatırımlar artmalı?
YanıtlaSilYapılanların tersini yaparlarsa bir çıkış bulunabilir.
SilHarika bir yazı ve ilginç bir kuram. Bu kuramı bizim ekonomimize uyarlamanızı da takdir ettim. Ben de kendimce bu sessizliğin olası sebeplerini bize uyarladım:
YanıtlaSilBilim insanları Büyük Sessizlik’e farklı açıklamalar getirmiştir:
Gelişmiş uygarlıklar kendilerini gizliyor olabilir: Uzaylı medeniyetler, varlıklarını bilinçli şekilde gizliyor ve iletişim kurmaktan kaçınıyor olabilirler. + +Yandaşlık düzeniyle zengin olanlar varlıklarını bilinçli şekilde gizliyor ve iletişim kurmaktan kaçınıyor olabilirler.
Zeki yaşam çok nadirdir: Belki de yaşamın ortaya çıkması nadirdir, zeka seviyesinde evrimleşmesi ise neredeyse imkânsızdır.(bunu tekrar uyarlamama gerek yok)
Uygarlıklar kendi kendini yok ediyor: Bazı bilim insanlarına göre, teknolojik uygarlıklar belirli bir gelişmişlik seviyesine ulaştıklarında kendilerini yok etme eğilimindedir.
+Zeki insanlar daha az üreme yaptığı için toplumda zeki olmayanlar çoğunlukta olabilir.
İletişim kurma biçimlerimiz yetersiz olabilir: Uzaylılar bizim anlayamayacağımız farklı iletişim yöntemleri kullanıyor olabilir.
+Hem ayranım dökülmesin hem de bir takım şeyler hiç olmasın diye susanlar yalnızca arkadaş ortamında konuşanlar olabilirler(memurlar)
Teşekkürler, paylaşımınız için.
SilCehalet ve taassupla yoğrulmuş saplantılı beyinlere yok olma korkusu enjekte edilince, sürünmeye razı kitleler ortaya çıkıyor, dahası bunun kader olduğuna inanarak acılarını dindirmeye çalışıyorlar..!!!
YanıtlaSil😒
SilSayın Eğilmez, yazınızı dikkatle okudum bir kaç konuya açıklık getirmek istiyorum. Ülkemizde özel ana okulları ve kreşlerle birlikte yaklaşık 14.000 özel okul bulunuyor. Bu sayı toplam okul sayısının yaklaşık %18'ine denk gelmekte. Bu okullarda okuyan öğrenci sayımız ise 1.5 milyonun altındadır. Bu ise yaklaşık %9'a denk geliyor. Türkiye geneli ve ağırlıklı olarak İstanbul'da olmak üzere bahsettiğiniz 20-30 bin doları aşan okul sayısı toplam okul sayısının yüzde 5'ini zorlarsak 6'sını geçmemektedir. Anadolu'da özel okullar önümüzdeki sene için 150 bin lira eğitim ücreti almakta zorlanmaktadırlar. Örneğin Ankara'da 2000 küsür özel okul içinde bahsettiğiniz rakamın üzerinde fiyat açıklayan 2 tane okul bulunmakta ortalama eğitim ücretleri ise 250-300 bin bandındadır. Kaba bir hesapla 6-7 bin dolar civarında seyretmektedir. Diğer taraftan dünyanın bür çok ülkesinde veliler ya da özel okullar çeşitli kamu destekleri almaktalar. Konunun çok dinamiği bulunuyor ancak kısaca bir kaç ekleme yapmak, bilgi paylaşmak gereği hissettim. Yazılarınızı her zaman beğenerek okuyor, önemli kazanımlar elde ediyorum. Konu alanım olduğu için istişareye her zaman açık olduğumu bilmenizi ister, sağlıklı günler dilerim.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim değerli katkılarınız için.
SilEn baştan yazayım bu yorumum özel okul güzellemesi değildir.
YanıtlaSilGeçen gün proje yarışmalarında birincilikler elde edip ingiltere ve abd de üniversitelere başvuru yapan ve birden fazla üniversiteden kabul alan öğrencilerin haberi vardı. Lise çağında diyabet araştırması yapıp ödül alan öğrenci vardı. Yazılım, kimya, fizik konularında bu çocukların hepsinin elle tutulur gözle görülür gurur kaynağı başarıları varmış. haberi izlerken neden tüm liselerimizde böyle zeki öğrencilerimiz parlayamıyor dedim. Özel okullarda çok iyi farkına varılıp yetenekleri geliştirildiğinden aileler varını yoğunu çocuğu için harcıyor.
Öğretmen bu yurdun yetiştirdiği insan, öğrenci bu toprakların çocuğu eğitim sistemimiz tek müfredat, peki fark nerde?
Çok güzel bir yazı olmus. Elinize saglık. Çığlığa dönüp bakan olmayınca, eller semaya yöneliyor. Söz zaman lardaki yazıları niz dan iktisat biliminin kulağınıza bir şey ler fısıldağını duyuyor gibiyim. Kurlarda beklenilen düzeltme hareket ı son çeyrek te olabilir mi?
YanıtlaSilözel okul ücretleri bu kadar olmuş mu?Bence istanbul baz alinmis
SilHocam karanlik orman hipotezine bir goz atsaniz🙋🏻♂️
YanıtlaSilBiliyorum.
SilHocam, Çok enteresan bir metefor kullanmışsınız. Bende bu sessizlik korkutucu olmalı. Bence bu sessizlik geniş bir kesimin 70lerde yaşananlardan çok korkan bir nesil olmasından kaynaklanıyor. Yönetim de bu korkuya güvenerek ayrımcılığı köklüyor. Bu yüzden Bir daha silahlar patlamasın, çocuklarımız ölmesin korkusu 2015 seçimlerinde netlik kazandı. Dolayısı ile Fehmi paradox'un olası bir cevabı olan "Dark Forest" kavramına çok uyuyor. Bu durumda şöyle diyebiliriz: çok uzun zamandır gerçek açlık noktasına gelmeyi bekliyor toplum. O zaman korkunun ölüme çare olmadığını anlayacak.
YanıtlaSilSizi okumak her zaman hem eğlendiriyor, hem düşündürüyor. Teşekkürler Hocam.
🙏🙏🙏
SilÇok açıklayıcı bir benzetme olmuş inan profilimiz açısından . Çin'in kuşak ve yol projesi kapsamında Türkiye'ye yaptığı yatırımlar farklı vadelerde nasıl bir etki yaratır sizce.
YanıtlaSilTeşekkürler.
Sağ olun.
SilHocam siz de sağolun ama sorumu cevaplamadınız :)
SilEğer Türkiye, bugünkü risk yaratan ve kendini sürekli batıran ortamdan çıkmayı becerebilirse yaratır.
SilAz çok bütün yorumları okumaya çalıştım Benim için yorumları ve düşüncesi çok değerli olan Hocamın sorulara verdiği medenice, incitmeden ama bilimden de şasmadan verdiği cevaplar için kutlar Teşekkür ederim Uygar insana 👏👍
YanıtlaSil🙏🙏🙏
SilHocam daha önce Alaeddin Şenel'in Dinsel İdeoloji ve Gönüllü Kulluk kitabını okuyacağınızı belirtmiştiniz. Kitabı okudunuz mu ? Değerlendirme yazacak misiniz?
YanıtlaSilAaya bir sürü başka şey girdi. Ama an itibarıyla elimde, okuyorum. Bitirince yazacağım.
SilKafamda milyon dolarlık soru şu ve bir türlü cvp bulamıyorum sizce döviz bazında ikiye katlayan konut fiyatları kur devüle olursa tekrar aynı yere düşermiş dolar bazında yoksa devülasyondan tekrar nasiplenirmi?..ekmek peynir hadi birsekılde oluyorda kiraya dayanacak güc kalmadı:(
YanıtlaSil"Bir bölümü bu durumu dünyada kendilerine verilmiş bir sınav olarak, bir bölümü kader olarak kabullenip susuyor." En büyük problemlerimizden biride bu Kadercilik maalesef.
YanıtlaSilEvet maalesef öyle.
SilKeşke kadercilik ülkenin kaderi olmasaydı, ama yapabileceğimiz bir şey yok. Başa gelen çekilir
SilGünaydın hocam ilk başta okurken "Büyük Sessizlik Kuramı ya da Fermi Paradoksu" ile bağı kurmazken makalenin sonuna geldiğimde taşlar yerine oturdu. Elinize sağlık, teşekkür ederim.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilMahfi hocam, hindistan-pakistan, rusya-ukrayna, abd-çin tarafındaki gelişmeler ekonomide olumlu etki yaratır mı yoksa plasebo etkisi* mi yapar?
YanıtlaSilİkinci sorum merkez bankalarının açıklamaları, beklenti rakamları da plasebo etkisi olarak değerlendirilebilir mi?
*Plasebo etkisi, ilaç biliminde etkisi olmayan bir ilacı alan kişinin o ilacı içtikten sonra iyileşeceğine dair büyük bir inanç taşımasıdır. Aslında tedavi amaçlı olmayan bu ilaç kişiyi psikolojik olarak rahatlatır ve iyileşme beklentisi yaratır.
Önce olumsuzluğu yarat ardından o durumu kaldırıp olumlu bir durum yarat ve başarılı ol. Günümüz liderlerinin ortak özelliği.
Silrusya-ukrayna istanbul barış görüşmesi ve terör örgütünün fesih açıklaması bist100 e yaradı bugün iyi yükselişte, altın da düşüşe geçti.
SilGünümüzde her şey böyle hocam, insanlar alıştı hep çözümü sorun yaratandan beklemeye. Sen yaptın sen çöz (!) gibi değil, ancak sen çözersin (üstesinden gelirsin) gibi.
SilHocam o zaman bize solucan deliği mi lazım, oradan geçip müreffeh bir ülkeye ulaşalım ..
YanıtlaSilSolucan deliği bize yetmez.
SilSayın Hocam yıllardır yazılarınızı okuyorum. Sanırım benim açımdan en vurucu olanı budur. Kaleminize sağlık, saygılarımla.
YanıtlaSilTuna Türkbey
Teşekkür ederim Tuna Bey.
SilSevgili Hocam,
YanıtlaSilYazılarınız için çok teşekkürler, okumayı seven bizler için güzel oluyor.
Günümüzde artık anneler de çalışıyor. Eve 1 değil 2 maaş giriyor. Bu belki bir nebze de olsa sessizliği perdeliyor olabilir. Tek kişi çalışıp ev geçindirmek çok çok zor. Aynı zamanda evlilikler azaldı. Artık bir evde üniversite mezunu (iş bulabilirse) da çalışıyor. Eve giren para arıyor. Gençler zaten evliliğe de uzak (maddi durumlar ortada).
Teşekkürler, haklısınız.
SilYok... Toplumu iyi analiz edemiyorsunuz.
YanıtlaSilKıskanç bir toplumuz. Ve buda ülkeyi bugünkü durumuna getirdi.
Orta direk bir birini kıskanarak kendi kendini etkisiz hale getirdi.
Alt direk orta direği kıskanarak kendi seviyesine çekmeye çalıştı.
Orta direk düşünce, alt direk daha da düştü..
İster A partisi, ister B partisi gelsin. Hiçbir şey değişmeyecek.
Problem siyasi sebepli değil. Problem sosyal..
Hocam merhaba.
YanıtlaSilGüneş sistemi dışındaki gezegenlerin yolculuğu hakkında, önceden benim de yanıldığım bir yanlışlığı düzeltmek isterim.
Uzayda mesafeler ışık hızı ile gösterilir. Ve bu ışığın bir yılda aldığı mesafeyi gösterir. Ancak işin içine oraya yolculuk yapmamız girdiğinde durum farklılaşıyor. Yani cisimin aldığı hız ışık hızına yaklaştıkça, süre olarak daha kısa sürede varılıyor. Teoride cismin ışık hızına ulaşması imkansız kabul ediliyor. Ancak diyelim ki ışık hızının %90'ına ulaşıldı, bu durumda Görelilik kuramı devreye giriyor. Işık hızına yaklaşıldıkça mesafe kısalıyor ve mesela 1,58 ışık yılı uzaklıkta bulunan Oort Bulutu'na gitmek yaklaşık 9 ay olarak hesaplanıyor.
Ben de bir ekonomist olduğum için detayları algılamak ve aktarmak kolay olmayabiliyor. Ancak (en azından teoride) ışık hızına yaklaşıldığı durumda, uzayı keşfedebilmek imkansız olmaktan çıkabilir gibi duruyor.
Sevgiler,
Teşekkürler. Güneş sistemi dışında dünya koşullarına benzeyen en yakın gezegen ne kadar uzaklıkta?
SilEn yakın yaşanabilir gezegen olarak yaklaşık 4 ışık yılı uzaklıkta olan "Proxima Centauri B" geçiyor. Yaşanabilirden kasıt, ortalama -40 celcius derece sıcaklık bulunması ve su bulunabilme ihtimali. Tabi atmosfer tabakası, oksijen seviyesi, radyasyon seviyesi gibi koşullar devreye girdiğinde dünyamıza benzer bir gezegenin henüz bulunamadığı düşünülüyor.
SilTeşekkürler ben de böyle biliyordum.
SilBüyük sessizlik kuramının ana nedenlerinden biri de derin bir uyku halinde oluşumuzdur.
YanıtlaSilhttps://halktv.com.tr/ekonomi/eyvah-batiyoruz-10-gunde-24-fabrika-satisa-cikarildi-bin-727-sirket-iflas-937631h
"Barış istiyorsan savaşa hazır ol" derinliksiz düz anlamda dünya eksenininde gerçeklendi. Şimdi ülkeler arası (hindistan-pakistan, russia-ukrayna) barış görüşmelerinin olduğu ortamda savunma sanayi ihracat ve borsa değerleri ne olacak? Ülkeler barışı korumak için daha mı çok savunma sanayi harcaması yapacak yoksa harcamalar düşecek haliyle şirketlerin hisse değerleri de inecek mi?
YanıtlaSilRahmetli Asım Kocabıyık Beyfendi bir röportajında muhabirin ; “…peki bu şartlarda gelecekten halen ümidiniz var mı efendim” mihvalinden sorusuna özetle ; “ Ne haddime ümitsiz olmak, benim haddim değil, kaldı ki ümitsizlik ayıptır” demişti. Tabiki ümitli olmaktır yaşamın gereği, yüzümüzdeki tebessümün kaynağıdır umut. Delirizasyona girmeden tebessüme devam :)
YanıtlaSil👍
SilArmadillo kabuklu bir canlı. Tehlike anında ani bir refleksle kendini kapatır top şeklini alıp sessizce bekler. Tıp literatüründe de kasların kasılıp kalması gevşeme yeteneğinin sekteye uğradığı duruma Armadillo sendromu deniyor.
YanıtlaSilEkonomik koşullar toplumun büyük çoğunluğu için kriz niteliği taşıdığı halde bireyler sahte ya da geçici bir iyilik hali algısını tercih ediyorlar. Armadillo gibi dış etki ve zorluklara kapanma refleksi gösteriyorlar. Fermi nin büyük sessizliği oluyor.
Bu davranış uzun sürerse Armadillo beslenemez , bırakın gelişimi idameyi bile sağlayamaz , bu bütün canlılar için geçerli.
Hoca, dünya dışında canlı veya varlıkların olduğuna bende inanıyorum. Ama neden bizimle irtibata geçmiyorlar, sessiz kalıyorlar, içlerinden bi tanesi bize benzese iletişime geçerlerdi.. devamlı bizi izlemeylemi yetiniyorlar..
YanıtlaSilGiresunlu kurucusu olan özel okul zincirinin sahibinin hayatını okudum. Çıkardığım sonuç dershaneler özel okula dönüşmüş ve devlet bol keseden arazi teşviki ve cari transferler yapmış. Hademe bendim yonetici de bendim diyen kolej kurucusu ve bir de eski milli egitim bakanın biyografisi açıklıyor. Kusura bakmasın Gib ama zenginin çocuğu özel okulda okuyacak diye vergilerimiz çarçur ediliyor. Kamudaki Satınalma müdürlerinin çocukları da özel okulda ve özel üniversitede okumasınlar.
YanıtlaSilHocam elinize sağlık. Gün içinde yazılarınızı okumak farklı konuları düşündürüyor, ufuk açıyor. Teşekkürler.
YanıtlaSil