Yaratıcı Yıkım ve Sürdürülebilir Büyüme

Bu yılın Nobel Ekonomi Ödülü, büyüme kavramına yeni bakış açıları getiren üç iktisatçı arasında paylaştırıldı. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi Sveriges Riksbank İsveç Merkez bankası) tarafından Alfred Nobel anısına konulan 11 milyon İsveç Kronu (yaklaşık 1.210 bin dolar) tutarındaki ödülün yarısını Joel Mokyr’e yarısını da Philippe Aghion ve Peter Howitt’e verdi.

Joel Mokyr (Northwestern Üniversitesi, Tel Aviv Üniversitesi), uzun süredir üzerinde çalıştığı ve çeşitli yayınlar yaptığı bilginin ekonomik büyümeye dönüşme tezi nedeniyle ödüllendirildi. Akademi, ödülün verilme gerekçesi olarak Mokyr’in “teknolojik ilerleme yoluyla sürdürülebilir büyümenin ön koşulları üzerindeki çalışmalarını” esas aldığını açıkladı. Mokyr, bilginin niçin ve nasıl işe yaradığını öğrenen insanoğlunun büyümeyi sürdürülebilir hale getirdiğini öne sürüyor. Mokyr’e göre bu netlik sanayi devriminde ve ondan sonraki dönemde olmadığı için büyüme o dönemde sürdürülebilir bir nitelik kazanamadı. Mokyr’in önemli yapıtları arasında Zenginlik Kaldıracı: Teknolojik Yaratıcılık ve Ekonomik Gelişme (1990, Oxford Üniversitesi yayını), Bir Büyüme Kültürü: Modern Ekonominin Kökenleri (2016, Princeton Üniversitesi yayını), Athena’nın Hediyeleri: Bilgi Ekonomisinin Tarihsel Kökenleri (2002, Princeton Üniversitesi yayını) sayılabilir.

Akademinin, ödülün diğer yarısını paylaştırdığı Philippe Aghion (College de France, INSEAD, London School of Economics, Paris School of Economics) ve Peter Howitt (Brown Üniversitesi) “yaratıcı yıkım yoluyla sürdürülebilir büyüme teorisini geliştirdikleri” için ödüle layık görüldü. Bu ikili, 1992 tarihli ortak makalelerinde inovasyonun sıçrama yoluyla gerçekleştiğini öne sürüyor (Aghion, Philippe; Howitt, Peter, ‘Yaratıcı Yıkım Yoluyla Büyüme Üzerine Bir Model’, Econometrica Dergisi 60 (2): 323–351.) İkilinin ortak kitapları arasında 1998’de yayınladıkları İçsel Büyüme Teorisi (1998, MIT Yayını) ve Büyüme Ekonomisi (2008, MIT Yayını) önemlidir.

Aghion ve Howitt’in ödüle layık görülen çalışmaları aslında Joseph Alois Schumpeter’in 1942 tarihli Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi (Harper and Brothers Press, daha sonra Routledge yayını) adlı kitabında ortaya attığı “yaratıcı yıkım” tezine dayanıyor. Schumpeter bu tezi asıl olarak Marx’ın kapitalizm için öngördüğü yıkımın aslında yaratıcı bir yıkıma dönüşeceğini öne sürerek ortaya koymuştur. Schumpeter’in yaratıcı yıkım tezine göre daha iyisi geldiğinde daha kötüsünü üretenler, örneğin dijital fotoğraf makinesi üreten firmalar ortaya çıktığında analog makineleri üretenler, elimine olmalıdır. Devlet analog makine üreten şirketleri korumaya kalkışmamalıdır çünkü bunu yaparsa ilerlemenin, büyümenin önünü tıkamış olur. Daha ileri bir teknolojiyle daha kullanışlı bir mal üreten firma gelmişse ötekiler yıkılmalıdır. Piyasa ekonomilerinde girişimcilerin daha fazla kâr elde etmek için üretim tekniklerini sürekli olarak geliştirmelerine yol açan böylece mevcut ekonomik yapının sürekli yenilenmesiyle ortaya çıkan yaratıcı yıkım büyümenin sürdürülebilir olmasını ve kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar.  

Schumpeter’in bugüne kadar pek çok tartışmaya konu olan yaratıcı yıkım tezi ortaya atıldıktan 83 yıl sonra iki bilim insanına Nobel Ekonomi Ödülü kazandırmış oldu.

1968 yılında Mülkiye’de birinci sınıftayken Şerif Mardin’in bize okuttuğu ve sınavda sorumlu tuttuğu kitaplardan birisiydi Schumpeter’in Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitabı. Demek ki 57 yıl önce okumuşum. Şimdi yeniden okuyorum.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İkinci Varlık Vergisi Faciasına Doğru

II. Abdülhamid ve Osmanlı Maliyesinin İflası

Osmanlı'dan Devraldığımız Borçlar