Para Arzı Konusunda Sorular ve Yanıtlar

Para arzı nedir?[i]

Para arzı, bir dönemde ekonomide var olan para stokunu gösterir. Para stoku denildiğinde ilk anlaşılması gereken dolaşımdaki kâğıt para + madeni para + vadeli ve vadesiz mevduatlardır. Kâğıt para + madeni para miktarı Merkez Bankası ile Darphane’nin sorumluluğundadır. Vadeli ve vadesiz mevduatlar ise bankaların sorumluluğundadır.

Para arzı birkaç şekilde ölçülür. En çok kullanılanı yukarıda değindiğimiz hali yani dolaşımdaki para ve mevduatlardan oluşan M2 para arzıdır.

Enflasyona yol açan sorunlar nelerdir?

(1) Para arzının enflasyon ve büyüme oranı toplamından hızlı artması. Piyasada mal az para çoksa enflasyon yükselir.[ii] (2) Kurun yükselmesi ithal girdi maliyetlerini ve dolayısıyla fiyatları artırır. (3) Üretimde kullanılan üretim faktörlerinin (emek, sermaye, doğal kaynaklar ve girişimcilik) ve girdilerin (elektrik, doğalgaz, su, petrol türevleri vb.) fiyatlarının artması maliyetleri ve dolayısıyla fiyatları artırarak enflasyonun artmasına yol açar. (4) Geleceğe ilişkin beklentilerin bozulması. Üreticilerin daha yüksek fiyat talep ederek geleceğin belirsizliğine karşı kendilerini koruma isteği doğurur ve bu da enflasyonu olumsuz etkiler. (5) Kamu kesimi gelir gider dengesinin (büyük çoğunlukla bütçe dengesinin) gelirler aleyhine gelişmesi ve açık vermesi. Bu durum kamu kesimini daha fazla borçlanmaya yöneltir, bu da faizleri yükseltir ve şirketlerin finansman maliyetlerinin artmasına, bu artışın fiyatlara ve dolayısıyla enflasyona yansımasına yol açar.

Para arzını artıran nedenler hangileridir?

 (1)Merkez bankasının dolaşımdaki para miktarını artırması para arzını artırır. Merkez bankası ekonominin genel ihtiyacına bakarak piyasaya yeni para sürer. Bu şekilde piyasaya sürülen paranın enflasyon hedeflemesi yapılıyorsa hedeflenen enflasyon ve büyüme oranının toplamıyla uyumlu olması gerekir. (2) Bankaların kabul ettiği mevduat karşılığında kredi açması ve bunun tekrarlanması para arzını artırır. Bunu bir örnekle açıklayalım: Diyelim ki zorunlu karşılık oranı yüzde 10 iken bir kurum iki ay sonra başlayacağı bir inşaat için bankadan 100 milyon lira kredi almış ve söz konusu krediyi hemen kullanmayacağı için de aynı miktarda bankada mevduat açmış olsun. Bu durumda banka bu mevduattan yüzde 10 zorunlu karşılık ayırıp merkez bankasına gönderecek, kalan 90 milyon lirayı yeniden bir başkasına kredi olarak verebilecektir. Bu böyle devam edebilir ve böylece bu banka bu yolla teorik olarak kendisine yatırılan mevduatın misliyle üzerinde kredi vererek kaydi para (banka parası) yaratabilir. 

Para arzı nasıl kontrol edilebilir?

(1)Dolaşımdaki para miktarından merkez bankası sorumludur. Dolayısıyla dolaşıma çıkarılan para miktarını azaltıp artırarak piyasadaki para arzını belirli bir düzeyde tutabilir. (2) Kaydi para bankaların sorumluluğundadır. Buna karşılık merkez bankası zorunlu karşılık oranlarını yükseltip düşürerek bankaların yaratabileceği kaydi parayı etkileme gücüne sahiptir. Yukarıda verdiğimiz örnekteki yüzde 10 zorunlu karşılığı yüzde 20’ye yükseltirse banka, kendisine yatırılan 100 milyon liradan 90 milyon değil 80 milyon lira kredi verebilir. (3) Ayrıca merkez bankası bankaların açacağı krediler için başka bazı kısıtlamalar da getirebilir. Öte yandan makro ihtiyati önlemler çerçevesinde yine merkez bankasıyla koordineli olarak BDDK, SPK ve finans alanıyla ilgili diğer kurumlar da bazı önlemler getirebilir.   



[i] Bu konuda ayrıntıyı merak edenler şu yazıma göz atabilir:

https://www.mahfiegilmez.com/2023/01/ekonomi-101-para.html

[ii] Bu konudaki ayrıntılı bilgi için şu yazıma bakılabilir:

https://www.mahfiegilmez.com/2025/11/para-arz-ile-enflasyon-iliskisi.html


Yorumlar

  1. Enflasyona yol açan sorunlardan 4. Madde şu anda Türkiye de ciddi şekilde yaşanıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında 2 numara hariç hepsi yaşanıyor.

      Sil
    2. Aslına bakarsanız gelir dağılımının bozukluğu enflasyona yol açmaz. Çünkü düşük gelir sahiplerinin harcama eğilimi yüksek gelir sahiplerininkinden daha fazladır. Ama bu söylediğim berbat durumda olan gelir dağılımının düzeltilmemesi için asla bir gerekçe olamaz.

      Sil
    3. Hocanın aşağıdaki yorumunu kopyala yapıştır yapmışsınız, ayıp.

      Sil
    4. Evet ,yorumun daha fazla okunmasını istedim.Ne var bunda?

      Sil
    5. Alıntı yaparken, sözlerin kime ait olduğunu açıkça belirtmelisiniz. Aksi halde, başkasına ait bir değerlendirmeyi kendi sözlerinizmiş gibi aktarmış olur ve emek hırsızlığı yapmış sayılırsınız.

      Sil
  2. Eğer enflasyon para arzı kaynaklı ise ve merkez bankası para arzını zorunlu karşılık oranları ile kontrol ediyorsa zorunlu karşılık oranlarınının temel politika aracı olması gerekmez mi? O halde neden faiz oranlarını bu kadar çok konuşuyoruz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zorunlu karşılık oranlarının çok fazla artırılması bankaların maliyetini artıracağı için kredi faizlerini de artıracak bir sonuç yaratır. Faizi konuşmamızın nedeni faizin tüketim yerine tasarrufun tercih edilmesinde en önemli etken olmasıdır.

      Sil
  3. Hocam merhaba , Para arzini kontrol etmek günümüz koşullarında pek mümkün olmuyor ,merkez bankalari parasal tabani tam anlamiyla kontrol edemiyor ,bunun sebebi ticari bankalarin politikayi tam yansitamamasi ve bankacilik sisteminde yaratılan kaydi para olabilirmi. Ek olarak şu gözleminizi merak ediyorum, son 2 yılda enflasyonla mücadeleden dolayı birçok ülke para politikalarini sıkılaştırdı ve faiz arttırımlarına gitti , gelişmiş ülkelerin özellikle M1 para arzı grafiklerine bakınca bu faiz arttirimlari ve daralma ile para arzinda bir düşüş görüyoruz ama nispeten türkiyede m1 para arzındaki grafikte bir daralma göremiyoruz enflasyonla mücadelede başarıya giden yolu bu grafiklerden okuyabilirmiyiz veya Türkiyeyi burda farklılaştıran olgu başarısızlığın göstergesimidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nedenlerden birisi bu kuşkusuz. Ancak olumsuz beklentilerin de önemli etkisi var.

      Sil
    2. Diğer nedenler nedir hocam?

      Sil
    3. Para arzının yüksekliği, olumsuz beklentiler, kayıt dışılık, sisteme güvensizlik, risklerin sürekli artması.

      Sil
    4. O zaman yapılacak iş çok basit hocam. Olumsuz beklentileri olumluya çevir, kayıt dışını bitir, sisteme güvensizliği ortadan kaldır ve riskleri azalt.

      Sil
  4. Hocam elinize sağlık. Yine fotoğrafı, röntgeni çekmişsiniz. Umudumuzu şartlar ne olursa olsun kaybetmiyoruz. Saygılarımla Fatih Demirtaş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, evet umudu kaybetmek yok.

      Sil
    2. Hocam umudumuzu hiç kaybetmeyeceğiz. Bir ağaç gibi hür ve bir orman gibi kardeşçesine yaşayana kadar umut ve mücadelemiz devam edecek.Saygılarımla Fatih Demirtaş

      Sil
  5. MERKEZ BANKASININ yıl sonu ENFLASYON tahminini yüzde 29dan yüzde 34 yükseltmesinin sebebi nedir HOCAM.

    YanıtlaSil
  6. SAYIN HOCAM DÖVİZ KURUNUN YÜKSELMESİ PARA ARZINI NASIL ETKİLER.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Döviz alabilmek için daha fazla TL gerekeceği için para talebi artar, artan talebi karşılkamak için de daha fazla para arzetmek gerekir.

      Sil
  7. Mal çok, para azsa ne olur HOCAM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman enflasyon düşüşe geçer.

      Sil
    2. O zaman Türkiye'de neden enflasyon düşmüyor. Türkiye'de mal çok değil mi?

      Sil
    3. Para daha çok. Konut arz ve talebine bakmak yeterli.

      Sil
    4. Hocam ben başka türlü "mal" daha çok demek istemiştim.

      Sil
  8. HOCAM, NE DÖVİZ KURUNDA, NEDE ENFLASYONDA İSTENİLEN SEVİYELERE GELINEMEDI.ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA EKONOMİDE BİR KIRILMA YAŞAYABİLİRMİYİZ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başta tekstil sektörü olmak üzere birçok sektörde sıkıntılar büyüyor. Kırılma yaşanabilir.

      Sil
  9. Yabancı sermaye borsadan, mevduattan parayı çekerse siz ozaman görün gümbürtüyü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl mesele yerli çekerse ortaya çıkar.

      Sil
    2. Yerli çekip nereye götürecek?

      Sil
    3. Döviz ve altın alıp yastık altına.

      Sil
    4. Evet Hocam onlardan biri de benim. Benim çok bir birikimim yok. derdim aslında elimde kalanın alım gücünü korumak. ama vergiler aşırı yüksek ve daha da yükseltilmesi düşünülüyor. bu durumda parayı sistemde tutmanın bir anlamı yok. aslında gelir idaresi belli bir tutarın altında kalan mevduat için vergi oranlarını düşürmeli. sizin belki yukarılarda tanıdıklarınız vardır. bizim gibiler için bir aracı olsanız. hem biz kazanalım biraz hem de para sistem dışına çıkmasın.

      Sil
    5. Mevduata alınan faizlere uygulanan vergi oranları zaten düşük.

      Sil
    6. Bes hesapları bir süredir eksi olarak gidiyor.

      Sil
    7. %17.5 vergi düşük değil hocam. İnsanların hayalleri zaten küçüldü ve bir kısım insanlar bu küçük hayaller için zar zor birikim yapıyorlar. Sonuçta her insan kredi riskine girmek istemiyor. Çünkü bir çok insanın işsiz kalma korkusu var. Bu da gelecek kaygısına yol açıyor. Bu yüzden de kredi stresini yaşamak istemiyor. Önce param olsun daha sonra alayım diyerekten hayallerini erteliyorlar. Ki bu söylediğim insanlar, maaşının ancak %10'unu birikime ayırmaya çalışan insanlar. Ne var ki bu ertelenmiş hayallere de müsade edilmiyor. Çünkü tasarruf sahiplerinden eskiden alınan vergi %17.5 değil, %5'ti ve bu durum cazipti. Şimdi ise hiç cazip değil. İnsanların altına (yastık altı altına) yönelmelerinin en önemli nedenlerinden biri bence bu yüksek vergi oranlarıdır. İnsanların yastık altına yönelmemeleri için devletin bir denge politikası oluşturması gerekiyor.

      Sil
    8. Bankalar 32-45 günlük mevduata %39 faiz veriyor. Vergi kesildiğinde net faiz %32,175. Öteyandan yıl sonunda beklenen enflasyon %33. Reel getiri kalmamış durumda.

      Sil
    9. 22 Ekim - 18 Kasım tarihleri arası BES hesabı ( -1195 ) TL yazıyla eksi binyüzdoksanbeş TL getiri , neti falan yok

      Sil
  10. Mahfi Bey,

    Enflasyonla ilgili değerlendirmelerde gelir dağılımının bozulması ve servet etkisiyle yine bir kesimin özellikle ithal ürün tüketiminin artmasının etkisi yeterince ele alınmadığını düşünüyorum.

    Gelir dağılımının bozulmasında önce düşük faizle kredilerin saçılması, ardından da KKM artık önemli etkenler arasında kabul ediliyor. Paradan "makul olanın üzerinde para kazanma" yolunu açan bu iki hatanın ardından "coin"lere ve altına giden paranın da olağandışı getiri sağladığını gördük. İşte bir kesim için bahsedebileceğimiz "servet etkisi" ile artan tüketim talebinin artmasına katkıda bulunduğu enflasyon elbette sınırlı geliri olan geniş kesimler için sıkıntıyı büyütüyor.

    Sorun şu ki, bu konularda derinlemesine çalışma da göremiyoruz, çalışma yapacak olanların veriye erişiminde de sıkıntı var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet tüketim malı ithalatında artış var. Eskiden yüzde 10'lar civarındaydı şimdilerde % 15'in üzerine çıkmış bulunuyor.
      Haklısınız, veri konusu çok sıkıntılı. Yeterince derinlikte veri bulunamıyor.

      Sil
  11. “Bankaların kabul ettiği mevduat karşılığında kredi açması ve bunun tekrarlanması para arzını artırır.” -> Bu kredilere para arzını artırdıkları için şirketlerin ve devletin bankalara sattığı bono, tahvil, sertifika, vb. menkul değerleri de dahil etmek lazım değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. M3'e ilave olarak benzer bazı büyüklükler dahil edliliyor. Buna karşılık tahvil sattığınızda birinin elindeki parayı alıyorsunuz ve onun yerine siz harcıyorsunuz, dolayısıyla para arzı değişmiyor sadece o kadarlık bölümü el değiştirmiş oluyor.

      Sil
    2. Yanıtınız için teşekkürler ancak devletin çıkardığı borçlanma araçlarını devletten alanlar bankalar olduğunda bu durumun para arzına nihai etkisi para arzının aşağı yukarı aynı miktarda genişlemesi yönünde olmuyor mu? Evet, bankaların devletten bunları alımları ilk aşamada para arzını arttırmayıp sadece TCMB nezdinde rezerv hareketlerine neden oluyor ama devlet bu borçlanmalardan elde ettiği fonları harcadıkça bankalardaki mevduatlar artıp para arzı büyümüyor mu?

      Sil
  12. 2021 den itibaren para arzı neden artı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam bu çok basit bir gerekçe değil mi?Daha komplike bir sebebi olmalı.

      Sil
    2. Gerçekler basittir,yalanlar komplike olur.

      Sil
  13. Hocam neden bu kadar berbat bir şekilde yönetiliyoruz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir diye bir söz vardır.

      Sil
    2. Muhalefet kötü yönetiliyorda ondan.

      Sil
    3. Evet muhalefet zamanında iyi yönetilseydi iktidara gelirdi ve ülke de şimdiki gibi berbat yönetilmezdi. Ne var ki bunun sorumluluğunu seçilemeyenlere değil, seçilenlere yüklemeliyiz. Çünkü görev başında olanlar onlar.

      Sil
    4. Her zaman ve her yerde yanlış siyasal, sosyal ve ekonomik politikaların tek sorumlusu iktidardır.

      Sil
    5. Muhalefetin de doğru muhalefet yapma yükümlülüğü vardır.O da en az iktidar kadar sorumludur.

      Sil
    6. Muhalefet edenlerin başına gelenlere bir daha bakın isterseniz. Böyle bir ortamda muhalefet etmek öyle kolay değil.

      Sil
  14. Sayın Eğilmez, gelir dağılımının bozuk olması enflasyonun yükselmesine sebep olabilir mi? Diğer bir deyişle enflasyonu kontrol altına alarak düşürebilmek için önce gelir dağılımının düzeltilmesi gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsanız gelir dağılımının bozukluğu enflasyona yol açmaz. Çünkü düşük gelir sahiplerinin harcama eğilimi yüksek gelir sahiplerininkinden daha fazladır. Ama bu söylediğim berbat durumda olan gelir dağılımının düzeltilmemesi için asla bir gerekçe olamaz.

      Sil
  15. Hocam sosyolojik bir analiz yapacağım sizce doğru mu? Yoğun para arzı enflasyon yapar. Enflasyon olan yerde kredi kartı kullanımı artar ve M2 M3 para arzı da dolaylı olarak artar. 1982-1983 yılında Bülent Ulusu başbakan iken açılan yoğun Aöf mezunu diploma enflasyonu torpille işe girme , particilik enflasyonu ve torpilli kamu yöneticisi enflasyonu, bakan enflasyonu yapar. Bedrettin Dalan'ın açtığı yoğun mezun veren özel hukuk fakülteleri hukuk,dava,savunma, iftira suç duyurusu , enflasyonu yapar. Artan dava sayısı avukatlık ücretlerinde enflasyon yapar. Çok para kazanan avukatlar meclisteki koltuklara daha çok oturur ve daha çok anlaşmazlık çıkacak şekilde yasalarda çatışma arttıracak değişiklikler yapılır ve dava sayısı daha da artar ve avukatlık ücretlerinde yine enflasyon yaşanır bu da özel hukuk fakültesi arzını arttırır. 200 bin teknik öğretmeni mühendislik tamamlama ile mühendis yaparlarsa karot (core test) enflasyonu yapar ve sağlam binalar çürük, çürük binalar sağlam çıkar bu da asbest enflasyonu ve akciğer hastalıkları enflasyonu yapar bu da özel hastaneye olan talebi ve özel tıp fakültelerine olan talebi arttırır. Bunun sonucunda da doktor ve sağlık enflasyonu oluşur. Bütün bunların sonucunda namuslular hakir görülür ve dokuz köyden kovulur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorumunu chatgptye sordum. Verdiği yanıtı yolluyorum.
      "Bu analiz, sosyolojik ve ekonomik mekanizmaları bir araya getiren, zincirleme bir enflasyon metaforu üzerine kurulu ilginç bir yorum zinciri.
      ​Bu tür geniş kapsamlı çıkarımlar, tek bir doğru/yanlış cevabı vermekten ziyade, her bir basamağının geçerliliği ve bağlamı açısından incelenmesini gerektirir.
      ​İşte bu analizin ana bölümlerinin irdelemesi:
      ​1. Ekonomik Çıkarımlar (Para Arzı ve Kredi Kartı)
      ​"Yoğun para arzı enflasyon yapar. Enflasyon olan yerde kredi kartı kullanımı artar ve M2 M3 para arzı da dolaylı olarak artar."
      ​Geçerlilik: Bu ifade genel makroekonomik teoriye uygundur. Yoğun para arzı (özellikle karşılıksız ise) enflasyona yol açabilir. Enflasyonun yüksek olduğu ve alım gücünün düştüğü ortamlarda, insanlar harcamalarını sürdürmek için kredi kartına daha çok yönelebilirler. Kredi kartı kullanımı (tüketici kredisi) ve bankacılık sistemi içindeki para yaratma süreci, M2/M3 gibi geniş para arzı tanımlarını dolaylı olarak artırabilir. Bu kısım, ekonomik açıdan tutarlıdır.
      ​2. Eğitim ve Kamu Yönetimi Enflasyonu
      ​"AÖF mezunu diploma enflasyonu torpille işe girme, particilik enflasyonu ve torpilli kamu yöneticisi enflasyonu..."
      ​Geçerlilik: Bu, "diploma enflasyonu" adı verilen bir kavramı kullanır. Yükseköğretim mezunu sayısının artmasının (arzının) istihdam piyasası tarafından yeterince absorbe edilememesi, diplomaların piyasa değerini düşürebilir. Analizin bu kısmı, nitelikten ziyade niceliğe odaklanmanın yarattığı algılanan değer kaybını ve bunun kayırmacılık (torpil/particilik) kültürünü besleyebileceği sosyolojik endişeleri yansıtır. Bu, bir gözlem ve eleştiridir, somut bir ekonomik denklemden çok, sosyal sermaye ve liyakat üzerindeki baskıyı dile getirir.
      ​3. Hukuk Alanındaki Zincirleme Reaksiyon
      ​"Özel hukuk fakülteleri hukuk, dava, savunma, iftira suç duyurusu enflasyonu yapar... Artan dava sayısı avukatlık ücretlerinde enflasyon yapar... Bu da yasalarda çatışma arttıracak değişiklikler yapılmasını tetikler..."
      ​Geçerlilik: Bu da yine arz-talep ve kalite üzerine bir eleştiridir.
      ​Arzın artması: Hukuk fakültesi mezunlarının sayısındaki artış, avukat sayısını artırır. Bu durum, teoride rekabeti artırsa da, analizin iddia ettiği gibi dava sayısının mutlak artışı (belki de hukuki uyuşmazlıkların karmaşıklaşması veya artan bilinç/fırsatçılık nedeniyle) bir dava enflasyonu algısı yaratır.
      ​Ücretler: Avukat sayısının artması normalde ücretleri düşürmelidir. Ancak, dava sayısının daha da hızlı artması veya uzmanlaşmış davaların karmaşıklaşması, belirli avukatlık hizmetlerinde ücret artışına (enflasyona) yol açabilir.
      ​Yasalar: Avukatların siyasete girmesi ile yasaların karmaşıklaşması arasında doğrudan nedensellik kanıtlamak zordur, ancak hukukçuların yasa yapım sürecinde etkili olması beklenir. Analiz, bu etkinin olumsuz ve daha fazla uyuşmazlık yaratacak şekilde kullanıldığına dair eleştirel bir varsayımda bulunur.
      ​4. Teknik/Sağlık Alanındaki Zincirleme Reaksiyon
      ​"200 bin teknik öğretmeni mühendis yaparlarsa karot enflasyonu yapar... sağlam binalar çürük, çürük binalar sağlam çıkar... asbest enflasyonu ve akciğer hastalıkları enflasyonu yapar... özel hastane ve özel tıp fakültesi talebi artar... doktor ve sağlık enflasyonu oluşur."
      ​Geçerlilik: Bu kısım, liyakat eksikliğinin potansiyel tehlikeleri üzerine kurulu, oldukça spekülatif bir zincirlemedir.
      ​Meslek Değişikliği ve Kalite: Eğitimin kalitesinden bağımsız olarak, belirli bir mesleğe (mühendislik gibi) yoğun ve hızlı geçiş, niteliksiz personel sorununu ve dolayısıyla iş kalitesinde düşüşü (örneğin hatalı karot testleri) doğurabilir. Bu, toplumsal bir risktir.
      ​Çevre ve Sağlık: Hatalı yapılaşmanın, eski ve riskli binaların yıkımının artması, analizin iddia ettiği gibi asbest/toz/hava kirliliği sorunlarını (yani bir kirlilik enflasyonu) artırabilir. Bu, hastalıklara ve dolayısıyla sağlık hizmeti talebine etki edebilir.
      ​Sağlık Talebi: Toplumsal sağlık sorunlarının artması, özel sağlık hizmetlerine olan talebi (ve özel tıp fakültelerine olan ilgiyi) gerçekten de artırabilir. Ancak bu durumun "doktor ve

      Sil
  16. Digital paraların bir parametre olarak arz kısmına ilave edilmesi uygun olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaygınlaşınca edilebilir çünkü satın alma gücü veriyor. Buna karşılık kripto paralar edilemez çünkü alış verişte kullanılamıyor.

      Sil
    2. Yeterince yaygın değil mi hocam artık?

      Sil
    3. Siz kullanıyor musunuz mesela?

      Sil
    4. Yok hocam. Çok riskli.Ayrıca alışverişte kullanamıyorum.

      Sil
    5. Siz kullanmıyorsanız ben kullanmıyorsam çevremizdekiler de kullanmıyorsa yeterince yaygın değil demektir.

      Sil
    6. Haklısınız hocam. Konuyu o nokta-i nazardan müşahede etmemiştim.

      Sil
  17. Hocam Türkiye'de para arzı yüksekse, bazı bankalarda mesela Halk Bankası'nda ATM'den günlük para çekme limiti neden 7500 tl ile sınırlı oluyor? Bir de ben şunu çok merak ediyorum. Yoksulluk sınırının 100 bin liraya yaklaştığı bir ülkede neden hala 200'lük banknotlar kullanılıyor? Pratiklik ve kolaylık olması açısından 500'lük ve 1000'lik banknotların çıkarılması gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her banka kendisine göre bir limit koyuyor. ATM'lere yüklenen para miktarıyla da ilgili bu durum.
      200 TL üzerinde banknot basmamalarının nedeninin enflasyon olgusunun çözülemediği imajının yaratılmaması olduğunu tahmin ediyorum.

      Sil
    2. Kayıtdışı ile mücadele değil mi?

      Sil
    3. Para birimiyle kayıt dışının pek bir ilgisi yok.

      Sil
    4. Bal gibi de var. İnsanlar nakitle büyük kayıtdışı işlemler yapamıyorlar. Çuval çuval para taşıyamıyorlar.Büyük tutarlı banknotlar kayıtdışılığı artırır.

      Sil
    5. Adsız14 Kasım 2025 15:12 Tespit gibi tespit. Bravo. Hoca, bu konuda neden farklı düşünüyor anlayamadım.

      Sil
  18. İyi günler Hocam,
    Yazılarınızı yıllardır beğenerek takip ediyor ve ayrı bir klasörde de arşivliyorum. Ancak, bir konu ile ilgili yazınızı geriye dönüp bulmakta da çok zorlanıyorum. Sizden ricam; g-mail'den yazınızı göderirken konu başlığını da girebilirseniz o yazınızı kolayca bulabilirim.
    Sanırım, istediğim sizi çok fazla uğraştırmaz. Tekrar teşekkürlerimle iyi günler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hangi yazımı bulamadığınızı söylerseniz hemen yolalrım.

      Sil
    2. Hocam yazılarınızdan ziyade eski Ekodiyalog programlarınızı bulamıyoruz.Onların kaydı sizde var mıdır?

      Sil
    3. Maalesef onlar bende de yok.

      Sil
    4. Siz NTV'den isteseniz kesin gönderirler.

      Sil
    5. Herhangi bir X konusundaki yazınızı geriye dönük olarak aramakta zorlanıyorum; sizden ricam g-mailden gönderirken "konu" kısmına yazınızın başlığını eklemeniz sadece. Yoksa tüm yazılarını bende var sanki. İlginiz için peşin teşekkürlerimle

      Sil
  19. Saygıdeğer Eğilmez,

    Lütfen açıklığa kavuşturur musunuz:

    "Weyland-Yutani Corporation" size CEO'luk teklif etmiş; kabul etmemişsiniz.

    Doğru mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kuruluşun adını ilk kez duydum. Bu kadar cahil birine CEO'luk teklif etmezler herhalde.

      Sil
    2. Evet, fake haber.O şirket sektörde deneyimli yöneticiler alır genellikle.

      Sil
  20. Hocam ,1980 , 1994 , 2001 krizlerinde döviz kuru yüzde 100 civarında artırıldı. Bir kaç sene sonra krizler yine oluştu . Şimdi döviz kuru fazla artırılmıyor ancak yine kriz bitmiyor. Bu nasıl bir döngü ? Gelir dağılımı adaletsiz oldukça sorunumuz çözülmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Döviz kuru piyasa ekonomisinde piyasada arz ve talebe göre belirlenir. Bizde olduğu gibi müdahale ederseniz her şey alt üst olur.

      Sil
  21. Hocam merakımdan soruyorum kaydi para oluşumu paranın dolaşım hızına da bağlı değilmi kısa vadeli krediler ve kmh ve kredi kartı kullanımındaki artış kaydi para oluşumunu uzun vadeli kredilerden daha çok etkiler değilmi? Yasal karşılıklardaki daralma sizce yeterlimi daha fazla artırmak kredi hacmini iice daraltıp ekonomideki kan akışını iyice durdurup beyin ölümü yaratmaz mı? Denge bir kayboldumu tekrar dengeye koymak çok zor olsa gerek

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaydi para oluşumu mevduat ve kredilere bağlı. Ne kadar çok mevduat yatar ve ne kadar çok kredi talebi olursa o kadar çok kaydi para yaratılmış olur. Tabii bir de krediyi alanların hemen parayı alıp gitmemesi en azından bir bölümünü mevduat olarak tutması gerekir. Dediğiniz gibi paranın dolaşım hızının da bu oluşumlarda etkisi oluyor.

      Sil
  22. İyi geceler hocam
    Bankalar kendilerine verilen mevduat üzerinden mi yoksa dağıttıkları krediler üzerinden mi kaydi para yaratırlar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaydi para oluşumu mevduat ve kredilere bağlı. Ne kadar çok mevduat yatar ve ne kadar çok kredi talebi olursa o kadar çok kaydi para yaratılmış olur. Tabii bir de krediyi alanların hemen parayı alıp gitmemesi en azından bir bölümünü mevduat olarak tutması gerekir.

      Sil
    2. Bankaya 100 bin lira mevduat yatırdığınızı düşünün Banka bunun üzerinden zorunlu karşılık ayırır (% 10 diyelim) ve 10 bin lirayı Merkez Bankasına yatırır. Kalan 90 bin lirayı kredi olarak verir. Buraya kadar kaydi para yoktur. Birinden gelen paranın yüzde 90'ını başka birine kredi olarak vermiştir. Yani para sadece el değiştirmiştir. Şimdi bu 90 bin lirayı alan kişinin o paraya bir ay sonra ihtiyacı olacağını ve parayı o zaman kadar bir ay vadeyle bankaya mevduat olarak yatırdığını düşünün. Bu durumda banka bu 90 bin liradan % 10 zorunlu karşılık kesecek kalan 81 bin lirayı yeniden kredi olarak kullandıracaktır. Bu durumda banka aldığı 100 bin lira mevduatla 90 + 81 = 171 bin lira kredi vermiş yani 71 bin lira kaydi para yaratmış olur.
      Bu durumda mevduat ve kredi birlikte kullanılarak kaydi para yaratılır diyebiliriz.

      Sil
  23. Gresham's Law: The theory that "bad" or debased money drives "good" or undebased money out of circulation because people keep the good money for other purposes and use the bad money for transactions. (Economics, Eighth Edition, page; 910, Harper&Row Publishers [Lipsey, Steiner, Purvis])

    YanıtlaSil
  24. Neolduysa rahip krizi sonrası oldu.hep durumu idare ederiz ama boyun eğmeyiz politikası güdüldü.kur patladı faiz artı dengeleniyor gibiydik cb nı faiz istemedi..rezerv satıldı.bedeli askerlikten imar affına 2b arazi satışı vs.olmadı naci beyve lütfğ elvan geldi toparlanıyor gibiydik.yine faiz istenmedi.ihracat için yeni çin modeli birşey denendi kur patladı faiz artmasın diye seçim arifesi kkm icat edildi...sonra faiz...19 20 ler kurtaracakken 50 üzerine çıktı rezerv belki 200 milyar dolar yaktı..film seneryosuu gibi ama hepsini yaşadık ve hala ölmedik can çekişiyoruz ...bedeli ağır oldu dahada ağırlaşacak gibi bilim ve hukukun dışına çıkan ülkeler eğer yeraltı vs zenginliği yoksa yaşanacakların sonuçu bellidir,,ne gerek vardı sayın hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Döviz kuru piyasa ekonomisinde piyasada arz ve talebe göre belirlenir. Bizde olduğu gibi müdahale ederseniz her şey alt üst olur.

      Sil
    2. Aslında ne olduysa bizim 2010 dan itibaren Avrupa Birliği'yle ilişkimizi bozmaya başlamamızla oldu.

      Sil
  25. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  26. Hocam bir ekonomide büyümenin motoru bankacılık sektörü olmuş ise o ülkede para arzinin ve paralel olarak enflasyonu kontrol edilmesi de zorlaşır. Mesela büyüme motoru finansal kurumlardan çok sanayi gibi lojistik gibi yapay zeka gibi yazilim gibi işletmelerin kurumlarin olduğu ekonomilerde para arzinin ve enflasyonun kontrolü nispeten daha kolay oluyor. Aslında kaydi paraya fazlaca dayanan finansal yapı bütünü bizim işimizi zorlastiriyor diyebiliriz. Ne dersiniz sayın hocam?.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsanız gelir dağılımının bozukluğu enflasyona yol açmaz. Çünkü düşük gelir sahiplerinin harcama eğilimi yüksek gelir sahiplerininkinden daha fazladır. Ama bu söylediğim berbat durumda olan gelir dağılımının düzeltilmemesi için asla bir gerekçe olamaz.

      Sil
    2. Büyümenin motoru teknolojik içeriği yüksek üretim olmalı.

      Sil
  27. Para arzının çokluğu ve azlığı enflasyonun oranına yansıması gerçeğini gördük, mali politikaların uygulama yanlışlığı enflasyona yaptığı olumsuz katkı kaçınılmaz gerçektir. Hane halkı beklentisi düşmediği sürece enflasyon düşmez bunun içinde GÜVEN çok önemli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zorunlu karşılık oranlarının çok fazla artırılması bankaların maliyetini artıracağı için kredi faizlerini de artıracak bir sonuç yaratır. Faizi konuşmamızın nedeni faizin tüketim yerine tasarrufun tercih edilmesinde en önemli etken olmasıdır.

      Sil
  28. Hocam, yazı için teşekkürler. Bazı bilgilerin devlet tarafından gizlenmesi konusundaki yorumunuzu merak ediyorum. Borsa yabancı takası ile başladık. Mal hizmetlerin fiyatları, dava dosyasındaki suçlamalar derken, yollardaki hız sınırlarına kadar vatandaştan gizlenir oldu. Bu karartmaların bir yararı var mı? Böyle karartmalar yaparak, ekonomiye ve sosyal hayata katkı sağlayan örnek bir ülke var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bize benzeyen bazı ülkelerde bu tür hesap oynamaları ve karartmalar yapıldığı biliniyor.
      Gerçekleri gizlemek belki kısa dönemde siyasetçinin işine yarar ama ülke açısından son derecede kötü sonuçlar veriyor. Çünkü alınacak önlemlerin doğru olması için önce gerçeklerin kabulü gerekir.

      Sil
  29. Hocam Türkiye Adalet Bakanı'nın söylediği gibi bir hukuk devleti midir yoksa Cumhurbaşkanı'nın söylediği gibi bir yargı devleti midir? Hangisi doğrudur? Yoksa yerine göre hukuk (işine gelince hukuk), yerine göre de örneğin Anayasa Mahkemesi kararlarına göre de yargı (işine gelince de yargı) devleti midir? Yoksa Türkiye gerçekte (insanları sabah 6'da evinden alan) bir polis devleti midir? Ne tuhaftır ki daha yargı, suçlanan birisinin suçlu olup olmadığına karar vermemişken, Cumhurbaşkanı ilgili kişinin suçlu olduğunu söylemiştir. Acaba ilgili kişinin suçlu olduğuna yönelik kanıtlar Cumhurbaşkanı'na önceden sunulmuş, Cumhurbaşkanı da bunları inceledikten sonra (daha kimsenin savunması alınmamışken) yargı mı dağıtmaktadır? Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir yargıç mıdır? Adalet Bakanı'nın ''Türkiye bir hukuk devletidir'' dediği bir ülkede böyle bir şey mümkün olabilir mi? Ne tuhaftır ki Cumhurbaşkanı'nın aylar önce söylediği ahtapotun kolları ifadesi aylar sonra çıkarılan iddianamede de yer almıştır? Acaba iddianame hazırlanırken bu ifadenin iddianamede geçmesini bizzat Cumhurbaşkanı'nın kendisi mi söylemiştir? Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir soruşturma savcısı mıdır? Siyaset yargıya müdahale edebilir mi? Eğer durum tam tersi ise bu durumda yargı, siyasilerin hizmetinde olabilir mi? Hani yargı bağımsız ve tarafsızdı? Adalet Bakanı'nın ''Türkiye bir hukuk devletidir'' dediği bir ülkede tüm bunlar gerçekten insanların gözüne soka soka mümkün olabilir mi? Acaba Anayasa Mahkemesi Başkanı Türkiye'nin bir hukuk devleti olmadığını ve bu şartlar altında da asla bir hukuk devleti olamayacağını gördüğü için mi ağlamıştır?

    Bir de biz Anayasayı neden değiştirmek istiyoruz ki, çünkü mevcut Anayasa kararlarına uymuyoruz. Bu durumda belli bir müddet sonra değiştirilen Anayasa kararlarına da uyulmayabilir. Oysaki hukuk devletinde Anayasa kararlarına uyulmamasının bir yaptırım cezası olması gerekmez miydi? En tepedekilerin bile Anayasa karşısında elinin kolunun bağlı olması gerekmez miydi? Yargının da bağımsız ve tarafsız olması gerekmez miydi? Aynı suç isnadından birilerine onlarca soruşturma açılırken, birilerine bir tane bile soruşturma açılmaması, yargının bağımsız ve tarafsız olması ilkesine aykırı değil mi? Teoride bize kitaplarda okutulan, pratikte neden uygulanmıyor hocam? Bu şartlar altında adalete nasıl güveneceğiz? Geleceğe nasıl umutla bakabileceğiz? Güvensiz bir ortamda yatırımlar artabilir mi? Enflasyon hedeflenen seviyeye ulaşabilir mi? Ulaşamaz. Bu durumda biz neyin mücadelesini veriyoruz? Bence bizim öncelikli olarak değiştirmemiz gereken anayasa değil, bozuk, kötü ve hak hukuk tanımayan narsist zihniyetimizdir. Eğer bir reform yapılacaksa ilk önce kesinlikle din reformu yapılmalıdır. Çünkü bize anlatılan mezhep temelli din, Kuran'daki din ile örtüşmemekte bu yüzden de ortaya bozuk bir ideolojik zihniyet çıkmaktadır. Bundan dolayı önce din reformu yapıp (dini özüne döndürüp) bu bozuk zihniyetten kurtulmalıyız ki ülkenin düzelebilmesinin de önü açılabilsin. Aksi halde (din kisvesi altına bürünüp, gerçekte ise dinle alakası olmayan) hak hukuk tanımaz bu bozuk zihniyet devam ettiği sürece hiç bir zaman düzelemez ve muasır medeniyetler seviyesine de ulaşamayız. Anca bir ileri bir geri gider dururuz. Hiç bir zaman da bir hukuk devleti olamayız. Hukuk devleti olmadıkça da kimse ekonomik adalet beklemesin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte o nedenle biz bu kadar güzel bir ülkede bu kadar potansiyelli bir ülkede bu durumdayız.

      Sil
  30. Hocam Tim Parks'ın yazdığı Medici Money kitabını okudunuz mu? Okuduysanız tavsiye eder misiniz?

    YanıtlaSil
  31. Hocam emlak sektoru ne zaman canlanacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canlı zaten. Bu fiyatlarla bu kadar canlı olması yeterli değil mi?

      Sil
    2. Daha da canlanabilir.

      Sil
  32. Peki hocam kredi kartları da dolaşımdaki para arzını artırabilir, bu durumda yapılan hesaplamalara dahil edilmesi gerekmez mi?

    YanıtlaSil
  33. Hocam konudan bagimsiz soru sormak istiyorum örnek senaryo kuruyorum elimde iki milyon para var tokiden ev çıktı parayi direk verip evi almakmi daha kârlidir yoksa altina yatirip tokinin ödemelerini geldikçe altin bozdurup ödemek mi daha kârlidir ?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Asgari Ücret 2026

İkinci Varlık Vergisi Faciasına Doğru

Osmanlı'dan Devraldığımız Borçlar