Türkiye'de Makroekonomik Denge


Makroekonomik denge denklemi şöyle yazılır:

(S – I) + (T – G) = (X – M)

Bu denklemde;
S; özel kesim tasarruflarını,
I; özel kesim yatırımlarını,
T; başta vergiler olmak üzere kamu gelirlerini,
G; kamu harcamalarını
X; ihracatı 
M; ithalatı gösteriyor. 

(S – I) dengesine özel kesim tasarruf yatırım dengesi ya da kısaca özel kesim dengesi denir. (T – G) dengesine ise kamu kesimi dengesi ya da kısaca bütçe dengesi denir. Bu ikisi ekonominin iç dengesini ya da kısaca iç ekonomik dengeyi meydana getirir.

(X – M) dengesine kısaca dış ticaret dengesi adı verilir. Bu denge ekonominin dış dengesini oluşturur.

Bir ekonominin iç dengesi (S – I) + (T – G) ekonominin dış dengesine (X – M) eşittir. Yani bütün bu alt dengelerin toplamı sıfıra eşittir.

2011 yılsonu itibariyle Türkiye’nin verileri şöyledir:
S = 162 milyar TL
I  = 292 milyar TL
T = 296 milyar TL
G = 313 milyar TL
X = 144 milyar USD = 237 milyar TL
M = 233 milyar USD = 384 milyar TL
Bu durumda denklemimiz şu hali almaktadır:

(S – I) + (T – G) = (X – M)
(162 – 292) + (296 – 313) = (237 - 384)
- 130 – 17 = - 147

Yani iç ve dış denge birbirine eşittir. Sağ taraftaki dış dengeyi işaret değiştirerek sol tarafa taşırsak denklemin toplamı sıfıra eşit olur.

Türkiye’nin 2011 yılındaki GSYH’sı 1.295 milyar TL olduğuna göre; GSYH’sının yüzde 10’u oranında tasarruf yatırım açığı [(S – I) / GSYH], yüzde 1,3 oranında bütçe açığı [(T – G) / GSYH], yüzde 11,3 oranında dışticaret açığı [(X – M) / GSYH ] vermiştir. 2011 yılında ortaya çıkan ve GSYH’nın yüzde 1,3’ü oranına ulaşan bütçe açığının büyük bölümü iç borçlanma ve küçük bölümü dış borçlanma ile finanse edilirken GSYH’nın % 10’u oranına varan dış denge açığının bir bölümü doğrudan yabancı sermaye yatırımı, bir bölümü portföy yatırımı, bir bölümü de kredi yoluyla dış kaynaklardan finanse edilmiştir.

Yorumlar

  1. İsin özeti Türkiye 2011 yılında zarar etmiş durumda. Zarar nasıl karşılanır?
    1) Ceptekinden harcayarak
    2) Eldekiler satilarak
    3) Borç alarak

    Türkiye uzun süredir 2 ve 3 ile yoluna devam ediyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşağı yukarı böyle oldu zaten.

      Sil
    2. Hocam bir ekleme su olabilir, Eldekiler satilarak ve borç alarak yapılan işlerle eldekilerin degeri arttı ve bir sonraki sene daha üst seviyeden satma imkanı doğdu. Her koşulda ekonominin motoru dışarıdan öyle ya da böyle gelen para.

      Sil
    3. Peki 3 secenek disinda daha baska bir ihtimal daha yol mu mesela devlet tahvili satarak ya da herhangi baska bir bono satisi sunarak likidite ihtiyacini bu sekilde sagliyamaz miyiz ayrica su anda genel konjokturel para piyasalari ve uluslararasi ekonomilere baktigimizda ic karartici bir hal varken biz bu durumu kendi adimiza lehte kullanabilecegimiz 1 strateji izliyemez miyiz sn.Egilmez??Bunun yani sira demis oldugunuz seceneklerden 2-3 ozellikle de ozellestirme ne kadar uzun soluklu bi cozum yolu olabilir ??

      Sil
    4. Tahvil ve bono satışı da borçlanmaya girer. Kalıcı tek çözüm doğrudan sermaye yatırımı çekmek. O da mal satarak oluyor.
      Asıl çözüm ithal ettiğimiz malları, dışarıyla rekabet edebilecek maliyetle içeride üretmek. Son teşvik paketi bunu amaçlıyor. Nasıl sonuç vereceğini 2 yıl sonra hep birlikte göreceğiz.

      Sil
    5. Ustad ithal ikame modeli bizim durumumuzdaki ülkelere hep tavsiye edilen bence de dogru olan bir yöntem,TRde bi dönem uygulnmk istndi basarsz oldu,peki simdi cari acigmzn cok buyuk bölumunu kapsayan enerji ithalati gercegi ve bunu ic piyasada uretmenin uzun vadeli bi yatrm oldugu ve bu anlamda atilan adimlar olmadigi(en azindan ben bilerek) gercegi, önumuzde dururken ithal mallari dusuk maliyetle ic piyasada uretmek sizce nekadar mumkun?

      Sil
    6. Bir bölümü mümkün bir bölümü değil. Özellikle teknolojik olarak yeni ürünleri bizim üretme durumumuz en azından şu aşamada yok. Ama öteki bazı mallar için var. Onları üretmeyi teşvik edersek üretebiliriz. Ne var ki bu teşvik bir kaç yıl sonra dünya fiyatlarıyla rekabet edebilecek üretim için yapılmalı. Yoksa sonsuza kadar ithal maldan pahalıya üretip yerli tüketiciye faturayı ödetmek doğru tercih değildir.

      Sil
    7. cin gibi bir faktorun oldugu pazarda ithal ikame politikasi nasil uygulanabilirki, serbest piyasa diyorsak daha ucuza ureten cin karsimizda, tesfiklerle nereye kadar. yapilmasi gereken bilgi ve teknoloji uretebilmek.

      Sil
    8. Daha kendi çiftçimizi, mevcut kurulu düzenimizi koruyamıyoruz ki ithal ikamede başarılı olalım. 1930'larda kurulan Fiskobirliğin öyle güzel bir amacı vardı ki, karadeniz çiftçisinden toplanan fındık işlenecek ve dış ülkelere satılacaktı, çeşitli iktidarlar döneminde niteliksiz iş gücü ve amaca hizmet etmeyen yapılanmalarla kurum kapanma noktasına geldi.

      Yöneticileri yabancı dil dahi bilmezken fındığı dış ülkelere pazarlayabilmek, yeni pazarlar açmakta beklenemezdi pek tabi, fındığın pazarlanması için tutulan danışmanlara akıtılan fonlarda cabası...

      Günümüzde kaliteli üniversitelerden mezun 1-2 yabancı dili olan, dünyayı tanıyan, pazarlama, üretim bilen öyle parlak gençler varki. Bu ve bunun gibi kurumları ayağa kaldıracak yine bu gençler bence bir politika değişikliği ile bu gibi kooparatif dahi olsa kamu yararı gözeten kurumların kadroları kpss ve açıktan başarılı bürokrat atamaları ile gençleştirilmeli ve hem bölge çiftçisi hem de ülkemiz kazanmalı.

      Sil
  2. Ustadim
    Yatirimin tasarruflardan fazal olmasi borclanarak yatirim yaptigimizi gosteriyor degil mi?
    o zaman ne tur mallara yatirim yaptigimiz onemlidir, sayet Uretime donuk yatirimlar ise mesele yok ama tuketime donuk yatirim ise biraz zor gunler bizi bekliyor diyebilir miyiz?
    saygilarimla

    ismail boy

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet borçlanarak yatırım yapılıyor. Bir bölümü ihracata dönük yatırım ve üretim için kullanılıyor ve geri dönüyor bir bölümü işse iç üretim amaçlı kullanılıyor o da farklı biçimde geri dönüyor. Tüketime dönük dış harcamalarımız toplamın yüzde 12'si dolayında.

      Sil
  3. Bu denklemdeki harflerin açıklamalarında S,T,I,G,X,M harflerinden (I) harfi yok onun yerine (Y) harfi var. Denklemde ne anlama geldiklerini açıklayan kısımda Y; özel kesim yatırımları diye geçerken formülde O harf yerine (I) kullanılmış. Bu yazı ve veriler iksir niteliğinde olmuş. Burada bulduk formülü ve bu verileri not ettik. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen düzelttim, Y yanlışlıkla girmiş oraya uyarı için teşekkürler.

      Sil
    2. Ben de farkettim sehven I yerine Y yazilmis aciklama kismina.

      Sil
  4. Özel sektör yatırım harcamalarında Enerji yatırımları için ayrı bir kalem yada tutar var mıdır? Ben son dönemde yapılan HES yatırımlarının ciddi bir rakam oluşturduğunu düşünüyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka vardır ama bende o ayrıntıda veri yok.

      Sil
  5. Ana tespit makro ekonomik reformlar yapılana dek şu ki; Türkiye Cari açık problemi ile bütçe dengesi sorunu arasında gidip gelen bir yapıya sahip olmayı sürdürecek. Cari açık rakamı oldukça yüksek bir konuma geldiğinde, TCMB silahını çekti ve kuru harekete geçirdi. Cari dengenin geçen seneye göre olumlu yönde düzeliyor olmasında katkı sahibi oldu. Ancak aynı şekilde biliyoruz ki ekonomik büyüme durduğunda da otomatik olarak cari açık da azalıyor bu defa azalan vergi gelirleri nedeniyle bütçe dengesinde problem başlıyor. Cevabı oldukça değerli soru ve önümüzdeki dönemin kırılma noktasını da TCMB'nin nerede tekrar vites değişikliği yapacağı oluşturmakta. Euro Zone ve Çin tarafında yavaşlayan ekonomik göstergeler zaten TR'yi de aşağı yönlü çekecekse, bu şekilde de cari açık düşmeye devam edecekse kur seviyesinden bağımsız; ekonomik aktivitelerdeki olası yavaşlamaya yönelik tedbirleri TCMB ne zaman almalı ki, bütçe dengesi çok dengesizleşmeden toparlanmaya başlasın, ayrıca TR de daha düşük ve tehlikeli olabilecek büyüme rakamlarına imza atmasın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Soruna yönelik çok doğru bir toparlama olmuş. Teşekkürler.

      Sil
  6. hocam 2011 verilerini nereden buldunuz? 2019 verilerii nasıl bulabilirim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?