2012 Yılında Değişen Cari Açık ve Finansmanı
Ödemeler dengesi şu alt denge ve hesapların bir araya gelmesiyle
oluşur:
Ödemeler Dengesi = Genel Denge +
Rezerv Varlıklar
Genel Denge = Cari Denge +
Sermaye Hesabı + Finans Hesabı + Net Hata ve Noksan
Rezerv Varlıklar = Resmi
Rezervler + Uluslararası Para Fonu Kredileri
TCMB’nın Açıkladığı Ödemeler Dengesi Verileri
Cari dengeyi oluşturan alt dengeler şöyle oluşmuş bulunuyor.
Mal Dengesi (Dışticaret Dengesi) = İhracat – İthalat = 163,3 –
228,9 = -65,6 (Türkiye’nin yurtdışına yaptığı mal satışları yoluyla elde ettiği
döviz tutarından yurtdışından yaptığı mal alışları için ödediği döviz tutarını
düşüyoruz ve mal ya da dışticaret dengesini buluyoruz.)
Hizmetler Dengesi = Hizmet Gelirleri – Hizmet Giderleri = 44,3 –
20,3 = 24,0 (Taşımacılık, turizm, inşaat, sigortacılık, finansal hizmetler ve
diğer hizmetlerin gelir ve giderleri bu dengenin içine giriyor.)
Gelir Dengesi = Gelir – Gider = 5,0 – 11,7 = -6,7 (Doğrudan
yatırımlar, portföy yatırımları, ücret ödemeleri gibi kalemlerin gelir ve
giderleri bu dengeye giriyor.)
Cari Transferler = 1,4 (yurtdışındaki Türk işçilerinin gelirleri
gibi gelirlerle bunların karşıtı olan giderler bu kaleme giriyor.)
Sonuç olarak cari dengeyi şöyle
hesaplıyoruz:
Cari Denge = Mal Dengesi + Hizmetler Dengesi + Gelir
Dengesi + Cari transferler = -46,9
Sermaye hesabı; 43 milyon dolardan ibaret bir kalem.
Finans hesabını oluşturan alt dengelerin özet dökümü de şöyle:
Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımı = Yurtiçinde Doğrudan Yatırım –
Yurtdışında Doğrudan Yatırım = 12,4 – 4,1 = 8,3 (Yani yabancı yatırımcıların
Türkiye’de yaptıkları doğrudan yatırım için getirdikleri döviz tutarından bizim
yatırımcıları yurtdışında yaptıkları yatırımlar için ülkeden çıkardıkları döviz
tutarını düşüyor ve doğrudan yatırımlar konusunda ülkeye net döviz girişini
hesaplıyoruz.)
Portföy Hesabı = Varlıklar – Yükümlülükler = 2,7 + 38,1 = 40,8 (portföy
hesabının içine hisse senetleri ve borç senetleri giriyor. Yabancılara ait olup
da bizim elimizde bulunanlar varlık, bizim çıkardıklarımızdan başkalarının
elinde bulunanlar ise yükümlülük oluşturuyor.)
Diğer Yatırımlar = Varlıklar – Yükümlülükler = (-1,2 + 19,9) = 18,7 (Bu dengede varlıklar
başlığı altında bizim yabancı ülkelerden kredi alacaklarımız, mevduatımız ve
diğer varlıklarımız, yükümlülükler arasında ise yabancıların bizden olan kredi
alacakları ve bizim bankalarımızdaki mevduatları yer alıyor.)
Sonuç olarak finans hesabını
şöyle hesaplıyoruz:
Finans Hesabı = Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımı +
Portföy Hesabı + Diğer Yatırımlar = 8,3 + 40,8 + 18,7 = 67,8
Net hata ve noksan kalemi; 4 milyar dolar (kaynağı bilinmeyen ya da
tam olarak hesaplara alınamayan döviz hareketleri. Artı ise ülkeye hesaplara
alınandan daha fazla döviz girmiş, eksi, ise ülkeden hesaplara alınandan daha
fazla döviz çıkmış demektir. 2012 sonundaki net hata ve noksan kaleminin
işareti artı olduğu için Türkiye’ye kaynağı bilinmeyen ya da hesaplara
alınandan 4 milyar dolar fazla döviz girişi olmuş demektir.)
Rezerv varlıklar şu iki alt kalemden oluşuyor:
Rezerv Varlıklar = Resmi
Rezervler + Uluslararası Para Fonu Kredileri = -20,8 – 2 = -22,8 (Resmi
rezervler TCMB’nin döviz rezervlerindeki değişimi gösteriyor. İşareti artı ise
döviz rezervlerinde eksilme olmuş, eksi ise döviz rezervlerinde artış olmuş
demektir. 2012 yılında bu kalemin işaretinin artı olması TCMB’nin döviz
rezervlerine ekleme yaptığı anlamına geliyor. Uluslararası Para Fonu kredilşeri
ise IMF’den kullanım ya da ödemeleri gösteriyor. İşareti artı ise IMF’den
kullanım yapılıyor, eksi ise IMF’ye geri ödeme yapılıyor demektir. Türkiye
IMF’den aldığı destekleri geri ödediği için 2012 yılında bu kalemin işareti
eksidir.
Şimdi bu verileri bir kez daha özetle yazalım:
Cari Denge= -46,9
Sermaye Hesabı= 0,04
Finans Hesabı= 67,8
Net Hata ve Noksan= 2,0
Rezerv Varlıklar = -22,8
Buna göre
Genel Denge = -46,9 +,0.04 + 67,8 + 1,9 = 22,8
Rezerv Varlıklar = -22,8
Ödemeler Dengesi = 22,8 – 22,8
TÜİK’in Turizm Gelirlerinde Yaptığı Düzenlemelerle Ödemeler Dengesinde Ortaya Çıkan
Değişiklik
TCMB, 2012 yılı ödemeler dengesi
verilerini açıkladıktan bir gün sonra TÜİK, üzerinde çalıştığı ve
sonuçlandırdığı turizm gelir ve giderleri çalışmasını açıkladı. Buna göre
turizm gelir ve giderlerinde hesaba katılmayan ya da eksik katılan bazı
kalemlerin eklenmesiyle turizm gelir ve giderlerinde artış oldu. Bu düzenlemeler
sonucunda turizm gelir ve giderlerindeki net artış pozitif yönde (gelir
yönünde) 5,5 milyar dolara yakın çıktı. Bu yeni düzenlemenin ödemeler dengesine
yansıması aynı miktarda olmuyor. Çünkü TCMB, bu artışa giren bazı kalemleri
geçmişte hizmetler dengesi içinde turizm dışındaki bazı kalemlerde gösteriyordu.
Özetle bu düzeltmenin ödemeler dengesine yansıması 2,2 milyar dolar olacak.
Bu durumda bu 2,2 milyar dolarlık
artış yukarıda değindiğimiz cari denge içindeki hizmetler dengesine giriyor ve
dolayısıyla cari açık 2012 yılında 48,9 milyar dolardan 46,9 milyar dolara
geriliyor. Ödemeler dengesi çift taraflı kayıt esasına göre tutulan bir
muhasebe sistemiyle yürütüldüğü için cari dengedeki bu artış bilançonun bir
başka dengesinde azalmaya yol açıyor. O da net hata ve noksan kalemi. Eskiden
eksik ölçtüğümüz turizm gelirlerini şimdi doğru ölçerek 2,2 milyar dolar fazla
bulduğumuza göre bunları ölçemediğimiz için yazdığımız net hata ve noksan
kaleminden çıkarmamız gerekiyor. Buna göre net hata ve noksan kalemi 4 milyar
dolar değil 1,9 milyar dolar olarak düzeltilmiş oluyor. Bazı başka kalemlerde de ufak tefek düzeltmeler yapılmış bulunuyor.
Hocam iyi akşamlar. Merkez bankasının tuttuğu rezervlerin kaynağı nedir acaba?
YanıtlaSil2012 yılında cari açığa göre 22,8 milyar dolar fazla giriş olmuş. Bankalar bunu TCMB'ye satmışlar veya zorunlu karşılık olarak yatırmışlar. TCMB ya döviz alıyor ya da zorunlu karşılık olarak kabul edişyor ve rezervleri böyle oluşuyor.
SilHocam zorunlu karşılıkları anlıyorum ama bankaların merkez bankasına sattıkları doları mb'sı alabilmek için TL vermiyor mu? Kafama takılan bu TL'nin nasıl karşılandığı..
SilYanılmıyorsam rezerv opsiyon katsayısı uygulamasıyla bankaların TL hesabına tuttuğu zorunluk karşılıkların bir kısmı uygulamada döviz olarak MB'na kaydediliyorken MB da sözkonusu Döviz karşılığı tutarı TL cinsinden bankalara sağlıyor. Yani ilave bir para yaratma mekanizması yok ortada.
SilZorunlu karşılıklar, bankaların topladıkları kaynakların ortalama % 11'i kadar bir tutarı TCMB'ye yatırma zorunluluğudur. Geçmişte bu kaynaklar hangi parayla toplanıyorsa o parayla yatırılırdı. Son dönemde TCMB TL ile toplanan kaynakların belirli bir bölümünün döviz veya altınla yatırılabilmesine olanak sağladı.
SilÖteki konu bankaların fon açıklarının TCMB'den borçlanarak kapatılmasına ilişkin kredi mekanizmasıdır. Yani ilki zorunlu ikincisi isteğe bağlıdır. Bir başka deyişle bankalar fon açıklarını TCMB yerine başka bankalardan da karşılayabilirler.
Zorunlu karşılıklar ile TCMB'den para kullanmanın birbiriyle bire bir ilişkisi yoktur.
Hocam cari açık finanse edildi diyince açık verdiğimiz kısmını sonradan ödüyormuşuz gibi düşünmüyoruz değil mi? Bizim yapmış olduğumuz ve cari açık vermemimize sebeb olan harcamaları ülkemize gelen yabancı sermayeden ve dış borçlardan karşıladığını mı göstermektedir?
YanıtlaSilBunlar eş anlı olaylar. Kredili mal satın alıyoruz bu ithalata yazılıyor bunun için aldığımız kredi de finans hesabındaki diğer yatırımlara yükümlülük olarak giriyor. Yani açık ile finansman eş anlı oluşuyor çoğu kez.
SilHocam cari açığımız finanse edildiği sürece sorun değildir görüşüne katılırmısınız ? Sonuç olarak biz ülke dışına yaptığımız harcamalarda finasman olararak bir kaynak buluyorsak bize borç verecek kişilere yeterince güven verecek sermayeyi buluyorsak bu sorun olur mu? Türkiye'nin finasman kalitesinde mi bir bozukluğu vardır?
YanıtlaSilCari açık finanse edildiği sürece sorun yoktur görüşüne katılmıyorum. Eğer cari açığı sıcak parayla veya portföy yatırımıyla finanse ediyorsak sorun var demektir. Cari açığın finanse edilmesi kadar finansman kalitesi de önemlidir.
SilHocam Türkiye'de ki bazı kulüplerin ülke dışına yaptığı transferlerden elde ettiği gelirler ve ya onlara ödediği paralar ödemeler bilançosunun hangi kısmında yer almaktadır? Hocam birde bankaların açık pozisyonlarını kapatmak için yurtdışından mı borçlanmaktadır yoksa bankalar arası piyasadan mı ? Eğer yurt dışından borçlanıyorsa borçlandığı kısım sermaye hesabında mı gözükmektedir?cevabınız için teşekkür ederim
YanıtlaSilGörünen ödemeler ücret ödemelerine girer. Görünmeyenleri varsa net hata ve noksan kalemine.
SilBankalar açık pozisyon kapatmak için içeriden borçlanırlar. Çünkü açık pozisyonu kapatmak için daha çok TL'ye ihtiyaçları vardır.
Bankaların her türlü dış borçlanması finans hesabı içindeki diğer yatırımlar arasında yer alır.
sanırım Türkiye'de oynayan yabancı futbolcular veya yabancı ülkede oynayan Türk futbolcuların durumu çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarına bakılarak belirleniyor. bir ülkede yerleşik mi değil mi önce ona bakılıyor. yerleşik ise ödemeler dengesi hesaplarında yer almıyor. tabi yurtdışına veya yurtdışından para transferi olursa finans hesaplarında gözüküyor.
SilHocam sanırım medya bu işi oldukça abartmış işin aslını bizlere aktardığınız için teşekkür ederiz. Hakkınızı nasıl ödeyeceğiz?
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Hak diye bir şey yok, teşekkürünüz yeter de artar. Bildiğimi ve anladığımı paylaşmayı seviyorum.
Silhocam portföy yatırımları hem gelir dengesinde hem de finans hesabında yer alıyor sanırım. açıklamanızı rica edebilir miyim?
YanıtlaSilsaygılarımla
Portföy yatırımlarının gelirleri (temettüler vb) yukarıda cari dengede, yatırımlarının kendisi (hisse senetleri vb) aşağıda finans hesabında yer alıyor.
Silhocam aydınlattığınız için teşekkür ederim.
SilRica ederim.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHocam 2012 ödemeler dengesi ile 2011 rakamlarını karşılaştırmanızı temenni ederim.
YanıtlaSilŞimdiden cevabınız için teşekkür ederim.
TCMB düzeltmeleri yapsın sonra bakarız.
SilHocam elinize sağlık. Son zamanlarda blogunuzdaki yazılara ilişkin yorum sayısında ciddi bir artış var.Değerli vaktinizi çalmak istemem ama; bir sorum olacak müsaadenizle: Cari dengenin içinde yer alan ''Gelir dengesi'' içinde yer alan Doğrudan yatırımlar ve Portföy yatırımlarına ilişkin veriler ile ''Finans Hesabı'' altında yer alan Doğrudan yatırımlar ve Portföy yatırımlarına ilişkin verilerin birbirlerinden ayrı gösterilmesinin sebebi nedir?
YanıtlaSilİlki o yatırımlardan elde edilen gelirler (temettü vb)dir.
Siliyi akşamlar hocam..
YanıtlaSilumarım rahatsız etmemişimdir..
bundan 2 hafta evvel bloğunuza yazmıştım..şimdi gene yazma gereği hisettim..
çok değerli abim bundan kısa zaman evvel babadan kalma daireyi satmak zorunda kaldık..iş kuralım dedik ama cesaret edemedik..en güzeli banka faizleri dedik..ama abi oranlar hakikaten çok ölü..ben %20 mevduat faiz oranlarını hatırlıyorum..ailece huzursuzuz abi..psikolojimiz alt-üst durumda..şuanki oranlar abim sizce değişir mi?dahada düşer mi?? neyapalım ne edelim abi??tavsiyelerinize gerçekten çok ihtiyacımız var..saygılarımla..
Ben kişisel yatırımlara tavsiyede bulunmuyorum. Bu bloğun amacı bu değil. Kusura bakmayın.
SilGenel açıklama:
YanıtlaSilCari denge içinde yer alan doğrudan yatırım, portföy yatırımı ve diğer yatırımların gelirleri ve giderleri. Yani kâr, temettü gibi kalemler.
Finans hesabının içinde yer alan portföy yatırımları ise hisse senetleri. Yani birisi senetlerin kendisi öteki geliri.
Dikkat ederseniz cari denge içindekilerde gelirleri ve giderleri ibaresi var.
Bu konu nedense çok karıştırıldı.
hocam kusuruma bakmazsanız bir sorum daha olacak, lütfen mazur görün. ödemeler dengesinde yer alan ihracat rakamı gibi verilerle tuik tarafından yayımlanan veriler farklı, bunun sebebi ne olabilir acaba?
YanıtlaSilTanım farklılıları var. Örneğin ödemeler dengesinde ihracat ve ithalat fob değer üzerinden alınırken, diğer kaynaklarda ihracat fob ithalat cif değer üzerinden alınıyor. Ayrıca ihracat ve ithalat içinde görünen bazı kalemler ödemeler dengesinde başka kalemler içine giriyor.
Silhocam işin ilginç yanı ödemeler dengesinde ihracat tuik ihracat verisinden yaklaşık 10 milyar dolar fazla. bunu anlayamadım, yardımcı olursanız sevinirim. teşekkürler
Silmahfi hocam bende aynı soruyu sorcaktım. http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=13428 adresinde tüik ihracatı 152,5 milyar dolar olarak açıklamış..
SilHocam biz yaptığımız ithalatın büyük bir kısmını finansman kalitesi bozuk olan portföy yatırımı ile karşılıyoruz. Eğer bir gün işler ters giderde Türkiye'ye sermaye girişi sağlanmassa sonsuza kadarda borçlanamayacağımıza göre darboğaza girmezmiyiz ? Finansman kalitemizin sağlıklı olması için ne yapılmasını öngörürsünüz hocam ?
YanıtlaSilDoğru finansman kalitesi bozuk. Bunu sağlıklı hale getirmek için daha fazla yabancı sermaye yatırımı çekmek, ya da daha iyisi tasarruflarımızı artırarak veya yerli üretimi geliştirerek daha az cari açık vermek gerekir.
SilHocam krediyi aldığımız malların finans hesabında yükümlülükler de gözükmesi ülkeden dışarıya sermaye çıkışını mı göstermektedir ?hocam kredili mal alınması dışarıdan borçlanmayla kefeye koyarsak borç aldığımız paralar ülkeye girdiğinde varlıklar hesabında değerlendirilirken kredili alınan mallar niye yükümlülükler hesabında değerlendiriliyor?
YanıtlaSilKredili olarak aldığımız mallarda borçla ithalat yapmış oluyoruz. Türkiye'ye sermaye girişi oluyor. Krediyi geri öderken ise sermaye çıkışı oluyor.
SilBorç aldığımız paralar varlıklarda değil yükümlülüklerde görülüyor. Varlıklar arasında görünen şeyler satın aldığımız hisse senetleri vb.
Hocam uluslararası finans kitabı olarak hangi kitabı şiddetle önerirsiniz?
YanıtlaSilKeith Pilbeam'in International Finance kitabı iyidir.
SilSayın hocam 1 ay sonra sayıştay denetçi yardımcılığı mülakatına gireceğim bu nedenle araştırıp bulamadığım bir kaç ekonomik terim var bunlara cevap verirseniz çok memnun olurum.KAMUSALLIK ÜÇGENİ(MENDOZA ORTAYA KOYMUŞ),BEYAZ FİLLER SENDROMU,HOLLANDA HASTALIĞI.
YanıtlaSilAşağıdaki linklere bakın:
Silhttp://www2.bayar.edu.tr/yonetimekonomi/dergi/pdf/C15S22008/1_18.pdf
http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=beyaz+filler+sendromu
http://tr.wikipedia.org/wiki/Hollanda_hastal%C4%B1%C4%9F%C4%B1
Hocam anlamadığım birşey var
YanıtlaSil"Rezerv Varlıklar = Resmi Rezervler + Uluslararası Para Fonu Kredileri = -20,8 – 2 = -22,8 (Resmi rezervler TCMB’nin döviz rezervlerindeki değişimi gösteriyor.
İşareti artı ise döviz rezervlerinde eksilme olmuş, eksi ise döviz rezervlerinde
artış olmuş demektir. 2012 yılında bu kalemin işaretinin artı olması TCMB’nin döviz rezervlerine ekleme yaptığı anlamına geliyor."
Benim burada kafam karıştı + İşaret iken döviz rezervleri eksiliyor ise 2012 yılındaki kalem işaretinni + olması rezervin azalması anlamına gelmiyor mu siz ekleme olmuş yazmışsınız. Nerede hata yapıyorum anlayamadım
2012 yılında resmi rezervlerin işareti artı değil eksi (-20,8). Eksi olduğu için rezervlerde artış olmuş demektir. Yani yukarıda cari açıktan fazla finansman girişi olmuş bu da TCMB'ye rezerv artışı olarak gelmiş.
Sil:D Evet şimdi gördüm teşekkürler
SilHocam 4 milyar dolar "Net Hata" kalemi için büyük bir meblağ değil mi? Ya da özellikle bazı para girişleri bu kalemde mi gösteriliyor?
YanıtlaSilNet hata ve noksanın nelerden oluştuğu tam olarak bilinmiyor zaten bilinse yerine yazılacak. Ayrıca TÜİK'in yaptığı turizm düzenlemesiyle miktar 4 milyardan 1,8 milyar dolara iniyor.
SilHocam çok açıklayıcı bir yazı teşekkürler. Blog'unuzu biraz geç keşfettim sıkı bir takipçiniz oldum. Benim sizden bir ricam olacak, sayfada kopyalama özelliğini kapatmanızı anlıyorum ama en azından yorumları veya verdiğiniz linkleri kopyalayabilsek çok makbule geçerdi :)
YanıtlaSilKopyalamaya yasak koyma nedenim birçok öğrencinin yazıyı aynen alıp kendisi yazmış gibi ödevlerinde kullanmaları.
SilHocam peki yapılan değişikliği teknik açıdan doğru ve sağlıklı buluyor musunuz? Bu konuda birçok görüş var, bazı eleştirilere göre yapılan değişiklik bilimsel bir metodoloji yaklaşımını düzeltmekten ziyade, cari açığı düşürme kaygısından hareketle ortaya çıkmış görünüyor. Bu konuda sizin görüşünüzü alabilir miyiz? Tşk, syg.
YanıtlaSilTeknik detayları tam olarak açıklanmadı. Açıklanırsa bakacağım. Ne yazık ki bu tür yarım açıklamalar ve yanlış bilgilendirmeler yapılan bütün değişiklikler konusunda tartışma yaratıyor. TÜİK'in yaptığı her değişiklik aynı tartışmaya yol açtı. Sanırım TÜİK'in bağımsız bir kurum olması TCMB'nin bağımsızlığı kadar, hatta belki ondan bile önemli. TÜİK'e atamaları hükümet yapmamalı, başka bir formül bulmak gerekiyor.
Silyazılarınızı kopyalamaya açarsanız çok memnun olacağım efendim.teşekkürler.
YanıtlaSilO zaman (copy - paste ile) alıp kendileri yazmış gibi kullanıyorlar.
SilHocam, Ctrl + Insert ile kopyalanaıp, Shift + Insert ile yapıştırılabiliyor. Bence bu özelliği de kaldırtın..
Siliyi günler hocam
YanıtlaSilCari açıgı yıllarca özel sektör dış borçlanma + portföy yatırımları ile finanse edildi
dış borcumuz eylü sonu verisi :323 milyar dolar + yabancılar 64 milyar dolar tahvil dibs ve 10 milyar dolar gecelik repoda kabaca toplamda 400 milyar dolar
1-400 milyar dolar için her yıl %3 den faiz versek hocam 12 milyar dolar
2-Dogrudan yatırımlar kar transferleri ciddi rakamlara gelmekte
hocam sorum şu;
bu yıl sonu fed parasal genişlemede yılın ikinci yarısından itibaren kademeli azaltıma gidecegi ve abd faizlerin tekrar yükselmeye başlamasıyla türkiye nasıl bir şok yaşar?
Bizim durumumuzda çok ekonomi var, hepsi olumsuz etkilenecek.
SilHocam merhaba, öncelikle bu bilgilendirici aciklamalariniz için teşekkür ederim. Benim sorum, cari açık dustugune göre (!) 2013 yılı için gaza bakmak serbest midir? Yorumlariniz için şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Sil2013'de gaza basarsak 2014 veya 2015'de tekrar frene basmamız gerekir. Çünkü henüz cari açık ile büyüme oranı arasındaki paralel yönlü ilişkiyi kıracak bir yapısal reform gerçekleştiremedik.
Hocam biZim yurtdışında tl olarak harcadığınız paralar ülkeden döviz çıkışını gerektirmediğinden ödemeler bilançosuna nasıl kayıdı yapılacaktır?
YanıtlaSilBasitleştirmek için döviz geliri ve gideri diye tanımlasak da ödemeler dengesi açısından esas olan Türkiye'de yerleşik kişilerin Türkiye dışında yerleşik kişilerle olan parasal ilişkilerinin özetidir. Aksi takdirde, Amerikalıların içeride de dışarıda da dolar harcadıklarını dikkate alırsak, ABD'nin ödemeler dengesi diye bir hesap tutması gerekmezdi.
SilHocam okulda seçmeli ders olarak endüstriyel iktisat dersini seçmede çok kararsız kaldım acaba dersin içerikleri tam olarak nedir? Almamı önerirmisiniz? İktisadi düşünce tarihi ile bunun arasında kararsız kaldım hangisi bize daha çok şey katar ? Cevabınız için teşekkür ederim
YanıtlaSilendüsriyel ekonomi mikro analiz içerir. piyasa türleri( tam rekabet, monopol ve bu iki piyasa arasında kalan monopolcü rekabet ile oligopol piyasası) analiz edilir. ve her bir piyasada faaliyet gösteren firmaların maliyet yapıları incelenerek fiyat ve miktarın nasıl belirlendiği açıklanır. daha sonra piyasa başarısızlıkları ve asimetrik bilgi konuları incelenir.. iktisadi düşünceler tarihi ise iktisat okullarının ve bu okullara mensup iktisatçıların görüşlerini konu alır.
SilEğer mikro analize meraklıysanız endüstriyel ekonomi size uygun bir seçimdir. Eğer makro analize ve onun tarihle olan bağlantısına ilgi duyuyorsanız İktisadi Düşünceler Tarihi okumanız gerekir.
SilBen size pratik bir fikir vereyim. İkisi de gereklidir ama bence siz endüstriyel ekonomi seçin. Bu dersi kendi başınıza çalışıp öğrenmeniz ekonomik düşünceler tarihini kendi başınıza okuyup öğrenmenize göre biraz daha zordur. Ama mutlaka düşünce tarihini de kendi kendinize okuyun. Size Gülten Kazgan'ın İktisadi Düşünceler Tarihi kitabını öneririm.
hocam işin ilginç yanı ödemeler dengesinde ihracat tuik ihracat verisinden yaklaşık 10 milyar dolar fazla. bunu anlayamadım, yardımcı olursanız sevinirim. teşekkürler
YanıtlaSilÖdemeler dengesinde ihracat ve ithalat aynı bazda alınıyor (fob). Oysa TÜİK fob ve cif olarak alıyor. Ayrıca bazı kalemler ödemeler dengesinde başka dengelere gişriyor ama diğer hesaplarda ihracat ve ithalat olarak görülüyor.
Silteşekkür ederim hocam.
YanıtlaSilhocam benim kafamin almadigi tek sey velevki iran bizden altin almasaydi bu dogalgaz parasını biz irana odeyecektik.yani o zaman cari açık çoğalmis olacaktı. bu rakamlar suni rakamlar olmuyormu.Ekonomi yonetimi ve hükümet sadece oy ugruna halkını harcarmi.Siz merkez bankasi başkanı olsaydınız gazami frenemi basarsanız.
YanıtlaSilİran ya da başka ülkeye doğalgaz alımı karşılığında altınla ödeme yapıyorsak ve bu ödeme için TL'yi göstermelik bir ödeme aracı olarak kullanıyorsak o zaman bu ihracat sayılmaz. Zaten uluslararası kuruluşlar da Türkiye'nin ihracatına bu gözlükle bakıyorlar.
SilBen Merkez Bankası Başkanı değilim, o nedenle o şapkayla düşünüp karar veremem. Ama bana ne yapılması gerektiğini sorsalardı ekonomiyi yavaşlatmanın doğru olacağını söylerdim. Ki zaten buralardan o konuda yazdım. Türkiye, yapısal reformları tamamlamadan potansiyel büyüme oranı olan % 5'i çok zorlamamalı.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHocam Merhabalar,
YanıtlaSil2012 yılını çok kısa değerlendirdiğimizde, henüz resmi veriler ortaya koyulmamakla beraber 2,6 civarında beklenenin ve olması gerekenin altında bir büyüme, enflasyon tarafında sıkıntı yok görünüyor, işsizlik yukarı yönlü harekete geçmiş durumda, MB'nin krediler için koyduğu %15'lik büyüme Ocak 2013'te sınırı bir miktar geçmiş durumda, cari açık düşüş trendinde, iç talepte daralma var.
Peki bu durumda 2013 için büyüme ve cari açık tarafında hedelenen oranları yakalamak mevcut durumda mümkün görünmüyor. Yani büyüme tarafına önem verirsek kredi sınırını aşmış olacağız ve iç talebi canlandırmak, ithalatı güçlendireceği için cari açık tarafı alıp başını gidecek, diğer taraftan enflasyon ve cari açık tarafına önem verirsek, iç talepte halen etkisini sürdüren talep daralması, işsizlik, yerlerde sürünen bir büyüme ortaya çıkacak. Büyümenin olmadığı noktada ise hedeflenen türkiye profiline ulaşmak hemen hemen imkansız. Yani portföy yatırımlarından dolaylı yatırımlara geçmek imkansız. Sermaye akısının portföy yatırımlarına gelmiş olması bizim için çok fazla önemli olmaması gerekir. Önemli olan sermayenin diğer yatırımlara getirebilmek. Yukarıda belirtmiş olduğum yerlerde sürünen bir büyüme, işsizlik tarafında yüksek oranlı lider ülkeler sınıfında olmak, hukuk sistemimiz ile henüz güven duyulacak bir yerde olmayışımız, politik ve jeopolitik riskler varken dolaylı yatırımlara yabancı sermayeyi nasıl çekeceğiz ? Yani iç talebi daraltarak, net ihracatımızı fazla gibi gösterip cari açığı düşürdüğünü düşünen politikalar ne kadar sürdürülebilir politikalardır ? Ortada bu kadar risk ve olumsuzluk varken karamsar olmamak için bana söyleyebileceğiniz bir yol varmı ? Sanırım tüm makro göstergelerin istediğimiz şekilde olması, iyi bir hukuk sistemi, sizin belirttiğiniz gibi bir çok alanlarda yapısal reformların tamamlanmasıyla birlikte ülkeye duyulan güvenin artırılması,(bana göre özellikle vergi sisteminin elden geçirilmesi, çok akıllıca düşünülüp ancak daha sonra olumlu etkisi yok denecek kadar azaltılan TTK'nın bir an önce ilk taslak haline getirilerek uygulamaya alınması gibi reformlar olablir ) durumunda ancak küresel tasarruflardan ülkemize giriş sağlayabiliriz. Öncelikle hatalı ifade ettiğim bir açıklama varsa düzeltebilirseniz çok sevinirim.Sizin düşüncenize göre 2013 yılında MB ve iktidar, ekonomi alanında nasıl bir politika izleyecekler ? Büyüme ve işsizlik mi ön planda olacak ? Yoksa cari açık ve enflasyon mu ön planda olacak ?
Saygılarımla
Aytekin Karaarslan
Düşünce sistematiğinizde hiçbir hata yok. Aynen böyle olacak gibi görünüyor. O nedenle benim 2013 tahminim büyümenin düşük kalacağı yönünde. O nedenle yıllardır yapısal reformlar deyip duruyoruz. Herkes yapısal reform deyince sadece vergiyi anlıyor. Oysa cari açığı düşürecek şekilde üretimi biçimlendirmekten tutun da yargı reformuna kadar pek çok konu var. Son olarak TÜİK'in kaybettiği itibarı yerine getirmek için o kurumu tamamen siyasetten bağımsız hale getirecek düzenlemeler de yapısal reformun içine girdi.
SilBence 2013 yılında temkinli bir politika izlenecek. Yüksek büyüme uğruna cari açığın yeniden yüzde 10'lara fırlaması çok tercih edilecek gibi görünmüyor. Buna karşılık 2013'de izlenecek ekonomi politikası konusunda birçok kavgaya tanıklık edebiliriz.
Hocam,
SilDeğerlendirmeniz için çok teşekkür ederim. Yazılarınızı dikkatle takip ediyorum. Konuları anlaşılır ve basit bir şekilde ortaya koymanız, objektif olarak değerlendirme yapıyor olmanız (Herkesin aynı şekilde düşünmesi mümkün değil.Farklı görüşler mutlaka olacak.Önemli olan taraflı olmamak ) sanırım gün geçtikçe takipçilerinizi artıran nedenlerin başında geliyor. ellerinize ve yüreğinize sağlık. Her yeni yazınızı heyecanla bekler durumdayız.
Size bir sorum olacak ; Son günlerde izlediğimiz kadarıyla MB başkanı ile sayın Çağlayan arasında bir bağımsızlık konusudur gidiyor. Bu sorun MB ile İktidar arasındaki genel bir sorunmudur ? Yoksa sadece sayın bakanın bireysel görüşlerini açıklamasından mı kaynaklanmaktadır. Bu tür tartışmaların zaten sağlıklı olmayan ülke ekonomisine zarar vereceğinin farkındalarmıdır ?
Hocam planladığınız yazılar içerisinde sınır komşularımızla ilgili (Suriye,İran vs ) devam eden sorunların ülke ekonomisine etkileri konulu bir yazı düşlünüyormusunuz ?
Saygılarımla
Aytekin Karaarslan
Teşekkür ederim.
SilTCMB ile Çağlayan arasındaki çekişme sanırım asıl olarak düşük değerli TL isteyen ihracatçıların bakana yansıttığı taleplerin dile getirilmesinden kaynaklanıyor. Geçmişte de hep bu konuya bakan bakanlar TL'nin değerlenmesinden TCMB'yi sorumlu tuttular.
BU tür tartışmaların kavgaya vardırılmadığı sürece yani bilimsel ortamda kaldığı sürece zararlı değil yararlı olacağını düşünüyorum. Ama bizde bilimsel gibi başlayan her tartışma sonunda mahalle kavgasına dönüyor.
Komşularla ilişkilerin ekonomiye etkisi konusunda şimdilik bir planım yok.
Hocam hep yapisal reform diyoruz da... Bizim olmayı hedeflediğimiz (umarim hedefliyoruzdur!?) katma değerli üretim yapan, cari fazla veren ekonomi olma işini beceren ülkeler bunu nasıl basardilar? Güney kore trene cok gec binmesine, kuzey kore gibi bir siyasi belaya, el atacağı her sektörde zirveye oynayan japonya gibi bir rakip komşuya, hammadde ve enerji sıkıntısına rağmen bu isi nasil becerdi? Guya 20 sene askeri yönetim altında kaldılar bir de... Bazı yanıtlar kafamda var ama ülkemiz gerçekligine uyarladigimda maalesef türkiye'nin böyle bir dönüşüm geçirmeye halkıyla, siyaset dünyasiyla niyetli olmadığını düşünüyorum, karamsarliga kapılıyorum. Sizin umidiniz varsa söyleyin de geleceğe yönelik güvenimiz bir nebze artsın :/
YanıtlaSilTürkiye, bütün tarihi boyunca en önemli siyasal istikrarı son on yılda yakaladı. Ve ne yazık ki onu makyaja ve estetik düzeltmelere ağırlık vererek kullandı. Örneğin bir seferlik gelirlerle bütçeyi finanse etti, büyümeyi frenleyerek cari açığı düşürdü, hukuk ve eğitim gibi konularda reform diye giriştiği işler deformlara yol açtı. Sadece sağlık konusunda yapısal reform yaptı onun da maliyeti bütün sistemi tehdit eder aşamaya geldi. Yani Türkiye son on yılda yakaladığı büyük fırsatı ne yazık ki kullanamadı. Umarım önümüzdeki on yılda bu işleri yapabiliriz.
SilHOCAM, TÜKETİM KÜLTÜRÜNÜN DE CARİ DENGE ÜZERİNDE ÖNEMLİ BİR ETKİSİ OLDUĞU KANAATİNDEYİM.MESELA: TALEP MUHTEVİYATIMIZDA YENİ TASARRUF YARATACAK YANİ POZİTİF FAZLI GERİ BESLEME ETKİLERİ YARATACAK TALEP HACMİ DÜŞÜK, TASARRUF YARATMAYACAK VE DOLAYISIYLA DA NEGATİF FAZDA GERİ BESLEMEYE NEDEN OLACAK TALEP HACMİ YÜKSEK İSE O EKONOMİDE CARİ DENGENİN BOZULMASI YÜKSEK OLASILIK OLUR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.ACABA ÜLKEMİZDE DE BÖYLE BİR SORUN GÖRÜYORMUSUNUZ HOCAM..SAYGILAR..
YanıtlaSilDoğru tabii ama tüketimin düşük olduğu bir toplumda üretim de olmaz ki. Eğer tüketim için talep yoksa kimse üretim yapmaz.
SilHOCAM, TÜRKİYE YILLIK BAZDA ORTALAMA %3,5 LİK BÜYÜME HIZIYLA 20-30 YIL GEÇİREREK CARİ AÇIK VERMEDEN BÜYÜYEBİLİR BENCE VE BU ŞEKİLDE TASARRUF KAPASİTELERİNİ YÜKSELTEREK,BU TASARRUFLARLA ADIM ADIM AĞIR SANAYİ HAMLELERİ YAPAMAZ MI?.BÖYLECE GERÇEK BİR ÜRETİM EKONOMİSİ OLMA YOLUNA GİREMEZ Mİ?. SAYGILAR..
YanıtlaSilBelki girer ama kimsenin böyle bir sabrı yok. Herkes 2023'de dünyanın ilk on ekonomisi arasına girme hayali kuruyor.
Silbütün 'güncelleme'lere rağmen cari açığın sürüyor olması ve dahi 'sert düşüşe' rağmen bu yapısal sorunun nasıl çözüleceği konusu hala bir sorun!
YanıtlaSilKesinlikle ciddi bir sorun. Üstelik cari açık tek başına düşmeyip büyümeyi de birlikte düşürdüğü sürece daha da büyük bir sorun.
SilÜstad merhaba,
YanıtlaSilÖncelikle bu yazı da dahil tüm yazılarınız için teşekkürler.
Benim bir sorum olacak:
"2012'de cari açığın küçülmesi için talepte frene basıldı" sözü son dönemin en popüler ekonomik söylemlerinden ancak bu fren mekanizmasından pek bahseden yazar görmedim. Tam olarak hangi araçlarla, hangi yollarla frene bastık 2012'de? Bu frenlerin yerine başka alternatif frenler kullanılabilir miydi?
Teşekkürler.
SilEkonomi yüksek oranda büyüyorsa cari açık artıyor, büyüme hızı düşerse cari açık da düşüyor. Büyümenin yüksek ya da düşük olmasını sağlayan araçlar ise para ve maliye politikası araçları. Örneğin piyasadaki kredi hacmini sınırlayacak araçlar kullanılıyorsa (örneğin zorunlu karşılıkların artırılması)büyüme yavaşlıyor.
Bu konularla ilgili daha geniş analizler önceki yazılarımın içinde var.
Hocam cari açığı/GSYH oranladığımızda sonuç kaç çıkarsa risk teşkil etmeye başlar bildiğim kadarıyla %3,5 geçerse risk teşkil eder diye biliyorum.
YanıtlaSilBöyle bir oran yok. Herkes kendine göre bir oran düşünüyor.
Silbirde hocam banka bir kişiye kredi verirken öncelikle kişinin teminatına mı bakmalı yoksa kişinin itibarına(karekterine) mı öncelikle bakmalı
YanıtlaSilİkisi de önemlidir. Geçmiş kayıtlar da önemlidir. Yani kişi daha önce borç almış ve zamanında ödemişse farklıdır, ödemeyi aksatmışsa farklıdır.
Sil2012 yılında bu kalemin işaretinin artı olması" hocam burada "artı" değilde "eksi" olması gerekmiyor mu ?
YanıtlaSilhoca değilim ama gerekmiyor. yanlış anlaşılmasın ama yukardaki yorumları da okuyalım ki 'hoca'yı aynı sorulara sürekli cevap vermek zorunda bırakmayalım.saygılar.
SilHocam iyi akşamlar, finans hesabında portföy hesabı ve diğer yatırımlar kalemlerinde "yükümlülükler" pozitif değerlenmiş. Diğer yatırımlarda "varlıklar" da negatif. Nedendir acaba?
YanıtlaSilBüyüme oranlarının yüksek olması ve gelişmekte olan ülke konumunda olmamız nedeniyle ülkemiz yabancı yatırımcıların gözdesi durumundadır. Sermaye piyasalarınin üçte ikisi yabancı yatırımcıların elinde bulunmaktadır. Yabancı yatırımcıların kaçmasına neden olacak bazı sebepler olabilir bunun sonucunda ekonomi içinden çıkılmaz bir hal alir. Bunun yapısal olarak revize edilmesi gerekmektedir. Yatırımların kalıcı olmaması yapısal
YanıtlaSileksikliklerden kaynaklanmaktadır.Bunun için ne gibi önlemler alınabilir ya da yabancı yatırımcılari urkutmeden nasıl yaptırımlar uygulanabilir?
Yabancı kaynağın en az maliyetlisi ve en çok kalıcı olanı doğrudan sermaye yatırımlarıdır. Türkiye bunu çekmekte başarılı değil. Sadece AB ile müzakere sürecine girdiği ilk yıllarda ciddi bir giriş sağlandı sonraki yıllarda miktar geriledi.
SilTürkiye'ye yabancı kaynak portföy yatırımı ve borç ağırlıklı geliyor. Bunları tutmanın tek yolu ise düşük risk. Asıl çözüm yabancı doğrudan yatırımı çekebilmek.
hocam merhabalar, cari açığın ekonomik etkileri nelerdir bunu açıklamak için hangi başlıklara değinmemiz gerekir? yardımcı olursanız sevinirim şimdiden teşekkürler...
YanıtlaSilHocam Merhaba;
YanıtlaSilUygun görürseniz sizden bir bilgi ricam olacaktı
Yurt dışındaki faaliyetlerinden dolayı döviz geliri elde eden ve bu geliri ülkeye yollayan şirketlerin bu işlemleri bilanço' da hangi kalemde yer alır acaba? Cari Transferler mi ? Yoksa Cari işlemler hesabı hizmet ve gelirler hesabı mı?
Hocam sitenizi uzun zamandır takip ediyorum ve sizden bir sürü şey öğrendim. Merak ettiğim şey acaba bu rakamları alırken hangi kaynak ya da kaynakları kullanıyorsunuz? Dünya bankası (data) rakamları ile sizin aldığınız rakamlar arasında bazı ciddi farklar var. Bilgilendirirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
YanıtlaSilGsyih hesaplarinda genel olarak neleri ölçtüğümüzü ve neleri olcemedigimizi aciklayiniz. Hocam bbu sorumu acilen cevap verirseniz çok sevinirim.
YanıtlaSil