2012 Yılında Değişen Cari Açık ve Finansmanı


Ödemeler dengesi şu alt denge ve hesapların bir araya gelmesiyle oluşur:
Ödemeler Dengesi = Genel Denge + Rezerv Varlıklar
Genel Denge = Cari Denge + Sermaye Hesabı + Finans Hesabı + Net Hata ve Noksan
Rezerv Varlıklar = Resmi Rezervler + Uluslararası Para Fonu Kredileri

TCMB’nın Açıkladığı Ödemeler Dengesi Verileri
Cari dengeyi oluşturan alt dengeler şöyle oluşmuş bulunuyor.
Mal Dengesi (Dışticaret Dengesi) = İhracat – İthalat = 163,3 – 228,9 = -65,6 (Türkiye’nin yurtdışına yaptığı mal satışları yoluyla elde ettiği döviz tutarından yurtdışından yaptığı mal alışları için ödediği döviz tutarını düşüyoruz ve mal ya da dışticaret dengesini buluyoruz.)
Hizmetler Dengesi = Hizmet Gelirleri – Hizmet Giderleri = 44,3 – 20,3 = 24,0 (Taşımacılık, turizm, inşaat, sigortacılık, finansal hizmetler ve diğer hizmetlerin gelir ve giderleri bu dengenin içine giriyor.)
Gelir Dengesi = Gelir – Gider = 5,0 – 11,7 = -6,7 (Doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları, ücret ödemeleri gibi kalemlerin gelir ve giderleri bu dengeye giriyor.)
Cari Transferler = 1,4 (yurtdışındaki Türk işçilerinin gelirleri gibi gelirlerle bunların karşıtı olan giderler bu kaleme giriyor.)

Sonuç olarak cari dengeyi şöyle hesaplıyoruz:
Cari Denge = Mal Dengesi + Hizmetler Dengesi + Gelir Dengesi + Cari transferler = -46,9
 
Sermaye hesabı; 43 milyon dolardan ibaret bir kalem.

Finans hesabını oluşturan alt dengelerin özet dökümü de şöyle:
Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımı = Yurtiçinde Doğrudan Yatırım – Yurtdışında Doğrudan Yatırım = 12,4 – 4,1 = 8,3 (Yani yabancı yatırımcıların Türkiye’de yaptıkları doğrudan yatırım için getirdikleri döviz tutarından bizim yatırımcıları yurtdışında yaptıkları yatırımlar için ülkeden çıkardıkları döviz tutarını düşüyor ve doğrudan yatırımlar konusunda ülkeye net döviz girişini hesaplıyoruz.)
Portföy Hesabı = Varlıklar – Yükümlülükler = 2,7 + 38,1 = 40,8 (portföy hesabının içine hisse senetleri ve borç senetleri giriyor. Yabancılara ait olup da bizim elimizde bulunanlar varlık, bizim çıkardıklarımızdan başkalarının elinde bulunanlar ise yükümlülük oluşturuyor.)
Diğer Yatırımlar = Varlıklar – Yükümlülükler =  (-1,2 + 19,9) = 18,7 (Bu dengede varlıklar başlığı altında bizim yabancı ülkelerden kredi alacaklarımız, mevduatımız ve diğer varlıklarımız, yükümlülükler arasında ise yabancıların bizden olan kredi alacakları ve bizim bankalarımızdaki mevduatları yer alıyor.)

Sonuç olarak finans hesabını şöyle hesaplıyoruz:
Finans Hesabı = Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımı + Portföy Hesabı + Diğer Yatırımlar = 8,3 + 40,8 + 18,7 = 67,8

Net hata ve noksan kalemi; 4 milyar dolar (kaynağı bilinmeyen ya da tam olarak hesaplara alınamayan döviz hareketleri. Artı ise ülkeye hesaplara alınandan daha fazla döviz girmiş, eksi, ise ülkeden hesaplara alınandan daha fazla döviz çıkmış demektir. 2012 sonundaki net hata ve noksan kaleminin işareti artı olduğu için Türkiye’ye kaynağı bilinmeyen ya da hesaplara alınandan 4 milyar dolar fazla döviz girişi olmuş demektir.)

Rezerv varlıklar şu iki alt kalemden oluşuyor:
Rezerv Varlıklar = Resmi Rezervler + Uluslararası Para Fonu Kredileri = -20,8 – 2 = -22,8 (Resmi rezervler TCMB’nin döviz rezervlerindeki değişimi gösteriyor. İşareti artı ise döviz rezervlerinde eksilme olmuş, eksi ise döviz rezervlerinde artış olmuş demektir. 2012 yılında bu kalemin işaretinin artı olması TCMB’nin döviz rezervlerine ekleme yaptığı anlamına geliyor. Uluslararası Para Fonu kredilşeri ise IMF’den kullanım ya da ödemeleri gösteriyor. İşareti artı ise IMF’den kullanım yapılıyor, eksi ise IMF’ye geri ödeme yapılıyor demektir. Türkiye IMF’den aldığı destekleri geri ödediği için 2012 yılında bu kalemin işareti eksidir.

Şimdi bu verileri bir kez daha özetle yazalım:
Cari Denge= -46,9
Sermaye Hesabı= 0,04
Finans Hesabı= 67,8
Net Hata ve Noksan= 2,0
Rezerv Varlıklar = -22,8

Buna göre
Genel Denge = -46,9 +,0.04 + 67,8 + 1,9 = 22,8
Rezerv Varlıklar = -22,8
Ödemeler Dengesi = 22,8 – 22,8

TÜİK’in Turizm Gelirlerinde Yaptığı Düzenlemelerle Ödemeler Dengesinde Ortaya Çıkan Değişiklik
TCMB, 2012 yılı ödemeler dengesi verilerini açıkladıktan bir gün sonra TÜİK, üzerinde çalıştığı ve sonuçlandırdığı turizm gelir ve giderleri çalışmasını açıkladı. Buna göre turizm gelir ve giderlerinde hesaba katılmayan ya da eksik katılan bazı kalemlerin eklenmesiyle turizm gelir ve giderlerinde artış oldu. Bu düzenlemeler sonucunda turizm gelir ve giderlerindeki net artış pozitif yönde (gelir yönünde) 5,5 milyar dolara yakın çıktı. Bu yeni düzenlemenin ödemeler dengesine yansıması aynı miktarda olmuyor. Çünkü TCMB, bu artışa giren bazı kalemleri geçmişte hizmetler dengesi içinde turizm dışındaki bazı kalemlerde gösteriyordu. Özetle bu düzeltmenin ödemeler dengesine yansıması 2,2 milyar dolar olacak.

Bu durumda bu 2,2 milyar dolarlık artış yukarıda değindiğimiz cari denge içindeki hizmetler dengesine giriyor ve dolayısıyla cari açık 2012 yılında 48,9 milyar dolardan 46,9 milyar dolara geriliyor. Ödemeler dengesi çift taraflı kayıt esasına göre tutulan bir muhasebe sistemiyle yürütüldüğü için cari dengedeki bu artış bilançonun bir başka dengesinde azalmaya yol açıyor. O da net hata ve noksan kalemi. Eskiden eksik ölçtüğümüz turizm gelirlerini şimdi doğru ölçerek 2,2 milyar dolar fazla bulduğumuza göre bunları ölçemediğimiz için yazdığımız net hata ve noksan kaleminden çıkarmamız gerekiyor. Buna göre net hata ve noksan kalemi 4 milyar dolar değil 1,9 milyar dolar olarak düzeltilmiş oluyor. Bazı başka kalemlerde de ufak tefek düzeltmeler yapılmış bulunuyor. 

Yorumlar

  1. Hocam iyi akşamlar. Merkez bankasının tuttuğu rezervlerin kaynağı nedir acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2012 yılında cari açığa göre 22,8 milyar dolar fazla giriş olmuş. Bankalar bunu TCMB'ye satmışlar veya zorunlu karşılık olarak yatırmışlar. TCMB ya döviz alıyor ya da zorunlu karşılık olarak kabul edişyor ve rezervleri böyle oluşuyor.

      Sil
    2. Hocam zorunlu karşılıkları anlıyorum ama bankaların merkez bankasına sattıkları doları mb'sı alabilmek için TL vermiyor mu? Kafama takılan bu TL'nin nasıl karşılandığı..

      Sil
    3. Yanılmıyorsam rezerv opsiyon katsayısı uygulamasıyla bankaların TL hesabına tuttuğu zorunluk karşılıkların bir kısmı uygulamada döviz olarak MB'na kaydediliyorken MB da sözkonusu Döviz karşılığı tutarı TL cinsinden bankalara sağlıyor. Yani ilave bir para yaratma mekanizması yok ortada.

      Sil
    4. Zorunlu karşılıklar, bankaların topladıkları kaynakların ortalama % 11'i kadar bir tutarı TCMB'ye yatırma zorunluluğudur. Geçmişte bu kaynaklar hangi parayla toplanıyorsa o parayla yatırılırdı. Son dönemde TCMB TL ile toplanan kaynakların belirli bir bölümünün döviz veya altınla yatırılabilmesine olanak sağladı.
      Öteki konu bankaların fon açıklarının TCMB'den borçlanarak kapatılmasına ilişkin kredi mekanizmasıdır. Yani ilki zorunlu ikincisi isteğe bağlıdır. Bir başka deyişle bankalar fon açıklarını TCMB yerine başka bankalardan da karşılayabilirler.
      Zorunlu karşılıklar ile TCMB'den para kullanmanın birbiriyle bire bir ilişkisi yoktur.

      Sil
  2. Hocam cari açık finanse edildi diyince açık verdiğimiz kısmını sonradan ödüyormuşuz gibi düşünmüyoruz değil mi? Bizim yapmış olduğumuz ve cari açık vermemimize sebeb olan harcamaları ülkemize gelen yabancı sermayeden ve dış borçlardan karşıladığını mı göstermektedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlar eş anlı olaylar. Kredili mal satın alıyoruz bu ithalata yazılıyor bunun için aldığımız kredi de finans hesabındaki diğer yatırımlara yükümlülük olarak giriyor. Yani açık ile finansman eş anlı oluşuyor çoğu kez.

      Sil
  3. Hocam cari açığımız finanse edildiği sürece sorun değildir görüşüne katılırmısınız ? Sonuç olarak biz ülke dışına yaptığımız harcamalarda finasman olararak bir kaynak buluyorsak bize borç verecek kişilere yeterince güven verecek sermayeyi buluyorsak bu sorun olur mu? Türkiye'nin finasman kalitesinde mi bir bozukluğu vardır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari açık finanse edildiği sürece sorun yoktur görüşüne katılmıyorum. Eğer cari açığı sıcak parayla veya portföy yatırımıyla finanse ediyorsak sorun var demektir. Cari açığın finanse edilmesi kadar finansman kalitesi de önemlidir.

      Sil
  4. Hocam Türkiye'de ki bazı kulüplerin ülke dışına yaptığı transferlerden elde ettiği gelirler ve ya onlara ödediği paralar ödemeler bilançosunun hangi kısmında yer almaktadır? Hocam birde bankaların açık pozisyonlarını kapatmak için yurtdışından mı borçlanmaktadır yoksa bankalar arası piyasadan mı ? Eğer yurt dışından borçlanıyorsa borçlandığı kısım sermaye hesabında mı gözükmektedir?cevabınız için teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görünen ödemeler ücret ödemelerine girer. Görünmeyenleri varsa net hata ve noksan kalemine.
      Bankalar açık pozisyon kapatmak için içeriden borçlanırlar. Çünkü açık pozisyonu kapatmak için daha çok TL'ye ihtiyaçları vardır.
      Bankaların her türlü dış borçlanması finans hesabı içindeki diğer yatırımlar arasında yer alır.

      Sil
    2. sanırım Türkiye'de oynayan yabancı futbolcular veya yabancı ülkede oynayan Türk futbolcuların durumu çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarına bakılarak belirleniyor. bir ülkede yerleşik mi değil mi önce ona bakılıyor. yerleşik ise ödemeler dengesi hesaplarında yer almıyor. tabi yurtdışına veya yurtdışından para transferi olursa finans hesaplarında gözüküyor.

      Sil
  5. Hocam sanırım medya bu işi oldukça abartmış işin aslını bizlere aktardığınız için teşekkür ederiz. Hakkınızı nasıl ödeyeceğiz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Hak diye bir şey yok, teşekkürünüz yeter de artar. Bildiğimi ve anladığımı paylaşmayı seviyorum.

      Sil
  6. hocam portföy yatırımları hem gelir dengesinde hem de finans hesabında yer alıyor sanırım. açıklamanızı rica edebilir miyim?
    saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Portföy yatırımlarının gelirleri (temettüler vb) yukarıda cari dengede, yatırımlarının kendisi (hisse senetleri vb) aşağıda finans hesabında yer alıyor.

      Sil
    2. hocam aydınlattığınız için teşekkür ederim.

      Sil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. Hocam 2012 ödemeler dengesi ile 2011 rakamlarını karşılaştırmanızı temenni ederim.
    Şimdiden cevabınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  9. Hocam elinize sağlık. Son zamanlarda blogunuzdaki yazılara ilişkin yorum sayısında ciddi bir artış var.Değerli vaktinizi çalmak istemem ama; bir sorum olacak müsaadenizle: Cari dengenin içinde yer alan ''Gelir dengesi'' içinde yer alan Doğrudan yatırımlar ve Portföy yatırımlarına ilişkin veriler ile ''Finans Hesabı'' altında yer alan Doğrudan yatırımlar ve Portföy yatırımlarına ilişkin verilerin birbirlerinden ayrı gösterilmesinin sebebi nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlki o yatırımlardan elde edilen gelirler (temettü vb)dir.

      Sil
  10. iyi akşamlar hocam..
    umarım rahatsız etmemişimdir..
    bundan 2 hafta evvel bloğunuza yazmıştım..şimdi gene yazma gereği hisettim..
    çok değerli abim bundan kısa zaman evvel babadan kalma daireyi satmak zorunda kaldık..iş kuralım dedik ama cesaret edemedik..en güzeli banka faizleri dedik..ama abi oranlar hakikaten çok ölü..ben %20 mevduat faiz oranlarını hatırlıyorum..ailece huzursuzuz abi..psikolojimiz alt-üst durumda..şuanki oranlar abim sizce değişir mi?dahada düşer mi?? neyapalım ne edelim abi??tavsiyelerinize gerçekten çok ihtiyacımız var..saygılarımla..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kişisel yatırımlara tavsiyede bulunmuyorum. Bu bloğun amacı bu değil. Kusura bakmayın.

      Sil
  11. Genel açıklama:
    Cari denge içinde yer alan doğrudan yatırım, portföy yatırımı ve diğer yatırımların gelirleri ve giderleri. Yani kâr, temettü gibi kalemler.
    Finans hesabının içinde yer alan portföy yatırımları ise hisse senetleri. Yani birisi senetlerin kendisi öteki geliri.
    Dikkat ederseniz cari denge içindekilerde gelirleri ve giderleri ibaresi var.
    Bu konu nedense çok karıştırıldı.

    YanıtlaSil
  12. hocam kusuruma bakmazsanız bir sorum daha olacak, lütfen mazur görün. ödemeler dengesinde yer alan ihracat rakamı gibi verilerle tuik tarafından yayımlanan veriler farklı, bunun sebebi ne olabilir acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tanım farklılıları var. Örneğin ödemeler dengesinde ihracat ve ithalat fob değer üzerinden alınırken, diğer kaynaklarda ihracat fob ithalat cif değer üzerinden alınıyor. Ayrıca ihracat ve ithalat içinde görünen bazı kalemler ödemeler dengesinde başka kalemler içine giriyor.

      Sil
    2. hocam işin ilginç yanı ödemeler dengesinde ihracat tuik ihracat verisinden yaklaşık 10 milyar dolar fazla. bunu anlayamadım, yardımcı olursanız sevinirim. teşekkürler

      Sil
    3. mahfi hocam bende aynı soruyu sorcaktım. http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=13428 adresinde tüik ihracatı 152,5 milyar dolar olarak açıklamış..

      Sil
  13. Hocam biz yaptığımız ithalatın büyük bir kısmını finansman kalitesi bozuk olan portföy yatırımı ile karşılıyoruz. Eğer bir gün işler ters giderde Türkiye'ye sermaye girişi sağlanmassa sonsuza kadarda borçlanamayacağımıza göre darboğaza girmezmiyiz ? Finansman kalitemizin sağlıklı olması için ne yapılmasını öngörürsünüz hocam ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru finansman kalitesi bozuk. Bunu sağlıklı hale getirmek için daha fazla yabancı sermaye yatırımı çekmek, ya da daha iyisi tasarruflarımızı artırarak veya yerli üretimi geliştirerek daha az cari açık vermek gerekir.

      Sil
  14. Hocam krediyi aldığımız malların finans hesabında yükümlülükler de gözükmesi ülkeden dışarıya sermaye çıkışını mı göstermektedir ?hocam kredili mal alınması dışarıdan borçlanmayla kefeye koyarsak borç aldığımız paralar ülkeye girdiğinde varlıklar hesabında değerlendirilirken kredili alınan mallar niye yükümlülükler hesabında değerlendiriliyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kredili olarak aldığımız mallarda borçla ithalat yapmış oluyoruz. Türkiye'ye sermaye girişi oluyor. Krediyi geri öderken ise sermaye çıkışı oluyor.
      Borç aldığımız paralar varlıklarda değil yükümlülüklerde görülüyor. Varlıklar arasında görünen şeyler satın aldığımız hisse senetleri vb.

      Sil
  15. Hocam uluslararası finans kitabı olarak hangi kitabı şiddetle önerirsiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keith Pilbeam'in International Finance kitabı iyidir.

      Sil
  16. Sayın hocam 1 ay sonra sayıştay denetçi yardımcılığı mülakatına gireceğim bu nedenle araştırıp bulamadığım bir kaç ekonomik terim var bunlara cevap verirseniz çok memnun olurum.KAMUSALLIK ÜÇGENİ(MENDOZA ORTAYA KOYMUŞ),BEYAZ FİLLER SENDROMU,HOLLANDA HASTALIĞI.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşağıdaki linklere bakın:
      http://www2.bayar.edu.tr/yonetimekonomi/dergi/pdf/C15S22008/1_18.pdf
      http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=beyaz+filler+sendromu
      http://tr.wikipedia.org/wiki/Hollanda_hastal%C4%B1%C4%9F%C4%B1

      Sil
  17. Hocam anlamadığım birşey var

    "Rezerv Varlıklar = Resmi Rezervler + Uluslararası Para Fonu Kredileri = -20,8 – 2 = -22,8 (Resmi rezervler TCMB’nin döviz rezervlerindeki değişimi gösteriyor.

    İşareti artı ise döviz rezervlerinde eksilme olmuş, eksi ise döviz rezervlerinde
    artış olmuş demektir. 2012 yılında bu kalemin işaretinin artı olması TCMB’nin döviz rezervlerine ekleme yaptığı anlamına geliyor."

    Benim burada kafam karıştı + İşaret iken döviz rezervleri eksiliyor ise 2012 yılındaki kalem işaretinni + olması rezervin azalması anlamına gelmiyor mu siz ekleme olmuş yazmışsınız. Nerede hata yapıyorum anlayamadım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2012 yılında resmi rezervlerin işareti artı değil eksi (-20,8). Eksi olduğu için rezervlerde artış olmuş demektir. Yani yukarıda cari açıktan fazla finansman girişi olmuş bu da TCMB'ye rezerv artışı olarak gelmiş.

      Sil
    2. :D Evet şimdi gördüm teşekkürler

      Sil
  18. Hocam 4 milyar dolar "Net Hata" kalemi için büyük bir meblağ değil mi? Ya da özellikle bazı para girişleri bu kalemde mi gösteriliyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Net hata ve noksanın nelerden oluştuğu tam olarak bilinmiyor zaten bilinse yerine yazılacak. Ayrıca TÜİK'in yaptığı turizm düzenlemesiyle miktar 4 milyardan 1,8 milyar dolara iniyor.

      Sil
  19. Hocam çok açıklayıcı bir yazı teşekkürler. Blog'unuzu biraz geç keşfettim sıkı bir takipçiniz oldum. Benim sizden bir ricam olacak, sayfada kopyalama özelliğini kapatmanızı anlıyorum ama en azından yorumları veya verdiğiniz linkleri kopyalayabilsek çok makbule geçerdi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kopyalamaya yasak koyma nedenim birçok öğrencinin yazıyı aynen alıp kendisi yazmış gibi ödevlerinde kullanmaları.

      Sil
  20. Hocam peki yapılan değişikliği teknik açıdan doğru ve sağlıklı buluyor musunuz? Bu konuda birçok görüş var, bazı eleştirilere göre yapılan değişiklik bilimsel bir metodoloji yaklaşımını düzeltmekten ziyade, cari açığı düşürme kaygısından hareketle ortaya çıkmış görünüyor. Bu konuda sizin görüşünüzü alabilir miyiz? Tşk, syg.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teknik detayları tam olarak açıklanmadı. Açıklanırsa bakacağım. Ne yazık ki bu tür yarım açıklamalar ve yanlış bilgilendirmeler yapılan bütün değişiklikler konusunda tartışma yaratıyor. TÜİK'in yaptığı her değişiklik aynı tartışmaya yol açtı. Sanırım TÜİK'in bağımsız bir kurum olması TCMB'nin bağımsızlığı kadar, hatta belki ondan bile önemli. TÜİK'e atamaları hükümet yapmamalı, başka bir formül bulmak gerekiyor.

      Sil
  21. yazılarınızı kopyalamaya açarsanız çok memnun olacağım efendim.teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman (copy - paste ile) alıp kendileri yazmış gibi kullanıyorlar.

      Sil
    2. Hocam, Ctrl + Insert ile kopyalanaıp, Shift + Insert ile yapıştırılabiliyor. Bence bu özelliği de kaldırtın..

      Sil
  22. iyi günler hocam

    Cari açıgı yıllarca özel sektör dış borçlanma + portföy yatırımları ile finanse edildi
    dış borcumuz eylü sonu verisi :323 milyar dolar + yabancılar 64 milyar dolar tahvil dibs ve 10 milyar dolar gecelik repoda kabaca toplamda 400 milyar dolar

    1-400 milyar dolar için her yıl %3 den faiz versek hocam 12 milyar dolar
    2-Dogrudan yatırımlar kar transferleri ciddi rakamlara gelmekte

    hocam sorum şu;
    bu yıl sonu fed parasal genişlemede yılın ikinci yarısından itibaren kademeli azaltıma gidecegi ve abd faizlerin tekrar yükselmeye başlamasıyla türkiye nasıl bir şok yaşar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim durumumuzda çok ekonomi var, hepsi olumsuz etkilenecek.

      Sil
  23. Hocam merhaba, öncelikle bu bilgilendirici aciklamalariniz için teşekkür ederim. Benim sorum, cari açık dustugune göre (!) 2013 yılı için gaza bakmak serbest midir? Yorumlariniz için şimdiden teşekkür ederim. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      2013'de gaza basarsak 2014 veya 2015'de tekrar frene basmamız gerekir. Çünkü henüz cari açık ile büyüme oranı arasındaki paralel yönlü ilişkiyi kıracak bir yapısal reform gerçekleştiremedik.

      Sil
  24. Hocam biZim yurtdışında tl olarak harcadığınız paralar ülkeden döviz çıkışını gerektirmediğinden ödemeler bilançosuna nasıl kayıdı yapılacaktır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Basitleştirmek için döviz geliri ve gideri diye tanımlasak da ödemeler dengesi açısından esas olan Türkiye'de yerleşik kişilerin Türkiye dışında yerleşik kişilerle olan parasal ilişkilerinin özetidir. Aksi takdirde, Amerikalıların içeride de dışarıda da dolar harcadıklarını dikkate alırsak, ABD'nin ödemeler dengesi diye bir hesap tutması gerekmezdi.

      Sil
  25. Hocam okulda seçmeli ders olarak endüstriyel iktisat dersini seçmede çok kararsız kaldım acaba dersin içerikleri tam olarak nedir? Almamı önerirmisiniz? İktisadi düşünce tarihi ile bunun arasında kararsız kaldım hangisi bize daha çok şey katar ? Cevabınız için teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. endüsriyel ekonomi mikro analiz içerir. piyasa türleri( tam rekabet, monopol ve bu iki piyasa arasında kalan monopolcü rekabet ile oligopol piyasası) analiz edilir. ve her bir piyasada faaliyet gösteren firmaların maliyet yapıları incelenerek fiyat ve miktarın nasıl belirlendiği açıklanır. daha sonra piyasa başarısızlıkları ve asimetrik bilgi konuları incelenir.. iktisadi düşünceler tarihi ise iktisat okullarının ve bu okullara mensup iktisatçıların görüşlerini konu alır.

      Sil
    2. Eğer mikro analize meraklıysanız endüstriyel ekonomi size uygun bir seçimdir. Eğer makro analize ve onun tarihle olan bağlantısına ilgi duyuyorsanız İktisadi Düşünceler Tarihi okumanız gerekir.
      Ben size pratik bir fikir vereyim. İkisi de gereklidir ama bence siz endüstriyel ekonomi seçin. Bu dersi kendi başınıza çalışıp öğrenmeniz ekonomik düşünceler tarihini kendi başınıza okuyup öğrenmenize göre biraz daha zordur. Ama mutlaka düşünce tarihini de kendi kendinize okuyun. Size Gülten Kazgan'ın İktisadi Düşünceler Tarihi kitabını öneririm.

      Sil
  26. hocam işin ilginç yanı ödemeler dengesinde ihracat tuik ihracat verisinden yaklaşık 10 milyar dolar fazla. bunu anlayamadım, yardımcı olursanız sevinirim. teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ödemeler dengesinde ihracat ve ithalat aynı bazda alınıyor (fob). Oysa TÜİK fob ve cif olarak alıyor. Ayrıca bazı kalemler ödemeler dengesinde başka dengelere gişriyor ama diğer hesaplarda ihracat ve ithalat olarak görülüyor.

      Sil
  27. hocam benim kafamin almadigi tek sey velevki iran bizden altin almasaydi bu dogalgaz parasını biz irana odeyecektik.yani o zaman cari açık çoğalmis olacaktı. bu rakamlar suni rakamlar olmuyormu.Ekonomi yonetimi ve hükümet sadece oy ugruna halkını harcarmi.Siz merkez bankasi başkanı olsaydınız gazami frenemi basarsanız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İran ya da başka ülkeye doğalgaz alımı karşılığında altınla ödeme yapıyorsak ve bu ödeme için TL'yi göstermelik bir ödeme aracı olarak kullanıyorsak o zaman bu ihracat sayılmaz. Zaten uluslararası kuruluşlar da Türkiye'nin ihracatına bu gözlükle bakıyorlar.
      Ben Merkez Bankası Başkanı değilim, o nedenle o şapkayla düşünüp karar veremem. Ama bana ne yapılması gerektiğini sorsalardı ekonomiyi yavaşlatmanın doğru olacağını söylerdim. Ki zaten buralardan o konuda yazdım. Türkiye, yapısal reformları tamamlamadan potansiyel büyüme oranı olan % 5'i çok zorlamamalı.

      Sil
  28. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  29. Hocam Merhabalar,

    2012 yılını çok kısa değerlendirdiğimizde, henüz resmi veriler ortaya koyulmamakla beraber 2,6 civarında beklenenin ve olması gerekenin altında bir büyüme, enflasyon tarafında sıkıntı yok görünüyor, işsizlik yukarı yönlü harekete geçmiş durumda, MB'nin krediler için koyduğu %15'lik büyüme Ocak 2013'te sınırı bir miktar geçmiş durumda, cari açık düşüş trendinde, iç talepte daralma var.
    Peki bu durumda 2013 için büyüme ve cari açık tarafında hedelenen oranları yakalamak mevcut durumda mümkün görünmüyor. Yani büyüme tarafına önem verirsek kredi sınırını aşmış olacağız ve iç talebi canlandırmak, ithalatı güçlendireceği için cari açık tarafı alıp başını gidecek, diğer taraftan enflasyon ve cari açık tarafına önem verirsek, iç talepte halen etkisini sürdüren talep daralması, işsizlik, yerlerde sürünen bir büyüme ortaya çıkacak. Büyümenin olmadığı noktada ise hedeflenen türkiye profiline ulaşmak hemen hemen imkansız. Yani portföy yatırımlarından dolaylı yatırımlara geçmek imkansız. Sermaye akısının portföy yatırımlarına gelmiş olması bizim için çok fazla önemli olmaması gerekir. Önemli olan sermayenin diğer yatırımlara getirebilmek. Yukarıda belirtmiş olduğum yerlerde sürünen bir büyüme, işsizlik tarafında yüksek oranlı lider ülkeler sınıfında olmak, hukuk sistemimiz ile henüz güven duyulacak bir yerde olmayışımız, politik ve jeopolitik riskler varken dolaylı yatırımlara yabancı sermayeyi nasıl çekeceğiz ? Yani iç talebi daraltarak, net ihracatımızı fazla gibi gösterip cari açığı düşürdüğünü düşünen politikalar ne kadar sürdürülebilir politikalardır ? Ortada bu kadar risk ve olumsuzluk varken karamsar olmamak için bana söyleyebileceğiniz bir yol varmı ? Sanırım tüm makro göstergelerin istediğimiz şekilde olması, iyi bir hukuk sistemi, sizin belirttiğiniz gibi bir çok alanlarda yapısal reformların tamamlanmasıyla birlikte ülkeye duyulan güvenin artırılması,(bana göre özellikle vergi sisteminin elden geçirilmesi, çok akıllıca düşünülüp ancak daha sonra olumlu etkisi yok denecek kadar azaltılan TTK'nın bir an önce ilk taslak haline getirilerek uygulamaya alınması gibi reformlar olablir ) durumunda ancak küresel tasarruflardan ülkemize giriş sağlayabiliriz. Öncelikle hatalı ifade ettiğim bir açıklama varsa düzeltebilirseniz çok sevinirim.Sizin düşüncenize göre 2013 yılında MB ve iktidar, ekonomi alanında nasıl bir politika izleyecekler ? Büyüme ve işsizlik mi ön planda olacak ? Yoksa cari açık ve enflasyon mu ön planda olacak ?
    Saygılarımla
    Aytekin Karaarslan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşünce sistematiğinizde hiçbir hata yok. Aynen böyle olacak gibi görünüyor. O nedenle benim 2013 tahminim büyümenin düşük kalacağı yönünde. O nedenle yıllardır yapısal reformlar deyip duruyoruz. Herkes yapısal reform deyince sadece vergiyi anlıyor. Oysa cari açığı düşürecek şekilde üretimi biçimlendirmekten tutun da yargı reformuna kadar pek çok konu var. Son olarak TÜİK'in kaybettiği itibarı yerine getirmek için o kurumu tamamen siyasetten bağımsız hale getirecek düzenlemeler de yapısal reformun içine girdi.
      Bence 2013 yılında temkinli bir politika izlenecek. Yüksek büyüme uğruna cari açığın yeniden yüzde 10'lara fırlaması çok tercih edilecek gibi görünmüyor. Buna karşılık 2013'de izlenecek ekonomi politikası konusunda birçok kavgaya tanıklık edebiliriz.

      Sil
    2. Hocam,
      Değerlendirmeniz için çok teşekkür ederim. Yazılarınızı dikkatle takip ediyorum. Konuları anlaşılır ve basit bir şekilde ortaya koymanız, objektif olarak değerlendirme yapıyor olmanız (Herkesin aynı şekilde düşünmesi mümkün değil.Farklı görüşler mutlaka olacak.Önemli olan taraflı olmamak ) sanırım gün geçtikçe takipçilerinizi artıran nedenlerin başında geliyor. ellerinize ve yüreğinize sağlık. Her yeni yazınızı heyecanla bekler durumdayız.

      Size bir sorum olacak ; Son günlerde izlediğimiz kadarıyla MB başkanı ile sayın Çağlayan arasında bir bağımsızlık konusudur gidiyor. Bu sorun MB ile İktidar arasındaki genel bir sorunmudur ? Yoksa sadece sayın bakanın bireysel görüşlerini açıklamasından mı kaynaklanmaktadır. Bu tür tartışmaların zaten sağlıklı olmayan ülke ekonomisine zarar vereceğinin farkındalarmıdır ?

      Hocam planladığınız yazılar içerisinde sınır komşularımızla ilgili (Suriye,İran vs ) devam eden sorunların ülke ekonomisine etkileri konulu bir yazı düşlünüyormusunuz ?

      Saygılarımla
      Aytekin Karaarslan

      Sil
    3. Teşekkür ederim.
      TCMB ile Çağlayan arasındaki çekişme sanırım asıl olarak düşük değerli TL isteyen ihracatçıların bakana yansıttığı taleplerin dile getirilmesinden kaynaklanıyor. Geçmişte de hep bu konuya bakan bakanlar TL'nin değerlenmesinden TCMB'yi sorumlu tuttular.
      BU tür tartışmaların kavgaya vardırılmadığı sürece yani bilimsel ortamda kaldığı sürece zararlı değil yararlı olacağını düşünüyorum. Ama bizde bilimsel gibi başlayan her tartışma sonunda mahalle kavgasına dönüyor.
      Komşularla ilişkilerin ekonomiye etkisi konusunda şimdilik bir planım yok.

      Sil
  30. Hocam hep yapisal reform diyoruz da... Bizim olmayı hedeflediğimiz (umarim hedefliyoruzdur!?) katma değerli üretim yapan, cari fazla veren ekonomi olma işini beceren ülkeler bunu nasıl basardilar? Güney kore trene cok gec binmesine, kuzey kore gibi bir siyasi belaya, el atacağı her sektörde zirveye oynayan japonya gibi bir rakip komşuya, hammadde ve enerji sıkıntısına rağmen bu isi nasil becerdi? Guya 20 sene askeri yönetim altında kaldılar bir de... Bazı yanıtlar kafamda var ama ülkemiz gerçekligine uyarladigimda maalesef türkiye'nin böyle bir dönüşüm geçirmeye halkıyla, siyaset dünyasiyla niyetli olmadığını düşünüyorum, karamsarliga kapılıyorum. Sizin umidiniz varsa söyleyin de geleceğe yönelik güvenimiz bir nebze artsın :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye, bütün tarihi boyunca en önemli siyasal istikrarı son on yılda yakaladı. Ve ne yazık ki onu makyaja ve estetik düzeltmelere ağırlık vererek kullandı. Örneğin bir seferlik gelirlerle bütçeyi finanse etti, büyümeyi frenleyerek cari açığı düşürdü, hukuk ve eğitim gibi konularda reform diye giriştiği işler deformlara yol açtı. Sadece sağlık konusunda yapısal reform yaptı onun da maliyeti bütün sistemi tehdit eder aşamaya geldi. Yani Türkiye son on yılda yakaladığı büyük fırsatı ne yazık ki kullanamadı. Umarım önümüzdeki on yılda bu işleri yapabiliriz.

      Sil
  31. HOCAM, TÜKETİM KÜLTÜRÜNÜN DE CARİ DENGE ÜZERİNDE ÖNEMLİ BİR ETKİSİ OLDUĞU KANAATİNDEYİM.MESELA: TALEP MUHTEVİYATIMIZDA YENİ TASARRUF YARATACAK YANİ POZİTİF FAZLI GERİ BESLEME ETKİLERİ YARATACAK TALEP HACMİ DÜŞÜK, TASARRUF YARATMAYACAK VE DOLAYISIYLA DA NEGATİF FAZDA GERİ BESLEMEYE NEDEN OLACAK TALEP HACMİ YÜKSEK İSE O EKONOMİDE CARİ DENGENİN BOZULMASI YÜKSEK OLASILIK OLUR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.ACABA ÜLKEMİZDE DE BÖYLE BİR SORUN GÖRÜYORMUSUNUZ HOCAM..SAYGILAR..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru tabii ama tüketimin düşük olduğu bir toplumda üretim de olmaz ki. Eğer tüketim için talep yoksa kimse üretim yapmaz.

      Sil
  32. HOCAM, TÜRKİYE YILLIK BAZDA ORTALAMA %3,5 LİK BÜYÜME HIZIYLA 20-30 YIL GEÇİREREK CARİ AÇIK VERMEDEN BÜYÜYEBİLİR BENCE VE BU ŞEKİLDE TASARRUF KAPASİTELERİNİ YÜKSELTEREK,BU TASARRUFLARLA ADIM ADIM AĞIR SANAYİ HAMLELERİ YAPAMAZ MI?.BÖYLECE GERÇEK BİR ÜRETİM EKONOMİSİ OLMA YOLUNA GİREMEZ Mİ?. SAYGILAR..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki girer ama kimsenin böyle bir sabrı yok. Herkes 2023'de dünyanın ilk on ekonomisi arasına girme hayali kuruyor.

      Sil
  33. bütün 'güncelleme'lere rağmen cari açığın sürüyor olması ve dahi 'sert düşüşe' rağmen bu yapısal sorunun nasıl çözüleceği konusu hala bir sorun!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle ciddi bir sorun. Üstelik cari açık tek başına düşmeyip büyümeyi de birlikte düşürdüğü sürece daha da büyük bir sorun.

      Sil
  34. Üstad merhaba,
    Öncelikle bu yazı da dahil tüm yazılarınız için teşekkürler.
    Benim bir sorum olacak:
    "2012'de cari açığın küçülmesi için talepte frene basıldı" sözü son dönemin en popüler ekonomik söylemlerinden ancak bu fren mekanizmasından pek bahseden yazar görmedim. Tam olarak hangi araçlarla, hangi yollarla frene bastık 2012'de? Bu frenlerin yerine başka alternatif frenler kullanılabilir miydi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Ekonomi yüksek oranda büyüyorsa cari açık artıyor, büyüme hızı düşerse cari açık da düşüyor. Büyümenin yüksek ya da düşük olmasını sağlayan araçlar ise para ve maliye politikası araçları. Örneğin piyasadaki kredi hacmini sınırlayacak araçlar kullanılıyorsa (örneğin zorunlu karşılıkların artırılması)büyüme yavaşlıyor.
      Bu konularla ilgili daha geniş analizler önceki yazılarımın içinde var.

      Sil
  35. Hocam cari açığı/GSYH oranladığımızda sonuç kaç çıkarsa risk teşkil etmeye başlar bildiğim kadarıyla %3,5 geçerse risk teşkil eder diye biliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir oran yok. Herkes kendine göre bir oran düşünüyor.

      Sil
  36. birde hocam banka bir kişiye kredi verirken öncelikle kişinin teminatına mı bakmalı yoksa kişinin itibarına(karekterine) mı öncelikle bakmalı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisi de önemlidir. Geçmiş kayıtlar da önemlidir. Yani kişi daha önce borç almış ve zamanında ödemişse farklıdır, ödemeyi aksatmışsa farklıdır.

      Sil
  37. 2012 yılında bu kalemin işaretinin artı olması" hocam burada "artı" değilde "eksi" olması gerekmiyor mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hoca değilim ama gerekmiyor. yanlış anlaşılmasın ama yukardaki yorumları da okuyalım ki 'hoca'yı aynı sorulara sürekli cevap vermek zorunda bırakmayalım.saygılar.

      Sil
  38. Hocam iyi akşamlar, finans hesabında portföy hesabı ve diğer yatırımlar kalemlerinde "yükümlülükler" pozitif değerlenmiş. Diğer yatırımlarda "varlıklar" da negatif. Nedendir acaba?

    YanıtlaSil
  39. Burak Korkusuz12 Mart 2013 21:09

    Büyüme oranlarının yüksek olması ve gelişmekte olan ülke konumunda olmamız nedeniyle ülkemiz yabancı yatırımcıların gözdesi durumundadır. Sermaye piyasalarınin üçte ikisi yabancı yatırımcıların elinde bulunmaktadır. Yabancı yatırımcıların kaçmasına neden olacak bazı sebepler olabilir bunun sonucunda ekonomi içinden çıkılmaz bir hal alir. Bunun yapısal olarak revize edilmesi gerekmektedir. Yatırımların kalıcı olmaması yapısal
    eksikliklerden kaynaklanmaktadır.Bunun için ne gibi önlemler alınabilir ya da yabancı yatırımcılari urkutmeden nasıl yaptırımlar uygulanabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yabancı kaynağın en az maliyetlisi ve en çok kalıcı olanı doğrudan sermaye yatırımlarıdır. Türkiye bunu çekmekte başarılı değil. Sadece AB ile müzakere sürecine girdiği ilk yıllarda ciddi bir giriş sağlandı sonraki yıllarda miktar geriledi.
      Türkiye'ye yabancı kaynak portföy yatırımı ve borç ağırlıklı geliyor. Bunları tutmanın tek yolu ise düşük risk. Asıl çözüm yabancı doğrudan yatırımı çekebilmek.

      Sil
  40. hocam merhabalar, cari açığın ekonomik etkileri nelerdir bunu açıklamak için hangi başlıklara değinmemiz gerekir? yardımcı olursanız sevinirim şimdiden teşekkürler...

    YanıtlaSil
  41. Hocam Merhaba;
    Uygun görürseniz sizden bir bilgi ricam olacaktı
    Yurt dışındaki faaliyetlerinden dolayı döviz geliri elde eden ve bu geliri ülkeye yollayan şirketlerin bu işlemleri bilanço' da hangi kalemde yer alır acaba? Cari Transferler mi ? Yoksa Cari işlemler hesabı hizmet ve gelirler hesabı mı?

    YanıtlaSil
  42. Hocam sitenizi uzun zamandır takip ediyorum ve sizden bir sürü şey öğrendim. Merak ettiğim şey acaba bu rakamları alırken hangi kaynak ya da kaynakları kullanıyorsunuz? Dünya bankası (data) rakamları ile sizin aldığınız rakamlar arasında bazı ciddi farklar var. Bilgilendirirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  43. Gsyih hesaplarinda genel olarak neleri ölçtüğümüzü ve neleri olcemedigimizi aciklayiniz. Hocam bbu sorumu acilen cevap verirseniz çok sevinirim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Konut Fiyatları Niçin Eskisi Kadar Artmıyor?

Paradan Para Kaybetme Dönemi