AKP'ye Hediye Edilen Dalga
2002’de neredeydik?
Ekonomi, konjonktür dalgalarından fazlasıyla etkilenir.
Her zaman çıkış ya da iniş olmaz ekonomide. Her çıkışı bir iniş, onu da yeni
bir çıkış izler. Konjonktür dalgalarının bazen yükselişte bazen düşüşteki dalga
boyu uzun sürer. Bu uzunluk biraz da o ülkedeki siyasal başarıya ve istikrara
bağlıdır.
Türkiye’nin 1999’dan 2002
Kasım’ına kadarki macerasına bakarsak ekonomik konjonktür yukarıdaki şekildeki
gibi bir görünüm yansıtıyor. İlk kesik çizginin olduğu nokta Ecevit, Bahçeli,
Yılmaz hükümetinin başladığı noktayı, son kesik çizginin olduğu nokta ise erken
seçim tarihini işaret ediyor. Yani bu üçlü, ekonomiyi, konjonktürün kötü olduğu
dönemde almış, iyiye götürmüş, krize sokmuş ve işler yeniden iyiye gitmeye
başladığı sırada seçime giderek AKP’ye devretmiş bulunuyorlar. DSP, ANAP ve MHP
açısından tarihe önemli bir siyaset hatası olarak geçecek olan bu durum, AKP
açısından piyango gibi bir şey. AKP, ekonomik konjonktürün çıkışta olduğu
noktada Türkiye’yi devraldı. Siyasette böyle bir hediyeyi kimse kimseye gönüllü
olarak vermez. Benzer bir olay baba Bush’un bayrağı tam ekonomik konjonktürün
çıkışındayken Clinton’a vermesidir. Ama baba Bush bunu gönüllü olarak, yani
erken seçime giderek, yapmamış, önceden belirlenmiş seçim tarihi geldiği için
zorunlu olarak yapmıştır. Bizimkiler bunu gönüllü yaptılar.
2002’nin üçüncü çeyreğine ilişkin
sanayi üretim endeksleri aşağıdaki tabloda sunulmaktadır. Bu oranlar sanayi
üretiminde önemli bir sıçramayı işaret ediyor. AKP’ye hediye edilen budur. Yani
konjonktürün yukarı doğru dönmüş dalgası. Ya da yukarıdaki şekildeki son kesik
çizginin olduğu nokta.
TOPLAM SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ
|
İMALAT SANAYİİ ENDEKSİ
|
|||||
2000
|
2001
|
2002
|
2000
|
2001
|
2002
|
|
Temmuz
|
101,2
|
90,1
|
101,4
|
3,7
|
-12,7
|
14,9
|
Ağustos
|
103,5
|
92,3
|
99,0
|
19,9
|
-12,1
|
8,8
|
Eylül
|
104,9
|
95,2
|
105,5
|
7,2
|
-9,6
|
13,3
|
AKP, böylesine uygun bir
konjonktürde, yukarı dönmüş dalgayı kendisine hediye ederek peşin başarının
altyapısını hazırlayanlara, başta Kemal Derviş olmak üzere, teşekkür borçludur
herhalde. AKP, yükselen dalgayı yakalamıştır. Eğer doğru işler yapabilirse
yükselen ve dorukta kalan dalganın boyu ikinci kesik çizgiden sonrasında uzun
olacaktır. Yapamazsa öncekiler gibi kısa.
Bugün neredeyiz?
2000 yılından bugüne kadar
ekonomideki gelişim aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi oldu (şekilde dikey
eksende büyüme oranları, yatay eksende ise zaman gösteriliyor. 2013 ve 2014
büyüme oranları tahminidir.)
Görüleceği üzere AKP, 2001
yılında eksiye dönen ve 2002’de artıya geçen ve yükseliş eğilimine geçen
dalgayı devralmış ve bunun 2009’a kadar artıda kalmasını sağlamıştır. En
başarılı görünen yıllar 2003 – 2005 yıllarıdır. 2009’da dalganın hızla düşüşe
geçme nedeni büyük ölçüde küresel krizi etkisidir. Sonra yeniden yükselişe
geçen dalga 2012’de düşmüş, 2013’de çıkış sinyali verse de bu sinyal 2009’daki
düşüş sonrası gibi güçlü olmamıştır. 2014’de de düşüşün devam edeceği tahmin
ediliyor.
Özetle söylememiz gerekirse
ekonomide yakaladığımız yukarı yönlü dalga tersine dönmüş görünüyor. Konjonktür
dalgalanmalarının etkisini hafifletmenin tek yolu altyapıyı sağlam kurmaktan,
bir başka deyişle yapısal reformları yapmaktan geçiyor.
Not: Bu yazının ‘2002’de neredeydik?’ başlıklı ilk bölümü Radikal
Gazetesinde 12 Kasım 2002 tarihinde ‘AKP’ye Hediye Edilen Dalga’ başlığıyla
yayınlanmıştır.
hocam yazınız ıcın tesekkurler...
YanıtlaSilsorum şu_ hocan 2001 ve 2008ve2009 krızlerınde tabloda da oldugu gıbı ekonomımız dıbe vurmus durumda . sızce 2014 yılı ıcınde umarım bu olmaz fakat konjökturel dalgalanmalara bakılırsa sızce bu yıl ıcınde de ekonomı -(eksı)lere dusermı?(memet)
Bu aşamada eksiye düşüş beklemiyoruz. Daha çok 1,5 - 2,5 aralığında bir büyüme beklentisi var. Buna karşılık bu yıl dış dünyadan etkilenmemiz çok daha fazla olacak. Özellikle Fed'in atacağı adımları hızlandırması ya da büyütmesi bu tahminleri daha aşağıya çekebilir.
SilHocam 2013 te çıkış sinyalinin güçlü olamamasının nedeni cari açık olabilir mi?Çok iyi hatırlıyorum o zamanki ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan isteseydik %9 büyüye bilirdik şeklinde bir açıklama yapmıştı.Sanırım cari açık buna engel olmuştu...
YanıtlaSilEvet isteseydik yüzde 9 da hatta 10 da büyüyebilirdik ama o zaman cari açığımız yüzde 10 a çıkar ve ekonomiyi çökertirdi. İyi ki istememişiz. Önemli olan hızlı büyümek değil önemli olan sağlıklı ve istikrarlı büyüyebilmek.
Silsayın hocam Fed o kadar para basmasına rağmen neden enflasyon hala düşük Amerika da nedeni nedir sizce?saygılar
YanıtlaSilO paraların çoğu banka kasalarında kalıyor, bir bölümü başka ülkelerden yüksek faiz elde etmeye gidiyor ve Amerikalı tüketici henüz fazla harcama yapmıyor.
SilHocam büyük ekonomiler (özellikle ABD) için para arzı nerede enflasyon yaratabilir? Biliyoruz ki ABD ne kadar para basarsa bassın doların sürekli bir talebi var.
SilDoğru ama şimdi o paralar gittiği ülkelerden geri dönmeye başlarsa enflasyon sorunu ortaya çıkabilir.
SilHocam yazı için teşekkürler. Uluslarası aktörlerin Türkiye'de gerekli kanunların çıkarılması veya düzenlenmesi (tütün kanunu, kamu ihale kanunu,borçlar kanunu vs..) için Türkiye'ye faizli borç vereceği ve Derviş'in bu sebeple George Soros ile görüştüğü iddia edilmektedir. Komplo teorilerine inanmadağınızı birçok sefer söylemenize rağmen bu sizce bir komplo teorisi mi yoksa doğru mudur hocam sizin görüşünüz nedir? Teşekkürler..
YanıtlaSilBu iddiaya çok itibar ettiğimi söyleyemeyeceğim. Biz genellikle beceriksizliklerimizin nedeni olarak başkalarına fatura çıkarmaya alıştırırmış insanlarız. Oysa kendimize " nerede hata yapıyoruz?' sorusunu sorup da yanıtını vermeye çalışsak çok daha iyi bir yerde olacağız.
SilSayın hocam, bir çok kez çıkış yolu olarak gösterdiğiniz "yapısal reformlar" hakkında detaylı bir yazı yazmayı düşünüyor musunuz?
YanıtlaSilNedir bu yapısal reformlar? Hangi alanlarda ve ne kapsamda olmalıdır? Neden şu ana kadar yapılmadı veya halen yapılmıyor? Siyasi popülaritesi olmadığı için mi? Uzun vadeli sonuçlar verdiği için mi? Yoksa daha farklı nedenleri mi var?
Böyle bir çalışma yapmanızı dört gözle bekleriz. Saygılarımla.
Bu blogda Nedir Bu Yapısal Reformlar başlıklı bir yazım var. Ama daha kapsamlı bir yazı yazacağım
SilHocam çoğu yazınızda bahsediyorsunuz yapısal reformlardan. Umarım artık bu reformlar yapılır yoksa durum daha kötü bir hal almaya başlayacaktır diye düşünüyorum. Yazı için ayrıca teşekkürler Hocam.
YanıtlaSilSaygılarımla.
30 yıldır aynı ihtiyaç ortada duruyor
Silhocam sonuc olarak yine yapısal reforma geldik takıldık. Peki hocam sizce -eger varsa bir tahminiz- neden siyasi irade bu reformlari yapmiyor.
YanıtlaSilÇünkü yapısal reformlar kısa vadede sıkıntı yaratır ve oy kaybettirebilir.
SilMadem ki bir grubun hedefi 2023 ve buna yürekten çok inanıyorlar açıkcası neden diye sormadan geçemiyorum. O kadar olan siyasi polemikler sonucu bile kendisini inananlar neden yapmaz ki?
Silhoca yine döndük dolaştık yapısal reformlara gel dik takıldık. Aslında birazda siyasi iradenin bu yapısal reformları gerceklestirmeme nedenlerini siyaset bilimi acısından analiz etmek gerekir.
YanıtlaSilBu konuda bir yazı yazacağım
SilYazınız ve devamlılığınız için teşekkür ederim hocam. 2008 ABD (küresel) krizi Türkiye'yi teğet geçtiği söyleniyor ancak 2007'de %4.7 , 2008'de %0.7 büyüyen 2009'da %4.7 daralan ve aşağı yönlü trende geçmiş bir ekonomide hangi göstergeler krizin teğet geçtiğini söyleyebilir?
YanıtlaSilHiçbir gösterge krizin teper geçtiğini söylemiyor.
SilHocam grafikten anladigim kadar kuresel kriz olmasaydi ve gelisen ulkelere sermaye akmasaydi 2008 den sonra durum Turkiye icin daha vahim olabilirdi.Suanda buyumenin tekrar dipten yukselise gecmesi ancak gelismis ulkelerde ekonominin yukselis trendine girmesi hizina bagli olacak.Bu da bizim biran evvel teker teker yapisal reformlara baslamamiz gerektigini soyluyor. Aksi halde tekrar eskiden oldugu gibi sikintilara doneriz. Ne dersiniz
YanıtlaSilKatılırım.
SilHocam 2001 krizi siyasi kriz ve bankacılık sektöründeki zayıflık ile patlak vermişti. Bankacılık şu anda güçlü bir sektör gibi görünüyor. Sizce yine bir siyasi kriz mevcutken Türkiye'nin sektörel bazda yumuşak karnı neresi? Bazı ekonomi siteleri Türkiye'de konut balonundan bahsediyor, sizce bu mümkün müdür?
YanıtlaSilTeşekkürler
Mümkündür. 2001 krizi zayıf bankacılık kesiminden kaynaklandı. Bu sefer bankalar güçlü reel sektör zayıf.
SilHocam dikkat ederseniz bizde her 7 yılda bir kriz çıkıyor. 1994, 2001 ve 2008. kendimize has bir ekonomik dalgalanma döngümüz var. bir sonraki 2015 olacaksa o zaman bu seneyi iyi kötü atlatıyoruz. zaten bunun öncü işaretleri de gelmiyor değil. mesela Obama asgari ücreti %25 artırmak istiyor, kongre de buna pek soğuk bakmıyor. asgari ücret artışının istihdam üzerindeki etkilerinin olumsuz olacağı kesin. bu durum FED'in daha farklı bir politika izlemesine neden olabilir ve neticede Türkiye'nin işine yarayabilir. diğer taraftan Obama, ülkenin çoğunluğunu oluşturan orta sınıfın refah düzeyini azaltacak işlere kalkışıyor, toplumda huzursuzluk yaratıyor. daha önceden sağlık sigortası olanların durumlarını yeni sistemde kötüleştirecek düzenlemeler yapıyor. insanların yıllardır alıştığı kliniklerini, doktorlarını değiştiriyor, medicare avantajlarını ortadan kaldırıyor. üstelik bunu gelecek yıldan itibaren daha fazla sigorta primi ödeterek yapmak istiyor. sigorta yaptırmayanlara ise yasa gereği yüklü cezalar kesilebilir ve bu da huzursuzluğa neden olabilir çünkü Amerikan halkı ekonomik konularda zorlamalardan hiç hoşlanmıyor. huzursuzluk ise tüketici güveninde düşüş ve tüketim azalması olarak tezahür edebilir diye düşünüyorum.
YanıtlaSilIlginç ve doğru saptamalar.
SilHocam güzel bir yazı olmuş, birkaç sorum olacak müsait olduğunuzda cevaplayabilirseniz mutlu olurum..
YanıtlaSil1-) Kişi başına düşen milli gelir artıp, işsizlik azalıyorsa hangi iktisat politikası uygulanmaktadır! Burada genişletici para politikasından başka bir politika olabilir mi!
2-) Türkiye de cari fazlalığın olduğu bir dönem mevcut mudur!
3-)Maliye mülakatına gireceğim gündem hakkında nelere bakmamı önerirsiniz!
Teşekkürler
Sil(1) Kişi başına milli gelir artıyor ve işsizlik azalıyorsa ekonomi büyüyor demektir. Genişletici para politikası yanında vergileri azaltan, harcamaları artıran bir maliye politikası da uygulanıyor olabilir. Ayrıca teşvik politikası da uygulanmış olabilir.
(2) Genellikle Türkiye krize girdiği yıllarda cari fazla verir. 2001, 1998 ve 1994 yıllarında cari fazla verdik.
(3) Bu blogdaki yazıları okumanız yeterli olabilir. Bir de G20 ile ilgili bilgi edinin güncel konulardan birisi de o.
Yardımlarınız bizim için çok değerli, engin bilgileriniz için teşekkür ederim.
SilHocam yazı için teşekkürler. Bazı kişiler Kemal Derviş'in yaptıklarını eleştirirken, bazıları çok önemli işlere imza attığını söyleyerek savunuyor. Siz ne dersiniz bu hususta?
YanıtlaSilKişilerle ilgili yorum yapmayı pek sevmiyorum. Komplo teorilerini de sevmem. Ama o dönemde Türkiye'yi batıranın da çıkaranın da IMF olduğu yolunda bir görüşüm var.
SilHocam ellerinize sağlık yine aydınlatıcı bilgilerinizden faydalandık. Konjonktür dönemlerinde pozitif büyümeleri yakaladığımızda aslında bir sonraki dönem düşüşü öngörerek tasarruflarımızı arttırmamız gerekmiyor mu ? Çünkü yapısal reformlar gerçekleşmiyorsa en azından büyüdüğümüz dönemlerde cebe para bırakmak küçüldüğümüz zamanlarda cepten yemek gerekir. Acaba tasarruflarımız niye artmıyor ? Hazır faizlerde yükselmişken.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilHatırlarsanız Ali Babacan bir Mali Kural getirmeye çalışmıştı da reddedilmişti. Yani sizin dediğinizi yapmayı düşünenler de vardı ama yapamadılar.
Faizlerin şu anki düzeyi yüksek görünse de her geçen gün ortaya çıkan yeni olaylar sonrası insanları tasarruf yapıp parasını bankaya yatıracak kadar teşvik edecek düzeyde değil.
Sevgili hocam altın fiyatları, yerli para ve yabancı para birimleri arasında nasıl bir ilişki var karşılaştırmalı olarak anlatırsanız çok sevinirim her şey için çok teşekkür ler.
YanıtlaSilBu konu çok karışık ve sanıldığı kadar yakın ilişkiler yok. Şu anda ses kayıtlarının çıkması sonrası USD paritesi de yükseldiği için altın fiyatı Türkiye'de arttı. Bunu tahmin ederek (ki bu kolay değil) altın almış olanlar hem altındaki hem de USD'deki yükselmeden dolayı para kazandılar.
SilHocam bu konu ile ilgili bir yazı kaleme alsanız ve bu konu ile ilgili birkaç kitap,dergi veya makale önerirseniz çok sevinirim.
Silhocam hep yapısal reform yapısal reform bahsediyorsunuz da hadi biz yapmıyoruz oy kaygısı diyorsunuz bir sürü gelişmekte olan ülke var onlar neden yapmıyor bence bu işin yapısal reformlarla falan alakası yok onların ekonomileri de kırılgan yani bence bunun nedeni geçmişte yatıyor zamanında sömürgeci bir politikaya sahip olsaydık gelişmiş ülkeler gibi şu anda hiçbir şeye ihtiyacımız yoktu. . .Bu dediğiniz yapısal reformlar neler hiç açıklamıyorsunuz aynı çözüm sürecine döndü sizin işinizde ortada bir laf var ama içi boş pakette ne var kimse bilmiyor oy kaygısı diyorsunuz bence alakası yok yapsın reformu akpye oy vermezsem neyim ve son olarak sizin bu dediğiniz yapısal reformu gerçekleştiren tek gelişmiş ülke Güney Kore'dir.Diğer gelişmiş ülkelerin nasıl bu kadar geliştiğini az buçuk kalkınma büyüme dersi alan herkes bilir öyle doğuştan zengin doğmak kolay değil
YanıtlaSilYapısal reformlar konusunda bu blogda iki tane yazım var. Onlara bir göz atıp sonra eleştirin isterseniz.
Silhttp://www.mahfiegilmez.com/2012/01/nedir-bu-yapsal-reformlar.html
http://www.mahfiegilmez.com/2013/09/ekonomide-yapsal-reformlar.html
valla biz bunları 100 yılda zor yaparız :) dediklerinizin tamamına katılıyorum hocam ancak örneğin enerjide dışa bağımlıyız yani bunun çözümü yok bence ya tekrardan savaşa girip musul kerkükü alacağız :) ya da enerji ithalatına devam edeceğiz doğalgaz hakeza öyle. .çıkmıyor bizim ülkeden napalım mecburuz bazı şeylere elektriğimizin %50 sini de doğalgazdan ürettiğimizi biliyoruz yani bazı şeyleri değiştirmek mümkün değil hocam ürettiğimiz ham petrolün 8 katını tüketen bir ülkeyiz nüfusun yaşlanmasına azalmasına üzülmemeliyiz bence :) önce kendimizden başlamalıyız bazı şeylere her şeyi devletten beklememeliyiz hane halkı tasarrufu çok önemli bugün evimizdeki elektronik aletlere baktığımızda bir tane türk malı var mı? Bir Amerika İngiltere Japonya Almanya Fransa olamayabiliriz olmamız da imkansız zaten bizim idolümüzün hedefimizin Güney Kore olması gerektiği kanaatindeyim çünkü bu ülke 50 60 yıl önce bizimle aynı seviyedeydi ama diğerleri her zaman bizden üstündü Park Chung-hee nin yaptıklarına bir bakmalıyız bence hepimiz siyasetçiler ekonomistler halk olarak her ne kadar adama diktatör deseler de yaptıkları ortada
Silhttp://www.tepav.org.tr/upload/files/1285828695-5.Guney_Kore_Inovasyondaki_Basarisini_Nelere_Borclu_Turkiye_icin_Cikarimlar.pdf
SilZaten 50 yıldır biz bunları zor yaparız deyip duruyoruz. Başlamış olsak çoğunu bitirmiştik zaten.
Sil"AKP'ye Hediye Edilen Dalga" deyimi son derece doğru ve anlamlı bir tespittir.
YanıtlaSilAma AKP'ye hediye edilen sadece konjonktürün yükselen dalgası değil, FED'in piyasalara verdiği 4 trilyon doların en azından bir bölümüdür.
Bir başka hediye, Türkiye Cumhuriyet'inin bugüne kadar biriktirdiği ve AKP tarafından satılan kamu varlıklarıdır.
Bu hediyeleri alan AKP'nin de topluma hediyeleri (!) olmuştur kuşkusuz.
Medya yasakları, internet yasakları, alkol yasakları gibi.......
Cok dogru tespitler ozellestirme yapilarak kaynak yaratiliyo buna da ekonomi iyiye gidiyo deniliyo...bu nasil istir senin arabani satip borcunu odemen ile arabani satmayip borc sahibi olamak ayni sey...
SilMarmaray'a YHT'ye binme o zaman kardeş yorum yaparken yanlı yorum yapmayalım yiğidi öldür hakkını yeme çok iyi yaptığı işlerde var bu hükümetin biraz gerçekçi olun mesela cumhuriyetin tarihinin en iyi en çalışan bakanı binali yıldırımdır yıllar sonra kaza yaptığım o lanet olası yoldan geçen sene geçtiğimde bunu fazlasıyla anladım kötü icraatları olabilir ama yapılan faydalı işleri de görelim 28 Şubattaki yasaklanmayan medyayı unutmadı bu millet rahat ol gördük o yasaklanmayan medyanın neler yaptığını keşke 90'lı gençler o yılları bir yaşasaydı akp nin içine doğdular eleştiriyorlar çünkü başka hiç bir şey görmediler
SilHocam elinize saglik okuyup anladigim nadir ekonomistlerdensiniz bir tek cc var oda iktisat ama sizden okumak cok zevkli hititleri sevdik ama bu iktusadin tadina henuz varamadim
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilEkonomiyi anlatmak ve anlatırken de sevdirmek için elimizden gelen budur.
Hocam yazınızdan anladığım şu ki TC tarihinin en şanslı iktidarı :) Harbiden Allah'lık yaşıyoruz. Yarın ne olacak kimse bilmiyor. Ya da benim cahilliğim olabilir belki de sadece ben önümü göremiyorumdur.
YanıtlaSilMerak etmeyin sizde bir kusur yok şu anda kimse önünü göremiyor.
SilHocam kaleminize saglik.
YanıtlaSilBen yuksek lisans tezime baaladim ve irdeledigim konu tarımin yapisal sorunlari. Savunmayi dusundugum göruş ise bu sorunlarin yapisal desteklemeler ile cözulecegidir. ( devlet desteklemelerin %90 i popilist destekler ve yili kurtaran destekler. Bunun da yapilmasi lazim olabilir ama yapisal desteklemelere daha fazla kaynak ayrilmalidir) hocam sizin degerli görüşünüz nedir?
Teşekkürler.
SilKolay gelsin. Bu arada yeni tarım teknikleri, tohum değişiklikleri vb üzerinde de kafa yormak lazım diye düşünüyorum.
mahfi bey bu 3. havalimanı lokasyon olarak doğru bir seçim mi sizce...
YanıtlaSilBu teknik bir konu benim anladığım bir iş değil. Pek çok iddia var, sis meselesi, rüzgar meselesi, su havzalarının yok edilmesi meselesi gibi ama bunlar konusunda yorum yapabilecek teknik kapasiteye sahip değilim.
SilHocam bu proje yerine Çorlu'daki havalimanını büyüterek gerçekleşitirilse ve hızlı tren-metro vs ile ulaşım sağlansa çılgın ama mantıklı proje olmaz mı? Hem km olarak mesafe de hemen hemen aynı.
SilBir hocamız aktarmıştı kendisinin bir öğretmeninin yorumunu: "Büyüme, bir insanın kendisini ayaklarından tutup havaya kaldırmasına benzer." Sanırım kaslarımızı çelik gibi yapmak için ihtiyaç duyduğumuz antrenman da yapısal reformlar. :)
YanıtlaSilBelki antrenmanın yanına doğru beslenme, sigarayı bırakma, vitamın ve mineral takviyesi gibi şeyleri de eklemek gerekebilir.
SilHocam yorumlara verdiginiz cevapta şöyle demissiniz: "O dönemde Türkiye'yi batıranın da çıkaranın da IMF olduğu yolunda bir görüşüm var."
YanıtlaSilHocam zahmet olmazsa sizi bu dusunceye goturen nedenleri kisaca paylasir mısınız
cnbce.com da çıkan şu yazıma bir göz atın: http://www.cnbce.com/yorum-ve-analiz/dr-mahfi-egilmez/stanley-fischer-fed-baskan-yardimicligina-aday
SilHocam bir konu hakkında tam emin olamadım ve soruyu sorduğum kişilerden tam benim sorumun cevabını alamıyorum zahmet olmassa cevaplarsanız çok sevinirim ; hocam 2014 yılında Türkiye'nin ekonomik ve siyasi risklerinden dolayı eskisi kadar sermaye çekemeyeceğini( yani daha az portföy yatırımı,doğrundan yatırım ve borçlanma ) ve bundan dolayıda daha az cari açık vereceği bekleniyor .hocam daha az cari açık vermesinin beklenmesiyle alakalı kafamda iki görüş var ama hangisi doğru tam emin olamadım 1) ülkeye gelecek olan döviz arzı azalacağından dolayı kurların yükselmesi ve yüksek kur yurtdışında satılan malları pahalılaştırsığından daha az mal ve hizmet talebinde bulunulacağından dolayı mı cari açık düşer deniyor ? Yoksa 2) ithalatın sonuçta büyük kısmı banka kanalıyla gerçekleştirdiğinden bankaya ithalat yapmak amacıyla döviz talebinde bulunulduğunda banka son zamanlarda ülkemizin riskinden dolayı ne dışardan doğru düzgün borçlanabiliyorum nede yüksek miktarda sermaye çekebiliyorum o yüzden elimde eskiden cari açık verecek kadar bol dövizim yok ancak siz ithalatçıların döviz talebinin bir kısmını karşılayabilirim diyeceğimden mi cari açık azalır deniyor . Kısacası hocam cari açığın azalmasının altında yatan mantık 1. Görüş mü 2. Görüşmü yoksa cari açığın azalmasının sebebi ikiside değil mi ? İzah ederseniz çok memun olurum
YanıtlaSil2014 yılında Türkiye'nin siyasi ve ekonomik riskleri yüksek göründüğü için ülkeye yabancıların döviz getirmesi ve burada borsaya tahvile mevduata girmesi azalıyor. Bu durumda ülkede döviz kıtlaşıyor. Kıtlaşınca fiyatı (yani döviz kuru) artıyor. Fiyatı artınca ithalatçı pahalıya getireceği malı eskisi kadar satamayacağı için ithalatını düşürüyor. İthalat düşünce cari açık da azalıyor.
SilHocam bir konunun içinden çıkamadım yardımcı olursanız çok sevinirim ;denklemsel olarak ifade edersek
YanıtlaSil''Özel sektör tasarrufu+ hükümet tasarrufu +yabancıtasarruf (yada cari açık )= özel sektör tarafından yapılan yatırımlar+ hükümet tarafından yapılan yatırımlar '' bu denkleme göre yatırımların bir kısmını ülke tasarruflarından bir kısmıda cari açık vermek suretiyle yapılmış gözüküyor .aklıma takılan husus bir ülke cari açık vererek sadece yatırım harcamalarının içersine giren maddeler değil hizmet te ithal edebilir . Ama yukarıda ki denkleme göre verilen cari açık kadar yatırım yapılmış gibi gözüküyor yani ne kadar cari açık verildiyse o kadar yatırm yapılmış gibi gözüküyor halbu ki verilen cari açık kaleminin içinde hizmetler Kesimide olduğunda sanki oda bir yatırım harcaması olarak gözükmüyor mu ? içinden çıkamadım yardımcı olursanız sevinirim
Hizmetlerin bir bölümü de yatırımların içindedir zaten.
SilMerhaba, yazınızı okudum ve beğendim. Lakin eklemek istediğim bazı noktalar var.
YanıtlaSilÜlkede hükümetin yıkılmasının, halkın sokaklarda savaşır hale gelmesini dolayısıyla ortaya çıkacak kaos ortamının bedelini yine halk ödeyecektir. Elbette küllerinden daha önce doğmuştur yine doğacaktır ama bu sürede elimize geçecek olan sadece kayıplar ve gözyaşlarıdır. AKP hükümeti gitmelidir ama AKP hükümetini gönderirken yerine koyacak bir hükümet de olmalıdır. Zamanında ihraç ettiği bir kişiyi bayraklarla geri alan CHP, AKP'ye ne yazık ki eşlenik değildir. Gerçek anlamda bir politika üretemeyen ve halka dokunamayan bir MHP'de ne yazık ki AKP'nin yerini dolduracak durumda değildir.
Aslında hepimiz biraz AKP'li değil miyiz ? adlı yazımda bu iletişimsizliğe ve sorunlara değinmeye çalıştım. Umarım yazım yazınıza katkıda bulunur.
http://orcun.baslak.com/aslinda-hepimiz-biraz-akpli-degil-miyiz/ adresinden yazıyı okuyabilirsiniz.
Selamlar
Burada bir denge var, yapmamız gereken bir muhasebe var. Cüzdanımız iyi olabilir ama demokrasi, düşünce özgürlüğü, hoşgörü, eleştiri olmayan bir ülkede cüzdan doluluğu ne kadar tatmin eder bizi? Eğer bu bizi tatmin ediyorsa sorun yok ama eğer bu bize yetmiyor biz de gelişmiş ülkeler gibi olmak istiyoruz diyorsak bu yetmiyor. Birçok kişinin böyle bir sorunu yok. Sartre diyor ki "düşünce özgürlüğü için önce düşünebilmek gerekiyor."
SilOrçun bey, yazınız kesinlikle akp yi övüyor, mhp ve chp yi ise eleştiri nedenleriniz çok yetersiz. Sokak çatışması veya kaos gibi korkunuzun nedenlerini ise yazmamışsınız. Size göre kanal istanbul söylemi bir politika- proje üretme biçimidir öyleyse... Fütursuzca olsa bile ...
SilMahfi Bey,
SilSöylediklerinize katılıyorum lakin istikrarsız bir politika ortamında ekonomik olarak göreceğimiz zararların önemine değinmek istedim yazımda. Türkiye'nin geçmişinde benzer olaylar ve yaşanmış örnekler mevcut. Ekonomi ile ilgili tüm yazılarınızı neredeyse büyük bir ilgi ve keyifle okuyorum. Siz de oğluna kolaylıkla bir bilgisayar alabilen bir ailenin bu bilgisayardan olmasını istemezsiniz. Elbette hiçbirimiz bu bilgisayarın devlet kontrolünde sadece hükümetin istediği yerlere girmesini istemez ama yaşıtlarının bilgisayarlarda cirit attığı bir ülkede bilgisayar alamayan insanlar konumuna da düşmek istemez. Benim inancım ekonomik refah durumunun yüksek olması durumunda günümüzde ki baskıcı uygulamaların zamanla yok olacağı yönünde. Sansür ve baskı geri kalmış toplumların bir parçası.
"İnternetinin engellenebilmesi için öncelikle bir bilgisayar sahibi olmak gerekiyor" diyebilirim.
Sayın Adsız,
Bir vatandaş olarak AKP yanlısı kesinlikle değilim. Uzun yıllar insanların fikirlerini özgürce belirttiği bir forumun kurucu üyesiydim. Yazım özünde AKP'yi övmüyor, diğer partilerin eksik yanlarına ışık tutmaya çalışıyor. Bugün "Bir diğeri" söylemi altında "ötekileştirildiğimiz" günlere sürüklenmeye çalıştığımızı düşünüyorum. Etnik kimlik kavgaları bunun bir örneği. Türkiye'de gezi parkı ile başlayan bir kaos ortamı mevcut ne yazık ki. 5 gencimizi kaybettik. Genç bir kızımız şuanda hastanede hayat mücadelesi veriyor. Bu çatışmaların daha da uzaması korkumun başlıca sebebidir. Fütürsüzca söylemler elbette proje üretme biçimi değildir. Yazımdan bu sonuca nasıl vardınız anlayamadım.
Hocam,
SilSeçimler de geçti ve AKP'nin galibiyeti ile sonuçlandı. Seçim sonuçlarına atfen kaleme aldığım başka bir yazım var.
http://orcun.baslak.com/sosyo-ekonomik-statu-ses-gruplarinin-yerel-secimler-ile-korelasyonu-maslow/
Selamlar
yazınızı gerçekten beğendim annem babam sosyal demokrat öyle diyor yani babam kendisine ne demekse artık ben bazı konularda onlarla tartışıyorum farklı düşünüyorum.Bu yüzden de şu an aşırı derecede bir ideoloji karmaşasının içindeyim ne yapacağımı bilemiyorum akpnin yaptığı iyi şeyleri söyleyince en başta babam sonra arkadaşlarım çok kızıyorlar ama napim yapmış yani adam sevmesemde yapmış gezi olaylarına katıldım önlerde değildim biraz can korkusundan olsa gerek :) bira da içiyorum akpyi de eleştiriyorum evet bazı konularda çapulcuyum keşke başbakan gezi olaylarında çok değil biraz anlayışlı olsaydı nolurdu ki gerçekten ben ve benim bazı arkadaşlarımın kötü niyeti yoktu bazı hainler bizi kışkırtmaya çalıştı bu doğru ama asla zarar vermedim ben kimseye arabalara otobüslere falan hatta taş atmak yok zarar vermek yok diye bir arkadaşım öne çıktı ve bağırdı ama çok farklı gruplar vardı inanın hiç kimse ne yaptığının farkında değildi sadece alkışladım tayyip istifa diye bağırdım evet ama yani bağırmak istemedim o anda gaza geliyorsunuz biraz da insanların yönlendirmesi işte ve şimdi akpnin bazı konularda iyi şeyler yaptığını da söylediğim için şu anda babam resmen savaş ilan etti bana diğer tarafta bira içtiğim için tiksiniyor benden bazı arkadaşlarımda türbanlılardan tiksiniyor evet o da doğru ama işte insanları anlayamıyorum insanlar neden kendilerinden farklı olan insanlara kötü gözle bakıyor buna bir türlü aklım ermiyor bu yüzden çok yalnızım evet Benim gibi olan çok azdır biliyorum genelde bir insanın anne babasının görüşü neyse kendisi de o görüştendir çünkü ailesi öyle yetiştirir öyle ortamlarda takılır öyle arkadaşları olur chp'liyseniz akp'linin gözüyle bir bakın dünyaya akpliyseniz de chplinin gözüyle bakın ben bunu yapmaya çalışıyorum gerçekten akplilere küfretmiyorum niye acaba böyle davranıyorlar diyorum ne düşünüyorlar diyorum arkadaşlarım koyun oğlum onlar diyor küfrediyor gerçekten koyunlar mı düşünüyorum araştırıyorum ama işin içinden çıkamıyorum kim koyun olmak ister ki akpli chpli mhp li bir de ben toplam 4 kişi aynı evde kalma fikrim var üniversitede bulabilirsem tabi böyle bir şeyi kim kabul eder ki meclis gibi yani ki meclisin halini görüyoruz her gün kavga var o yüzden vazgeçiyorum 17 yaşındayım ve kafayı yemek üzereyim insanlar neden kendileri gibi düşünmeyenlere kötü gözle bakıyorlar bunu anlayamıyorum herkes aynı değil işte bunu kabul etmemiz lazım yazınız güzel evet ama akplilerde bir düşünmeli bence bu insanları da anlamaya çalışmalı benim görüşümdekiler de onları anlamaya çalışmalı
YanıtlaSilSanırım birbirimizi anlamak konusunu geçtik. Şimdi ortada yolsuzluk iddiaları var ve aksi kanıtlanamıyor. Bunu bizden (biz kimsek) birisi de yapmış olsa aynı tepkiyi göstermemiz gerekir. Sonuçta bizim vergilerimiz ya da vergi olarak ödenmesi ve bize hizmet için kullanılması gereken paralar başka işlerde kullanılmış görünüyor.
SilÖte yandan haklısınız Gezi olaylarında ilk akşam başbakan buraya AVM yapmayacağız parklı daha büyütüp burayı yaya alanı yapacağız deseydi bugün belki daha farklı bir yerde olabilirdik. Ama o zaman da olanı biteni hiç duymamış olacaktık? Eskilerin kullandığı bir atasözü vardır: Her şerde bir hayır vardır. Yani her kötülükten bir iyilik doğar.
yapısal reformların detaylı bir şekilde anlatıldığı bir yazı yazmayı düşünüyor musunuz ?
YanıtlaSilBu konudaki blog yazım burada: http://www.mahfiegilmez.com/2012/01/nedir-bu-yapsal-reformlar.html
SilDaha ayrıntılı olarak yeniden yazacağım.