Tek Dersten Nasıl Geçtim?
1965 yılında Ankara’da Mimar
Kemal Ortaokulunu bitirip de Atatürk Lisesine kayıt için geldiğimde adeta
çarpılmıştım. Ortaokul ile kıyaslanamayacak kadar büyük bir alan üzerinde
kurulu güzel bir binaydı Atatürk Lisesi’nin binası. Bahçenin bir yanında
basketbol sahaları bir yanında da futbol sahası vardı. Ayrıca kapalı spor
salonu da mevcuttu. 1960’ların Ankara’sında sanırım en büyük Lise kompleksi
Atatürk Lisesine aitti. Hatta bugünkü birçok üniversite kampüsüne bakınca
onlardan bile büyük bir yerleşime sahipti. Ortaokulda iyi bir öğrenci değildim.
Buraya gelince çok çalışıp bu okula lâyık olmak gerek diye geçirdim içimden.
Ne yazık ki içimden
geçirdiklerimi yaşama geçiremedim. İyi bir öğrenci olamadım Atatürk Lisesinde.
Edebiyata meraklıydım. Fen derslerine sıra geldiğinde onları bırakıp roman
okumaya dönüyordum. Bütün ünlü edebiyatçıların kitaplarını okuyordum. Daha o
yaşta Sartre’ı, Camus’yü, Steinbeck’i, Dostoyevski’yi okumuştum. Bir yandan da
polisiyeleri okuyordum: Scherlok Holmes, Arsene Lupin, Hercules Poirot. Ama
benim kahramanım James Bond idi. O arada matematik ve fen derslerim zayıf
gidiyordu. Yıl bittiğinde Geometri, Kimya ve Coğrafya’dan ikmale kalmıştım.
İkmal sınavlarına girdim. Önce Coğrafya sınavının sonucu belli oldu. Ondan
geçmiştim. İki gün sonra Geometri sınavının sonucu belli oldu, ondan kalmıştım.
Bu durumda Kimya sınavının sonucunu öğrenmeme gerek kalmamıştı çünkü ondan
geçmiş olsam bile sınıfta kalıyordum. Babam, genellikle bu gibi durumlarda
kızardı. Bu kez hiç öyle yapmadı. Bana moral verecek konuşmalar yaptı. Hatta
eğer bu dersleri sevmiyorsam motor sanat enstitüsü gibi okullara geçmeyi
düşünmem gerektiğini söyledi. Belki o konularda daha başarılı olabilirdim. Bu
düşünce benim aklıma hiç yatmamıştı. Ama bütün lise yaşamım boyunca her
başarısızlığımda karşıma çıkan bir düşünce olarak karabasan gibi aklımda yer
etti.
İkinci yıl başlamıştı. Benimle
birlikte sınıfta kalan bir arkadaşımla birlikte yeniden birinci sınıfa
gidiyorduk. Bu kez işi sıkı tutmuştum. Edebiyat kitaplarını bir yana bırakmış,
her gün düzgün matematik, fizik, kimya çalışmaya başlamıştım. Aradan 15 gün
geçti. Bir gün gazetelerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın tek dersten sınıfta
kalanlar için bir sınav hakkı daha tanıdığına ilişkin bir haber çıktı. Okulda
soruşturdum. Haber doğruydu. Bir hafta sonra tek dersten kalanlar için sınav
yapılacaktı. Evde herkes çok sevinçliydi. Ama ben o kadar sevinememiştim. Çünkü
henüz tek dersten kalıp kalmadığımı bilmiyordum. Geometri'den kaldığımı öğrenince
kimya sınavının sonucunu öğrenmemiştim.
Durumu öğrenmek için okula
gittim. Sınav kâğıtları ve notları Müdür Yardımcısı Faruk beydeydi. Faruk bey,
beden eğitimi hocasıydı, boks yaptığı için ve öğrencileri biraz da dayakla
cezalandırdığı için öğrenciler ona Boksör Faruk diyorlardı. Kapısını çaldım ve
içeri girdim. Masasında oturmuş bir şeyler okuyordu. Başını kaldırıp bana baktı
ve “Ne var” diye sordu. Ben de durumumu anlattım ve sonunda tek dersten kalıp
kalmadığımı ve sınava girip giremeyeceğimi öğrenmek istediğimi, onun için kimya
sınavından geçip geçmediğimi öğrenmek için geldiğimi söyledim. Faruk bey
oturduğu yerden fırladı bir hamlede benim yanıma gelip bir tokat attı bana. Ben
ne olduğunu anlayamadan başladı bağırmaya “Defol git ilgisiz herif, tek dersten
kalıp kalmadığını bilmiyormuş. Bak sen şu ilgisizliğe? Sana sınav sonucunu
filan söylemeyeceğim. Defol git.” Öylece kalakalmıştım. Ne yapacağımı şaşırmış
halde odadan çıktım, koridorda yürümeye başladım. Karşıdan Edebiyat öğretmenim
Enise hanım geliyordu. Edebiyata olan merakımı bilir, beni severdi. Edebiyat ve
kompozisyon dersi notlarım iyiydi. Perişan halimi görünce merak etti “Ne oldu
sana böyle?” diye sordu. Ben de durumu anlattım. Beni dinledi ve “Olur mu öyle
şey sen gel benimle” dedi. Önde Enise hanım, arkada ben Faruk hocanın odasına
girdik. Enise hanım “Hocam, Mahfi benim öğrencimdir, iyi çocuktur, bir hatadır
yapmış, affedin gelin notunu söyleyin” dedi. Boksör Faruk bana sinirli sinirli
bakarak ve söylenerek kalktı cebinden bir anahtar çıkardı ve köşedeki çelik
dolabın kapısını açarak içinden bir dosya çıkardı. “Ne sınavıydı seninki?” diye
sordu sinirli bir sesle. Sesim titreyerek “Kimya” dedim. Faruk hoca kimya
sınavı sonuçlarını gösteren listeyi bulunca “Adın, soyadın, numaran” dedi. Ben
de sırayla söyledim. Bir yandan da içimden bildiğim bütün duaları ediyordum
sınavı geçmiş olayım diye. Çünkü kalmışsam adam bana bir tokat daha atabilirdi.
Enise hanım da sonucu merakla bekliyordu. Listeye baktı, buldu ve “6 alıp
geçmişsin” dedi ve devam etti “Şimdi git tek ders sınavına hazırlan. Eğer
geçemezsen beni yine karşında bulacaksın haberin olsun” dedi. Teşekkür ettim,
Enise hanım da teşekkür etti, birlikte çıktık. Enise hanım “Bak Mahfi bu büyük
bir fırsat, bir hata, bir şanssızlık olmuş ikmale kalmışsın ama şans imdadına
yetişmiş tek ders sınavı çıkmış. Ne yap, et, çalış bu sınavı ver ve sınıfını
geç” dedi. Ben, Enise hanıma defalarca teşekkür edip sınıfı geçeceğime söz
verdikten sonra sevinçle eve döndüm. Evdekilere müjdeyi verdim. Babam hemen Kız
Lisesinin matematik öğretmeni Abdülkadir beyi aradı ve o gün Abdülkadir hocayla
özel derslere başladık. Bir hafta boyunca Abdülkadir beyden hızlandırılmış
geometri dersi aldım.
Sınava girdim. Sınavı geçmeyi kendimden
çok Enise hanım için istiyordum. Kadını mahcup etmemeliydim. Sonuçta sınavdan 6
alıp sınıfı geçtim. İkinci sınıfa gittim. Edebiyat öğretmenim yine Enise
hanımdı. Sınıfı geçtiğimi söyledim. Beni kutladı. Bir daha da uzun yıllar tek
ders sınavı çıkmadı. Şans bana gülmüş, bir yıl kaybetmemi engellemişti.
Bütün ortaokul ve lise yaşamım
başarısızlıklarla dolu olarak geçti. Her yıl ikmale kaldım. Bazen şans yardım
etti, çoğu zaman da başarısızlıklarımdan dersler çıkardım ve liseyi kayıpsız
bitirip üniversiteye geldim. Üniversitede bambaşka birisi oldum. Düzenli
çalışan, ders kitaplarıyla yetinmeyip ek kitaplar okuyan biri olup çıktım.
Babam, hem şaşırıyor hem de çok seviniyordu.
Yaşam böyledir. Sürekli başarı
çok ender karşılaşılan bir durumdur. Bana sorarsanız çok da iyi bir durum
değildir. İnsan başarısızlıklarından ders çıkarmayı öğrenebilirse başarısızlığını ileride başarıya dönüştürebilir. Öte
yandan yaşam yalnızca ders kitaplarından ibaret de değildir. Düzgün ve düzenli
çalışmanın yanında eğlenmeye, gezmeye, kültürel aktivitelere, arkadaşlara
mutlaka zaman ayırmak gerekir. Bütün mesele iyi bir planlama yaparak her şeye
zaman ayırabilmektir. İnsan lisede bu planlamayı pek yapamaz belki ama üniversitenin ilk yılında bunu yaparsa mezun olduğunda mutlaka karşılığını alır. Bu konuda şu yazıma bakabilirsiniz:
http://www.mahfiegilmez.com/2014/10/universite-suresini-nasl-degerlendirmeli.html
http://www.mahfiegilmez.com/2014/10/universite-suresini-nasl-degerlendirmeli.html
Başarı üç şeyden kaynaklanıyor
diye düşünüyorum: (1) Çalışmak, (2) Başarısızlıklardan dersler çıkarabilmek,
(2) Zamanı iyi kullanmak.
Liseye başlarken en iyi öğrenciler arasında idim lâkin liseyi en kötü 5 öğrenciden biri olarak bitirdim. Okul ve üniversite hayatımda hiçbir zaman iyi bir öğrenci olmadım. Ancak bireysel çalışmalar sonucunda alanımla pek ilgisi olmamasına rağmen gayet ciddî hukuk, iktisat ve maliye bilgisi edindim. Bu konuda rüştümü bir sürü sınavı geçip mülâkatlarda elenerek gösterdim. Hâsılı kelâm bazı sorunlar çalışarak da çözülemiyor.
YanıtlaSilGerçekten bazen şans da gerekiyor.
SilMahfi Bey bugün de bitirdiğim Amasya Anadolu Lisesi'ni ziyaret ettim. Sizin yazınızla ziyaretin tarihlerinin çok yakın olması da hoş bir tevafuk oldu.
SilHayırlı günler.
Hocam, Murat Muratoglu Sozcu gazetesindeki bugunku yazisinda Alman bankalarinin, ozellikle Deutschebank'in zor durumda oldugunu ve batma tehlikesi gecrirebileceklerini ama batmak icin cik buyuk olduklarindan Almanya'nin buna izin vermeyecegini yazdi. Bu bir abartma mi yoksa gercekten durum boyle mi? Bunun sorumlusu Cin midir gercekten (Turkce harfler yok kusura bakmayin).
YanıtlaSil2008 de batmadı.da batmaz
SilDeutsche Bank'ın batık kredisi çok fazla ama hepsine karşılık ayrılmış durumda. Ben batmayacağını düşünüyorum.
SilYahu Hocam lütfen söyler misiniz, Deutsche Bank'ın batık kredisi çok fazla ama hepsine karşılık ayrılmış durumda., ne ara baktınız, nereden buldunuz? Arkadaşımız tak diye sormuş, siz de şak diye cevap verdiniz. Gerçekten merak ediyorum, dünyada binlerce banka var, sizin işiniz gücünüz de var olmasına rağmen bunların mali tablolarını da mı takip ediyorsunuz?
SilHızlılığınız nereden geliyor?
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilAvrupa da bankacilik deneyimi olan biri olarak sunu soyleyebilirim. Avrupa daki bankalarin bilancolari Turkiye deki bankalardan cok farklidir. Etik olmayan avrupali banka yoneticileri sorunlu kredileri sorunsuz krediler gibi gostermeleri cok olagan ve kolaydir. Sadece sorunlu kredinin mekan ve zaman boyutunu degistirirsiniz ve artik o sorunsuz kredi olur...:) ayrica bu bilancolarin faiz ve kur duyarliligini olcebilecek henuz bir babayigit cikmamistir. Underlying assetlerin karmasik yapisi dolayisiyla. Burada Mahfi hocayida kandirabilmisler anladigim kadariyla...:)
Silortaokulda pek başarılı bi öğrenci değildim. İyi sayılabilcek bir Anadolu Lisesine girdim. Lisede çok rezil bir öğrenciydim. Ders dinlediğimi hatırlamıyorum. Böylece Orta seviye bir üniversitenin iktisadi iiibf sine girdim. Veeeeeeee yine rezil bir öğrenci oldum :) bu bir başarı hikayesi değildi :) son seneme geldim ve hatalarımı yeni anlıyorum. Daha önce hiç bu kadar verimli aylar geçirdiğimi hatırlamıyorum. Günde 7-8 saat çalışıyorum. Dil-genel kültür- ekonomi-muhasebe ne olursa. Öğrenmenin keyfine vardım diyebilirim. Artık geç oldu. kaybolan uzun yıllarım var hani gençliğim nerdeeee :)
YanıtlaSilHiç bir şey için çok geç diye bir şey yok. Gecikme olabilir ama telafi edilebilir.
SilSayın Eğilmiz;hayata dair bu yazınızı çok önemsiyorum.Ben de bjr kaç özlü sözle yaziniza katkida bulunmak istiyorum.-Aldığımız en iyi dersler geçmişteki hatalarımızdan çıkardıklarımızdır.Geçmişteki hatalar geleceğin bilgeliği ve başarısıdır.Dalee Turner. Kimi zaman bir insanın hatalarından çıkarılacak dersler, erdemlerinden öğrenileceklerinden daha fazladır. Henry Wadsıworth
YanıtlaSilÇok güzel, teşekkürler.
SilSıcak sıcak
YanıtlaSil"Tavan fiyat" uygulamasının (price ceiling) iktisadi analizi
ECON101
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/6c/Binding-price-ceiling.svg
https://en.wikipedia.org/wiki/Price_ceiling
Et fiyatlarını kastediyorsanız orada tam anlamıyla bir tavan fiyat yok. Daha çok anlaşmalı bir fiyat uygulaması söz konusu.
SilMatematikte başarısız olduğum için ÖSS'de istediğim puanı alamadım, istemediğim bölümde okumaya mecbur kaldım, mezun olduktan sonra iş bulamadım.
YanıtlaSilEylül 2007'den beri işsizim...
Akıl ermek en kolay iştir ama ben yine de kusura bakmazsanız aynı yolu deneyeceğim.
Silİstediğiniz bölüme girmemişseniz kendinizi istemediğiniz bölümü ister duruma getireceksiniz ve o işin en iyisi olmaya çalışacaksınız. Başka çare yok.
Hocam ben de 4 yıldır atanmayı bekleyen bir öğretmenim!
SilEmin olun, para değil mesele, mesleğimi icra edemediğim için yanıyorum! Sınıfta olmayı o kadar çok istiyorum ki!
Bu geçen dört yılda branşımda ilerlemekle birlikte iki de yabancı dil öğrendim!
Ama gelin görün Hocam, mesleğim dışında işler yaparak geçimimi sağlamaya mecburum!
Hocam, ne olacak bizlerin hali ? (Sadece atanamayan öğretmenler sorunu değil elbette...)
Bu öğretmenlerinde derdi bitmiyor gidin limon satın kardeşim.Ayrıca bugünkü eğitim sistemi iflas etmiş durumda çocuklarımıza ne verebiliyor bu öğretmenler koca bir hiççç ama merak etmeyin yakında toptan hepsi çöpe atılacak ve resetlenecek buda en hayırlısı olacak eğer bu olmazsa bu ülke daha da diplere düşecek.Şimdi bu yazdıklarıma cevap verme telaşına girenlere de şunu yazayım siz bu ülkenin bu eğitim sistemi ve bu öğretmen kalitesiyle-ki bu öğretmenlerde aynı sistemin mahsülü-bir yere gelebileceğini düşünüyorsanız kusura bakmayın siz benimle tartışacak seviyede bile değilsiniz der konuyu kapatırım.
SilAynen katılıyorum Adsız 23:18'e.Öğretmenler Türkiyede saatbaşı ücret anlamında korkunç para kazanıyorlar. Yaz tatili, sömestr tatili, kar tatili derken adamlar çalışamıyor.
SilEğitim sistemi bir yatırım maliyetidir. buraya ne kadar ne kalitede kaynak ayırıp ayırmamak devletin işidir.Kişisel anlamda da eğitim bir yatırımdır, varolma maliyetidir.
SilÖğretmenlerin tek başına çözebilecekleri bir konu değildir. "Atanamama" sorunu eğitimin değil "büyüyemenin" sorunu/sonucudur
Hasan
GÖRÜYORUM Kİ; ÇARESİZLİĞİ HİÇ TATMAMIŞSINIZ HAYATINIZDA!
Silhttps://www.youtube.com/watch?v=_Rh6VfHlenA
Devlete işe giriş sınavlarında (KPSS) ve daha bir çok sınavda soru kitapçıklarının cevap anahtarı ile beraber verildiği, sınavda çıkacak soruların önceden servis edildiği, sınavın yanlış sorularını dahi doğru cevaplayarak tam puan alan karı-koca çiftlerin olduğu... bir sistemde kendini geliştirmekten kast edilen nedir? Çok çok merak ettim?
Sil"Öğrencilerimize ,siniflarımıza kavuşmak istiyoruz" draması artık kabak tadı verdi.
SilBu vasıfsız öğretmenlerle,bizi yetiştirenler arasında dağlar kadar fark var!
Yuzbinlerce atama yapildi,hala atanamadiysanız acaba gercekten yetersizmiyim diye sormakta yarar var.
Universite de dahil her seviye eğitimde Öğretmenleri devlete yapişmış keneler olarak göruyorum.umarım eğitim öğretim her seviyede özelleştirilir de bir gun bu tembel,miskin cahiller ordusundan kurtuluruz!
"Atanamayan Kimya Öğretmeni Gamze Filiz Arslan; av tüfeğiyle intihar etti!"
Silhttp://www.radikal.com.tr/turkiye/atanamayan-bir-ogretmenin-vedasi-1178984/
http://t24.com.tr/haber/sinopta-atanamayan-ogretmen-intihar-etti,252228
Gunumuzde artik universitede iyi / kotu ogrenci olmak yaninda bir de taninmis ve Ingilizce egitim veren bir universiteden mi mezun olmak yoksa orta halli, ogrencisini uzmeyen ve Turkce egitim veren bir universiteden mi mezun olmak gibi bir sorun da var. Orta halli unuversiteler, ozellikle ozel universiteler, haliyle daha az puan istiyorlar (ozellikle burslu degilseniz). Ancak Ingilizce bilmeden mezun olunca hangi bolumde okursaniz okuyun taninmis universitelerin mezunlarindan (mesela ODTU) bir adim geriden basliyorsunuz meslek yasamina. Is bulmaniz da, maas skalaniz da buna gore belirleniyor. Is sadece mezun olup diplomayi almakla bitmiyor, nucadele aslinda o zaman basliyor. Elini tasin altina koyup daha cok ogrenip daha cok tecrube kazanmak nereden mezun olursaniz olun her zaman avantaj sagliyor. 30 yillik meslek hayatimda bunu yasayarak gordum. Kiytirik diye tabir edilen universitelerden mezun olan bazi kisilerin cok calisarak cok ogrenerek iyi pozisyonlara geldigini buna mukabil ODTU, Bogazici vs. gibi universitenin ayni bolumunden mezun olan bazi kisilerin memuriyete takilip kaldigini ve bir yere varamadigini da kendi gozlerimle gordum (bunlar ornek sadece). Sonucta is insanin kendisinde bitiyor ve basari kisisel bir olgudan ibaret. Mezuniyetten 5-10 sene sonra diploma sadece helva sarmaya yariyor. Ne bildiginiz, neyi pratige uygulayabildiginiz onem kazaniyor is hayatinda.
YanıtlaSilBir tahmindir.
YanıtlaSilEğer Bernie Sanders seçilirse:
Hem ABD halkı hem ABD şirketokrasisi kendisine 4 yıllık kredi verir. 2020'ye kadar ele avuca gelen işler yapabilirse; ya ikinci dönem için yaşı ilerlemiş olmasına rağmen devam edecek cesareti bulur, ya da (en az Sanders kadar kuvvetli) yakın dostu Elizabeth Warren'a mücadeleyi devreder. Yani 2020'de Warren'ın başkan olma ihtimali de vardır.
Sanders 2020'ye kadar ele avuca gelen işler yapamazsa; ABD halkı çok büyük hayal kırıklığı yaşar, bir daha kolay kolay sol tandanslı adaylara eğilim göstermek istemez.
Eğer Hillary Clinton seçilirse:
ABD halkı kendisine 4 yıllık kredi verir (şirketokrasi her koşulda Hillary'i destekliyor zaten). 2020'ye kadar ele avuca gelen işler yapabilirse, ikinci dönemi de rahat kazanır.
Clinton 2020'ye kadar ele avuca gelen işler yapamazsa; en dişli rakibi muhtemelen Warren olur.
GOP'un hâli:
2020 değil belki ama 2024'e kadar GOP büyük bir özeleştiri verip, kendini baştan aşağı yenileyebilirse; halk nezdinde yeniden dikkate alınabilir. 2024'ten önce GOP çökmeye yüz tutmuş bir partidir. (Eğer aynı kafayla giderlerse; 2024 sonrası bile riskli.)
Demokratların kazanacağını düşünüyorsunuz galiba benim fikrim demokrat veya cumhuriyetçi hangi tarafın kazandığının önemi yok çünkü ABD kendine has mekanizmaları olan bir devlet şahısların önemi yok, örneğin kim kazanırsa kazansın İsrail'in stratejilerine uymak durumundadır, Ortadoğu'da terör örgütlerini finanse edip el altından desteklemek medyada ise terör örgütlerini bitirmek için bir bütün olmalıyız mesajları vermek durumundadır, Rusya ile danışıklı dövüş yapmak durumundadır vb.
SilDENİZ TAŞIMACILIĞINDA DÜNYA DEVLERİNDEN OLAN "MAERSK"İN CEO'SU NILS ANDERSEN UYARIYOR:
YanıtlaSil"DÜNYA EKONOMİSİ, 2008'DEN DAHA KÖTÜ DURUMDA!"
Dünyanın en büyük deniz taşımacılığı şirketi Maersk’in CEO’su Nils Andersen Financial Times’a çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Dünya ticaretinin önemli bir bölümü denizlerden yapıldığı için Andersen’in ekonomiyle ilgili söyleyeceği sözler piyasalar tarafından ilgiyle takip ediliyor.
Andersen ise Financial Times’a yaptığı açıklamada, “Durum 2008’den daha kötü. Petrol fiyatları uzun süre düşük seyretti, yakın zamanda da yukarı çıkacak gibi gözükmüyor. Taşıdığımız yük oranları düşüyor. İçeride yaşadığımız durumda iyiye gitmiyor. Fakat hazırlıklıyız” dedi.
Maersk’in bilanço rakamlarına da değinen Andersen 2015’te 2014’e göre net kârın yüzde 82 düştüğünü belirtti. Maersk’in kârı bir önceki yıla göre 5 milyar dolardan fazla düştü. Firma 2015’te 925 milyon dolar kâr etti.
Firma 2015 yılında 3.7 milyar dolar kar etmeyi bekliyordu.
http://www.hurriyet.com.tr/unlu-ceo-2008den-daha-kotu-durumdayiz-40052639
Eeeeeee...... Mahfi bey, ömür geçiyor, siz de 66 oldunuz Mahfi beeeeeyy......
YanıtlaSilBenim bir şikayetim yok. Yaşamın ölümlü olduğunu biliyorum ve bunun saçma sapan bir şey olduğunun bilincindeyim. Taa 16 yaşında Albert Camus'nün Yabancı'sını ve Başkaldıran İnsan'ını okuduğumdan beri.
SilMahfi hocam çok afedersiniz konuyla biraz bağlantılı bir konu hakkında bir sorum olacak kariyer anlamında.İibf mezunuyum akademisyen olmak istiyorum ama bir yandan da merkez uzmanlık için çalışıyorum ama çok kararsızım.Sizce bu iki mesleğin avantaj ve dezavantajları nedir?Bu iki mesleğin kariyerl olanakları ve özellikle akademisyenlere yapılan son zamları da göz önünde bulundurursanız siz hangisini tercih ederdiniz.Çok kararsızım hocam.
YanıtlaSilMerkez Uzmanlığı iyidir.
Silteşekkürler ilginiz için hocam.
SilBende 80li yıllarda aynı lisede :) benzer sorunları yaşamıştım üniversitede de ilk sene devam etti sonrdan toparlamıştım. YAZI İÇİN TEŞEKKÜRLER
YanıtlaSilEğer heryıl tek ders sınavı açılsa ve sadece bir yıl açılmasa mutlaka o açılmayan yıl benim kaldığım yıl olurdu. Üniversiteye başladığım günden beri bütün aksaklıklar yönetim değişiklikleri vs. beni buldu ve yüksek lisansda dahil üniversite hayatımda toplamda üç sene kaybettim. Ama hala çabalıyoruz. hem eğitim sistemiyle hem şansızlıklarımla hem rakiplerimle mücadeleye devam etmek zorundayım ne yazıkki.
YanıtlaSilÖYLEYSE BU YAZIYI BİR ŞİİRLE TAÇLANDIRALIM:
YanıtlaSil* * * I N V I C T U S * * *
Out of the night that covers me,
Black as the pit from pole to pole,
I thank whatever gods may be
For my unconquerable soul.
In the fell clutch of circumstance
I have not winced nor cried aloud.
Under the bludgeonings of chance
My head is bloody, but unbowed.
Beyond this place of wrath and tears
Looms but the Horror of the shade,
And yet the menace of the years
Finds, and shall find me, unafraid.
It matters not how strait the gate,
How charged with punishments the scroll,
I am the master of my fate:
I am the captain of my soul.
*
Beni saran geceden başka
Kapkaradır o çukurda baştan başa
Hangi tanrılar bahşetmişse bana
Teşekkür ederim yenilmez ruhum için onlara
Kötü şartlarda olsam bile
Ne korktum, ne de ağladım kimselere
Kaderin pervasız darbelerinde bile
Kana bulansa da başım, eğilmedi asla
Bu gazap ve gözyaşı ülkesinin ötesinde
Görünmez gölgelerin dehşetinden başka bir şey
Ve beni bulur o senelerin tehdidi
Bulacaktır da korkusuz
Kapı ne kadar dar olsa da
Cezalarım ne kadar ağır olsa da
Kaderimin efendisi benim
Ruhumun kaptanı benim
https://www.youtube.com/watch?v=FozhZHuAcCs
--- William Ernest Henley, 1875 ---
ADAM OLMAK
YanıtlaSilÇevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
Sen aklı başında kalabilirsen eğer
Herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
Hem kendine güvenebilirsen eğer
Bekleyebilirsen usanmadan
Yalanla karşılık vermezsen yalana
Kendini evliya sanmadan
Kin tutmayabilirsen kin tutana
Düşlere kapılmadan düş kurabilir
Yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
Ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir
İkisine de vermeyebilirsen değer
Söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz
Kandırabilir diye safları dert edinmezsen
Ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz
Koyulabilirsen işe yeniden
Döküp ortaya varını yoğunu
Bir yazı-turada yitirsen bile
Yitirdiklerini dolamaksızın dile
Baştan tutabilirsen yolunu
Yüreğine sinirine dayan diyecek
Direncinden başka şeyin kalmasa da
Herkesin bırakıp gittiği noktada
Sen dayanabilirsen tek
Herkesle düşüp kalkar erdemli kalabilirsen
Unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken
Dost da düşman da incitemezse seni
Ne küçümser ne de büyültürsen çevreni
Her saatin her dakkasına
Emeğini katarsan hakçasına
Her şeyiyle dünya önüne serilir
Üstelik oğlum adam oldun demektir
Rudyard Kipling, 1895
Çeviren: Bülent Ecevit
Hocam, başarının dördüncü unsuru da sanırım boksör Faruk gibilerin gazabından ve zülmünden kurtaracak bir Enise hoca hanım bulabilmekte saklı. Malum memlekette " hak hukuk " hak getire...
YanıtlaSilÇok önemli
SilBizim çocuğun haftasonu Ankara Atatürk Lisesi'nde kurum sınavı var... ne tavsiye edersiniz tesadüf olmuş...
YanıtlaSilBaşarılar dilerim.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilGüzel bir yazı mahfi hocam sınıfta kalacak mahfi'den hazine Müsteşarligine (yanlis hatirlamiyorsam) bir yazı daha hatırlıyorum matematikten tahtayı dolduran hocanizla ilgili akılda kalıcı oluyor bu yazılar :)
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilDeli gömleği:
YanıtlaSilBirgün öğretmen bütün sınıf arkadaşlarımın arasında olmayacak birşey söylemişti. İlkokul...
Öğretmeni bende herkesin içinde iyi bir fircalamistim. Dişi kilitlendi acayip sinirlendi ama ağzını açıp birşey demedi. Demedi, işte bu sessizlik hayra alamet değil demiştim.
Çok sinirlenmiş. Muhtelif arkadaşlarımı elçi göndererek özür dilememi istemişti. Ortalık felaket karışmıştı. Kimi diyor sen haklısın kimi de özür dile diyordu. Bildiğimi okudum özür dilemedim Tabiki ilerleyen zamanlarda uzerimdeki baskıyı hissetmiş dayanmıştım yinede gidip ozur dilememistim. 3 yıl kadar devam etti sanırım.
Özür dilemeyecegimi anlamıştı. Birgün sınıfta "öğretmenin diktiği deli gömleği öğrencinin üzerinden bir ömür cikmaz." demişti.
Ben bu gömlek olayının farkına 20 sene sonra vardım. Harbinden iyi terziymis.
Yıllar sonra bu işler başıma neden geldi diye sorduğumda bu mesele geldi aklıma...
Yıllar sonra buldum özür diledim. Belki milyonda bir öğrencinin başına gelecek işler gelmişti başıma. Yine de pişman değilim hayat iyisiyle kotusuyle güzel...
Bu olaylar sayesinde zorluklar karşısında direnmeyi öğrenmiştim.
Egosundan arınmış öğretmenlerin öğrencilere örnek olması dileklerimle...
O.N.
Ben de tıpkı sizin gibi liseyi zar zor bitiren üniversite de ise iktisati sevmemle deyim yerindeyse yıldızı parlayan bir öğrenciyim.Su an yüksek lisans yapiyorum ve sizin yazilarinizdan ilham alarak bir tez yazmayi istiyorum.Tez konumla alakali size birtakim konuları danışmak için gmail adresinize mail attim.Tahmin ediyorum ki çok yoğunsunuz.Eğer firsat bulabilirseniz değerli fikirlerinize elestirilerinize ihtiyacım var.Saygılarımla, Muzaffer Taş.
YanıtlaSilBilgiyarım bozulduğu için her şeye erişemiyorum ne yazık ki. Hafta sonu hard diski kurtaracağız sanırım. Yoksa bütün sorulara yetişmeye çalışıyorum.
SilHocam özel okulda öğretmenim 336 tane öğrencimiz var 251 tane takdir verdik.verdikte inanın hala üzülüyorum en az 200 tanesine bırak takdir vermeyi sınıfta bıraksan azdır.verme o zaman diyebilirsiniz müdür onaylamadan not giremiyorsunuz nerdeyse tüm özel okullarda bu halde. çoğu zaman eğitimde reform diyorsunuz haklı olarak ya bence kalma geri gelse o bile yeter.
YanıtlaSilBizim zamanimizda takdirler tesekkurler parayla satin aliniyordu. Nerde o gunler elhamdurullah
SilEvet ve bu çocuklar üniversite son sınıfta karşımıza geldiklerinde bırakın ekonomiyi Türkçeyi doğru dürüst yazamıyorlar.
SilYanlış anlamayın beni Adsız 21:16
SilÖğretmenim demişsiniz ama yazınızda doğru düzgün noktalama işareti bile kullanmamışsınız.
Hocam eğer sizin için bir sakıncası yoksa, kaç kardeşsiniz, sizden büyükler mi küçükler mi, hayattalar mı ve meslekleri nedir? Başka sorum yok ve dolandırıcı değilim.
YanıtlaSilÜç kardeşiz. Ablam Hacettepe Üniversitesinde İngilizce okutmanıydı emekli oldu. Erkek kardeşim eczacı, büyük bir ilaç şirketinde genel müdür yardımcısıydı o da emekli oldu.
SilE peki de hocam niçin şimdi siz cumhurbaşkanımıza atarlanıyorsunuz ki, anneniz babanız tam da cumhurbaşkanımızın istediği şeyi yapmış! Öngörülü ebeveynlermiş ki on yıllar önce gerçekleştirmişler!
SilMahfi Bey'in deneyiminin benzerini bende yaşadım;Ortaokul bitirme sınavında matematikten sıfır almıştım.Babam hemen hızlandırılmış bir takviye verecek hoca buldu ve ON alarak liseye başladım.Lise 1 aynı hüsran vs.taaki lise 3 de cebir ,analitikgeometri,fizik vs 10 olarak mezun oldum ve ün.seçme sınavında yurtdışı dövizli öğrenci sınavını kazandım.Almanya'da 13 sene olan lise eğitimfarkını 2 sene yerine matematik ve fizikte Afganlı bir öğrenci ile beraber okul birincisi olarak 1 senede bitirip mühendislik okudum.Sene 1976....Bunlar oluyor...Sağolun hocam hatırlattığınız için.
YanıtlaSilTeşekkürler paylaşım için.
SilBilim uzun ve çetin bir yoldur çocuklar.
YanıtlaSilBilimi yarı yolda bırakmayın; olur mu çocuklar?!
Oppenheimer gibi hissediyorsanız; bırakın yüksek binaları başkası yapsın, büyük barajlarda başkası çalışsın!
Bazılarına çok uzaklardan bile görünen yüksek yapılar kurmak çekici gelecektir;
Bırakınız bu işleri öyleleri yapsın!
Bazıları da insanları çalıştırmak, büyük teşebbüsleri idare etmek ihtirası ile yanarak kuvvetli olmak isteyeceklerdir;
Bırakınız parayla da onlar uğraşsın!
Sizin kuvvetli olmak gibi bir derdiniz yoksa,
Siz de Leonardo Da Vinci gibi “Kuvvet nedir?” diye merak ediyorsanız:
Buyrun sizleri Mekanik kürsüsüne beklerim.
Çünkü:
Bazılarına göre “kuvvet”; “para” ile “organizasyon”un çarpımına eşittir!
Bize göre de “kuvvet”; “ivme” ve “kütle”yi ilgilendiren bir büyüklüktür!
Bu iki formülü birbiriyle karıştırmayın; olur mu çocuklar?!
“Üniversite” ile “ticarethane”yi birbirine karıştırmayın; olur mu çocuklar?!
[Prof. Dr. Mustafa İnan
İnşaat Mühendisi
1911-1967
“Bir Bilim Adamının Romanı”
Oğuz Atay
1975]
“Yaşam aslında basittir. Onu, karmaşık hale getiren biziz.” -Konfüçyüs
YanıtlaSilİktisat (veya ekonomi) yoktur.
amacın ne? Oyle boş konuşmakla olmuyor. Delikanlı gibi iktisat/ekonomi yokturu kanıtla da görelim.
SilÜstadım
YanıtlaSilYazınıza kısmen katılıyorum. Sadece çalışmak, ilgili okul dönemlerinde iyi not almak veya lisede iyi üniversitede kötü yada tam tersi olması da tamamen kişisel bir başarı veya başarısızlıktır .
Bu içinde yaşadığımız ülkedeki siyasi iktidarların dünya konjoktörünün gidiş yönüne göre aldığı ekonomik sosyal kararlara bağlı olan birşeydir. Çünkü her alınan makro kararlar toplumun büyük kısmını etkiler. O karar neticesinde başarılı eğitim vs olan bireyler gidişat o yönde olmadığından birden olanaklar ortadan kalkmış veya zayıflamış duruma düşer ve başarısız olurlar.
Türkiye de çok şık rastlanılan bir durumdur. Örneğin cumhuriyetin ilk yıllarında ziraat ile kalkınma öncelik olup ziraat mühendisleri başarı itibar para vs kazanırken şimdi işsiz mezunların başındadır. 90 Larda finans sektörünün revaçta olması ile bankacılar başarılı olup, krizle birlikte iibf mezunu işsizler artmıştır. Nasıl müteahhitler 2014 e kadar her yaptığı betonu satabilmişler ve servet yapıp başarılı olmuşlar şimdide oturuyorlar ise olası yakın bir emlak Veya mortgage krizinde dibe vuracaklardır.
Kısaca bireysel olarak kendini yetiştirmek önemlidir ancak bir sel önüne ne kadar şey varsa içine katıp sürükler silip süpürür bir kenara atar.
Bende şahsen liseyi ikmalsiz geçirmiş ankaranın iyi devlet üniversitesinde işletme bölümü vasat okumuş 20 yıl iş tecrübesi olan İngilizce bilen 1 yıldır işsiz bir kişiyim.
Saygılar.
hamdolsun kopya çektiniz mi hiç ? elhamdurallah Din dersiniz nasldi hamdolsun?
YanıtlaSilHep ayni hatayi yapmissin yukarida da. Ona Elhamdulillah denir. Allah'a sukurler olsun yani. Dalga mi geciyorsun ciddi mi soruyorsun belli degil.
SilNe demek hata gercek soruyorum elhamdurllah.
SilAdsiz 02.43 sen beni mi takip ediyorsun blogu mu ? iyi misin uykusuz musun gece 02.43 yat asagiya alhadurullah
Sil02.43 kodlu adsiz senden ogrenecek degiliz ne yazdigimizi git tdkya is iste sabah erkenden kalk is basi yap. evet dalga geciyorum senin gibilerle elhamdurullah oldu mu iyi misin
SilEvet mesaji girdigim saat 02:43 ama bu Turkiye saati. Mesajimda Turkce harfler yok. Bu neyin gostergesi olabilir dusunun bakalim: Mesaji yazan kisi Turkiye'den yazmiyor. Demek ki ya ogle uzeri yazmis (mesela Avustralya'da) ya da aksam uzeri henuz gece olmadan (mesela Kaliforniya'da). Dusunmek icin zahmet etmeyince Elhamdulillah yerine (anlamini dahi bilmeden) ne yazarsan gidiyor tabii degil mi Arapca sevdalilari (onu bile dogru durust beceremiyorsunuz ya)?
SilBende lise birde kaldım 7 tane zayıfım vardi sadece matematik dersim 5di çok şaşirirdi öğretmenlerim açikcasi bende şaşirirdim . Ama şimdi üniversitem bitiyor inşallah , ekonometri bölümü sömürdü hayatımı hocam . hala ekonometri nedir deseler cevaplayamam ekonometri nedir hocam ? :)
YanıtlaSilHocam siz kafayı sadece şemalarla, istatistiki verilerle, hesaplarla bozmuş, donuk, gri duvarlı bir iktisatçıya benzemiyorsunuz hiç.
YanıtlaSilSiz duygulu birisiniz hocam...
Yukarıda Oğuz Atay'ı tekrar görünce aklıma geldi.
Bilirsiniz, Atay "Türkiye'nin Ruhu" isimli bir kitap dizisi hazırlığı içindeydi ama ömrü yetmedi.
Siz böyle bir kitap yazmayı düşünür müsünüz?
Bunun icin kitap yazmaya gerek var mi? Turkiye'nin ruhu tuzruhu gibi birseydir. Insani eritir curutur yok eder.
SilBen Türkiyedeki Değişimin Sosyoekonomik Analizi kitabı üzerinde çalışıyorum. Türkiyenin ruhunu yansıtacağını düşünüyorum.
Silhocam bu yıl "pizza ve çiğköfte" enflasyon sepetine girmiş. Neden daha önce girmedi de bu yıl ne değişti acaba?
YanıtlaSilMahfi hocam paylaşımlarınız için teşekkürler.Ben 2. sınıf iktisat öğrencisiyim ve mikro kitabınıza dün başladım çok güzel ve sade anlatmışsınız.Yalnız bir yerde kafam takıldı talep eğrisinde sağa kayma fiyatları artırırken arz eğrisinde sağa kayma fiyatları niye düşürmüyor.Yani normalde arzı artan ürünün fiyatının düşmesi gerekmez mi?
YanıtlaSilEvet arz eğrisi sağa kayarsa (talep eğrisi değişmeden) fiyatlar düşer. Yanlış mı yazılmış yoksa?
SilEvet hocam sayfa 158'de fiyatlar değişmiyor.Ama birkaç siteye ve kitaba baktım onlarda da değişmez gözüküyor.
SilHocam merhaba,
YanıtlaSilYazilarinizi buyuk bir ilgiyle takip ediorum Alakasiz olacak ama ben halkbank uzman yardimciligi sinavini kazandim.yeni evliyim ve esim su anda calismiyor onun icin calismayan es yardimi verir mi banka yoksa sadece 657 ye tabi memurlar icin mi gecerli bu ve gelir vergisinde % 50 mi oluyor ben biraz karistirdim.aciklik getirirseniz cok mutesekkir olurum...
Bu konuları Cem Kılıç'a sormanızı öneririm.
SilHep düzenli ve disiplinli calrsdim okul hayatım boyunca inek derlerdi hatta:) dört yıl oldu İİBF mezun olali ve kurum sınavı ve mülakat derken bi ilerleme kaydemedim o inek diyen arkadaslrm geneli şimdi istedikleri işde çalışıyorlar ve ben hala o derslerle bogusuyrm:(
YanıtlaSilVerimli mi çalışamadınız acaba? Bazen iyi otlar alsa da insan bir türlü analiz yapmaya sonuçlar çıkarmaya yaramaz o çalışmaları.
SilDonald Trump'ın Doğuş Holding'in bütün iştirakleriyle birlikte NTV'yi de satın alacağı haberi doğru mu?
YanıtlaSilNTV de ve NTV Radyoda program yapmak dışında Doğuş Grubuyla bu ayrıntıları bilecek şekilde bir bağlantım yok.
SilMahfi Bey, üslubunuzun samimiliği yazdıklarınızın bir Yeşilçam filmi gibi zihnimizde canlanmasına vesile oldu. Öğretmenlerine Bey ve Hanım gibi ünvanlarla hitap eden ve onları bu şekilde anan kalmış mıdır bugünlerde?
YanıtlaSilTeşekkürler.
Ortaokul lisedeki başarısızlık ergenlikten oluyor bence :D
YanıtlaSilHepsi ondan değil, bilinç eksikliği de etkili.
SilDeğerli Mahfi EĞİLMEZ Hocam, Sayın MÜSTEŞARIM, özgün ve seçkin okumuş Yazarım, bu anı dizinizin benzerini ben de o kadar benzer yaşadım ki Ankara Çankaya Lisesinde, ne kadar evrensel zorluklar var aile-okul yetkilisi-edebiyatta ileri olma-gençliğin ne şekilde yaşanılacağının seçilmesi veya spontanlığı dörtlüsünde diye düşündüm hemen. Uzatarak can sıkıcı olmak istemem ama, sadece, tek ders olgusunu benim de ilgisiz, uzak kalarak yaşadığımı; sanki Kafka'nın DAVA'sında, "öğrendikçe, araştırdıkça başına iş açılıyordu K'nın, onun gibi kendini koruyan, gelişmelerden habersiz kalmayı yeğleyen öğrencinin konumu Kafka biçeminin yarı-sürrealizmini gerçek yaşamda yansıtıyor olsa gerek.İkincisi de kısaca, o dönemde ve biraz sonrasında aynı yazarlarda etkileniyor oluşumuz; şimdiki çocukların, gençlerin telefon, internet yüzünden böyle bir olanağı yok; o nedenle ve geçim, seçim derdinden, politikacı kontaminasyonundan; sadece gençler değil tüm toplum olarak matematikten de, edebiyattan da uzağız artık. Siz ve Düşhekimi Dr. Yalçın ERGİR, Ankara'nın kişilikli, kimlikli, aydın olduğu dönemi en güzel anlatan bir kaç kişidensiniz, iyi ki bir Mahfi Eğilmez'imiz var, ne mutlu toplumumuza, toplumun derin kollektif bilinçdışının size müteşekkir. Çok teşekkürler bu güzel ve nadir, son derece özgün ve en önemlisi kimsenin el atmadığı, önemsiz bir ayrıntı zannettiği konuyu ortaya çıkaran paylaşımınız için. Selamlar, saygılar Ankara'dan.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, beni mahcup ettiniz.
SilMahfi bey, samimi üslubunuzdan cesaret alarak biraz kendimden ve tecrübelerimden bahsetmek istiyorum...ilkokul, ortaokul ve lise hayatım başarıyla geçti, derecelerle mezun oldum. üniversiteyi yine dereceyle ikinci olarak bitirdim. birinci sınıfta adaptasyon sorunu yaşamasaydım, sanırım bölüm birincisi olabilirdim. küçüklüğümden beri kitaplara, ansiklopedilere düşkün biriydim ama özellikle üniversite yıllarında tam bir kitap kurdu oldum diyebilirim. sadece alanımla ilgili ek kitaplar, makaleler okumakla kalmadım, aynı zamanda sosyal bilimlerin diğer dallarıyla ilgili de kitaplar okudum, hala da devam ederim. bu yıllarda eksikliğim olan ingilizceyi halledebilmek için kursa gitmeye başladım, ailemin maddi durumu iyi olmamasına rağmen sağ olsunlar öğrenim kredisinin yetişmediği yerde bana takviyede bulundular. bu sayede ingilizce bilgimi iyi bir noktaya getirdim ve biraz da bunun sayesinde kpss'de türkiye 11.'si oldum. daha sonra şu anda çalışmakta olduğum kamu kurumunun sınavına girdim ve 1200 kişi arasında yazılı sınavında birinci oldum. bugünden geriye baktığımda bu birinciliğimde o seneki yazılı sınavda sorulan soruların orijinalliği (daha önce başka sınavlarda sorulmamış olması) ve üniversite yıllarında ders kitapları haricinde okumalar yapmamış olmamın etkisi olduğunu görüyorum. daha sonra temel eğitim, yardımcılık ve yeterlilik dönemleri, hep en iyiler arasında olduğumu söyleyebilirim. ki teşkilat içi eğitimlerde talep edilen bir isim oldum. teşkilat çalışanlarına yönelik eğitimlerde diğer sınıflardan ders anlattığım sınıfa gelenler olurdu.
YanıtlaSilbugüne gelecek olursak. değişen birşey yok. aynı yerde aynı şekilde çalışmaya devam ediyorum. herhalde bir ömür boyu da böyle olacak. herhangi bir gruba/oluşuma aidiyetiniz yoksa kamuda kaderiniz bu oluyor maalesef.
Benim belki de en büyük şansım Maliyede ve Hazinede çalıştığım dönemde çalışkan ve bilgili insanların daima desteklenmesiydi.
SilCari islemler acigi Aralik 2015 te bir onceki yilin ayni ayina gore 1 milyar 587 milyon dolar azalarak 5 milyar 73 milyon dolara geriledi.
YanıtlaSilCari açığın cari fazlaya dönüşmesi mevcut konjonktür göz önüne alındığında önümüzdeki 3-5 senede mümkün görünüyor mu hocam?
Mümkün görünmüyor.
SilHocam, farkınızda mısınız bilmiyorum ama kafanıza göre takılmak sizin asıl karakteriniz. Ortaokul lise yıllarında yaptığınız buydu.
YanıtlaSilÜniversitede sistemi kavradınız çemberi genişlettiniz belki. Belki de ekonomiye kafayı taktınız.
Ama geometrideki güzelliği keşfetmiş olmanızı dilerdim.
Geometri güzeldir, güzelliğin kendisidir belki de. Güzel olduğu için karşı cinsimizde "geometri" ararız. Matematik de önemlidir tabi!
Konuya dönersek hocam; hala daha kafanıza göre takılıyorsunuz. Yoksa ne diye kendinize yazı yazasınız ki...
Haddim olmayarak öğrencilerinize bir tavsiyem olacak;
1. Tarzınızı/Alanınızı bulun.
2. Alanınızı, yan dallarını otorite olabilecek kadar iyi öğrenin.
3. Kafanıza göre takılın.
(Hocanızı örnek alın)
hocam bu sorunlu banka kredileri ve deutschbank olayini merak ediyorum. Simdi bunlar parasal genisleme yapiyorlar ve arttiracaklar da bunun bir faydasi olur mu bu batik stersli kredilere ve bankalara
YanıtlaSilBir miktar olur tabii. Bakın ABD'de bankalar o kanalla toparlandılar.
Silkisaca avupa bankalari ile ecb parasal genisleme tahvil programi arasinda nasil iliski baginti kuralbilir.
YanıtlaSilsaygıdeğer hocam. Bu güzel mesajlarla dolu konuyu, alakasız bir soruyla böldüğüm ıcın kbakmayın.
YanıtlaSilmakro ekonomi sf.248'de. Merkez Bankasının parasal genişleme politikasıyla, yerel paraya değer kaybettirip. Faizi dünya faiz oranlarından aşağıya çekerek ihracatı arttırabileceği. Net ihracat arttıktan sonra, IS eğrisinin dengelenene kadar sağa kayacağını ve faizin tekrar dünya faiz oranları seviyesine geleceğinden bahsetmişsiniz.
Türkiyenin şuan yapmak istediği bu olabilir mi. Bu durumun ne kadar yakınındayız ne kadar uzağındayız ? tesekkurler
Bu durumdan çok uzaktayız. Her şeyden önce enflasyonumuz dünyanın çok uzağında. Böyle bir ortamda faizi dünyaya yaklaştırmaya çalışmak çılgınlık olur.
SilHocam konu ile alakasız olacak ama size bir soru sormak istiyorum. Maalesef Babamın vefatı üzerine elimize geçen emeklilik parasını(ikramiye) faizi kullanmadan enflasyon a karşı nasıl koruyabilirim? Kur ve altın sepeti yapmak sizce mantıklı mı?
YanıtlaSilKusura bakmayın ben yatırım tavsiyesi vermiyorum.
SilŞimdi bana kaybolan yıllarımı verseler...
YanıtlaSilLise günlerim...
Ah...
Size sarılabilir miyim?
YanıtlaSilHocam üniversitede ne olduda birden derslerine asılan çalışkan bir öğrenci oldunuz? Böyle bir yükselişin sırrı nedir merak ediyorum doğrusu.
YanıtlaSilkızlar tarafından reddedilince enerjisini derse harcamıştır her genç gibi ;) dimi hocam
SilSadece ders konularını sevmek. Lisede edebiyat, felsefe, mantık, sosyoloji ve psikoloji derslerinden notlarım zaten iyiydi. Mülkiye'de bu derslerin ayrıntılarını bulunca zevkle çalışmaya başladım. Yani insan sevdiği işi yaparsa başarılı oluyor.
SilAdsiz 01:25, bu durumda eger lezbiyen degilse butun kizlarin lise de basarili olmasi gerekirdi (kizlari reddedecek erkek var mi dunyada ozellikle lise caglarinda)? Durum bu mudur? Mantik dogru mu sence?
Siladsız 07:46 o işin espirisiydi. Ama sen o cümleyide yanlış anlamışsın. Benim cümlemde Reddedilen erkek- reddeden değil. Kişilerin cinsel tercihi üzerinden başarı sorgulaması bizim işimiz değil. Ben espiri diyorum sen kötü ve anlaşılmaz olmuş diyip beğenmeyebilirsin,doğrudur. Ama bunun üzerinden mantık sorgulamasına girmek gereksiz.
SilBu arada, eşinizi nasıl tavladığınızı öğrendim Mahfi bey.
SilSizin gibi bir ses tonuna sahip insana vurulmamak mümkün değil!
Yahu şu podcastleri dinliyorum da, eriyorum yavaş yavaş...
Bir de şu var:
Dostoyevski'yi ne kadar çok sevdiğinizi her fırsatta dile getiriyorsunuz. Görme engelli insanlar için kitap okuyup veri tabanına kaydetmeyi düşünür müsünüz Mahfi bey?
< Standard&Poor's, Türkiye'deki
YanıtlaSilbankaların kredi kayıplarını
karşılayabilecek yeterli sermaye ve
kar tamponuna sahip olduğunu
belirtti. >
Batık banka geçmişimizden sonraki toparlanma sürecimiz banka sistemimizi sağlam zemine oturtmuş olacak ki tüm bağımsız raporlarda bankacılık sistemimizin sağlam yapısına vurgu var.
Bundan mütevellit yapancı bankalar Türkiye'de (gerek satın alma gerekse yeni oluşum ile) yer almak için fırsat ;kolluyorlar. Ama bi seviyesine gelemedik.
son satır : bi bnp paribas seviyesine gelemedik olacaktı. Nedense eksik çıkmış yazı.
SilZaten alacaklarını aldılar.
SilStandard&Poor's, Türkiye'deki
YanıtlaSilbankaların kredi kayıplarını
karşılayabilecek yeterli sermaye ve
kar tamponuna sahip olduğunu
belirtti.
hocam bir şey daha sormak istiyorum. ticari bankaların faiz dışı gelirlerinin artmasının asıl görevleri olan kredi sağlama konusunda başarısız olup yön kaymasının göstergesi midir?
YanıtlaSilBunu faiz dışı gelir artışını nasıl yorumlamalıyız?
hocam bir şey daha sormak istiyorum. ticari bankaların faiz dışı gelirlerinin artmasının asıl görevleri olan kredi sağlama konusunda başarısız olup yön kaymasının göstergesi midir?
YanıtlaSilBunu faiz dışı gelir artışını nasıl yorumlamalıyız?
Asıl işi dışında yüksek gelir elde etmesi asıl işine konsantre olmadığının göstergesidir. Tıpkı sanayi kuruluşlarının en yüksek geliri faiz gelirinden elde etmeleri gibi.
SilKendime Yazılar sitenizle beraber aynı ismi taşıyan kitabınız da var. Fark nedir?
YanıtlaSilLight Günlük nedir?
Kendime Yazılar kitabım bu sitede yayınlanmış ve yayınlanmamış yazılarımdan oluşuyor. Ağırlığı ekonomiden çok tarih, siyaset, sosyoloji, felsefe gibi konulardan oluşuyor. Bölüm aralarına yazılar ekledim.
SilLight Günlük benim ilk kitaplarımdan birisidir. 2002 yılında en çok okunan ve konuşulan kitap seçilmişti. 1950'lerden 2000'lere kadar benim gözlerimden dünya ve Türkiyeyi anlatan bir kitap. Kitap olarak ancak sahaflarda bulunabiliyor ama e-kitap olarak bulunuyor.
Harika bir yazı olmuş. Okuyunca gözlerim doldu. Benim durumumda aşağı yukarı sizinki gibiydi. Teşekkürler.
YanıtlaSilBizim de seni dusundukce gozlerimiz doluyor adsiz.
SilTeşekkür benden, sağolun.
SilMahfi Bey,89 Ankara Lisesi mezunu olarak anlattığınız ortamı hissetiğimi söyleyebilirim.Saygılarımla
YanıtlaSilHocam size bir konuda danışmak istiyorum. Okuldan mezun oldum ve şuan bağımsız denetçi olarak çalışıyorum. Ancak yüksek mesai yaptığımızdan dolayı ve gün içinde çok stresli çalışmamızdan dolayı, akşamları sizin kitaplarınızı ve ya başka okumak istediğim kitapları okuyacak, analiz yapacak üzerinde yoğunlaşacak enerjiyi bulamıyorum. Anca blog sayfanızı takip ediyorum, ve bir kaç köşe yazarı daha.
YanıtlaSilSiz hem çalışıp hemde iş dışında kendinizi nasıl geliştirmeye başladınız? Bu konuda fikirlerinizi sizden rica edebilir miyim?
Teşekkürler
Eğer kendinize zaman ayıramama konusunu sürdürürseniz bir süre sonra işin esiri olursunuz ve emekli olduğunuzda birden boşlukta kalıverirsiniz. Elbette ki işinize gereken özeni göstermeniz gerekiyor, sonuçta ekmek paranızı oradan sağlıyorsunuz ve orada yükseleceksiniz. Ama bu mazeret olmamalı. Her gün yalnızca 1 saati kendinize ayırsanız çok fark ettiğini göreceksiniz. İnsan sevdiği işi yaptığında enerjiyi mutlaka buluyor. Sevdiğiniz konuları okuyun o alanda kendinizi geliştirmeye çalışın. Benim şansım sevdiğim konuda çalışıyor olmamdı. Teoriyle uğraşın. Yaptığınız işin teorisini öğrenmeye veya bilginizi geliştirmeye başlarsanız hem bilginiz artar hem de yaptığınız işi daha çok seversiniz.
SilSayın Eğilmez, bir üstte 22:56'da mesaj yazan malum şahıs bu sefer de kitapların tam pdf hallerini link olarak eklemiş mesajına. Bilginin paylaşılması bir yana, halen bir yayınevi tarafından basımı ve satımı yapılan bu kitapların korsan olarak blogunuzda paylaşılması cidden bir sorun olacaktır. Bu nedenle söz konusu linkleri kaldırmanızı öneriyorum. İnsan emeğine saygıdan bahsedenlerin akıl emeğine saygı göstermemesini hoş görmemeliyiz. Saygılar.
SilDikkatimden kaçmış bunlar, uyarı için teşekkür ederim, yorumu olduğu gibi kaldırdım.
SilCEVABIMIZ:
SilSAYIN "ADSIZ" (13 ŞUBAT, 22:53),
DİKKATLİ OLMADIĞINIZ İÇİN HEMEN "EMEK HIRSIZI!" YAFTASINI YAPIŞTIRMIŞSINIZ!
YAZDIĞIMIZ LİNKLER; YAYINEVLERİNİN "ANA SİTELERİ"NDEN ALINMIŞTIR! KİTAPLARIN BÜTÜN SAYFALARININ PDF LİNKLERİ DEĞİLDİR!
SADECE "İÇİNDEKİLER" BÖLÜMÜ, "ÖNSÖZ" BÖLÜMÜ VE "İLK 5 İLA 9 SAYFASINI" GÖSTEREN BÖLÜMLERDİR! YAYINEVLERİ BİZZAT KENDİLERİ BU SAYFALARI SİTELERİNE YÜKLER!
HİÇBİR YAYINEVİ; YAYINLADIĞI KİTAPLARIN BÜTÜN SAYFALARININ PDF FORMATLARINI SİTELERİNE KOYMAZ!
ÖNYARGILARINIZI AZALTMADIĞINIZ İÇİN YANLIŞ GÖRMEYE DEVAM EDİYORSUNUZ!
YAZIK!
* * * * *
SAYIN EĞİLMEZ (14 ŞUBAT, 07:30),
"22:53"TE YAZAN ZİYARETÇİNİZİN YAPTIĞI HATAYI TELAFİ ETMENİZ İÇİN BU KİTAPLARIN İSMİNİ VE ADRESLERİNİ AŞAĞIYA TEKRAR YAZIYORUZ.
BU KEZ "ANA SİTELERİNDEN ADRESLERİ AÇIK AÇIK":
Kitap: "İşletme Hastalığına Tutulmuş Toplum: Şirket İdeolojisi, Yönetsel İktidar ve Toplumsal Taciz"
Yazan: Vincent de Gaulejac
Çeviren: Özge Erbek
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Adres: ( https://www.ayrintiyayinlari.com.tr/images/UserFiles/Documents/Gallery/isletme%20hastaligi1-16.pdf )
Kitap: "Karakter Aşınması: Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki Etkileri"
Yazan: Richard Sennett
Çeviren: Barış Yıldırım
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Adres: ( https://www.ayrintiyayinlari.com.tr/images/UserFiles/Documents/Gallery/karakter%20asinmasi1.pdf )
Kitap: "Prekarya: Yeni Tehlikeli Sınıf"
Yazan: Guy Standing
Çeviren: Ergin Bulut
Yayınevi: İletişim Yayınları
Adres: ( http://www.iletisim.com.tr/images/UserFiles/Documents/Gallery/prekarya1.pdf )
Kitap: "Borç: İlk 5000 Yıl"
Yazan: David Graeber
Çeviren: Muammer Pehlivan
Yayınevi: Everest Yayınları
Adres: ( http://www.everestyayinlari.com/tr/kitap.asp?id=1454 )
Kitap: "Küresel Çarkın Dışında Kalanlar: Tüketim Toplumundaki Yeni Fakirlik"
Yazan: Kathrin Hartmann
Çeviren: Etem Levent Bakaç
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Adres: ( https://www.ayrintiyayinlari.com.tr/images/UserFiles/Documents/Gallery/kuresel%20carkin%20disinda%20kalanlar1-16.pdf )
Kitap: "Ne Ders Olsa Veririz: Akademisyenin Vasıfsız İşçiye Dönüşümü"
Yazanlar: Aslı Vatansever & Merâl Yalçın
Yayınevi: İletişim Yayınları
Adres: ( http://www.iletisim.com.tr/images/UserFiles/Documents/Gallery/ne%20ders%20olsa.pdf )
Kitap: "İdiotizm: Kapitalizm ve Hayatın Özelleştirilmesi"
Yazan: Neal Curtis
Çeviren: Mehmet Ratip
Yayınevi: İletişim Yayınları
Adres: ( http://www.iletisim.com.tr/images/UserFiles/Documents/Gallery/idiotizm.pdf )
Kitap: "Oblomov"
Yazan: İvan Gonçarov
Çevirenler: Sabahattin Eyüboğlu & Erol Güney
Yayınevi: İş Bankası Yayınları
Adres: ( http://www.kitapyurdu.com/kitap/oblomov-ciltsiz/22788.html )
Kitap: "Asrın Vebası: Narsisizm İlleti"
Yazanlar: Jean M. Twenge & W. Keith Campbell
Çeviren: Özlem Yüksel
Yayınevi: Kaknüs Yayınları
Adres: ( http://www.kaknus.com.tr/new/index.php?q=tr/node/851 )
Hocam, forvette Van Persie yerine Fernandao kamyonunun oynatılmasına ne diyorsunuz?
YanıtlaSilBir sürü gereksiz adam var. Üstelik normal olarak alabilecekleri paraların on onbeş katı para alıyorlar. Bu sadece Fenerde değil bütün takımlarda böyle. Bu oyunculara niçin bu kadar çok para veriliyor? Bu sorunun yanıtı verilmeden sizin sorduğunuz soruya sıra gelmez.
Sil''Yatırımın cari değerini sıfıra eşitleyen iskonto oranına Sermayenin Marjinal Verimliliği 'MEC' yani 'r' denir'' bu tünceyi çözemedim kastedilen nedir acaba?
YanıtlaSilSermayenin marjinal verimliliği ileride ortaya çıkacak bir sonuçtur. Bunu bugüne indirgediğimizde yatırımın değerinin sıfır çıkması gerekiyor. Yani öyle bir iskonto oranı olmalı ki yatırımın değerini sıfıra indirgesin.
SilHocam , ne güzel bir yazı bu. Hepimizin benzer hikayeleri var. Ortaokulu geçen sene bitirip bu yıl liseye başlayan bir kızım var. Ona yolladım. O da arkadaşlarına yollar kesinlikle . Ellerinize sağlık . Saygılar sunuyorum.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam eksi faizle bunun bankaciliga ve ekonomiye etkiye hakkinda yeni bir yaziyla bilgilendirebilir misiniz? avrupa ve abd ninde eksi faizi konusuldugu ortamda bizler icin cok yararli olur simdiden cok tesekkurler
YanıtlaSilEĞİLMEZ: Kamu Maliyesi kitabımı takdimimdir: http://www.remzi.com.tr/kitap/kamu-maliyesi
YanıtlaSilTAKİPÇİ: YOK BEN ALMAYAYIM NE DERSEN TERSİ ÇIKAR !
EĞİLMEZ: Size de Maliyesi Kamu verelim o zaman.
TAKİPÇİ: YOK BEN ALMAYAYIM ! SİZİN KİTABINIZ SİZİN OLSUN !
EĞİLMEZ: O zaten benim kitabım siz alsanız da benim olmaya devam edecek merak etmeyin.
Mahfi hoca, sen n'abıyon ya, adamın dibisin sen hoca...
Hocam bu sene İstanbulda ismi çok bilinmeyen bir vakıf üniversitesinde ekonomi(ingilizce) kazandım alakalı olduğum bi bölüm diyebilirim ama endişem okulun ismi geleceğimizi etkiler mi mesela lse'de yüksek lisans hedefim var onlar okulun ismine bakıp beni eleyebilirler mi cevaplarsanız çok sevinirim
YanıtlaSilÇok daha fazla çalışıp farkı kendiniz kapatmanız gerekiyor.
SilOdtü, Boğaziçi ve Galatasaray hariç bütün okullar aynı. Abin olarak özel bir okulda ingilizce ekonomide size geçmiş olsun diyorum. Bu bölümde akademik bilgisi berbat fakat küçük dağları kendisinin yarattığını zanneden hocaların olacaktır, bulaşma.
YanıtlaSilHocam hepsi kendi piyasasında arz ve taleple belirleniyor kosulunu saymazsak eğer kabaca şu formul doğru mudur sizce
YanıtlaSilFaiz oranları düşerse hisse senetleri yükselir dolar yükselir. Ayrıca yine faiz duserse altın ve petrol fiyatlari da yükselir. Yani faizle diğer getiri araçları arasında ters korelasyonun olduğu kabaca yani doğru mudur
Kabaca doğrudur ama kabaca doğru olan şeyler her zaman doğru çıkar anlamına gelmiyor. Zaten ekonominin diğer alanlardan farkı da bu.
SilHocam sizi çok seviyorum ağlayarak sarilasim geldi . Muthis bir kisilik , ideolumsunuz
YanıtlaSilHocam
YanıtlaSil'Aşk' hesaplanabilir mi?
'Aşk'ın iktisadı var mı?
İktisat içinde 'aşk'ın yeri nedir?
kısaca şöyle hesaplanır:
SilKısa dönemde:
(flört dönemi+ ay dönümü + yıl dönümü + doğum günü+ sevgililer günü) * XYZ0 tl
Herhalükarda uzun dönemin sonuna doğru aşk çarpanı sıfır olsada
Uzun dönemde:
(doğumgünü +sevgililer günü+nişan düğün)* XYZ0 tl
Kısa dönem + uzun dönem = (çocuk + eğitim masrafları+ etc. )* XYZ000 TL
aşkın hesabı sadece para mı diyenler
- yukardaki hesaplara acı cefa ve mutluluğuda ekleyip hesaplayın
- pembe diziler izlemekten vazgeçin
Samanlık seyran olur sözünü belleğinizden sildirin.
Anti kapitalistlerden ricam; işte ölümcül kapitalismin belleğine kazıdığı diyip hayıflanmasınlar. Matematik her şeyi sayılarla ölçer, iktisatta ondan faydalanır yukardaki masraflarda iktisadi sistem içinde olduğuna göre hesaplanabilir.
Dipnot: parayı dert etmeyin kafanıza göre yaşayın mutlu olun yeter. ;)
Bana göre aşk bir maliyet işidir. İster bu maliyeti zaman olarak, ister para olarak isterse de mutluluk/acı olarak hesaplayın. Sonuçta bir maliyeti vardır.
Silİktisat sosyal bir bilimse, aşkta sosyal bir çevrede duygusal bir eylemse. O zaman aşkı iktisadın içinde rahatlıkla bulabilirsiniz.
Bu kadar zorlandığında her şeyin her şey ile ilgisi kurulabilir. Bu tür yaklaşımlar genellikle deformation professionelle denilen her konuya kendi meslek gözlüğüyle bakma alışkanlığına işaret eder.
Sildediğiniz gibi hocam biraz daha zorlarsam :) aşkı irrasyonel tercihler teorisi ve fırsat maliyeti ile vd. Teorilerin bir çoğuyla ilişkilendirebilirim.
SilAma Bulanık Mantık Teorisiyle - tüketici tercihleri ilişkilendirebilsem ortaya devrim çıkar.
Mahfi bey, Dış Borç Faiz Servisi/İhracat oranı bizde %20'yi aşıyor mu?
YanıtlaSilToplam yıllık dış borç servisi (Anapara + Faiz) / İhracat oranı % 50 - 55 arasında değişiyor.
SilSadece Faiz servisi / İhracat oranı ise % 7 - 8 arasında bulunuyor.
Hocam konuyla alakasız bir sorum olacaktı. Devalüasyon teoride habersiz ve ani bir şekilde yapılıyor. Uygulamada büyük ihracat şirketlere haber veriliyor mu eğer haber verilmiyorsa J eğrisinin aşağı sarkan bölümünde bu büyük şirketlerin yapmış oldukları zararları telafi amacıyla devlet yardımları oluyor mu? Teşekkür ederim:)
YanıtlaSilDevalüasyon, sabit kur rejiminde uygulanır. Dalgalı kur rejiminde her an devalüasyon (ki ona dalgalı kur rejiminde değer kaybı deniyor) veya revalüasyon (ki buna da dalgalı kur rejiminde değer kazanımı deniyor) olur. Dolayısıyla günümüzde Çin gibi sabit kur ya da ona benzer yöntem uygulayan ekonomiler dışında devalüasyon veya revalüasyon yapılmaz çünkü zaten bunlkar piyasada her an olur.
SilSabit kur rejimi uygulandığı dönemlerde devalüasyon yapıldığında kimseye haber verilmezdi (el altından verilen haber varsa bilemeyiz tabii.) Devlet de devalüasyonun etkisini gidermek için pek bir destek sağlamazdı. Ama bunun tersi uygulamalar dünyada mutlaka olmuştur. Bizde de eskiden bazı fon uygulamalarıyla şirket bazında olmasa da sektör bazında çeşitli destekler verildiği olmuştur.
Anaa. Yazilarini altlarini cizerek okudugumuz Mahfi Egilmez tembel miymis?
YanıtlaSilBirak birak. Daha da girmem bu siteye. Benim icin Davos bitmistir.
Oysa ben hiç Davos'a gitmedim.
SilMahfi Hocam iyi günler dilerim. Uzun süredir yazdıklarınızi ekonomiyi takip ediyorum kitaplarınızı alıp okuyorum.Ben şuanda Hacettepe iktisat(ingilizce) bölümünde okuyorum hazirlik sinifindayim seneye 1.sınıf olucam. Çok zengin bir ailem yok açıkçası. Kendimce ilerisi için çabaladığımı düşünüyorum fakat bu çabalarım karşılığını vericekmi tereddütteyim. Kimle tanışam bölümümü sorduklarında herkes tek bir ağız olmuşcasına iktisatın çok mezunu var niye bu bölümü seçtin mezun olunca napıcaksın vs. devam edip gidiyor. 1 aydır uyuyamıyorum ilerde kendimede ailemede mahçup olmak istemiyorum. Danışabilceğim en bilgili kişi olarak aklıma siz geldiniz. Sizce hem 1.sınıfı okuyup hemde tekrar üniversite sınavına çalışıp ankara hukuk gazi hukuk gibi bi okulamı girmeliyim yoksa iktisatla ilerde mutlu olabilirmiyim..Kusura bakmayın yazıyı toplu bir şekilde yazamamış olabilirim kafam çok karışık.Şimdiden teşekkür ederim Mahfi Bey.
YanıtlaSilBu tamamen size kalmış bir şey. Blogda bu konularla ilgili çok yazım var. Onları bir tarayın. Amacınız mezun olup bir yere kapağı atmaksa o zaman daha aranan bir meslek seçebilirsiniz tabii. Ama amacınız öğrenmek ve kendinizi geliştirmekse o zaman çok çalışacaksınız. Onbinlerce iktisat mezunu var ama iktisatçı olabilen kişi sayısı iktisat okuyanların yüzde 1'i bile değil. Hedefiniz o yüzde 1'e girmek olmalı. Blogdaki yazılarımı okuyun. Özellikle de üniversite süresini nasıl değerlendirmek gerektiğini anlatan yazımı.
SilHocam saolun yorumunuz için. Sizce devam etmelimiyim bölümüme. İlerisi için devlette çalışmak düşünüyorum.. Bu aşamada hukuk ve iktisat devlete alımda çok fark edermi? Ve de iktisatı ingilizce okumanın bir artısı olurmu diğer türkçe okuyanlara nazaran?
YanıtlaSilKararınız ne olursa olsun çok çalışıp kendinizi geliştirmeniz gerekir. İngilizce okumak avantajdır. Ama bir yandan da aynı derslerin Türkçelerini okuyun. Benim Kolay Ekonomi kitabımı okuyun mesela.
SilDevlette calisma acisindan hukuk mezunlari genelde hakim, savci veya hazine avukati olabilir. Sermaye Piyasasi Kurulu gibi diger kurumlar da Uzman Hukukcu alirlar ama bunlar sınırlıdır.
Silİktisat mezunlari Sayistay, Bakanliklar, Ust kurullar gibi bircok yerde mufettis, kaymakam,uzman gibi unvanlarla ise baslayabilir.
Dikkat, bir uzman veya mufettis hayatini Ankara disinda pek (sınırlı sureyle gidilenler haric) gecirmezken; bir kaymakam yillarca o ilce senin bu ilce benim seklinde gezebilir. Bunlari da goz onunde bulundurmak gerekir tercih yaparken.
Benim de öğrenim hayatımda bunun gibi anılar var. Matematikten orta okulda kalan biri olarak üniversitede iktisat okumaya başladığımda boyumu aşan bir işe kalktığımı düşünmüştüm. Yazdıklarınızı okuyunca kendi yıllarım geldi aklıma ve o kadar da garip olmadığını gördüm yaptığımın. Tabi burda birey olmaya başladığımız yıllarda bize dersten kalmış olmanın mahçupluğunu yaşatan bir sisteme de kızmamak elde değil.
YanıtlaSil