Fenerbahçe Yönetimine Açık Mektup

Fenerbahçe yönetimine bir daha açık mektup yazmam demiştim ama son gelişmeler üzerine yeniden yazmaya karar verdim.

Fenerbahçe için lig bitti dedikten epeyce sonra İsmail Kartal’ın teknik direktörlüğe gelmesiyle birlikte önce yavaş yavaş, sonra da hızlı hızlı görünüm değişmeye başladı. İsmail Kartal birkaç şey yaptı ve bunlar oyunu derinden etkiledi: İlk olarak oyuncuların fizik gücünü yükseltmek için ek çalışmalar yaptırdı. İlk maçlardaki başarısızlık biraz da bu yüklemeye bağlı. İkinci olarak takımın oyun düzenini değiştirdi. Mesela Osayi Samuel’i sağbeke alarak müthiş bir çıkış yapmasını sağladı. Üçüncü olarak Sosa gibi takımı ciddiye almayan bazı oyuncuları takıma almamaya başladı. Ve son olarak takımın önde baskılı oynamaya yönelmesini sağladı. Böylece oyunu kendi sahasında kabul eden ve aylardır ‘gölge futbolu’ oynayan Fenerbahçe son haftalarda rakibe baskı yapan hırslı bir takım haline geldi. Bütün bunların sonucu olarak takım maçları kazanmaya ve hepsinden önemlisi izlemeye değer bir futbol oynamaya başladı. Bir süredir oynanan kötü futbol nedeniyle Fenerbahçe’yi de ligi de izlemeyi bırakmıştım, son haftalarda yeniden izlemeye başladım.

Fenerbahçe, yıllardır sürekli olarak başta teknik direktör olmak üzere teknik kadroyu değiştirerek ve en az beş, altı yeni oyuncu alıp kadroya katarak yola devam etmeye çalışıyor. O nedenle de ne teknik yönetim ne de kadro istikrarını yakalayabiliyor. İlk kez bir araya gelen bu kadar oyuncunun birbirine uyum sağlaması, yeni gelen teknik direktörün oynatmak istediği oyuna alışmaları zaman alıyor ve ilk devre genellikle başarısızlıkla bitiyor. Öyle olunca teknik direktör gönderiliyor, yeni bir hoca bulunuyor ve takım ikinci yarıda toparlanıyor ama şampiyon olamıyor. Şampiyonluk gelmeyince yeni oyuncular transfer ediliyor ve en başa dönülüyor. Bu sisteme ne para dayanıyor ne de sabır.

Şimdi gelelim bu mektubu yazma nedenime. Son maçları izlediğimde Fenerbahçe futbol takımının bugün iyi bir ve ya iki golcü ihtiyacı dışında hiçbir yeni futbolcuya ihtiyacı olmadığını hatta bazı futbolcuların sözleşmelerinin yenilenmeyerek gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum. Genç futbolcularla sözleşme yenilenmesi çok doğru bir hamle olmuştur. Bu genç futbolculara, voleybol ve basketbolda yapıldığı gibi farklı galibiyetle giden maçlarda yer verilmesi onların takıma uyum sağlaması açısından yararlı olacaktır. Bundan ötesini yapıp beş altı yeni oyuncu transfer edilerek takıma monte edilmeye çalışılırsa geçen yıllarda yaşanan sorunlar yeniden yaşanacaktır.

Bence Löw ya da bir başka yabancı teknik direktör daha önce Fenerbahçe’yi çalıştıran ve başarısız olan Aragones gibi, Cocu gibi, Pereira gibi başarısız olmaya mahkûmdur. Her şeyden önce buradaki oyuncular Löw’ün alıştığı ve çalıştığı oyuncular kadar üst düzey değiller. Ayrıca Löw geldiğinde birçok oyuncunun yerine yenilerini isteyecek ve bunun maliyeti çok yüksek olacak. Sonra Löw, muhtemelen birkaç sezonu düşünerek gelecek ve uzun dönemli planlama yapacak. Oysa buradaki taraftar o kadar sabırlı değil. İlk maçlarda yenilgiler alınırsa hemen protestolar başlayacak, Löw de kendinden önce gelenler gibi iyi bir emekli ikramiyesiyle Türkiye’den ayrılmayı bekleyecek. 

Bu çerçevede Löw ya da başka bir yabancı teknik direktörün getirilmesi yerine son dönemde takımda yarattığı olumlu değişime ve Fenerbahçe'deki geçmiş başarılı teknik direktörlüğüne bakarak İsmail Kartal’la sözleşme yenileyip gelecek sezonun da ona emanet edilmesinin en doğru karar olduğunu düşünüyorum.


Yorumlar

  1. Sevgili hocam merhaba. Kesinlikle katılıyorum. Takımdaki havayı bozmadan, hocayla güven tazeleyip devam edilmeli. Yönetim Çok çok amatör olduğu için üzülerek söylüyorum başarı gelmeyecektir. Voleybol konusuna gelirsek size katılmıyorum çünkü terziç çok önemli bir antrenör ve bu yıl ekip olarak şampiyon olacaklarını düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  2. Abi iyi hoş diyorsun da İsmail Kartal'ın teknik yönü çok zayıf. Oyunu hiç okuyamıyor, hamle yapmayı bilmiyor. Tamam kondisyon falan iyi de sadece onunla teknik direktör olunmaz ki, olsa olsa antrenör olunur. Ben Löw gelsin demiyorum ama bize zeki, hatta çok zeki biri lazım. Yoksa böyle ikincilikle, sahamızda zar zor Konya'yı yenmekle falan övünürüz en fazla.

    Fenerbahçe bu değil!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adsız 14:20,
      senin teknik yönün çok kuvvetli. Oyunu iyi okuyorsun, hamle yapmayı biliyorsun. Bence aranılan o zeki isim sensin. Yoksa takım gidecek elden.

      Sil
    2. Okan Buruk çok mu zeki. adamlar puan ilerde. Bu onun zekasından değil bizim salaklığımızdan

      Sil
  3. Yaptığını saptamalar ve değerlemeler herzamanki sağduyu ve zerafetiniz içinde ve yerinde , bana göre de "makul"... Bu arada Cem Küçük de spor programları (!) yapıyor , yorumculuk yapıyor, bir de FB olduğunu söylüyor (bu , onunla tek ortak yanımız) ....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Futbol ve diğer dallar konusunda herkesin konuşmaya hakkı var. Çünkü bizler izleyiciyiz ve bu oyunlar biz izleyelim diye oynanıyor. Bu alanda uzmanı değilsin konuşma diye bir şey olmaz.

      Sil
  4. Mesut, Rossi, Berisha Nazım, Ozan ve Mert Hakan acilen gonderilmeli..çok iyi bir golcü ile sağ ve sol bek alinirsa bu takim önümüzdeki sene en buyuk şampiyon adayı olur. İsmail ise bu yükü kaldiramaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mert Hakan niye gitsin yerli kuralı varken :D
      Rossi de gayet iyi rotasyon olur

      Sil
    2. Abi bu kadar adam yerine Koç gitse daha kolay ve iyi olmaz mı?

      Sil
    3. En yerinde karar olur.

      Sil
  5. Gayet güzel bir yorum ve gözlem.Pek çok FB nin duygu ve düşencelerine tercüman olmuş. FB nin yapısına uyan,örnekleri yere basan ve gerçekçi bir yazı.
    Mahfi Eğilmez Beyi kutlarım.

    YanıtlaSil
  6. Size katılıyorum.İsmail Hoca ile devam edilmeli. İyi forvetle de bu iş olur.

    YanıtlaSil
  7. Fikirlerinize büyük ölçüde katılıyorum. Hoca konusunda farklı düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  8. Hocam olayı çok güzel özetlemişsiniz. Dedikleriniz 100 yüz doğru. Takımın bana göre sadece çok iyi santrfor ile sağ ve sol kanat takviyesine ihtiyacı var. Löw gelirse bile İsmail Kartal kalmalı ve beraber şu an yakalanan atmosferin üzerine konulmaya çalışılmalıdır. Löw sistem adamıdır ve sabır gösterilmesi gereken bir süreç isteyecektir. Eğer kulüp buna hazırsa ve taraftar sabrederse olabilir. Yoksa kesinlikle İsmail Kartal ile devam edilmelidir.

    YanıtlaSil
  9. Tamamen aynı fikirdeyim.

    YanıtlaSil
  10. Hocam tespitleriniz doğru ancak İsmail hoca firinize katılmıyorum
    Kendisi tekbir ve taktik olarak çok yetersiz bunu belli etti ayrıca ilk başarısız sonuçta oda çok kolay gönderilir
    O nedenle yeni sezona kimsenin itiraz edemeyeceği ağırlıkta bir hocayla başlanmalı yoksa önümüzdeki sezonda kayıptır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görüşünüze saygı duyarım ama ben yine de İsmail Hocayla devam etmenin en doğrusu olduğu görüşündeyim.

      Sil
  11. Mesele taraftar hocam. Herşeyi ben bilirim benim istediğim gibi olsun diyen taraftar kitlemiz var. Gelen teknik adamlar üzerinde inanılmaz baskı kuruluyor ve adam bu baskıyı kaldıramıyor oynatmaması gerekn oyunucuyu taraftar baskısıyla oynatmak zorunda bırakılıyor.. Ne zamanki kadıköy tribünleri ıslıklamayı bırakıp destek vermeye başladı o zaman birşeyle düzelmeye başlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başarısızlıklar taraftarı çileden çıkarıyor. Nornaldir.

      Sil
  12. Hocam İsmail Kartal Löw ile birlikte devam ederse daha iyi olur kanaatindeyim. 2 iyi golcü de bende hem fikirim ama sağ ve sol bek te almamız gerekir. Başka eksiğimiz yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Löw ve ekibi çok yüksek ücret istiyor. Ayrıca bir sürü de pahalı transfer isteyecek. Bence Fenerin bunu karşılayacak durumu yok.

      Sil
  13. Mahfi hocamızın, FB ile ilgili yazıları dışındaki tüm yazı ve kitaplarını okumaya, her yazısına yorum yazmaya çalışırım.

    Hocamızın FB, yazıları, bana göre çürümüş, köhne, dünya ile entegre olamayan bir toplum yönetim anlayışının bir futbol klübü özelinde incelenmesi gibi gelir. Yazıları hiç okumadan bunu yazıyorum, yazının altındaki yorumlardan çıkarımım bu.

    Ben de, kısa süren askeri hayatımdaki yönetim bakışım ile sivil hayattaki yönetim zaafiyetlerini inceler, açıkları kendi çapımda yazmaya çalışırım.

    Kötü yönetim nereye götürür onu bir misal ile yazacağım.

    Sene 2022; Ukrayna ve Rusya savaşıyor. Savaşın geçtiği bölgede bir tane Türk yok, Türk ordusu yok, Türkçe konuşan yok, Türk kültürü yok, Türk askeri yetkili yok. Biliyorsunuz. Görüyorsunuz.

    Yerin adı : Sivastopol.

    Sene 1855; Türkiye ve Rusya savaşıyor. Türkler bölgenin hakim ordusu (İng+Fr da var), Türk aileler bölgede, Türkçe konuşanlar var, Türk kültürü var.

    Yerin adı : Sivastopol. Osmanlı Serdarı Ekrem'i Ömer Lütfi Paşa (Avusturya doğumlu-Şimdilerde hayali bile imkansız, biri Avusturya da doğacak, Türk devletinde görev alacak! ).

    Komşularımız Yunanistan ve Bulgaristan'da daha 120 yıl önce milyonlarca Türkçe konuşan varken, şimdi kalıntı halinde bir Türk kültürü kaldı.

    İşte kötü yönetimlerin sonucu böyle.

    Marşının ismi : Sivastopol önünde yatar gemiler, atar da nizam topunu yerle gök inler.

    Ahmet Kayanın sesinden : https://www.youtube.com/watch?v=rziiAohwvJk

    Not1: Ahmet Kaya'yı özellikle ekledim, sözde milliyetçi denilen lümpenlerce dışlanan sanatçı, kapsayıcı yerine dışlayıcı bir yönetimin insanları nasıl ırk, din ve dil ile parçaladığının temsili olduğu için.

    Not2: FB stadına isim veren kişi de, aynı dışlayıcı yönetim anlayışının temsilcisi, umarım bir gün stattan ismi silinir. Yukarıda Sivastopol misalini verdim, onun ismi staddan silinmezse kim bilir yüz yıl sonra ona sahip çıkanların ismi, cismi, dini ve dili bu topraklardan silinir.


    YS8QHA9H8kGa55Dl

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 17:13 çok ağır olmuş, anlayana.

      Yazınızı okuyan yanlış anlayabilir, 1855 ile 2022 arasında sanki 170 yılda Türk izi silinmiş gibi anlaşılıyor. 1941 de Sivastapol ve Kırımda Ruslar ile Almanlar savaşırken, hiç Türk kalmamıştı.

      Türk izlerini 90 yılda sildiler.

      Sivastapol ve Kırım bölgesi, 1450lerden itibaren Türk etkisinde kaldı.

      Kayseri bile Kırımdan 50 yıl sonra, 1500lü yıllarda Yavuz Sultan Selim ile Osmanlı himayesine geçti.

      Şimdiki Türkiyenin bile çok yeri Balkanlar ve Kırımdan daha az Türk idaresi yaşadı.

      Şimdilerde tek Türk kalmayan Bulgaristan, 1398 de Osmanlı toprağı oldu.
      Konya bile Bulgaristan'dan 70 yıl sonra 1467 de Osmanlı yönetimine girdi.

      Rakamlarla tarihler yukarda, dediğiniz gibi böyle kötü yönetilirse,
      100 yıl sonra değil İstanbul, Konya ovasında bile Türkçe konuşan kalmayabilir.

      Sil
  14. Hocam ismail hocayı da yer bu yerliler ve tek forvet değil solbek ve kanat forvet de eklersek dediklerinize katılıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yiyecek olanı anında yollamak lazım. Aksi takdirde burası Yeniçeri ocağına döner.

      Sil
  15. Bir Fenerbahçe’li olarak bırakın İsmail Kartal'la devam edilmesini Löw’ün gelmesine bile karşıyım ve çok büyük hayal kırıklığı olacağını düşünüyorum. Löw gazı kaçmış koladır. Löw'ün devri bitti artık, zaten bitmese almanlar neden bıraksın? Aptal mı o insanlar? Löw’ün peşinde koştuğu kadar Roger Schmidt’in peşinde koşsa Ali Koç şu an önümüzdeki sezonun transferlerini yapıyor olurdu. Bence Fenerbahçe, Löw sevdasından bir an önce vazgeçmeli. Fenerbahçe'nin Löw ile kaybedecek ne zamanı var ne de lüksü. Fenerbahçe'nin bir an önce şampiyon olup, kulübün üzerindeki ölü toprağı atması ve yoluna bakması gerekiyor. O yüzden Ali Koç, bir an önce Roger Schmidt, Jorge Jesus, Rudi Garcia gibi isimlere yönelmeli. Bu isimlerin tek sezonda şampiyonluğa Löw’den daha yakın olacaklarını düşünüyorum. Bakın daha İsmail Kartal'a gelmedim bile. Fenerbahçe'nin İsmail Kartal'la devam etmesi söz konusu bile olamaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet belki Löw'ün zamanı geçmiştir ama zamanı geçmiş olmasa adı Fenerbahçe ile değil, United ile filan anılırdı. Zamanı geçmemiş kişiler Flick, Nagelsman, Brand gibi isimler ve bunların Türkiye'ye gelmeyeceği apaçık ortada.
      Schmidt'i söylerken buna gerçekten inanarak mı söylediniz? Sizce Schmidt PSV'den sonra Dortmund, Frankfurt, Ajax ya da bir başka takıma gitmeyip de Fenerbahçe'ye gelir mi?

      Sil
    2. Bu saydığınız isimler buraya gelirse Aragones, Del Bosque, Mancini gibi güzel emekli ikramiyeleriyle buradan giderler. Fenerbahçe'ye de hiçbir katkıları olmaz. Onların çalıştırdığı oyuncularla buradakiler aynı kalibrede değil.

      Sil
  16. Hocam, hocam hocam
    Değil löw, ismail kartal, kim gelirse gelsin siyasi erk değişmediği sürece hakemler eliyle op çekiliyor, son 3 yılın özeti malesef bu. Trabzon maçına kdr bu takım dün akşamki gibi oynadı en az 6 maçını liderdik. Sonra bir op. Hoop takım bitti. Td gönderdik fln filan. Bakın siyasi erk değişmezse seneye de olacak olan aynıdır. 14. Hafta td gönderilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Madem olay siyasi erk, td yi niye gönderdi yönetim? Siyasi deyip, td ile devam ederdi.

      Reizin torunu filan yok mu? Başkan Koç, Reizin torununa kombine hediye etsin, bi de FB kongre üyeliği versin, üstüne de bi fahri kongre heyet liderliği filan uydursunlar, sıkıysa hakem tribündeki toruna baka baka op çeksin. Öperler o hakemi.

      Sil
    2. Adsız 20:26, sizin deyiminizle Reiz'in torununa gerek yok ki? Reiz kendisi zaten kongre üyesi ve Fenerbahçeli.
      Siyasetin konuyla ilgisi açısından çok basit bir soru sorayım. Şu anda Fenerbahçe'nin başında Ali Koç değil de Nihat Özdemir olsaydı hakemlerin Fenerbahçe'ye karşı tutumu, çekincesi farklı olur muydu olmaz mıydı?

      Sil
    3. Emre Özel,
      Reiz ne zaman Koç ailesine yakın davrandı?
      Araları iyi değil, her ne kadar Koç reizi arada yıkama yağlama yapsa da,
      Reiz alacağına bakar,
      Destek vermediğini herkes biliyor.

      Sil
  17. En son Fener haberi okuduğumda yaşlı saçları ağarmış, r leri söyleyemeyen bi adam vardı başında, ismini unutmuşum.
    Şimdi gördüm ki ali koç başkan olmuş. Ali ne zamandır başkan?
    Bu da saçları ağarana kadar oturur Fener koltuğunda.
    Hocam, futbolla alakam bu kadar, kusura bakma.

    YanıtlaSil
  18. Löw, dolgun 7 haneli Euro maaş ve uzun bir kontrat süresiyle işe başlar, yaşı 62, bi veya iki sene artık ne kadar giderse vakit geçirir, sonra bi bahane ile yollanır, kalan kontrat süresi parasını emekli ikramiyesi niyetine alır, artık sadece 5 yıldızlı otellerde tatil için Türkiyeye gelir.

    Bu eski Türkiye'de böyleydi. Eski Türkiyede kur düşüktü.

    Sorun şu:
    Başkan Koç, 7 haneli Euro maaşı verebilecek kapasite de midir?

    Löw, 5 yıl sözleşme ile imza atarım dese, en az 8 milyon Eurodur.
    160 milyon lira üzerinde para eder bugünkü kur ile.

    Eviydi, yardımcısıydı, Almanya'dan gelen ekibiydi derken en az ama en az
    250 milyon lira teknik ekibine, primler hariç.

    Üstüne bi de istenen oyuncular olur, koy bi 250 milyon daha.
    Etti sana 500 milyon.

    Bu kadar parayı Fener kazanmıyor.
    Başkan Koç'un şirket raporlarına bakıyoruz, orda da yok.

    Eee siz söyleyin, saçını boşuna dökmemiş Sn Hocam,
    Başarı - başarısızlık ötesinde,

    No money, No honey değil mi bu Löw işi?

    YanıtlaSil
  19. Merhaba Hocam,
    Öncelikle size olan hayranlığımı ifade etmek durumundayım.
    Bir çok farklı alanda aynı anda çalışıp,fikri üretim yapıyorsunuz.Yüksek konsantrasyon gerektirdiğini tahmin ettiğim bu kadar entellektüel uğraşın arasında,Fenerbahçe hakkında yazabilecek zamanı ve enerjiyi nasıl bulabiliyorsunuz?
    Hem de bir Rıdvan Dilmen detaycılığıyla.Valla harikasınız.

    Ama Löw konusunda size katılamıyorum.Aslında Joachim Löw bize yabancı bir isim değil.Sanırım yaşı 40 ve üstü olan Fenerbahçeliler Löw’ü iyi hatırlarlar.Takımın başına geldiği 98/99 sezonunda takım çok verimli bir kamp dönemi geçirmişti.Lige de inanılmaz bir performans ile başlamıştı.Ama o dönem rakipler de güçlüydü.Üç büyükler arasında geçen müthiş bir rekabet sonunda sezonu 72 puanla,liderin 6 puan gerisinde kapattık.Ama o sezon Fenerbahçe’nin oynadığı futbolun tadı damağımda kalmıştı.
    Löw hırslı ve zeki bir adam.Çok iyi bir antrenör olduğunu da düşünüyorum.O sezonda disipliniyle de takıma çeki düzen vermişti.

    Son haftalar özelinde İsmail Kartal konusunda haklısınız.Takıma getirdiği dinamizmi görmemek mümkün değil.Takım seyir keyfi veren bir oyun oynamaya başladı.Tabi bunda taraftarların da artık stada gelebiliyor olmasının etkili olduğunu düşünüyorum.Ancak önümüzdeki sezon Avrupa takımlarıyla oynayacaksak ve başarılı olma hedefimiz varsa,İsmail Kartal’la bu zor diye düşünüyorum.Yanlış anlamayın.Gönlüm Fenerbahçe’yi hep bir yerli antrenörün çalıştırmasından yanadır.Keşke o antrenörü bulup yıllarca Fenerbahçe’nin başında görebilsek.Ama zor.Türkiye’de zor,Fenerbahçe’de çok daha zor.Çünkü o görev ateşten bir gömlek.Ve bu ülkede futbol,hiç bir zaman sadece futbol değil.Her türlü etkiye açık bir alandır.Açıkçası İsmail Kartal’ın bu baskıyı yönetebileceğini zannetmiyorum.
    Çünkü Türkler duygusal…
    Sanırım biz yerli bir teknik direktörle uzun yıllar çalışma trenini,Ersun Yanal’ın görevden ayrılmasıyla şimdilik kaçırdık.İsmail Kartal’ın da aynı akıbete uğramasını hiç istemem.O nedenle bu süreçte Löw’e görev vermek bence daha uygun.

    Löw’ün ve isteyebileceği oyuncuların Fenerbahçe’ye maliyeti konusunda haklı olabilirsiniz.Hele ki kulübün içinde bulunduğu finansal güçlükler ortadayken,neyin ne kadar yapılabileceği,takımın teslim edileceği hocaya mutlaka anlatılmalıdır.Ve sınırlar belirlenmelidir.Limitler zaten yıllar önce aşıldığı için,kontrolsüz harcamalar bizi sadece sonu belirsiz bir hiçliğe sürükler.

    Yani bu süreçte gönlüm İ.Kartal,aklım J.Löw diyor hocam.
    İkisinin birarada çalışabileceği bir formül bulunsa,uzun vadede Fenerbahçe için daha iyi sonuçlar ortaya çıkabilir diye düşünüyorum.
    Fenerbahçe yazdığınızı görünce dayanamadım.Sözü fazla uzattımsa affola.

    Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler ama Löw buraya gelecek olsa çok yüksek bir transfer bütçesi isteyecektir ki Fener onu karşılayamaz. Ali Koç ayrıca para koyarsa onu bilemem tabii.

      Sil
    2. Selam Mahfi hocam,
      20:23 teki yorumda kabaca maliyeti yazdım.

      Ali Koç'un şahsi varlığı 800-900 milyon dolar;
      Kredilendirilebilir kısmı daha da düşüktür.

      Bu varlık ile Löw gibi hocaları getiremez.
      FB ye verdiği para çöpe giden para.

      Ha eski klüp başkanları gibi yapar,
      Yüzde 15-20 ile bankadan borç alır,
      Yüzde 25-30 ile klübü kendine borçlandırır,
      Avrupadan istediğini getirir.

      Ali-Cengiz oyunu ile borcu klüpten paravan şirket işleri üzerinden tahsil eder.

      Sizin kitabınızdaki Türk usulü sahtekarlıkların bir benzerini yaparlar,
      O zaman yabancı getirilir.

      Sil
    3. Belki başka bir çözüm bulunabilir.İçinde bulunduğu mali kısır döngüye bakarsak,Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan daha “deli” bir finansördür.O kadar çok para kazanıyor olacak ki,en büyük derdi harcayacak veya saklayacak yer olması lazım.Yoksa hesabını kitabını bilen iş adamlarının varlığı bence Fenerbahçe’yi düze çıkarmaya yetmez!

      Mesela;an petrol fiyatlarının dünyada rekorlar kırdığı gerçeğinden hareketle körfezden bir şeyh veya prens bulunabilir.

      Ya da batı finansal sistemiyle başı dertte olan bir rus oligark olabilir.

      Bu konu Fenerbahçe için o kadar kritik ki….
      Eğer o finansörü bulabilirse sadece mali sorunlarını çözmekle kalmaz.
      Aynı sorunu yaşayan rakiplerini de ekarte edebilir.
      Borçsuz veya yönetilebilir borca sahip olmanın getireceği kredibilite ile müthiş bir motivasyon yakalanabilir.(Beşiktaş’ın yeni stadını henüz tamamladığı dönemihatırlayınız.)

      İşin zor kısmı Fenerbahçe’yi yönetenlerin bu “deli” finansörü bulup,yatırım için ikna etmeleri.
      Uzun yıllar rakiplere nal toplatacak bir döneme kapı açılabilir.

      Sil
  20. Mahfi Hocam oley,yazdıklarınız gerçekleşir ve şampiyon olursak sizi tribünlere üçlü çektirmeye bekleriz.

    YanıtlaSil
  21. Hocam çok iyi bir yazı elinize sağlık. Bence Fenerbahçe in en büyük eksikliği ilk olarak lobi ikinci olarak ise Galatasarayın Fatih Terimi, Beşiktaşın Şenol Güneş-Sergen Yalçını gibi zorda kaldığında sığınacağı bir Türk teknik direktörü yok. Bi ara Aykut Kocamandı bu isim ama onunla da gerginlik yaşandı. Belki bundan sonra Emre Belözoğlu olur bu isim.

    YanıtlaSil
  22. Hocam

    Size önemli bir soru soracağım.

    Meseleleri "sistem(ler)" bazında ele aldığınızı hep söylüyorsunuz, haklısınız da.

    Bir isim yazacağım, ama bu ismi durduk yere yermek/yüceltmek için değil, size soracağım soruyu daha anlaşılır kılmak için.

    "Besim Tibuk" ismini daha önce duymuşsunuzdur. Onyıllar boyunca bu ismin görüşleriyle yer yer dalga geçildi, yer yer savunuldu.

    Günümüzdeki gençlerin arasında özellikle "Z kuşağı"dan olanlarının, hiyerarşi barındıran herhangi bir yapıya karşı olduklarını biliyoruz, ekseriyeti böyle.

    Besim Tibuk'un siyasi amaçları geçmişte ne olursa olsun, bugün 76 yaşında olan birinin "özgürlük" ve "hiyerarşi" üzerine söyledikleri, Z kuşağında epey rağbet görüyor. Dikkat ederseniz, ortada devasa bir kuşak (yaş, yıl) farkı olduğu hâlde bu rağbeti nasıl izah edebiliriz?

    YanıtlaSil
  23. Yapısal Reformlar ve Türkiye kitabınızın "İçindekiler" bölümü PDF olarak yayınlandı mı Mahfi bey, bilginiz var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yayınlanmadı. Piyasaya çıktığında içindekiler ön okuma bölümüyle birlikte Remzi Kitabevi sitesinde yer alacak.

      Sil
  24. Fatih Terim, Fenerbahçe'nin teknik direktörü olmalı mı?

    Ne dersiniz Mahfi bey?

    YanıtlaSil
  25. "Hiç", beni çok duygulandırdı Mahfi bey.

    Babanız ne iyi insanmış...

    https://www.mahfiegilmez.com/2012/05/hic.html

    YanıtlaSil
  26. Üstadım ekonomideki ve fenerbahçedeki çöküşün hangisinden sıyrılmak imkan dahilinde.Sanki ekonomiyi kurtarabiliriz gibi geliyor bana.Fenerbahçe için ümitvar değilim

    YanıtlaSil
  27. Sayın Eğilmez,
    Her zaman olduğu gibi yine analitik bir yaklaşım, sağduyu ile ortak akla yakın bir öneri ve doğrudan hedefe yönelik üslup ile yazdığınız mektubunuz hepimizin kanaat ve desteğini yansıtıyor ama korkarım muhatap okumuyor, okuduğunu anlamıyor ya da bizim bilmediğimiz faktörler işe karışıyor :-) Dilerim bu sefer tutar ! Yoksa aynı kısır döngü yine hüsran yaratacak ! Esenlik ve mutluluk dileklerimle...

    YanıtlaSil
  28. Mahfi bey

    Mehmet Şimşek'in, yeniden, ekonominin başına geçirileceği,

    TCMB'nin, yeniden, faiz arttıracağı,

    Dolar'ın ve Euro'nun hızlı ve kalıcı bir şekilde düşeceği,

    Enflasyonun düşeceği,

    Ekonomik krizin biteceği,

    Ve böylece,

    2023'deki seçimlerde, AKP'nin, yeniden, kazanacağı söyleniyor.

    Yorumunuz nedir?

    YanıtlaSil
  29. Hocam selamlar,
    Size zahmet Beşiktaş yönetimi için de bir mektup yazar mısınız ? Belki sizin söyledikleriniz üzerinde düşünürler. :)
    Saygılarımla
    H.B.

    YanıtlaSil
  30. En ufak ilgim olmasa da sonuna kadar okudum hocam, bağımlılık yapıyorsunuz =)

    YanıtlaSil
  31. hocam türk futbolu da, türkiye'deki herşey gibi geriye gidiyor

    YanıtlaSil
  32. Hocam bir mektupta beşiktaş yönetimine yazar mısınız...

    YanıtlaSil
  33. Hocam, hani bazı kişiler bazı kişiler ile,
    bazı markalar da bazı markalar ile yanyana geldiğinde değerli markaya zarar verir,
    bu FB markası da sizin isminizle bir araya geldiğinde, hani sizin değerinize bir etkisi
    olamaz da, FB o kadar değersiz ki, sayfanızda hiç olmasa daha güzel olur.

    Ne bileyim, bir küçük esnafın mahalledeki dükkanını yazsanız FB yi yazmanızdan
    daha çok hoşuma gider, liseli çocukların futbol maçını, koçları ile ilişkisini yazsanız FB den daha değerli olur benim gözümde.

    FB nedir allahaşkına? Kara para mı aklıyorlar? Ego mu tatmin ediyorlar? Takım mı yönetiyorlar? Gençlere spor mu aşılıyorlar? Ne amaç ile biraraya geldiği belirsiz insan yığını sürüsü. Eski zengin ailenin, şimdi ABde orta halli normal bir Kobi sahibi çapındaki varlık sahibi evladının şımarık oyuncağı gibi bir şey.

    YanıtlaSil
  34. Mehmet Cemal İpek25 Mart 2022 06:13

    Hocam öncelikle tespitleriniz çok doğru ve isabetli olmuş.Elbette bugüne kadar gelinen süreçte futbol takımı olarak bunları yaşayacağımızı bilseydim Ali Koç'un başkan seçildiği sezondan itibaren o beğenmediğimiz Aykut Kocaman'la ve birkaç transferle en azından 1 yıl devam edip daha sonrasını iyi planlayabilirdik.Çünkü o sezon kurulu bir takımı bozmadan eksik yerlere nokta transferler yaparak şampiyon olabilirdik ama bu fırsat tepildi.Anlık olarak birçok şeyi değiştirmek ve dönüştürmek çalışan bir sisteme zarar verir.Bundan dolayı da şok etkisi yaratan bu değişimler ve kararsızlıklar başarısızlık getirdi.Ayrıca İsmail Kartal'la ilgili de eğer tekraren aynı hatalar yapılacaksa bu takımın başında kalmasından yanayım.Çünkü bu taraftarın dayanacak sabrı ve gücü kalmadı.Eğer 2014-2015 sezonunda otobüs kurşunlama olayı yaşanmasaydı bu takımı İsmail Kartal şampiyon yapacaktı.Bundan dolayı tekrar boş maceralar aranacaksa kulüp borç batağına sürüklenecektir.Akılcı düşünmek ve hareket etmek gerekiyor.

    YanıtlaSil
  35. Sevgili hocam sizin alanınız yönetim bilimleri değil ekonomi analizlerine devam edin.

    Syglr

    YanıtlaSil
  36. Fener için en iyi teknik direktör tercihleri Emre Belözoğlu ya da Abdullah Avcı olacaktir. ismail kartal, aykut kocamanin devam gibi birsey. Ama evvela son 5 yılı heba eden yönetim istifa etmeli

    YanıtlaSil
  37. Gerekli herşeyi yazmışsınız üstad, bize izlemek ve desteklemek düşer ama bunları gelecek yeni yönetim zaten göze almış olmalı, burada aday söylemesek sanki daha rahat bir ortam oluşmaz mı :-)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

GSYH’de Dünyada Kaçıncıyız?