Enflasyon Nasıl Oldu da Düştü?
TÜİK, Aralık ayı enflasyonunu (TÜFE) yüzde 1,18 olarak açıkladı. Buna göre 12 aylık enflasyon yüzde 84,39’dan yüzde 64,27’ye geriledi. Aralık ayı için açıklanan yüzde 1,18’lik enflasyon oranı konusunda çok tartışma var. Mesela bu oran ENAG’a göre yüzde 5,18. Aralık ayında enflasyon oranının düşük çıkmasının nedeni konusunda şunları sıralayabiliriz: (1) Benzin fiyatlarında indirimler yapıldı. (2) Piyasaya döviz satışıyla müdahale dışında bankalar ve tasarruf sahipleri üzerinde pek çok baskı yaratan uygulama yürürlüğe kondu ve Dolar / TL kurunun Aralık ayı boyunca sabit kalması sağlandı. (3) Kira artışlarında yüzde 25’lik sınır devam etti. (4) Piyasada fiyatlara müdahaleler yapılarak fiyat artışlarının daha fazla olması önlendi. (5) Bankalara yüzde 8 – 10 dolayında faizle Devlet Tahvili satılarak bütçe açığının bir bölümü bankalara finanse ettirildi. (6) Enflasyon muhasebesi uygulaması yürürlüğe konmayarak şirket kârlarının yükselmesi sonucu kurumlar vergisinin artması ve böylece vergi gelirlerinin olması gereken den fazla gerçekleşmesi sağlandı.
Bütün bunların sonucunda
enflasyon aylık olarak Aralık ayında yüzde 1,18 çıktı. 2021 yılının Aralık ayı
enflasyonu yüzde 13,59 idi. Açıklanan oranın doğruluğu ya da yanlışlığı
üzerindeki tartışmaları şimdilik bir kenara bırakarak bu hesaplamanın nasıl
yapıldığını açıklamaya çalışacağım.
Ekte TÜİK’in yayınladığı TÜFE endeks
sayılarını paylaşıyorum. Şimdi enflasyonun aylık ve 12 aylık olarak
hesaplanışını bu endeks sayıları üzerinden birlikte yapalım. Öncelikle ekteki
TÜİK TÜFE endeks sayılarından 2022 yılına ait olanları bir tablo halinde
gösterelim:
Şimdi 2023 yılı için önce her
ayın enflasyon (TÜFE) oranının yüzde 2, sonra da yüzde 3 arttığını varsayarak
tablomuzu oluşturalım. Tabloyu oluştururken TÜİK TÜFE Aralık ayı endeks
sayısını alıp buna ilk versiyon için yüzde 2 ekleme yaparak Ocak 2023 aylık
enflasyonunu buluyoruz daha sonra bu sayıdan Ocak 2022 endeks sayısını çıkarıp
Ocak 2022 endeks sayısına bölüp 100 ile çarparak Ocak ayında beklenen 12 aylık
enflasyon oranını hesaplıyoruz. Bu hesabı bütün aylar için yapıyoruz. Bu
hesaplamalar tablonun açık gri bölümünde yer alıyor. Aynı hesaplamayı aylık
yüzde 3 enflasyon için yaparak ulaştığımız sonuçlar da tablonun koyu gri
bölümünde yer alıyor.
Burada yaptığımız ilk
basitleştirici varsayım her ayın ya yüzde 2 ya da yüzde 3 gibi yuvarlak oranlarda
çıkması gibi bir kabule dayanıyor. Siz aynı hesabı geçen yıllar
ortalamalarına bakarak alacağınız aylık artış oranlarıyla yapabilirsiniz.
İkinci
basitleştirici varsayımımız arada gelebilecek etkileri göz ardı etmiş olmamızdır.
Dolar kurunda ortaya çıkabilecek artış ya da düşüşler, petrol fiyatlarında, dolayısıyla benzin fiyatlarında yaşanacak artış ya da düşüşler, ihracatta
yaşanabilecek artış ya da düşüşler, fiyatların dondurulması ya da baskılanması gibi bir takım gelişmeler aylık oranları
aşağı ya da yukarı yönde etkileyebilecektir.
Ek: TÜİK’in TÜFE Endeks Sayıları (Kaynak: TÜİK, Tüketici Fiyat
Endeksi Haber Bülteni, Aralık 2022)
İstanbul için konuşursak İTO İstanbul'daki aylık enflasyonu %2,9 ölçmüş. Tüik'in ölçümü %1,2. Grafiklerde iki enflasyon göstergesi arasındaki fark genişleyerek farklılaşıyor. Ciddi bir ölçüm hatasından bahsedilemez mi?
YanıtlaSilKesinlikle bahsedilebilir.
SilTeşeklürler Hocam
SilHocam,
SilAilevi sebeplerden dolayı 3 dili anadil konuşuyorum, 3 ülkenin haberini ara ara okurum.
Diğer ülkelerin saçma haberlerindeki akıldışı olayları bir şekilde mantıkla bağdaştırırım.
Haberin kahramanı, kamu görevlileri ve halkın tavırları rasyonel ölçütlerle algılanır.
Ancak, bu Türkiye haberleri nedir böyle? Bunlarda ne mantık, ne rasyonellik var.
Acayip ayrışıyor. Hangi habere el atsam, hangi yönetici demecini okusam bi irrasyonel karar, mantık dışı bir beklentinin mantık dışı tepkisi gibi anormal insan davranışı. Halktan, kamudan, yöneticilerden garip garip tavırlar. Dilini anlamasam, diyeceğim ki sorun bendedir.
Çocuk yaşlarda ülkedeyken, TVye yönetici az çıkardı. Çıkanın da, ertesi gün veya aynı anda alternatifi de karşısında olurdu. Konuşanlar kendilerine çeki düzen verirdi. Çoklukla da gazeteciler yönetici demecini halka ulaştırır, gazeteciler düzgün bir türkçeyle yazar, halk da düzgün anlardı. Şimdi o da yok. Herkes sosyal medyada yoz cümleler ile anlamsız yazılar yazıyor.
Her yazan da siz gibi kendini bilmiyor. Örnek çok ta, bir tanesi dün ekonomist ünvanlı, çok takipçili, prof ünvanlı bir ekonomist, çocuk vidyosu paylaşmış. Profcağız, çocuğu övmüş. Çocuğa bakınca, çocukta hemen dikkat eksikliği ve hiperaktif belirtisi görülüyor, ailesi de bilinçsiz büyütmüş, çocuk bilinçsizce olması gereken yaş grubunun seviyesinin altında cümleler kuruyor. Koskoca prof, ne mantık, ne rasyonel, ne akıl ile anlaşılmayacak cümleler kullanmış.
Güya eğitimli kişi, ekonomist. Ne işi var bu profesörün elalemin çocuğunun vidyosunu konu edip yanlış bilgi vermeyle?
Nasıl bir iklimdir bu? Nasıl bir gerçeklikten kopuştur? Nasıl bir hayata dokunmayan hayaller peşi koşma çabasıdır? Nasıl bir enerji boşa harcamasıdır? Nasıl bir mantık dışılığın kutsanmasıdır.
Anlayamıyorum.
olur öyle
SilYazınız için teşekkürler.
YanıtlaSilSağ olun
Silhocam bu dovizi tutacak sinirsiz kaynak nereden geliyor? neden diger ulkeler bunu yapamiyor da turkiye bir sekilde yapabiliyor? dolarla ayni oranda artip azaliyor TL'nin degeri diger ulke para birimlerine nazaran. bu bir basari mi?
YanıtlaSilÇünkü Türkiye'nin şu anda tek derdi seçim kazanmak. Elin parasıyla kuru tutuyoruz.
Silyanitiniz icin tesekkur ederim hocam, elin parasiyla oldugundan herkes emin ama neden turkiye'ye veriyorlar konusunu kimse anlayamiyor. Resmen secim icin ya Turkiye'ye para gonderiyor ya da para olarak degil ama baska konularda secimde ise yarayacak seyler soyluyorlar. karsiliginda ne aliyorlar bilmiyoruz. bu durumda muhalefetin karsisinda aslinda sadece iktidar degil bildiginiz Rusya, Kadar, Suudi Arabistan vs. gibi baska ulkeler de yer almis olmuyor mu?
SilHükümetin derdi o Mahfi Hocam
SilRusya sağ olsun. Erteliyor
SilUluslar arasında yapılan her iyiliğin mutlaka bir karşılığı vardır.
SilHocam o kadar doğru söylemişsiniz ki yine.
SilPiyasa kesinlikle sadece elin parasiyla degil hatta ciddi manada baskıcı politika ile tutuyor. Biraz açmak gerekirse bankalar kredi kullandırırken ticari firmalardan TL fatura istiyor . Döviz ibaresi bile yazmayan . ihracatçı dan net ihracatçı belgesi istiyor. Döviz getirenlerden exim kredisi kullananlardan yüzde 70 döviz bozum taahhütu istiyor. Bankalardan TL döviz eşitliği istiyor. Yani dövize talep olmaması ve ilaveten döviz bozum için herşeyi yapmışlar bu tarafta. Botasin 20 milyar USD borcunu otelemisler yani uzunca ekleme yapmayacağım ana ve alt kalemlerle beraber büyük bir balon sisiriyoruz patlamasını bekleyeceğim.
Silhocam iktidar seçimi kaybederse, tüikte çalışan üst düzey yöneticiler yargılanmalı mı? burada çalışanlar bize emrettiler biz de yaptık diyip bu işten sıyırılabilirler mi?
YanıtlaSilYapılana bağlı. Bilerek, isteyerek, kasten bir usulsüzlük yaptılarsa yargılanırlar.
Sil"Ocak 2023 aylık enflasyonunu buluyoruz daha sonra bu sayıdan Ocak 2022 endeks sayısını çıkarıp Ocak 2023 endeks sayısına bölüp 100 ile çarparak Ocak ayında beklenen 12 aylık enflasyon oranını hesaplıyoruz." Ocak 2022 endeks sayısına bölmemiz gerekmiyor mu hocam?
YanıtlaSilDüzelttim, sağ olun.
SilSayın hocam , gelecek ay enflasyon rakamları açıklamasında Ocak ay'ı negatif enflasyon verisi açıklanması mümkün olabilir mi?
YanıtlaSilÇevremdeki fiyat artışlarına bakıyorum bırakın eksi çıkmasını ciddi bir artış çıkması gerekiyor.
Sil2022 yılının Aralık ayı enflasyonu yüzde 13,59 idi. >>> 2021 yılının Aralık ayı enflasyonu yüzde 13,59 idi.
YanıtlaSilDüzelttim, teşekkürler
SilHocam öncelikle yazınız için teşekkür ederim!
YanıtlaSilBenim hesabınız ile ilgili bir sorum var. Yüzde 2'lik kısımda "Ocak 2023 - 12 Ay TÜFE" hesaplarken 50,81'e nasıl ulaştınız? Ben 100 * (1151,02 - 763,23) / 1151,02 şeklinde hesaplayıp 33,69 buluyorum. Acaba yazdığınızı yanlış mı anlıyorum?
Cevabınız için de yeniden teşekkür ederim ve yeni yılınızı kutlarım! :)
/ işaretinden sonra 1151,02 değil 763,23 koymanız lazım.
SilBaşka bir yorumda da yazmışlar. Ocak 2023 olarak almıştım o değeri hesaplarken. Siz yazıda düzeltmişsiniz, ben de bu vesileyle anlamış oldum. Sağolun vaktiniz için.
SilHocam yazılarınız yorumlamalarınız gerçekten ders niteliğinde.. çok teşekkür ederim kendi adıma🙏🏻 Alanımızda çok kıymetlisiniz
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam tüikin enflasyonu şubatta %35 martta %20 bandına çekmesi beklenmelimi?
YanıtlaSilTÜİK'e bağlı.
SilBu fiyatlarla doların 21 22lerde olması gerekmez mi hocam. Yoksa hakkaten tarihin en yüksek dolar bazlı asgari ucretini mi kazanıyoruz 😏 ?
YanıtlaSilEvet ama kur üzerinde de büyük baskı var.
SilTeşekkürler Mahfi bey..
YanıtlaSilSağ olun.
SilSayın hocam, bu güzel yazınız için teşekkürler. "bu sayıdan Ocak 2022 endeks sayısını çıkarıp Ocak 2023 endeks sayısına bölüp 100 ile çarparak" ifadesi, "bu sayıdan Ocak 2022 endeks sayısını çıkarıp Ocak 2022 endeks sayısına bölüp 100 ile çarparak" şeklinde olması gerekmiyor mu?
YanıtlaSilDüzelttim, sağ olun.
SilHocam tüik enflasyonun belini kırıyormu?
YanıtlaSilMemurun ve emeklinin belini kırdığı kesin.
SilHocam merhaba sadece bu konulara merakli bir vatandaşim
YanıtlaSilBaz etkisini sizden daha kapsamli anlatan bir yazi henuz bulamadim lutfen 84 ten 64 e baz etkisi ile nasil dustugunu sayilarla anlatabilirmisiniz? Teşekkürler
https://www.mahfiegilmez.com/2022/12/onumuzdeki-aylarda-enflasyon-hzla.html
SilLafı dolandırmaya gerek yok. sadece bu ay %4 e yakın paramız çalındı. Seçim var birileri düşsün dedi ve düştü. Elinize sağlık hocam. Hala kibarlığınızı koruyabiliyorsunuz.
YanıtlaSilBilimle uğraşan insan eleştiriyi küfürle yapamaz.
SilHocam yıllık bazda fiyatlama yapan şirketler veya kurumlar ücretlerine %100 ün üzerinde zamlar yaptı. Önek olarak araç muayenesi, trafik cezaları, IMEI kayıt ücreti, Pasaport ücretlerini gösterebiliriz. Ancak diğer taraftan sayın cumhurbaşkanımızın 12 Aralıkta "Açıkça söylüyorum, herkes hesabını 2023'te yüzde 20'ler seviyesinde enflasyona göre yapsın" açıklaması var. Beklenti bu kadar düşükse neden bu kadar zam yapıldı? Ben hesabımı maalesef yapamadım. Bu nedenle aylık %2-3 lük tüfe ihtimalini iyimser buluyorum.
YanıtlaSilBunlar siyaseten söylenmiş sözler. Ona bakarsanız 2023'de aya sert iniş yapacaktık.
SilSayın Eğilmez,
YanıtlaSilBir okurunuz dövizi tutacak sınırsız kaynak nereden geliyor diye sormuş.
Türkiye'nin kısa vadeli dış borç stoku istatiklerine baktığımda 2020 Nisan ayında 9,37 milyar dolar olan TCMB kısa vadeli borcunun 2020 Mayıs ayında bir ayda 19,37 milyar dolara yükseldiğini ve hiç azalma göstermeden 2022 Ekim ayında 32,27 milyar dolara ulaştığını gördüm.
TCMB'nin kısa vadeli dış borç stoku yıllarca hiç 1 milyar dolara ulaşmamış iken 2018 Temmuz ayındaki 558 milyon dolardan 2018 Ağustos ayında 1,52 milyar dolara fırlamış, ondan sonrası malumunuz.
Bu borçlar dövizi tutmak için mi alınıyor acaba, nedenleri ve sonuçları neler olabilir?
Bunlar swap işlemiyle alınan paralar. Hepsi kısa vadeli, seçime kadar durumu iyi göstermek için yapılan hamleler.
SilKısacası, özellikle son bir yıldır halkını dolandırmak için elinden gelen her şeyi yapan ve giderek el yükselten bir iktidarla karşı karşıyayız. İktidarı desteklemeye devam eden herkes bu işin parçasıdır ve batıştan doğrudan sorumludur, bu kadar basit...
YanıtlaSilBen bu kadar sözüne sadık bi hükümet görmedim.
SilMilletin a.. koyacaz dediler, oy aldılar, koydular.
Sayın Hocam, 2022 Yılı enflasyonu % 85 açıklanmışken, yeniden değerlendirme oranının % 123 olması sizce de garip değil mi? Şimdi biz hangisine inanalım. Bu vesile ile memur maaşlarından, emekli maaş artışlarından yani çalışanların cebinden parası çalınmış olmuyor mu?
YanıtlaSilHaklısınız, diyecek bir şey yok. Kendi gelirini % 123 ile artıran memuruna ve emeklisine % 25 ile zam yapan bir devlet.
SilHocam, memura yüzde 25 fazla bile olmuş, onların büyük kısmı mülakat ile memuriyete girenler diyeyim, siz anlayın gerisini.
SilBeğenmiyorlarsa, onları atarlar, arkalarında ülke memuriyet kadrolarını dolduracak 3 kat fazla aday var, onlarla doldururlar. Çoğu zaten memur olamayacak tipler, sesleri solukları çıkmaz.
Bir de işini bilen memurlarımız var. Onlara da maaş vermeye gerek yok, yan gelirleri ile sülalece yetecek para topluyorlar. Geçen sigortada aksayan bir işim vardı, muhasebeci illa abi sen git memur seni görmek istiyor dedi, 200 bin lik bir işim aksıyodu, memur arkadaşa bi çay bi öğle yemeği ısmarladım bi beşbinlik sıkıştırdım, ertesi gün sisteme düştü.
KPSS de millet yığıldıkça yığılıyor, memur maaşına razılar ki yığılıyorlar.
Bi de sorumsuz memur arkadaşlarımız var. Yine başka bi sigortada işim oldu, bir ilin sigortası başka ilin sigortasına mektup yazıp bilgi istemiş, bu tekno devirde nasıl sistemden o bilgiyi göremiyorlar bilmiyorum. 1 aydır cevap gelmiyormuş. Dedim niye cevap gelmedi, o da bana dedi, ne bileyim ben niye cevap gelmedi. Bir arayın öğrenin dedim, benim işim değil istersen sen ara dedi. Devlet dairesi aramak bilirsiniz, dönmeyen numaralar, aktarılmayan telefonlar vs derken 2 günde ilgili memuru sora sora buldum. Ne zaman gelmiş haberim yok dedi, neyse uzatmayayım, başka ilden olunca beraber çorba içemeyeceğimizi anladı. Ertesi gün mektup gönderildi.
Bi de tenzilatlı mesai memuru var. Çay içmeye gider 20dk, yerine oturur 10 dk. Sonra helaya gider 20dk, yerine oturur 10dk, sonra çarşıda bi işi olur gider, ertesi güne gelir.
Hazine müşteşarı bir muhtereme memur tiplerini anlatmak abes elbette de, memur mayışları yeterlidir, ülke memurunun yüzde 80i için yeterlidir. İmamlar da memur mesela, ne yapcaklar? en yüksek bütçe onlarda. isyan mı edecekler? Greve girip namaz mı kıldırmayacaklar? Din bile demiş, cemaatten birini imam yapıp kılın namazı diye.
Bi de yüzde 20lik memur kesim var, devleti ayakta tutanlar. Üzüntümüz bu arkadaşlarımız için.
Memura bişi olmaz hocam,
SilHükümeti sivilin asgari ücrete yüksek zam yapmaya, hazinenin ödediği memur maaşına düşük zam yapmaya ikna eden de memur değil mi?
Usulsüz, düzensiz, yasaya aykırı bi iş gördüğünde istifa etmeyip hiç bişi olmamış gibi hayatına devam edenler de memurlar değil mi? Siz bilmiyor muydunuz hükümetin istediğini yapıp kafa sallamayı? Düzensiz işler dönüp dolaşıp şimdi memuru vuruyor. Tıpkı önceden yaptıkları gibi kafalarını gömerler. Hükümet yine iyi zam yapmış bunlara.
Bürokrasi, hükümetin en büyük yardakçısı değil mi?
Hakimler, savcılar, yapılan onca adaletsiz işten sonra hala kafalarını gömüp bişi yokmuş gibi yaşamıyorlar mı?
Yukardaki yorumunuzda "zam yapan devlet" dediğiniz memurlar değil mi?
40 yıldır her hafta cumaya giderim, eskiden yoktu, son bi kaç senedir, sehirdeki garnizonda ne kadar üst subay varsa, geliyor malum siyasi parti il başkanının yanında üniformayla arzı endam ediyorlar. Eskiden yoktu bunlar. Bunlar ilgili siyasi parti yönetimlerine güven veren memurlar değil mi?
Acımam.
Dış ticaret açığı gayet normal kurdaki anormal yükseliş olmasa idi dış ticaret açığı çok daha fazla olurdu çünkü iktidar kurulduğundan beri dış ticaret açığını tersine çevirebilecek dış ticaret fazlası yapabilecek isleri değil hemen vergi toplayabileceği isleri KOSGEB ajanslar vd.kurumlar ile destekledi ARGE ve patent
YanıtlaSilCalismalarindaki basarilarİn azligina ve niteligine bakarak anliyabilirsiniz destek alamamış bir arastirmaci olarak 20 yılda kaybettiklerimizi sonra anlayacagiz betonlaşma ile sadece belli bir kesimin lüks içinde yaşamasını alkisliyan zihniyeti anlamıyorum dua ediyorum batıl olanlar secimde zihniyetleri ile birlikte tarih olur ve gelismiş úlkelerin nasıl gelisdigini okuyup öğrenen gelismis úlke olabilmenin yolunun bilim ve toplumsal demokrasi olduğunu anlayan ve uygulayacağına söz veren bir yönetim ile geleceğe gideriz.
Selam Sn Adsız,
Sil"gelismis úlke olabilmenin yolunun bilim ve toplumsal demokrasi olduğunu anlayan ve uygulayacağına söz veren bir yönetim" bu cümlede kimi kastettiniz?
Ben bu cümlenizin muhatabı olan/olmuş bir siyasetçi göremiyorum.
Kimi işaret ettiniz çok merak ettim? Varsa hemen oy verelim.
ben adsız 17.04 bu işin sadece doğrudan demokrasi ile çözüleceğini düşünüyorum
SilMahfi Hocam,
YanıtlaSilBi kaç yılın ihracat ve ithalatına şöyle bi baktım,
Özellikle canlı sınıflarına.
Epey canlı özellikle sığır ithal etmişiz,
Doktor ve Mühendis olmak üzere epeyce de canlı ihracatımız olmuş.
Bu durumda biz katma değerli ihracat yapmıyor muyuz? Katma değerli ihracat sebebi ile paramız değer kazanıp, enflasyonumuz düşmüyor mu?
Ellerinizden öperim, kucak dolusu sevgiler.
Hocam kabul edin enflasyon düştü, döviz artışı durdu, ekonomi yoluna girdi. Erdoğan yine rahat kazanacak. Karşı tarafta daha aday belli değil.
YanıtlaSilDiyelim ki bu dediklerinizi kabul ettim siz kazanmış olacak mısınız? Kazanmış olacaksanız sorun yok.
SilHocam Erdoğan kazanacak ki biz de kazanacağız. Devlet kaybederse halkına nasıl kazandıracak?
SilErdoğan = Devlet diyorsunuz yani.
SilErdoğan kazanmak için devlet kaynaklarını savuruyor cahil . Bütçeye bak , merkez bankasına bak , enflasyona bak bunları görmemek için ahmak olmak lazım
SilSayın Adsız3 Ocak 2023 20:33 sence Türkiyenin % kaçı senin gibi düşünüyor?
SilHocam,
SilErdoğan = Devlet denklemi doğrudur.
Yeni sistem ile Başkan = Devlettir.
bu seçim muhalefet için kazanmanın imkansıza yakın olduğu bir seçim olacak, devlet organları seçim sürecinde devlet başkanının verdiği görevi yapmak zorundadır. bu büyük bir sorundur. seçim sürecinde muhalefetin kritik isimlerini hapse bile atabilirler. yasal olarak yetkileri var.
muhalefet aday belirleyemiyor. sorun muhalefetin aday seçememesi değil, maddi şartların aday belirlemeyi zorlaştırmasıdır. siyasi etki yapabilecek tüm klikler devlet ile eklemlendi ve devlet ile menfaat ilişkisine girdiler. Sn Erdoğan son bir kaç yılda bu altyapıyı hazırladı. şimdi muhalefet liderleri de ister istemez bu klikleri etkilemek için farklı telden saz çalmaya başladı. mecburlar.
buna rağmen hükümet değişir mi?
değişmesinin siyasi yöntemi vardır. hayatın gerçeklerine dokunan siyaset üretmek, halkın içinde siyaset yapmak her türlü hükümeti değiştirir.
bunu yapabilirler mi?
mevcut muhalif partilerin buna uygun altyapısı yoktur. ispatım da çok basittir. misal, şimdi ülkenin en büyük olduğunu söylediği muhalif partinin resmi sitesine girdim, teşkilat şemalarını göremedim. yani bir konya, nevşehir, aksaray, van daki türk vatandaşı en büyük muhalif partinin kendi ilçesindeki sorumlularının bilgisine resmi parti kanallarından ulaşamıyor.
son yazdığımı herkes anlamaz, anlayan bi kişi olsun yeter.
Aktrol sana buradan ekmek çıkmaz, boşuna uğraşma!
SilHocam merhaba yazınız için teşekkürler, kredi garanti fonu ile ilgili bir yazı paylaşabilir misiniz?
YanıtlaSilKredi Garanti Fonu = Seçim Garanti.
SilSayın hocam ÜFE enflasyonunun %136 orandan %97 oranına düştüğü ayda bir aylık TÜFE oranının %1,18 olması mümkün olabilirmi aynı TÜİK ilaç fiyatları %35 arttığı halde %18 artış açıklamış
YanıtlaSilArtık yazmaktan yorulduk, usandık ama bıkmadan usanmadan bizi kandırmaya çalışmaya devam ediyorlar.
SilHocam,
YanıtlaSilHükümetimiz memurlarımıza yüzde 25 gibi bol keseden zam yapmış.
Tüik de memur olarak çalışan tanıdığı olan yorumcu arkadaşlarımız var mı?
Tüik çalışanları epey sevinmiştir yüksek maaş artışına.
Onlar galiba bir ay tek bir ay çift maaş alan kesimden, artış onları fazla etkilemez
SilSelam hocam,
YanıtlaSilGörünüşe göre siyasiler size daha çook ekonominin temelleri ile ilgili makale yazdıracaklar.
Sürekli sınıfta kalıp da para verdiği için okuldan bir türlü atılmayan öğrencilere benziyorlar.
Silbizim zamanımızda disiplin kurulu vardı herhalde halen vardır ve devreye girer
SilHocam son bir yılda tüketim malzemeleri dahil herşey yüzde yüz ile yüzde beşyüz arasında artmış, dolar yüzde elli artmış onun etkisi ortada iken TÜİK kağıt üzerinde çıkardığı enflasyon rakamları gerçeği yansıtmıyor, bunlar kul hakkı gasbina neden oluyor
YanıtlaSilKul olmayı kabul ettiğiniz sürece hakkınızı gasp eden eksik olmaz...
SilKul'un hakkı olmaz. Kul adı üstünde birinin malı.
SilTürkçe ve farklı kültürlere tercüme yapılırken böyle mantık hataları çok yapılmış.
Misal, Türkiye Türkleri Allah kelimesini özel isim zanneder.
Yahudi ve Hristiyan arap arkadaşlarım tanrı kelimesi yerine Allahımız derler.
Arapça incil ve tevratta da Allah diye geçer, yani tanrı kelimesinin bire bir karşılığıdır.
Allah ise eski ay tanrısının ismidir. bu yüzden arapların hicri takvimi ay esasına dayanır.
Allah, kızları Lat, Menat ve Uzza ile dünyayı yönetir.
Salman Rüşdi de şeytan ayetlerinde bunu anlatır.
Mahfi bey selamlar
YanıtlaSilİçinden geçtiğimiz bu garip düzende, tarihe tanıklık ederek yazılarınızla bizi aydınlattığınız için öncelikle teşekkür ederim.
Öyle bir dönem ki; ne memuru mutlu ne müdürü; ne işçisi mutlu ne patronu. Bir kısım azınlık gruplar, parasına para katarken diğer kısmın geliri eridikçe eriyor.
Dünyada bir resesyon beklenirken bizdeki bu polyannacılık bakışıyla, titanik batarken keman çalan virtüözler gibi şen şakrak yaşıyoruz.
Doları bankalar baskısıyla sabit tutuyorlar, ihracatçıların yp gelirlerine göz koyuyorlar, yabancılara ek faizler ödenerek dövizlerini garantileyip Liralaştırıyorlar, fakirin hakkından alıp zenginin parasına ekliyorlar. O kadar yanlış yapılan politika var ki; seçime 4-5 ay kaldı; sonrasını kimse düşünmüyor. Gençliğin hayalleri çalındı, geleceğe dair sadece yurtdışına çıkabilme ihtimalini düşünüyorlar. İnanın içimizdeki sevinç yok oldu. Yeni bir yönetim bile gelse, enkazın kalkması en az 5-10 yıl alır. Sizin gibi bilge kişiliklerin var olması bizim tek umudumuz. Sağolun varolun. Kaleminize yüreğinize cesaretinize sağlık. Sizi Ekranlarda daha sık görebilmek ümidiyle, esen kalın.
Çok teşekkür ederim.
Silhocam ülkemize gelen mültecilerin kayıt dısı çalısması ekonomi üzerinde çok olumsuz etkisi varmıdır sizce saygılar
YanıtlaSilBirçok anlamda olumsuz etkisi var ama iş sahiplerine sorarsanız ucuz emek olduğu için yararlı derler.
SilDoğduğum şehirde yaşadığımız apartman şehrin en varlıklı kesiminin oturduğu şehir merkezinde bi apartmandı, 20 yıl önce. Şimdi tüm kiracılar suriyeli. ev sahipleri değişmedi, kiracılar değişti.
SilHocam yeni gelişme ile %25 olan memur ve emekli maaş zammı %30'a çıkarıldı. Bu durum plansızlık ve popülizm değil midir? Zam güncellemesi ile ilgili bir yazı yazmanızı çok isterim açıkcası.
YanıtlaSilHangi birini yazayım bilmiyorum ki?
SilSeçimden bi ay önce memura bi zam daha gelecek.
SilYukarda seçimden bi ay önce memura bi zam daha gelecek yazmıştım,
Silseçim beklenmeden ertesi güne yüzde 30 oluverdi.
Daha artar bu.
Eskiden memurlar kuş gibi maaş alırdı, şimdi kuş civcivi kadar alıolar.
Kuş ile civciv arasında bi yere çekerler.
Hocam yazınız için teşekkürler, aylık TÜFE enflasyonu hesaplarken kurumlar arası farkları da ayni matematiksel anlatımla şablon haline getirseniz acaba TV' ye çıkıp, birinde 4 bin kişi öbüründe 4 kişi çalışıyor masalı biter mi , ne dersiniz.
YanıtlaSilBitmez. Türkiye'de masallar bitmez.
SilHocam yurt içi yerleşiklerin ve aynı anda merkez bankasının döviz hesapları azalmış fakat nereye gittiği ile ilgili bir açıklama yok
SilHocam yeni,cesur bir Türkiye ye doğru mu yol alıyoruz?
YanıtlaSilYazı için teşekkürler hocam. Gelirler artmadan enflasyon yükseldikçe rahat yok.
YanıtlaSilÇok doğru.
Sildeğerli mahfi hocam, yazılarınızın tarihe not düşmek adına çok önemli olduğunu düşünen takipçilerinizdenim. kaleminize sağlık, anlayan zaten anlıyor yazdıklarınızı, anlamak istemeyen kişiler için sadece üzülebiliriz. saygılar
YanıtlaSilSağ olun.
SilArtık 73 yaşındasınız,
YanıtlaSilEpey ihtiyarladınız,
Ekonomiyle uğraşmayı bıraksanız,
Olmaz mı Mahfi bey?
Anladığım kadarıyla siz gençsiniz, acaba başkalarıyla uğraşacağınıza siz de ülkeniz için bir şeyler yazsanız ya da yapsanız iyi olmaz mı? Tabii eğer böyle bir yeteneğiniz varsa.
SilAdsız(hadsiz) 5 Ocak 23 00.10
Sil69 yaşında CB,75 yaşında CB adayı olursa,73 yaşında ekonomi yazarı bal gibi olur aktrol!
Hayat pahalılığı yeniden artmaya başladı fed faiz artışları ile düşen emtia fiyatları mesela demir kasım 2022 de 80 dolar a gerilemişdi şimdi 120 dolara yaklaşdı yani %50 pahalılaşdı bütün metallar,emtialar ve değerli metaller yeniden yükselişe başladı yani hayat pahalılığı yeniden artıyor dünyada konut satışları ve sanayi mamülleri satışı azaldı ama fiyatlar düşmedi hatta bir kaç ay öncesine göre arttı pahalılık arttığı için enflasyon düşüşünden bahsetmek gerçeklerin üstünü örtmekdir ve abesle iştigal etmekdir.
YanıtlaSilEnflasyon düşüşü, fiyatların düşmesi demek değildir. Onun adı fiyat düşüşüdür. Enflasyon düşüşü fiyatların artış hızının yavaşlamasıdır. Ve bu bir tek mala ya da bir kaç mala bakılarak değil bütün mal ve hizmetlere bakılarak ölçülür.
SilHocam elinize sağlık; fakat biraz daha basit bir dille anlatabilir misiniz? Pek anlayamadım da.
YanıtlaSilNe yazık ki anlatabileceğim en basit dil bu.
SilMahfi Bey,
YanıtlaSilÖncelikle yazınız için teşekkür ederim. Birebir, yazı ile alakalı olmayabilir ancak dünya ölçeğinde bir sorum olacaktı. Sadece ülkemizde değil dünyada da enflasyon etkileri görülmekte ve mücadele anlamında merkez bankaları faiz artırmaktadır. Para sıkılaştırma politikaları izlendiği söylenmektedir. (Özellikle FED) Buna rağmen Q1-Q2 2023 döneminde Avrupa, Amerika ve Japonya’nın resesyondan kaçamayacağı ve buna istinaden yeniden para basarak ekonomiyi rahatlatmak zorunda kalacağı gibi bir algı oluşmuştur. Günün sonunda bunun bedelini yine bu ülkelerde yaşayan sıradan insanlar ödeyecek gibi duruyor. Benim sorum, siz bu resesyon hikayesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce yine para basılabilir mi? Bu durumda yine fahiş enflasyon oranları ile dünya karşı karşıya kalabilir mi?
Teşekkür ederim,
Saygılarımla,
Erdem Dündar
Evet, özellikle başta Avrupa ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkeler resesyona doğru gidiyor. Bunu birçok göstergeden izleyebiliyoruz. Ne var ki bu kez eskisinden farklı olarak enflasyon oranları da yüksek. O nedenle para basarak bu işin içinden çıkmak eskiden olduğu kadar kolay değil. Kanımca birkaç çeyrek resesyona girip çıkmayı enflasyonu yeniden azdırmaya tercih edecekler.
SilSelam Sn Dündar,
SilYeniden para basılmayacak.
Emtia artışlarının bir kısmında, özellikle temel emtia fiyatlarının artışında temel sebepler de var.
2000-2002 yıllarından beridir emtia fiyatları mevcut yatırımların kapasite artışları ile baskılandı, artan son mamül tüketim ve üretim talebi de oradan karşılandı.
Bu iş için özellike 90lı yıllarda Çin tarafına Batı dünyası çok yatırım yapmıştı. 20 yılı aşkın bir süredir yatırım yapılmıyor. Bu yatırımları Çin'de büyüyen ekonomisine rağmen yapamadı, veya yapmadı. Yani, bir nevi beklenen bir fiyat artışıdır bu. Görünen yakın gelecekte de Çin tarafından yapılamayacak bu yatırımlar. Yani, emtia fiyatlarında ve kalifiye işçi fiyatlarında artış olacak.
Diğer yandan, olası Çin - Tayvan savaşı da çip krizini veya çip fiyatlarında aşırı yükselişi getirecek.
Türkiyedekiler pek ilgilenmiyorlar, bir de bilmiyorlar.
Ukrayna - Rus savaşının ilk haftasında yazdığım yorumlar bu sitede duruyor, Rusya içinde kriz beklediğimi yazmıştım. Bir de savaşın ilk haftasında Rus petrolünü 1 yıl boyunca Batılı şirketlerin 28 - 35 dolara vadeli piyasalardan kapattıklarını yazdım. Şimdi bu ucuz petrolün vadesi bitti gibi. Kazancı da, petrol firmalarında kaldı.
Vade bitince Avrupa ve Batı Rus petrolüne bu sefer 60 dolar gibi üst limit koydu. Petrol fiyatları baskılandı. Rusya son bir yıldır petrolü el altından dünya fiyatlarının altına satabiliyordu. Şimdi resmen üst limit geldi. Türkiye haberlerine de yansımış, petrol fiyatı indi vs diye. Ruslar savaş sebebi ile kendi en değerli varlıklarının fiyatını belirlemekten aciz duruma düştüler. Bana göre de mevcut Rus devletinin bitişidir, malumun gazetelerde ilanı için 5-6 yıl beklemek gerekebilir.
Şuraya geleceğim, diğer Rus emtialarında da böyle bir fiyat düşüşü dünya emtia fiyatlarına indirim baskısı yapacak. Dünyanın global tüccarları öyle Putin, mutin takmazlar, dünya fiyatından para verip malı almazlar. Putin sıkışmış, paraya ihtiyacı var, it gibi ucuza satacak emtiayı. (Anekdot: Putin'in şahsi kanseri için kullandığı ilaçlar da batı firmalarının ürünü, eli mahkum her türlü ucuza emtiasını satacak)
Esas sorunu yazayım, Türkiyede okumazsınız. Çin - Tayvan atışmasında, Batı dünyası çip fabrikalarını Çin'e bırakmak istemiyor. Afganistan'da ordumuz bünyesinde Nato görevlerinde de çalıştım, mantıklarını iyi bilirim. Olası savaşta Nato, Tayvandaki çip fabrikalarını havaya uçurup, Çin'e boş toprak için savaş alanı açacak. Global basını takip ederseniz, bütün büyük batı markaları Nato topraklarında üretilen çip setlere gelecek taleplerini aktarmaya başladı. Tayvan'ı Çip üretiminden silmek, büyük maliyet ve üretim kısıt baskısı oluşturacak.
Emtialarda böyle bir gidişat var.
Uzun ve sıkıcı eski yorumlarımı okuduysanız, Türk ekonomisinin de bu dip seviyelere geleceğini misallerle 4-5 senedir yazdım.
Türkiye için tabi esas tehlike bu değil. Rusya ortadan kalktığında Batının güvenlik için Türkiyeye ihtiyacı kalmayacak. Türk devletinin kara kaplı kitabını az çok bilirim. Türk devlet refleksi bu ihtimal üzerine korkuyor. Acizane bir şekilde Putin tarafının ömrü uzasın diye ateşe bir bardak su döküyor, karşılığında da ufak tavizler alıyor. Nereye kadar giderse.
Şu kozmik oda hadisesi olmayaydı iyiydi, 800 üstünde subay öldürüldü, 2000 kadar aklı başında vatansever de ben gibi yurtdışına çıktı, bizim devlet de ne idüğü belirsiz tiplere kalınca, ortada maymın gibi bi o yana bi bu yana saçma sapan yalpalayan, plansız projesiz, kaynaklarını çar çur eden işler yapıyo. Yazmiim, yazmiim dedim de, yine epey uzun yazmışım.
tY3@sXVj2cWF5d59
1849,
SilBirileri de sizinkinin tersini, Rusya indikçe, Türkiye yükselecek diyor, bunu nasıl açıklarsınız?
Sn 03:32,
SilYazdığınızı diyenler mevcut duruma göre mantık yürütür.
Türk ordusu Nato ve Batı desteği ile bölgenin en güçlü ordusudur.
o dönem olası Rusya için, 5-6 yıl önce Doğu AB ülkelerine askeri uçaklar yerleştirildiğinde, Türkiye ile de ilişkiler askıya alınmaya başlandı. Savaş uçakları programından Türkiye çıkarıldı, her istenen yeni techizat verilmedi, Türkiyenin silah erişimi için Nato ülkeleri parlamento onay koşulları zorlaştırıldı, İsrail ve Yunanistan hava kuvvetlerinin Türkiyeden üstün olması sağlandı.
Bunlar yapılmış olanlar. Hatta dahası, Rus uçağı TR sahasında indirildi, Rus diplomat öldürüldü.
Rusya zayıfladıkça, önü açılma ihtimali olan Türkiyenin de gücü azaltılıyor, ekonomik anlamda da Türkiye zayıflatılıyor.
Damat öncesi dönemde, yine bu blogda Türklerin serveti yurtdışına çıkarılıp, aynı para uluslar arası borç olarak Türkiye ye gelecek de yazdım. Dediğimi swap anlaşmaları ile de yaptılar. Türklerin varlıkları, yükümlülük haline getirildi. Garip ama bi MB Başkanı da bu yazdığımı ağzından kaçırdı, varlıklar ve yükümlülükler yer değiştirdi gibi bir söz etti.
Yapılanlar siyasetten bağımsız olarak planlıydı, yapanlar da işini iyi bilenler. Onlar ile başedecek yetenekte insan Türkiyede pek yok, olanlar da gitti.
Gidişat, Türkiyenin önünün açılmayacağı şeklinde.
Mevlanaya atfedilen bir menkıbe var. Bir grup köpek uyurken, bir müridi ne güzel kardeşce uyuyorlar demiş, Mevlana'da aralarına bir kemik atınca kardeşlikleri belli olur mihvalinde bir söz söylemiş.
Şimdilerde Türk devlet aklı pek ihtimal vermiyor ancak, ekonomik gidişatın böyle ilerlediği bir sürecin sonunda, birileri, Azerbaycan ile Türkiye arasına bir kemik atacak.
Azerilere, Türkiye zayıflıyor, Kuzey doğu Anadolu Türkiye şehirlerini Bakü'ye bağlayalım diyecekler, bir de Azeri mal ve gazının Ermeni-Gürcistan arasından bu bölgeye, Kuzey Doğu Türkiye'den de Karadenize akmasına imkan veren uluslar arası garanti/statü imkanı sunulacak.
Bu kemik, Azerbaycan ile Türkiye'nin sarsılmaz denilen kardeşliğini bozacak. Bir 10 yıla bu dediğim olur.
Hali hazırda da, herkesin gördüğü, Türkiyenin Güney doğu ve Doğusundaki yerel halkın Türkiye ile yaşadığı sorunlar var.
Azeri bölgesiyle ilgili yazdığım olası sorunu Türkiye'de çok kişi bilmez. Bilenler de dillendirmez. Bir dönem Komutanımız Engin Alan ilgili bölgede gençliğinde çalıştı. O iyi bilir. Bense Dağıstan - Çecen bölgesi arasında vurulup emekliye ayrıldım. Oralarda Türkiye çok aktifti, CB Sn Demirel de özel önem verirdi o bölgeye, şimdilerde nasıldır bilemem, ancak orda yetişen Azeri ve Gürcü devlet kadrolarının bakışını iyi bilirim. Aliyev de zamanla alttan gelen talepleri bastıramayacak.
!2NrpAdv6*j*ZRb#
Hocam öncelikle kaleminize sağlık. Özellikle pandemiden beri gelen devletin sübvanse ettiği, indirim uyguladığı kalemler adına; ilerleyen dönemlerde bunun faturası nasıl olur? Halının altına süpürülenler ortaya çıktığında ciddi anlamda daha zorlu bir ekonomik süreç yaşar mıyız? Bunun üstüsinden gelebilecek bir araç/politika var mıdır?
YanıtlaSilFatura ağır olacak. Bunun üstesinden gelecek her türlü önlem (vergi artışı, faiz artışı vb) hep bizim aleyhimize olacak.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilHocam merhaba, konudan bağımsız bir hukuk öğrencisi olarak hocamız para transferinin engellenmesinin sonuçları neler olabilir diye bir soru sordu.Ancak hiçbirimiz düzgün bir cevap bulamıyoruz.Bu konudaki görüşünüz nedir?
YanıtlaSilSermaye hareketlerinin sınırlandırılması bizi zaten artık kopmakta olduğumuz batıdan iyice uzaklaştırır. Yabancı yatırım gelmez, dış borç da alamayız. Bu durumda cari açığı finanse etmemiz zorlaşır.
SilPara transferlerini Türkiye engelledi. Damat zamanında oldu.
SilArdından kreditörler yüksek devlet garantisi dışında borç vermez oldular.
Haberlerde okuduğunuz para, swap, ekselanslarına hizmet, Rusya'dan gaz borcuna himmet gibi akan paralar bu yüzden.
Türk gazeteciler yazamıyor, Arap basını ve Suudi resmi yöneticileri mesajlarında yazdılar, onların gönderdiği para malum kişinin iktidarının korunması içindir diye, 4-5 milyar ateşlemişler.
Şimdi sorun da şu; bu paraları yatıranlar da yatırımcı. Yatırımlarının geleceği için, firma iç işlerine karışanlar gibi, ülke siyasetine karışıyorlar ve yatırımlarının güvenliği için tercihleri de belli. Muhalefetten tedirginler. Muhalefetin bu insanların yatırımlarının güvenliği için onlar ile konuşması lazım. Bir kısmı ile bir muhalefet lideri yurtdışında konuşmuş. Konuştuklarına güvence vermiş. Bir tanesinin temsilcisi ile de konuşamadan, yurtdışından apar topar dönmek zorunda kalmıştı. Malum belediye başkanı olayı, görüşme zamanına denk gelince o yatırımcı muhalefetin yönetim yeteneğine ve parasının güvencesine inanamamış.
İç siyasette akıl almaz diye düşündüğünüz işler de, bir nevi iktidara yatırım yapanlara verilen güvence, daha da dozu artabilir.
bu yatırımcılar niye önemli? şundan, basit finans mantığıdır. alacaklı borcunu istemeden, borçlu temerrüde düşmez. alacaklıları türkiyenin borçlarını sürekli her sene öteliyorlar. muhalefet seçilirse, bu alacaklılardan bir ya da bir kaç tanesi borcunu ötelemeyecek. Meblağ da 25-40 milyar euro arası yüksek rakam. yani muhalefet seçildikten sonraki sene türkiyenin temerrüde düşmesi garanti.
bu durumlarda imf çağrılır. kağıt üzerinde sorun değil gibi duran konu, imf parasının türkiye yerine borcunu ötelemeyecek olan diğer alacaklılara gitmesi. yani onlar risklerini kapatacak. imf nin de istemediği şey bu. imf kendi parasının, türkiye paravan kullanılıp o ülkelere akmasını istemiyor.
açmazı anlatabildim mi?
türkiye vâkâsını özel bir duruma sokuyor, imf nin kendi insiyatifini ve özerk bütünlüğü içinde çözümünü de imkansızlaştırıyor.
türkiyenin olası finans sorununu imf çözemeyecek. ancak, imf guvernorleri çözebilir.
şimdi bu durumda da, türkiye muhatap olmaktan çıkıyor. yeni finansör adayları (imf guvernorleri) ile eski finansörler arası pazarlığa dönüyor iş.
maddenin doğası gereği ortada ne dönerse dönsün, ne anlaşılırsa anlaşılsın, ülke halkını daha büyük bir fakirlik bekliyor.
Mahfi Bey merhabalar, benim sorum konut kredisi kampanyasını takiben ihtiyaç kredileri tarafında da 100.000 TL krediye 24 ay vade limiti düzenlemesinde gevşeme yönlü bir güncellemeyi olası görüyor musunuz seçime yönelik? Örneğin kredi limitini 200.000 TL ve 48 ay vade limiti tarzı bir güncelleme ya da türevleri? Size göre bunun olma ihtimali nedir ?
YanıtlaSilTeşekkür ederim
Hiçbir şey diyemiyorum. Çünkü hiçbir şey bir plana veya programa göre gitmiyor. Rüzgâr nereden eserse ona göre karar veriliyor. Bu durumda tahmin yapma olasılığı kalmıyor.
SilTeşekkür ederim Mahfi Bey, her zaman her sorumuza bıkmadan cevap veriyorsunuz, şanslıyız ülkemizde sizin gibi bir hocamız olduğu için. Yazılarınızı takipteyiz.
SilHocam altına hücum başladı,sizde katılırmısınız?
YanıtlaSilBu gibi belirsizlik artışlarında normaldir.
SilHocam, niye kimseler yazmıyor?
YanıtlaSilTüik'imiz inşaallah ülkemiz GSMH'ya da el atıp,
ülkemiz ekonomisini önce dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi arasına,
sonra da en büyük ilk 5 ekonomisi arasına sokacak.
Enflasyon, para/kredi hacmi, TL cinsinden ekonomik şahlanışımızın gidişatına
bakarsak, ilk on büyük arasına girmemiz yakındır.
Yazmaya gerek yok gidiş o gidiş.
SilEeee Mahfi hocam,
YanıtlaSilSen o kadar çalış çabala, bir şeyler üretmeye çalış,
müşteşar ol, bir şeyleri daha ileri taşısın diye insan yetiştir,
emekli ol, ardından gelenlerin güzel işler yaptıklarını görmek var iken,
yeni nesil yaptıklarıyla her gün kafada saç olsa da yolsam denilecek işler yapsın.
Yetiştirdiğim insanlar iyidir.
SilYetiştirdiğimiz insanlar iyi de, yerlerini bulamadılar,
Silsağda solda dağınıklar, en iyilerin yarıdan fazlası yaban memleketlere gitti,
30 yılın üstü emek vermişiz, devletin bana verdiğine bakarım her ay,
ilkokul terk toprak işçisi emeklisi akrabamla yakın maaş da buluşmuşuz,
o niye ben niye böyle demiyorum,
şikayetim verdiğim onca emeğin ve ondan 7-8 kat fazla ödediğim maaş kesintisinin saç baş yolduranların hizmetinde olması, yetiştirdiklerimizin ellerinde olmaması.
Emeğimizle, az zaman verip kurduklarımın devletin biçtiğinden 20-25 kat fazla getirmesi.
Hocam, gelir yöntemi ile gsyih hesaplaması sonucu ve üretim yöntemi ile gsyih hesaplaması sonucu birbirinden farklı olabilir mi?
YanıtlaSilOlur. Çünkü GSYH hesaplamalarında birçok kalem tahmine dayanır. Teorik olarak ikisi birbirine eşit çıkması gerekirse de uygulamada farklar olur.
SilHocam elinize sağlık. Bloğunuzda yer alan yazılarınızın görüntülenme sayılarını merak ediyorum. Herkese açık bir şekilde sayfa altında paylaşma imkanınınız olmaz mı? Benimki sosyolojik bir irdeleme sadece :)
YanıtlaSilÖzür Dilerim Sayfa Görüntülenme sayısı varmış çoook sorrryyyy
YanıtlaSilAşağıda okuyacağınız soruyu sormakla, size çok sık gelen, klişe "Niçin siyasete girmiyorsunuz?" sorusuna gerekçe aradığımı düşünmeyiniz.
YanıtlaSilAnaliz yöntemi öğrenmek için soruyorum:
"Hayatta boş yer yoktur, boşalan yer muhakkak dolar, düzen budur." gibi bir söz vardır, duymuşsunuzdur.
Nitelikli, objektif düşünüp eyleme geçebilen kişiler, elini eteğini siyasetten çekip o meydanı boş bıraktığında; çoğu niteliksiz, çoğu objektif düşünemeyen kişiler o meydanı dolduruyor. Böylece, siyasetle ilgili olan / olmayan herkes; çile çekiyor.
Nitelikli, objektif düşünüp eyleme geçebilen kişilerin siyasete girip o meydanı sağlıklı tutması gerekmez mi? Çünkü siyasete girmezlerse; bu kez, niteliksiz kişiler o boşluğu dolduruyor ve facialar silsilesi başlıyor. Adeta toplu hâlde kısır döngüye giriyoruz.
En azından birkaç cümleyle sorumu yanıtlarsanız memnun olurum Mahfi bey. Emin olunuz, bu soruya vereceğiniz cevabı öğrenmek isteyen benden başka okuyucularınız da vardır.
Ve zahmet olmazsa, bu konu hakkında önereceğiniz kitaplar varsa isimlerini yazar mısınız?
Teşekkürler.
Siyasete girildiğinde görüşlerinizin dinleneceğini ve kabul göreceğini sandığınız için meseleye farklı bakıyorsunuz. Ben devlette görev yaptığımda siyasetçilerle birlikte çalıştım.
SilTürk tipi siyasette lider vardır. Bir de onun yakın çevresi. O yakın çevreye girebilmenin tek yolu liderin dediklerini yapmaktan geçer. Onun dışındakilerin çoğu figürandır. Ne kadar özgün düşünceleri olursa olsun kimse dinlemez. Türkiye'de siyasette yükselmenin yolu lidere biat etmekten geçer. Siyaset sizin özgün düşüncelerinizi hiç dinlemez. Sizden beklenen şey liderin görüşüne katılmanız ve o yolda davranmanızdır.
Özetle söylemem gerekirse nitelikli kişilerin Türkiye'deki siyasette kendi özgün düşüncesini koruyarak bir yere gelmesi neredeyse imkansızdır.
Ben kimsenin benim düşünce yapıma baskı yapmasını kabul edemem. Yetişme tarzım böyle. İnanmadığım, ikna olmadığım hiçbir konuda sırf lider öyle istiyor diye boyun eğemem. O nedenle siyasete girmiyorum. Girsem de siyaset beni kısa sürede dışarı atar zaten.
Uzun oldu, iki parçalı yorum yazdım.
SilBirincisi :
Siyasi lideri karakutudan çıkan insan gibi düşünün.
Yurttaş olarak siz o karakutuyu ve onu oluşturan insanları görmüyorsunuz.
Karakutudaki insanlar, parti teşkilatları içinden lider adaylarını iyi/kötü belirlerler,
parti içindeki insanları da kendi bağlantı ağları ile takip eder.
80 sonrası için iki misal vereceğim. Biri Sn Özal, diğeri Sn Erdoğan.
Karakutu bu iki insanı seçti ve parti kurdurdu.
Sn Özal'ın nasıl bir siyasi geçmişi vardı ki?
veya Sn Erdoğan'ın nasıl bir liderlik geçmişi vardı?
Karakutu ağı etrafında bir anda iş adamları, siyasetçiler toparlanıverdi.
Yıllaca öyle diyen bunca insan, nasıl bir iki ayda yön değiştirebilirdi ki?
Nasıl yeni bir parti hemen tüm illerde teşkilatlar kurabilirdi ki?
Anekdot: Esasında hareketin liderliği Sn Erdoğan üzerinden gitmeyecekti.
Karakutunun adayı farklı bir kişiydi de çenesini tutamadı, ifşa oldu, laik devlet
görevlilerince siyasetten el çektirildi.
Siz farkına bile varmadınız. O daha donanımlıydı.
(Ama tabi ki danışman olarak Sn Erdoğan'a halen destek veriyor)
Mahfi beyin bahsettiği lider etrafındakiler diye geçen grup Sn Erdoğan etrafına döşendi.
Sn Erdoğan'a biraz da bu yüzden "eşitler arasından birinci" denildi.
Karakutu ile lider arasındaki köprüyü kuran insanlar vardır.
Lideri hiç bırakmazlar, hep ona destek olurken, lidere yön de verirler.
İsimlerini, ünvanlarını görmezsiniz.
Sn Gül öncesinde, mümkün oldukça kamu müşteşarlarından itibaren tüm
kamu kadrolarında etkili olmak için ellerinden geleni de yapmışlardı.
Laik ve liyakat esasına göre inşa edilen devlet onların düşmanı idi.
Sn Özal için bu kişilerden biri yakın akrabasıydı.
Özgün fikirli vatandaşların siyasete girmesi için halka dokunan siyasi
parti ve teşkilatları lazımdır. Halkın gerçeklerine dokunan siyaset,
karakutunun düşmanıdır. Mahfi hocanın size yorumu, yaşadığı tecrübeyle
gördüğü gerçekliği ifade ediyor.
p5S^N5xGn#f7YDD@
Silİkincisi:
Türk siyaseti, Türkiye ve Ortadoğu toplumları teşkilatçı değillerdir.
Bu toprakların teşkilatçılığı Türk Ordusu kadrolarından sağlanır.
Az kişi bilir, siyasi tarihimizde Turhan Feyzioğlu vardır.
Ben imha edilmeden önce T.Feyzioğlu'nun lise karne notlarını görmüş,
lisedeyken ödev olarak yazdığı bir kaç metni okumuş, zekasından ve
bakış açısından aşırı etkilenmiştim.(Siyasi konumu/söylemi beni ilgilendirmez)
15-16 yaşındaki hali, günümüz çok üniversite öğrencilerinden daha aydınmış.
Günümüzde torunu(evlatlık aldığı) Metin meşhurdur da yazacağım özelliğini,
torunu da bilmez.
Ordu içindeki kadroların teşkilatçı yeteneğini Sn Turhan Feyzioğlu,
siyasi teşkilatçılık kurulması için harekete geçirme çabasında bulunmuştur.
Ülkemizin Doğu ve Güneydoğusunda, Kafkaslardaki eski Sovyet topraklarında,
bir miktar İran, Kuzey Irak ve Suriye içlerine kadar etkili teşkilatlanmacılığın
tetiğini Sn Turhan Feyzioğlu ateşleyenlerden olmuştur.
Değişen dönemlerinin şartları ve
maddenin doğası gereği kendisi oluşumu kontrol edememiştir, sonucunu da bilememiştir,
ancak bir siyasi teşkilatçılık birikimi yazdığım bölgelerde başlamıştır.
Tabi ki, ister istemez orduyu kökten etkileyen askeri darbeler, görevlerinden azledilen,
alınan, öldürülen kişiler, şartlar çok farklı seyirler izlese de bazı sonuçlar alınmış,
istenen kalitede olmasa bile, iyi-kötü bir siyasi teşkilatlanma birikimi oluşturulmuştur.
Sn Feyzioğlu siyasetçi olsunlar diye çokça adam da yetiştirmiştir ki,
torunu kendisi daha doğmadan yetişen bu kimselerin çok azını bilir, bir kısmının ismini
bu yaşında bile duysa gözleri yuvasından fırlar.
Sonrasında onların etkiledikleri vs der iken,
günümüzdeki Türk milliyetçi hareketi, HDP gibi Kürt Siyasi hareketleri, İslami söylemlerle oy
devşiren hareketler de bu tetiklenen teşkilatçılık birikiminden ciddi paylar almışlardır.
Daha da ileri gidip, başa bela olan malum terör örgütünün bu birikimden faydalandığını da
söyleyebilirim. Günümüz Azerbaycanı ve diğer doğu komşumuz ülkelere de yayılan bir birikim
bölgede oluşturulmuştur.
Tabi ki Sn T. Feyzioğlu'na ciddi bir rol bu iş için biçilemez, kendisi de neler olacağını
bilemezdi. Belirttiğim, sadece, kendisinin bu toprakların temiz bir insanı olarak, ordumuz
içindeki teşkilatçığı görüp, bunun sivil hayata da (özellikle siyasi alana da) taşınmasını
istemesi idi.
Bir de günümüze gelen 60 yılı aşkın süreçteki kontrolsüzlüğü iyi anlamak için ülkenin yaşadığı askeri darbelerin
etkilerini, her darbede görevlerinden azledilen binlerce subayı, sürekli değişen/değiştirilen devlet
yöneticilerini, açılıp kapanan siyasi partileri, değişen anayasaları, değişen ordu yönetimlerini,
80 darbesinin yarattığı kaosu, öldürülen aydınları, öldürülen kamu görevlilerini, Asala ve PKK terörü
tarafından nokta atışıyla katledilen devlet görevlilerimizi, görevlerini liyakatle yaparken hapislere
atılan, görevlerinden alınan, aileleri ile farklı şehirlere sürülen kamu görevlilerimizi, tehditlerle
özellikle terör tehditi ile sindirilen binlerce masum sivil vatandaşımızı, kamu görevlilerine sivil
çok faaliyeti yasaklayan yasaları da düşündüğünüzde Mahfi hocamızın yazdığı siyasi oluşuma nasıl geldiğimizi daha iyi anlarız.
7Z7FaqgYjsuBG@9n
ithalat yasaklansa faizler eksiye alınsa ekonomiye ne olur? üreticiyi destekler mi yoksa inanılmaz bir talep enflasyonu oluşturup fiyatlar çok yükseltir mi? kıtlık mı oluşur?
YanıtlaSilİthalat yasaklansa üretim yapamayız. Faiz zaten uzun süredir eksi. Bu tür işlerden mucize yaratmayı düşünmekten vazgeçip de doğruları yapsak bayağı yol alacağız.
Silşirketler neden sürekli zam yapıyor? enflasyon beklentileri yüzünden tamam ama en azından ithalatı ucuza yapsınlar? mesela tüfe ve üfe reel bazlı reel kur sürekli yukarı gidiyor çünkü enflasyon yiyoruz , niçin böyle bir enflasyon oluyor ? 1 dolara sattıkları şeyi 1 dolara satmaya devam edemezler mi?
YanıtlaSilTekrar söylüyorum: Bir ülkede faizi yanlış belirlerseniz her şey yanlış gider. Yanlışı düzeltmeye faizi düzelterek başlamak gerekir.
Silsoruma devam. yoksa trde kur çıpasının olmaması trdeki üreticilerin satış fiyatlarının aşırı yükseltmesine mi sebep oluyor?
YanıtlaSilTürkiye'de ekonomide her şeyin bozulmasının en önemli nedeni faizin yanlış olması. Faizi doğru belirlersek birçok şey kendiliğinden düzelir.
SilHocam merhaba 1995 yılında annem ufak çaplı ereğli (11 lot) ve gübre fabrikaları aş (86 lot) hissesi almış ve bu aldıklarını unutmuş daha yeni aklına geliyor ve bana anlattı durumu , nasıl bir yol izlememiz lazım ? bugün için herhangi bir değeri var mıdır acaba bu hisselerin ?
YanıtlaSilNe yazık ki hiçbir fikrim yok. Bunu bir borsacıya ya da doğrudan ilgili kurumlara sormak lazım.
SilHisseler bir aracı kurumdaysa ve 10 yıl boyunca işlem yapılmadıysa aynen bankadaki hesaplar gibi işlem görüyor ve hazineye devrediliyor bildiğim kadarı ile...
SilSn 02:41;
SilBu tip aracı kurumlardan alınan varlıkları 10 yıl sonra emanet hesaplarına aktarılır.
Oradan istekte bulunup alırsınız. Yorumunuzu okuyunca araştırdım. Yasa yeni çıkmış.
Resmi gazetede en altta hangi yolla alacağınız var.
“Zamanaşımına uğrayan varlıkların iade başvurularının sonuçlandırılması ve iadelerin gerçekleştirilmesi"
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/08/20210826-1.htm
Hisse senedi, şirkete ortaklık senedi. Anneniz ve mirasçları şirket varolduğu sürece, aracı kurumlardan bağımsız şekilde, şirket ortağıdır.
Se5Mtn3$3UV!CceZ
Sürecin nasıl işlediğini çok yakın zamanda şahit olduğum şekliyle anlatayım:
SilBir arkadaşım 15 yıl önce kendisine hediye edilen SASA hisselerini son yükselişte hatırladı ve aracı kurumla temasa geçti. Bu arada aracı kurum 3 kez isim ve adres değiştirmişti ama sonunda arkadaşın hesabını buldular, 10 yıl işlem yapılmadığı için hesabın kapatıldığını, hisselerin hazineye devredildiğini söylediler ve kendisine başvuru yapabileceği Ankara'daki bir resmi kurumun telefonunu verdiler. Arkadaş o numarayı aradı, zaman aşımı nedeni ile hak kaybına uğradığı, yapabilecek bir şey olmadığı cevabını aldı. Umarım Adsız 02:41'in şansı daha yaver gider...
Sn Mahdut Mesuliyetli'nin notundan sonra gönderdiğim resmi gazete linkinde eklenen, en alttaki geçici şu maddeyi gördüm. 22/4/2021 tarihi öncesinde zaman aşımı dolan hisseleri hak sahibine iade etmiyorlar.
SilGEÇİCİ MADDE 7 – (1) 7316 sayılı Kanunun 12 nci maddesi ile değiştirilen Kanunun 83 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının yürürlüğünden önce on yıllık zamanaşımı süresi dolan emanet ve alacaklar hakkında, bunların YTM’ye devredilip edilmediğine bakılmaksızın, bu Yönetmelik hükümleri değil, Kanunun 83 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının değişiklikten önceki hükmü ve bu hükme dayanılarak hazırlanan yönetmelik hükümleri uygulanır. Bu emanet ve alacaklar, 28 ve 28/A maddelerinde belirlenen esaslar kapsamında hak sahibine iade edilmez. 22/4/2021 tarihinden önce zamanaşımına uğradığı halde yatırım kuruluşları tarafından YTM’ye devredilmediği tespit edilen nakit emanet ve alacaklara, YTM’ye devredilmesi gerektiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklara uygulanan gecikme zammı oranında faiz işletilir.
&495w7p*t!3HDm2S
Hocam dolar 7 8 lira olması için en kısa yolu nedir tabi kalıcı şekilde
YanıtlaSilHocam tekrar tekrar teşekkür ederim aydınlatmaya devam. Bende hedef koydum hedef2453.
YanıtlaSilHocam eksi 64 olunca ilgilenmeye baslayacagim. Zira artis oraninin azalmasi beni hicmi hic ilgilendirmiyor.
YanıtlaSil2 saattir yorumları okuyorum. Bir kiside milleti suçlamıyor. Enflasyon; bir anlamda, paranın alım gücünü kaybetmesidir. Herşey dolara baglı olarak artıyor çünkü. Türkiyede insanlar malını mülkünü satıp dolara yatırım yaptı. Bırakında bu kadarcık enflasyon olsun. Hersey sizin tercihinize baglidir. Kader sizin secimlerinizle degisir. Dünyada Hic bir ülke ve millet yokturki kendi parasi dururken dolar seviciligi yapsin. Bunlar bu millete az bile.
YanıtlaSilHatta ekmek bile bulamaz duruma düşersek sasirmam.