Bütçe Açığı Rekoru

2024 yılı bütçe sonuçları açıklandı. Önce bütçe göstergeleri ve Hazine nakit dengesi göstergelerini içeren özet tabloyu sunayım (tablo Hazine ve Maliye Bakanlığı verileri kullanılarak tarafımdan hazırlanmıştır):

Şimdi bu tabloyu yorumlayalım: (1) Bütçe giderleri 2024 yılında yüzde 63,6 artmış. 2024 yılı ortalama enflasyonu yüzde 58,5 olduğuna göre bu artış enflasyonun biraz üzerinde gerçekleşmiş. Faiz dışı giderler (personel giderleri cari harcamalar, yatırım harcamaları ve transfer giderleri) enflasyona yakın bir artış gösterirken asıl artış faiz giderlerinde (yüzde 88,3) olmuş. Bir başka ifadeyle bütçenin faiz giderleri enflasyon ortalamasının yaklaşık 30 puan üzerinde artmış. (2) Bütçe gelirleri yüzde 66,5 oranında artışla bütçe giderlerinden biraz daha fazla artmış. Burada asıl büyük artış (yüzde 93,6) vergi dışı gelirlerde (kamu mallarının satışı, kamu mallarının kira gelirleri, cezalar, bedelli askerlik geliri vb.) ortaya çıkmış. (3) Bütçe açığı yüzde 53’e yakın oranda artışla 2,1 trilyon liranın üzerinde bir düzeye çıkarak rekor kırmış. Buna karşılık 2023 yılının Bütçe Dengesi / GSYH oranı olan yüzde – 5,2’nin altında yüzde – 4,8 düzeyinde kalmış. Bütçe açıklarında son iki yılda yaşanan büyük artışlarda 2023 yılı başlarında yaşanan depremlerin önemli etkisi vardır. (4) Yıl içinde zaman zaman birbirinden uzaklaşan bütçe ve Hazine nakit dengesi yılsonunda birbirlerine çok yaklaşmış görünüyor. Bununla birlikte Hazine nakit dengesindeki bozulma çok daha büyük gerçekleşmiş. Bunu özellikle Hazine faiz dışı nakit dengesinde açık biçimde görebiliyoruz.

Giderlerin ayrıntısına girdiğimizde üç konu dikkat çekiyor: (1) 2024’de personel giderleri yüzde 101,3 artış göstermiş. Enflasyon ortalamasının yüzde 58,5 olduğu, ücret ayarlamalarının özellikle asgari ücretliler açısından enflasyonun altında tutulduğu bir ortamda personel giderlerinin bu kadar artması normal değil. Bu, bize fazla sayıda yeni personelin işe alındığını ve bazı grupların ücretlerinin enflasyonun çok üzerinde artırıldığını gösteriyor. (2) SGK devlet primleri artışının da yüzde 78,8 olması (1)’deki görüşümüzü doğruluyor. (3) İkinci önemli artış yüzde 88,3 ile faiz giderlerinde ortaya çıkmış bulunuyor. Bu kadar büyük bir bütçe açığının borçlanarak finanse edildiğini düşünürsek açıktaki artışla paralel bir faiz gideri artışı gerçekleştiğini söyleyebiliriz.

Gelirlerin ayrıntısında ise şu konular dikkat çekiyor: (1) Gelir vergisi yüzde 120,1 ile artış rekoru kırmış. Burada her ne kadar ücret gelirlerinin tarife dilimi atlamasının yarattığı etkiler söz konusu olsa da kayıt dışının kayda alınması çabasının da olumlu etkileri olduğunu söylememiz mümkündür. Özellikle vergi müfettişlerinin son dönemlerde ortaya çıkarıp vergilenmesini sağladıkları matrah farkları bu artışta önemli rol oynamış görünüyor. (2) Dâhilde alınan KDV de yüzde 96,4’lük artış oranıyla dikkati çekiyor. Sanayi üretiminin gerilediği ve büyümenin düştüğü bir ortamda hizmet talebinin canlılığının bu yüksek artışta etkili olduğunu düşünüyorum. (3) Buna karşılık ithalde alınan KDV’nin artış oranı yüzde 40,5 gibi düşük bir düzeyde kalmış bulunuyor. İthalatta büyümedeki düşüşe paralel olarak ortaya çıkan gerilemenin ve kurdaki sabitleşme eğiliminin bu sonuçta etkili olduğu anlaşılıyor. (4) Vergi dışı gelirler de yüzde 90’ın üzerinde artışla bütçe açığının daha da artmasını engellemiş.

2024 yılında vergi gelirlerinin dağılımı önceki yıllardaki adaletsiz durumdan farklı bir yere gelememiştir: Dolaylı vergiler toplam vergi gelirlerinin yüzde 66’sını, dolaysız vergiler ise yüzde 34’ünü oluşturmaktadır. Bu iki grup arasında ideal ölçü diye bir şey olmamakla birlikte bu grupların yarı yarıya yükü taşımaları normal bir durum olarak kabul edilebilir. Dolaysız vergiler kazançtan alındığı için daha adaletli vergiler olarak kabul ediliyor. Bu vergilerin tutarının toplamdaki payının az olmasının nedeni bu vergilerin oranlarının düşük olmasından değil toplamın düşük olmasından kaynaklanıyor. Onun da nedeni özellikle dolaysız vergilere matrah oluşturan gelir ve kazançların bir bölümünün kayıt dışı kalması. Bunların kayda alınması sağlansa toplam vergilerin miktarının ve bunun içinde dolaysız vergilerin payının artması sağlanmış olacak

Öte yandan kamu giderlerinde yaşanan artışların, bir ölçüde, burada yaşanan israf derecesine varan ve bütün sisteme kötü örnek olan harcamalardan kaynaklandığı herhangi bir araştırmaya gerek bırakmayacak kadar açık biçimde görülebiliyor.  

Özetle söylemek gerekirse her geçen gün daha zorlaşan bütçe finansmanı bize kamu kesiminde ciddi tasarruf yapılmadan ve kayıt dışı ekonomi tam olarak vergilendirilmeden bu sorunun çözülemeyeceğini gösteriyor.


Yorumlar

  1. Bu ülkenin hikayesi bitti bence...
    İçimde zerre vatan sevgisi kalmadı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her zamanki gibi, ellerinize sağlık Sn Hocam. Açıkladığınız ve yorumladığınız, yüzdeler ve rakamlar, kafamızda silinmeyecek şekilde yerine oturmadı. İse de, "kamu da, bizlere zorla yaptırılan tasarruf gibi tasarruf yapmazsa, bu sorun çözülmeyecek" özet cümleniz, tam yerine oturdu.

      Sil
  2. Hocam Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan, emekli maaşlarının düzenli ödenmesinde telaşlı olduklarını söyledi. Durum bu kadar vahim mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakan öyle söylediğine göre.

      Sil
    2. Tatlı telaşlar hep yaşanır konu emekli maaşı olunca.

      Sil
    3. Adsız16 Ocak 2025 11:24 Sizin için tatlı heyecan olabilir, bizim için buruk bir heyecan. Elimize geldiği gibi elden çıkan ekşi, tuzlu acı bir heyecan.

      Sil
    4. Elinize sağlık hocam. Emeklilere bir ekleme yapmak gerekirse. Bugünümüzü çalmakla kalmayıp geleceğimizide çalıyorlar.
      Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı sosyal koruma istatistiklerine göre 2023 yılında emekli ve yaşlılara gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 4,4'ü kadar kaynak ayrıldı. Bu oran 2021 yılında yüzde 4,9, pandemi öncesi 2019'da ise yüzde 6,1 idi.

      2021 yılında emekli/yaşlı ve dul/yetim maaşlarının GSYH’den aldığı pay Türkiye’de yüzde 6,1 olurken AB ortalaması yüzde 13 oldu.
      Kaynakça: Tüik verileri ve DiskAr https://x.com/disk_arastirma/status/1869994795348721666/photo/2

      Sil
  3. KKM''ye ödenen miktarı bu tablo da nasıl göreceğiz anlatırsanız minnettar olacağım. Çok teşekkürler her türlü emeğiniz için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. KKM ödemeleri merkez bankasından yapıldığı için bu tabloda göremezsiniz.

      Sil
  4. Hocam daha önce ki yazınızda faiz indiriminin nedeninin bütçe açığını kapatmak ve piyasayı hareketlendirip vergi gelirlerini arttırmak olduğunu ifade etmiştim. Siz de olabilir demiştiniz. Bu büyük açık ne gibi riskler taşıyor hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha yüksek vergiler gelmesi gibi riskler taşıyor.

      Sil
  5. Hocam benim Mehmet Tezkan'ın aşağıdaki yazısından anladığıma göre anayasa değişikliği için referanduma gidilmek istenmiyor. Çünkü referandum riskli. Referanduma gidilmeden anayasayı değiştirmek için ise 400 milletvekilinin oyuna ihtiyaç var. Bu yüzden DEM partili milletvekillerini yanlarına çekmeye çalışıyorlar. Eğer 400 milletvekili oyuna ulaşılırsa, anayasa değişikliği referanduma gidilmeden meclisten geçebilecek. En önemli husus ise şurası. Eğer anayasa değişikliği kabul edilirse seçime gitmeye gerek kalmadan, Cumhurbaşkanı (tıpkı Kenan Evren'de olduğu gibi) sadece ek bir maddeyle kendi görev süresini 7 yıl uzatabilecek. Dolayısıyla 2035'e kadar seçim görmeyebiliriz.

    Benim size sorum şu: Böylesi bir tablo gerçekleşir ve daha 10 yıl boyunca yapısal reformlar da yapılmazsa, ekonominin düzelebilmesinin mümkünatı var mıdır eğer ki büyük petrol kuyuları da bulmazsak. Yapısal reformlar yapılmadan bu cari açık rekorlarına daha ne kadar dayanabilir, daha ne kadar ayakta kalabiliriz?

    https://halktv.com.tr/makale/erdogana-evren-formulu-905955

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir senaryoda ekonomi yalpalaya yalpalaya gider geri gelir.

      Sil
    2. Ben daha fazla dayanamadım ve kepengi kapattım. Geçip giden yıllara ve verilen onca emeğe yanıyorum. Keşke hiç riske girmeseydim de sabahın köründe evden çıkarken parayı çöpe atsaydım aynı şey olurdu. Fakat en azından bu kadar emek vermemiş, belki sahile çıkıp yürüyerek de temiz hava almış olurdum. Biz yandık bari gençler de yanmasınlar diyeceğim ama bu iktidarla zor. Hele ise bir 10 yıl çok daha zor. Neredeyse bir nesil kayboldu. Teşhis belliyken neden hala yapısal reformlar yapılmaz anlayamıyorum. Bundan sonra bu iktidarın yapısal reformlar yapacağını da sanmıyorum. Ülkem ve gelecek nesiller adına gerçekten çok üzülüyorum.

      Sil
    3. Bostancı sahiline giderseniz artık temiz hava almanız da mümkün olmaz; deniz salyasını gördükten sonra. Çevre ve Şehircilik Bakanlığını göreve, acil ve kalıcı eylem planı yapmaya davet ediyorum.

      Sil
  6. Yapısal reformlar yapılsa da -ki çok zor gözüküyor- bu iktidar veya ardılı IMF'yi çağırmadan 'BURADAN ÇIKIŞ YOK!'. Ha IMF gelir... Bir 10 yıl sonra aynı döngü. Bilimkurgu filmlerindeki kısır loop döngüleri. Doğru mu anlıyorum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu siyasetçilerle bu döngü devam eder.

      Sil
  7. 2025in ilk yarısından sonra asıl bütçe açığını görmek gerek. Şuan açıklığa kavuşmamış bir sürü siyasi konu var, bunların ekonomiye yansımasını beklemek gerek.

    2025i refaha çıkaracak bir beklentiniz var mı?

    YanıtlaSil
  8. Bütçe açığının 2 trilyon 106 milyar 145 milyonla rekor kırması demek artık daha da fazla vergi ödeyeceğiz demek. Rekor vergiler mi gelecek hocam?

    YanıtlaSil
  9. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  10. Kamuda tasarruf olmadan enflasyon düşmez diye okudum yazınızı Sn. Hocam, teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru okumuşsunuz. Bir küçük ilave yapayım: Kamuda görevli üst düzey yöneticiler memurlara tasarruf yaptırılmazsa aşağısı tasarruf yapmaz

      Sil
    2. Üzüm üzüme bakarak kararır misali oluyor bu iş kamunun halkdan toplanan vergiyi sorumsuzca müsriflik ile harcanması sonucu oluşan açıkların vergi ile karşılanması sonucu artan vergilerin özel sektörde bu müsriflik sonucu oluşan vergiyi halkı kazıklama ile ödüyor enflasyonun tek sorumlusu sorumsuz müsrif kamu olarak görülüyor ve bu sorumsuzluğun sonucu zavallı emekli mahvoluyor.
      İki sorumsuzu sorumlu yapmak için kafa kafa vurmak gerekir ama halk nasıl yapılacağını bilmiyor.

      Sil
  11. Hocam elinize sağlık. Kümesten tilkiyi kovmadan bize rahat yok...Aydınlatmaya devam. Saygılarımla Fatih. Demirtaş

    YanıtlaSil
  12. Hocam öncelikle yazınız için teşekkür ederim. Personel giderlerindeki bu artış iddia edildiği gibi birden fazla yerden maaş alan memurların etkisiyle de olmuş olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Birkaç nedenden birisi o dediğiniz. Bir başkası da birçok gereksiz kadro ihdas ederek kamu görevlisi sayısı azaltılacak yerde artırıldı.

      Sil
    2. Yunanistanın yaşadığı ekonomik kriz nedeni ege adalarını almanya ya satıp maaşları ödeyeceklerdi rezillik.

      Sil
  13. "Burada her ne kadar ücret gelirlerinin tarife dilimi atlamasının yarattığı etkiler söz konusu olsa da kayıt dışının kayda alınması çabasının da olumlu etkileri olduğunu söylememiz mümkündür."
    Hocam lütfen iktidar icraatlarını olumlamayın yazılarınızda.Burdan kes yapıştır yapıp sizi referans gösteriyorlar sonra.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olumsuzu eleştirmek gibi olumluya da olumlu demek bilimle uğraşanların temel yol göstericisidir. Ben bu iktidarı sevmem ya da severim ama hangi konumda olursam olayım gerçeği söylerim. Onun için bazen iktidar çoğu kez de muhalefet benim söylediklerimi işlerine geldiği kısmıyla kullanırlar. Diyecek bir şey yok.

      Sil
    2. Hocam önce şu iktidarı gönderelim, sonra bilimsel yorumlara kaldığınız yerden devam edersiniz.

      Sil
  14. Cari açığı tutsak bütçe bütçeyi tutsak cari açık patlıyor.Tamamen bir yeniden yapılanma ve detaylarına kadar yapısal reform yapılmadan mümkün değil çıkılmaz bu tünelden.Şimşek bey memura %10 çakıp vergi gelirlerini enflasyon oranında %50ye yakın arttırıp kendince çözüm bulmaya çalışıyor anladığım ama parti kadroları gerçeklikten koptuğu için işçi-memur sayısı rekorlara doymuyor,ihaleler ballı börekli aynen devam Şimşek düzeltiyor sistem bozuyor bu çark fark edilene kadar bedelini düşük gelirli ödeyecek.
    Merak ettiğim hocama sormak istediğimse şu 2 trilyon tl bütçe açığını finans kurumları finanse ederde büyümeye bütçe kalmaz büyümeyi düşürmezmi bu kadar bütçe açığı çünkü harcanan para büyümede yaratmıyor ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen. Zaten yoğun özelleştirme yoluyla kamunun ekonomideki hacmi hayli düşürüldü. Buna rağmen halâ yüksek bütçe açığı veriliyor. Ve enn kötüsü de bunun büyümeye etkisi sinirli. Çünkü ekonomik yük büyük ölçüde özel sektörde ve ama en fazla harcamayı kamu yapti. Haliyle harcama ve karşılığında yaşanan büyüme harcama fazinda açık net şekilde harcama lehine oldu. Işin en kötü tarafı da budur bence.

      Sil
    2. Kaynaklar yatırım yerine açığı finanse etmeye harcanırsa pek parlak bir gelecek beklenemez ama bazı kesimde arjantin venezuella olma fantezisi var akp kadroları bile beceremedi asla demeyeyim ama çok zor çünkü Türkiye ciddi bir üretim ülkesi üretim yok sanılıyor aksine dehşet bir üretim var ülkenin İhracat rakamları çok iyi ithalat rakamları çok iyi yastık altı sigortası var ülkenin kötü günler görürüz oda ülke için sıradanlaştı krizdeyken bile halk hani nerde kriz demeyi başarmışların ülkesi burası

      Sil
    3. Bir kavram karışıklığını gidereyim: Cari açık dediğimiz şey iç tasarruflarla yatırımlar arasındaki farktır.

      Sil
  15. "Bu, bize fazla sayıda yeni personelin işe alındığını" ibaresi kamudaki israfın bir yönümüdür? Makro ekonomi meraklısı bir dış ticaret öğrencisi olarak sorum hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kamuya alımlar genelde seçim stratejisidir. Her seçim yaklaştıkça gruplar bastırır, mühendis, iktisatçı, hemşire, öğretmen.... atamaları isterler. Bazen talepler karşılanır.

      Sil
    2. Hakikaten hocam nerde bu bekçiler ben sokaklarda hiç bekçi görmedim.

      Sil
  16. Bilmedigini, bilmedigini bilemezsin. Yoneticilerin bu sistemsizlik butununde sistem olusturmak yerine, sistemsizligin aciklarini kullanarak milyonlarca insanin hayati u kisitlayip, kotulestiriyor.. Nedenide altin varak!!

    YanıtlaSil
  17. Bütçe açığı patladi. Özel sektör ve hane halki harcamalari azaltip yüksek faize tabi reel değil nominal olarak yüksek görünen faizde tasarruflarını tutmaya başlayınca ekonomi küçülmesi yaşanmasın diye kamu kanadı ciddi harcama artışları yaptı ve bunu da sürekli vergi artirimlarina dayadi. Dedi ki özel sektör ekonomisine siz harcamayin vergi yoluyla tasarruflarının bir kismini bana ver ben harcama yapayim dedi. Bu da cari açığın duserken bütçe açığının artmasını getirdi. Para basarak harcama yapsalar enflasyon asla yavaslamazdi çünkü. Şimdi nominal faiz hadlerini adim adim düşürüp yeniden özel sektöre hadi yeniden birikimlerini harcamaya başla diyecekler. Yoksa bu sene küçülme sezonu olacak biliyorlar. Bence cari açık bu sene ciddi olarak artacak ve buna cipali olarak bütçe açığının büyümesi yavaşlayacak. Kur üzerinde dis denge ve cari dengedeki olası bozulmaya bağlı yukari yönlü baskı artacaktir. Mahfi hocam ne dersiniz bu konuda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Büyümeye geri dönüş cari açığı kaçınılmaz biçimde artıracak.

      Sil
  18. Javier Milei, yılın ilk çeyreğinde bütçede fazla vermesini sağladı. En büyük yöntemide kamu harcamalarını kısmaktı. Bizde bu imkansız özetle hiç bir zaman dengeli bir bütçemiz olamayacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha çok yolu var Milei'nin: Ekonomi küçülüyor, enflasyon hala % 118. Ama doğrusu iyi direniyor Milei.

      Sil
  19. Halkın da bütçesinde rekor açık var. Uyum diye buna denir :)

    YanıtlaSil
  20. Hocam, Tarım Ekonomisi dersi için kitap öneriniz olur mu?

    YanıtlaSil
  21. Hocam sağolun insan olan bu sisteme ne kadar ait hissedebilir kendini ? Ne desek boş geliyor artık.

    YanıtlaSil
  22. Mahfi hocam cari açık ile tasarruf açığı ayni şey midir?. Yani tasarruf açığı demek cari açık demek midir?. Benim bildiğim kadarıyla tasarruf açığı demek doğrudan cari açık demek değil. Hocam bunun tam olarak doğrusu nedir?. Saygilar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tasarruf açığını nasıl tanımladığınıza bağlı. Eğer iç tasarruflarla yatırımlar arasındaki farkı alıyorsanız o cari açık demektir.

      Sil
  23. Hocam siz hiç evlendiniz mi, çocuklarınız var mı, hangi şehirde yaşıyorsunuz, boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz? Özel hayatınızdan biraz bilgi verebilir misiniz? Mutlu musunuz? Biz gençlere tavsiyeleriniz nelerdir? Mutluluğa nasıl ulaşabiliriz? Kendi hayatınızdan da örnekler vererek mutlu olmanın yollarını anlatabilir misiniz? Mesela doğayı, yeşili, maviyi seviyor musunuz; müziği, sanatı, sporu seviyor musunuz; ya da iyi bir gurme misiniz, damak tadınız var mı? Stresle nasıl baş ediyorsunuz? Ülkenin geleceğine ve aydınlık yarınlarına yönelik umudunuz var mı? Bize tavsiyeleriniz nelerdir, anlatabilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahfi Eğilmezi ilk defa keşfeden sunucu soruları :-)

      Sil
    2. Bir an korktum. Hükümetin çocuk politika sına bağlayacak tı. Vazgeçti.

      Sil
    3. Soruda ne var ki hocamızı yakından tanımak istemiş olamaz mıyım? Gamze.

      Sil
    4. Adsız 17.15 rumuzlu Gamze, bak burda tanıyabileceğin bu blogda yer alan hakkında kısmına ait link var, okursun:
      https://www.blogger.com/profile/13789214803163419552

      Sil
  24. Sonuçta yüksek açık , yüksek vergiyi doğurur. Nüfusun yüzde sekseni , nüfusun yüzde yirmisini taşıyor.

    YanıtlaSil
  25. Hocam sizin için 1. çeyreğin sonunda enflasyon ve dolar kuru ne kadar olursa başarılı bir gidişat olarak adlandırılabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyon nereye inerse insin, dolar kuru ne olursa olsun hukuk, demokrasi ve eğitim bu durumdayken benim açımdan başarı söz konusu olmaz.

      Sil
  26. Hocam kaleminize sağlık, net ve kolay anlaşılır şekilde açıklamışsınız. Bir emekli olarak sırtımızdaki yükün ağırlığını çok iyi yansıtıyor

    YanıtlaSil
  27. Ekonominin kuralları ve sonuçları bu kadar net iken neden ekonomi yönetimi farklı (bazen zıt faiz->enflasyon ilişkisi) bir yol izleyerek refaha kavuşacağımızı sanıyor? Bu bilgisizlik ya da yanlış bilgi sahibi olmakla alakalı değil. Ne yapılmaya çalışılıyor?

    YanıtlaSil
  28. Bizde niye fiyatlar bu kadar yüksek? Vergi yüksekliği mi satıcı kar açlığı mı yoksa satış maliyet yüksekliği mi?

    https://onedio.com/haber/turkiye-de-bir-montun-30-bin-tl-oldugunu-goren-adam-mogolistan-a-gidip-ucte-biri-fiyatina-almayi-tercih-etti-1270448

    YanıtlaSil
  29. Ekonomiyle ilgili olmayan başka başka değişkenleri "hariç" tutarak,

    Donald Trump'ın, 3. kez başkan seçilmek için ABD Anayasası'nı değiştirMEyeceğini varsayarak soruyorum:

    İddia edildiği gibi eğer ABD'de enflasyon, ABD vatandaşlarının canını bezdirdiği kadar yüksekse, 20 Ocak 2025'te Trump'ın göreve başlamasından sonraki 4 yıllık süreçte eğer enflasyon yine yükselmeye devam ederse; vatandaş 2028'deki seçimlerde yine Cumhuriyetçi Parti'nin adayına mı oy verir, yoksa Demokrat Parti'nin adayına mı?

    Hangisi?

    ABD'de kimin başkan seçileceğine karar verirlerken, kriterlerin en başında daima "enflasyonu düşürebilme becerisi" mi gelir? Temel, birinci kriter bu mudur ABD vatandaşları için?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonominin iyi durumda olması, insanların alım gücünün yerinde olması sanırım sadece Amerikalılar için değil bütün ülke yurttaşları için öncelikli gösterge.

      Sil
  30. https://tr.euronews.com/2024/04/24/kisi-basina-milli-gelir-dunya-ortalamasindan-1500-dolar-ustte-olan-turkiye-500-dolar-geriy linkini incelerseniz
    2013 yılında >Türkiyedeki kişi başı GYSH dünya ortalamasında 66.sırada 12849 USD iken 2023 yılında 72.sıraya düşmüş yine 12849 dolar olmuş
    Türkiye'de kişi başına milli gelir 2013 de 10 sene önce dünya ortalamasından 1500 dolar fazla iken 2013 de 500 dolar geriye düşmüş.
    startup başarıları ile ünlü ülkeler ise
    1-irlanda 51,423 USD ile 14.sıradan 104,272 USD ile 2.sıraya yükselmiş
    2-israil 36,945 USD ile 29.sıradan 52,219 USD ile 20.sıraya yükselmiş
    3-Çin 7040 USD ile 90.sıradan 12,514 USD ile 74.sıraya yükselmiş ****müthiş bir başarı 1,411 milyar (2023)nüfus ile yapılan parasal iyileşme ye dikkat
    bu üç ülkeden çin herkesin bildiği evlerinde ürünlerini kullandığı ülke hatta yakında bütün arabalar çin malı olabilir demekki betonla bu iş olmuyor betonla 10 yılda kişi başına 1500 usd fazladan 500 usd eksiye yani 2000 dolar yılda kişi başına fakirleşmişiz dünya ülkeler gelir liginde 6 basamak düşmüşüz hala beton ekonomisine devam etdiğimize göre ayni ivme ile devam edeceğimiz görülüyor 2000 USD/10yıl=200 USD yani her yıl 200 USD yıllık gelirimiz azalacak
    ne diyelim hayırlısı olsunmu diyelim?iyi fakirleşmelermi diyelim?siz karar verin.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Suriyeliler Ülkelerine Dönerse Ekonomiye Etkisi Ne Olur?

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı