Dış Ticaretin Durumu
Dış ticaret hesaplamalarında ihracat fob (taşıma aracına teslim edilene kadarki giderler dâhil) olarak, ithalat ise cif (maliyet + sigorta ve taşıma dâhil) olarak alınır. Türkiye dış ticaret açığı veren bir ülkedir. Aşağıdaki grafik Türkiye’nin dış ticaret dengesinin son yıllardaki gelişimini gösteriyor:
Grafik bize sürekli dış ticaret
açığı verdiğimizi, bu açığın 2016 – 2021 yılları arasındaki dönemde daraldığını
fakat sonrasında tekrar arttığını gösteriyor. 2023 ve 2024 yıllarında büyümenin
potansiyel oranın altında kalması sonucu, ithalatın düşmesiyle birlikte dış
ticaret dengesinde de daralma görülmesine yol açmış bulunuyor.
Buradan dış ticaret hadlerine
geçebiliriz. Dış ticaret hadleri: İhracat birim değer endeksinin ithalat
birim değer endeksine (birim değer endeksi, ihracat ya da ithalat birim
değerlerinde meydana gelen değişimin ölçüsüdür) oranlanmasıyla elde edilir. Dış
ticaret haddinin 100'ün üzerinde bulunması; dış ticarete konu malların baz
yılına göre pahalıya satılıp, ucuza satın alındığı için ihraç eden ülke lehine
bir durum söz konusudur. Tersi durumda ülke aleyhinde bir durum vardır.
Aşağıdaki grafik Türkiye’nin dış ticaret hadlerindeki değişimi gösteriyor:
Grafik bize Türkiye’nin dış
ticaret hadlerinin aleyhimize çalıştığını bir başka deyişle ihracat birim
değerlerinin ithalata birim değerlerinin altında kaldığını gösteriyor. Daha
açık bir ifadeyle belirtmek gerekirse ihraç mallarımıza aldığımız fiyatlar
ithal mallarına ödediğimiz fiyatların altında bulunuyor.
Bunu daha açık görebilmek için
birim değer endeksleriyle birlikte miktar endekslerine de bakalım. Miktar
endeksi: Dış ticaret miktar endeksleri fiyat sabit olmak koşuluyla dış
ticaret miktarlarında meydana gelen değişimi ölçmektedir.
Aşağıdaki tablo bu iki endeksi
bir arada gösteriyor:
İhracat miktar endeksi 2013
yılından 2025 Mart ayına kadar yüzde 66,4 oranında artış göstermiş. Bir başka
ifadeyle bu sürede çok daha fazla mal satar olmuşuz. Buna karşılık ihracat
birim değer endeksimiz yüzde 1,1 artmış.
İthalat miktar endeksi 2013 yılından
2025 Mart ayına kadar yüzde 21,9 oranında artış göstermiş. Daha fazla mal ithal
etmişiz. İthalat birim değer endeksinde bu süre içindeki artış yüzde 6,4 olmuş.
İhracat ve ithalat endekslerine
birlikte bakarsak şu sonuçlar çıkıyor: Son 13 yılda yurt dışına daha çok mal
satmışız ama bu dönemde birim fiyatlarımız pek değişmemiş. Buna karşılık yurt
dışından daha çok mal almışız ve bu dönemde satın aldığımız malların birim
fiyatları nispeten daha hızlı artmış.
Ortaya çıkan bu durumun
nedenlerinin başında ihraç mallarımızın ağırlıklı olarak orta ve düşük teknoloji
içerikli olmasına karşılık ithal ettiğimiz malların daha yüksek teknoloji
içerikli olması geliyor. Öte yandan ihraç mallarımızın dünyaca tanınan
markalara sahip olmamasına karşılık ithal ettiğimiz malların dünyaca tanınan
markaları taşıması da bu durumun ortaya çıkmasında etken nedenlerden birisidir.
"İhracat miktar endeksi 2013 yılından 2025 Mart ayına kadar yüzde 66,4 oranında artış göstermiş. Bir başka ifadeyle bu sürede çok daha fazla mal satar olmuşuz"
YanıtlaSilEleştirilerden çekinmeyip güzel gelişmeleri de paylaştığınız için teşekkür ederiz hocam.
bardağın dolu tarafını görmeyi seviyorsun, sende mutlu ol tabi. Geri kalanını okumasanda olur :-)
Silİhracat; domates, biber, patlıcan..İthalat; akıllı telefon, sanayi ara malları, motor, kalemtraş yazı tebeşiri LOL..
Silaynen çok güzel gelişmeler var ülke kalkınıyor şahlanıyor enflasyon tek haneye düşüyor işsizlik bitiyor ama hayallerde
Sil"...........ithalatın düşmesiyle birlikte dış ticaret dengesinde de daralma görülmesine yol açmış bulunuyor."
YanıtlaSilGüzel haberleri özlemişiz. Paylaşım için teşekkürler.
iyi de kardeş, totalde ihraacat ürünlerini ucuza veriyorsun, ithalat ürünlerini de pahalıya alıyorsun. Yaptığın ihraacatın kıymeti yok, malının değeri yok. Bunun nesi olumlu ? Bize nicelik değil nitelik lazım.
SilSavunma sanayimiz olmasa (iha, siha) açık ne boyutta olurdu?
YanıtlaSilYaklaşık 7 milyar dolar daha fazla olurdu. Muhtemelen ithalatımız da daha düşük olurdu.
SilSavunma sanayinde ithal girdi miktarı o kadar çok mu hocam? Ben cari açığımızı kapayan Savınma sanayi ihracatımız diye düşünüyordum :/
Siliha sihayla kafayı bozmuşsunuz oyuncakçı dükkanı açın en iyisi
SilTasarim yerli de olsa disaridan alinip takilan bircok yuksek teknoloji urun var. Mesela fuzelerde fircasiz motorlar, hassas aciolcerler, bilyavidalar, torbojet motoru, ataletsel olcum birimleri, piroteknik bilesenler, harp basligi tapalari, gps anteni, isil piller, yakit pompalari vs sayisiz ithal urun var(di). Bunlarin ciddi bir kismi yerlilestirilmeye calisiliyor, ama bazilari hala ithal. Bu liste bilgim olan fuzeler icin tabi ki. Savunma sanayi benzer urunler derya deniz…
SilŞimdi gençler arasında bir bluetooth kulaklık modası başladı sanırım sınavlarda kopya da çekiyorlar bu bluetooth kulaklıklarla çünkü geçen gün ataköy'de otobüs durağında bir öğretmen uzun saçlı bir kızı kopya çekerken yakaladığını anlatıyordu durakta beklerken arkadaşına. Sonra yakaladığı kız öğrenci de yakaladığı için öğretmene "Senin maaşını annem ile babam ödüyor " demiş ve öğretmen ağlamaklı olmuş. Neyse Bu kulaklıklar hem bozuluyor hem de kayboluyor ve bazen 2 veya 3 defa alınmak zorunda kalınıyor hep bunlar ithal. Bir de berber fiyatları acayip arttığı için (Daha dün 500 tl verdim berbere fiş de kesmedi) (bu fiyat artışında esnaf 20 küsür senedir esnaf odası başkanlığı yapan kişinin de negatif katkısı var) insanlar elektrikli traş seti alıyo ve bu da genelde ithal ve ben de 1500 tlye bir adet saç traşı makinesi aldım bugün. Buna benzer çok örnek var. Bunlar da maalesef dış ticaret dengemizi negatif etkiliyor. 5 10 milyon genç ortalama 2 defa bluetooth kulaklık alsa eder 100 milyon dolar. 5 milyon kişi elektrikli traş bıçağı alsa 100 milyon dolar da oradan. Bir de kolejli çocuk sayısı arttı ki kitapların hep euro ile dolar ile pound ile ithal ediliyor. 1.5 milyon özel okul öğrencisinin senelik ortalama 400 dolarlık yabancı kitap ihtiyacı oluyor. Bu da senelik 600 milyon dolar negatif etkiliyor ticaret dengemizi. Böyle çok örnek var.
YanıtlaSilasıl açık sebebi, onlar değil, etkisi var mı tabi ki var, ama ğrettiğim dediğin aracın, tv nin, çimento cam bile ithal girdisi ne kadar?
Silihracat yapıyoruz diyen firmaların toplam üretimlerine kullandıkları ithal girdi "iç piyasadan tl ile temin etse dahi gerçekte ithal olan (akaryakıt, boya, vs) rakamlardan ihracat rakamları çıkarılırsa, ihracatçı firmalar dahi net ithalatçı.
Sorun burada ucuz işçilik ile montaj üzerine kurulu tesislerimiz olması. Savunma sanayi bile donanım kısmında, üretim ekipmanları, hammadde, aramamül dışarıya bağımlıyız.
Bir yerden başlamak ve yavaş yavaş belirli aramamülleri ülkede yapmaya başlamadan açık kapanmaz.
Konudan sapacağım belki ama çocuğun kopya çekerken yakalanıp, bir de öğretmenine "senin maaşını annem babam ödüyor" demesi bazı tuhaf fikirlerin ne derece yaygınlaştığını göstermesi açısından düşündürücü. Peşinen söyleyeyim, ne devletten aldığım bir maaş var, ne de bir devlet kurumu ile iş yapıyorum, ancak kamu görevi yapan insanlara karşı bu tür söylemler fazlasıyla canımı sıkıyor, temel bazı bilgileri bir yazalım. Şimdi, öncelikle kültürün iyisi kötüsü olmaz, her kültürü tanıyalım, ancak yaşadığımız toplum düzeninden bihaber olup "kamyoncuyum ama vergimi veriyorum!" replikli filmleri izleye izleye olsa gerek bu tarz tuhaf söylemlerde bulunmamak gerek. Kamu görevlileri Sultanahmet'te dilenmeye çıkmış insanlar olmadığı gibi, verilen vergi de kimsenin lütfu değil, bu ülke kanunlarına tabi iş yapmaktan doğan BORÇTUR. .Toplanan vergi yeri geldiğinde hastane yapımına, yeri geldiğinde öğretmenin maaşına gider. Kamu kaynaklarının iyi kullanılıp kullanılmadığın sorgulanması ise "biz vergi verenler" e mahsus değil tüm topluma ait bir haktır, zira toplanan vergi geliri tüm topluma aittir. Tabi, herkesin iş seçme özgürlüğü var, isteyen kendi işini yapar, isteyen kamu görevine girer, durumundan rahatsız olan değiştirsin.
SilHadi Şahin durakta duyduğunu söylemiş ama devlet okulu mu yoksa özel okul mu belirtmemiş. Bu şekilde maaşını ebeveynlerin ödediğini ima etmesi belki de bir özel okula işaret ediyor olabilir. Keşke Hadi Bey tekrar yazsa da öğrensek.
Sileh bu kafayla oksijen dışında hiçbişey tüketmememiz lazımki cari açık olmasın bunları hesaplayacağına 20 senedir niye hiç dünya markası çıkaramadık onu hesapla
SilHocam sıkılaştırma mümkünmü?
YanıtlaSilMümkün.
SilBelli bir yaştan sonra zor.
SilYazınız için teşekkürler, elinize sağlık.
YanıtlaSilİhracatımız ithalata bağımlı , İhracatımız ne kadar artarsa ithalatımız daha fazla artıyor . Tarım ve hayvancılık ürünleri ithalatı üreticilerimizi zorluyor .
YanıtlaSilÇok doğru.
SilDoğru da , ne yapılmalı hocam?
SilHocam Arjantin de tam 1 sene önce enflasyon yüzde 292 iken bugun yüzde 47ye düşmüş. En fazla 2 ya da 3 aya kadar bizim enflasyon rakamının altına inecekler sanırım. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu? Sanırım her alanda dünyaya rezil olmaya devam ediyoruz.
YanıtlaSilBiz aslında ne şiş yansın ne kebap derken ikisini de yakıyoruz.
SilHocam bizi Çin ve Rusya sömürüyor gibi bir görünüm var. Siz ne dersiniz? Çin'e teknoloji, Rusya'ya enerji ihtiyaçlarımız için bağımlıyız gibi görünüyor. Bu konuda Esfender Korkmaz oldukça tatmin edici yazılar yazmıştı. İçinde bulunduğumuz korkunç eğitim sistemsizliği kabusuyla bir yirmi yıl daha kayboluyor. Tabii ki zararın neresinden dönersek kardır. Ancak zarar da ısrar konusunda kumarbazları geçtik. Bu gidişle elde avuçta ne kaldıysa kaybedeceğiz hissine kapılıyorum ister istemez. Elde kalan tek şey de ortada.
YanıtlaSilYirmi birinci yüzyılda, bilginin bu kadar evrensel hale geldiği, yapay zekanın bu kadar geliştiği, eğitimin yaygınlaştığı bir ortamda hiçbir toplum kabahati başkasına atamaz. Ne hata varsa kendisindendir.
SilKisaca Aziz Nesin'in dedigi gibi, "Isa'dan önceki 21. yüzyili satip, Isa'dan sonraki 21. yüzyili satin aliyoruz".
SilMahfi Hocam, teşekkür ederiz güzel yazınız için. Bence, ekonomik ve siyasi açıdan iyi yönetimin temel göstergesi dış ticaret fazlası veren bir ülke olabilmektir: Çin, Japonya, Almanya ve Güney Kore gibi...Türkiye hiçbir zaman dış ticaret fazlası hedefiyle yönetilmedi; sadece cari açığı yönetip döviz krizlerini ötelemeyi tercih etti. Bu durumu da bize ekonomi yönetimi olarak lanse ettiler; yazık, çok yazık...
YanıtlaSilEvet maalesef öyle.
SilŞöyle etrafıma bakıyorum günlük kullandığımız eşya, teknoloji vb. hiç bir şeyde Türklerin imzası yok. Hep başkaları uğraşıp bulmuş biz hazıra konmuşuz. Yaptığımız şey taklit. İnsansız Hava Aracını dış güçler yapıyor ve biz sadece aynısını daha ucuza yapabiliyoruz onu bile geliştiremiyoruz. Genetik yatkınlığımız mı yok, kültürel kodlarımız mı farklı çalışıyor araştırma konusu yapılmalı.
YanıtlaSilBu eğitim sistemiyle bu bile iyi.
SilHaklısın hocam. Chp zihniyetinin oluşturduğu eğitim sistemi ne kadar revize edilirse edilsin düzeltilemiyor.
SilTarihte eğitim sistemimiz hiç bu kadar feci bir duruma gelmemişti. Aslında ortada sistem kalmadı. Bilimi terk ettiğinizde maalesef gelinen nokta bu.
SilHocam 18:55'teki yorumu ben göndermedim. Birisi trollük yapıyor devamlı. Bilginiz olsun.
SilSizin yorumlarınıza benzemiyordu zaten. Aldırmayın böyle manasız tipler her yeri kuşattı.
SilIzmirliyim, yaklasik 2 senedir yurt disindayim. 2 3 gunlugune geldim. Sanirsin savas var garibanlik yayilmis insanlar direnihor veya salmis gereksiz agresiflik, saldirganlik. Kirmizi isikta bekleyen 2.arabayim sari yandiginda 5.araba korna basiyor vs.bence artik herkes hortuma kapilmis gibi.. Arada devlet yetkilileri yokat atmadigi icin mutlu oldum. Afganistan gibi olacagiz o da olursa. Ki duruma gore bu dedigim de oluyor..
SilHocam, ihracatta enerji kalemlerinin payi var mı?
YanıtlaSilDolaylı olarak.
SilKaradeniz gazı 2024 yılında Romanya üzerinden Avrupa'ya ihraç edilmeye başlandı. Şimdilik İhracatımızdaki payı %1 seviyesinde ancak ilerleyen süreçte artacaktır.
SilPKK Fesih Bildirgesi
YanıtlaSilTam metni okudum. Ileride ülkemizin bașina soykirim, asilimasyon, tehcir gibi konularda uluslararasi mahkemelerde buyuk belalar acacagini gordum. Uniter ulus devlete karsi tutumlari cok net. Biz bu yolda devam edecegiz, Turkiye Cumhuriyetini tanimiyoruz, Sevr Anlasmasi sartlarina geri donmek ve Kurt ulus devletini kurmak icin silah birakmis olsak bile baska yollar ile savasa devam edecegiz diyorlar. Okudugumu anlarim, siyasilerden bircogu anlamiyor anlasilan.
Ya da anlıyor ama iktidarını sürdürmeyi her şeyden önde görüyor.
SilHocam elinize sağlık. Hocam ülkemizde gerçek Endüstri Devrimlerini ne zaman göreceğiz. Montaj sanayii ile nereye kadar? Saygılarımla. Fatih Demirtaş
YanıtlaSilSanırım oraları çoktan geçtik Fatih Bey. Artık başka bir yerdeyiz. Biz ise hala dediğiniz gibi sanayi devrimi aşamasındayız. Giriş aşamasında.
SilBu aşamada bile 16. büyük ekonomi oluyorsak , gelişme aşamasında kim bilir kaçıncı oluruz.
SilBu iktidar yüzünden ilk beş ekonomi arasına girme şansımızı yitirdik.16.'lıkta sürünüyoruz.
Eğer dolar kurunu baskılamamış olsak 18.ekonomi olurduk.
Silpetrol enerji üretemediğimiz süre bu açık kolay kapanmaz ama en azında tarım ve hayvancılıkta ithalatı sıfıra indirip fındık gibi tekelimizde bulunan ürünleri daha vermli pazarlamamız lazım,tarım ile bu açık kapanmaz denebilir,Hollanda tarım ihracatı 135 milyar avro seviyesidne.Bugün büyük baş hayvan sayımız 3 4 katı olsa ithalat yerine ihracat yapabilsek.Tarım dışında güçlü olduğumuz alan turizm en iyi şekilde pazarlanabilse tarım hayvancılık ve turizmle cari açık kapanmasa bile daha sürdürülebilir seviyelere gelebilirdi.
YanıtlaSilPetrolü olmayan birçok ülke cari açık vermeden devam ediyor. Bizim asıl açığımız siyaset. Orada açık verince her ey kötü gibiyor.
SilSn.Hocam,
YanıtlaSilÇok güzel bir konuyu dile getirmişsiniz,Türkiye tam olarak ithalat ve iç tüketim ülkesidir.İhracatını katma değerli ve markalı ürünlerden yapamadığı için.ithalatın da büyük çoğunluğu ara malı ve tüketim ürünleri olduğu için,uzun yıllardır dünya ekonomisinden aldığımız payda önemli bir artış sağlayamadık.
Basit bir örnekle,biz paslanmaz çelikten tencere tava yaparken,aynı hammadde ile başka bir ülke endüstriyel robot veya gemi pervanesi yapmakta,biz camdan bardak yaparken,başka bir ülke optik lens veya telefon ekranı yapmakta,100’lerce örnek verebiliriz bu konuda.O ülkeler tencere tava da yapıyor ama dünya markası ve en kalitelisini yapıyor.Biz ihraç ettiğimiz ürünleri markalaşma ve global bir konumlandırma yapamadığımızdan ucuza satıyoruz.Global birçok markaya fason üretim yapıyoruz fakat kendi markamızı çıkartamıyoruz.Bunun en büyük nedeni üretimle uğraşan sermaye sahiplerinin büyük çoğunluğunun mühendislik altyapısının ve 20-30 yıldan eski bir temellerinin olmaması,vizyonsuzluk,plansızlık sayılabilir.Az da olsa istisnalar mevcuttur tabii ki.Bugün yerlilik oranıyla bakarsak ihraç ettiğimiz en değerli ürün 8 $/kg ile fındıktır ki,onda bile bir dünya markamız bulunmamaktadır.
Polonya’yı 25 yıldır takip etmekteyim, Avrupa’nın Güney Kore’si olma yolunda hızla ilerliyor.25 yıl önce bizden geride bir köylü toplumuydu desek abartmış olmayız,fakat kaliteli eğitimle bugün geldiği yer ortada.
Özetle,aslında konu tamamen bir kültür meselesidir. Almanya’yı,Japonya’yı,Polonya’yı kalkındıran sahip oldukları yeraltı kaynakları değil kültürleridir.Bizim kültürümüz aynı zamanda ülkemizin gelişmesinin önündeki en büyük engeldir.Ahbap çavuş ilişkisi,adam kayırmacılık,liyakatsizlik,aşiret düzeni,kanun ve hukuk tanımazlık,cehalet ve daha birçok unsur sürdükçe hiçbir zaman gelişmiş bir ekonomi olamayız. Saygılarımla,Fatih Gülşen
👍
SilMahfi hocam, tüm dünya da haritacılık tarihi boyunca başlangıç enlemi Ekvatordur. Ama başlangıç boylamı(meridyeni) konusunda tarihte farklı yerler seçilmiştir.
YanıtlaSilİlk çağda Batlamyus haritasında başlangıç meridyeni olarak Kanarya Adaları tehcih edilmiş, 1884 yılında aralarında Osmanlı Devleti'nin de bulunduğu 25 ülkeden 41 temsilci Washington'da "Uluslararası Meridyen Konferansı" için toplanmıştır. Bu toplantıda 22 oy ile Greenwich 0 meridyeni olarak seçilmiştir. (https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Ba%C5%9Flang%C4%B1%C3%A7_meridyeni)
Ekonomide biraz böyle galiba, genel kabul alan kurallar ve teoriler dururken halen farklı noktaları kendine referans alıp sırtını yanlış yöne yaslayınca ekonomiyi bermuda şeytan üçgenine sürüklüyorlar. Enflasyon, resesyon ,stagflasyon...yüksek faiz...
Hep bunlar başlangıç noktasını yanlış seçmekten kaynaklanmıyor mu? Başlangıç (boylamı) bilim, demokratik hukuk reformu olmayınca varılacak konuma erişilmiş gibi görülsede aslında gerisinde kalınmıyor mu?
Güzel benzetme, haklısınız. Biz sadece başlangıç noktasını yanlış seçmiyoruz, kullandığımız pusula da yanlış.
SilBenzetmemi beğenmenize çok sevindim. sizin son yazılarınızdan ilham aldım. Bakış açımı genişletmeyi kendime yol edindim. Sizin kadar güzel anlatımda bulunmak için erken ama benim için daha geniş okuma bahanesi oldu.
SilBelki siz bir anlatımızda daha güzel bu konuyu işlersiniz. Teşekkürler hocam.
Hocam yukarıdaki konu ile ilgisiz ama aşağıda derlediğim veriler bize ne söylüyor. Uygun bir zamanınızda yorumlarsanız çok memnun olurum.
YanıtlaSil19 Aralık 1966'da ilk yerli otomobil olan Anadol üretim bandından indi. Otomobilin s
atış fiyatı TL 26.800 idi ve bu rakam 1966'daki döviz kuruyla
2.980 US$ ediyordu.
Bu gün otomobilin fiyatı;
38,70 TL X 2.980 $ = 115.326 TL olmalıydı. (USD enflasyonu?)
2025 Brüt saat ücreti 115.58 TL
1966 Brüt saat ücreti 10.72 TL
115.326 TL÷10.72 TL = 10.758 saat çalışma gerekirdi.
2025 en ucuz otomobil fiyatı TL
KIA Picanto 1.0 (1.033.000)
Renault Taliant J 1.0 (1.103.000)
Hyundai i20 1.0 T-GDI (1.136.000)
1.033.000 TL÷115,58 TL = 8.937 saat çalışma gerekir.
2025 en ucuz otomobil fiyatı $
1.033.000 TL÷38.70 TL=26.692 $
Cetin adalet ben yorumda bulunayim kardesim. Adalet yalniz onu ilan edenler icindir..
SilHocam bu cehape 60 milyar dolar yalanını söyleyip duruyor. 60 milyar dolar satıldıysa piyasadan 60 milyar dolarlık tl çekildi yani 60 milyar dolar bir iş için kullanılmadı.... Piyasaya verilen faiz deki para geri alındı.hangi 60 milyar dolarlık zarardan bahsediyorlar hesap mı bilmiyorlar milletimi kandıroyorlar... Kaldı ki Max pozitif rezerv çokta önemli değil.
YanıtlaSilDoğrusu şu: Riskleri gerekli gereksiz artırdığımız için yabancı yatırımcılar dövizlerini alıp gittiler, yerliler de dövizden TL'ye dönmüştü tekrar dövize döndüler. Bunun sonucu olarak TCMB'nin rezervleri 57 milyar dolar dolayında azaldı. TCMB, bu dövizleri sattığından karşılığında TL aldı. Riskler bu yolla da arttığı için CDS primi yükseldi. İçeride faizler yükseldi: Mevduat faizleri yüzde 50'ye, kredi faizleri de yüzde 70'e çıktı. Dış borçlanmanın faizi arttı. Bunun sonucunda borçlarını yenileme zamanı gelen bankalar ve şirketler daha pahalıya borçlandılar. Bütün bunlardan ülke kaybetti sonuçta. Ortada 57 milyar dolar zarar olmasa da önemli bir zarar söz konusu.
SilHocam nokta atışı olmuş. 5 N 1 K sorusunu kendisine sormamış. Saygılarımla. Fatih. Demirtaş
SilHocam haklısınız da bu cehape zihniyetinin hiç mi suçu yok?
SilBilmem, yaklaşık çeyrek yüzyıldır CHP veya sol bir parti iktidarda olmadığına göre bir suçu olamaz herhalde.
SilCHP 60 milyar doları işciye köylüye emekliye bölüştürmeye devam etsin diyorsunuz daha iktidara gelmeden yalan siyaseti yapsın iyi tamam
SilHocam Türkiye de oyun değiştimi?
YanıtlaSilEvet. Eskiden futbol oynanıyordu şimdi mutbol.
SilHocam söylediklerinizin hepsi doğru ama bunlar zaten olacaktı. İtirazım size değil 60 milyar doları emekliye,işçiye veya atanamayan öğretmene bölüp bölüştürmemek kötü niyettir.
YanıtlaSilRezervler bölüştürülecek bir para değil. Çoğu bankalara ait karşılık paraları ve mevduat.
SilHocam her mitinginde CHP bölüştürüyor işte yok emekliye bu kadar yok atanamayan öğretmene şu kadar
SilYanlış. Demek ki rezerv meselesini ya anlamamışlar ya da popülizm yapıyorlar.
SilMahfi Hocam bir konu var dikkatimi çeken, bundan 20 yıl önce Türkiye'deki büyük sermayeye sahip aileler veya kişiler Dünya'daki teknoloji trendlerini takip eder ve buna göre yatırımlar yapmaya çalışırdı. Misal olarak Turkcell'in kurulması, Otomotiv yatırımları, Lastik fabrikaları vs.. Şu an büyük sermaye sahiplerinden bu tarz girişimler göremiyoruz. Koç gibi Sabancı gibi büyük sermaye sahipleri bu tarz bir düşünce içinde değiller. Yapay Zeka, Robotik, Veri Merkezleri, Siber Güvenlik, Yazılım, Yarı İletkenler gibi alanlarda ben hiç bir yatırım duymuyorum. Olan yatırımlar da görece küçük girişimler. Suudi Arabistan'da olanlar önümüzdeki yıllarda bölgede ekonomik güç dengesinin de değişeceğini gösteriyor gibi, onlardan çok daha fazla potansiyele sahip olmamıza rağmen. Not. Yenilenebilir Enerji sektörü konusunda devlet teşvikleri işe yaramış gibi görünüyor.
YanıtlaSilHaklısınız ama onlar da haklı çünkü son 20 yılda burada yatırım yapılmaması için ne gerekirse yapılıyor.
Sil