Yüksek Gelirli Ülkeler Arasına Girmişiz
2025 yılı ikinci çeyrek
verileriyle birlikte geçmişe dönük revizyonlar da yapılınca birden Dünya
Bankası kişi başına gelir sıralamasında yüksek gelirli ülkeler kategorisine
terfi ettiğimizi gördük.
Dünya Bankasının kişi başına gelir düzeyine göre ülkeleri sınıflandırdığı tablonun güncel halini şöyle gösterebiliriz (https://blogs.worldbank.org/en/opendata/understanding-country-income--world-bank-group-income-classifica):
(Dünya Bankası bu sınıflandırmayı
her yıl yeniliyor. Burada aldığımız sınıflandırma Temmuz 2025 ile Temmuz 2026
arasında geçerli olacak olan sınıflandırmadır.)
Türkiye, öteden beri yüksek orta gelirli ülkeler kategorisinde yer alıyordu (kaynak: TÜİK, GSYH hesapları, kişi başına gelir tabloları.)
Tabloya göre Türkiye 2024
yılından itibaren yüksek orta gelirli ülkeler kategorisinden yüksek gelirli
ülkeler kategorisine terfi etmiş görünüyor.
Türkiye bu noktaya son yıllarda GSYH’sinde
oraya çıkan hızlı artışlarla geldi. Bu nasıl oldu? Bunun nasıl olduğunu açıkça
ortaya koyabilmek için önce cari fiyatlarla GSYH’nin dolar cinsinden nasıl
hesaplandığını açıklayalım. Cari fiyatlarla GSYH, ekonomide üretilen nihai mal
ve hizmetlerin miktarlarının piyasa fiyatları cinsinden toplanmasıyla elde
ediliyor. Dolayısıyla bu hesaplamada enflasyon arındırılması söz konusu değil. Bir
önceki yılın GSYH’si 100 TL iken cari yılda ekonomi hiç büyümemiş ama fiyatlar
yüzde 50 artmış olsa, bu yılın GSYH’si cari fiyatlarla 150 TL çıkıyor. Sonra bu
GSYH o yılın ortalama dolar kuruna bölünüyor ve dolar cinsinden GSYH bulunuyor.
Bir önceki yılın 5 olan dolar kuru bu yılda da hiç değişmemiş olsun. Bir önceki
yılın GSYH’si dolar cinsinden (100 / 5 =) 20 dolar, bu yılın GSYH’si dolar
cinsinden (150 / 5 =) 30 dolar çıkar. Bulunan bu GSYH, yıl ortası nüfusuna
bölünerek kişi başına gelir bulunuyor. Ülke nüfusu 10 kişi olsun ve iki yılda
hiç değişmemiş olsun. Bu durumda önceki yılın kişi başına geliri (20 / 10 =) 2
dolar bu yılın kişi başına geliri de (30/10 =) 3 dolar olarak bulunur. Bu
ülkede kişi başına gelir bir yılda yüzde 50 artmış görünür. Oysa hiçbir şey
değişmemiştir, artan yalnızca enflasyondur.
Özetle söylemek gerekirse bir
ülkede enflasyon yüksek, kur da sabitse o ülkede gelirler artmış görünür. Böyle
bir ortamda hükümetler enflasyonun fazla da düşmesini istemezler.
Meselenin bir de gelir dağılımı
yanı var.
Elimizdeki son gelir dağılımı
verisi 2023 yılına ait olduğu için aşağıdaki 2024 tablosu; TÜİK, gelir dağılımı
istatistikleri ve nüfus verileri kullanılarak ve 2023 grup payları 2024 yılında
da aynı kalmış varsayılarak tarafımızdan hazırlanmıştır (yuvarlamalar nedeniyle
toplamlarda farklar çıkabilir):
Bu tabloya göre nüfusun yüzde
60’ı (53,2 milyon kişi) 15.325 dolarlık kişi başına gelirin altında gelir elde
etmektedir. Nüfusun yalnızca 35,4 milyonu ortalama kişi başına gelir kadar
gelir elde etmektedir.
Özetle söylemek gerekirse Türkiye
yüksek enflasyon ve yüksek faize dayalı carry trade sisteminin yarattığı kur
sabitleşmesini kullanarak GSYH’sini ve kişi başına gelirini sürekli artırmış
görünmektedir. Enflasyonun tek haneye düşürüldüğü ve kurun yüksek faizin
yarattığı carry trade ile baskılanmadığı bir ortamda bu değerler hızla düşer.
Öte yandan bu şekilde illüzyonla yaratılmış olan tablonun en büyük sıkıntısı
gelir dağılımında ortaya çıkan büyük bozukluktur.
Bir yanlışı düzeltmenin yolu kendimizi
ve başkalarını kandırmaya çalışmaktan vazgeçip gerçekleri kabul etmekten geçer.
Aylik mi hocam 15.325 usd
YanıtlaSilYıllık. Bugünkü kurla çarparsak yıllık 62 bin TL eder, aylık 52.666 TL eder. Asgari ücret (7 milyon kişi) aylık geliri 22.104 TL. Kabaca bir o kadar da asgari ücretin altında geliri olan emekli var.
SilHocam yıllık 62.000 TL , aylık 52.666 TL değil 5100 TL yapar. Bu nasıl yüksek gelir?
SilYaptığım ayrıntılı hesaplamalara 620.000 TL demek istemiş olmalısınız. Gerçi o da 52.666 TL değil 51.666 TL yapar.
Hesaplar yanlış olmuş. 15.325 dolar yıllık gelir bugünkü kurla çarparsak 633 bin TL eder. Aylık olarak 52.740 TL eder. Oysa 7 milyon kişi bugün 22.104 TL asgari aylık ücret alıyor. Kabaca bir o kadar da asgari ücret ve altında maaş alan emekli var.
Sil2025 ikinci ceyrek itibariyle milli gelir 1 trilyon 471 milyar dolar kişi başı gelir ise 17 bin dolar civarında. Bu performansla gidersek yıl sonunda kişi başı gelir bence 19 bin dolar olacaktır.
SilGSYH demek ücret geliri demek değildir. Üretilen mal/hizmet toplamıdır. Oturduğunuz kendi eviniz için ödemediğiniz kira bile hesaba girer.
Sil5 yıl sonra 30bin$ hayal değil o zaman.
SilTeşekkürler Hocam. Son %20 lik dilimi keşke daha küçük parçalara ayırabilsek. Esas alım gücü farkı orada daha çok ortaya çıkacaktır. %80 lik dilimin hepsi yoksulluk sınırının altında kalmış. "Dünya defterine göre yüksek gelirli olmuşuz ama pazara gidince çoğunun cebi boş."
YanıtlaSilDoğru.
SilDoğru tabii ki hocam.Hükümetimiz diğer konularda her ne kadar ülkeye çağ atlatsa da ekonomi alanında son yıllarda işler iyi gitmiyor.
SilHükümet hiçbir şeye çağ atlatmadı, savunma sanayisi dışında tek bir şey bile doğru düzgün gitmiyor. Muharrem Bey, artık şu at gözlüklerini çıkarın
SilParanın çoğu son %20'lik dilimde, bu dünyada hakkımızı almayı nasip eyle Allah'ım
SilHer zamanki gibi nokta atışı bir yazı olmuş elinize emeğinize sağlık. İlizyon hafif bir tabir olarak kalmış bence. Adabı muhaşere bunu gerektirse de, ülkeyi yönetenlerin aldatmaca ve algı yönetimi ile popilist söylemler ve kararlarla insanları kandirmaları şahsen benim ağrıma gidiyor. En çokta böyle söylemlerin ülkemizde karşılık bulmasıdır.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilSiz yine de halkı bu kadar küçümsemeyin. Milli gelirin dolar bazında düştüğü 2013-2020 (1trilyon usd>700milyar dolar) arasında insanlar bir şeylere kanmıyorsa. 2020 -2024 arasına 700 milyardan den 1,32 trilyon dolara çıkması da enterese etmiyor. Enflasyon-alım gücü ve işsizlik Nüfusun %90 dan fazlasını ilgilendiren temel konular. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ise daha çetrefilli bir konudur. mesela muhtemelen mahfi hocamız gelir dağılımındaki adaletsizlikten memnundur. 3 ev 1 dükkan 2 emekli maaşı 2 serbest gelir filan derken . toplam geliriyle 1 işçinin saatlik emeğine oranla daha zengin olmaya devam edecektir. Halbuki burada ilk aklımıza gelen nüfusun %3-5 lik kesiminin çok zenginleştiğidir. doğrudur ve kapitalizmin doğasındandır. ancak t zamandan t+1 zamana geçişte geliri "reel" anlamda değişmeyen kesim nüfusun yüzde kaçlık dilimindedir. %25 -%35 %45. t zaman dan t+1 geçişde reel geliri azalan her kesimin vergi iadesi alabilmesi. ve geliri reel artan her kesimin de artış nispetinde yükselen oranlarla ekstra vergiye tabi olması gerekir. Alınacak extra vergi muhtemelen yapılacak vergi iadesinden yüksek olacaktır. Burada elde edilen fazla ile kamu borcunun azaltılmasına ve dolayısıyla faiz ödemelerinin azalmasına kullanılır. Bu aynı zamanda ekonomik sıkılaşma ve enflasyonu düşürücü etki yapar. bir döngü halinde faizlerin düşmesi sonucunu doğurur. faizlerin düşmesi büyümeyi destekler. hiç değilse vergi yüzünden küçülme etkisini sönümler. t+x zamanda bir de bakmışşsın enflasyon %2 Faizler %4. Nüfus büyümesi %1 in altında . yıllık büyüme %5 .
SilKurdaki artışı biliyoruz. Nüfustaki artışı da biliyoruz. Enflasyonun GSYH'ya etkisini net bir şekilde çıkartamaz mıyız?
YanıtlaSilDeflatörü de biliyoruz: % 60.
SilYazınız için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSil🙏
SilHocam post truth çağında gerçekler kimin umurunda?
YanıtlaSilMesela benim umurumda.
SilKimin geliri yüksek bilmem ama benim durumlar pek hoş değil hocam. Yaş 35 hayata havlu attım.Allah aklımızı korusun
YanıtlaSil😔
SilEkonomi yönetimi, önümüzdeki 1-2 ay bu illüzyonist tabloyu ‘yüksek gelirli ülke olduk’ masalıyla süsleyip övünmeye devam eder hocam. Sevgiler.
YanıtlaSilSeçime girerken muhtemelen gelişmiş ülkeler düzeyine çıktık denecek.
SilYani hocam
YanıtlaSilayranımız yok içmeye, uçak bulamıyoruz uçmaya.
Kendinizi kandırabilirsiniz ancak başkalarını kandıramazsınız
YanıtlaSilEnflasyon hesaplama yönteminden tutun da kişi başına gelir hesaplamasına kadar veriler yanlış, abartılı Mahfi hocam bir ara derecelendirme kuruluşlarına tek adam şöyle demişti veriyorsun parayı istediğin oranı açıklıyorlar demişti, bir çok kişi unutmuştur, sonra onlardan medet umdular, güzel özetlemişsiniz, yüreğinize sağlık...
YanıtlaSilSon revizyonla kişi başı GSYH hesabını bir miktar aşağı çektiler. Suriyelileri de kişi başı hesabına dahil ettiler. Daha önce açıklanan kişi başı GSYH 2024 yılı için 15.463 dolar iken, revizyon sonrası 15.325 dolar oldu. Ayrıca dünya bankası ATLAS metoduyla ülkeler için yeniden hesap yapıyor. Doğrudan ülkenin kişi başı GSYH verisini kullanmıyor. Yani 2024 verisiyle yüksek gelirli grubuna girmiyoruz. Özetle, bu yazınız teknik olarak çok yeterli gelmedi bana.
YanıtlaSilBen demiyorum giriyoruz diye hükümet diyor.
SilDünya bu gidişle Türkiye'yi şahlanan ülkeler diye ayrı bir kategoriye koyup ayıracak. Çok fena büyüyor ve gelişiyoruz kimse tutamıyor. Bu kadar şahlanma bence fazla, biraz mola vermeli ve dünyanın bize yetişmesine izin vermeliyiz.
YanıtlaSilHocam, 14 Mayıs 2028'deki normal seçim tarihinden 1 hafta ya da 2 hafta önce 360 oy alındığı taktirde ''seçim yenileme'' mümkün olabilir mi? Böylesi bir tanım ancak muz cumhuriyetinde olabilir. Anayasa'nın 116. maddesinde seçim yenileme sürecinin süresiyle ilgili bir açık mı var? Bir, iki hafta öncesinden alınacak bir kararla, seçim yenileme adı altında bir girişimde bulunmayı millete nasıl ifade edecekler? Seçimlere 1 hafta kala şunu mu diyecekler: ''4 yıl 51 hafta sonra seçimleri yenileme kararı aldık'' Pardon? Kusura bakmasınlar ama böylesi bir saçmalığı, böylesi bir iş bilmezliği hiç bir şekilde millete anlatamazlar. Oy kullanmayı düşünmeyen ya da karamsar olan kişiler bile böylesi bir küstahlıktan sonra sandığa giderler, ''amaçlarınıza ulaşmanız için milleti keriz yerine koymanızdan bıktık, burası muz cumhuriyeti mi'' derler. Bence tepki oylarının ardı arkası kesilmez. Artık ağızlarındaki baklayı çıkardılar. Hem de milleti salak yerine koyarak çok acemice çıkardılar. Sizin yorumunuz nedir?
YanıtlaSilGelinen aşamada olmaz diye bir şey kalmadı.
SilNe hasta bekler sabahı,
SilNe taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seçimi beklediğim kadar.
Bekleyen derviş..
SilSevgili hocam, bu Carry Trade 5-10 yıl devam edebilecek olsa dolar bazında dünyanın en yüksek gelirli ülkesi bile olabiliriz, öyle değil mi?
YanıtlaSilÖnemli olan dolar yakarak Carry Trade'in ne kadar sürdürülebileceğidir. Hükümet şimdiye kadar bunu sürdürmekte pek zorlanmadı. Çünkü yatırımcılar, Merkez'in suni yollarla doları baskılayarak düşük seviyede tutmaya devam edeceğini bildiğinden dolayı dövize pek talep göstermedi. Üstelik merkez, döviz yatırımcısının zorunlu karşılıklar yoluyla gelen dolarını satarak bunu sürdürebiliyor. Yani döviz yatırımcısının kendi dövizini yatırımcının aleyhine kullanıyor.
Peki ya Eylül faiz indiriminden sonra? Diyelim ki büyük bir sürpriz olarak, bundan sonra hiç bir siyasi skandal ve çalkantı olmadı ve bundan dolayı bu faiz indiriminden sonra da doviz talebi artmayacak. Peki ya hala devam eden faiz indirim beklentileri ve talepleri? Merkez o baskılara daha ne kadar direnebilir? Diyelim ki; direnemedi ve faizi biraz daha düşürdü? Bu durumda hala dövize olan talep aynı kalabilecek mi?
Dahası, faiz indirdikçe enflasyon ne olacak? Şimdi bile direnenen enflasyon hala aynı kalabilecek mi, yeniden yükselişe geçmeyecek mi? Peki ya cari açık, dış ticaret açığı? Devam eden yüksek enflasyon ortamında, rezerv yakarak sabit tutulan döviz karşısında ihracatçı ve turizmci daha ne kadar dayanabilecek? Onlar çökmek üzereler ve çöktüklerinde Merkez kimin dövizini yakarak dövizi sabit tutabilecek? Dövizin baskılanması nedeniyle, bırakın ihracatçıyı, iç piyasaya yönelik üretim yapanlar bile çok zor duruma düştüler. Çünkü kendi sektörlerindeki ithal mallarla rekabet etmekte zorlanıyorlar. Bu şartlar altında, bu Carry Trade daha ne kadar sürdürülebilir?
Umarım tahmin ettiğim gibi olmaz ama dövizi döviz yakarak baskılama konusunda en küçük bir aksaklık bile büyük bir sarsıntıya neden olabilir. Çünkü dövizde küçük bir kıpırdama bile yatırımcının gözünde "Yara alma/Kanama" olarak görülür. O küçük yaradan gelebilecek azıcık bir kanın kokusu bile, köpekbalığı saldırısı gibi, dövize saldırı başlatabilir.
Bu kadar uzun süren bir Carry Trade'in sona ermesi pek de sakin olmayacak gibi, gözüküyor, ne dersiniz?
Bu carry trade 5 - 10 yıl devam edemez, o maliyete kimse dayanamaz. Baksanıza köprüleri satmaya kadar geldik. Onları da satınca ne kalacak geriye?
SilDeval olur millet seçimi bekler vs.
SilHocam iyi yazmışsınız ama karar alıcıların pek umurunda olduğunu sanmıyorum. Biliyorum sizin amacınız toplumda bir farkındalık yaratmak. Yazınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSilEvet benim amacım kamuoyunun gerçeği görmesi.
SilHocam et fiyati dolar bazinda duzelecek mi bir kac yil icinde? :D
YanıtlaSilBu ekonomi politikasıyla düzelemez.
SilDüğme yanlış iliklendi ...geri tek tek çözmek maliyetli zahmetli çetrefelli ve can sıkıcı olduğu düşünüldüğü için yakayı çekiştirmek le felan günü kurtarmaya çalışıyorlar gerçek şuki ğömlek berbat duruyor ve aşırı rahatsız edici!
YanıtlaSil👍
SilEnflasyon hırsızlıktır. Enflasyon göstergesi yani paranın değer kaybı, hırsızlığın boyutunu gösterir. En önemli olan ; Enflasyonun iç terörizmi, sosyolojik depremleri, aile içi cinayetleri, ahlaksızlığı ve suç oranlarını artırma etkisidir.
YanıtlaSilEnflasyon sadece iktisadi bir terim olmaktan çok soykırım suçudur.
Hocam eninde sonunda dolar adil değerine gelecek ve ülkemiz tablodaki olması gerektiği yere geçecek doğrusunu sabit tutarsak. En fazla bu şekilde kaç sene idare edebilirler
YanıtlaSilValla buraya kadar epey bir zaman idare ettiler.
SilHocam malum ekonomide yeni hikayeye ihtiyaç var o da işte böyle yazılıyor.
YanıtlaSilHikaye ekonomide yazılmaz, edebiyatta yazılır. Ekonomide gerçekler yazılır. Ama eğer ahali orada da hikaye dinlemeye meraklıysa yapacak bir şey yoktur.
SilSayın hocam, yine kısa, öz ama çok aydınlatıcı yazmışsınız. Tebrikler. Bir sorum olacak: 2024 nüfusu. Siz 88,6M almışsınız. OVP'de 85.5M açıklanmış. SBB, "kendim hesapladım" demiş. Sizin kaynağınız TÜİK mi? Saygılar
YanıtlaSilEvet TÜİK'inson verilerinden aldım ama anladığım kadarıyla OVP'de bunlar da değişmiş. Kişi başına geliri daha yüksek göstermek için nüfus da düşürülmüş. İyi gidiyoruz.
SilHocam Amerika’da faiz inince Türkiyede de inmeyecek mi? O durumda lirayı nasıl destekleyecekler?? Aşırı devalüasyon (veya adi her neyse) yüzünden her şeyin fiyatı dolar bazında ucuzlamayacak mı öyle bir şey olursa?
YanıtlaSilTürkiye'de o kadar inmez.
SilYani hocam faiz dustugu zaman hangi parayla lirayı destekleyecekler?
YanıtlaSilFaiz ABD faizi düzeyinin iki katından aşağıya düşmediği sürece carry trade ile para gelir ve kuru sabit tutar. İlave bir kriz yaşanması hali hariç.
SilReel faiz mi
SilYabancıyı bizdeki enflasyon ilgilendirmez. Kur sabit kaldığı sürece bizim ödediğimiz TL faizi onar için döviz faizi olur.
SilHocam bir önceki yazınızda 2025 yılı için yazıdaki verilere göre 2 kişilik aile olarak 20.834 dolarımız servet transferi yoluyla daha zengin kesime aktarılmış oluyor , diye yazmıştım . 2024 yılı verilerine göre 2 kişilik aile için 14.712 dolarımız servet transferi yoluyla daha zengin kesime aktarılmış oluyor . Bu transfer geçmişte daha az olup , her sene gittikçe artmaktadır . 2026 yılı için servet transferimiz 30.000 dolar olması muhtemeldir .
YanıtlaSilHocam yazınız için çok teşekkürler. Bu yazınız pratikte karşılığı olarak geçtiğimiz aylarda sosyal medyada yayılan; Yunanistan'da 0.95€ ya satılan aynı ürünün Türkiye'de 550tl ile fiyatlanması örneği geldi. Ürün aynı, satılan mağaza aynı. Hatta üretim yeri olarak türkiye not edilmiş. Yunanistan GSYH'sına (0.95€ ~) 1.10$ ekleyen bu satış Türkiye GSYH'sına (550tl ~) 13.30$ ekliyor.
YanıtlaSilHocam maaleef insanımız konulara hakim değil.
YanıtlaSilHocam ekonomide gel-git lermi yaşanıyor?
YanıtlaSilBazıları için geller bazıları için gitler yaşanıyor.
SilFaiz ABD faizi düzeyinin iki katından aşağıya düşmediği sürece carry trade ile para gelir ve kuru sabit tutar. İlave bir kriz yaşanması hali hariç.
YanıtlaSilHocam peki bu durumda dolar bazında her şeyin fiyatı artmaya devam etmez mi yıllar boyunca? Bir metrekare evin fiyatı dolar cinsinden iki katına bile çıkabilir. Yanlış mıyım?
Yıllardır öyle oluyor ya.
SilSayın hocam, kişi başına gelirin kendi başına bir şey ifade etmediğini, gelir dağılımı ve satınalma endeksi gibi diğer göstergelerle birlikte vatandaş açısından bir değerlendirme kriteri olabileceğini benim gibi ekonomi ilmi tahsil etmemiş kişiler bile öğrendi …. çok da dert etmeyiniz beyninde “şimşek” çakanların gözboyamalarını 🙂
YanıtlaSil😀
SilHocam elinize saglik,
YanıtlaSilDeveluasyon icin bir öngörünüz var mi? Asgari ucret giderek usd bazinda artiyor ve rekabet edebilme gucu düşüyor ülkenin.ihracatcinin gelirleri de azaliyor. Simdi bunu gorerek faizi dusurme noktasina geldiler ama bir yerde bu bir devalüasyon olarak kendini gostermeyecek mi? Sizce ne zaman ve ne kadar buyuk bir boyutta olur. Yaziniz ve degerli zamaniniz icin tekrar teşekkür ederim. Saygilarimla.
Türkiye, gelişmiş dünyanın üzerinde faiz vermeye ve kuru baskılamaya devam edebildiği sürece herhangi bir döviz sıçraması olmaz. Bu faizi ödeyebilmek için de köprülerin, otoyolların ve daha ve narsa onların gelirlerini satmaya devam eder.
SilHocam tesekkur ederim. Iyi ki varsınız. Sevgi ve saygilar
SilSayın Hocam;
YanıtlaSilTürkiye’nin yüksek gelirli ülke grubuna nominal GSYH ve yüksek enflasyon üzerinden yükseldiği yönündeki argümanınız, reel ekonomi ve gelir hesaplama metodolojisi açısından tekrar değerlendirilmesinde fayda olan bir noktada olabilir. Zira, Dünya Bankası ve OECD sınıflandırmaları, nominal verilerin ötesinde reel kişi başına gelir ve satın alma gücü paritesini (PPP) dikkate alır; dolayısıyla kişi başına gelirdeki artışın tamamını enflasyona indirgemek yanıltıcıdır. Türkiye’deki üretim artışı, hizmet ve ihracat performansı gibi reel ekonomik dinamikler, reel gelir düzeyini artırmış olabilir ve nominal artış yalnızca enflasyonla açıklanamaz. Bu nedenle “hiçbir şey değişmemiştir” ve “artan yalnızca enflasyon” çıkarımı, makroekonomik gerçekliği tam olarak yansıtmayan metodolojik bir hata olarak düşünülebilir.
SAGP (PPP) ye göre yapılan GSYH ve kişi başına gelir ölçümlemeleri çok daha büyük hatalar içeriyor. Bu konudaki yazımın linkini paylaşayım:
Silhttps://www.mahfiegilmez.com/2022/04/satn-alma-gucu-paritesiyle-gsyhde-nasl.html
Zenginiz demek ki, ama haberimiz yok.
YanıtlaSilZengin olanların haberi var, ötekilerin bir bölümü onlara bakarak, onların yaşamına bakarak zengin olduklarını sanıyor. Adamın üstü başı dökülüyor, eline geçen para asgari ücretin altında ama "bak her yer dolu demek ki durum iyi" diyor. Röportajı yapan "peki sen o dolu yerlere bir kez olsun gidebiliyor musun" diye sorsa adam dağılacak.
Sil2002 asgari ücret 125 dolar
YanıtlaSil2025 asgari ücret 566 dolar
Artış 4.53 kat
2002 en düşük öğretmen maaşı 313 dolar
2025 en düşükm öğretmen maaşi 1460 dolar
Artış miktarı 4.66 kat
2002 kişi başi gelir 3600 dolari
2025 kişi başi gelir 15000 dolar
Artış miktarı 4.16 kat
Maaş artışları 15000 doları doğru kılıyor
Dolar kuru olması gerektiği gibi 41 TL yerine 55 - 60 TL olsaydı ne olurdu diye bakın bir de. Çünkü bu ülkede enflasyon gibi kur da illüzyona dayalı değerde.
SilHocam balon korkusu geçtimi?
YanıtlaSilTam tersine.
SilHocam net kamu borcu 200mlyr$ milli gelire göre çok düşük rakam bu kadar az borcla bu carry trade daha uzun bir süre devam etmez mi?Ayrıca artan kamu vergi gelirleri tüketim hızını azaltmazmı,kur düşük ama cari açık azalıyor.
YanıtlaSilCarry trade ne kadar uzun süre devam ederse ülke kaynaklarını o kadar uzun süre dışarıya vermiş oluruz. Yani bir ülke ekonomisini carry trade ile çekip çevirmek akıllı işi değildir.
Sil