Distimi

Geçenlerde youtube’da izledim: Mehmet Demirkol, futbol üzerine yorum yaparken Fenerbahçe’nin durumunu sürekli depresyon hali olarak tanımladı ve buna tıp biliminde “distimi” denildiğini söyledi. Bu tespit, yalnızca Fenerbahçe için değil Türk toplumu için de anlamlı göründüğü için çok ilgimi çekti. 

Kişinin duygu, düşünce ve davranışlarını olumsuz etkileyen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğu olarak tanımlanan depresyon (diğerlerinden ayırmak için majör depresyon deniyor), sürekli üzüntü, ilgi kaybı ve enerji düşüklüğü gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Günlük yaşamı zorlaştırarak sosyal ilişkilerden iş hayatına kadar birçok alanda olumsuz etkilere yol açabiliyor. Kişide umutsuzluk hissi, hayattan zevk alamama, uyku ve iştah değişiklikleri, konsantrasyon bozukluğu gibi belirtiler ortaya çıkarıyor. Majör depresyonun gelişmesinde genetik faktörler, beyin kimyasındaki dengesizlikler, kronik hastalıklar, travmatik yaşantılar ve stres gibi birçok neden etkili olabiliyor. Üretkenliği azaltan, yaşamdan keyif almayı engelleyen ve kendini iyi hissetmeme durumu yaratan depresyonun kronikleşmiş haline de “distimi” (kronik depresyon, sürekli depresyon) deniyor. Arada bir depresyondan çıkış eğilimi görülse de bu durum bir iki aydan fazla pek sürmüyor. Distiminin yarattığı sorunların başlıcaları; aşırı uyuma veya uyuyamama, kendine güvensizlik, konulara odaklanamama, karar verememe, umutsuzluk, çevreye ilgisizlik gibi sorunlar olarak sıralanıyor.  

Distimi ile majör depresyon arasında ilk bakışta fazla bir fark görünmüyor: İkisinin belirtileri oldukça benzerlik gösteriyor. Aralarındaki tek fark distiminin yarattığı sorunların daha hafif ama daha uzun süre devam etmesi. Bu nedenle de distimi hastasına teşhis konulması majör depresyondaki bir kişiye teşhis konulmasından daha zor kabul ediliyor. Distimi hastası kendisini sürekli bir mutsuzluk, umutsuzluk, çaresizlik içinde hissetse de günlük yaşamını majör depresyondaki bir kişiye göre daha rahat sürdürebiliyor. Buna karşılık içinde bulunduğu durum yaşamını da iş yaşamını da, başarısını da olumsuz etkiliyor.

Buraya kadar size tıpta distimi nedir, insanı nasıl etkiler sorularını aşağıda paylaştığım kaynaklardaki bilgilerden yararlanarak aktarmaya çalıştım. Şimdi gelelim Türk toplumunun durumuyla distimi arasındaki ilişkiyi kurmaya. Türk toplumunun önemli bir bölümü uzun süreli enflasyon, gençlerin işsizliği, gelir dağılımının bozukluğu, ücretlerin düşüklüğü, yaşam koşullarının bozulması, hukukun adaletli biçimde işlememesi, demokrasinin gerilemesi gibi nedenler dolayısıyla kendilerini depresyonda hissediyor. Bu durum, yaşamlarını fazla etkilemiyor ama mutsuzluk ve umutsuzluk yaratıyor. Yapılan anketler halkın mutsuz olduğunu ortaya koyuyor. Mutsuzluklarının nedeni çoğunlukla kendi durumları değil, sistemin onlar için yarattığı durum. Her ne kadar bazıları kendilerinden çok daha iyi gelire ve maddi olanaklara sahip olanların doldurduğu restoranları, kafeleri, mağazaları göstererek sorun olmadığını öne sürse de aslında son derecede düşük yaşam koşulları içinde yaşıyorlar ve mutsuzluklarını taraftarlık nedeniyle gizliyorlar. Bazıları aynı parametreleri kullanarak kriz yok diyor. 2001 yılında yaşanan ani çöküş majör depresyondu. Şimdi içinde bulunduğumuz durum ise süreye yayılmış bir kriz olduğu için ekonomik distimi olarak tanımlanabilir.

Kişilerin distimiden kurtulabilmesi ilaç tedavisi, psikiyatri tedavisi, yaşanan travmalardan, streslerden kurtulmasıyla mümkün olabiliyor. Türk toplumunun büyük çoğunluğunun distimiden kurtulması istisnalar dışında kendi başlarına yapabilecekleri bir şey değildir. Enflasyonu indirmek, işsizliği azaltmak, gelirini artırmak gibi konular kişilerin çözebileceği konular içinde yer almıyor. Bunun istisnası imkânı olanların başka ülkelere gidip orada çalışmayı tercih etmesidir. Ki bunu yapanlar var.

Türk toplumunu içine düştüğü distimiden kurtarmanın yolu sosyal, siyasal ve ekonomik yapısal reformları gerçekleştirecek, enflasyonu düşürecek, işsizliği azaltacak, gelir dağılımını düzeltecek uygulamaları yapmaktan geçiyor.      

 

Distimi ile ilgili yararlanılan kaynaklar:

https://ajansspor.com/haber/mehmet-demirkol-macta-yasanan-durumu-canli-yayinda-acikladi-tipta-buna-distimi-deniyor-707920

https://tr.wikipedia.org/wiki/Distimi#:~:text=Israrc%C4%B1%20depresif%20bozukluk%20(IDB)%20olarak,g%C3%B6steren%20zihinsel%20ve%20davran%C4%B1%C5%9Fsal%20bozukluktur 

https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/distimi-kronik-depresyon-nedir-tedavisi-nasildir

https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/distimi-kronik-depresyon-nedir-belirtileri/

https://www.florence.com.tr/guncel-saglik/distimi-suregen-depresif-bozukluk

Yorumlar

  1. Murat DAĞLIOĞLU13 Ekim 2025 15:53

    Yine farklı çok güzel bir yazı olmuş! Elinize sağlık.👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam elinize kaleminize sağlık, çalışsa da emekli de olsan günümüz şartlarında emeğin kıymeti kalmadı hayat pahalılığı durmuş değil. Geçen gün liseye giden 16 yaşında ki oğlum baba ben büyüyüp okulu bitirince nasıl para kazanacağım dedi ben ise cevap veremedim. Ülkeyi bu hale getirenlere yazıklar olsun gençlerimizin geleceğini ve ümitlerini de çaldınız dedim içimden.

      Sil
  2. Harika bir yazı olmuş hocam. Elinzie sağlık. Siyasetçiler tarafından bilinçli olarak uygulanan politikalar sonucu çoğumuz distimi olmuşuz. Ama arada verilen ilaçlar (dini,milli ve ekonomik gazlarla) ile bir süre devam edip yine aynı duruma düşüyoruz.
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Hocam elinize emeğinize sağlık.
    Yıllardır içinde bulunduğum durumun ismini öğrendim sayenizde.🙏

    YanıtlaSil
  4. Yazınızı okuyunca bu hükümet sayesinde kendimin distimi hastası olduğuma karar verdim. Ülkeyi bu hale getirmelerinden, gençlerin işsizliğinden, düşük maaşlardan, insanları açlık ve yoksuluk sınırının altına terk etmelerinden, demokrasi ve hukukun yerlerde sürüklemesinden, eğitimden, mezhepçi zihniyetten kısacası herşeyden midem bulanıyor. Mide bulantısı olan bir insan da istediği kadar sağlıklı beslensin faydası olmuyor. Etraf yandıktan sonra, hayatın tadı tuzu kalmıyor.

    YanıtlaSil
  5. Hocam yine çok güzel bir yazı tebrikler. Umarım bizim halkımıza distimi yaşatanlar durumun farkına varır ve ilaç tedavisine başlarlar. Orta yaşlarda bankacı biri olarak hayata yeni başlayan gençlerimizin halini gördükçe , yaşadıkları hayal kırıklıklarını , gelecekten beklentisizliklerine çok üzülüyorum . Gençlerimizin hemen hemen hepsi tasarruf yaparak bir şey elde edemeyeceğini düşündüğünden günlük yaşantılar yaşıyorlar.

    YanıtlaSil
  6. Kıymetli Mahfi hocam, acilen siyasete girmeniz lazım. Sizin gibi değerlere çok ihtiyaç var. Bu derece donanımlı insanlar neden sadece yorum yapar. Birşeyler yapmanın zamanı geçti geçiyor 😔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi ilkelerini , düşüncelerini koruyarak siyasete girmek bizim ülkede ne yazık ki mümkün değil.

      Sil
  7. Bence tüm bu saydıklarınızın üzerinde adalet duygusu yatıyor. Adaletsiz bir düzen olduğunu düşünen insanların mutlu olma şansı yok. Gelir adaletsizliği, hukuk adaletsizliği, eğitim adaletsizliği, mesleki adaletsizlik vb...

    YanıtlaSil
  8. Hocam üniversitelere ve memurlara 1980 sonrası siyasetin yasaklanması bizi bu günlere mi getirdi? Sahada sadece esnaf ve iş adamları kalınca yön de belli mi olmuş oldu?

    YanıtlaSil
  9. Bir hastalığı tedavi edebilmenin ilk ve en önemli koşulu doğru teşhis koymaktır. Psikolojik tedavilerde olduğu gibi ekonomik tedavilerde uzun bir süreç ister bu yüzden geç kalınmadan bir an önce tedaviye başlanmalıdır yoksa devamında sosyal çürümeyi getirir ki bunun tedavisi imkansız olmasa da çok daha uzun yıllar alır bir kaç kuşak değişimi ile ancak toparlanmak mümkün olabilir daha net ifade etmek gerekirse Kanuni zamanından başlayan liyakatsız atama ve tercihlerin kamuda yaptığı ve yapmaya devam ettiği etkileri hala yaşamaya devam ediyoruz Cumhuriyetin ilk yılları gibi ara ara düzelmeler olduysa da bunlar palyatif tedaviden öteye geçememiş kalıcı çözüme ulaşılamamıştır Türk toplumunun en önemli sorunu adalet demokrasi eğitim enflasyon değil nepotizmdir (kayırmacılık)

    YanıtlaSil
  10. Hocam , sürekli depresyondan kurtulmanın çözümü , morali bozmamaktan ve küçükte olsa hayallerimizden vaz geçmemekten geçiyor . Eski orta direk , emekli olmak , bir ev sahibi olmak . Ufak ta olsa bir meşgalemizin olması . Enseyi karartmamak . Varsa Torunlarla zaman geçirmek .

    YanıtlaSil
  11. AKP bir daha gelmemek üzere giderse distimi falan kalmaz.

    YanıtlaSil
  12. Başka ülkelere gidip orada çalışmayı tercih etsekte distimiden kurtuluş yok hatta daha kötü hocam. Bence tek sorun ekonomik değil, ahlaki açıdan iyi bir birey ve toplum olamamaktan uzaklaşmamızda bizim gibi duygusal büyük aileleri uzun dönemde etkiliyor

    YanıtlaSil
  13. Bahsettiğiniz şeyleri yapacak olanları Türk halkı seçmez. Distimili yaşama devam! Biz adam olmayız. Oluruz diyen hata yapar. Gençler Cem Toker'i dinleyin. Topuklayın!

    YanıtlaSil
  14. Türk halki gaza gelmeyi çok sever. Bireysel düşünür bireysel yaşar. Sözlere bakar icraatları takip etmez. Samimi değilizdir riyakarizdır. Hem yüksek enflasyondan dem vurmayi birakmaz ama ayni anda enflasyonu oluşturan para politikasini uygulayan siyasi iradeye koşa koşa oy verir. Oy verdigi anlayışın yaptığı asrin yolsuzluğu komplo kumpas diye gecistirir ama ispatlanamayan sözde yolsuzluk başlıklarına karşı siyasal anlayışa yönelik olduğu için balıklama atlar. Birden cok dürüst ve namuslu duyarli vatandaş maskesi takar. Yandaşlara nas sloganlarıyla bedava krediler dagitilip 7 tl den dolar toplatilip 25 30 tl den sattirilip cok büyük rant ile servetin cok dar kesimde toplatilmasina ses cikarmaz. Nenim hirsizim senin hirsizindan iyidir diye düşünür çünkü. Çok çalıyor ama bizlere de dağıtıyor diyemez onun yerine çalıyor ama çalışıyor derler. Yazılacak o kadar rezilligimiz var ki satırlar yetmez hocam. Saygilar..

    YanıtlaSil
  15. Saygıdeğer hocam, bizlere doğruyu ve gerçekleri gösterme konusunda yaktığınız ışığınızla gerçekleri görmeye devam ediyoruz. Size karşı ödeyemeyeceğimiz bir "borcun" altına girdiğimizi de farkındayız.
    (...)
    Ülkemiz 100 yıldan beri "hasta adam"..... Ve bazan normal servise alınsa bile hep "yoğun bakımda"...
    Ülkemiz için umut bağladığımız her sağlık ekibi de ne acıdır ki, hastayı aya kaldırmak yerine kendi sağlıkları için çalıştılar.Hastamız yıllardır stabil, hatta daha kötü durumda.

    ATAMIZ'dan başka güvenebileceğimiz bir "doktorumuz" olmadı hiç bir zaman.

    YanıtlaSil
  16. Yazınız için sağolunuz. Tüm göstergelerin olumsuzluk sergilediği bir dönemde ülkedeki büyük bir çoğunluğun mutlu bir hayat sürdürmesi olanaksız bir durum değil midir ? Sizi yazınız yaraya parmak basarak gidilecek yolu belirtiyor .Keşke anlayan ve uygulayan olsa....

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İkinci Varlık Vergisi Faciasına Doğru

II. Abdülhamid ve Osmanlı Maliyesinin İflası

Osmanlı'dan Devraldığımız Borçlar