Dolar Egemenliğini Ne Zaman Yitirir?
Bir numaralı rezerv para konumunda bulunan[i] ve bu konumuyla dünya parası olarak kabul gören ABD doları, son yıllarda iki yönlü kayıp yaşıyor: Maddi kayıp ve itibar kaybı.
Maddi kaybı doların diğer para
birimleriyle olan ilişkisiyle karşımıza geliyor: Dolar diğer paralara karşı
değer kaybediyor. Örneğin ABD’nin en fazla ticaret ilişkisi içinde olduğu 6
ülke parasına karşı (euro, pound sterlin, yen, Kanada doları, İsviçre frangı ve
İsveç kronu) oluşturulmuş olan Dolar Endeksi (DXY) 13 Ocak 2025’de 109,6 idi.[ii]
Endeks bugün 98,3 düzeyinde bulunuyor. Doların bu paralara karşı bir yıldan
kısa bir sürede yaşadığı değer kaybı yüzde 10,3 dolayında bulunuyor. Doların
değeri konusunda bakılabilecek bir başka karşılaştırma ikinci rezerv para kabul
edilen euro karşısındaki durumudur. Euro/Dolar paritesi 13 Ocak 2025’de 1,0245
idi. Bugün parite 1,1751. Doların euroya karşı bir yıldan kısa sürede yaşadığı
değer kaybı yüzde 13’e yakın. Geçmişte de benzer değer kayıpları yaşandı ama
bunlar kalıcı olmadı.
İtibar kaybı daha ciddi bir
sorun. Dolar, iki dünya savaşı arasındaki dönemde yavaş yavaş, ikinci dünya
savaşından sonra da kesin olarak dünya parası konumunu pound sterlinin elinden
aldı ve bir numaralı rezerv para konumuna geçti. Bunun en büyük avantajı
petrol, altın ve diğer önemli malların fiyatlarının dolar ile belirlenmesi,
dünyada doların yaygın kabul görmesi, alış verişlerde, uluslararası kredilerde
ve diğer finansal işlemlerde doların dünya parasın olarak kabul edilip
kullanılmasıydı. Ülke merkez bankaları rezervlerinde dolar bulunduruyor,
bankalar uluslararası işlemlere aracılık edebilmek için kasalarında dolar
tutuyor. Dolara karşı oluşan bu büyük talep ABD Hazinesinin bütün dünyaya
tahvil satabilmesi imkânını getiriyor ve ABD kendi bastığı parayı alanlara
karşılığında Hazine kâğıdı vererek düşük faizle geri alabiliyordu. Bir başka
deyişle borç ihraç edebiliyordu. Bunun sonucu olarak dolar dünyada büyük bir
itibara sahipti. Sermaye hareketlerinin serbestleşmesiyle birlikte özellikle
paraları değerli olamayan gelişme yolundaki ülkelerde insanlar kendi
ülkelerinin sürekli değer kaybeden parasını tutmak yerine dolar tutmayı tercih
ediyordu (dolarizasyon.) Son yıllarda doların itibarında kayıplar yaşanır oldu.
Bu gelişmeyi tetikleyen nedenler arasında ABD’nin risklerinde ortaya çıkan
artışların önemli etkisi var. Bu risk artışlarının önemlilerini şöyle
sıralayabiliriz: (1) İkide bir Hazine’nin borçlanma tavanına erişmesi ya da
bütçenin onaylanmaması gibi durumlar sonucunda ortaya çıkan hükümet kapanmaları.
(2) Trump’ın Fed’in ve yargı sisteminin bağımsızlığına zarar verecek şekildeki
açıklama ve yaklaşımları. (3) Trump’ın dünyanın her tarafına yön vermeye
yönelik günü gününü tutmayan tavırları, (4) Kredi derecelendirme kuruluşlarının
ABD’nin notunu AA düzeyine düşürmüş olması.
Bunlara ek olarak ABD’nin dünya
GSYH’sinde ve dünya ticaretindeki payının gerilemesi, Çin’in hem siyasette hem
de ekonomide yükselen gücü, kripto paraların, elektronik paraların hızla
gelişmesi ve dolara meydan okuması, altın, gümüş ve diğer değerli metallere
olan yönelimin artması doların eski gücünü yavaş yavaş kaybetmesini etkileyen
unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Son yıllarda BRICS ülkelerinin ya da Şangay
İşbirliği Örgütünün ortak paralar çıkararak dolar ve euronun egemenliğindeki
rezerv para yapısını değiştirecekleri iddiaları ortaya atılmış olsa da bunlar
bugüne kadar iddiadan öteye gitmedi. Herhangi bir ilerleme sağlanmamış olsa
bile alternatif arayışlarının artması doların itibar kaybının bir yansıması
olarak kabul ediliyor.
Bütün bu gelişmelerin sonucu
olarak doların dünya rezervleri içindeki payı düşüyor. Söz konusu pay 2000’de
yüzde 72 iken bugün yüzde 56’ya gerilemiş görünüyor. Dolara en büyük rakip olacağı
tahmin edilen euro böyle bir meydan okumayı başaramadı. Euro’nun dünya toplam
rezervleri içindeki payı bir ara yüzde 28 dolayına yükselmişken bugünkü payı
yüzde 20’ye gerilemiş bulunuyor. Dolar, euro ve diğer rezerv paraların yerini
yavaş yavaş Çin yuanı (RMB) ve alışılmış rezerv paralar dışındaki diğer bazı
paraların aldığı görülüyor.
Özetle diyebiliriz ki dolar yavaş
yavaş eski gücünü, itibarını ve dünya ekonomisindeki yerini kaybediyor. Buna
karşılık doların yerini alacak bir rezerv para henüz ortada yok. Yukarıda
değindiğimiz gibi euro bu güçte değil. Çin yuanı IMF tarafından rezerv para
kabul edilip SDR sepetine eklemiş olmasına karşın uzak doğu ülkelerinin merkez
bankaları ve bankaları dışında rezerv para işlemi görmüyor. Dolayısıyla doların
yerini başka bir paraya devretmesi zaman içinde gerçekleşecek olsa bile öyle
bugünden yarına tamamlanacak bir gelişme gibi görünmüyor.
[i] Bir paranın rezerv para
olabilmesi bazı koşullara bağlı bulunuyor. Bunların en önemlileri paranın ait
olduğu ekonominin dünya GSYH’si içindeki payı, söz konusu ülkenin dünya
ticareti içindeki payı, ülkenin kredi derecelendirme kuruluşlarından aldığı
notlardır.
[ii] DXY endeksinin 100 olması
doların söz konusu altı para birimine göre herhangi bir değer fazlalığı ya da
eksikliği olmadığını gösterir. Endeks 100’ün üzerindeyse dolar aşırı
değerlidir, 100’ün altındaysa aşırı değersizdir.
Değerli Hocam Kaleminize sağlık, şunu merak ediyorum Hocam diyelim belli bir süre sonra bitcoin, yuan gibi bir para sürpriz yapıp rezerv para olma konusunda büyük bir gelişme yaşandı o zaman doların TL karşısındaki değeri 20-25 lere düşer mi, ya da ABD'de ekonomik sorun 2008 deki gibi bir çok banka batıp borsalari dibe vurursa doların TL karşısındaki değerinde ani bir gerileme olur mu?
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilBu çok spekülatif bir sorun. Öyle bir şey olursa pek çok şey değişecek demektir. O nedenle tek başına USD/TL ilişkisinin ne olacağını şimdiden kestirmek mümkün görünmüyor.