Dolar Egemenliğini Ne Zaman Yitirir?

Bir numaralı rezerv para konumunda bulunan[i] ve bu konumuyla dünya parası olarak kabul gören ABD doları, son yıllarda iki yönlü kayıp yaşıyor: Maddi kayıp ve itibar kaybı.

Maddi kaybı doların diğer para birimleriyle olan ilişkisiyle karşımıza geliyor: Dolar diğer paralara karşı değer kaybediyor. Örneğin ABD’nin en fazla ticaret ilişkisi içinde olduğu 6 ülke parasına karşı (euro, pound sterlin, yen, Kanada doları, İsviçre frangı ve İsveç kronu) oluşturulmuş olan Dolar Endeksi (DXY) 13 Ocak 2025’de 109,6 idi.[ii] Endeks bugün 98,3 düzeyinde bulunuyor. Doların bu paralara karşı bir yıldan kısa bir sürede yaşadığı değer kaybı yüzde 10,3 dolayında bulunuyor. Doların değeri konusunda bakılabilecek bir başka karşılaştırma ikinci rezerv para kabul edilen euro karşısındaki durumudur. Euro/Dolar paritesi 13 Ocak 2025’de 1,0245 idi. Bugün parite 1,1751. Doların euroya karşı bir yıldan kısa sürede yaşadığı değer kaybı yüzde 13’e yakın. Geçmişte de benzer değer kayıpları yaşandı ama bunlar kalıcı olmadı. 

İtibar kaybı daha ciddi bir sorun. Dolar, iki dünya savaşı arasındaki dönemde yavaş yavaş, ikinci dünya savaşından sonra da kesin olarak dünya parası konumunu pound sterlinin elinden aldı ve bir numaralı rezerv para konumuna geçti. Bunun en büyük avantajı petrol, altın ve diğer önemli malların fiyatlarının dolar ile belirlenmesi, dünyada doların yaygın kabul görmesi, alış verişlerde, uluslararası kredilerde ve diğer finansal işlemlerde doların dünya parasın olarak kabul edilip kullanılmasıydı. Ülke merkez bankaları rezervlerinde dolar bulunduruyor, bankalar uluslararası işlemlere aracılık edebilmek için kasalarında dolar tutuyor. Dolara karşı oluşan bu büyük talep ABD Hazinesinin bütün dünyaya tahvil satabilmesi imkânını getiriyor ve ABD kendi bastığı parayı alanlara karşılığında Hazine kâğıdı vererek düşük faizle geri alabiliyordu. Bir başka deyişle borç ihraç edebiliyordu. Bunun sonucu olarak dolar dünyada büyük bir itibara sahipti. Sermaye hareketlerinin serbestleşmesiyle birlikte özellikle paraları değerli olamayan gelişme yolundaki ülkelerde insanlar kendi ülkelerinin sürekli değer kaybeden parasını tutmak yerine dolar tutmayı tercih ediyordu (dolarizasyon.) Son yıllarda doların itibarında kayıplar yaşanır oldu. Bu gelişmeyi tetikleyen nedenler arasında ABD’nin risklerinde ortaya çıkan artışların önemli etkisi var. Bu risk artışlarının önemlilerini şöyle sıralayabiliriz: (1) İkide bir Hazine’nin borçlanma tavanına erişmesi ya da bütçenin onaylanmaması gibi durumlar sonucunda ortaya çıkan hükümet kapanmaları. (2) Trump’ın Fed’in ve yargı sisteminin bağımsızlığına zarar verecek şekildeki açıklama ve yaklaşımları. (3) Trump’ın dünyanın her tarafına yön vermeye yönelik günü gününü tutmayan tavırları, (4) Kredi derecelendirme kuruluşlarının ABD’nin notunu AA düzeyine düşürmüş olması.

Bunlara ek olarak ABD’nin dünya GSYH’sinde ve dünya ticaretindeki payının gerilemesi, Çin’in hem siyasette hem de ekonomide yükselen gücü, kripto paraların, elektronik paraların hızla gelişmesi ve dolara meydan okuması, altın, gümüş ve diğer değerli metallere olan yönelimin artması doların eski gücünü yavaş yavaş kaybetmesini etkileyen unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Son yıllarda BRICS ülkelerinin ya da Şangay İşbirliği Örgütünün ortak paralar çıkararak dolar ve euronun egemenliğindeki rezerv para yapısını değiştirecekleri iddiaları ortaya atılmış olsa da bunlar bugüne kadar iddiadan öteye gitmedi. Herhangi bir ilerleme sağlanmamış olsa bile alternatif arayışlarının artması doların itibar kaybının bir yansıması olarak kabul ediliyor.   

Bütün bu gelişmelerin sonucu olarak doların dünya rezervleri içindeki payı düşüyor. Söz konusu pay 2000’de yüzde 72 iken bugün yüzde 56’ya gerilemiş görünüyor. Dolara en büyük rakip olacağı tahmin edilen euro böyle bir meydan okumayı başaramadı. Euro’nun dünya toplam rezervleri içindeki payı bir ara yüzde 28 dolayına yükselmişken bugünkü payı yüzde 20’ye gerilemiş bulunuyor. Dolar, euro ve diğer rezerv paraların yerini yavaş yavaş Çin yuanı (RMB) ve alışılmış rezerv paralar dışındaki diğer bazı paraların aldığı görülüyor.     

Özetle diyebiliriz ki dolar yavaş yavaş eski gücünü, itibarını ve dünya ekonomisindeki yerini kaybediyor. Buna karşılık doların yerini alacak bir rezerv para henüz ortada yok. Yukarıda değindiğimiz gibi euro bu güçte değil. Çin yuanı IMF tarafından rezerv para kabul edilip SDR sepetine eklemiş olmasına karşın uzak doğu ülkelerinin merkez bankaları ve bankaları dışında rezerv para işlemi görmüyor. Dolayısıyla doların yerini başka bir paraya devretmesi zaman içinde gerçekleşecek olsa bile öyle bugünden yarına tamamlanacak bir gelişme gibi görünmüyor.



[i] Bir paranın rezerv para olabilmesi bazı koşullara bağlı bulunuyor. Bunların en önemlileri paranın ait olduğu ekonominin dünya GSYH’si içindeki payı, söz konusu ülkenin dünya ticareti içindeki payı, ülkenin kredi derecelendirme kuruluşlarından aldığı notlardır.

[ii] DXY endeksinin 100 olması doların söz konusu altı para birimine göre herhangi bir değer fazlalığı ya da eksikliği olmadığını gösterir. Endeks 100’ün üzerindeyse dolar aşırı değerlidir, 100’ün altındaysa aşırı değersizdir.

Yorumlar

  1. Değerli Hocam Kaleminize sağlık, şunu merak ediyorum Hocam diyelim belli bir süre sonra bitcoin, yuan gibi bir para sürpriz yapıp rezerv para olma konusunda büyük bir gelişme yaşandı o zaman doların TL karşısındaki değeri 20-25 lere düşer mi, ya da ABD'de ekonomik sorun 2008 deki gibi bir çok banka batıp borsalari dibe vurursa doların TL karşısındaki değerinde ani bir gerileme olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Bu çok spekülatif bir sorun. Öyle bir şey olursa pek çok şey değişecek demektir. O nedenle tek başına USD/TL ilişkisinin ne olacağını şimdiden kestirmek mümkün görünmüyor.

      Sil
    2. Hocam 2000'li yılların başında döviz rezervimiz 27 milyar dolardı. Şu andaki Merkez Bankası döviz rezervi ise 187 milyar dolar. Sizce 187 milyar dolarlık döviz rezervi Türkiye ekonomisi için yeterli midir?

      Sil
    3. Hocam yine güzel ve aslında herkesin kafası kurcalayan bir konu.
      Bir alegori yaparak konuya farklı bir bakış açısı ile değerlendirmek istiyorum.
      Ölçü birimlerinde bugün İngiltere, Amerika, Kanada İnç (whitworth) sistemi
      daha geniş tanımıyla Emperyal Sistem, geriye kalan neredeyse diğer tüm
      dünyada ise Metrik sistem kullanılmaktadır.
      Teknoloji bu iki sistem üzerinde var olur ve ilerler.
      Amerikanın kurnazlığı ile Finans dünyasını Altın ile bağını kopararak ölçüm
      sistemini dolar üzerine çevirmiştir.
      Yerine yeni bir ölçüm sisteminin gelmesi sizinde belirttiğiniz gibi oldukça
      uzun zaman alacaktır.
      Altın ve Gümüş fiyatlarının yükselmesi yeni bir ölçü sisteminin gelişinin
      habercisidir. Ancak ülkelerin elindeki altın ve gümüş rezervleri şeffaf
      olmayışından dolayı ve Gelişen teknoloji / yapay zeka ile ben Bitcoin'in
      (yakın) bir gün uluslararası ödeme aracı haline geleceğini düşünenlerdenim.
      Bu aynı zamanda ülkelerin vatandaşları tarafından emeğinin doğru
      değerlenmesi için devrimsel bir talep haline de gelecektir.
      Saygı ve sevgilerimle
      Cem

      Sil
    4. 2000'li yılların başında GSYH'miz 200 milyar dolayındaydı. 23 milyar dolar dolayında olan rezervlerimiz GSYH'nin % 12'siydi. Bugün GSYH'miz 1,5 trilyon dolar tahmin ediliyor rezervlerimiz ise 185 milyar dolar. Yani GSYH'nin % 12'si. Değişen bir şey yok. Riskleri artırmazsak rezervler yeterlidir.

      Sil
    5. Trump gibi narsistik kişilik özelliklerine sahip liderler ülkeleri yönettiği sürece, küresel belirsizliklerin artması kaçınılmaz olacaktır.

      Sil
  2. Sdr biriktirelim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SDR basılı bir şey değil, hesaben verilen bir rezerv imkanı. IMF, ülkelere kotalarına göre tahsis ediyor.

      Sil
  3. Yazınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  4. ABD nin 38 trilyon dolara varan borç stokunun da zayıflamasında bir etkisi var mıdır Hocam? Teknolojinin geldiği nokta düşünüldüğünde hiç bir ülkenin parası rezerv para olamayacak, ancak para olabilme koşulunu sağlayan ve hiç bir ülke ile ilişkilendirimeyen en iyi kripto paranın dünya genelinde rezerv para olabileceğini düşünüyorum. Yazınız için teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette var. Borç stoku artışı doları madden zayıflattığı gibi itibar kaybı da getiriyor.
      Kripto para, şimdilik, yalnızca değer biriktirmeye yarıyor. Paranın diğer iki işlevini yani alış verişlere aracılık etme işlevini ve değer ölçme işlevini göremiyor. O nedenle bu işlevleri ednip de gerçek anlamda para işlevlerini görmeden rezerv para olması zor.

      Sil
  5. Yazı için teşekkürler.
    Hakim para biriminin geleceği ve yerini alabilecek müstakbel hakim para biriminin ne olabileceği konusunda uzun zamandır tartışmalar var.
    Ben bir adım daha ileri gidip tartışmayı bir zihin jimnastiğine çevirip şöyle sorsam :
    Her ne kadar ulus/ulusal devletler kendi bünyeleri bağlı para yaratmaya yetkili merkez bankaları üzerinden para yaratma yani senyoraj hakkından vazgeçemez/vazgeçmez addolunsalar da,
    Dünya Ekonomisi'nin politikacıların dahili taleplere yönelik populist uygulamalarından, egolarından ya da finansal lobilerin baskılarından zarar görmemesini sağlayacak bir mekanizma oluşturulması konusunda uluslararası bir mutabakat oluşsa,
    1) Küresel Ekonomik Çıktıyı/ GDP'yi azamileştirebilme potansiyeli hasebiyle tüm dünya ekonomilerinin rıza gösterebileceği merkezi olmayan ,küresel merkeziyetsiz bir kripto kıymetin ' GEÇER AKÇE ' ( ingilizcesi; ' legal tender' çevrilir sanırım ) olarak kabul edilebilme ihtimali ,
    2) Böyle bir uluslararası mutabakatın olaşabilirliği,
    hakkında neler düşünürsünüz. ???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir yukarıdaki yoruma verdiğim yanıttaki gibi düşünüyorum.

      Sil
  6. Yazılı anlaşmalar var, sözlü anlaşmalar var. Benetton Woods anlaşması askeri güvenlik anlaşması ile birlikte yapıldı ABD Avrupa yı koruyacak onun da fazla askeri harcamaları olmayacaktı. Günümüzde sözlü güvenlik anlaşması da bozuluyor, bu rezerv paranın aleyhine değil midir? Etkisi ne kadardır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aleyhine olsa da onun yerine aynı şekilde kabul görecek bir şey ikame edilmediği sürece dolar, rezerv para konumunu sürdürür.

      Sil
  7. Mahfi bey ufuk açıcı yazınız için teşekkür ederim, bir ülke parasının değeri ülkenin ekonomik gücü ile ilgili, 1923 yılında Amerika dünya hasılasının yüzde, ellisini üretiyormuş, ikinci dünya savaşını bitiren güçte onun silah gücü idi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Çok doğru, ekonomik güç eridikçe paranın itibarı da düşüyor.

      Sil
  8. Mahfi bey, Amerika ile Çin arasındaki kur sa vaşından ülkemiz adına ders çıkarmak gerekmezmi acaba,

    YanıtlaSil
  9. Hocam FED bu yıl 3 kere faiz indirimi yaptı. Doların değer kaybetmesinin sebebi bu faiz indirimleri .Onun dışında Doların bu gücünü başka bir para biriminin alacağına dair bir emare yok.Dünya rezervlerindeki payının düşmesi , yerini başka bir para biriminin alması değil , merkez bankalarının altın rezervlerini artırmasının bir sonucu. Ama altın , doların yerini alıp ticarete konu olabilecek bir para birimi değil , bir emtia. Dolayısıyla, uzun süre doların yerinin sarsılmayacağını düşünüyorum. Sayg.

    YanıtlaSil
  10. Mahfi bey, Amerika içinden ithal ettiği malları amerikada üretim gücüne ulaşır ise dolar rezerv para durumunu koruyabilir mi,?

    YanıtlaSil
  11. Doların değer kaybetmesinin temel nedeni;
    Dış ticaret açığıdır
    -Savunma masrafları
    -Ve ABD’nin Kapitalizmin Monopol -Kapitalizm evresinde olmasının bir sonucudur

    YanıtlaSil
  12. Hocam elinize emeğinize sağlık çok güzel bir çalışma olmuş. Şimdi hocam Türkiyede bu BRICS sisteminin içine dahil olursa gelecekte bu bizi nasıl etkiler bu geçiş birdenmi olur yoksa kademeli bir şekilde mi olacak acaba?? Saygılar sevgiler…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      BRICS henüz bir sistem değil, olup olmayacağı da belli değil.

      Sil
  13. Öncelikle yazınız için teşekkür ediyorum. Sorum Amerika'daki hükümet kapanmaları bu durumu ne kadar etkiliyor, Amerikalılar bu durumdan ne kadar etkileniyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok ciddi bir itibar kaybı yarattığı kanısındayım.

      Sil
  14. Dolar arzını etkileme gücüne sahip en büyük kuruluş doğal olarak FED. Peki diğer Merkez bankalarının doları etkileme gücü belirli bir seviyeye gelmedi mi Hocam? TCMB bile elindeki cephane ile istese 1 yıl boyunca doların değerini yarı yarıya düşürebilir. Acaba artık konu, dolar batarsa hepimiz batarız noktasına mı geldi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB'nin öyle bir gücü yok. Kaldı ki doların değerinin dediğiniz gibi düşmesi bütün dünya finans sistemini çökertebilir. Bunun zararı ABD'den çok diğer ülkelere olur.

      Sil
  15. Hocam, bilgi ve görüşlerinizi bizimle cömertçe paylaştığınız için çok teşekkür ederim. USD' nin Dünya Ticaretindeki payında durum nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. ABD'nin dünya ticaretindeki payı 2000 yılında % 14 iken 2024 yılında % 10'a geriledi.

      Sil
  16. Hocam son yıllarda çok konuşulan BRICS ülkelerinin altına dayalı rezerv para projesi ve bunun uzun vadede geleceği hakkında görüşünüz nedir? Çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Henüz BRICS diye resmi bir birlik bile yokken bunların ortak para çıkarması hayalden ibaret görünüyor. Herhangi bir kağıt paranın altına dayalı olarak çıkarılması ise artık hayalden de öte bir şey. GSYH büyüklükleri ve para arzı öyle bir yere geldi ki parayı altına bağlama imkanı kalmadı. BRICS'in önce resmi bir birlik haline gelmesi lazım.

      Sil
    2. Devletler para egemenliğinden vazgeçmek istemeyeceği için para dijital hale gelecek. Dijital dolar veya dijital TL gibi. Altın veya bitcoin para birimi olamaz.

      Sil
  17. Sevgili hocam, ülke merkez bankaları sürekli altın stoğu yapmakta. Ülkeler askeri yatırımlarını kat be kat arttırmakta.Almanya meclisi 50 Mia Eur askeri yatırımı onayladı. Abd deki savunma bakanlığı savaş bakanlığına dönüştü. Yarın Savaş ekonomisi şartlarına geçtiğimizi farzedersek, altın harici kendimizi koruyabileceğimiz hangi enstürümanı tavsiye edersiniz. saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülkeler atın stoku yapıyorsa altın fiyatı artmaya devam edecek demektir. Bu durumda altın koruyucu kalkan görevi görebilir.

      Sil
  18. Kıymetli yorumlarınız için teşekkür ederim. Son 4-5 yıldır Türkiye'nin ihracatında TL'nin payının artmasının doların değer/itibar kaybı ile bir korelasyonu olabilir mi, yoksa başka dinamikler de var mıdır?. Ayrıca dünyada rezerv para oranının %56'lara düştüğünü gösteren kaynağa ait link paylaşabilirmisiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pek çok dinamik etkili ama dediğiniz de o etkilerden birisi.
      https://www.imf.org/en/blogs/articles/2024/06/11/dollar-dominance-in-the-international-reserve-system-an-update
      https://en.wikipedia.org/wiki/Reserve_currency

      Sil
  19. Hocam Selamlar. Benim 2 sorum olacak. İlki geçenlerde bir yazı okumuştum, bitcoin ve stabil coinlerle uğraşan şirketlerin teminat olarak ABD tahvilleri bulundurması nedeniyle aslında ABD nin bitcoinin arkasında olduğuna dair. Sizin görüşünüz nedir ? Bir de ABD, doları ucuz yuana karşı bilerek ucuzlatıyor olabilir mi? Aslında iki sorumda aynı şeye varıyor, Gerçekten ABD her şeyi bu kadar hesaplıyor ve süreci mi yönetiyor yoksa bitcoin gelişmeleri, finansal gelişmeler ABD nin kontrolü dışında mı ilerliyor? Sizin görüşünüzü merak ediyorum. Saygılarımla...

    YanıtlaSil
  20. Mahfi Bey merhaba,
    Sizi çok başarılı bulduğumu ve uzun süredir takip ettiğimi, Özellikle karmaşık finansal ve ekonomik konuları sade, anlaşılır ve sakin bir dille anlatma biçiminize büyük bir saygı ve hayranlık duyduğumu belirtmek isterim.

    Merkeziyetsiz yapısı, açık kaynaklı olması, sınırlı arzı ve herhangi bir devlet veya merkez bankasına bağlı olmaması nedeniyle Bitcoin’in “adil” bir para birimi olma potansiyeli hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Kısa vadeden ziyade uzun vadede 20 yıl sonrasında Bitcoin’in ABD Doları’nın küresel rezerv para rolünü tamamen olmasa bile kısmen ikame etme ihtimalini nasıl değerlendirirsiniz?
    Sizce engel teknolojik sınırlamalar mı, yoksa devletlerin para üzerindeki egemenlikten vazgeçmemesi mi olacaktır?

    Değerli görüşlerinizi duymak isterim.
    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Bitcoin ve diğer kripto paralar adlarında para ifadesi olmakla birlikte para değildir. Çünkü bir şeyin para olabilmesi üç işlevi bir arada görüyor olması gerekir: (1) Alış verişlere aracılık edecek. (2) Değer saklamaya yarayacak. (3) Değer ölçüsü olacak. Bitcoin ve diğer kripto paralar bugün itibarıyla bu işlevlerden yalnızca 2 numaralı işlevi görebiliyor. Mesela bir mal alırken Bitcoinle alamıyorsunuz ya da bu otomobil kaça diye sorsanız sie şu kadar Bitcoin diyen olmuyor. O nedenle henüz para işlevi görmeyen bu değerlerin doları veya başka bir para birimini ikame etmesi en azından şimdilik mümkün görünmüyor.

      Sil
  21. Mahfi bey, sizin yaklaşımınızı öğrenmek için soruyorum; çünkü bu konuda bilgim çok değil.

    "Blockchain & Coin" teknolojileri özünde merkeziyetsizliği (decentralization) savunduğu için; her ülkenin merkez bankasının kurduğu hegemonyaya, her ülkenin para biriminin kurduğu hegemonyaya karşı bir konsept.

    Bunu ilk duyduğumuzda kulağa hoş geliyor; "nihayet özgürleşeceğiz..." diye hayallere bile kapılıyoruz.

    Fakat bu "Blockchain & Coin" teknolojileri aynı zamanda; çeşitli suç örgütlerinin kendi aralarındaki para trafiğini sağladığı, paralarını yasal takipten gizlemek amacıyla park ettiği, "kara para aklama yöntemi" olarak kullandıkları bir mecra olarak da istismar ediliyor. Bu gerçeği de görmezden gelemeyiz.

    Biz sıradan, normal, iyimser kalmaya uğraşan insanlar olarak merkeziyetsizliği can-ı gönülden isterken, aynı anda suç örgütlerinin cirit attığı bir ortama da hiç istemeden düşebiliriz.

    Eğer devlet gibi yapılardan "regülasyon" getirmesini beklersek; yine özgürlüğü kısıtlamış olmuyor muyuz? Yine "merkezî zihniyet"i desteklemiş olmuyor muyuz?

    Bu çelişkiyle ilgili daha önce hiç düşündünüz mü Mahfi bey?

    Çözüm önerileriniz yoksa bile, bu çelişkiye yaklaşımınız nedir; zahmet olmazsa birkaç cümle yazar mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru, ben bu konuyu geçmişte birkaç kez yazdım ve kara para ve kayıt dışı gelirlerin saklanma yeri olarak kullanıldığını o nedenle spekülasyona çok açık olduğunu ve bunlara para yatıranların dikkatli olması gerektiğini vurguladım.
      Öte yandan bir üstteki yoruma verdiğim yanıtta da açıkladığım gibi kripto paralar, adı para olsa da paranın gördüğü üç işlevin yalnızca birisini gördüğü sürece paraya rakip olacak durumda bulunmuyor.

      Sil
  22. Çin politik olarak hiç bir ülkeyi uzun vadeli destekleyerek onun teknolojik, ekonomik, askeri olarak gelişmesine yüksek katkı veremiyor, alternatif kurumlar ortaya çıkaramıyor. IMF, FDA, Finansal derecelendirme kuruluşları...gibi sistemler. Çin ilişkilerinde bencil aynı zamanda hala aşırı güvenlikçi ve içe kapalı. Bu da batı ülkeleri gibi bir sistemler bütününün gelişmesine olanak sağlamıyor. Bence Çin'in önünde uzun bir yapılması gerekenler listesi var. BRICS de ise ses var görüntü yok.

    YanıtlaSil
  23. amerika dağıttığı dolarları ucuza geri topluyor olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasıl toplayacak? Borçlanarak. Tahvil faizleri yükseliyor, dolaysıyla ucuza toplamış olmaz.

      Sil
  24. Bütün devletlerin borcu ekseriyetle dolarla Doların sahibininde borcu dolarla.Petrol eskisi gibi 80-90 dolar arasında gezinmedikçe ve dolarla alınıp satılması eskisi gibi olmadıkça durum bu

    YanıtlaSil
  25. Kadim para ALTUN... Bozukluk olarak GÜMÜŞ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlar kadim dünyanın parasıydı, artık o dünya yok.

      Sil
  26. ABD çifte açık cari ve bütçe açığı yıllık 2 trilyon usd deniyor.Bunun fonlanma problemi olmayacak mı?

    YanıtlaSil
  27. Hocam yazılarınızı her okuduğumda yeni bişey öğreniyorum. Realist yaklaşımınız takdir edilesi.
    Yeni yazılarınızı bekliyoruz. Saygı ve sevgiyle.

    YanıtlaSil
  28. Todaie 2014Mezunu18 Aralık 2025 19:11

    Mahfi Hocam, ABD ekonomisinin dış ticaret yapısını incelerken genellikle sadece devasa "mal ticareti açığı"na (goods deficit) odaklanılır, ancak madalyonun öbür yüzü farklı.
    ​ABD, son 30 yılı aşkın süredir (aslında 1970'lerin başından beri) her yıl kesintisiz bir şekilde hizmet ticareti fazlası (services surplus) veriyor.
    ​İşte bu durumun arkasındaki ana dinamikler:
    ​1. Hizmetler Sektöründeki Baskınlık
    ​ABD ekonomisi "bilgi yoğun" hizmetlerde dünyanın tartışmasız lideri. Bu fazlayı sağlayan temel kalemler şunlar:
    ​Finansal ve Sigortacılık Hizmetleri: Wall Street ve küresel bankacılık ağı.
    ​Fikri Mülkiyet Hakları: Yazılım lisansları (Microsoft, Adobe), patentler, Hollywood filmleri ve müzik endüstrisi.
    ​Profesyonel ve Teknik Hizmetler: Mühendislik, mimarlık, hukuk ve yönetim danışmanlığı (McKinsey, BCG gibi devler).
    ​Eğitim ve Seyahat: ABD'ye giden yabancı öğrenciler ve turistlerin harcamaları da "hizmet ihracatı" olarak kaydedilir.
    ​2. Uluslararası Şirketlerin Rolü
    ​Dediğin gibi, ABD menşeli çok uluslu şirketler (Apple, Google, Amazon, Meta) fiziksel mallarını genellikle Çin veya Vietnam gibi yerlerde ürettikleri için bunlar "ithalat" olarak cari açığa yazılıyor. Ancak bu şirketlerin sattığı yazılım, bulut hizmetleri, reklam platformları ve marka lisansları doğrudan hizmet fazlasına ekleniyor.
    ​3. Sayılarla Durum (2024-2025 Verileri)
    ​Güncel verilere baktığımızda tablo çok net:
    ​Mal Dengesi: Aylık ortalama 80-100 milyar dolar civarında açık verir.
    ​Hizmet Dengesi: Aylık ortalama 25-30 milyar dolar civarında fazla verir.
    ​Özetle
    ​ABD, dünyadan fiziksel mal (TV, telefon, araba, hammadde) alıyor; karşılığında dünyaya teknoloji, finans, eğlence ve bilgi satıyor. Hizmetlerdeki bu büyük artı, toplam cari açığın (Current Account Deficit) bir nebze de olsa dizginlenmesini sağlıyor. Eğer hizmetlerdeki bu üstünlük olmasaydı, doların ve ABD ekonomisinin sürdürülebilirliği büyük bir tartışma konusu olurdu.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Asgari Ücret 2026

İkinci Varlık Vergisi Faciasına Doğru

Osmanlı'dan Devraldığımız Borçlar