Kitaplar ve Yorumlar 1, 2024

Ha-Joon Chang, Tadında Ekonomi (Çeviren: Gökçe Çakmak), Domingo Yayınları, 2023

Chang’den harika bir kitap. Bölümler masal ve öykü tadında başlıyor çok tuhaf ilişkileri ortaya koyuyor ve sonra her birini sonuca bağlıyor. Bamya, hindistan cevizi gibi bir takım yiyeceklerin ekonomiyle ve kapitalizmle ilişkilerini kuruyor ve bunları yaparken okuyucuyu hiç yormadan, üzmeden, sıkmadan yapıyor. Ekonomiyle hiç ilgisi olmayanların bile pek çok ders çıkaracağı gerçek bir başyapıt.

Thomas Piketty, Kapital ve İdeoloji (Çeviren: Hande Koçak), T. İş Bankası Yayınları, 2023

Piketty’nin Kapital kitabıyla ilgili yorumlarımı bu blogda 2014 yılında (henüz Türkçe çevirisi yokken) paylaşmıştım (https://www.mahfiegilmez.com/2014/05/okudugum-kitaplar.html.) Kapital’in devamı niteliğindeki bu kitabında da Piketty, ilk kitabında olduğu gibi eşitlik ve eşitsizlik üzerine inceleme ve çalışmalarının sonuçlarını ve buna dayanarak neoklasik ekonomi modeline yönelttiği eleştirileri sıralıyor, ülkelerin ekonomik ve sosyal durumlarını karşılaştırıyor, eksikleri ve yanlışları kendi çözüm önerileriyle birlikte ortaya koyuyor.  İlkinde olduğu gibi burada da eşitsizliklerin düzeltilmesi konusunda vergilemenin etkinliğine ağırlık veriyor. Ne var ki toplanan vergilerin iyi kullanılmadığı hallerde neler yaşandığını belki bizim gibi ahbap çavuş kapitalizmine dayalı yerlerde fazlaca bulunmadığı için tam olarak bilmiyor.

Piketty’nin kitabı önemli bir kitap, dünyada da ilki gibi yankı uyandırmış bulunuyor. Bununla birlikte ilk kitabı için de düşündüğüm şeyin bu kitabı için de geçerli olduğunu düşünüyorum: Çok uzun yazıyor. Bin sayfaya yakın bu kitapta ortaya konan düşünceler bence çok daha kısa şekilde yazılabilirdi.

Enver Güney, Tarih Tesadüfleri Sever, Gece Kitaplığı, 2022

Enver Güney, kamu kesiminde Maliye’de ve Hazine’de ve özel kesimde çeşitli kuruluşlarda üst düzey görevlerde bulunmuş bir yazar. T24’de makaleler yazıyor. Yazarın geçmişine bakıldığında, doğal olarak, yazdığı yazıların ekonomi, finans, bürokrasi, işletme ağırlıklı olması beklentisi doğuyor ama yazdıklarını okuyunca tarihi olayların arkasında yatan gerçekleri ortaya koymaya yönelik analizlerle karşı karşıya olduğunu görüyorsunuz. Yüzeysel olarak bildiğimiz ya da bildiğimizi sandığımız pek çok olayın arkasındaki son derecede ilginç bazı gerçekleri, birbirleriyle bağlayarak anlatıyor yazar bu kitabında. Bu ilginç ve değişik kitabı okuyunca bana hak vereceksiniz.

Sina Akşin, Kısa Türkiye Tarihi, T. İş Bankası Yayınları, 32. Basım, 2023

Sina Akşin Hocanın Kısa Türkiye Tarihi, harika bir rehber kitap. Türkiye tarihini bilenler, üzerinde çalışanlar için hem bir hatırlama kitabı hem de bazı konuları birbiriyle ilişkilendirmede yol gösterici bir kitap. Bu konuda fazla bilgisi olmayan ama merak edenler için ise olayları ve ilişkileri hızlıca öğrenmek için son derecede yararlı öz bir eser. Akşin’in özellikle olaylar ve ilişkiler arasındaki bağlantıları analiz edip ortaya koyması çok öğretici. Kitabı, Türkiye tarihini merak eden herkese öneriyorum.

Hulusi Turgut (derleyen), Kılıç Ali’nin Anıları, T. İş Bankası Yayınları, 27. Basım, 2023

Kılıç Ali, Atatürk’ün en yakın arkadaşlarından birisi. Aslında Enver Paşa ile birlikte Turan peşinde Azerbaycan’a gidecekken Celal Bayar’ın önerisi üzerine Anadolu’da Mustafa Kemal Paşanın yanına gidip Kurtuluş Savaşında görev almış. Ondan sonra da hep Atatürk’ün yanında bulunmuş, onun düşüncelerini desteklemiş ve pek çok konuda sırdaşı olmuş, İstiklâl Mahkemesi üyeliği yapmış. Anıları son derecede önemli ve en azından benim bilmediğim bazı konulara ışık tutuyor. Kitabın dili de ağır değil, adeta bir roman gibi son derecede rahat okunuyor.

Yorumlar

  1. KİTAP FİYATLARI:

    Tadında Ekonomi = 125,53 TL

    Kapital ve İdeoloji = 170,50 TL

    Tarih Tesadüfleri Sever = 329 TL

    Kısa Türkiye Tarihi = 85,25 TL

    Kılıç Ali'nin Anıları = 108,50 TL

    TOPLAM = 818,78 TL

    * * * * * * * * * *

    Mahfi bey,

    Aç mı kalalım?

    Bu fiyatla (818,78 TL) kitap mı alalım?

    Hangisi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dedi beyin fakiri.

      Sil
    2. Karnı aç olanın, beyni randımanlı çalışmaz.

      Önce karnımızı doyurmalıyız, böylece beynimize enerji gitsin ve randımanlı çalışsın.

      Bunun tersini iddia etmek; ucuz kahramanlık peşinde koşmaktır, insan vücudunun doğal dizaynının tersine gitmektir.

      Önce: Mide [ve vücut] doygunluğu

      Sonra: Beynin randımanlı çalışması

      Doğal sıralama budur; ister beğenin, ister beğenmeyin.

      Sil
    3. Sizin bu halinizin nedeni beyni aç, karnı toklar yüzünden. Okumak isteyen zaten bir yol bulur okur, serzenişte bulunmaz.

      Sil
    4. Neden asgari ucret 17bin diye kimse sormuyor, ya da emeklilere saka gibi 10bin lira maas verilmesi yadirganmiyor? Bu kitaplarin toplami 25 dolar bile etmiyor, Walmartta kasiyerlik yapanlar 12-13 dolar saatlik ucretle calisiyor, 2 saatlik yevmiye bir anlamda. Turkiyedeki asgari ucretli ne kadar calismak zorunda ve devlet tarafindan ceplerden alinan paralar neden bu kadar tepki cekmiyor? Devlet yavasca insanlari fakirlestiriyor ve tepkiler dogru verilmiyor. Bir insan bu fiyatlar yuksek, ac mi kalalim diyorsa ve bu yuzden kitap okumamasi icine siniyorsa, yarin maaslar sifirlanip, uc ogun yemek verildiginde de tepki vermez, ne yapalim ac mi kalalim..

      Sil
  2. Bu serzenişinizin ve sorunuzun muhatabı ben değilim. O nedenle yanıtlayamam. Hükümete sorulması gereken sorular bunlar. Sen sor o zaman diyorsanız ben buradan sürekli yanlışları gösteriyor ve nasıl düzeltilmesi gerektiğini öneriyorum zaten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okumak, aç kalmaktan iyidir. En azından okuyarak açlığını nasıl giderebileceğini öğrenirsin. Sadece yemeyi düşünürsen, ileriki zamanlarda zor durumda kaldığında açlığını nasıl gidereceğini bilemezsin. Okumak iyidir. Teşekkürler.

      Sil
    2. Okumak, aç kalmaktan iyidir. Tam da neon ışıkları ile aydınlatılmalı. Gerçekle örtüşüyor mu. Karnı tok olanlar arasında tartışabilirsin ve bir cevapta bulursun, ama karnı aç olanlar arasında konu etmek tehlikeli olabilir.

      Sil
  3. Hocam kitapların fiyatlarida çok yükselmiş. Bu enflasyon ne Melen birşey. Bütün hayatımızı etkiliyor. Ben ikinci el kitaplara bakıyorum. İnşallah daha beter günler görmeyiz. Yaş 45 olmasa yurtdışına gitmek için elimden geleni yapardım. Ben iyibgörmüyorum

    YanıtlaSil
  4. Mahfi hocam

    Uzun süredir aradığım bir kitap nihayet "nadirkitap.com"da ikinci-el olarak satışa çıktı.

    Fiyatı "1800 TL" !!!

    Balkona çıktım, sandalyeye hüzünle çöktüm ve hayatı sorgulamaya başladım...

    Biz bu şekilde çile çekerek yaşamayı hakediyor muyuz Mahfi hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Niye gocunuyorsunuz?

      14 ve 28 Mayıs 2023'de halk kararını verdi.

      Halk hâlinden memnun ki mevcut yönetimle devam kararını aldı.

      Sil
    2. 😅😂😂

      Sil
  5. Hocam enflasyonun yönetilememesi planlımı yoksa acziyetten mi kaynaklanıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farklı gündemler var sanırım o nedenle enflasyona aldırılmıyor.

      Sil
  6. Mahfi bey

    Yukarıda bir okuyucunuz, kitap fiyatlarının yüksekliğinden şikayet edince aklıma şarimiz "Melih Cevdet Anday"ın (1905 - 2002) şu dizeleri geldi:

    "Defne Ormanı"

    Köle sahipleri ekmek kaygısı çekmedikleri için felsefe yapıyorlardı,
    Çünkü ekmeklerini köleler veriyordu onlara;
    Köleler ekmek kaygısı çekmedikleri için felsefe yapmıyorlardı,
    Çünkü ekmeklerini köle sahipleri veriyordu onlara.
    Ve yıkıldı gitti Likya.

    Köleler felsefe kaygısı çekmedikleri için ekmek yapıyorlardı,
    Çünkü felsefelerini köle sahipleri veriyordu onlara;
    Felsefe sahipleri köle kaygısı çekmedikleri için ekmek yapmıyorlardı,
    Çünkü kölelerini felsefe veriyordu onlara.
    Ve yıkıldı gitti Likya.

    Felsefenin ekmeği yoktu, ekmeğin felsefesi.
    Ve sahipsiz felsefenin ekmeğini, sahipsiz ekmeğin felsefesi yedi.
    Ekmeğin sahipsiz felsefesini, felsefenin sahipsiz ekmeği.
    Ve yıkıldı gitti Likya.
    Hâlâ yeşil bir defne ormanı altında.


    Bu şiirden haberiniz var mıydı Mahfi bey?

    YanıtlaSil
  7. hocam iç anadoluda büyüdüm.

    90 lı yıllarda, lisedeyken kafası az buçuk, demokrasi, cumhuriyet, katma değerli üretime çalışan tüm arkadaşlarımla (6 taneydik topu topu) eşek gibi çalışıp iyi bir üniversiteye girmeye uğraşırdık.
    üniversite bizim için bulunduğumuz ortamdan kurtuluş yoluydu.
    iç anadoluda ailelerimizden dolayı, esnafı da, ameleyi de, mühendisleri de, hocaları da, doktorları da, milletvekillerini de, işçileri de bilirdik. (bir kaç hoca, doktor ve mühendis dışında)
    demokrasi, cumhuriyet, halkın kendini yönetmesi bir kaç gömlek büyüktü o insanlara.
    cemaatler liseleri, sınıfları, kadroları paylaşmaya çalışırdı.
    gelinen nokta şaşırtıcı değil, hem de hiç değil, belirsiz de değildi, belliydi herşey.

    YanıtlaSil
  8. Mahfi bey

    Ömrünüzde hiç Suudi Arabistan'a gittiniz mi? Hayır, gitmediniz.

    Ömrünüzde hiç İran'a gittiniz mi? Hayır, gitmediniz.

    Ömrünüzde hiç Katar'a gittiniz mi? Hayır, gitmediniz.

    Ömrünüzde hiç Riyad'a gittiniz mi? Hayır, gitmediniz.

    Ömrünüzde hiç Dubai'a gittiniz mi? Hayır, gitmediniz.

    Bütün bu yerlere hiç gitmediniz, hayatın nasıl yaşandığı hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz ama şeriatın kötü bir şey olduğunu iddia ediyorsunuz.

    Niçin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katar hariç bu saydıklarınızın hepsine gittim. Hiçbirini kötülemiyorum sdece örnek almamız gereken yaşamın bunlar olmadığını söylüyorum. Siz, maalesef çoğu insan gibi ön yargılarınızla hareket edip suçlama yapıyorsunuz. Bu, maalesef cahillerin yoludur.

      Sil
    2. Mahfi bey

      Sizin de dikkatinizi çekiyor mu?

      Adsız arkadaşın bahsettiği bütün bu ülkeler ve şehirler, "petrol"ün getirdiği zenginliklerle büyümüş onyıllar boyunca.

      Bu arkadaş belli ki bir fırsatını bulmuş, Dubai'yi, Riyad'ı, Abu Dhabi'yi, Doha'yı gezmiş. Oralardaki binaların yüksekliğinden, gökdelenlerden, yolların yeniliğinden, bol bol "AVM" gezmekten, bol bol "et lokantası" gezmekten etkilenmiş. Görebildikleri bunlarla sınırlı, ötesi yok.

      Aslında bu arkadaşı "Afganistan"a veya "Pakistan"a göndersek, yine şeriat güzellemelerine devam eder mi merak ediyorum doğrusu...

      Ne dersiniz Mahfi bey?

      Sil
  9. Ben egenin bir köyünde 32 kişilik sınıfta ilk okuma yazmayı, arkadaşlarım 1-10 arası rakamları öğrenirken ben 1000 kadar öğrenmiştim. 23 Nısan dan sonra okul kapanır, o yaşta eylül ortasına kadar tütün tarlasında ailemle beraber elimden ne gelirse çalışırdım. İlkokul 2. sınıfa geçtiğımde 5 ay yazılı hiçbirşey görmediğim için mi bilmem arkadaşlarımın arasında sadece ben okuma yazmayı unutmuştum.
    Orta ve liseyi devlet parasız tatılı okudum, 11 yıl okul birincisi olarak okudum, üniversite sınavı için herkes dershaneye giderken ben gitmedim, gerek de yokdu. Sadece bir kitap ile hazırlandım. Başarılı bir ilk sınavdan sonra, ikinci sınav öncesi önceki yılların sınavlarıyla kendimi test edince ilk 100 içine rahat gireceğimi görünce fena heyecanlandım, sınavın 25 dakikasında hiçbirşey yapamadım. Yeterince sınav pratiğim de yoktu. Kalan zamanda yaptıklarımla önde gelen bir üniversitenin gözde bir mühendislik bölümünü kazandım.

    Gelelim asıl konuya, iş hayatına girince gördüm ki bu düzen, insan, emek ve halkı soymak üzerine kurulmuş, bu toplumu oluşturan başta devlet ve sözde zenginlerin önderlik ettiği kokuşuk, ahlaksız, ikiyüzlü bir hırsızlık düzeni. Gençliğimde bilgi ve zekama o kadar çok inanırdım ki, yeterince uğraşırsam yapamıyacağım hiçbir şey yok derdim.
    Zaman içinde öyle özel fikirler geliştirdim ki bugün uygulanmış olsalar bu ülkeye birkaç milyar dolar değerinde sadece verimlilik artışı yoluyla katkı yapmış olurdu.
    Ülkeler boşuna böyle olmuyor, satatükoyu elinde tutanlar her yerde (önde gelen holdinglere ait özel sektör şirket yönetimleri en başta) gelişimin, değişimin önündeki en büyük engel.

    Biraz özel oldu fakat bir taraftan da bu toplumun en önemli sorunlarından biri olduğu için yukarıdaki yorumdan da etkilenip paylaşmak istedim. Bizde niye apple gibi bir şirket çıkmaz sorusunun cevaplarından birisi de bu ülkenin elindeki değerleri yok etmek, sömürmek, onları ödüllendirmek yerine cezalandırmak üzerine kurgulanmış olması.

    Bana gelince uzun yıllar önce profesyonel çalışma hayatımdan istifa ettim, para sorunum yok, ülkede geçerli olan düzene uydum.

    YanıtlaSil
  10. Mahfi Hocam, kitap paylaşımları yapmanız beni çok mutlu etti. Teşekkürler. Devamını sabırsızlıkla bekliyor olacağım. Bu arada, kitapseverlerin çevrelerindeki diğer kitapseverlerle birlikte okumuş oldukları, okuyor oldukları ve okumayı planladıkları kitapları listelemelerini ve değerlendirmelerini sağlayan kullanımı çok basit bir site var: Goodreads. Bence sizin de hoşunuza gidebilir. Eğer dahil olursanız sizi elbette orada da takip etmek isterim.

    YanıtlaSil
  11. Adsız31 Ocak 2024 17:27

    hocam, yukardaki yorumda Piketty hakkında yazmıştım, sizin önceki yorumunuzu da bildiğim için, Piketty'i anlamak isteyenlere kısaca şunu diyebilirim buradan okuyanlara.

    Piketty, ekonomik hangi sorun olursa olsun, çözümünü kendisinin de ait olduğu sosyal elit kesimin kontrolündeki bir yola sevkeder.

    Nelerdir? Vergi ile sorunları çözelim der mesela. Peki vergiyi kim belirler? Piketty'nin yaşadığı Fransa'daki Piketty'i tutan ve Piketty tarafından değerleri övülen insanlar belirler orada vergiyi.

    Gelirin eşit dağılımı, ilerdeki geliri artırır der. Peki eşit dağılımdan en çok kim fayda sağlar? Piketty'i destekleyen elitlerin kontrolündeki kamu şirketleri ve Piketty politikalarını savunan kamu şirket çalışanları, sözde gelirleri arttı diye o politikacılara daha bi coşkuyla destek verir.

    Peki, öyle bir gelir dağılımında gücü yüksek zenginlerin vergisi artarsa ne olur? Piketty'i savunan elitler güçlü rakiplerinden kamu eliyle kurtulmuş olur, kümesin horozluğunda rakipsiz olurlar.

    Piketty gibi insanlar sorun çözmek için değil, kendi ahbapları tepede kalsın diye uğraşır. Günün sonunda faturayı kendi destekçilerinin ödeyeceklerini bile bile.

    7e!TO&J$5U%E%8d!

    YanıtlaSil
  12. Önerileriniz icin cok tesekkür ederim hocam, elimden geldigince alip okumaya calisacagim. Saygilarimla

    YanıtlaSil
  13. Hocam biz sizin yazıları okumaya anca zaman bulurken bunca kitabı okumaya nereden vakit buluyorsunuz? Tamam kapasite farkı var ama yine de havsalam almıyor.

    YanıtlaSil
  14. Sayın Hocam paylaşımlarınız için teşekkürler.Dünyada en önemli şeyin bilgi olduğunu,bilgi olmadan hiçbir şeyin oluşup gelişemeyeceğini,hiçbir sorunun çözülemeyeceğini,bilgi üretemeyen toplumların gelişemeyeceğini de bize hatırlattınız.Saygılarımla..

    YanıtlaSil
  15. Kitap yorumlarınız çok kıymetli. Malesef her şeyde olduğu gibi kitapların fiyatları da astronotlar gibi uzaya çıktı. Bu açıdan aradan hangisini okusak diye seçim yapmaya çalışırken önümüzde kılavuz olması önemli..

    YanıtlaSil
  16. SAYIN HOCAM KRİPTO VARLIKLAR ALTINA KARŞI BİR ALTERNATİF OLARAK MI PİYASAYA ÇIKARILDI.KRİPTO VARLIKLARIN İKTİSAT'TA VE MUHASEBE'DE YERİ NEDİR.

    YanıtlaSil
  17. Hocam kitaplarınızı korsandan okurum,hakkınızı helal edin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Emeğe saygı duymayana hak helal edilmez.

      Sil
    2. Selam Mahfi hocam,

      Bu yorum aklıma getirdi, Türkiye'de sizin kitaplarınızı meb okulları, üniversiteler ve halk kütüphaneleri alıyor mu?

      Geçen yıl halka açık kaynaklardan derlediğim bir çalışma oldu.
      Dokuz kütüphane toplam 20 üzeri nüsha almış.
      Sayı fazla değil ama neşe vericiydi. alım sebeplerini öğrenmek için aradım onları,
      sonradan bana dönüş yaptılar, aynı katalogdaki kotalarını uygun fiyatlı diye benden tamamlamışlar :)
      Bireysel alımları bilemiyorum da, kurumsal alımların listesi bana geliyor.

      sizin ülke iktisat yazın hayatında istisnai yeriniz var, en az 12-15 bin nüsha arası kütüphanelerden düzenli talep olmasını beklerim.

      5GV&pIETxIAwFvw5

      Sil
  18. Thomas Piketty’nin ilk kitabını okumuştum, ikincisinden haberim yoktu, yazmanız iyi oldu; inşallah okurum. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  19. Kitap yazmak kolay bir çalışma değil ve herkesin yapabileceği bir iş değil birincisi o konuda çok bilgili olmalı ve kişi yazacak havaya girmesi lazım ve sabır isteyen bir iş blogda yazı yazarken Türkçe dilbilgisine uygun olsun diye defalarca yazdığınız yazıyı inceleyip düzeltiyorsunuz ki yazılan yazılar yarım kitap sayfası bile değil.
    Kitap yazanların emeğinin karşılığını alması lazım ki yazmaya devam etsinler kitap fiyatları maliyeti çok arttığını düşünüyorum ve her kitap çok satılmaz belirli bir topluluğa hitap eder bu nedenle maliyeti daha yüksek olur en alt gelir grubundan emekliyim kitaba ihtiyacım varsa alıyorum ayda 100 TL civarı bir kitapı herkes alabilir.

    YanıtlaSil
  20. Ben cehalet diz boyu sanıyordum yanılmışım, özür dilerim. Adam İslam ülkelerini tek tek saydıktan sonra soruyor: Bu ülkelere gitmeden şeriatın kötü olduğunu nasıl bilebilirsin diyor. Son 20 yılda cehalet, bağnazlık, yobazlık ve gericilik almış başını gitmiş. Gırtlağımıza kadar batmışız ve hiç bir düzelme ümidi yok.

    YanıtlaSil
  21. Hocam orta sınıf yok olmuş, kim okuyacak bu kitapları?

    YanıtlaSil
  22. Hocam merhaba Ayn Rand "Hayatın Kaynağı"nı okudunuz mu? Türkiye'de az bilinen seveninden çok nefret edeni olan bi filozof Ayn Rand. Kitap bir roman ve kendi felsefesini anlatıyor. Çok sert, etkili.

    Yazılarınız için de çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayn Randın kitaplarını okumadım o nedenle bir şey diyemeyeceğim.

      Sil
    2. Özellikle Atlas Silkindi romanını tavsiye ederim. Günümüzde yaşanan olaylara da açıklık getirebilecek (fakirlik ve dincilik akımları) felsefeyi ve kötülüklerini anlatıyor.

      Sil
    3. İleri yaşlarda 20 yy polemikçi düşünürlerini okumak zaman kaybı,21 yy düşünürlerini tavsiye ederim.

      Sil
  23. Değerli tavsiyeleriniz içim çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  24. Hocam turki cumhuriyetlerin ekonomik durumlari hakkinda bir gün yazı kaleme alabilirmisiniz

    YanıtlaSil
  25. Okumak her zaman iyidir. Kreşe giden 4 yaşındaki torunum bir an önce okumayı öğrenmek istiyor.

    YanıtlaSil
  26. Hocam MB den erken faiz indirimi bekliyormusunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MB'den hiçbir şey beklemiyorum, yetkisi yok.

      Sil
    2. Merkezin eski başkanı da küsmüş diyorlar, devir teslim bile yapmadı.

      Londra dan Timothy isminde fon idarecisi var, ikinci sınıf fonlar yönetiyor (yanlış anlama olmasın, adama ikinci sınıf demiyorum, yönettiği fonlar ikinci, üçüncü sınıf satışı da zor olan kalitesiz fonlar). Şimşek ve politikalarını pohpohlayıp duruyor, bi ihtimal ki müşterilerine türk varlıkları sattırdı, ayranım ekşi dememek için, her şey yolunda muhabbeti çekiyor.

      İsim ve cinsiyet vermeyim de : ) delinin biri de kurdu(r)ğu (ve kur(du)racağı) fonları üzerinden yabancı yatırımcı çekmeye çalışıyordu nyc de geçen ay. bunlar kimlerle oynadıklarını bilmiyor. iş dünyasında para pul işlerinde öyle gizli saklı olmaz, herkes denetlenir ve çapraz kontrole sokulur, hele para pul işinde üçlü kontrol yapar biri her duyduğunu. söylediklerini masanın karşısındaki dinleyen kişiler bizzat ankarayı arayıp teyit ettirmeye çalışırken yakalanmış.

      ne diyeyim bilemedim, belki de mahallede daha yüksekte oturan başka bir tereci vardı da komisyonu yolundaki ayrık otunu temizledi, böyle yerlerden hayır gelmez, tevâtür eksik olmaz, bunların hepsi fiyatın içindedir.

      yazılamayanı yazmış olalım.

      cxD^pDjEej3sP*Z4

      Sil
  27. Türkiye rahat ve kolay zamanlardan geçti,
    Türkler, hoş sözler söyleyeni başlarına seçti,
    Batı askeri koruması, ata mallarının parası,
    Rahat, geniş, demagog insanları iktidara itti.

    Türkiye'ye olanın özeti budur. Ahali halinden memnundur.
    Bana dokunmayan yılan bin yaşasın kafasındadır.

    Umut var mıdır diye hep soruyorlar, umut her zaman vardır,
    yeter ki durumun farkına ahali varsın ve aklı selim insanlara görev versin.

    İzninizle düşüncemi en güzel ifade eden Mehmet Akif şiirini bloğunuza bırakayım.
    Daha kötü günlerde Akif bunu yazdı.

    Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak…
    Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.

    Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
    İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:

    Ey dipdiri meyyit, ‘İki el bir baş içindir.’
    Davransana… Eller de senin, baş da senindir!

    His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin?
    Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin.

    Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
    Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?

    Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?
    Esbâbı elinden atarak ye’se yapıştın!

    Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
    Tek bir ışık olsun buluver… Kalma yolundan.

    Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
    Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!

    Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
    Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?

    Ye’s öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
    Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!

    Hüsrâna rıza verme… Çalış… Azmi bırakma;
    Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!

    Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş…
    Sesler de: ‘Vatan tehlikedeymiş… Batıyormuş! ‘

    Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
    Tek kol da demiyor bir tarafından!

    Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
    Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.

    Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar…
    Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.

    Feryâd ile kurtulması me’mûl ise haykır!
    Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!

    ‘İş bitti… Sebâtın sonu yoktur! ‘ deme, yılma.
    Ey millet-i merhûme, sakın ye’se kapılma.

    NZaTbEB@x6W1T4K^

    Not: Akif bu şiiri yazdıktan sonra Anadolu kadar Türk toprağı bir daha asla alınmamak üzere kaybedildi. Günümüzdeki âtaleti Türkler üzerlerinden atana kadar, Trakya (Belki Marmara ve İzmir civarı), Güney Doğu Anadolu ve Kıbrıs'ın Kuzeyini kaybedebilirler. Türkiye'nin toprak bütünlüğünü koruyan tek unsur, Batı'dır, Türkiye kendi kaynakları ile toprak bütünlüğünü korumaktan aciz bir devlettir. Gerçeği bilip, gerçek çözümler bulmak gerektir.

    Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir şiir ve yorum.

      "Elleri böğründe yatan şaşkın adam kalk"
      Mahfi hocam, Mehmet Akif'in bu cümlesi,
      "göbeğini kaşıyan adam" diyen Bekir Coşkun ile aynı değil mi?
      Akif döneminde ellerini böğrüne koymak ayıptı ve tembel, işe yaramaz, boş duranlar için kullanılırdı. Bekir Coşkun, günümüz dili ile kullanmış, hiç bir fark yok, aynı kişiyi tasvir ediyorlar.

      Biri mahkemelerde süründürüldü, itibar suikastine uğradı, bir diğerine devlet marşı yazdırıldı.

      Sil
  28. Hocam farkli bir alandan lisans derecem var. Tezsiz Yuksek lisans olarak ilk once ekonomiyi mi isletmeyi onerirsiniz. Sizce siralama nasil olmali? iki alanada ilgiliyim 1. ve 2. olarak hangilerini yapayim

    YanıtlaSil
  29. hocam polonyada para arzı artmış olmasına rağmen enflasyonun yüksek çıkmamasını nasıl yorumlarsınız?türkiyedeki para arzı artış hızını doğal bulan bir yazı okudum da sizin düşüncenizi merak ettiim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Polonya'da enflasyon ve faiz oranı birbirine çok yakın, bizdeki gibi fark yok.

      Sil
  30. Hocam faiz silahı tutukluk mu yapıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır, silahın etkisinden korkuyoruz.

      Sil
    2. faizi çıkardın mı kullanmak zorundasın,
      kullanmazsan piyasada vururlar, kuralı budur,
      faizi eline aldın mı çekip hedefe kadar kullanmak zorunda merkez bankası.
      karşısındaki finans oyuncuları da boş değil, bu bir savaş veya mücadele kesinlikle değil,
      ama karşıdaki kişiler yönetmeliklerle hareket eden kimseler, ellerinde bir şablon var, o şablona göre meşru mücadele haklarını kullanmak zorundalar, ve mb faizi düşürdüğünde, tüzükleri gereği türkiyeyi daha çok dış borca sokabilecek hamle yapmak zorundalar.

      10 yıl önce bana sorsalar türk finans dünyası bu tip çalkantıları kaldırır derdim,
      şimdi diyemem.
      sebebi de türk finans piyasa derinliği 10 yıl öncesine göre azaldı, küçüldü.
      türkiye eskisine göre daha küçük oyuncu, batılı yatırım yapabilecek sermaye ise göreceli daha da büyüdü.

      bir misal vereyim.
      türkiyenin gelir getiren sektörlerinden akdeniz turizmi, 10 yıl sonra büyük bir rekabet ile karşı karşıya kalacak. bu rekabetin altyapısını oluşturan da türkiyenin yapmadığı turizm yatırımları.
      şu anda akdeniz de, türkiye turizm gelirinin 2.5 katını gelir olarak hedefleyen yatırımlar başladı. bu büyük beklenti, elbette türk turizm gelirinden pay alacak, yatırım yapan akdeniz ülkeleri arasında pay edilecek.

      işin bir ucunda Ab den İsrail e giden turisti, israil deki olaylar sebebiyle yakalamak isteyen alternatif yatırımcılar da var. sadece turizm gelirini korumak için bile türkiyenin en az 40 ile 45 milyar euro dış kaynağa ihtiyacı var.

      türkiyenin kaynak ihtiyacı malesef faiz ile kısıtlı değil, ama faiz bu kaynağın bir ayağı.

      g7&&YfLLB6nVltF2

      Sil
  31. Mahfi bey, müneccim olmadığınızı biliyorum.

    Yerel seçimler bittikten sonra bile enflasyon kontrol altına alınamazsa, "500 TL" ve "1000 TL" kağıt para/banknotların hazırlanmaya başlanacağı söylentisi dolaşıyor.

    Siz böyle bir ihtimal görüyor musunuz?

    (Zaman tahmininizi sormuyorum.)

    YanıtlaSil
  32. ilginç zamanlarda yaşıyoruz.....dönüşüm,farklılaşma tam gaz devam ediyor........tabiki bunların ekonomiye yansımaları ve değişen ekonominde bu dönüşümü etkileyerek giderek hızlanan bir sarmal oluşturması........
    günlük olandan ziyade farkedilmeyen dip dalgalarını önemsiyorum....
    mesela
    üç beş yıl öncesine kadar bu kadar nufusu napacağız derken pandemi sonrası nufus artışımız bıçak gibi kesildi.2023 te %0.1 (binde bir) nufus artışımızvar.
    mesela..
    aileler küçülüyor........çekirdek aileden sonra şimdide tek ebeveynli aile kavramı ortaya çıktı anne+çocuk yada baba+çocuktan oluşmuş aileyi tanımlıyor...toplam aile sayımızın %10 kadarını oluşturuyor...
    mesela....
    artık tamamen şehirli bir toplumuz... köylerde nufusun sadece %6.5 otururken şehir tanımına giren yerlerde%93 ........bu oran almanya fransa ingiltere italya polonya ve diğer avrupa ülkerindenin çok üstünde...(neden acaba tarım üretimimiz düştü acaba)
    mesela...
    dünyada dine ilgi azalıyor..ingiltere,danimarka hollanda baltık ülkelerinde dinsiz sayısısı dindarların sayısını geçti..bazılarınca ingiltere artık çoğunluğu hristiyan olan bir ülke değil..kore çin japonya yı saymıyorum
    bilinenin aksine amerika aşırı dindar bir ülkedir.amerikanın ortası,missihipi boyunca uzanan eyaletlere topluca incil kuşağı denilir.cumhurıyetçi ve aşırı hristiyanların harman olduğu yerlerdir.........kısa kesersek amerikadada bile dinsizlik oranları yüzde yirmileri geçmiş z kuşagında yüzde kırklerı zorlamaktadır...
    bize gelince ...pek dillendirilmesede araştırmalarda dinsizlik oranımızın %10 lara yaklaştığı yani %99"u müslüman söyleminin artık çok gerilerde kaldığını görüyoruz.
    saydıklarım arasında dinin gerileyişi ilginç geliyor..bu konuda prof dr Ali köse hocanın DİNİN GERİLEYİŞİ kitabını tavsiye ederim. konun tabiki ekonomik temelleri ve tabiki sonuçlarıda olacaktır......bu konuda sizden birkaç makale beklediğimizi birde sizin gözünüzden nasıl göründüğünü okumak istiyoruz

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi