KKM'nin Maliyetinin Hesaplanması
Kur Korumalı Mevduat Hesapları (KKM), 2021 yılının Eylül ayında enflasyon (yüzde 19 idi) yükselme eğiliminde olduğu halde Merkez Bankası’nın (TCMB) faizi (yüzde 19 idi) indirmeye başlaması sonucu dövize başlayan hücumu önlemek amacıyla Aralık ayında devreye sokuldu. Bankalarda KKM hesabı açanlar, ya TL ya da döviz mevduat hesabındaki paralarını belirli bir vade ve faiz karşılığı KKM hesabına yatırıyorlardı. Vade sonu geldiğinde, TCMB tarafından ilan edilen döviz alış kuru ile hesap açılışındaki döviz alış kuru karşılaştırılıyor, vade sonundaki kur farkı, hesabın faiz getirisinden yüksekse kur farkı, faiz getirisi kur farkından yüksekse o zaman da faiz ödeniyordu. Böylece bu modelle mevduat ister TL isterse döviz cinsinden olsun kurdaki değişmelere karşı korunmuş oluyordu.
Başlangıçta TL mevduatın kur
farkları Hazine tarafından bütçeden, döviz tevdiatından gelen kur korumalı
hesapların kur farkları da TCMB tarafından ödeniyordu. 2023 yılı Temmuz ayında çıkarılan
yasa ile her iki yükümlülüğün de TCMB tarafından karşılanması hükme bağlandı.
Bununla birlikte geçmişten gelen yükler nedeniyle, bütçeye yük gelmesi devam etti.
2023 yılı sonunda Türk Lirasından geçerek KKM hesabı açılması uygulaması
kaldırıldı. 15 Şubat 2025’de tüzel kişilerin KKM hesabı açması ve yenilmesi
uygulaması kaldırıldı. 23 Ağustos 2025 tarihi itibarıyla yeni KKM hesabı
açılması uygulaması tümüyle sonlandırıldı, vadesi gelenlerin de yenilenmemesi
kararlaştırıldı.
KKM’nin 2022 yılında bütçeye yıllık
yükü 92,5 milyar TL oldu ( 5,6 milyar USD.) 2023 yılı bütçesine yükü yedinci ay
itibarıyla bütçeye yükü (işlem tamamen TCMB’ye devredilene kadar) 59,5 milyar
TL (3,1 milyar dolar) olarak gerçekleşti. Buna göre KKM, bütçeye toplamda 8,7
milyar dolarlık bir maliyet yarattı. KKM hesaplarından elde edilen faiz ya da
primlere vergi kesintisi (stopaj) uygulanmadığı için, kur farklı ya da faiz ödemeleri
net yapılıyor, dolayısıyla buradan Hazineye bir katkı gelmiyordu. Dolayısıyla
8,7 milyar dolarlık maliyet net maliyettir.
KKM hesapları için bütçeden
yapılan ödemeleri kamu hesaplarında açık bir biçimde görebilmemize karşılık
aynı açıklık TCMB hesaplarında söz konusu değil. Bir başka ifadeyle TCMB’nin
KKM uygulaması dolayısıyla karşılaştığı maliyetin ne olduğunu net bir biçimde
göremiyoruz. Buna karşılık 2022 yılına kadar kâr edip bu kârının büyük kısmını
Hazine’ye (bütçeye) aktaran TCMB’nin 2023 yılında 818,2 ve 2024 yılında 700,4
milyar lira zarar açıklamış olması, zarar kalemlerinden bazılarında önceki
yıllara göre çok yüksek artışlar olması bu zararların önemli bölümünün KKM’den
kaynaklandığını düşünmemize yol açıyor. Bu kalemleri toplam zararın yüzde 90’ını
oluşturduğunu tahmin ederek hesaba alıyoruz. Bu durumda KKM kaynaklı zararları 2023
yılı için (818,2 x 0,90 =) 736,4 milyar TL, 2024 yılı için (700,4 x 0,90 =) 630,4
milyar TL olarak tahmin etmiş oluyoruz. Bu varsayımlara göre hazırladığımız KKM
maliyeti tablosu şöyle görünüyor (tabloda yer alan veriler merkezi bütçe
ayrıntı tablolarından ve TCMB bağımsız denetçi raporlarından alınmıştır. TCMB’nin
uğradığı zararın KKM’den kaynaklanan kısmı tahmin edilirken yukarıda
değindiğimiz gibi toplam zararın yüzde 90’ının KKM kaynaklı olduğu varsayımı
yapılmıştır.):
Not: 2023 yılında bütçe başlığı
altında yer alan dönem ortalaması USD kurunun TCMB başlığı altında yer alan
dönem ortalaması USD kurundan farklı olmasının nedeni bütçe uygulamasının 2023
yılının ilk yedi ayında geçerli olmasındandır.
Tabloya göre KKM uygulamasının üç
yıllık uygulamasının maliyeti 58,9 milyar dolar olarak tahmin edilmiş bulunuyor.
Bu ay itibarıyla yenilenmemesine
ve bu yolla tasfiye edilmesine karar verilen KKM hesaplarının başından bu yana
gelişimi aşağıdaki tabloda gösteriliyor (tabloda yer alan veriler BDDK haftalık
veriler raporlarından alınmıştır):
Tablodan görüleceği üzere Ağustos
ayı itibarıyla KKM hesaplarında hala 440,5 milyar lira (10,9 milyar dolar)
bulunmaktadır. Bu artığın tasfiyesi, vadelere bağlı olarak, birkaç ay daha
alacaktır. Dolayısıyla KKM’nin 2025 yılında da TCMB’ye belirli bir maliyeti
olacak ve 58,9 milyar dolarlık daha da yukarı itecektir.
Buraya kadar paylaştığımız
hesaplarda KKM hesaplarından elde edilen gelirlerden vergi alınmaması yoluyla
Hazine’nin kaybettiği vergi gelirleri yer almıyor. Eğer faizler düşürülerek KKM
yoluyla normalde bankaların ödemesi gereken faizleri Hazine ve TCMB’nin
üstlenmesi söz konusu olmasaydı, bankaların ödeyeceği faizlerden vergi
kesintisi yaparak bunları Hazine’ye ödemesi gerekecek, dolayısıyla bütçe
maliyetle karşılaşmak yerine gelir toplayacaktı. Öte yandan TCMB’nin zarar
etmesi nedeniyle Hazine’ye kâr payı devredememesi Hazine’nin başvurduğu ilave
borçlanma için ödemek zorunda kaldığı faizler de bu hesapta yer almamıştır. TCMB’nin
KKM uygulaması dolayısıyla zarar etmesi, kurumlar vergisi ödemesini de ortadan
kaldırdığı için bu nedenle bütçe açısından ortaya çıkan gelir kaybı da bu
hesaplara dâhil edilmemiştir. TCMB’nin zararı önemli ölçüde zorunlu
karşılıklarla finanse edilmiş, TCMB bu karşılıklara faiz ödemiştir. TCMB’nin
maliyeti hesaplanırken bu ödemelerin de dikkate alınması gerekir.
Bunları da eklediğimizde KKM’nin Türkiye ekonomisine
olan maliyeti daha da yükselecektir.
Enflasyonun yükseldiği bir
ortamda faizi iki puan yükselterek ve ne Hazine’ye ne de TCMB’ye maliyet
yüklemeden çözülecek bir ekonomik sorunu son derecede yanlış bir şekilde muhtemelen
70 milyar dolar dolayına ulaşacak bir maliyetle çözmek en ciddi ekonomi
politikası hatalarından birisi olarak tarihe geçmiştir. Bu dönem boyunca bankalar,
faiz yüklerini KKM üzerinden Hazine ve TCMB’ye devretmeleri dolayısıyla bir
yandan ciddi kârlar elde etmişler bir yandan da KKM hesaplarını tutturabilmek amacıyla
müşterilerin bu hesaplarda kalmasını sağlamak için (yüksek miktarda düşük
faizli tahvil tutmak zorunda kalmaları gibi) ek maliyetler üstlenmek zorunda
kalmışlardır.
Türkiye, KKM’den çıkabilmek için
faizi yükseltmek zorunda kaldı. KKM işi başlarken TCMB politika faizi yüzde 19
idi ve bu oran yüzde 8,5’e kadar düşürüldü. Bu dönemde enflasyonun çok altındaki
faiz oranlarıyla bireysel ve ticari kredi kullandırıldı. Bu şekilde kredi
kullananlar inanılmaz kazançlar elde ettiler. 2023 ortasından başlayarak
KKM’den kurtulmak için yüzde 50’ye çıkarılmak zorunda kalındı. An itibarıyla
yüzde 43, açıklanan enflasyon oranının yaklaşık on puan üzerinde. 2023
ortasından itibaren faiz yükseltilip kur da baskılanınca carry trade denilen
olgu yaşanmaya başladı. Türkiye iki yıldır bu kıskacın içinde bulunuyor.
Carry trade’in işleyişini ve
buradan ülkeye maliyet bir çıktığını bir örnekle açıklayalım. USD/TL kurunun 40
TL olduğunu, faiz gelirlerinden yüzde 15 vergi kesildiğini, bankanın bir yıllık
TL mevduata yüzde 40 brüt faiz verdiğini düşünelim. Böyle bir ortamda bir
kişinin bankada faiz alamadan duran 100.000 dolarını Türk Lirasına çevirdiğini
ve eline geçen 4.000.000 lirayı bankaya bir yıl vadeli olarak ve yüzde 40 brüt
faizle yatırdığını, yıl süresince kurun hiç değişmediğini düşünelim. Bu durumda
bir yıllık vade sonunda bu kişinin 1.600.000 lira brüt faiz geliri olur. Bundan
stopaj kesildikten sonra eline 1.360.000 lira geçer. Anaparasıyla birlikte
toplam 5.136.000 lirayı dolara çevirirse 134.000 dolara ulaşır ve sonuçta bu
kişi bir yılda yüzde 34 dolar faizi elde ederek inanılmaz bir kazanç sağlamış
olur. Böyle bir dolar faizini dünyanın hiçbir yerinde elde etmek mümkün
değildir.
2021 Eylül ayında faizi düşürerek
KKM’yi yürürlüğe koymak durumunda olmasaydık kimseye böyle bir faiz ödemesi
yapmak zorunda olmayacaktık. Ülkenin carry trade sonucu karşılaştığı maliyetin
boyutunu tam olarak bilmiyoruz. Üstelik bu devam ediyor ve daha bir süre devam
edecek. Büyük olasılıkla buradan gelecek maliyet KKM maliyetinden aşağı
olmayacak. Dolayısıyla KKM maliyetini hesaplarken carry trade’den gelen
maliyeti de işin içine katmak gerekir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı KKM’den
kendisine düşen ödemeleri nasıl kuruşuna kadar hesaplayıp yayınlamışsa aynı işi
TCMB’nin de yapması şeffaflık politikasının bir gereğidir diye düşünüyorum.
Ekonomi politikası; bilimle
sanatın bir karışımıdır. Eğer bu konulara bir sanatçı hassasiyetiyle ama aynı
zamanda bir bilim insanı titizliğiyle yaklaşmazsanız sonuçta karşınıza böyle
anormal maliyetler çıkar.
Yine harika bir yazı. KKM nasıl ortaya çıktı? Önemli olan bu sorunun yanıtı. Üstad size bir kitap göndermek isterim, ulaşatırabileceğim bir adresi iletirseniz sevinirim. İsmi yapısal reform önerileri. (adiguzelmustafa@yahoo.com adresine iletebilirsiniz)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Mustafa Bey. Bu kitabınız bende var, okudum.🙏
SilMahfi Hocam.. en son verilere göre MB döviz rezervi 176 buçuk milyar dolar oldu. Sizce Türkiye için yeterli M döviz miktarı ne kadar olmalı? Cevap yazarsanız sevinirim.
Silhocam iktisat öğrencisiyim sizin kitaplarınızı okudum ancak daha teknik kitaplara ihtiyacım var temel seviye bir kitap öneriniz var mıdır ? bu arada en sevdiğim kitabınız merkez bankası oldu :) teşekkürler
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilMikroekonomide daha derinliğine kitap arıyorsanız Zeynel Dinler'in kitabı iyidir. Makroekonomide ise benim makroekonomi kitabı yeterli olur. Sevgiler.
KKM ye enteresan bir bakış,kazananların değil kaybedenlerin tarafından bakılıyor.
YanıtlaSilMerhaba Sayın Hocam,
YanıtlaSilBugün bir programda bu konu, sizin de değerli katkınızla gündeme geldi. Hatta bir gazeteci, işi iktisat bilimini matematikten tamamen ayırmaya kadar götürdü. Sonrasında da ‘Bu hesabı neye göre yapıyorsunuz efendim?’ diyerek ortalığı epey hareketlendirdi. Neyse ki hukukçu konuklar, meselenin sosyal yönüne dair bazı önemli cevaplar verebildi.
Ben de genç bir meslektaşınız olarak sizleri takip etmekten gerçekten çok mutluluk duyuyorum. Bu tartışmanın hemen ardından yazınızla karşılaşmak ise benim için ayrıca sevindirici oldu.
Çok teşekkür ederim, saygılar
🙏🏼
Sil
YanıtlaSilMustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini tekrar tekrar ve sindirerek okuma,anlama ve anlatma zamanı çoktan gelmiş.
Bir halk nasıl uyutulur,nasıl soyulur,nasıl aptal yerine koyulur?!!Çok yazık!
Devlet ve onun karar mekânizmaları,çıkar gruplarının elinde oyuncak olmuş.Milletinin devleti olmaktan çıkmış.
Liyakâtsızlık,köşe dönmecilik,şark kurnazlığı,ahlâksızlık her yeri sarmış.
Toplumsal çürüme bizi içten içe yiyip bitiriyor.
Devlet: esir alınmış
Halk: sahipsiz.
Son iki yazınızdan sonra benim hissiyatım ve teşhisim budur Hocam.
Aslolan,bu hastalığın tedavisine bir an önce başlamaktır.
Nasıl bir tedavi olacağını,nerden başlanacağını ve bunu kimin uygulayacağını konuşmak gerekir.
Saygılarımla.
Mahfi hocam KKM nin olumsuzluklarını ve maliyetini her ortamda anlattınız ama dikkate almadılar, bizlerde anlattık kimse takmadı, Nebati veya Ağbal fark etmiyor kim bakan olursa olsun direksiyonda tek adam onunda tek bir amacı var ne olursa olsun seçim kazanmak, ülke ekonomisinin hiç bir önemi yok bu gün de öyle ama artık göl kurudu taka karaya oturdu, güzel bir yazı yararlandım da yüreğinize sağlık...
YanıtlaSilMahfi Hocam, KKM maliyeti üzerine yaptığınız analiz, genel çerçevede oldukça aydınlatıcı ve değerli bir perspektif sunuyor. Bununla birlikte, Merkez Bankası zararlarının tamamının KKM’ye yüklenmesi, döviz kuru verilerinin güncelliği ve Hazine gelirleri üzerindeki dolaylı etkilerin hesaba katılmaması, maliyet tahminlerinin kapsamını kısıtlayabiliyor. Ayrıca, KKM hesaplarının vade yapısı ve faiz oranı değişimlerinin etkileri de modelde yer almadığı için sonuçlar kısmî bir görünüm veriyor. Eğer KKM yerine faizler artırılmış olsaydı, bütçeye yansıyan maliyetin farklı olacağı, muhtemelen daha sınırlı ve doğrudan faiz gideri olarak ölçülebilir bir alternatif maliyet ortaya çıkacağı düşünülebilir. Analizinizi güncel veri ve diğer makroekonomik değişkenlerin dâhil edildiği bir modelleme ile desteklemek, maliyet değerlendirmesini daha sağlam ve kapsamlı hâle getirebilir.
YanıtlaSilMAHFİ HOCAM KENDİ İÇERİSİNDE BİR DÖNGÜ OLUŞTURAN BU SİSTEM, ÜLKEMİZİ MİNİMUM 100 MİLYAR DOLAR LONDRA LİBOR FAİZİNDEN KURTARDI DİYE DÜŞÜNÜYORUM.
YanıtlaSilYazınız için teşekkürler, elinize sağlık!
YanıtlaSilKaleminize sağlık hocam, uygulanan akıl dışı ekonomik kararların toplumsal yapıya verdiği onarılmaz zararları da bir gün yazmanızı dilerim.
YanıtlaSilHocam aklı başında kimsenin kabul etmeyeceği malum nas kararlarını olacakları bilmeden aldıklarını düşünüyor musunuz? Alınan kararla halk fakirleşirken kimlerin zenginleştiğine bakınca hiç de iş bilmezlikten yapılan hatalar gibi gelmiyor bana.
YanıtlaSilHocam gerçekten teşekkür ederim, bu yazınızla görüyorum ki bir kişinin istikbali uğruna ülkenin geleceğine yapılacak yatırımlar çöpe atılıyor, bir ülkenin geleceği çalınıyor. Bu durumda bile insan uyanmıyor. Huzur ve refahın yüksek olduğu günler umarım gelecektir.
YanıtlaSil