Konut Fiyatları Buralara Nasıl Geldi?

Özellikle enflasyonun yüksek, faizlerin düşük, konut arzının düşük, nüfus artışının yüksek,  olduğu ülkelerde bir de göç alma olgusu varsa gayrimenkul bir yatırım aracına dönüşmekte, parası olanlar kendi ihtiyacı olan konutun yanında yatırım amacıyla ikinci, üçüncü konutlarını almaya yönelmektedir. Bunu yaparken iki amaçları vardır: (1) Oturdukları dışında aldıkları konutları kiraya vererek kira geliri elde etmek. (2) Yeterince değer kazandığına ve kendilerine ek kazanç getireceğini düşündükleri aşamada bu konutları satarak paraya çevirmek.

Türkiye’de sürekli olarak bir konut açığı vardır. O nedenle konut fiyatları artış eğimindedir, çoğu kez de enflasyonun oldukça üzerinde artar. 2021 yılında Merkez Bankası enflasyonun yükseldiği bir ortamda faizleri düşürmek suretiyle son derecede yanlış bir politika izlemeye başladı ve bu hamlenin sonucunda enflasyon ve kur yükselişe geçti. Yatırımcılar reel faizin çok büyük farkla negatif hale geldiğini görünce tasarruflarını gayrimenkul alımına yönlendirdi. Konut arzının zaten sıkıntılı olduğu bir ortamda bu şekilde ortaya çıkan talep artışı fiyatların iyice yükselmesine yol açtı.

Konut fiyatlarındaki artışı aşağıdaki tablodan izlemek mümkündür (kaynak: TCMB, Konut Fiyat Endeksi, TÜİK, TÜFE Enflasyonu Göstergeleri, TCMB faiz tablosu ve TCMB USD kuru tablosu):  

 

Yukarıdaki tabloyu bir grafiğe dönüştürürsek durumu daha net görmek mümkün olacaktır:

     

2021 yılının son çeyreğinde başlayan bu yanlış ekonomi politikası uygulaması bütün dengeleri bozmuş, yalnızca enflasyonu içinden çıkılması son derecede zor bir yere getirmekle kalmamış, gayrimenkul fiyatlarını ve kira bedellerini astronomik düzeylere taşımıştır. İki yılda yaratılan bu facia iki yıldan fazla zamandan beri düzeltilemiyor.  

Bir de OECD’nin konut fiyat endeksinde 2015 – 2024 arasındaki gelişmeyi gösteren uluslararası karşılaştırmalı grafiğini paylaşalım (2015 = 100, kaynak: OECD, Housing Prices):

Bu grafik, izlenen yanlış ekonomi politikasının yol açtığı faciayı uluslararası karşılaştırma temelinde çok daha net biçimde ortaya koyuyor. 

Ekonomi, kahvehanelerde konuşulan konuların deneneceği bir deneme tahtası değildir.  


Yorumlar

  1. Yazınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  2. Ekonomi Erdoğan için bir deneme tahtasıydı maalesef.

    YanıtlaSil
  3. Merhaba Mahfi Hocam
    Kıyaslamada konut indeks artışını dikkate almak daha doğru olmaz mı?

    YanıtlaSil
  4. Mahfi Bey, alış fiyatı / yıllık kira oranlarına bakacak olursanız Türkiye'de ya kiralar çok düşük ya da konutlar çok pahalı. Saygılarımla

    YanıtlaSil
  5. Hocam " Ekim 10, 2025 tarihli yazınızda Yatırım Araçlarının Son 10 Yıldaki Getirileri Üzerine Bir Karşılaştırmada " Bitcoin bu araçlar arasında yatırımcısına en fazla getiri sağlamış olan araç olarak birinci sırayı açık ara ile alıyor. Onu altın ve konut izliyor. diye yazmıştınız . Konut her zaman değerini koruyor . 2023 yılında seçim öncesi 7,5 milyon konut talebi olmuştu . Bu miktar hiç azalmıyor . Bu kadar talebin olduğu bir sektörde fiyatlar grafikte görüldüğü üzere devamlı artar .

    YanıtlaSil
  6. Konut kredisini açmayıp enflasyonu düşerecek hamle yaptıkları için Yeni sistem Emlak konut ve Toki projeleri ile Para basmadan milletin biriktirmiş olduğu altını ve dövizi piyasaya sürerek Bedava para ile konut yapmak istiyorlar

    YanıtlaSil
  7. merhaba hocam. altının düşüşü ile birlikte konut sektörüne yönelme olabilir mi? bu yöneliş tekrar konut fiyatlarını arttırır mı? yoksa altındaki aşırı yükseliş/düşüş bir servet transferinin işareti mi?

    YanıtlaSil
  8. Akla yatkın düşüncelerin kahvehanede konuşulması gerekirken, kahvehanede konuşulan akla hiç yatkın olmayan düşüncelerin, siyasi mekanizma tarafından, ülke ekonomisini belirlemesine bilinçli kötülük demekten başka bir şey bulamıyorum. Doğru olmayan kararlarla belki siyaseten başarılı olabilirsiniz, Ahmet'i Ayşe'yi kandırırsınız ama sofralarından çaldıklarınızı yerine geri koyamazsınız. Ahmet Ağa ve Ayşe Bacı bunun farkına ne zaman varır; ülkemiz doğru bir akılla yönetilmeye başlar. Umudum her zaman var. Akıl, alın teri ve meşakkatin üzerinden gelemeyeceğim hiçbir şey yoktur diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İkinci Varlık Vergisi Faciasına Doğru

II. Abdülhamid ve Osmanlı Maliyesinin İflası

Osmanlı'dan Devraldığımız Borçlar