Kayıtlar

Temmuz, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Her şey Sputnik ile Başladı

Resim
Geçen hafta içinde NASA, Kepler uzay teleskopunun bizim güneş sistemimizden 1400 ışık yılı uzaklığında Kepler-452b adı verilen bir gezegen saptadığını, bu gezegenin dünyaya çok benzediğini ve onun da bir güneşi olduğunu açıkladı. 4 Ekim 1957 günü radyolar haber programlarında ilk haber olarak Sovyetler Birliği’nin uzaya gönderdiği Sputnik1 adlı uzay aracını anlatıyorlardı. 7 yaşındaydım. Ankara’da Mimar Kemal İlkokulu ikinci sınıfa gidiyordum. Bu haber yayınlandığı anda ABD’nin üzerinde atom bombası düşmüş gibi bir etki yarattı. Amerikalılar, uzayı, teknolojide çok geride bıraktıklarını düşündükleri Sovyetlere kaptırmanın telaşına kapıldılar. Yalnızca Amerikalılar değil, bütün kapitalist dünya aynı telaşa kapıldı: Ruslar uzayı ele geçirirse oradan dünyaya egemen olabilirlerdi.

Orta Gelir Tuzağında Türkiye

Resim
Orta gelir tuzağı Bir ekonominin belirli bir kişi başına gelir düzeyine ulaştıktan sonra orada sıkışıp kalması haline orta gelir tuzağı denir. Orta gelir tuzağı bir ekonomide kişi başına gelir düzeyinin belirli bir aşamadan öteye gidememesi ya da belirli bir gelir düzeyine ulaştıktan sonra durgunluk içine girilmesini, özetleyen bir yaklaşımdır.  

2015 Tahminlerimi Yeniledim

Aşağıdaki tabloda eski ve yeni tahminler yer alıyor. İlk sütunda tahmin konusu göstergelerin adları var. İkinci sütunda (OVP 2015), hükümetin Ekim 2014’de açıkladığı Orta Vadeli Programda 2015 yılı için öngördüğü tahminler yer alıyor. Bu tahminlerde bir değişiklik yapılmadığı için aynen bırakıyorum. Üçüncü sütunda (IMF Ekim) IMF’nin Ekim 2014 WEO Raporunda Türkiye için yaptığı 2015 yılı tahminleri, dördüncü sütunda (IMF Nisan) IMF’nin 2015 Nisan ayında yaptığı yeni tahminler sergileniyor. Beşinci sütunda (ME Ocak) benim bu yıla girerken yaptığım tahminler, son sütunda ise (ME Temmuz) yaptığım düzeltmelere dayalı yeni tahmin setim yer alıyor.

Küresel Barış Endeksindeki Yerimiz ve Risk Primimizle İlişkisi

Ekonomi ve Barış Enstitüsü, hiçbir partiye üye olmayan, kâr amacı gütmeyen bağımsız bir araştırma kurumu. Barış ve barışın ekonomiyle ilişkileri konusunda çalışmalar yapıyor. Yayınladığı raporlar içinde en ilgi çekici olanlarından birisi Küresel Barış Endeksi. Bu endeks 162 ülkeyi, 23 farklı niceliksel ve niteliksel göstergeyle ele alıp kıyaslıyor. Bu göstergelere dayanarak bir ülkenin barışa ne kadar yakın (barışçıl) veya barıştan ne kadar uzak olduğunu ölçmeyi amaçlıyor. Göstergeler ve taşıdıkları ağırlıklar şöyle:

Lozan Antlaşması'nın 92. Yıldönümü: Sevr ve Lozan Antlaşmalarına Göre Türkiye Toprakları

Resim
SEVR Antlaşmasıyla Türk Toprakları (Osmanlı İmparatorluğu - İmza Tarihi: 10 Ağustos 1920) Kalan Türk Toprakları sarı boyalı alandır. LOZAN Antlaşmasıyla Türkiye (TBMM Temsilciler Heyeti - İmza Tarihi 24 Temmuz 1923) Ulusal Kurtuluş savaşını niçin ve kime karşı verdiğini unutan bir toplum eninde sonunda bir kez daha benzer bir savaş vermek zorunda kalır.  Bizdeki belgelere inanmayanlar için Sevr Antlaşmasının İngiltere'de basılmış hali: http://treaties.fco.gov.uk/docs/pdf/1920/TS0011.pdf Sevr Antlaşması’nın imzalanmadığını öne sürenler için not : Varsayalım ki Sevr Antlaşması imzalanmamış olsun, bu harita fiili durumu gösteriyor. Yani Padişah bu belgeyi ister onaylamış olsun isterse onaylamamış olsun 1920 yılının ortasında fiilen ülke bu şekilde parçalanıp paylaşılmış durumda. Buna karşı çıkan ise Osmanlı ailesi değil Atatürk ve arkadaşlarıydı. 

Merkez Bankası Faizleri Niçin Değiştirmedi?

TCMB Para Politikası Kurulu bugünkü toplantısında kısa vadeli faizleri değiştirmeden bıraktı. Buna göre haftalık repo ihalesi faizi yüzde 7,5, gecelik borç alma faizi yüzde 7,25, gecelik borç verme faizi yüzde 10,75 düzeyinde devam edecek. Kurul, benzer şekilde, geç likidite penceresi faizlerini (TCMB borç alma faizi yüzde 0, TCMB borç verme faizi yüzde 12,25) değiştirmeden bıraktı.

Beş Derste Ekonomi

Resim

Bütçe İyi de Cari Açığı Kim Finanse Etti?

Mayıs ayına ilişkin olarak mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi önceki yılın Mayıs ayına göre yüzde 2,4 artmış ancak bir önceki aya göre yüzde 2 azalmış bulunuyor. Sanayi üretimi bu hızla ekonomiyi istenen büyüme düzeyine taşıyacak gibi görünmüyor.   Ekonominin en başarılı parçası olan bütçe ilk 5 ayda yalnızca 2,4 milyar TL açık vermiş durumda. Bu dönemdeki faiz dışı fazla da 25,6 milyar TL’ye ulaşmış bulunuyor. Eğer bu performans sürdürülebilirse bütçe açığı yıl sonunda hedeflenenin de altında kalabilir.

Türkiye Ekonomisinin 2000'lerdeki En Önemli Sorunu

Resim
Öncelikle Türkiye ile aralarında yer aldığı gelişmekte olan ülkeler (GOÜ) 1980’den bu yana ekonomik büyümelerine bir bakalım. Şekildeki siyah kırıklı çizgi 1980’lerden bu yana GOÜ’lerin büyüme eğilimini, siyah noktalı çizgi ise aynı dönem için Türkiye’nin büyüme eğilimini gösteriyor. GOÜ’ler 1980’lerde ortalama yüzde 3 dolayında bir büyüme oranıyla başlayıp 2014’de yüzde 6’lara ulaşırken, Türkiye 1980’lerde yüzde 4’ün biraz üzerinde bir büyüme oranıyla başlayıp 2014’deaynı düzeyde kalmış görünüyor.

Yapısal Reformlar Niçin Kolay Yapılamaz

Öncelikle yapısal reformların ne olduğuna bir kez daha değineyim. Bunu yaparken daha önce bu blokta yazdığım Yapısal Reformlar Rehberi başlıklı yazımın giriş bölümünü buraya aktaracağım. Yapısal reform, bir sistemin daha verimli çalışabilmesi ve şoklara karşı daha dayanıklı hale getirilebilmesi için o sistemin yeniden yapılandırılması olarak tanımlanabilir. Ekonomi dışından bir örnek vereyim. Diyelim ki İstanbul’u olası bir depreme karşı daha güçlü bir hale getirmek istiyoruz. O zaman eskiden depremlere dayanıklı olarak yapılmamış yapıları yıkıp depreme dayanıklı yapılar yapmanız gerekiyor. Bu, hem zaman alacak hem de pahalıya çıkacak bir dönüşüm. Ama tamamlandığında hem kentin görünümünü güzelleştirecek hem de depremlere dayanıklılığını artıracak bir yapısal dönüşüm.